Verlauf

güzel

Bedeutungen von dem Begriff "güzel" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 139 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	güzel	good adj.
2	Common Usage	güzel	lovely adj.
3	Common Usage	güzel	pleasant adj.
4	Common Usage	güzel	pretty adj.
5	Common Usage	güzel	nice adj.
6	Common Usage	güzel	beautiful adj.
General
7	General	güzel	belle n.
8	General	güzel	dilly n.
9	General	güzel	beauty queen n.
10	General	güzel	beauty n.
11	General	güzel	good-looker n.
12	General	güzel	bonnie n.
13	General	güzel	penchant n.
14	General	güzel	bully adj.
15	General	güzel	shapely adj.
16	General	güzel	rosy adj.
17	General	güzel	gallant adj.
18	General	güzel	goluptious adj.
19	General	güzel	sweet adj.
20	General	güzel	plummy adj.
21	General	güzel	delicious adj.
22	General	güzel	favourable adj.
23	General	güzel	goodly adj.
24	General	güzel	ducky adj.
25	General	güzel	swell adj.
26	General	güzel	fair adj.
27	General	güzel	sharp adj.
28	General	güzel	wellfavored adj.
29	General	güzel	sightly adj.
30	General	güzel	bonny adj.
31	General	güzel	smart adj.
32	General	güzel	appealing adj.
33	General	güzel	picturesque adj.
34	General	güzel	enjoyable adj.
35	General	güzel	personable adj.
36	General	güzel	grateful adj.
37	General	güzel	comely adj.
38	General	güzel	enviable adj.
39	General	güzel	delightful adj.
40	General	güzel	well adj.
41	General	güzel	delicate adj.
42	General	güzel	sapid adj.
43	General	güzel	beauteous adj.
44	General	güzel	glad adj.
45	General	güzel	handsome adj.
46	General	güzel	likely adj.
47	General	güzel	nifty adj.
48	General	güzel	jolly adj.
49	General	güzel	treacly adj.
50	General	güzel	sheene adj.
51	General	güzel	agreeable adj.
52	General	güzel	charming adj.
53	General	güzel	fine adj.
54	General	güzel	pulchritudinous adj.
55	General	güzel	winsome adj.
56	General	güzel	elegant adj.
57	General	güzel	good-looking adj.
58	General	güzel	well-favoured adj.
59	General	güzel	well-favored adj.
60	General	güzel	dreamy adj.
61	General	güzel	braw adj.
62	General	güzel	favorable adj.
63	General	güzel	flowy adj.
64	General	güzel	aerial adj.
65	General	güzel	unobnoxious adj.
66	General	güzel	bakgat adj.
67	General	güzel	better-looking adj.
68	General	güzel	quaint adj.
69	General	güzel	quare adj.
70	General	güzel	braw [scotland] adj.
71	General	güzel	high adj.
72	General	güzel	honest [uk] adj.
73	General	güzel	gainsome adj.
74	General	güzel	dainty adj.
75	General	güzel	delightous adj.
76	General	güzel	delitable adj.
77	General	güzel	gradely [dialect] adj.
78	General	güzel	guid [scotland] adj.
79	General	güzel	fancy adj.
80	General	güzel	incony [obsolete] adj.
81	General	güzel	inconie adj.
82	General	güzel	fawe [obsolete] adj.
83	General	güzel	fetis adj.
84	General	güzel	pearly adj.
85	General	güzel	saucy adj.
86	General	güzel	sculptured adj.
87	General	güzel	seemly adj.
88	General	güzel	sheen adj.
89	General	güzel	four-star adj.
90	General	güzel	freely adj.
91	General	güzel	smicker adj.
92	General	güzel	beautied adj.
93	General	güzel	squeasy adj.
94	General	güzel	nicely adv.
95	General	güzel	beautifully adv.
96	General	güzel	pleasantly adv.
Colloquial
97	Colloquial	güzel	top hole n.
98	Colloquial	güzel	(good) looker n.
99	Colloquial	güzel	not the word for it v.
100	Colloquial	güzel	purdy adj.
101	Colloquial	güzel	nice-looking adj.
102	Colloquial	güzel	bonnie adj.
103	Colloquial	güzel	bonny adj.
104	Colloquial	güzel	fresh adj.
105	Colloquial	güzel	ridgy-didge [australia] adj.
106	Colloquial	güzel	fanciable [uk] adj.
107	Colloquial	güzel	on fleek expr.
108	Colloquial	güzel	a bit of all right expr.
Idioms
109	Idioms	güzel	bright young thing n.
110	Idioms	güzel	bright young thing n.
111	Idioms	güzel	(all) beer and skittles adj.
112	Idioms	güzel	bad expr.
113	Idioms	güzel	fine and dandy expr.
Informal
114	Informal	güzel	bae interj.
Speaking
115	Speaking	güzel	bully for you expr.
Technical
116	Technical	güzel	fine adj.
Archaic
117	Archaic	güzel	venust adj.
118	Archaic	güzel	gent adj.
119	Archaic	güzel	fayre adj.
Slang
120	Slang	güzel	piffy n.
121	Slang	güzel	peng adj.
122	Slang	güzel	shway adj.
123	Slang	güzel	def (rap slang) adj.
124	Slang	güzel	saucy adj.
125	Slang	güzel	def adj.
126	Slang	güzel	tight (rap slang) adj.
127	Slang	güzel	hotsy-totsy adj.
128	Slang	güzel	mooi [south africa] adj.
129	Slang	güzel	positive adj.
130	Slang	güzel	that's sick expr.
British Slang
131	British Slang	güzel	worldie n.
132	British Slang	güzel	canny adj.
133	British Slang	güzel	tidy adj.
134	British Slang	güzel	barry (edinburgh) adj.
135	British Slang	güzel	hunky-dory adj.
136	British Slang	güzel	irie adj.
137	British Slang	güzel	desmond adj.
138	British Slang	güzel	book adj.
Modern Slang
139	Modern Slang	güzel	a bit of alright adj.

Bedeutungen, die der Begriff "güzel" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	güzel kız	beautiful girl n.
