pot - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

pot

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "pot" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 128 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
pot n. çanak
pot n. demlik
General
pot n. hokka
pot n. göbek
pot n. saksı
pot n. kadeh
pot n. toplam para (kumarda ortaya konan)
pot n. cezve
pot n. kavanoz
pot n. koca göbek
pot n. demlik
pot n. toprak kap
pot n. bol (para)
pot n. pot
pot n. lazımlık
pot n. şiş göbek
pot n. ortaya konan para
pot n. testi
pot n. pota (maden)
pot n. tencere
pot n. kupa
pot n. çömlek
pot n. kap
pot n. çaydanlık
pot n. pota
pot n. çok sayıda olan şey
pot n. büyük miktar
pot n. büyük ölçü
pot n. büyük oran
pot n. çukur
pot n. çökme
pot n. çöküntü
pot n. (17. yüzyılda kullanılan) koruyucu deri başlık
pot n. (17. yüzyılda kullanılan) koruyucu çelik başlık
pot n. kazanılacak toplam ödül
pot n. kazanılacak toplam bahis miktarı
pot n. ortaya konan para
pot n. ortak kaynak
pot n. ortak fon
pot n. ortak sermaye
pot n. ortak kaynak
pot n. kağıt havai fişek roketi başlığı
pot n. rastgele atış
pot n. silahla gelişine vuruş
pot n. önemli kimse
pot n. nüfuzlu kimse
pot n. yıkım
pot n. çöküş
pot n. kötüleşme
pot n. bozulma
pot n. tahribat
pot n. likör
pot n. içki
pot n. içecek
pot n. bir sıvı ölçü birimi
pot n. yüzü açık kask
pot n. büyük kupa
pot n. büyük bardak
pot n. ot
pot n. vuruş
pot v. saksıya dikmek
pot v. rastgele ateş edip öldürmek
pot v. cebe indirmek
pot v. konservelemek
pot v. bilardo topunu deliğe sokmak
pot v. kavanoza koymak
pot v. (av hayvanını) vurmak
pot v. (av hayvanını) öldürmek
pot v. avlamak
pot v. (çömlek) şekillendirmek
pot v. (çömlek) yapmak
pot v. (çömleğe) şekil vermek
pot v. (mecazen) parlatmak
pot v. üstünkörü çekici hale getirmek
pot v. olumlu yanlarını öne çıkarmak
pot v. güzelleştirmek
pot v. çekici hale getirmek
pot v. rastgele atış yapmak
pot v. rastgele ateş etmek
pot v. çömlekte pişirmek
pot v. lazımlığa oturtmak
pot v. topa vurmak
Colloquial
pot n. ortak birikim
pot n. ortak ödenek
pot v. sağlama almak
pot v. ele geçirmek
pot v. elde etmek
pot v. ulaşmak
Technical
pot n. pota (cam)
pot n. eritme kazanı
pot n. eritme potası
pot n. (imbikte) yuvarlak büyük hazne
pot n. imbik kazanı
pot n. kompozit basınçlı buhar pompasına ait vana odası
pot n. buhar vana odası
pot n. metallerin geri kazanımında kullanılan elektrolitik hücre
pot n. potansiyometre
Textile
pot n. kumaşta bolluk
Automotive
pot n. karbüratör
pot n. reosta
pot n. silindir
Railway
pot n. (üçün ray yalıtımında kullanılan) izolatör
Gastronomy
pot n. çömlek
pot n. kap
Chemistry
pot v. (sodyum nitrata) sülfürik asitle işlem uygulamak
Marine Biology
pot n. sepet
Fishery
pot n. balık kafesi
pot n. ıstakoz sepeti
Hunting
pot v. (sabit durur haldeyken) av hayvanını vurmak
Sport
pot n. bilardo topunun deliğe sokulduğu atış
pot n. (bilardoda) pot vuruşu
Card
pot n. pokerde bir tam el
pot n. pokerde bir tam oyun süresi
Wagering
pot n. kumar masasında bahislerin konulduğu bölüm
Archaic
pot n. cehennemin haritası
pot n. cehennem çukuru
Slang
pot n. esrar
pot n. göbek
pot n. klozet
pot n. elektronik volüm ayar cihazı
pot n. elektronik volüm kontrol cihazı
British Slang
pot n. favori
pot n. en sevilen şey
pot v. kandırmak
pot v. aldatmak
pot v. dolandırmak
pot v. atlatmak
pot v. kerizlemek

Bedeutungen von dem Begriff "pot" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
pot blunder n.
