müze - Türkisch Englisch Wörterbuch

müze

Bedeutungen von dem Begriff "müze" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
müze museum n.
Do we wish Europe to become a museum?
Avrupa'nın bir müze haline gelmesini mi istiyoruz?

More Sentences
müze repository n.

Bedeutungen, die der Begriff "müze" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
müze müdürü curator n.
Tom is a museum curator.
Tom bir müze müdürü.

More Sentences
müze adası museum island n.
Five museums are located on Berlin’s Museum Island.
Berlin müzesi adasında beş müze bulunuyor.

More Sentences
(müze, kilise, vb.) görevli docent n.
The docent provided an informative tour of the museum.
Görevli, müzede bilgilendirici bir tur düzenledi.

More Sentences
müze gezmek visit museum v.
Do you enjoy visiting museums?
Müzeleri gezmekten hoşlanır mısın?

More Sentences
Star Wars
ulusal müze national museum n.
Tom visited the National Museum when he was in Amsterdam.
Tom Amsterdam'da iken Ulusal Müze'yi ziyaret etti.

More Sentences
General
müdür (kütüphane, müze vb) curator n.
müze müdürü caretaker of a museum n.
müze müdürü keeper n.
müze müdürü museum director n.
müze müdürü conservator n.
müze binaları museum buildings n.
müze mimarisi museum architecture n.
koleksiyon yöneticisi (müze, galeri, arşiv, kütüphane) curator n.
müze binası museum building n.
müze yöneticisi curator n.
müze sorumlusu curator n.
askeri müze military museum n.
müze ziyareti museum visit n.
müze gezisi museum tour n.
sanat galerisi/müze/kütüphane müdürü curator n.
müze sorumlusu custodian n.
müze rehberi docent n.
müze ücreti museum entrance fee n.
müze ücreti museum admission fee n.
müze giriş ücreti museum entrance fee n.
müze giriş ücreti museum admission fee n.
ingiltere'de york yakınlarında, içerisinde tapınak ve müze barındıran görkemli eski konak castle Howard n.
müze eğitimi museum education n.
bir müze koleksiyonunun listesi ve açıklaması museography n.
tuhaf şeylerin sergilendiği müze odditorium n.
müze açılış galası opening n.
sıklıkla müze ziyaret eden kişi museumgoer n.
görmek (oyun/müze vb'ni) take something in v.
gitmek (konser müze vb'ne) take something in v.
park, müze gibi yerlerde eğitsel rehberlik sunmak üzere tasarlanmış interpretive adj.
Law
müze ve galerilere sanat eseri bağışlayarak diğer işlerin/olayların üstünün örtülmesi artwashing n.
müze ve galerilere sanat eseri bağışlayarak diğer işlerin/olayların üstünü örtmek artwash v.
Institutes
new york'da bir müze metropolitan museum of art n.
Architecture
oxford üniversitesi'ne bağlı bir müze ashmolean museum n.
müze ev show house n.
Education
birinci elden gözlem yapılabilmesi için müze gibi yerlere düzenlenen grup gezisi field trip n.
Geography
münih'te bir müze alte pinakothek n.
londra'da bir müze british museum n.
hollanda'da bir müze rijksmuseum n.
cambridge üniversitesi bünyesinde yer alan bir müze fitzwilliam museum n.
Military
londra'da kurulan ve askeri operasyonlara ilişkin mühimmatın sergilendiği bir müze imperial war museum n.
Baseball
new york cooperstown'da ünlü beysbol oyuncularına ithafen kurulmuş müze national baseball hall of fame n.
Archaic
müze galeri denetçisi invigilator [uk] n.
Star Wars
galaktik müze galactic museum n.