2	Common Usage	güzel ve hoş koku	fragrance n.
3	Common Usage	güzel şeyleri tahrip eden	vandal adj.
General
4	General	yılın en güzel mevsimi	the best part of the year n.
5	General	güzel vücutlu	well rounded n.
6	General	güzel delikanlı	ephebe n.
7	General	güzel koku	fragrance n.
8	General	güzel kız	pretty girl n.
9	General	türk güzel sanatları	turkish arts n.
10	General	güzel fakat değersiz şey	bauble n.
11	General	güzel kokulu siyah çay	oolong n.
12	General	ince ve güzel kız	sylph n.
13	General	güzel şey	beauty n.
14	General	güzel kız	a smasher of a girl n.
15	General	güzel tat	relish n.
16	General	güzel manzaralı kameriye	gazebo n.
17	General	efsaneye göre kuğunun ölmeden önceki son ve güzel ötüşü	swan song n.
18	General	güzel konuşan kimse	orator n.
19	General	güzel kadın	belle n.
20	General	hayatın en güzel devresi	prime of life n.
21	General	güzel kız	smasher n.
22	General	güzel sanatlara düşkün	esthete n.
23	General	en güzel parça	tidbit n.
24	General	güzel kız	eyeful n.
25	General	güzel kokulu olma	odorousness n.
26	General	güzel konuşma	rhetoric n.
27	General	güzel hava	fine weather n.
28	General	modern güzel sanatlar	modern arts n.
29	General	güzel kadın	trick n.
30	General	güzel kız	doll n.
31	General	çok güzel kız	peach n.
32	General	hayatın güzel tarafı	the amenities of life n.
33	General	güzel konuşan kimse	conversationalist n.
34	General	güzel kız	beauty n.
35	General	en güzel dönem (bir kimsenin/bir şeyin)	prime n.
36	General	güzel davranış	gesture n.
37	General	güzel kız	rose n.
38	General	güzel koku	sweet n.
39	General	güzel sanatlar	arts n.
40	General	çok güzel kız	a peach of a girl n.
41	General	güzel söz söyleme sanatı	eloquence n.
42	General	çok güzel kimse	vision n.
43	General	güzel kız	nymph n.
44	General	koku (güzel)	scent n.
45	General	güzel ve etkili konuşma	oratory n.
46	General	deniz manzaralı güzel mekan	space for water affinity n.
47	General	güzel genç kız	gamine n.
48	General	güzel kız	dish n.
49	General	büyük ve güzel ev	dome n.
50	General	çok güzel kız	very beautiful girl n.
51	General	güzel sanatlar ve el sanatları akımı	arts and crafts movement n.
52	General	etkili ve güzel konuşma tarzı	elocution n.
53	General	güzel koku	balm n.
54	General	güzel kadın	beauty n.
55	General	güzel kız	juicy girl n.
56	General	işin güzel tarafı	the sun side of the picture n.
57	General	hayatın en dinç ve güzel devresi	the prime of life n.
58	General	en güzel zaman	prime n.
59	General	güzel konuşma	elocutionary n.
60	General	güzel sanatlar	the arts n.
61	General	güzel koku	aroma n.
62	General	güzel kız	sylph n.
63	General	güzel hatıralar	fond memories n.
64	General	güzel konuşma	atticism n.
65	General	en güzel dönem	pink n.
66	General	güzel sanat	virtu n.
67	General	özlem duyulan eski güzel günler	good old times n.
68	General	güzel sanatlar sevgisi	virtu n.
69	General	güzel sanatlar	fine arts n.
70	General	güzel olma	beauteousness n.
71	General	güzel koku	scent n.
72	General	güzel olmayan karışım	mishmash n.
73	General	etkili ve güzel söz söyleme yeteneği	eloquence n.
74	General	uyuyan güzel	sleeping beauty n.
75	General	çeşitli çiçeklerin güzel kokulu yapraklarıyla baharattan oluşan ve kavanozda saklanan bir karışım	potpourri n.
