belirtmek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

belirtmek



Bedeutungen von dem Begriff "belirtmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 82 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
belirtmek remark v.
belirtmek indicate v.
belirtmek specify v.
belirtmek state v.
General
belirtmek exude v.
belirtmek mark v.
belirtmek unfold v.
belirtmek evince v.
belirtmek quote v.
belirtmek denominate v.
belirtmek spell v.
belirtmek show v.
belirtmek designate v.
belirtmek express v.
belirtmek note v.
belirtmek signify v.
belirtmek emit v.
belirtmek feature v.
belirtmek breathe v.
belirtmek embody v.
belirtmek define v.
belirtmek import v.
belirtmek deliver oneself of v.
belirtmek evidence v.
belirtmek determine v.
belirtmek explain v.
belirtmek purport v.
belirtmek sign v.
belirtmek bring v.
belirtmek speak v.
belirtmek predicate v.
belirtmek point out v.
belirtmek represent v.
belirtmek manifest v.
belirtmek imply v.
belirtmek state v.
belirtmek specify v.
belirtmek denote v.
belirtmek indicate v.
belirtmek stipulate v.
belirtmek enumerate v.
belirtmek ventilate v.
belirtmek assert v.
belirtmek reflect v.
belirtmek couch v.
belirtmek emphasize v.
belirtmek expound v.
belirtmek suggest v.
belirtmek make a mention of v.
belirtmek emphasise v.
belirtmek announce v.
belirtmek mention v.
belirtmek characterize v.
belirtmek characterise v.
belirtmek eventilate [obsolete] v.
belirtmek wield [obsolete] v.
belirtmek write v.
belirtmek pitch v.
belirtmek say v.
belirtmek precise v.
belirtmek stigmatise [uk] v.
belirtmek stigmatize [us] v.
belirtmek symptomatise [uk] v.
belirtmek symptomatize v.
belirtmek symptomise [uk] v.
belirtmek symptomize v.
belirtmek bid v.
belirtmek ex (express) abrev.
Phrasals
belirtmek chalk out v.
belirtmek pint out v.
Law
belirtmek manifest v.
belirtmek imply v.
Technical
belirtmek enumerate v.
belirtmek identify v.
belirtmek name v.
belirtmek state v.
belirtmek denote v.
belirtmek specify v.
Logic
belirtmek connote v.
Archaic
belirtmek nominate v.
belirtmek denotate v.
Slang
belirtmek shake a stick at v.

Bedeutungen, die der Begriff "belirtmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 426 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
zarfın arkasına ulaşma tarihini ve yerini belirtmek için postane tarafından vurulan damga backstamp n.
şaşkınlık, tiksinme, sıkkınlık ve kızgınlık belirtmek için kullanılan bir sözcük jeremiah n.
hintli kadınların evli olduklarını belirtmek için taktıkları kolye mangalsutra n.
sahiplik belirtmek için hayvanın kulağına atılan çentik veya postuna yapılan işaret mark n.
hanedan armalarında özellikle dördüncü oğlu belirtmek için kullanılan, ayakları görünmeyen bir kuş figürü martlet n.
ne tür bir eylemin gerekli veya ilgili olduğunu belirtmek için kullanılan en uygun terim word n.
bir konunun tüm açılardan tamam hale geldiğini belirtmek için kullanılan ifade mod con n.
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf dominical n.
eserin türünü belirtmek için eser başına eklenen alıntı inscription n.
bir şeyin güzelliğini belirtmek serve as an offset to something v.
aksini belirtmek say the opposite of v.
kesin olarak yerini belirtmek pinpoint v.
belirtmek (ifade etmek) indicate v.
fikrini belirtmek pussyfoot v.
açıkça belirtmek express clearly v.
açık seçik belirtmek articulate v.
