market - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

market

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "market" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
market n. çarşı
market n. pazar
market n. piyasa
General
market n. panayır
market n. piyasa
market n. borsa
market n. talep
market n. istek
market n. sakat
market v. çarşıda alışveriş etmek
market v. satmak
market v. satışa çıkarmak
market v. pazarlamak
market v. alışveriş yapmak
market v. piyasaya sürmek
Trade/Economic
market n. alışveriş
market n. borsa
market n. çarşı
market n. pazar
market n. piyasa
market n. tüm sektör
market n. pazarda mal satın almak için toplanan topluluk
market n. ingiliz hukukunda halka açık pazar ayrıcalığı
market n. pazar yeri
market n. pazarlık nesnesi
market n. piyasa fiyatı
market n. kereste ticaretinde kullanılan bir hacim birimi
market n. belirli bir ürünü satan dükkan
market n. belirli bir ürünün ticareti
market n. belirli bir grup insan tarafından arz edilen ticaret veya satış imkanları
market n. bir tahvilin alım ve satımının belirli bir fiyattan yapılacağını ifade eden daimi bir taahhüt
market v. alışveriş etmek
market v. pazarlamak
market v. piyasaya sokmak
market v. piyasaya sürmek
Technical
market n. pazar
market n. piyasa

Bedeutungen von dem Begriff "market" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
market grocery n.
market general store n.
market supermarket n.
market grocery shop n.
Trade/Economic
market tryst [scottish] n.

Bedeutungen, die der Begriff "market" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
stock market n. borsa
General
seller in a market n. pazarcı
market value n. rayiç
market value n. piyasa fiyatı
domestic market n. iç pazar
employment market n. iş piyasası
commodity market n. ham maddeler piyasası
farmers market n. pazar
market size n. piyasa ebadı
foreign exchange market n. kambiyo piyasası
bond market n. tahvil piyasası
labour market n. emek piyasası
futures market n. vadeli sözleşmeler piyasası
fish market n. balık pazarı
market price n. rayiç fiyat
futures market n. vadeli işlemler piyasası
market suveillance n. piyasa gözetimi
current market rate n. rayiç
market surveys n. piyasa incelemeleri
home market n. iç pazar
energy market n. enerji piyasası
parts market n. parça pazarı
labour market n. emek pazarı
drug in the market n. satılmayan mal
market gardener n. bostancı
parts market n. parça tavuk pazarı
gold market n. altın piyasası
job market n. amele pazarı
employment market n. emek piyasası
domestic market n. iç piyasa
market place n. pazaryeri
free market board n. serbest piyasa kurulu
livestock market n. hayvan pazarı
state bound by market and price mechanism n. piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet
finance market n. finans piyasası
market segmentation n. piyasa bölünmesi
social market economy n. sosyal piyasa ekonomisi
foreign exchange market n. döviz piyasası
wholesale fish market n. balıkhane
covered market n. kapalı çarşı
exchange market n. borsa
market latter n. borsa cetveli
market gardening n. bostancılık
free market economy n. serbest piyasa ekonomisi
world market n. dünya pazarı
common market n. avrupa ekonomik topluluğu
flea market n. bitpazarı
market surveys n. pazar araştırmaları
foreign market n. dış pazar
bull market n. borsada fiyatların devamlı yükselişi
representative market n. temsili pazar
flea market n. bit pazarı
market segmentation n. pazar bölümleme
labour market n. iş piyasası
current market rate n. sürüm değeri
black market n. karaborsa
commodity exchange market n. ticaret borsası
drug on the market n. satılmayan mal
market share n. pazar paylaşımı
oil market n. petrol pazarı
market town n. pazar kurulan kasaba
energy market board n. enerji piyasası kurulu
labor market n. iş talebi
market stall n. salaş
market investigation n. piyasa araştırması
stock market n. menkul kıymetler borsası
share market n. borsa
market basket n. market sepeti
stock exchange market n. menkul kıymetler borsası
competitive market n. rekabetçi pazar
the common market n. ortak pazar
market boom n. piyasada yaşanan canlılık
junk market n. bit pazarı
market garden n. bostan
weak market n. zayıf piyasa
