hayran - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hayran



Bedeutungen von dem Begriff "hayran" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 30 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hayran admirer n.
hayran fan n.
General
hayran enthusiast n.
hayran devotee n.
hayran follower n.
hayran lover n.
hayran booster n.
hayran aficionado n.
hayran fanboy n.
hayran afficionado n.
hayran man n.
hayran junkie n.
hayran junky n.
hayran idolastre [obsolete] n.
hayran idolater n.
hayran one n.
hayran fancy n.
hayran favorite [obsolete] n.
hayran favourite [obsolete] n.
hayran admiring adj.
hayran ecstatic adj.
hayran ecstatical adj.
hayran potty about adj.
hayran enamoured adj.
hayran wonder-struck adj.
hayran enamored adj.
hayran épris adj.
hayran spoony adj.
Idioms
hayran a hanger-on n.
Slang
hayran head n.

Bedeutungen, die der Begriff "hayran" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 240 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hayran olmak admire v.
hayran bırakmak impress v.
hayran eden admirable adj.
General
bir şeye hayran olan kişi wonderer n.
teknolojiye tutkuyla hayran technosexual n.
hayran eden prosiness n.
kızlardan kurulu pop gruplarına saplantılı biçimde hayran olan kimse girl-band geek n.
hayran kitlesi fans n.
hayran kalabalığı fan-crowd n.
hayran mektubu fan mail n.
hayran mektubu fan letter n.
çığlık atan binlerce hayran thousands of screaming fans n.
hayran kitlesi fanbase n.
hayran kurgusu fanfiction n.
hayran kurgu fanfic n.
hayran kurgu fan-fiction n.
coğrafya konularına hayran geo-geek n.
kız hayran fangirl n.
gizli hayran secret admirer n.
k-pop müzik grubu exo'nun hayran kitlesi topluluğu exo-l n.
kadın hayran aficionada n.
(bir şeye) hayran olmayan kimse nonadmirer n.
(bir ünlüye) hayran veya takipçi olmayan kişi nonfan n.
hayran kitlesi base n.
kendini adamış hayran votary n.
hayran olan wonderer n.
yunanistan'a, kültürüne veya halkına hayran olan kimse hellenophile n.
hayran kadın idolatress n.
hayran bırakan kimse impressor n.
hayran koleksiyonu fan base n.
hayran kitlesi fan base n.
hayran kitlesi fanbase n.
hayran aktivitesi fancy n.
hayran grubu fandom n.
hayran dünyası fandom n.
hayran bırakan şey dazzle n.
hayran olunan kimse prince n.
az kişinin bildiği/ilgilendiği hayran topluluğu niche fandom n.
toksik hayran grubu toxic fanbase n.
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran purist n.
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran book purist n.
fanatik hayran superfan n.
ateşli hayran superfan n.
hayran kalmak admire v.
hayran kalmak be fascinated v.
hayran bırakmak fascinate v.
hayran kalmak be filled with admiration v.
hayran hayran bakmak admire v.
hayran bırakmak amaze v.
hayran bırakmak strike with admiration v.
hayran bırakmak entrance v.
hayran bırakmak charm v.
hayran kalmak be amazed v.
hayran kalmak enthuse v.
hayran bırakmak ecstasize v.
hayran kalmak be impressed v.
hayran bırakmak impress v.
hayran etmek ensorcel v.
hayran etmek dazzle v.
hayran olmak admire v.
hayran bırakmak enthuse v.
hayran olmak hold in esteem v.
hayran kalmak hold in esteem v.
hayran kalmak hold in high esteem v.
hayran olmak hold in high esteem v.
hayran kalmak be struck with admiration v.
hayran kalmak hold-in-high-regard v.
hayran olmak hold-in-high-regard v.
hayran etmek enchant v.
hayran etmek fascinate v.
hayran etmek ensorcell v.
hayran bırakmak enchant v.
hayran bırakmak ensorcell v.
erkek hayran fanboy v.
bir sanatçıya/ünlüye/kişiye/karaktere hayran olmak stan v.
hayran olmak rapturize v.
tekrar hayran bırakmak reimpress v.
tekrar hayran bırakmak reimprint v.
hayran bırakmak charm v.
hayran etmek endazzle [obsolete] v.
hayran olmak bewonder v.
(biriyle) hayran hayran konuşmak honey v.