önemle belirtmek accentuate v.
hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek called in sick v.
ayrıntıları ile belirtmek particularize v.
sembol ile belirtmek symbolize v.
tezahürat yaparak sevgisini belirtmek make much of v.
belirtmek (altını çizerek) highlight v.
miktarını belirtmek quantify v.
değerini belirtmek için (birşeyi) incelemek criticize v.
ana hatlarıyla belirtmek outline v.
yeniden belirtmek rearticulate v.
bir şeyi belirtmek make something clear v.
kendi fikrini belirtmek speak one's piece v.
göstermek (belirtmek vb.) denote v.
açıkça belirtmek enunciate v.
kazıklarla (bir yerin) sınırlarını belirtmek stake off v.
sembol ile belirtmek emblematize v.
ısrarla belirtmek harp v.
görüş belirtmek opine v.
açıkça belirtmek enounce v.
üzüntüsünü belirtmek bemoan v.
fikrini belirtmek declare v.
önceden belirtmek predetermine v.
arasıra tekrarlanan bir durumu belirtmek için kullanılır be subject to v.
kesin ve açık olarak belirtmek formulate v.
aksini belirtmek assert the contrary v.
açıkça belirtmek specify v.
miktar belirtmek quantify v.
ayrıntıları ile belirtmek specify v.
kelimenin önemini belirtmek underscore v.
hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek call in sick v.
belirtmek (şartları/kuralları) prescribe v.
özellikle belirtmek point to v.
sembol ile belirtmek symbolise v.
tam olarak belirtmek indicate clearly v.
tam olarak belirtmek specify fully v.
tam olarak belirtmek specify precisely v.
tam olarak belirtmek specify exactly v.
yukarıda belirtmek point out above v.
yukarıda belirtmek indicate above v.
olumlu olarak belirtmek constate v.
taziyelerini belirtmek convey one's condolences v.
fikir belirtmek form a view on v.
tekrar belirtmek respecify v.
tam olarak belirtmek pin something down v.
açıkça belirtmek pin down v.
bir fikir belirtmek state an opinion v.
düşüncelerini belirtmek opine v.
düşüncelerini belirtmek express v.
düşüncelerini belirtmek express one's thoughts v.
düşüncelerini açıkça belirtmek enunciate v.
önceden belirtmek foreshadow v.
doğruluğunu belirtmek certify v.
acısını paylaştığını belirtmek express one's sympathy to v.
kazıklarla belirtmek peg out v.
niceliğini belirtmek quantify v.
altını çizerek belirtmek lay stress on v.
altını çizerek belirtmek lay emphasis on v.
önemini belirtmek lay emphasis on v.
önemini belirtmek lay weight on v.
önemini belirtmek lay stress on v.
altını çizerek belirtmek lay weight on v.
önemini belirtmek emphasise v.
önemini belirtmek emphasize v.
davanın tüm delillerini sunduğunu belirtmek rest one's case v.
neden belirtmek state a reason v.
diye belirtmek state as v.
sebep belirtmek state a reason v.
aşağıda belirtmek specify below v.
aşağıda belirtmek indicate below v.
kaynak belirtmek indicate the sources v.
yetersiz belirtmek underspecify v.
eksik belirtmek underspecify v.
iki şey arasındaki farkı belirtmek draw a distinction v.
şeklinde belirtmek indicate as v.
şeklinde belirtmek state as v.
(bilgi/haber) kaynağını belirtmek/vermek source v.
(bir şey) hakkında şüphelerini açıklamak/belirtmek express doubts about v.
değerini belirtmek için (birşeyi) incelemek criticise v.
sembol ile belirtmek emblematise v.
ayrıntıları ile belirtmek particularise v.
belirtmek istemek (i) would like to indicate (that...) v.
belirtmek istemek want to state v.
belirtmek istemek want to indicate v.
tercih belirtmek express preference v.
ilaveten belirtmek adsignify v.
önceden belirtmek adumbrate v.
yeniden önemle belirtmek reaccent v.
yeniden belirtmek re-articulate v.
ulaşma tarihini ve yerini belirtmek için zarfın arkasını damgalamak backstamp v.
yeniden önemini belirtmek re-emphasise v.
yeniden önemini belirtmek re-emphasize v.
yeniden belirtmek re-explain v.
yeniden belirtmek re-express v.
farklı bir şekilde belirtmek re-express v.
kaynak belirtmek reference v.
yeniden belirtmek remark v.
altını çizerek belirtmek lay stress upon v.
sesle belirtmek toll v.
laf arasında belirtmek toss v.
yetkin olunmayan konularda görüş belirtmek ve öğüt vermek ultracrepidate v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare an interest v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare one's interest v.
açıkça belirtmek enounce v.
