offensive - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

offensive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "offensive" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 65 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
offensive adj. saldıran
offensive adj. saldırgan
offensive adj. saldırı
General
offensive n. saldırgan tavır
offensive n. saldırı durumu
offensive n. fiziksel saldırı
offensive n. askeri saldırı
offensive n. askeri taarruz
offensive n. fiziksel tecavüz
offensive n. saldırgan tutum
offensive n. saldırgan davranış
offensive n. saldırgan eylem
offensive n. saldırgan hareket
offensive n. ordunun oluşturduğu organize kampanya
offensive n. ordunun oluşturduğu organize eylem planı
offensive n. belirli bir siyasi amaç uğruna hazırlanmış organize kampanya
offensive n. belirli hedef uğruna hazırlanmış organize eylem planı
offensive adj. hakaret edici
offensive adj. ağır
offensive adj. kötü
offensive adj. kırıcı
offensive adj. iğrenç
offensive adj. ileri geri
offensive adj. itici
offensive adj. taarruz
offensive adj. saldırıyla ilgili
offensive adj. yakışmaz
offensive adj. spor ofansif
offensive adj. hücum
offensive adj. taaruza ait
offensive adj. ofansif
offensive adj. hatır kırıcı
offensive adj. hakaret eden
offensive adj. hücuma ait
offensive adj. saldırıya özgü
offensive adj. pis
offensive adj. tiksindirici
offensive adj. çok nahoş
offensive adj. çirkin
offensive adj. sürekli saldırı
offensive adj. mide bulandırıcı
offensive adj. saldırıya ait
offensive adj. saldırı ile ilgili
offensive adj. sinirlendiren
offensive adj. kızdıran
offensive adj. can sıkan
offensive adj. aşağılayıcı
offensive adj. onur kırıcı
offensive adj. tahkir eden
offensive adj. küçük düşürücü
offensive adj. ahlaki olarak nahoş
offensive adj. saldırıya uygun
offensive adj. saldırıda kullanılan
offensive adj. zararlı
offensive adj. acı veren
offensive adj. nahoş duygular uyandıran
Law
offensive adj. incitici
offensive adj. mütecaviz
offensive adj. rahatsız eden
offensive adj. saldırgan
Sport
offensive n. hücuma yönelik
offensive adj. topa, sete sahip olan takıma ait veya ilgili
offensive adj. (maçta, yarışmada) gol atma girişiminde bulunan
offensive adj. (maçta, yarışmada) hücum eden
offensive adj. sayı yapmaya yönelik oynayanla ilgili

Bedeutungen, die der Begriff "offensive" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 128 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
offensive weapons n. saldırı silahları
offensive term n. aşağılayıcı söz
offensive odour n. rahatsız edici koku
offensive messages n. rencide edici mesajlar
offensive material n. saldırgan malzeme
charm offensive n. kötü bir amaç uğruna insanların sevgisini kazanma
offensive smell n. rahatsız edici koku
offensive activity n. nezaketsizlik
offensive activity n. başkalarına saygı göstermeme
offensive activity n. başkalarının duygularını incitme
be offensive v. ağır kaçmak
take the offensive v. taarruza geçmek
scotch (offensive) adj. pinti
offensive [obsolete] adj. suç teşkil eden
offensive [obsolete] adj. suç oluşturan
offensive [obsolete] adj. suçlu
offensive [obsolete] adj. günahkar
offensive [obsolete] adj. habis
offensive [obsolete] adj. utanç verici
Idioms
prawn cocktail offensive n. politikacıların sosyal etkinliklerde/davetlerde finansal destek toplamaya çalışması
go on the offensive v. hücuma geçmek
take the offensive v. hücuma geçmek
be on the offensive v. saldırıya geçmek
be on the offensive v. atağa geçmek
be on the offensive v. hücuma geçmek
be on the offensive v. hücum halinde olmak
go on the offensive v. hücuma geçmek
go on the offensive v. önce saldırmak
go on the offensive v. önce hücuma geçmek
go on the offensive v. taarruza/saldırıya geçmek
go onto the offensive v. hücuma geçmek
go onto the offensive v. önce saldırmak
go onto the offensive v. önce hücuma geçmek
go onto the offensive v. taarruza/saldırıya geçmek
take the offensive v. hücuma geçmek
take the offensive v. önce saldırmak
take the offensive v. önce hücuma geçmek
take the offensive v. taarruza/saldırıya geçmek
on the offensive expr. hücum halinde
Law
offensive weapon n. saldırı silahı
offensive weapon n. suç aleti
Politics
ground offensive n. kara harekatı
offensive war n. saldırı savaşı