76	General	güzel koku	perfume n.
77	General	bir yüksek basınç alanından dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi	anticyclone n.
78	General	aniden gelen güzel fikir	a brain wave n.
79	General	güzel koku	sweetness n.
80	General	safran içinde bulunan güzel kokulu yağımsı madde	safranal n.
81	General	güzel sanat	fine art n.
82	General	güzel ve ince (kız/kadın)	sylphlike n.
83	General	güzel sanatlar meraklısı	dilettanti n.
84	General	güzel elbise	finery n.
85	General	güzel sanat eseri	article of virtu n.
86	General	güzel fakat değersiz nesne	bauble n.
87	General	genç ve güzel kız (şiir)	nymph n.
88	General	güzel konuşma	a glib tongue n.
89	General	güzel yazı sanatı	calligraphy n.
90	General	güzel konuşma sanatı	art of eloquence n.
91	General	güzel gözler	beautiful eyes n.
92	General	güzel konuşma sanatı	oratory n.
93	General	güzel şehir	beautiful city n.
94	General	güzel bir haber	a great news n.
95	General	güzel bir haber	a good news n.
96	General	güzel yazı sanatı	caligraphy n.
97	General	güzel kızlar	beautiful girls n.
98	General	güzel kişi	beauty n.
99	General	aroma (güzel) koku	aroma n.
100	General	güzel fakat aptal kadın	doll n.
101	General	güzel konuşma	elocution n.
102	General	güzel görünüş	glory n.
103	General	güzel insan	beautiful-good person n.
104	General	çok güzel ve rahat bir yer	shangri-la n.
105	General	güzel kız	chick n.
106	General	güzel söz söyleme sanatı	elocution n.
107	General	güzel konuşma	eloguence n.
108	General	güzel kadın	goddess n.
109	General	süslü güzel elbise	finery n.
110	General	-e karşı güzel davranış	gesture toward n.
111	General	yararlı ve güzel şeyleri tahrip eden kimse	vandal n.
112	General	yararlı ya da güzel şeyleri tahrip eden kimse	vandal n.
113	General	güzel tesadüf	happy accident n.
114	General	güzel sözler	words of wisdom n.
115	General	güzel insanlar	beautiful people n.
116	General	güzel prenses	beautiful princess n.
117	General	güzel yazı yazma yeteneği	a ready pen n.
118	General	güzel soru	good question n.
119	General	güzel fotoğraf	nice photo n.
120	General	güzel bayan	nice lady n.
121	General	güzel bayan	beautiful lady n.
122	General	güzel bir bayan	a beautiful lady n.
123	General	sonu güzel biten hikayeler	happy ending stories n.
124	General	güzel kadınlar	beautiful women n.
125	General	güzel kadın	beautiful woman n.
126	General	güzel ve özlü sözler	words to live by n.
127	General	güzel manzara	lovely view n.
128	General	çok güzel olan yer/nokta	beauty spot n.
129	General	güzel bir gün	a beautiful day n.
130	General	güzel/hoş ayakkabılar	nice shoes n.
131	General	güzel konuşma	eloquence n.
132	General	güzel budanmış çalı	well-trimmed bush n.
133	General	güzel manzara	nice view n.
134	General	güzel manzara	nice scenery n.
135	General	güzel manzara	beautiful scenery n.
136	General	güzel manzara	beautiful view n.
137	General	güzel kızlar	beauties n.
138	General	tadı ve kokusu güzel şey	ambrosia n.
139	General	güzel sanatlarla uğraşma	artistry n.
140	General	güzel manzaralı yer	beauty spot n.
141	General	güzel yan	beauty n.
142	General	güzel sanatlar meraklısı	dilettante n.
143	General	güzel ama kafasız kız	doll n.
144	General	en güzel parça	titbit n.
145	General	güzel ev	nice house n.
146	General	güzel konuşamama	ineloquence n.
147	General	güzel bir aile	a lovely family n.
148	General	güzel bir aile	a nice family n.
149	General	güzel tahmin	good guess n.