demand for market n. pazar isteği
market introduction date n. piyasaya sürülüş tarihi
real estate market n. emlak piyasası
real estate market n. gayrimenkul piyasası
open market operations n. açık piyasa işlemleri
foreign market n. dış piyasa
labor market n. iş piyasası
capital market n. sermaye piyasaları
market estimate n. pazar tahmini
market penetration n. pazara nüfuz etme
market penetration n. pazara girme
domestic market n. yurtiçi piyasa
gap in the market n. piyasa boşluğu
market estimate n. piyasa tahmini
market day n. pazarın kurulduğu gün
market opportunity n. pazar fırsatı
market opportunities n. pazar fırsatları
mass market n. kitle pazar
capital market performance n. sermaye piyasası performansı
housing market n. konut piyasası
property market n. emlak piyasası
property market n. konut piyasası
core market n. çekirdek piyasa
core market n. çekirdek pazar
market network n. pazar ağı
niche market n. niş pazar
market discipline n. piyasa disiplini
building market n. inşaat piyasası
construction market n. yapı pazarı
construction market n. inşaat piyasası
fish market n. balık hali
fruit market n. sebze hali
vegetable market n. sebze hali
wholesale market hall n. meyve hali
wholesale market hall n. balık hali
wholesale market hall n. sebze hali
super market n. süper market
chinese market n. çin pazarı
municipal market n. belediye pazarı
market chain n. marketler zinciri
capital market instruments n. sermaye piyasası araçları
market access n. pazara erişim
seafood market n. su ürünleri piyasası
free market n. serbest pazar
free market n. serbest piyasa
euro-bond market n. avrupa tahvil piyasası
euro-bond market n. euro-bond piyasası
free market economy n. serbest piyasa-pazar ekonomisi
euro-dollar market n. euro-dolar piyasası
market-square n. pazar yeri
euro-dollar market n. avrupa para piyasası
up-market n. pahalı mal satılan yer
money-market n. borsa
public-market n. halk pazarı
established market n. yerleşik piyasa
market gardening zone n. bostan bölgesi
market face n. kerestenin esas yüzü
market for n. -e talep
market for n. -e rağbet
world's market n. dünya piyasası
general market n. genel pazar
general market n. genel piyasa
black market ticket n. karaborsa bilet
night market n. akşam pazarı
night market n. gece pazarı
market attendant n. market görevlisi
market attendant n. şarküteri görevlisi
high-end flea market n. sosyete pazarı
wet market n. pazar
wet market n. meyve sebze satılan pazar
market square n. kent meydanı
market square n. şehir meydanı
floating market n. su üstünde kurulmuş pazar
a cattle market n. sığır pazarı
a meat market n. et pazarı
covered market n. kapalı pazar yeri
open-air market n. halk pazarı
market square n. halka pazarı
unscientific market research n. bilimsel olmayan piyasa araştırması
outdoor market n. pazar
flower market n. çiçek pazarı
friday market n. cuma pazarı
colourful market n. renkli pazar
colorful market n. renkli pazar
market net n. pazar filesi
music market n. müzik piyasası
market vendor n. pazar satıcısı
market development n. pazar gelişimi
market stall n. pazar standı
market booth n. pazar tezgahı
primary market n. ana pazar
market beater n. dayılık taslayan zorba
market beater n. yaygaracı kabadayı
market cross n. pazar kurularak tebligatların verilmesi veya ilamların okunması gibi faaliyetlerin yürütüldüğü haç şeklinde bina
market price n. (restoran menülerinde) tedarik bedeline göre alınan fiyat
meat market n. çok sayıda erkek bulunan yer veya durum
meat market n. çok sayıda kaslı erkeğin bulunduğu yer
easing of the capital market n. sermaye piyasasının rahatlaması
street market n. semt pazarı
glut the market with v. piyasayı aşırı miktarda mala boğmak
remove from market v. piyasadan çekmek
put something on the market v. piyasaya sürmek
extend one's market share v. pazar payını genişletmek
put on the market v. satışa çıkarmak
play the market v. spekülasyon yapmak
come onto the market v. satışa çıkmak
put something on the market v. satışa çıkarmak
recall from market v. piyasadan çekmek
put on the market v. piyasaya çıkarmak
conduct a market research v. pazar araştırması yapmak
place on the market v. piyasaya sürmek
pull from market v. piyasadan çekmek