(hayran olunan kimseye) baba diye hitap etmek dad v.
hayran kalmak delight v.
birlikte hayran olmak coadmire v.
hayran kızlar gibi davranmak fangirl v.
hayran eden fascinating adj.
hayran eden entrancing adj.
hayran kalmış awestruck adj.
hayran olunan adored adj.
hayran kalmış awestricken adj.
hayran olmuş ensorceled adj.
hayran olmuş ensorcelled adj.
hayran olunan admired adj.
hayran eden mirable adj.
hayran eden amazing adj.
hayran bırakan riveting adj.
hayran bırakan fascinating adj.
almanya'ya ve alman kültürüne hayran olan kimse cermanophile adj.
hayran olunmayan unadmired adj.
hayran olunmayan unadored adj.
hayran kalmamış unenchanted adj.
hayran kalmamış uninchanted [obsolete] adj.
hayran olunmayan unworshipped adj.
hayran olan wondering adj.
hayran kalmış wonder-struck adj.
hayran kalmış wonder-struck adj.
hayran olunası dad adj.
hayran bırakan grand adj.
hayran kalmış enamoured adj.
hayran bırakan bir şekilde admirably adv.
hayran bir biçimde ecstatically adv.
hayran olarak admiringly adv.
hayran bırakarak rivetingly adv.
hayran olunan anlamına gelen bir son ek loved suf.
Phrasals
(birinin bir şeyine) hayran olmak adore (one) for (something) v.
(birinin bir şeyine) hayran olmak adore someone for doing something v.
(birinin bir şeyine) hayran olmak adore someone for having something v.
birine/bir şeye bir özelliğinden dolayı hayran kalmak/olmak value someone or something for something v.
birine hayran/işveli bakışlarla bakmak make something at someone v.
birini bir şeyle hayran bırakmak beguile someone with something v.
biriyle/bir şeyle birini hayran bırakmak intrigue someone with someone or something v.
birine bir şeyden dolayı gıpta etmek/hayran olmak admire someone for something v.
(birine bir şeyden) dolayı gıpta etmek/hayran olmak admire (one) for (something) v.
bir şeyine hayran olmak adore for doing v.
yaptığı bir şeye hayran olmak adore for doing v.
bir şeyine hayran olmak adore for having v.
bir şeyine hayran olmak adore for doing v.
yaptığı bir şeye hayran olmak adore for doing v.
bir şeyine hayran olmak adore for having v.
(birini bir şey) olarak kendine hayran bırakmak impress (someone) as (something) v.
(birini bir şeyle) kendine hayran bırakmak impress (someone) with (something) v.
(bir şeyle) hayran bırakmak impress by (something) v.
birini bir şeyle hayran bırakmak impress someone by something v.
(birine/bir şeye) bakıp hayran kalmak marvel at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) görüp hayran kalmak marvel at (someone or something) v.
(birine/bir şeye) hayran olmak/bayılmak turn on to (someone or something) v.
Colloquial
büyük bir hayran a big fan n.
büyük bir hayran a huge fan n.
kendine hayran bırakan kimse highbrow n.
k-pop grubu bts'in hayran kitlesine verilen ad a.r.m.y. n.
hayran hizmeti fan service n.
k-pop müzik grubu blackpink'in hayran kitlesi blink n.
hayran kitlesi olmayan sanatçı ghost town n.
kadın hayran fangirl n.
(özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran fangirl n.
(özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran fangurl n.
aynı cinsiyetten kurgusal karakterler arasındaki romantik veya cinsel ilişkilere dayalı hayran kurgusu türü slash n.
bir sanatçıya/ünlüye/kişiye/karaktere takıntı derecesinde hayran olmak stan v.
kendine hayran bırakmak wow someone v.
(bir şeye) hayran kalmak/olmak be blown away by something v.
hayran kalmak/olmak be blown away v.
(birini/bir grubu) büyülemek/hayran bırakmak work (someone or something) v.
-e hayran kalmış amazed by adj.
(birine/bir şeye) hayran enamored of (someone or something) adj.
(bir şeye) hayran nuts about (something) adj.
cesaretine hayran kaldım I like your cheek expr.
cesaretine hayran kaldım I like (someone's) nerve expr.
(birine/bir şeye) hayran/düşkün in love (with someone or something) expr.
Idioms
ateşli hayran ardent admirer n.
herkesin baktığı/hayran olduğu kadın the belle of the ball n.
herkesin baktığı/hayran olduğu kadın belle of the ball n.
hayran olunan kişi the glass of fashion and the mold of form n.
hayran olunası kişi the glass of fashion and the mold of form n.
kadınlar tarafından hayran olunan aktör matinee idol n.
sadık hayran one of the faithful n.
sıkı taraftar/hayran/destekçi one of the faithful n.
kalabalığı kendine hayran bırakan ses golden pipes n.
iki karakter arasındaki cinsel veya romantik bir ilişki arayan bir hayran kurgusu slash fic n.