150	General	güzel tahmin	nice guess n.
151	General	(bir şeyin) en güzel şeyi	crowning glory n.
152	General	güzel ve çekici kız	babe n.
153	General	güzel sözle razı güzel sözle eden	cajoler n.
154	General	güzel sözle aldatan	cajoler n.
155	General	güzel yazı sanatı	caligraphy n.
156	General	hoş ve güzel kokulu olma	balminess n.
157	General	güzel yazı yazan	calligrapher n.
158	General	güzel yazı yazan	calligraphist n.
159	General	güzel sanatlara düşkün	aesthete n.
160	General	güzel sanatlarda tecrübeli kimse	aesthetician n.
161	General	kokunun keskinliği ve çabukluğu dolayısıyla güzel ayırt edilmesi	nasutness n.
162	General	güzel gülüş	beautiful smile n.
163	General	danstaki en güzel ve popüler kadın	the belle of the ball n.
164	General	partideki en güzel ve popüler kadın	the belle of the ball n.
165	General	çok güzel kadın	peri n.
166	General	güzel fakat değersiz şey	trinkum n.
167	General	eski güzel günler	auld lang syne [scottish] n.
168	General	güzel bir seyahat	a good trip n.
169	General	güzel genç kız	enigma n.
170	General	güzel olmama	unprettiness n.
171	General	bikinili güzel	bathing beauty n.
172	General	mayolu güzel	bathing beauty n.
173	General	mayolu güzel	bathing belle [obsolete] n.
174	General	(güzel sanatlarda) yetenek	virtuosity n.
175	General	güzel ve iyi kadın	bellibone n.
176	General	oldukça güzel kadın	venus n.
177	General	güzel sanata düşkünlük	virtuosity n.
178	General	güzel sanata ilgili olma	virtuosity n.
179	General	güzel kız	whiting-mop n.
180	General	güzel genç kadın	whiting-mop n.
181	General	gösterişli ve güzel kimse	whizzer n.
182	General	güzel ve genç olunan dönem	blow n.
183	General	güzel kız	bonibell n.
184	General	güzel kız	bonnibell [obsolete] n.
185	General	güzel kız	bonny [scotland] n.
186	General	güzel genç kadın	bonny [scotland] n.
187	General	güzel kız	bonnilass n.
188	General	güzel kız	bonnilasse [obsolete] n.
189	General	güzel kadın	fair one n.
190	General	güzel ilişki	harmony n.
191	General	güzel fırsatlar veya koşullar sunan yer	haven n.
192	General	en güzel kıyafetler	braw n.
193	General	zengin ve güzel yemeklerle beslenme	high living n.
194	General	güzel koku	scent n.
195	General	güzel konuşarak ikna eden kimse	someone with a glib tongue n.
196	General	güzel kimse	lovely n.
197	General	güzel kadın	lovely n.
198	General	güzel nesne	lovely n.
199	General	güzel dans edebilme	moves n.
200	General	güzel tat	delectability n.
201	General	güzel olan şey	grace [obsolete] n.
202	General	beklenmedik güzel şey	icing n.
203	General	galler'de müzik, drama, şiir ve güzel sanatlarda yarışmalarla dolu bir festival	royal national eisteddfod n.
204	General	özensiz güzel yazı	running hand n.
205	General	farklı içerikleri güzel şekilde bir araya getiren eser	dish n.
206	General	güzel şey	dream n.
207	General	(güzel sanatlar, moda) uzman kimse	conoscente n.
208	General	güzel başlangıç	flying start n.
209	General	güzel manzara	scape n.
210	General	güzel yer	show place n.
211	General	güzel dekorlu yer	show place n.
212	General	güzel dekorlu ev	showplace n.
213	General	güzel sesli kadın	siren n.
214	General	güzel kimse	pretty n.
215	General	kafası güzel kimse	slubberdegullion n.
216	General	çok büyük veya güzel olan şey	smasher n.
217	General	güzel davranan	good doer n.
218	General	güzel sanatlar	beaux arts n.
219	General	güzel sanatlar	beaux-arts n.