(kaynakları) kenar boşluklarına not alarak belirtmek margin v.
kabataslak belirtmek block (out) v.
hatalı şekilde belirtmek misexpound v.
başarısızlık olarak belirtmek miss v.
lökün ile belirtmek lute v.
(kafa sallama) jestlerle tanıdığını belirtmek move v.
ses çıkararak belirtmek go v.
özel bir işaretle belirtmek design [obsolete] v.
açıkça belirtmek despecificate v.
nefret kınama belirtmek için tıslama sesi çıkarmak hizz [dialect] v.
ağzı çarpıtarak hoşnutsuzluk belirtmek mump [dialect] [uk] v.
şaşkınlık belirtmek oh v.
görüş belirtmek opinion [dialect] v.
fikrini cahilce belirtmek opinionate v.
görüşünü belirtmek commit v.
dogmatik görüşler belirtmek pontificate v.
anlaşılmaz ifadeler belirtmek pontificate v.
kesin şekilde belirtmek pitch [obsolete] v.
ana hatlarıyla belirtmek platform [obsolete] v.
düzeltme ihtiyacını belirtmek correct v.
düzeltme ihtiyacını belirtmek correctify v.
önceden belirtmek forepoint v.
açıkça belirtmek outspeak v.
cesurca belirtmek outspeak v.
fikrini belirtmek outspeak [dialect] v.
daha fazla belirtmek outstate [rare] v.
kaynağını belirtmek parent v.
parantez içinde belirtmek parenthesize v.
parantez içinde belirtmek parenthesise v.
ayrıntıları ile belirtmek precise v.
önceden belirtmek prelude v.
açıklama olarak önden belirtmek premiss v.
önceden belirtmek prenote v.
önceden belirtmek presignify v.
(yetki, sorumluluk belirtmek için) adını yazmak sign v.
yön belirtmek signpost v.
(zamanı) vuruşlarla belirtmek beat v.
(yoğunluğu belirtmek için) kapıyı kapatmak sport [uk] v.
(yoğunluğu belirtmek için) kapıyı kapalı tutmak sport [uk] v.
maddeler halinde belirtmek itemize v.
çevresini belirtmek outline v.
harita veya tabloda istenmeyen bir durumu belirtmek için siyahla işaretli black adj.
göreceli konumu belirtmek için kullanılan hayali bir saate göre o’clock adv.
eylemin aniliğini belirtmek için kullanılan bir ifade off adv.
eylemin doğrudanlığını belirtmek için kullanılan bir ifade off adv.
bir zamanı belirtmek için kullanılır at prep.
bir yeri belirtmek için kullanılır at prep.
sıfatı belirtmek kullanılan bir edat of prep.
bir eylemi yapan veya gerçekleştiren kimseyi belirtmek için kullanılan bir edat of prep.
şaşkınlık belirtmek için kullanılır yow interj.
şaşkınlık belirtmek için kullanılan bir ünlem vum [uk] interj.
ani ve şaşırtıcı bir eylemi, değişimi, farkındalığı belirtmek için kullanılan bir ünlem whammo interj.
ingiliz veya britanya kökenli herhangi bir şeyi belirtmek üzere kullanılan önek anglo pref.
belirli bir insan tipini belirtmek için sahte latince sıfatlarla şakasına kullanılan bir kombine terim homo- pref.
Phrasals
(telefonla) rapor etmek/belirtmek call in v.
(telefonla) rapor etmek/belirtmek call in to v.
ana hatlarıyla belirtmek chalk out v.
fikrini belirtmek make out v.
istek-arzu belirtmek purr over v.
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü belirtmek weep for (someone or something) v.
açıkça belirtmek lay out v.
işaretle belirtmek mark up v.
