düzen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

düzen



Bedeutungen von dem Begriff "düzen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 89 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
düzen layout n.
düzen order n.
düzen array n.
General
düzen organisation n.
düzen gear n.
düzen tune n.
düzen array n.
düzen right n.
düzen trick n.
düzen deception n.
düzen accommodation n.
düzen trim n.
düzen disposal n.
düzen canon n.
düzen cosmos n.
düzen regular n.
düzen lie n.
düzen rhythm n.
düzen orderliness n.
düzen wile n.
düzen disposition n.
düzen ruse n.
düzen convention n.
düzen harmony n.
düzen composition n.
düzen shine n.
düzen coordination n.
düzen stall n.
düzen method n.
düzen regime n.
düzen order n.
düzen arrangement n.
düzen establishment n.
düzen regularity n.
düzen invention n.
düzen range n.
düzen contexture n.
düzen ordonnance n.
düzen cheat n.
düzen combination n.
düzen programme n.
düzen make-up n.
düzen get-up n.
düzen system n.
düzen cast n.
düzen regularness n.
düzen notion n.
düzen kelter n.
düzen line n.
düzen lay n.
düzen harmoniousness n.
düzen rhythmus n.
düzen deceit n.
düzen pace n.
düzen plat [obsolete] n.
düzen ordination n.
düzen organization n.
düzen organisation n.
düzen square [obsolete] n.
düzen structure n.
Colloquial
düzen ripoff n.
Idioms
düzen spit and polish n.
Trade/Economic
düzen regulation n.
düzen law and order n.
düzen ordinance n.
düzen lay out n.
Law
düzen deceit n.
düzen law n.
Technical
düzen setup n.
düzen gear n.
düzen sequence n.
düzen set up n.
Computer
düzen edit n.
düzen scheme n.
düzen schema n.
Mechanic
düzen linkage n.
Construction
düzen schedule n.
düzen configuration n.
düzen system n.
Automotive
düzen system n.
Food Engineering
düzen order n.
Statistics
düzen array n.
Linguistics
düzen order n.
Religious
düzen directory n.
Military
düzen formation n.
düzen intrigue n.
düzen scheme n.
Music
düzen tuning n.
Archaic
düzen kosmos n.

Bedeutungen, die der Begriff "düzen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 444 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
adil düzen fair order n.
ritmik düzen eurythmy n.
yapısal düzen structural adjustment n.
kurulu düzen the system n.
ekonomik düzen economic order n.
yeni düzen rearrangement n.
düzen bağı discipline n.
anaerkil düzen matriarchy n.
siyasi düzen political system n.
bitişik düzen row housing n.
gizli düzen scheme n.
alt düzen chassis n.
adil düzen just order n.
ritmik düzen eurhythmy n.
sosyal düzen social order n.
sıkı düzen discipline n.
koruyucu düzen fender n.
yasa ve düzen law and order n.
kanuni yetkisi olmayan, kendi fikrine göre zorla düzen sağlayan kimse vigilante n.
yeni düzen new order n.
yasal düzen lawful order n.
yerleşik düzen permanent settlement n.
toplumsal düzen social order n.
mantıklı düzen sequacity n.
güçlünün zayıfı ezdiği düzen the law of the jungle n.
tertip düzen meraklısı neat-freak n.
düzen budalası neat freak n.
iç düzen internal order n.
yasal düzen legal order n.
bozuk düzen corrupt order n.
bozuk düzen corrupt system n.
kaotik düzen chaotic order n.
ritmik hareket/düzen eurhythmy n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri mayet n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri ma'at n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri maat n.
sembolik düzen symbolic order n.
ritmik hareket/düzen eurythmy n.
kurulu düzen established system n.
kapitalist düzen capitalist system n.
eski düzen old order n.
kurulu düzen established order n.
feodal sosyal düzen feudal social order n.
düzen sağlamaya yarayan eşya tidy n.
çeki düzen verme turnout n.
methiyeler düzen emblazoner n.
sabit düzen basis n.
iyi düzen eutaxy n.
kurulu düzen bias [dialect] [uk] n.
nesneler için sistematik bir düzen yaratma bilimi mathesis n.
sıralı düzen hierarchy n.
düzen bozan kimse deranger n.
hapisten çıkanlara düzen kurabilmeleri için verilen para gratuity n.