220	General	en güzel halinde olmak	be in the pink v.
221	General	kapılıvermek (güzel bir şeye)	be smitten by v.
222	General	çok hoşlanmak (güzel bir şeyden)	be smitten with v.
223	General	çok hoşlanmak (güzel bir şeyden)	be smitten by v.
224	General	güzel olmak	become beautiful v.
225	General	kapılıvermek (güzel bir şeye)	be smitten with v.
226	General	güzel görünmek	look beautiful v.
227	General	güzel durmak	become v.
228	General	güzel koku saçmak	scent v.
229	General	birine karşılıkta bulunmak (güzel bir şeye karşı)	pay someone back v.
230	General	güzel ve masum bir kisve altında saklamak (kötü bir şeyi)	sugarcoat v.
231	General	daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak (bir yeri)	freshen up v.
232	General	güzel sözle aldatmak	cajole v.
233	General	güzel bir dille anlatmak	clothe v.
234	General	gününü güzel geçirmek	have a good time v.
235	General	güzel geçmek (fuar vb)	go great v.
236	General	görünmek (güzel/hasta vb)	look v.
237	General	çok güzel olmak	be very beautiful v.
238	General	çok güzel olmak	be very pretty v.
239	General	en güzel kıyafetlerini giymek	wear one's best clothes v.
240	General	güzel bulmak	find something beautiful v.
241	General	güzel bulmak	find someone beautiful v.
242	General	güzel görünmek	seem beautiful v.
243	General	güzel hissetmek	feel beautiful v.
244	General	güzel olmak	be beautiful v.
245	General	resimde güzel çıkmak	look good in a picture v.
246	General	resimde güzel çıkmak	look beautiful in a picture v.
247	General	güzel göstermek	glorify v.
248	General	güzel görünmek	look well v.
249	General	güzel zaman geçirmek	have good time v.
250	General	kulağa güzel gelmek	sound good v.
251	General	daha bir güzel olmak	become even more beautiful v.
252	General	iyi/güzel giyinmek	dress well v.
253	General	güzel bir konuşma yapmak	give/make a good talk/speech v.
254	General	güzel dans etmek	dance good v.
255	General	çok güzel bir çift olmak	make such a beautiful couple v.
256	General	kendine iyi/güzel bir hayat kurmak	make a good life for oneself v.
257	General	hayatının en iyi/güzel/muhteşem vs. gösterisini yapmak	put on a performance of a lifetime v.
258	General	güzel kokmak	smell nice v.
259	General	güzel kokmak	smell good v.
260	General	güzel bir yer kiralamak	hire a nice place v.
261	General	güzel haber duymak	hear good news v.
262	General	daha güzel olmak	be more beautiful v.
263	General	güzel kokutmak	embalm v.
264	General	güzel kokar hale getirmek	balmify v.
265	General	güzel ve süslü yazmak	calligraph v.
266	General	güzel giyinmek	dress beautifully v.
267	General	güzel kokmak	perfume v.
268	General	(bir şarkıya) zarif notalar, aksanlar, güzel melodiler eklemek	embellish v.
269	General	güzel kılmak	make v.
270	General	güzel zaman geçirmek	wile v.
271	General	birini güzel bir yemekle eğlendirmek	wine and dine v.
272	General	güzel yorumlamak	handsome [obsolete] v.
273	General	güzel bir tezat teşkil etmek	make a beautiful contrast v.
274	General	güzel bir tezat oluşturmak	make a beautiful contrast v.
275	General	kafası güzel olmak	lubricate v.
276	General	kafası güzel olmak	lubricitate v.
277	General	en güzel kıyafetlerini giymek	gussy (up) v.
278	General	kafası güzel olmak	fly v.
279	General	daha güzel giyinmek	outmantle v.
280	General	güzel göstermek	pride [obsolete] v.
281	General	güzel kokular vermek	rose v.
282	General	güzel hale getirmek	prettify v.