(bir şeyle ilgili) hararetli bir şekilde görüşlerini belirtmek sound off (about something) v.
(bir şeyle ilgili) yüksek sesle görüşlerini belirtmek sound off (about something) v.
ana hatlarını belirtmek block (out) v.
ana hatlarını belirtmek block (in) v.
(bir şeyi incelikli bir şekilde) söylemek/belirtmek couch (something) in (something) v.
(bir şeyi birine) açıkça belirtmek enunciate (something) to (one) v.
-e açıkça belirtmek enunciate to v.
bir kullanıcı arayüzünü aktif olmadığını belirtmek için gri yapmak gray out v.
(biri/bir şey) hakkında görüş belirtmek remark on (someone or something) v.
kendi görüşünü kendi belirtmek speak for (oneself) v.
(birinin/bir şeyin) ardından üzüntülerini belirtmek weep about (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ardından üzüntülerini belirtmek weep over (someone or something) v.
birisini yaptığı bir işten ötürü övmek, hayranlık ya da minnettarlık belirtmek credit someone or something with something
Phrases
yemekten alınan aşırı hazzı belirtmek için kullanılan ifade nom interj.
yemekten alınan aşırı hazzı belirtmek için kullanılan ifade nom nom nom interj.
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olabileceğini belirtmek için kullanılan ifade biological clock is ticking expr.
sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
tam olarak söylemek/belirtmek gerekirse to be (more) exact expr.
sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
belirtmek isterim ki I'd like to state that expr.
bir kaçını belirtmek gerekirse to mention but a few expr.
belirtmek isterim ki I'd like to point out that expr.
önemle belirtmek gerekir ki it is crucial to state that expr.
tam olarak belirtmek gerekirse to be more precise expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki unfortunately i must inform you that expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki I regret to say that expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki it is unfortunate that I must inform you expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki I am sorry to say that expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki I am afraid I must inform you that expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki much to my regret i must inform you that expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki I am sorry to inform you that expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki it is unfortunate that I have to inform you expr.
üzülerek belirtmek durumundayım ki I regret to announce that expr.
Colloquial
bir hata yaptığında utanç belirtmek için kullanılan ifade dunce cap n.
çılgınca ve eğlence kültürüne dayalı yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade sex, drugs, and rock 'n' roll n.
hedonist bir yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade (erkekler için) wine, women, and song n.
kadınlarla cinsel ilişkinin, alkol kullanımının ve eğlencenin özgürce yaşandığı yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade wine, women, and song n.
çapkınlığın/hovardalığın ön planda olduğu bir yaşam tarzını belirtmek için kullanılan ifade wine, women, and song n.
başını iki yana sallayarak onaylamadığını belirtmek shake one's head v.
birinin (bir şeyi yapan, bir yerde olan) kişi olduğunu belirtmek finger v.
memnuniyetini belirtmek kvell [us] v.
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade shurely shome mishtake expr.
bu da beni belirtmek/üstünde durmak istediğim noktaya/konuya getiriyor that brings me to the point expr.
Idioms
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey a peg on which to hang (something) n.
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey a peg on which to hang something n.
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey a peg to hang (something) on n.
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz the last of the big spenders n.
birinin şikayet ve dertlerinin abartılı olduğunu belirtmek üzere kullanılan mecazi havlu/mendil crying towel n.
bir grubun birine olan minnetarlığını belirtmek için yapılan kısa konuşma a vote of thanks n.
bir farklılığı veya sıkıntıyı belirtmek pick a crow v.
(birine) büyük bir gizlilikle memnuniyetsizliğini belirtmek take (one) behind the woodshed v.
nihayet düşüncesini belirtmek come off the fence v.
nihayet düşüncesini belirtmek get off the fence v.
nihayet düşüncesini belirtmek climb off the fence v.
bir konuda seçimini/tercihini belirtmek cast (one's) vote v.
kısa veya önemsiz de olsa görüşünü belirtmek give (one's) two cents v.
kısa veya önemsiz de olsa görüşünü belirtmek give (one's) two cents' worth v.