have a market v. alıcı bulmak
set up on open market v. pazar kurmak
go on the black market v. karaborsaya düşmek
be in the market for v. satın alma niyetinde olmak
come onto the market v. piyasaya çıkmak
come on the market v. çıkmak
introduce into the market v. piyasaya sürmek
put on the market v. satışa sunmak
remove from the market v. piyasadan çekmek
be sold on the black market v. kara borsada satılmak
be on the black market v. kara borsaya düşmek
be available on the black market v. kara borsaya düşmek
sell on the black market v. kara borsada satmak
dominate the market v. piyasada hakim olmak
become a dominant player in the market v. piyasada hakim olmak
command the market v. piyasada hakim olmak
dominate the market v. pazara hakim olmak
recall from the market v. piyasadan toplatmak
withdraw from the market v. piyasadan toplatmak
pull out of the market v. piyasadan çekilmek
extend to the market v. pazara yayılmak
spread to the market v. pazara yayılmak
spread to the market place v. pazara yayılmak
extend out to the market v. pazara yayılmak
put (a product) on the market v. piyasaya çıkarmak
corner the market v. piyasayı kaplamak
extend one's market v. pazar genişletmek
penetrate the market v. piyasaya girmek
lose one's market v. pazarını kaybetmek
enlarge one's market v. pazarını genişletmek
sniff the market v. piyasayı koklamak
capture the market v. piyasaya hakim olmak
break into the market v. piyasaya girmek
be released to the market v. piyasaya sürülmek
enlarge one's market v. pazar genişletmek
develop one's market v. pazar genişletmek
lose one's market v. pazar kaybetmek
develop one's market v. pazarını genişletmek
corner the market v. piyasaya hakim olmak
release to the market v. piyasaya vermek
put something on the market v. piyasaya sokmak
extend one's market v. pazarını genişletmek
extend one's market v. piyasasını genişletmek
release to the market v. piyasaya sunmak
capture the market v. piyasayı kaplamak
develop one's market v. piyasasını genişletmek
enlarge one's market v. piyasasını genişletmek
get into the market v. piyasaya girmek
dominate the market v. piyasaya hakim olmak
(market) pick up v. piyasa açılmak
(market) rally v. piyasa açılmak
develop market v. pazar genişletmek
get a market share v. pazar payı almak
be released to market v. pazara çıkarılmak
have a market share v. pazar payı almak
expand one's market share v. pazar payını genişletmek
create a market v. pazar oluşturmak
expand market v. pazar genişletmek
be released to the market v. piyasaya çıkarılmak
put on market v. pazara sunmak
put on market v. piyasaya sunmak
be put on the market v. satışa sunulmak
be on the market v. satışa çıkarılmak
break into market v. piyasaya açılmak
get into market v. piyasaya açılmak
do a market study v. pazar araştırması yapmak
conduct a market study v. pazar araştırması yapmak
offer to market v. piyasaya arzetmek
offer to market v. piyasaya sunmak
price out of the market v. çok fazla değer biçmek
price out of the market v. değerini yükseltmek
price out of the market v. fiyatını yükseltmek
price out of the market v. yüksek fiyata satmak
be favoured in the market v. piyasada tutmak
go to the market v. markete gitmek
close the market v. piyasayı kapatmak
close the market v. pazarı kapatmak
find a quick market v. seri sürüm imkanı bulmak
put upon the market v. piyasaya arz etmek
find a large market v. büyük sürüm imkanı bulmak
put on the market v. piyasaya sunmak
launch to the market v. piyasaya sürmek
find a rapid market v. seri sürüm imkanı bulmak
introduce to the market v. piyasaya sürmek
test the market v. piyasayı incelemek
put on the market v. piyasaya sürmek
throw on the market v. piyasaya sürmek
introduce something into the market v. piyasaya tanıtmak
conquer the market v. piyasayı elde etmek
present to the market v. piyasaya arz edilmek
be on the market v. satılmakta olmak
be on the market v. pazarda olmak
sell into the domestic market v. iç piyasaya satmak
release to the domestic market v. iç piyasaya sürmek
price out of the market v. (piyasanın) çok üzerinde fiyat biçmek/koymak
pull something from the market v. piyasadan çekmek
pull something from the market v. piyasadan toplatmak