283	General	son derece güzel	superfine adj.
284	General	tadı güzel	savoury adj.
285	General	çok güzel	spiffy adj.
286	General	etkili ve güzel (sözler konuşma tarzı)	eloquent adj.
287	General	güzel sanatlarla ilgili	artistic adj.
288	General	güzel kokulu	aromatic adj.
289	General	çok güzel	very beautiful adj.
290	General	çok güzel	divine adj.
291	General	güzel (hava)	fine adj.
292	General	çok güzel	magical adj.
293	General	çok güzel	admirable adj.
294	General	endamlı ve güzel	statuesque adj.
295	General	çok güzel	inspired adj.
296	General	biçimi güzel olan	shapely adj.
297	General	güzel kokulu	nosey adj.
298	General	ince güzel	sylphlike adj.
299	General	güzel sanatlarla ilgili	artistical adj.
300	General	güzel konuşma ile ilgili	elocutionary adj.
301	General	tadı güzel	yummy adj.
302	General	çok güzel	scrumptious adj.
303	General	çok güzel	gorgeous adj.
304	General	çok güzel	terrific adj.
305	General	güzel konuşan	conversational adj.
306	General	güzel bir zevki yansıtan	tasteful adj.
307	General	çok güzel	fabulous adj.
308	General	çok güzel bir biçimde	in fine style adj.
309	General	çok güzel	heavenly adj.
310	General	güzel konuşan	eloquent adj.
311	General	etkili ve güzel söz söyleyen	eloquent adj.
312	General	çok güzel	peachy adj.
313	General	tadı güzel	tasty adj.
314	General	koyu ve güzel (renk)	rich adj.
315	General	çok güzel	ethel adj.
316	General	çok güzel	spiffing adj.
317	General	çok güzel ve sevimli	adorable adj.
318	General	çok güzel	adorable adj.
319	General	çok güzel	slashing adj.
320	General	güzel kokulu	fragrant adj.
321	General	pahalı ve güzel	rich adj.
322	General	fevkalade güzel	glorious adj.
323	General	güzel kokulu	odoriferous adj.
324	General	çok güzel	fine as a fiddle adj.
325	General	güzel manzaraları olan	scenic adj.
326	General	hatları ince ve güzel	slender adj.
327	General	tadı güzel	savory adj.
328	General	güzel kokulu	redolent adj.
329	General	parlak ve güzel renkli	gay adj.
330	General	en güzel	finest adj.
331	General	güzel kokulu	odorous adj.
332	General	müthiş güzel	ravishing adj.
333	General	çok güzel	superb adj.
334	General	çok güzel	very good adj.
335	General	çok güzel	super adj.
336	General	birbirinden güzel	one more beautiful than the other adj.
337	General	güzel duran	becoming adj.
338	General	göze güzel görünen	easy on the eye adj.
339	General	çok güzel	exquisite adj.
340	General	güzel konuşan	silver-tongued adj.
341	General	güzel konuşan	well-spoken adj.
342	General	güzel konuşan	golden-mouthed adj.
343	General	çok daha güzel	much more beautiful adj.
344	General	güzel hazırlanmış	well-fashioned adj.
345	General	güzel düzenlenmiş	well-fashioned adj.
346	General	hem güzel hem akıllı	both beautiful and smart adj.
347	General	güzel kokulu	ambrosia adj.
348	General	endamlı ve güzel	junoesque adj.
349	General	iyi/güzel giyinmiş	well-dressed adj.
350	General	güzel hale getirilmiş	beatified adj.
351	General	tadı güzel	ambrosian adj.
352	General	tadı güzel	ambrosial adj.
353	General	küçük ve güzel	bijou adj.
354	General	daha/en seçkin/kaliteli/güzel/hoş	choicer, choicest adj.
355	General	güzel bakılmış	beautifully maintained adj.
356	General	güzel yazılmış	beautifully written adj.
357	General	hoş/güzel sesli	sweet-voiced adj.
358	General	alkıştan oyunun (örn. bir piyesin) birkaç saniyeliğine durmasına neden olan (çok güzel bir hareket ya da söz)	show-stopping adj.