(biri veya bir konu hakkında) çok şey belirtmek say a great deal about (someone or something) v.
(biri veya bir konu hakkında) çok şey belirtmek say a great deal about (someone or something) v.
naçizane görüşünü/fikrini belirtmek add (one's) two penn'orth v.
naçizane görüşünü/fikrini belirtmek add your twopenn'orth v.
naçizane görüşünü/fikrini belirtmek put in your twopenn'orth v.
fikrini belirtmek air (one's) opinion v.
görüşünü/düşüncesini/kanaatini belirtmek air (one's) opinion v.
anlam karmaşasına yer vermeyecek şekilde açık bir sekilde belirtmek get clear on v.
beğenisini belirtmek send one's compliment v.
beğenisini belirtmek give one's compliment v.
fazlasıyla belirtmek/belirgin kılmak speak volumes v.
eşsincel olduğunu belirtmek/bildirmek come out of the closet v.
hoşnutsuzluğunu belirtmek carry on v.
kısaca belirtmek/açıklamak put something in a nutshell v.
şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtmek make no bones about v.
şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtmek make no bones of v.
tehlikeyi belirtmek give the alarm v.
yolu/istikameti göstermek/belirtmek point the way v.
üzüntüsünü belirtmek apologize (to) for v.
bir şeyi önemle belirtmek make great play of/with something v.
bir şeyi önemle belirtmek make much play of/with something v.
sonunda bir fikir belirtmek come off the fence v.
samimi/içten görüşünü belirtmek speak as you find v.
kendi görüşlerini belirtmek speak as you find v.
kişisel görüşlerini olduğu gibi belirtmek speak as you find v.
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek put in (one's) tuppence (worth) [uk/australia] v.
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek put in (one's) two pennyworth [uk] v.
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek put in your two pennyworth v.
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek put in your two penn’orth v.
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek put in your two ˈcents’ worth v.
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek put in (one's) twopence (worth) [uk/australia] v.
naçizane fikrini eklemek/belirtmek add your twopenn'orth v.
naçizane fikrini eklemek/belirtmek put in your twopenn'orth v.
düşündüğünü olduğu gibi belirtmek call it/them as (one) sees it/them v.
ne gördüğünü dürüstçe belirtmek call it/them as (one) sees it/them v.
düşündüğünü olduğu gibi belirtmek call it/them like (one) sees it/them v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare an interest v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare one's interest v.
bir şarapla minnettarlığını belirtmek give fiddler's pay [obsolete] v.
(bir şeyi) altını çizerek belirtmek lay emphasis on (something) v.
(bir şeyin) önemini belirtmek lay emphasis on (something) v.
duruşunu/tarafını açıkça ortaya koymak/belirtmek make (one's) position clear v.
fikrini/görüşünü/niyetini açıkça belirtmek make (one's) position clear v.
bir şeyi önemle belirtmek make great play of something v.
bir şeyi önemle belirtmek make a great play of something [uk] v.
(birini/bir şeyi) önemle belirtmek make much of (someone or something) v.
'-i önemle belirtmek make play of v.
(bir şeyi) önemle belirtmek make play of (something) v.
yerli yersiz fikir belirtmek put (one's) oar in (something) v.
yerli yersiz fikir belirtmek put (one's) oar into (something) v.
yerli yersiz fikir belirtmek put in (one's) two cents' worth v.
yerli yersiz fikir belirtmek put in (one's) two pennies (worth) [uk] v.
yerli yersiz fikir belirtmek put in (one's) two penn'orth [uk] v.
düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek put your head above the parapet v.
düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek stick your head above the parapet [uk] v.
(bir şeyi) açıkça belirtmek ram (something) home [uk] v.
niyetini kararlı bir biçimde göstermek/belirtmek set out your stall [uk] v.
düşüncesini açıkça belirtmek set out your stall [uk] v.
başını iki yana sallayarak onaylamadığını belirtmek shake your head v.
(bir tür) duygu/fikir belirtmek sound a note (of something) v.