attain a place in the market v. pazarda yerini almak
attain a place in the market v. pazarda/piyasada yer edinmek
attain a place in the market v. piyasada yerini almak
gain a place in the market v. pazarda yerini almak
gain a place in the market v. pazarda/piyasada yer edinmek
gain a place in the market v. piyasada yerini almak
get into market v. pazara açılmak
put onto the market v. piyasaya sürmek
have the market cornered v. (piyasa) tekelinde olmak
have the market cornered v. (piyasayı) tekeline almak
forestall the market v. piyasaya sürülen malların tümünü daha yüksek fiyata satmak için toplamak
take over the market v. piyasayı ele geçirmek
down-market adj. düşük nitelikli
up-market adj. pahalı ve kaliteli
on the market adv. piyasada
at a fair market price adv. normal pazar fiyatına
down-market adv. düşük nitelikli bir şekilde
Phrases
on a market by market basis expr. ayrı ayrı/tek tek piyasa/pazar bazında
on a market by market basis expr. her bir pazar/piyasa için ayrı ayrı
the market is flat expr. piyasa durgun
Proverb
If old things were in fashion light from heaven would illuminate the flea market eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı
Colloquial
a rising market n. yükselen bir pazar/piyasa
dragon market n. (pasifik okyanusu'na kıyısı olan ülkelerde) gelişmekte olan pazar
flood the market v. piyasayı/çarşıyı/pazarı istila etmek
kill the market v. piyasayı öldürmek
in the market adj. pazara çıkmış
in the market expr. piyasada
Idioms
cattle market n. genelev
meat market n. et pazarı
cattle market n. kerhane
meat market n. genelev
cattle market n. kırmızıfener
meat market n. kerhane
cattle market n. umumhane
meat market n. kırmızıfener
cattle market n. et pazarı
meat market n. umumhane
cattle market n. podyum
meat market n. podyum
cattle market n. sergi
meat market n. sergi
drug on the market n. elde kalan mal
black market n. kara borsa
a buyer's market n. alıcı piyasası
a buyer's market n. mal arzının talebe göre yüksek olduğu, dolayısıyla fiyatların düşük ve seçeneğin çok olduğu piyasa
a buyer's market n. alıcıların hakim olduğu pazar
a drug on the market n. satılamaz mal
a drug on the market n. satılamayan mal
a drug on the market n. değersiz mal
a drug on the market n. sürümsüz mal
a seller's market n. satıcı tekelindeki piyasa
a seller's market n. satıcı piyasası
a seller's market n. satıcının avantajlı/hakim olduğu piyasa
a seller's market n. talebin arzı aştığı piyasa
glut on the market n. piyasada bol miktarda bulunan şey
glut on the market n. piyasada bol olduğu için pek talep görmeyen şey
bring (one's) pigs to market v. yeteneğini tamamen ortaya koymak
bring (one's) pigs to market v. bütün hünerlerini göstermek
bring your pigs to market v. potansiyelini sonuna kadar kullanmak
bring your pigs to market v. potansiyelini açığa çıkarmak
drive your pigs to market v. potansiyelini sonuna kadar kullanmak
drive your pigs to market v. potansiyelini açığa çıkarmak
play the (stock) market v. borsaya yatırım yapmak
play the (stock) market v. borsada oynamak
drive one's pigs to market v. horul horul horlamak
drive one's pigs to market v. horlamak
be a drug on the market v. piyasada bol miktarda bulunmak
have a corner on the market v. piyasada söz sahibi olmak
have a corner on the market v. pazarda söz sahibi olmak
be a glut on the market v. piyasada bol miktarda bulunmak
corner the market v. piyasada söz sahibi olmak
find (oneself) in the market for (something) v. (kendini bir şeyin) peşinde bulmak
find (oneself) in the market for (something) v. (kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
find (oneself) in the market for (something) v. piyasaya düşmek
make a market v. piyasa yapmak
make a market v. (yatırımcı) alım veya satım yapmaya hazır olduğu fiyatı sunmak
corner the market on something v. bir şeyde piyasaya hakim olmak
corner the market on something v. bir şey piyasasına hakim olmak
corner the market on something v. bir şey piyasasında söz sahibi olmak
corner the market on something v. bir şey piyasasını ele geçirmek
corner the market on something v. bir şeyde piyasayı ele geçirmek
corner the market on something v. bir şey piyasasını tekeline almak