359	General	güzel kokulu	balmy adj.
360	General	güzel kokan	balmy adj.
361	General	güzel yazılmış	calligraphic adj.
362	General	güzel yazılmış	calligraphical adj.
363	General	genç ve güzel bir kız gibi	nymphetic adj.
364	General	genç ve güzel bir kızla ilgili	nymphetic adj.
365	General	çok güzel	neat adj.
366	General	çok güzel	tophole [brit] adj.
367	General	güzel yapılmış	tretis [obsolete] adj.
368	General	güzel giyinmiş	appareled adj.
369	General	güzel giyinmiş	robed adj.
370	General	güzel giyinmiş	habilimented adj.
371	General	güzel giyinmiş	garmented adj.
372	General	güzel giyinmiş	garbed adj.
373	General	güzel giyinmiş	attired adj.
374	General	güzel olmayan	unbeautiful adj.
375	General	güzel olmayan	undelightful adj.
376	General	çok çok güzel	supercalifragilisticexpialidocious adj.
377	General	güzel olmayan	unpicturesque adj.
378	General	güzel olmayan	unpretty adj.
379	General	etkili ve güzel konuşamayan	unvocal adj.
380	General	sesi güzel olmayan	voiceless adj.
381	General	yapay bir şekilde güzel	chichi adj.
382	General	güzel görünümlü	better-looking adj.
383	General	güzel ahlaklı	boniform adj.
384	General	güzel yüzlü	fairfaced adj.
385	General	güzel yüzlü	fair-faced adj.
386	General	(insan) çok güzel	built adj.
387	General	güzel telaffuz edilebilir	mouthable adj.
388	General	ruhu güzel	lovely adj.
389	General	kafası güzel	lushy adj.
390	General	çok güzel	much adj.
391	General	yapay güzel	glossy adj.
392	General	güzel ama aldatıcı bir görünüşü olan	gilded adj.
393	General	güzel ama aldatıcı bir görünüş sergileyen	gilded adj.
394	General	aşırı güzel	heavenly adj.
395	General	güzel kokulu	odorant adj.
396	General	eski dünya'nın güzel özelliklerine sahip olan	old-world adj.
397	General	güzel ahlaklı	virtuous adj.
398	General	etkili ve güzel söz söyleyen	disert [obsolete] adj.
399	General	güzel olmayan	inaesthetic adj.
400	General	güzel kokmayan	infragrant adj.
401	General	güzel yüzlü	goodfaced adj.
402	General	(hava) güzel	civil [dialect] adj.
403	General	güzel ama aptal olan	dollish adj.
404	General	güzel tasarlanmış	fashioned adj.
405	General	güzel duran	feat adj.
406	General	göze güzel gelen	feateous [obsolete] adj.
407	General	güzel huylu	sarcenet adj.
408	General	güzel huylu	sarsenet adj.
409	General	kafası güzel	sat adj.
410	General	güzel kokan	savorly adj.
411	General	güzel kokan	savourly adj.
412	General	güzel kokan	savourly [rare] adj.
413	General	güzel görünen	fine-looking adj.
414	General	tadı güzel olan	flavoury adj.
415	General	(şiirde) güzel	gay [obsolete] adj.
416	General	kafası güzel	screwy [uk] adj.
417	General	okyanusta gelişi güzel seyreden	sea-roving adj.
418	General	kafası güzel	self-annihilated adj.
419	General	güzel manzaralı	sightly adj.
420	General	oldukça güzel	prettyish adj.
421	General	kafası güzel	sloppy adj.
422	General	yapmacık ama güzel konuşan	smooth-talking adj.
423	General	güzel olmayan	beautiless adj.
424	General	havanın güzel olduğu	sunshine adj.
425	General	ne ... (güzel bir gün gibi)	such adv.
426	General	güzel bir şekilde	smoothly adv.
427	General	çok güzel bir şekilde	devastatingly adv.
428	General	güzel kokulu bir şekilde	aromatically adv.
429	General	güzel olmayan taraflarını saklamadan	warts and all adv.
430	General	güzel kokulu bir şekilde	odorously adv.
431	General	güzel güzel	peacefully adv.
432	General	güzel bir şekilde	beauteously adv.
433	General	güzel bir şekilde	pulchritudinously adv.
434	General	güzel bir şekilde	nicely adv.
435	General	güzel bir şekilde	comelily adv.
436	General	güzel güzel	calmly adv.
437	General	güzel güzel	beautifully adv.
438	General	güzel güzel	calmly and quietly adv.
439	General	güzel bir şekilde	beautifully adv.
440	General	güzel güzel	finely adv.
441	General	güzel kokarak	fragrantly adv.
442	General	bir güzel	properly adv.
443	General	bir güzel	severely adv.
444	General	bir güzel	thoroughly adv.
445	General	güzel kokular vererek	balmily adv.
446	General	en güzel ayrımla	to a hair adv.
447	General	güzel olmayan bir şekilde	unbeautifully adv.