çapraz düzen diagonal n.
ilahi düzen ve dünyevi işlerin idaresi dispensation n.
doğal düzen dispensation n.
(ingiltere'nin bath şehrindeki) teraslı evlerden oluşan yuvarlak bir düzen circus n.
düzen koruyucu policer n.
yeni bir düzen başlangıcı dayspring n.
çeki düzen verme prink n.
örnek düzen show window n.
göstermelik düzen show window n.
süper organik düzen superorganic n.
bağlantılı düzen syntax n.
felsefi düzen system n.
dini düzen system n.
siyasi düzen system n.
çeki düzen vermek groom v.
kendine çeki düzen vermek gussy up v.
çeki düzen vermek right v.
kendine çeki düzen vermek preen v.
kendine çeki düzen vermek primp v.
çeki düzen vermek tidy up v.
çeki düzen vermek spruce up v.
düzen vermek put something in order v.
düzen kurmak get organized v.
çeki düzen vermek trig v.
çeki düzen vermek spruce v.
düzen vermek harmonize v.
belirli bir düzen içinde geçmek parade v.
düzen vermek tune up v.
çeki düzen vermek array v.
düzen kurmak use a trick v.
düzen altına almak straighten up v.
düzen altına almak put (something) in order v.
düzen sağlamak make systematic v.
düzen sağlamak organize v.
düzen sağlamak restore v.
düzen sağlamak systematize v.
düzen sağlamak order v.
düzen altına almak organize v.
üstüne başına çeki düzen vermek make oneself presentable v.
yeni bir düzen vermek reorganize v.
(düzen/kural) koymak establish v.
düzen bozmak derange v.
islami düzen getirmek islamicize v.
islami düzen getirmek islamicise v.
çeki düzen vermek titivate v.
kendine çeki düzen vermek adapt oneself to v.
belirli bir düzen içinde yapmak do in certain way v.
belirli bir düzen içinde yapmak do in certain manner v.
belirli bir düzen içinde yapmak do in certain order v.
düzen içinde çalışmak work in order v.
düzen içinde çalışmak study in order v.
kendine çeki düzen vermek get one’s act together v.
düzen vermek harmonise v.
düzen sağlamak organise v.
yeni bir düzen vermek reorganise v.
düzen altına almak organise v.
mutfağa çeki düzen vermek tidy up the kitchen v.
bir düzen kurmak set in one's way v.
tekrar çeki düzen vermek regroom v.
kendine çeki düzen vermek remember oneself v.
çeki düzen vermek neat [obsolete] v.
çeki düzen vermek neaten v.
çeki düzen vermek neatify [obsolete] v.
çeki düzen vermek trick v.
çeki düzen vermek primp v.
çeki düzen vermek slick v.
kendine çeki düzen vermek slick v.
çeki düzen vermek spunge v.
düzen içinde dizmek suit [obsolete] v.
çeki düzen vermek preen v.
düzen dışında olan orderless adj.
bozuk/kirli hale gelmiş (düzen vb) defiled adj.
düzen karşıtı anti-establishment adj.
düzen ile ilgili accommodational adj.
methiyeler düzen adulatory adj.
çeki düzen verilmemiş ungroomed adj.
düzen içinde olan right-side up adj.
düzen içinde olan right-side-up adj.
düzen kurmuş groovy [dated] adj.
sekiz katlı (düzen) octaploid adj.
parçaları arasında düzen olmayan scattered adj.
mantıklı düzen ile ilerleyerek sequaciously adv.
bir düzen dahilinde in an orderly manner adv.
düzen içinde right-side up adv.
düzen halinde right-side up adv.
(tarz, düzen) ile in prep.
düzen istiyoruz! order! interj.
doğal düzen anlamını veren bir ön ek physi- pref.
doğal düzen anlamını veren bir ön ek physio- pref.
sıra, düzen anlamında sonek - taxy suf.
düzen halinde in line expr.
Phrasals
çeki düzen vermek pull something together v.
kendine çeki düzen vermek get up v.
kendine çeki düzen vermek pick up v.
'-den gelen düzen order from v.
Phrases
düzenbazlığın düzen haline geldiği dönemde hakikati konuşmak devrim yapmaktır in a time of universal deceit expr.
düzenbazlığın düzen haline geldiği dönemde hakikati konuşmak devrim yapmaktır telling the truth is a revolutionary act expr.