General
pot pool n.
pot gaffe n.
pot bloomer n.
pot fauxpas n.
pot wrinkle n.
pot gaff n.
pot atrocity n.
pot ineptitude n.
pot crease n.
pot kitty n.
pot pot n.
pot clanger n.
pot goof n.
pot jackpot n.
pot contretemps n.
pot boner n.
pot break n.
pot faux pas n.
pot bobble n.
pot boob [uk] n.
pot misstep n.
pot prattfall n.
pot screw-up n.
pot screw-up n.
pot snapper [scotland] n.
Colloquial
pot brick n.
pot goof-up n.
Wagering
pot stake n.
Slang
pot bubu n.
British Slang
pot clanger n.

Bedeutungen, die der Begriff "pot" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
lobster pot n. ıstakoz avlama sepeti
a pot n. külek
melting pot n. pota
flower pot n. çiçek saksısı
hot pot n. güveç
chamber pot n. sürgü
chimney pot n. baca külahı
earthenware pot n. çömlek
chamber pot n. oturak
pot cheese n. süzme peynir
melting pot n. çeşitli ırk ve ulustan insanların kaynaştığı yer
pepper pot n. biberlik
drip pot n. filtre kahve makinesi
pot life n. kap ömrü
press pot n. kahve demleme aparatı
pot holder n. fırın eldiveni
pot holder n. tutacak
a pot of tea n. bir çaydanlık dolusu çay
coffee pot n. cezve
paint pot n. patlak
paint pot n. plastik boya kabı
pot smoker n. esrar içicisi
pot smoker n. esrarkeş
earthenware pot n. toprak çömlek
flower pot n. saksı
pepper-pot n. biberlik
pot-holder n. tutacak
pot life n. kullanma süresi
pot barley n. kabuksuz arpa
pot life n. uygulama süresi
melting pot of civilizations n. medeniyetlerin buluşma noktası
beer pot n. bira göbeği
coffee pot set n. cezve takımı
pot plants n. saksı bitkileri
pot liquor n. yemek suyu
sugar pot n. şeker kabı
sugar pot n. şekerlik
steamer pot n. buharlı tencere
pot de chambre n. lazımlık
chamber pot n. lazımlık
thunder pot n. lazımlık
pot of gold n. hayal mahsulü ödül
pot of gold n. altın küpü
pot light n. gömme ışık
melting pot n. farklı özelliklere sahip (benzer) nesnelerin bir araya gelip, birbirlerini etkiledikleri ortam
pot of gold n. altın çanağı
pot of gold n. hayali ödül
cooking pot n. tencere
coffee pot n. kahve demliği
piss pot n. eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet
thunder pot n. eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet
chamber pot n. eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet
pot-shot n. ateşli silahla yapılan rasgele vuruş
pot-shot n. rasgele vuruş
small pot/jug n. kumkuma
watering pot n. çiçek sulama kabı
pot haircut n. mantar kafa saç kesimi
brewing pot n. demleme kabı
smudge pot n. tütsü kabı
pot companion n. içki arkadaşı
plant pot n. bitki saksısı
plant pot n. saksı
brass pot n. pirinç çömlek
melting pot n. artık
melting pot n. ıskarta
monkey-pot n. eskiden sert cam yapımında kullanılan silindirik ergitme kabı
garden pot n. çiçek sulama kabı
gum pot n. vernik yapımında zamkı eritip diğer malzemelerle karıştırmak için kullanılan alet
crock pot® n. bir elektrikli ocak markası
crock-pot® n. bir elektrikli ocak markası
pot [dialect] [uk] n. küfe
pot [dialect] [uk] n. sepet
pot [dialect] [uk] n. kutu
pot [uk] n. baca külahı
pot (potential) n. potansiyel
pot belly n. şiş göbek
pot belly n. şişkin karın
pot belly n. bira göbeği
pot (pottery) n. çömlekçilik
pot (pottery) n. çanak çömlek
pot farm n. esrar tarlası
pot farm n. (genelde ormanlık alanda gizlenmiş) esrar yetiştirilen toprak parçası
pot foot n. çarpık ayak
pot foot n. bozuk biçimli ayak
pot hanger n. s biçimli askı
pot hanger n. s biçimli kanca
pot hunter n. (ticari veya beslenme amaçlı avlanan) avcı
pot hunter n. torbasını doldurmak için önüne geleni vuran avcı
pot still n. imbik
pot still n. damıtma imbiği
pot wheel n. su çarkı
pot-belly n. şiş göbek
pot-belly n. şişkin karın
pot-belly n. bira göbeği
coffee-pot n. kahve demliği
coffee-pot n. cezve
