habitual - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

habitual

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "habitual" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
habitual n. adet
habitual n. müptela
habitual adj. alışılagelmiş
habitual adj. sürekli
habitual adj. mutat
habitual adj. alışılmış
habitual adj. bağımlı
habitual adj. her zamanki
habitual adj. daimi
habitual adj. gedikli
habitual adj. alışkanlığa bağlı
habitual adj. müzmin
habitual adj. kişiye özgü
habitual adj. doğuştan gelen
habitual adj. adet edinilmiş
habitual adj. huy haline gelmiş
habitual adj. yerleşmiş
habitual adj. adetten
Law
habitual adj. her zamanki
habitual adj. mutad
Medical
habitual adj. habituel
Linguistics
habitual adj. geniş zamanda tekrarlayan iş ve oluşları belirten

Bedeutungen, die der Begriff "habitual" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
habitual drinker n. alkolik
habitual evening drinker n. akşamcı
habitual drunkard n. içkici
habitual drinker n. içkici
habitual drunkard n. ayyaş
habitual abortion n. habitüel abortus
habitual criminal n. alışılmış suçlu
habitual liar n. iflah olmaz yalancı
habitual liar n. tam bir yalancı
habitual drunkard n. alkolik
habitual intoxication n. akşamcılık
habitual intoxication n. ayyaşlık
habitual drunkard n. akşamcı
habitual intoxication n. alışkanlık haline gelmiş sarhoşluk
habitual intoxication n. içkicilik
habitual place of abode n. ikamet edilen yer (adres)
Trade/Economic
habitual absence n. daimi süreli devamsızlık
habitual absence n. müzmin devamsızlık
habitual absence n. sürekli devamsızlık
Law
former habitual residence n. bir önceki ikametgahı
habitual criminal n. itiyadi suçlu
habitual crime n. itiyadi suç
habitual criminal n. mükerrer hükümlü
habitual residence n. mutat mesken
habitual residence n. mutad mesken
habitual country of residence n. mutat ikamet ülkesi
habitual residence n. mutat mesken
habitual criminal n. sabıkalı
habitual criminal n. tekrar suç işleyen sabıkalı
habitual offender n. azılı suçlu
Politics
habitual offender n. mükerrer suçlu
country of former habitual residence n. önceden yaşadığı ikamet ülkesi
Medical
habitual drunkenness n. ayyaşlık
habitual snoring n. gece horlaması
frequency of habitual snoring n. habitüel horlama sıklığı
habitual abortion n. tekrarlayan düşük
Pathology
pregnancy care of habitual aborter n. habitüel düşükte gebe takibi
habitual aborter n. habituel abortus
Social Sciences
habitual consumption n. tüketim alışkanlığı
Linguistics
habitual aspect n. alışkanlık görünüşü