Colloquial
yoğun bir program sırasında dinlenmek veya kendine çeki düzen vermek için duraklamak touchdown n.
kurulu düzen karşısında direnmek stick it to the man v.
kendine çeki düzen vermek pretty oneself up v.
1970'ler ve 80'lerde popüler olan acayip, düzen karşıtı, kültür karşıtı tarzı benimseyenler gibi davranmaya çalışan ve başarısız olan plastic punk adj.
kendine çeki düzen ver pull yourself together expr.
ya kendine çeki düzen ver ya da git shape up or ship out expr.
Idioms
karman çorman olmuş düzen a tangled web n.
kördüğüm düzen a tangled web n.
askerlerin bir düzen alarak girdiği savaş a pitched battle n.
belirli/önceden belirlenmiş bir düzen alınarak yapılan savaş a pitched battle n.
hiyerarşik düzen a pecking order n.
hiyerarşik düzen the pecking order n.
düzen veya avantaj (başkasına göre birinden) yana olmak stack the cards in the favor of (someone or something) v.
kendine çeki düzen vermek pretty oneself (or something) up v.
kendisine çeki-düzen vermek clean one's act up v.
kendisine çeki-düzen vermek get one's act together v.
kendisine çeki-düzen vermek clean up one’s act v.
kendine çeki düzen vermek get (one's) stuff together v.
bir şeyin görünümüne çeki düzen vermek give something a facelift v.
kendine çeki düzen vermek have one's act together v.
ele avuca sığmayan şeyleri bir düzen içinde tutmaya çalışmak herd cats v.
kendine çeki düzen vermek put straight v.
çeki-düzen vermek clean act up v.
çeki düzen vermek clean up act v.
kendine çeki düzen vermek clean up your act v.
(bir şeyin) görünümüne çeki düzen vermek give (something) a face-lift v.
kendine çeki düzen vermek get act together v.
birine/bir şeye çeki düzen vermek get/knock/lick somebody/something into shape v.
eve çeki düzen vermek redd up the house [us] v.
düzen içerisinde in apple-pie order expr.
Trade/Economic
doğal düzen natural order n.
ekonomik düzen economic system n.
ekonomik düzen economic order n.
printers düzen ve kuralları printers' ink model statute n.
tek düzen hesap planı gaap n.
tek düzen hesap planı uniform chart of accounts n.
tek düzen muhasebe sistemi uniform accounting system n.
tek düzen teslim fiyatı uniform delivered pricing n.
tek düzen hesap sistemi unified accounting system n.
tek düzen muhasebe sistemi unified accounting system n.
tek düzen maliyetleme uniform costing n.
tüketici gereksinimlerinin tüketici kooperatifleri aracılığıyla karşılandığı ekonomik düzen cooperative commonwealth n.
tek düzen teslim fiyatı postage stamp pricing n.
yeni uluslararası ekonomik düzen new international economic order n.
yeni düzen new deal n.
düzen oluşturmak prescribe v.
kaosu ve düzeni beraberinde barındıran ekonomik düzen chaordic adj.
düzen karşıtı antiestablishment adj.
Law
görünüşteki düzen ve durum apparent good order and condition n.
kanun ve düzen law and order n.
örf ve adetlere dayanan anayasal düzen unwritten constitution n.
toplumsal düzen kuralları rules of social order n.
yasa düzen tanımadan hakkını zor kullanarak alma eylemi vigilantism n.
yasal yetkisi olmadan kendi çıkarına göre zorla düzen sağlamaya çalışma vigilantism n.
(ingiltere ve galler'de) çete faaliyetlerini sınırlandıran bir mülki düzen gangbo n.
düzen koymak prescribe v.
Politics
anayasal düzen constitutional order n.
doğal düzen natural order n.
düzen karşıtı parti anti-system party n.
düzen karşıtlığı nonconformism n.
eşit düzen heterarchy n.
eşit düzen hetaerarchy n.
kaostan düzen order to chaos n.
kaostan düzen order from chaos n.
kaostan gelen düzen ordo ad chao n.
kaostan düzen ordo ab chao n.
kaostan gelen düzen ordo ab chao n.
kaostan gelen düzen order to chaos n.
kaostan düzen ordo ad chao n.
kaostan gelen düzen order from chaos n.
laik düzen secular regime n.
laik düzen secular system n.
mülki düzen civil order n.
politik düzen political order n.
siyasi düzen political order n.
yeni düzen new deal n.
yeni ekonomik düzen new economic order n.
demokratik düzen democratic order n.
karmaşa ve düzen beraber chaordic adj.