fire pot n. ateş çanağı
fire pot n. ateşlik
take pot luck v. razı olmak
melt in the same pot v. aynı pota içinde eritmek
go to pot v. suya düşmek
go to pot v. berbat olmak
go to pot v. hayrı kalmamak
go to pot v. bozulmak
go to pot v. mahvolmak
forget the pot/pan on the stove v. yemeği ocakta unutmak
forget the pot/pan on the stove v. tencereyi/tavayı ocakta unutmak
pot [obsolete] v. büyük bardaktan içki içmek
pot holed adj. derin çukurlu
pot-bellied adj. karınlı
pot-bellied adj. şişkin
tin-pot adj. önemsiz
tin-pot adj. değersiz
tin-pot adj. minör
pot-trained adj. tuvalet eğitimi almış
pot-trained adj. tuvaletini yapmayı bilen
pot training [rare] adj. tuvalet eğitimi
pot-holed adj. yarıklı
pot-holed adj. derin çukurlu
pot-holed adj. oluklu
pot-sure adj. içtikçe kendine güveni gelen
pot-valiant adj. sarhoşluğun verdiği cesaretle davranan
Phrasals
pot something up v. bir şeyi saksıya koymak
pot something up v. bir şeyi saksılamak
Phrases
the pot calling the kettle black expr. dinime dahleden müslüman olsa
Proverb
the pot calls the kettle black tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black dinime küfreden müslüman olsa
watched pot never boils başında kaynasın diye beklenen su asla kaynamaz
a watched pot never boils başında beklenen su kaynamaz
you can't get a quart into a pint pot bir şeyi hacminden küçük bir yere sığdıramazsın
you can't get a quart into a pint pot hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdıramazsın
you can't get a quart into a pint pot koca şeyi küçücük yere sığdıramazsın
you cannot get a quart into a pint pot küçücük bir yere alacağından fazla şeyi sığdıramazsın
Colloquial
the pot n. hep birlikte toplanan para
the pot n. kişiler arasında toplanan para
the pot n. poker gibi kumar oyunlarında bir elde oyuncular tarafından riske edilen toplam para
go to pot v. heba olmak
gone to pot v. kötüleşmek
all to pot v. kötü duruma düşmek
gone to pot v. kötü duruma düşmek
all to pot v. kötüleşmek
up-pot v. saksı değiştirmek
up-pot v. bitkinin saksısını değiştirmek
up-pot v. bitkiyi başka bir saksıya/toprağa dikmek
up-pot v. daha büyük/iyi bir saksıya dikmek
pot up v. saksıya dikmek
pot up v. saksıya aktarmak
all to pot expr. harap olmuş
gone to pot expr. harap olmuş
put water into the pot expr. tencereye su koy
(do something) or get off the pot expr. ya yap ya kalk
(do something) or get off the pot expr. ya işini doğru düzgün yap ya da çek git
(do something) or get off the pot expr. ya doğru düzgün çalış ya da gölge etme
(do something) or get off the pot expr. (ya bir şeyi yap) ya da kenara çekil
(do something) or get off the pot expr. (ya bir şeyi) ya da engel olma
hello pot, meet kettle expr. tencere dibin kara seninki benden kara
pot, meet kettle expr. tencere dibin kara seninki benden kara
hi pot, meet kettle expr. tencere dibin kara seninki benden kara
Idioms
a chicken in every pot n. bolluk
a little pot is soon hot n. küçük enişte
a pot of gold n. hayalleri süsleyen para/servet
a chicken in every pot n. bereket
a little pot is soon hot n. öfkeli şirin
a chicken in every pot n. zenginlik
a little pot is soon hot n. patlamaya hazır bomba gibi olan kimse
a chicken in every pot n. refah
a little pot is soon hot n. barut fıçısı gibi olan kişi
a little pot is soon hot n. kızdırması kolay olan kişi
a chicken in every pot n. her tencerede bir tavuk
a chicken in every pot n. bolluk bereket
a chicken in every pot n. refah
a chicken in every pot n. her mahallede bir milyoner
piss or get off the pot n. artık harekete geçme zamanı
pot stirrer n. ara bozup kavga çıkartan kimse
melting pot n. eritme kazanı
melting pot n. eritme potası
can talk the legs off an iron pot n. geveze
pot of gold n. hayali ödül