(bir tür) duygu/fikir belirtmek strike a note (of something) v.
önemini belirtmek beat a drum v.
nixon'a özgü cüretkar ya da tabu olan işleri başarma özelliğini belirtmek için kullanılan bir deyim only nixon could go to china expr.
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade shome mishtake shurely expr.
Speaking
kötü kokan bir şeyi belirtmek için kullanılan bir ifade pee you expr.
şuna da belirtmek isterim ki I would also like to point out that expr.
Trade/Economic
basım sırasında sikkenin üzerine hangi darphaneden çıktığını belirtmek için yerleştirilen özel harf veya işaret mintmark n.
(tutarı) başkasına ödenmesi için belirtmek endorse v.
(çek) arkasına kendini alacaklı belirtmek için imza atmak indorse [uk] v.
(tutarı) başkasına ödenmesi için belirtmek indorse [uk] v.
basım sırasında sikkenin üzerine hangi darphaneden çıktığını belirtmek için özel harf veya işaret yerleştirmek mintmark v.
borsanın gereğinden fazla düşen teknik durumunu belirtmek için kullanılır oversold adj.
iş ilanlarında ne kadar para kazanılabileceğini belirtmek için kullanılan bir ifade o.t.e. (on-target earnings) abrev.
Law
özel bir mütalaayı belirtmek üzere bir belgeye düşülmüş not remark n.
(yasal yaptırımı) belgede belirtmek provide v.
(tarafı olmayan davaları belirtmek için kullanılır) konusunda in re prep.
Politics
kraliyet onayını belirtmek için hükümdar asasını dokundurmak touch v.
önemle belirtmek emphasize v.
önemle belirtmek emphasise v.
önemle belirtmek stress v.
konunun ana hatlarını kabaca belirtmek keynote v.
Technical
rüzgarın kuvvetini belirtmek için çeşitli rüzgar hız aralıklarını ifade eden bir dizi kelime veya sayı windscale n.
özellikle boyutu sınırlandırmak veya notu belirtmek için çizimlerde kullanılan bir işaret crow's-foot n.
titreşim veya salınımla belirtmek vibrate v.
(metal bir nesneyi) delik açılacak yerleri belirtmek için matkap ucuyla işaretlemek dimple v.
Computer
web arayüzündeki ana öğelerin düzenini belirtmek için kullanılan temel görsel kılavuz wireframe n.
internet forumlarında gönderiyi paylaşan kişiyi belirtmek için kullanılan kısaltma op (original poster) abrev.
Telecom
kablonun fiziksel büyüklüğünü belirtmek için kullanılan ölçü birimi gage n.
haberleşmede y harfini belirtmek için kullanılan kod sözcük yankee n.
Electric
büyük şişeye geçen elektrik miktarını belirtmek için elektrikli makineyle büyük bir şişe veya pil arasına koyulan leyden şişesi unit jar n.
Construction
bir bölgedeki konut fiyatlarını belirtmek için kullanılan bir ifade median multiple n.
Transportation
zararlı kimyasalların bulunduğunu belirtmek için uyarı sinyallerinde kullanılan bir kelime hazchem n.
Marine
teknelere rüzgarın yönünü veya kuvvetini belirtmek üzere asılan rüzgar yönü göstergesi telltale n.
dalgıcın orada olduğunu belirtmek üzere suyun üstüne bırakılan ve halatla bir yere bağlanan küçük şa surface marker buoy n.
demir attığını belirtmek üzere geminin pruvasına çekilen siyah bir küre anchor ball n.
saati belirtmek için kampanaya vurma bell n.
suyun derinliğini belirtmek için ölçüm kordonuna çeşitli aralıklarla yerleştirilmiş düğüm veya parça mark n.
rüzgar yönünü belirtmek için kullanılan bayrak wheft n.
rüzgar yönünü belirtmek için veya süsleme olarak kullanılan bir tür flama veya bayrak wheft n.
Medical
cerrahi operasyon sırasında tümör sınırlarını veya rest tümör varlığını belirtmek için doku içine konulan madde surgical clips n.
radyoterapi uygulamadan önce hastanın hareketsiz kalması ve ışın alanlarının merkezlerini belirtmek için cilt üzerine konulan işaretler localization marks n.