Institutes
yeni düzen'in bir parçası olarak ev kredilerini yeniden ipotek ettirmek için oluşturulan devlet destekli bir şirket holc (home owners loan corporation) [us] abrev.
Insurance
tek düzen hesap planı uniform chart of accounts n.
Technical
(bir mekanizmanın çalışmasını sağlayan) düzen train n.
alçak gerilim anahtarlama ve kontrol düzen ve grupları low-voltage switchgear and controlgear assemblies n.
çapraz alanlı düzen crossed-field device n.
düzen bozulması disturbance n.
düzen kutusu edit box n.
düzen katsayısı order parameter n.
hidrolik düzen oil gear n.
hava kuvvetleri teknik düzen merkezi air force technical order center n.
ikili düzen gösterimi binary notation n.
ikili düzen binary numeration system n.
karma düzen composite order n.
kayma önleyici düzen antiskid device n.
kısa erimli düzen short range order n.
kayma önleyici düzen antiskating device n.
ölçünlü düzen standard scheme n.
seçkisiz düzen random order n.
sıra düzen hierarchy n.
sıralı düzen sequential order n.
standart düzen standard scheme n.
tekerlek ön düzen-açı ayarı setting wheel angles n.
uzun erimli düzen long range order n.
uzun erimli düzen katsayısı long range order parameter n.
uzamsal düzen spatial order n.
uzun erimli düzen etkileşimi long range order interaction n.
yönelimsel düzen orientational order n.
Computer
hiyerarşik bir düzen oluşturmak için aynı türden başka bir dosyanın, alt programın veya klasörün içine gömülebilen nestable n.
ardışık düzen seçenekleri pipeline options n.
adres düzen kutusu address editbox n.
ardışık düzen pipeline n.
ardışık düzen veri bloğu pipeline burst n.
blok düzen block layout n.
düzen kutusu özellikleri editbox properties n.
düzen menüsü edit menu n.
düzen kipi edit mode n.
düzen seçenekleri layout options n.
düzen kılavuzları layout guides n.
düzen denetimi edit control n.
dosya düzen yardım file edit help n.
düzen özellikleri layout properties n.
düzen adı scheme name n.
düzen penceresi edit window n.
düzen görünümü edit view n.
dikey düzen vertical layout n.
düzen renkleri scheme colors n.
düzen tasarım layout n.
düzen adı theme name n.
gelişmiş düzen advanced layout n.
grup düzen kipi group edit mode n.
hızlı düzen modu quickedit mode n.
ıas ardışık düzen ias pipeline n.
normal düzen regular layout n.
otomatik düzen altbaşlık alanı subtitle area for autolayouts n.
otomatik düzen nesne alanı object area for autolayouts n.
otomatik düzen başlık alanı title area for autolayouts n.
otomatik düzen autolayout n.
otomatik düzen not alanı notes area for autolayouts n.
rastgele düzen random order n.
seçenekler düzen options edit n.
senaryo düzen scenario edit n.
düzen kaldırmayı onayla confirm scheme removal expr.
düzen değiştirilsin mi? replace scheme? expr.
düzen değiştir change scheme expr.
düzen/bul edit/find expr.
otomatik düzen seçin choose an autolayout expr.
Informatics
düzen denetleyici edit controller n.
Telecom
iç düzen işlemleri housekeeping n.
yarı eş zamanlı sayısal düzen plesiochhronous digital hierarchy n.
Electric
gerilim düzen direnci bleeder resistor n.
Architecture
göz alıcı düzen/yerleşim/plan eye-catching layout n.
tavan arasını süsleyen sıralı düzen attic order n.
mimari düzen classicals orders n.
antik yunana özgü en eski ve yalın mimari düzen dorian order n.
sütun başının volütlerle süslendiği bir düzen ionian order n.
kolosal düzen colossal order n.
bileşik düzen roman order n.
küçük mimari düzen suborder n.
yardımcı mimari düzen suborder n.
Construction
sık düzen close packing n.