pot stirrer n. kavga kaşağısı
a chicken in every pot n. varlık
a chicken in every pot n. genel zenginlik
a melting pot n. pota
a melting pot n. çeşitli ırk ve ulustan insanların kaynaştığı yer
a melting pot n. farklı insanların, kültürlerin, fikirlerin bir arada var olduğu ortam
a pot of gold [us] n. çok para vadeden şey
a pot of gold [us] n. ileride çok kazandırması umulan şey
a pot of gold [us] n. çok para getirecek şey
a pot of gold [us] n. büyük gelir/kazanç kapısı
a pot of gold [us] n. hayali kazanç
a pot of gold [us] n. altın küpü
pot boiler n. para için yazılan kitap
pot boiler n. para için yazılan yazı
pot boiler n. sadece para kazanmak için yazılan değersiz yazı/kitap
pot boiler n. maddi değerinin dışında bir değeri olmayan yazı/kitap
pot boiler n. boş yazı/kitap
pot boiler n. içi boş yazı/kitap
pot luck [us] n. herkesin yiyecekler hazırlayıp getirdiği toplu yemek
pot luck [us] n. topluca yenen bir yemeğe katılanların hazırlayıp yanında getirdiği yiyecekler
pot luck [us] n. davetlilerin kendi yiyeceklerini getirdikleri yemek
pot luck [us] n. grup yemeği
pot luck [us] n. davetlilerin kendi yemeklerini hazırladıkları grup yemeği
pot luck [us] n. yardımlaşmalı yemek
pot shot n. rasgele vuruş
pot shot n. ateşli silahla yapılan rasgele vuruş
pot shot n. dikkatsizce/sağa sola açılan ateş
pot shot n. yersiz/düşünmeden yapılan eleştiri
pot shot n. haksız eleştiri
pot shot n. fırsattan istifade yapılan eleştiri/hakaret
keep the pot boiling v. ilgiyi canlı tutmak
keep the pot boiling v. bir şeyi sürdürmek
boil the pot v. haşlanmış yiyecek içeren yemek hazırlamak
boil the pot v. suyu kaynatmak
boil the pot v. suyu ısıtmak
take pot luck v. allah ne verdiyse yemek
stir the pot v. ara bozup kavga çıkarmak
pee in the same pot v. aynı kaba işemek
get a quart into a pint pot v. birşeyi sığmayacağı biryere koymaya/tıkmaya çalışmak
go to pot v. boşa gitmek
put a quart into a pint pot v. birşeyi sığmayacağı biryere koymaya/tıkmaya çalışmak
go to pot v. boşa çıkmak
keep the pot boiling v. bir şeyi sürdürmek
not have a pot to piss in v. bir dikili ağacı olmamak
go to pot v. bir hayrı kalmamak
can talk the legs off an iron pot v. çenesi düşük olmak
can talk the legs off an iron pot v. çok geveze olmak
can talk the legs off an iron pot v. çenesi düşmek
can talk the legs off an iron pot v. çok konuşmak
not have a pot to piss in v. çok fakir olmak
not having a pot to piss in nor a window to throw it out of v. çok fakir olmak
put everyone in the same pot v. hepsini aynı kefeye koymak
don't have a pot to piss in v. fakirlikten kırılmak
go to pot v. hayır kalmamak
keep the pot boiling v. geçinip gitmek
don't have a pot to piss in v. fakirlik fukaralık içinde kıvranmak
keep the pot boiling v. ilgiyi canlı tutmak
don't have a pot to piss in v. içecek ayranı olmamak
take pot luck v. olanla/verilenle yetinmek
throw something into the pot v. ortaya fikir atmak
stir the pot v. ortalığı karıştırmak
throw an idea into the pot v. ortaya fikir atmak
go to pot v. sarpa sarmak
stir the pot v. tırnak kaşımak
find the pot of gold at the end of the rainbow v. tüm umutlarını, hayallerini gerçekleştirmek
take a pot shot v. yersiz/düşünmeden eleştirmek
sweeten the pot v. (bir mülkü) daha iyi bir hale getirmek
sweeten the pot v. (tadil ederek) daha güzel hale getirmek
fit a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
fit a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
fit a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
fit a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere tıkmak
fit a quart into a pint pot v. kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
fit a quart into a pint pot v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