corner the market on something v. bir şeyde piyasayı tek eline almak
corner the market on something v. bir şey piyasasında tek/rakipsiz olmak
corner the market on something v. bir şey piyasasını kaplamak
corner the something market v. bir şeyde piyasaya hakim olmak
corner the something market v. bir şey piyasasına hakim olmak
corner the something market v. bir şey piyasasında söz sahibi olmak
corner the something market v. bir şey piyasasını ele geçirmek
corner the something market v. bir şeyde piyasayı ele geçirmek
corner the something market v. bir şey piyasasını tekeline almak
corner the something market v. bir şeyde piyasayı tek eline almak
corner the something market v. bir şey piyasasında tek/rakipsiz olmak
corner the something market v. bir şey piyasasını kaplamak
be on the market v. piyasaya çıkmak
be on the market v. piyasada olmak
be on the market v. yalnız/bekar olmak
be on the market v. yeni bir ilişkiye açık olmak
be in the market for v. arayışında olmak
be in the market for v. peşinde olmak
corner the market (in something) v. (bir şeyde) piyasaya hakim olmak
corner the market (in something) v. (bir şeyde) piyasanın hakimi olmak
corner the market (in something) v. (bir şeyde) piyasayı ele geçirmek
corner the market (in something) v. (bir şey) piyasasını tekeline almak
corner the market (in something) v. (bir şey) piyasasını ele geçirmek
corner the market (in something) v. (bir şey) piyasasında tek/rakipsiz olmak
corner the market on v. -de piyasaya hakim olmak
corner the market on v. '-de piyasanın hakimi olmak
corner the market on v. '-de piyasayı ele geçirmek
corner the market on v. (bir şey) piyasasını tekeline almak
corner the market on v. (bir şey) piyasasını ele geçirmek
corner the market on v. (bir şey) piyasasında tek/rakipsiz olmak
find oneself in the market v. piyasaya düşmek
find oneself in the market v. (kendini bir şeyin) peşinde bulmak
find oneself in the market v. (kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
price (oneself, someone, or something) out of the market v. piyasanın dışında/üstünde fiyatlandırmak
price (oneself, someone, or something) out of the market v. fiyatını yükseltmek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. değerini yükseltmek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. yüksek fiyata satmak
price (oneself, someone, or something) out of the market v. çok fazla değer biçmek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. piyasa ortalamasının üzerinde fiyat vermek
price yourself out of the market v. piyasanın dışında/üstünde fiyatlandırmak
price yourself out of the market v. fiyatını yükseltmek
price yourself out of the market v. değerini yükseltmek
price yourself out of the market v. yüksek fiyata satmak
price yourself out of the market v. çok fazla değer biçmek
price yourself out of the market v. piyasa ortalamasının üzerinde fiyat vermek
price yourself out of the market v. fiyatını çok fazla artırmak
like a blind dog in a meat market expr. darı ambarına düşmüş tavuk gibi
the bottom falls out of the market expr. piyasa/pazar çöktü
the bottom drops out of the market expr. piyasa/pazar çöktü
like a blind dog in a meat market expr. tamamen kontrolden çıkmış
on the market expr. satışta
on the market expr. satılık
on the open market expr. serbest/açık piyasada
on the open market expr. serbest satışta
on the open market expr. koşulsuz olarak satışta
on the open market expr. serbest olarak alınıp satılabilir
on the open market expr. koşulsuz olarak alınabilir
on the open market expr. herkes tarafından alınıp satılabilir
in the market for expr. arayışında
in the market for expr. peşinde
in the market for expr. talebinde
in the market for expr. sahip olma isteğinde
in the market for expr. alma niyetinde
in the market for (something) expr. (bir şey) arayışında
in the market for (something) expr. (bir şey) peşinde
in the market for (something) expr. (bir şey) talebinde
in the market for (something) expr. (bir şeye) sahip olma isteğinde
in the market for (something) expr. (bir şey) alma niyetinde
Speaking
the stock market peaked expr. borsa tavan yaptı
what about going to the market? expr. markete gitmeye ne dersin?