offensive alliance n. saldırı paktı
defensive and offensive alliance n. savunma ve saldırı paktı
charm offensive n. sempati toplama ziyareti
charm offensive n. sempati atağı
interim agreement on the limitation of strategic offensive arms n. stratejik taarruz silahlarının sınırlandırılmasına dair geçici anlaşma
offensive weapon n. taarruz silahı
offensive weapon n. tehlikeli silah
league offensive and defensive n. savunma ve taarruz birliği
Advertising
offensive advertising n. saldırgan reklamcılık
Computer
offensive access n. ofansif/saldırgan erişim
Marine
offensive odor n. kötü koku
offensive odor substance n. kötü koku yayan madde
History
the great offensive n. büyük taarruz
Military
antisubmarine air offensive operations n. denizaltı savunması hava taarruz harekatı
air offensive n. hava taarruzu
offensive position n. hücum mevzi
air offensive n. havadan hücum
air offensive n. hava akını
offensive weapons systems n. saldırı silahları sistemleri
offensive information operations n. saldırgan bilgi harekatı
defensive-offensive n. savunma-taarruz
strategic offensive n. stratejik taarruz
offensive defence n. taarruzi savunma
tactical offensive n. taktik taarruz
offensive counter air operation n. taarruza karşı hava harekatı
attacking and offensive position n. taarruz ve hücum mevzi
offensive grenade n. taarruz el bombası
offensive defensive n. taarruzi savunma
offensive mine counter measures n. taarruzi mayın karşı tedbirleri
offensive air support n. taarruzi hava desteği
offensive minefield n. taarruzi mayın tarlası
offensive warfare n. taarruz harbi
offensive counterair n. taarruzi hava savunması
offensive counterair attack operations n. taarruza karşı hava harekatı
offensive mine countermeasures n. taarruzi mayın karşı tedbirleri
offensive mine countermeasures n. düşmanın başarılı bir şekilde mayın döşemesini önlemeye yönelik alınan önlemler
counter-offensive n. karşı saldırı
counter-offensive n. savunma saldırısı
Sport
offensive foul n. hücum faul
offensive block n. hücum bloğu
offensive team n. hücum eden takım
offensive team n. topu alan takım
Basketball
offensive board n. hücum ribaund
offensive foul n. hücum faul
offensive rebound n. hücum ribaundu
off-the-ball offensive foul n. topsuz alanda hücum faul
Football
offensive center n. hücuma yönelik orta saha oyuncusu
offensive press n. hücum pres
offensive midfielder n. ofansif orta saha
oe (offensive end) abrev. hücuma yönelik uç çizgi oyuncusu (amerikan futbolu)
Slang
slope (offensive) n. asyalı (aşağılayıcı)
nigger (offensive) n. zenci (hakaret)
nigga (offensive) n. zenci
cobweb cunt [extremely offensive] n. bacak arası örümcek ağı bağlamış kadın
cobweb cunt [extremely offensive] n. kukusu örümcek ağı bağlamış kadın
cobweb cunt [extremely offensive] n. sekse soğuk bakan kadın
cobweb cunt [extremely offensive] n. seks yapmayı sevmeyen kadın
cobweb cunt [extremely offensive] n. uzun süredir seks yapmamış kadın
cobweb cunt [extremely offensive] n. örümcek ağı bağlamış kuku
farm nigger [extremely offensive] n. çiftlikten çıkma zenci
farm nigger [extremely offensive] n. ancak çiftlikte çalışabilecek zenci
farm nigger [extremely offensive] n. kölelikten başka şeye yaramayan/kafası basmayan zenci
farm nigger [extremely offensive] n. aptal zenci
farm nigger [extremely offensive] n. çiftlikten çıkamamış zenci
farm nigger [extremely offensive] n. zenci köle
fruity [offensive] n. eşcinsel erkek
fruity [offensive] n. gey
fruity [offensive] n. nonoş
fruity [offensive] n. ibne
fruity [offensive] n. homo
ghetto lottery [offensive] n. tazminat
ghetto lottery [offensive] n. kendine veya ailesine işlenen bir suç karşılığında alınan tazminat
libtard [offensive] n. liboş
libtard [offensive] n. kıçımın liberali
libtard [offensive] n. sözde liberal
libtard [offensive] n. gerizekalı liberal
libtard [offensive] n. bir boktan anlamayan liberal
jew (one) [offensive] v. (birini) kazıklamak
jew (one) [offensive] v. (birini) dolandırmak
jew (one) [offensive] v. (birini) üçkağıda getirmek
jew (one) [offensive] v. (birini) ketenpereye getirmek
British Slang
egg and spoon (cockney rhyming slang for coon) (offensive) n. zenci
coon (offensive) n. zenci
chocolate drop (offensive) n. zenci
jungle bunny (offensive) n. zenci