Automotive
arızaya karşı güvenli düzen fail-safe system n.
arka tekerlek bloke olmayı önleyici düzen rear wheel antilock system n.
boğulma giderici düzen choke unloader n.
çift ana fren merkezli düzen dual master cylinder n.
çift dupleks düzen duo-duplex system n.
çift platinli düzen dual breaker points n.
diyagnostik düzen durumu on-board diagnostic system status n.
düzen ayarı alignment n.
düzen basıncı system pressure n.
düzen basınç regülatörü system pressure regulator n.
düzen tarayıcı system scanner n.
elektrikle arkadan tahrikli düzen electric rear axle drive n.
güvenlik açısından kritik önem taşıyan düzen safety critical system n.
havalı hidrolik düzen air hydraulic system n.
iki modlu hibrid düzen two mode hybrid system n.
karterden emişli düzen crankcase scavenging n.
kayma önleyici düzen antiskid device n.
mekanik düzen ayarı alignment n.
metrik düzen metric system n.
ön düzen front alignment n.
ön ve arka düzen ayarı için ışıklı cihaz optical wheel-alignment analyzer n.
ön düzen servisi front alignment service n.
otomotiv açık düzen mimarisi automotive open system architecture n.
ön-arka düzen ayar aygıtı alignment rack n.
ön düzen ayar robotu wheel alignment robot n.
ön düzen ayarı front end alignment n.
ön düzen ölçme aleti wheel aligner n.
öndeki engellerden kaçınmaya yardımcı düzen forward obstacle avoidance system n.
ön düzen geometrisi front geometry n.
radar bazlı yandan çarpmayı önleyici düzen radar based side collision avoidance system n.
tekerlek ön düzen ayar cihazı wheel aligner n.
tek modlu hibrid düzen one-mode hybrid system n.
Psychology
çakışmalı zincirleme düzen concurrent chain schedule n.
çeşitli etkenlere göre gruplar arasında nispeten istikrarlı bir düzen kurma eğilimi homeostasis n.
Mental Health
duygusal düzen emotional regulation n.
Physics
atomsal düzen atomic order n.
izospin ve hiperşarj değerli simetrik bir düzen oluşturan onluk hadron grubu unitary decuplet n.
onluk düzen dex n.
Chemistry
bir polimer zincirinin dizilişindeki düzen tacticity n.
Biology
kaosu ve düzeni beraberinde barındıran (doğal düzen) chaordic adj.
sekiz katlı (düzen) octoploid adj.
Botanic
bitki köklerinin aldıkları düzen rhizotaxis n.
bitkinin köklerinin tamamını oluşturan düzen root system n.
Forestry
(orman) dikey katmanlı düzen stratification n.
Social Sciences
sosyal düzen regime n.
müzakere edilen düzen negotiated order n.
erkeklere kadınlardan daha çok cinsel özgürlük tanıyan sosyal düzen double standard of sexual behavior n.
Literature
(endonezya şiirinde) çapraz kafiyeli dörtlükten oluşan düzen pantun n.
(endonezya şiirinde) çapraz kafiyeli dörtlükten oluşan düzen pantoun n.
(şiirde) süregelen metrik düzen synaphea n.
(şiirde) süregelen metrik düzen synapheia n.
Linguistics
bütüncül düzen schema n.
düğüm-düzen code n.
düzen bilgisi tactics n.
doğal düzen varsayımı natural order hypothesis n.
genel düzen global pattern n.
kısır düzen unproductive system n.
sıralı düzen conjunctive ordering n.
History
mülk sahibini derebeyine daimi olarak hizmete mecbur bırakan feodal düzen castle-guard n.
mülk sahibini derebeyine daimi olarak hizmete mecbur bırakan feodal düzen castleward n.
antik roma'da kullanılan yuvarlak bir askeri düzen globe n.
feodal sisteme benzeyen düzen feudalism n.
Religious
yüksek rütbeli kilise görevlilerinden oluşan bütün bir düzen prelacy n.
Philosophy
vedik geleneğindeki bir kozmik-ahlaki düzen ilkesi rta n.
vedik geleneğindeki bir kozmik-ahlaki düzen ilkesi rita n.