squeeze a quart into a pint pot v. koca şeyi küçücük şeyin içine sığdırmaya çalışmak
squeeze a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
squeeze a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
squeeze a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
squeeze a quart into a pint pot v. küçük bir kaba/yere tıkmak
squeeze a quart into a pint pot v. kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
squeeze a quart into a pint pot v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
squeeze a quart into a pint pot v. iki ayağını bir pabuca sığdırmak/sokmak
squeeze a quart into a pint pot v. iki ayağı bir pabuca girmek
get a quart into a pint pot v. küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
get a quart into a pint pot v. küçük bir yere tıkmaya çalışmak
get a quart into a pint pot v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
get a quart into a pint pot v. imkansızı başarmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. küçük bir yere tıkmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. imkansızı başarmaya çalışmak
get/pour/put a quart into a pint pot [uk] v. küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
get/pour/put a quart into a pint pot [uk] v. küçük bir yere tıkmaya çalışmak
get/pour/put a quart into a pint pot [uk] v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
get/pour/put a quart into a pint pot [uk] v. imkansızı başarmaya çalışmak
be pot luck v. allah ne verdiyse beraberce yemek
be pot luck v. evde ne varsa beraberce yemek
be pot luck v. davetlilerin getirdiği yemeklerden bir sofra hazırlamak
put (one's) pot on [old-fashioned] v. (birinin) yapacağını/niyetini açığa vurmak
put (one's) pot on [old-fashioned] v. (birinin) yapacağını/niyetini açık etmek
put (one's) pot on [old-fashioned] v. (birinin) yapacağını/niyetini herkese duyurmak
put someone's pot on [australia] v. birinin foyasını ortaya çıkarmak
put someone's pot on [australia] v. birinin yanlışını açık etmek
put someone's pot on [australia] v. birinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
put someone's pot on [australia] v. birinin yaptığı bir yanlışı herkese söylemek
put someone's pot on [australia] v. birini ispiyonlamak/gammazlamak
put someone's pot on [australia] v. birini ele vermek/ihbar etmek
get a quart into a pint pot v. imkansızı başarmaya çalışmak
get a quart into a pint pot v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeye sığdırmaya çalışmak
get a quart into a pint pot v. küçük bir yere tıkmaya/sığdırmaya çalışmak
get a quart into a pint pot v. bir şeyi sığmayacağı bir yere koymaya/tıkmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. imkansızı başarmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeye sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. küçük bir yere tıkmaya/sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot v. bir şeyi sığmayacağı bir yere koymaya/tıkmaya çalışmak
boil the pot v. evi geçindirmek
boil the pot v. tencereyi kaynatmak
boil the pot v. ancak geçimini sağlayacak eserler üretmek
go (all) to pot v. kötü duruma düşmek
go (all) to pot v. kötüleşmek
go (all) to pot v. kötüye gitmek
go (all) to pot v. bozulmak
sweeten (up) the pot v. daha iyi bir hale getirmek
sweeten (up) the pot v. daha cazip bir şekilde düzenlemek
sweeten (up) the pot v. daha cazip/çekici bir hale getirmek
sweeten (up) the pot v. maddi açıdan iyileştirmek
can talk the legs off an iron pot expr. çenesi düşük
the pot calling the kettle black expr. hem suçlu hem güçlü
in the pot expr. kumar masasının ortasında
that's the pot calling the kettle black expr. tencere dibin kara seninki benden kara