(bir yerde) hayran olunan kişi the toast of (some place) n.
hayran hayran bakmak (one's) eyes are out on stalks v.
iz bırakmak/hayran bırakmak knock them in the aisles [old-fashioned] v.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak sit at someone's feet v.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak sit at the feet of someone v.
bütün ...'nin bayıldığı/hayran olduğu/kaldığı kişi olmak be the toast of v.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak sit at somebody's feet v.
(birine) hayran olmak be at (someone's) feet v.
kendine hayran bırakmak turn one's head v.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak be at someone's feet v.
(birine/bir şeye) hayran kalmak/olmak be struck on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) hayran kalmak/olmak be struck with (someone or something) v.
(bir yerde) hayran olunan kişi olmak be the toast of (some place) v.
(birini) hayran bırakmak blow (one's) socks off v.
birini hayran bırakmak blow somebody's socks off v.
birini hayran bırakmak knock somebody's socks off v.
(birini) hayran bırakmak blow (someone) out of the water v.
birine/bir şeye hayran olmak have a lot of time for somebody/something [uk] v.
(birine) hayran kalmak hold (someone) in high esteem v.
(birine) hayran olmak hold (someone) in high esteem v.
(birine) hayran kalmak hold (someone) in high regard v.
(birine) hayran olmak hold (someone) in high regard v.
hayran bırakmak knock socks off v.
birine hayran at somebody's feet expr.
(birine) hayran at (someone's) feet expr.
cesaretine hayran kaldım I like your cheek expr.
yüzsüzlüğüne hayranım/hayran oldum I like your cheek expr.
pişkinliğine hayranım/hayran oldum I like your cheek expr.
Speaking
sıkı bir hayran a big time fan n.
büyük bir hayran a big time fan expr.
(onun) arsızlığına hayranım/hayran oldum I like (his/her) cheek expr.
(onun) yüzsüzlüğüne hayranım/hayran oldum I like (his/her) cheek expr.
(onun) pişkinliğine hayranım/hayran oldum I like (his/her) cheek expr.
yüzsüzlüğüne/pişkinliğine hayranım/hayran oldum/bayıldım I like your nerve/cheek expr.
Trade/Economic
hayran olmak admire v.
Media
hayran dergisi fan magazine n.
hayran mektupları fan mail n.
Computer
hayran sayfası fansite n.
Television
hayran alt yazısı fansub n.
Psychology
kendine aşırı hayran olma davranışı gösteren narcissine adj.
kendine aşırı hayran olma davranışı gösteren narcissan adj.
Social Sciences
alt hayran kültürü fandom n.
hayran teorisi fan theory n.
Literature
chaucer eserlerine hayran kimse chaucerian n.
şair wordworth'e hayran kimse wordsworthian n.
hayran kurgusu hikayeleri fan fiction n.
hayran kurgusu eseri fan fiction n.
hayran kurgusu hikayeleri fan fiction n.
belirli bir kurgusal dünyada geçen ve birçok hayran tarafından resmi kabul edilen eserler ve olaylar bütünü canon n.
shakespeare'e hayran olan bardolatrous adj.
Geography
hayran bırakmak thunderstrike v.
Cinema
hayran çizimi fanart n.
hayran çizimi fan art n.
Slang
fanatiklik derecesinde hayran kişi fandom trash n.
buz hokeyi oyuncularına hayran ve peşinde koşan kadın hockey whore n.
buz hokeyi oyuncularına hayran ve peşinde koşan kadın puck bunny n.
erotik hayran kurgusu het n.
romantizm veya cinsellik odaklı olmayan hayran kurgusu gen n.
sadık erkek hayran fanboy n.
(hayran kurgusu hikayelerinde) bir diğeriyle yakıştırılan karakter shipper n.
hayran bırakmak knock the socks off v.
hayran bırakmak blow the socks off v.
hayran bırakmak knock someone's socks off v.
hayran bırakmak blow someone's socks off v.
hayran bırakmak knock over v.
hayran teorisini çürütmek joss v.
(birine/bir şeye) takıntı derecesinde hayran olmak stan for (someone or something) v.
ünlü kişilere budalaca hayran olan starstruck adj.
(birine) hayran gone on (one) adj.
Modern Slang
afrika kültürüne hayran olan kimse afrophile n.
amerika'ya ve amerikan kültürüne hayran kimse ameriboo n.