Printing
(hatalı dizgiyi) yıldız işareti ile belirtmek star v.
Gastronomy
konyak, porto şarabı gibi içkilerin 12 ila 17 yıllık olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade vso (very superior old) n.
konyak, porto şarabı gibi içkilerin 20 ila 25 yıllık olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade vsop (very special (or superior) old pale) n.
Math
denklemin her iki tarafındaki değerlerin aynı olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade be n.
Biology
aynı derecedeki başka grubu belirtmek için aynı terimleri kullandığı için reddedilen taksonomik adlandırma şekli homonym n.
genetik kod belirtmek encode v.
Fishery
balık miktarı belirtmek için kullanılan ve 500 ile 650 adet arasında değişen çeşitli birimler maze [uk] n.
Literature
(şiirde) kelimelerin anlamlarını belirtmek veya pekiştirmek için fonetik özelliklerini kullanma tekniği word painting n.
kendi terminoloji tercihi olmadığını belirtmek için yazarın tırnak işareti kullanması scare quote n.
obelus sembolü kullanarak (şüpheli, sahte şeklinde) belirtmek obelize v.
Linguistics
sesli bir harfin uzun okunması gerektiğini belirtmek için üzerine konan yatay kısa çizgi şeklinde bir sembol macrotone n.
vurgulu veya uzun heceleri belirtmek için dizenin altına konan yatay bir işaret macrotone n.
kiplik belirtmek için kullanılan yardımcı fiil modal auxiliary verb n.
kiplik belirtmek için kullanılan yardımcı fiil modal verb n.
kelimelerin durum, cinsiyet, sayı, zaman, kişi, ruh hali, ses, karşılaştırma gibi ayrımları belirtmek için uğradığı biçimsel değişiklik modification n.
(lehçe) genizsileşmeyi belirtmek için harfin altına koyulan virgül benzeri bir işaret ogonek n.
(litvanyaca) sesli harf uzunluğunu belirtmek için harfin altına koyulan virgül benzeri bir işaret ogonek n.
ikincil vurguyu belirtmek için kullanılan kesme işareti secondary stress n.
ibranice'de kapalı e sesini belirtmek için sessiz harfin altına konulan harf vurgusu sere n.
kökenini belirtmek etymologize v.
kökenini belirtmek etymologise v.
durum veya zaman belirtmek için başka bir fiille kullanılan yardımcı fiil modal-auxiliary v.
History
(armacılık) hanedanlık armalarında üçüncü oğlu belirtmek için kullanılan 5 köşeli bir yıldız sembolü mullet n.
(armacılık) hanedanlık armalarında üçüncü oğlu belirtmek için kullanılan 5 köşeli bir yıldız sembolü molet n.
Archaeology
eski elyazmalarında belirsiz paragrafların başladığını belirtmek için kullanılan sembol obelus n.
Religious
rütbe ve görevlerini belirtmek için kardinallere verilen geniş kenarlı kızıl şapka red hat n.
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf dominical letter n.
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf sunday letter n.
(katolik kilisesi'nde) rütbe ve görevlerini belirtmek için kardinallere verilen geniş kenarlı kızıl şapka scarlet hat n.
Philosophy
bir inanışı belirtmek için bir tezin kullanımı ecthesis n.
cümleler yerine nesneleri belirtmek için kullanılan dil veya ifade object language n.
Military
kurtarma operasyonlarında belirli birinin varlığını belirtmek için gösterilen gizli işaret load signal n.
(ingiliz ordusunda) rütbe belirtmek için takılan elmas biçimindeki sembol pip n.
mermi belirtmek shell v.
Hunting
avcının tilki gördüğünü belirtmek için bağırması view halloo n.
Football
oyuncunun faul yaptığını belirtmek için gösterilen bir kart yellow-card n.
Card
kart alma isteğini belirtmek bid v.
Art
şükran belirtmek için adak olarak kiliseye bağışlanan sanat eserlerinin genel adı ex-voto n.