pot is calling the kettle black expr. tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black expr. tencere dibin kara seninki benden kara
don't have a pot to piss in (or a window to throw it out of) expr. züğürt
in the melting pot expr. belirsiz
in the melting pot expr. belirsiz durumda
in the melting pot expr. sürekli değişim halinde
in the melting pot expr. sonucu/sonu belirsiz
in the melting pot expr. değişime açık
in the melting pot expr. değişmesi muhtemel
for the pot expr. pişirmek için
for the pot expr. yemek için
into the pot expr. ortaya
into the pot expr. konuların, fikirlerin, tartışmanın arasına
Speaking
I forgot the pot on the stove expr. tencereyi ocakta unuttum
I forgot the pot on the stove expr. yemeği ocakta unuttum
Politics
tin-pot dictator n. teneke diktatör
Industry
fining pot n. metal rafineri için eritme kabı
Technical
refractory pot n. metal çözümleme işleminde kullanılan kemik külünden yapılmış gözenekli kap
tram pot n. değirmen taşı milinin alt ucuna konan destek
transfer pot n. aktarma potası
open pot n. açık pota
pressure paint pot n. basınçlı boya kabı
pressure pot n. basınç kabı
pressure pot n. basınçlı kap
watering pot n. bitkileri sulamak için kullanılan süzgeçli su kabı
pot burner n. buharlaşmalı yakıcı
pot type oil burner n. buğulaştırmalı yağ yakıcısı
slag pot carrier n. curuf potası taşıyıcısı
tea-pot ladle n. çaydanlık türü pota
pot bearing n. çanak mesnet
slag pot n. curuf potası
pot die forming n. delikli kalıpta biçimleme
revolving pot n. döner pota
melting pot n. ergitme kabı
melting pot n. ergitme potası
porous pot n. gözenekli kap
pot car n. ingot arabası
glazed pot n. içi cam kaplanmış pota
two pot tinning n. iki potalı kalaylama
tinning pot n. kalay potası
closed pot n. kapalı pota
lead pot heating n. kurşun potada ısıtma
lead pot furnace n. kurşun pota ocağı
pot annealing n. kutuda tavlama
soldering pot n. lehim potası
glazed pot n. mineli kap
pot cooled glass n. potada dondurulmuş cam
pot cooling n. potada soğutma
pot ring n. pota halkası
melting pot n. pota
pot ruby n. pota yakutu
pot glass n. pota camı
pot ruby n. pota rubisi
porous pot n. poroz kap
pot firing n. pota önısıtması
pot arching n. pota önısıtması
pot quenching n. potada suverme
pot furnace n. pota fırını
salinometer pot n. salinometre kabı
pot-opal glass n. sarımsı opal cam
glazed pot n. sırlı kap
pot-life of liquid systems n. sıvı sistemlerin pota ömrü
watering pot n. süzgeçli sulama kabı
watering pot n. süzgeçli kova
pot clay n. şamot
tin pot n. teneke kap
salt pot n. tuz potası
pot car n. tomruk arabası
glue pot n. tutkal eritme kabı
tin-pot n. teneke kap
three pot tinning n. üç potalı kalaylama
burner pot n. yakıcı potu
monkey pot n. sert cam yapımında kullanılan ergitme kabı
pot metal n. kurşun ve bakır alaşımı
pot metal n. (çömlek ve diğer mutfak gereçlerinde kullanılan) dökme demir
pot metal n. eriyik cam
pot metal n. boyalı cam
dash-pot n. mekanik damper
Computer
blank pot n. boş pot
Telecom
swirl pot n. türbülans haznesi
Electric
hi-pot n. elektriksel dayanım testi
hi-pot n. yüksek gerilim testi
Television
pan pot n. ses mikseri üzerinde sağ-sol kanallardaki göreli seviyeleri ayarlamaya yarayan bir düğme
Textile
pot lace n. çiçek sepeti motifli dantel
pot lace n. saksı danteli
Architecture
chimney-pot n. baca peteği
Construction
chimney pot n. baca külahı
chimney pot n. baca tepesi künkü
gauge pot n. çimento şerbeti çanağı
gauge pot n. ölçü kabı
pot floor n. tuğla asmolenli döşeme
pot lead n. grafit
pot-lead v. (yarış botunun gövdesini) grafit ile kaplamak
Dyeing
paint pot n. patlak
paint pot n. plastik boya kabı
Automotive
four pot engine n. dört silindirli motor
pot box n. elektrikli araçlarda hız kontrolünü sağlayan aygıt
pot metal n. beyaz metal