Geology
kayayı oluşturan mineral granüllerin boyut, şekil, düzen ve dağılıma bağlı çeşitli özellikleri texture n.
kayaç ve damarlarda birlikte gelişen minerallerin oluşturduğu düzen paragenesis n.
Military
kara mayın savaşında mayınların belli bir düzen olmaksızın rastgele döşenmesi random minelaying n.
dağınık düzen eğitimi combat drill n.
dağınık düzen extended formation n.
dağınık düzen dispersed formation n.
derinliğine düzen formation in depth n.
dağınık düzen extended order n.
dağınık düzen eğitimi extended order drill n.
genişliğine düzen formation in width n.
hedef düzen şeması target array n.
kademeli dağınık düzen stagger formation n.
kademeli düzen echelon formation n.
toplu düzen mass formation n.
toplu düzen kolu column of masses n.
ucu düşmana çevrilmiş ters v şeklindeki taktik düzen wedge formation n.
yanaşık düzen massed formation n.
yanaşık düzen eğitimi close order drill n.
yan yana durulan düzen line of columns n.
yer ve düzen değiştirme evolution n.
dağınık düzen loose order n.
birliklerin normalden daha sık aralıklarla sıralandığı bir askeri düzen mass n.
iki veya daha fazla gruptan oluşup iki veya daha fazla filoyu yöneten büyük bir düzen wing [us] n.
atlı askerlerin yürüyüş sırasında rehberlik etmek ve düzen oluştururken referans hattı olmak için taşıdıkları küçük bayrak veya flama guidon n.
birliğe rehberlik etmek ve düzen oluştururken referans hattı olmak için küçük bayrak veya flama taşıyan asker guidon n.
dağınık düzen open order n.
dağınık düzen herring bone formation n.
yanaşık düzen close order n.
yanaşık düzen talimi close-order drill n.
savunma hattının bir bölümünün duruma göre ileri veya geri atıldığı askeri düzen potence n.
erken taarruz kuvvetini ve havacılık destek teçhizatının bir kısmını içeren kademeli düzen fly-in echelon n.
düzen sağlama harekatı stability operation n.
safta bulunulan sıranın numarasını bir düzen içinde bağırarak söylemek number off v.
Sport
(sistemin bölümleri arasındaki) düzen bozulması breakdown n.
Music
orgun sesini yükseltmeye yarayan düzen organ swell n.
ritmik düzen mood n.
müzik parçasının tempo, ritmik düzen, şiddet özelliklerini bildiren kelime, ifade veya işaret direction n.
(kare meydan dansına başlamadan önce oluşturulan) kare düzen square n.
Mythology
yunan mitolojisinde uranüs ve gaia'nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçası themis n.
(yunan mitolojisinde) adalet, düzen ve yargı tanrıçası dike n.
Slang
düzen delisi neat freak n.
kendine çeki düzen vermek get (one's) shit together v.
kendine çeki düzen vermek get shit together v.
Star Wars
yeni düzen'in korunması komisyonu commission for the preservation of the new order n.
son düzen final order n.
ilk düzen first order n.
ilk düzen akademisi first order academy n.
ilk düzen ordusu first order army n.
ilk düzen bombacısı first order bomber n.
ilk düzen kargo first order cargo n.
ilk düzen istihbarat departmanı first order department of information n.
ilk düzen indirme gemisi first order dropship n.
ilk düzen silah gemisi first order gunship n.
ilk düzen çıkarma platformu first order landing platform n.
ilk düzen hafif kruvazörü first order light cruiser n.
ilk düzen askeriyesi first order military n.
ilk düzen kısa-mesafeli tahliye aracı first order short-range evacuation vehicle n.
ilk düzen uzayı first order space n.
ilk düzen özel kuvvetleri first order special forces n.
ilk düzen yıldız savaşçısı kolordusu first order starfighter corps n.
ilk düzen stromtrooper zırhı first order stormtrooper armor n.
ilk düzen tankeri first order tanker n.
ilk düzen tie bombacısı first order tie bomber n.
ilk düzen tie zalim first order tie brute n.
ilk düzen tie savaşçısı pilotu first order tie fighter pilot n.
liderlik, düzen, güç leadership, order, power n.
yeni düzen new order n.
yeni düzen bildirgesi proclamation of the new order n.
metanette güvenlik & itaatte düzen security in strength & order in obedience n.
stormtrooper (ilk düzen) stormtrooper (first order) n.