448	General	güzel bir şekilde	handsome [dialect] adv.
449	General	güzel bir şekilde	lovely [obsolete] adv.
450	General	oldukça güzel	lovely adv.
451	General	göze güzel gelecek şekilde	feateously [obsolete] adv.
452	General	güzel kokarak	savorly adv.
453	General	güzel bir şekilde	sightly adv.
454	General	güzel anlamına gelen ön ek	calli- pref.
455	General	kafası güzel	on the skite [scotland/ireland] expr.
456	General	kafası güzel	on a skite [scotland/ireland] expr.
Phrasals
457	Phrasals	hoşça/güzel ağırlamak	welcome someone into something v.
458	Phrasals	hoşça/güzel ağırlamak	welcome someone in v.
459	Phrasals	bir güzel benzetmek	beat (someone or something) into (something) v.
460	Phrasals	bir güzel benzetmek	beat someone into something v.
461	Phrasals	bir güzel benzetmek	beat into v.
462	Phrasals	daha güzel olması için düzenlemek	sex up v.
463	Phrasals	yalapşap/derme çatma/gelişi güzel yapmak/ hazırlamak	toss something together v.
464	Phrasals	yalapşap/derme çatma/gelişi güzel yapmak/ hazırlamak	throw something together v.
465	Phrasals	yalapşap/derme çatma/gelişi güzel yapmak/ hazırlamak	slap something together v.
466	Phrasals	(birini) bir güzel paylamak/azarlamak	whale away at (someone) v.
467	Phrasals	(birini) bir güzel paylamak/azarlamak	whale into (someone) v.
468	Phrasals	(birini) bir güzel paylamak/azarlamak	whale on (someone) v.
469	Phrasals	istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak	lash back (at someone or something) v.
470	Phrasals	güzel sözle aldatmak	talk around v.
471	Phrasals	birini/bir şeyi daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak	freshen someone or something up v.
472	Phrasals	istemediği bir cinsel ilişkiye güzel şeyler hayal ederek katlanmak	lash back (at someone or something) v.
473	Phrasals	piyanonun/klavyenin tuşlarına gelişi güzel basarak çalmak/yazmak	pound out v.
474	Phrasals	bir güzel paylamak/azarlamak	whale away v.
Phrases
475	Phrases	(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı	the best part of (something) n.
476	Phrases	(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı	best part of something n.
477	Phrases	çok hoş/güzel (bir gün/bir gece/vakit) geçirdik	It’s been expr.
478	Phrases	çok hoş/güzel oldu	It’s been expr.
479	Phrases	çok iyi/güzel	the berries expr.
480	Phrases	çok iyi/güzel	it's the berries expr.
481	Phrases	iyi güzel ama	all very fine expr.
482	Phrases	gayet iyi/güzel	all very fine expr.
483	Phrases	ne güzel sürpriz anlamında, beklenmedik birinin gelişiyle duyulan heyecanı anlatan bir söz	If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
484	Phrases	annem dünyanın en güzel kadınıdır	my mother is the most beautiful woman in the world expr.
485	Phrases	ayna ayna söyle bana kim en güzel bu dünyada	mirror mirror on the wall who's the fairest of them all expr.
486	Phrases	annem dünyadaki en güzel kadınıdır	my mother is the most beautiful woman in the world expr.
487	Phrases	evim güzel evim	home sweet home expr.
488	Phrases	güzel bir günün sonunda	at the end of a beautiful day expr.
489	Phrases	güzel evim	sweet home expr.
490	Phrases	güzel havanın habercisi	red sky at night, shepherd's delight expr.
491	Phrases	güneş gökyüzünü kızıla boyarsa, yarın hava güzel olacak demektir	red sky at night, shepherd's delight expr.
492	Phrases	olsa ne güzel/iyi olurdu	(one) could stand (something) expr.
493	Phrases	tepkiler iyi/güzel	word is good expr.
494	Phrases	geri dönüşler iyi/güzel	word is good expr.
495	Phrases	-in en güzel/iyi örneği	a … and a half expr.
496	Phrases	günbatımı esnasında kızıllaşmış gökyüzü (sonraki gün havanın güzel olacağına yorulur)	red sky at night, sailor's delight expr.
Proverb
497	Proverb	elde edilmiş olan şey elde edilememiş güzel şeylerden daha iyidir	bird in the hand is worth two in the bush
498	Proverb	güzel bir belirtiyle doyurucu sonuca ulaşılmaz	one swallow does not a summer make
499	Proverb	açlık bu dünyanın en güzel salçasıdır	hunger is the best sauce
500	Proverb	güzel kokusu gülün adında değil özündedir	rose by any other name would smell as sweet