(öne çıkan bölümü) açık tonla belirtmek highlight v.
Music
(orta çağ müziğinde) tekrar eden ses tonlarını belirtmek için kullanılan bir hatırlatıcı euouae n.
(orta çağ müziğinde) tekrar eden ses tonlarını belirtmek için kullanılan bir hatırlatıcı evovae n.
(orta çağ müziğinde) tekrar eden ses tonlarını belirtmek için kullanılan bir hatırlatıcı euouae n.
şarkı sözünün anlamını belirtmek veya pekiştirmek için sesin müzikal niteliklerini kullanma tekniği word painting n.
kroşeden daha kısa zaman değerlerini belirtmek için nota köküne eklenen vuruş hook n.
ses yüksekliği derecelerini belirtmek için kullanılan işaretler dynamics n.
ses yüksekliği derecelerini belirtmek için kullanılan işaretler dynamic marks n.
ses yüksekliği derecelerini belirtmek için kullanılan işaretler dynamic markings n.
armoniyi belirtmek için pes bölümün alt veya üst kısmına belirli sayılar yazmak figure v.
(vuruşları) baton ile belirtmek beat v.
Printery
dizgi teknesinin başını veya sonunu belirtmek için nüshanın üzerinde bulunan işaret markoff n.
bir sayfanın başını veya sonunu belirtmek için ilk dizginin üzerinde bulunan işaret markoff n.
eski elyazmalarında belirsiz paragrafların başladığını belirtmek için kullanılan − veya ÷ sembolü obelisk n.
dipnot belirtmek için kullanılan + sembolü obelus n.
(kelimeyi veya paragrafı) "-" işaretiyle belirtmek obolize [rare] v.
(kelimeyi veya paragrafı) "÷ " işaretiyle belirtmek obolize [rare] v.
Archaic
(15. yüzyıldaki gençlerin utangaçlığını belirtmek için kullanılır) bir grup genç erkek blush n.
sınırları belirtmek mere v.
ismiyle veya ayırt edici bir ifadeyle belirtmek design v.
görüş belirtmek opiniate v.
değişim geçiren önceki durumu belirtmek için kullanılan edat of prep.
Slang
bir şeyin yolunda gittiğini belirtmek için kullanılan bir ifade wukkas [australia] n.
bir kişinin internette aşırı fazla zaman geçirdiğini belirtmek için kullanılan argo ifade touch grass n.
bir uygulamada biriyle veya bir şeyle ilgilendiğini belirtmek swipe right v.
kendisinden önce söylenen ifadenin doğru olmadığını belirtmek için kullanılan ünlem not interj.
şaşırtıcı ve ani sesi, eylemi veya olayı belirtmek için kullanılan bir ünlem whammo interj.
güzel bir şeyden etkilenildiğinde duyulan hazzı belirtmek için kullanılan ifade unf expr.
grafitilerin yanına oradaki çizimin/yazının silinse de kalıcı olduğunu/değişmeyeceğini belirtmek için yazılan bir ifade stid(still true if destroyed) [us] expr.
Modern Slang
bir kadına ne kadar çekici olduğunu belirtmek için parmakla yapılan işaret air fingering n.
lgbt+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet people n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet people n.
lgbt+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet soup n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet soup n.
lgbt+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet group n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet group n.
lgbtq+ kısaltmasıyla ifade edilen ve ek olarak bir çok kısaltmayı daha içeren topluluğu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet club n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet club n.
lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet community n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet community n.
lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet gang n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet gang n.
lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet mafia n.
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtqia+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade alphabet mafia n.
sinirlendiğini belirtmek için büyük harflerle mesaj yazma all capsing v.
yerli yersiz fikir belirtmek be adding your two cents v.
kendiyle ilgisi olmayan bir konuda fikir belirtmek be adding your two cents v.
konuyla alakasız şekilde fikrini belirtmek be adding your two cents v.
oskarlık oyunculuk (alaycı şekilde bir oyuncunun veya filmin kötü olduğunu belirtmek için) and the oscar goes to expr.