Trade/Economic
near-market research n. yakın pazar araştırması
near-market research n. ticari olarak istifade edilebilir olması muhtemel bilimsel araştırma
tiger market n. (özellikle doğu asya'da) hızlı büyüyen ekonomi
alternative investment market (aim) n. küçük şirketlerin sermaye artırmasına olanak sağlayan londra menkul kıymetler borsası
open market operations n. açık piyasa işlemleri
adaptive market hypothesis n. adaptif piyasa hipotezi
spot exchange market n. anında teslim döviz piyasası
open market paper n. açık piyasa senedi
spot delivery market n. anında teslim piyasası
the american market n. amerikan pazarı
land market n. arsa piyasası
open market sales n. açık piyasa satışları
assets market n. aktifler piyasası
buyers' market n. alıcı piyasası
eu market n. ab pazarı
active market n. aktif piyasa
hectic market n. ateşli piyasa
oligopoly market n. alıcısı çok satıcısı az piyasa
open market paper n. açık piyasa ıskonto senetleri
open market paper n. açık piyasa politikası
open market operation n. açık piyasa işlemi
open market policy n. açık piyasa politikası
open market n. açık piyasa
buyer's market n. alıcı piyasası
assets market n. aktifler piyasası
buyer's market n. alıcı piyasası
gold market n. altın piyasası
European Single Market n. avrupa tek pazarı
imperfect market n. aksak piyasa
open market n. açık piyasa
bear market n. ayı piyasası
open market operation n. açık piyasa muamelesi
eurocapital market n. avrupa sermaye piyasası
lower-of-cost-or-market method n. alış fiyatı veya piyasa fiyatından düşük olanı ile değerleme
spot foreign exchange market n. anında teslim döviz piyasası
bear-bearish market n. aşağı yönlü hareket eden piyasa
common market n. avrupa ortak pazarı
low-end market n. alt pazar/alt piyasa
heavy market n. ağır piyasa
land market n. arazi piyasası
primary market n. ana piyasa
euromoney market n. avrupa para piyasası
fair market value n. adil piyasa değeri
job market n. amele pazarı
open market operation n. açık piyasa faaliyeti
open market discount rate n. açık piyasa ıskonto haddi
federal funds market n. abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa
fair market price n. adil piyasa fiyatı
market trolley n. alışveriş arabası
spot market n. anında teslim ve peşin para ile alınıp satılan mallar piyasası
gold market n. altın piyasası
fair market n. adil piyasa
european market n. avrupa pazarı
futures market n. alivre alım satım piyasası
asian market n. asya piyasası
key market n. anahtar piyasa
asian market n. asya pazarı
open market purchases n. açık piyasa alımları
buyer’s market n. alıcı piyasası
open market n. açık pazar
open market operations n. açık piyasa işlemler
open market credit n. açık piyasa kredisi
pre-market trading n. açılış öncesi işlemler
fair market n. adil pazar