mush pot n. kurşun kabı
two-pot adj. iki pistonlu
eight-pot adj. sekiz pistonlu
three-pot adj. üç pistonlu
Traffic
pot bearing n. pot mesnet
Railway
pot sleeper n. pot travers
Marine
basket pot n. balıkçı ağı
store pot n. kültür balığı için geçit
Medical
pepper-pot appearance n. tuz biber görünümü
pot (potion) n. posyon
pot (potion) n. ilaç
Psychology
melting pot n. eritme potası
Food Engineering
edible-pot pea n. yenilebilir bakliyat
edible-pot pea n. yenilebilir, yumuşak taneleri olan bakliyat
Gastronomy
pot cheese n. bir tür yumuşak beyaz peynir
steamed kebap in pot n. buğu kebabı
chicken pot pie n. bir tür tavuk böreği
tea pot n. çay demliği
tea pot n. çaydanlık
coffee pot for turkish coffee n. cezve
tea pot n. demlik
cooking pot n. derin tava
pot roast n. etli güveç
brisket pot roast n. göğüs etinden rosto
turkey pot pie n. hindili tart
pot roasted n. kaburga dolması
pot stand n. sacayağı
pot cheese n. süzme peynir
mixed vegetable pot n. türlü
pot holder n. tencere tutacağı
kebap cooked in a sealed clay pot n. testi kebabı
chicken pot pie n. tavuklu kiş
pot–au–feu n. fransız usulü bir etli güveç
white-pot n. süt veya krema, yumurta, şeker, ekmek ile yapılıp tencerede pişirilen bir tür yemek
coal pot n. kömürde yiyecek pişirmeye yarayan bir alet
pepper pot n. batı hint adaları'nda yapılan bir tür güveç
pepper pot n. etli ve sebzeli bir tür çorba
philadelphia pepper pot n. etli ve sebzeli bir tür çorba
pot de crème n. muhallebi kıvamında zengin aromalı bir tatlı
pot de crème n. pot de crème tatlısının servis edildiği kap
pot de crème n. bir tür sufle kabı
pot likker n. sebze suyu
pot likker n. et suyu
pot pie n. et veya tavuk ve sebzelerden yapılan bir tür turta
pot pie n. etli bir yahni
pot pie n. tavuklu bir yahni çeşidi
pot roast n. ağır ateşte pişirilen et
pot scourer n. ovma teli
pot sticker n. domuz eti dolgulu çin mantısı
pot-roast v. tencerede kızartmak
pot-roast v. tencerede pişirmek
Chemistry
still-pot n. imbik
tin pot n. kalay potası
tin pot n. kalaylama potası
tinning pot n. kalaylama potası
Marine Biology
fish pot n. balık sepeti
cover pot n. sepet
pot-and-line n. sepet ve ip
Zoology
monkey-pot n. güney amerika'ya özgü saksı şekilli, lezzetli fındıklar içeren odunsu kapsüllü bir meyve
Botanic
pot marigold n. aynısefa
pot marigold n. aynısefa çiçeği
pot marigold n. altuncuk
pot marjoram n. farekulağı
pot marigold n. kandil çiçeği
pot marjoram n. keklikotu
pot marjoram n. mercanköşk
pot marigold n. nergiz
pot marigold n. ölü çiçeği
pot marigold n. şamdan çiçeği
pot marjoram (origanum vulgare) n. keklikotu
pot marjoram (origanum vulgare) n. farekulağı
pot marjoram (origanum vulgare) n. yabani mercanköşk
pot marjoram (origanum vulgare) n. mercanköşk
pot marjoram (origanum vulgare) n. avrasya'da yetişen çok yıllık kokulu bir bitki
pot marigold n. avrupa'ya özgü, süs olarak yetiştirilen, tek yıllık yaygın bir bahçe bitkisi
monkey pot n. tropikal amerika'ya özgü, lecythis cinsinden olan çeşitli ağaçlara verilen ad
monkey pot n. lecythis cinsi ağacın meyvesi
monkey pot n. sapucaia ağacı
monkey pot n. manbarklak ağacı
pot herb n. yeşil yapraklı sebze
pot plant n. saksı bitkisi
pot-bound adj. (saksıdaki bitki) saksıdan taşan
pot-bound adj. (saksıdaki bitki) saksıya sığmayan
Agriculture
thumb pot n. minik saksı
pot on v. (dikili bitkiyi) daha büyük bir saksıya almak
pot on v. (dikili bitkiyi) daha geniş bir kaba almak
Apiculture
honey pot n. bal kabı
Tobacco
vax pot n. parafin kalıbı
glue pot n. tutkal kabı
Fishery
try-pot n. balina parçalarını eritip yağ elde etmekte kullanılan kazan
eel pot n. yılan balığı yakalama pinteri
lobster pot n. içine yem konularak ıstakoz yakalamak için kullanılan bir tür tuzak
fish pot n. balık kapanı