pozisyon - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

pozisyon



Bedeutungen von dem Begriff "pozisyon" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
pozisyon position n.
General
pozisyon heading n.
pozisyon status n.
pozisyon standing n.
pozisyon exposure n.
pozisyon emplacement n.
pozisyon basis n.
pozisyon hand n.
pozisyon connection n.
pozisyon possie [australia] n.
pozisyon possy n.
pozisyon pos. (position) abrev.
Trade/Economic
pozisyon spot n.
pozisyon position n.
Technical
pozisyon attitude n.
Automotive
pozisyon position n.
Sport
pozisyon position n.
Abbreviation
pozisyon posit (position) n.
Slang
pozisyon pozzy n.

Bedeutungen, die der Begriff "pozisyon" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 332 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sosyal pozisyon position n.
açık pozisyon vacant position n.
dik pozisyon upright position n.
pozisyon alma having position n.
pozisyon alma positioning n.
elverişli pozisyon favorable position n.
boş pozisyon vacancy n.
yüzükoyun pozisyon prone position n.
alt pozisyon lower-position n.
cinsel pozisyon sexual position n.
daha iyi pozisyon better position n.
bir alt pozisyon one-down position n.
uygun pozisyon appropriate position n.
uygun pozisyon proper position n.
yüzükoyun pozisyon prostrate position n.
sosyal pozisyon social position n.
geçici pozisyon temporary position n.
atın arka toynakları arkadan izleyenin nalları görebileceği şekilde pozisyon alması balotade n.
atın arka toynakları arkadan izleyenin nalları görebileceği şekilde pozisyon alması ballotade n.
itibarsız pozisyon backseat n.
düz pozisyon flat position n.
bir yarışmada diğerlerine göre avantaj sağlayan pozisyon the inside track n.
bir meslek/pozisyon için gereken nitelikleri kazanan qualifier n.
elverişsiz pozisyon unfavorable position n.
iyi güçlendirilmiş pozisyon bastion n.
işvereni tarafından önemli bir pozisyon için yedek olarak belirlenmiş çalışan key employee n.
pozisyon değişimi için yapılan müdahale manoeuver n.
orta pozisyon mediety [obsolete] n.
en dip pozisyon bottom n.
en alçak pozisyon bottom n.
yanlış pozisyon misposition n.
değerli olan ara pozisyon missing link n.
ses organlarının pozisyon değiştirmesi sırasında çıkan önemsiz ses glide n.
zıt yöne bakacak şekilde doğrudan sağa/sola dönerek ulaşılan pozisyon right-about n.
atın ön bacaklarını yarım yükselttiği bir pozisyon demivolt n.
(krikette) oyuncunun kaleye ulaşacağı belli olan bir topu durdururken sopasının durdurma noktasında aldığı dik pozisyon guard n.
belirli bir pozisyon için yapılan seçme guernsey [australia] n.
yüksek pozisyon height n.
yüksek pozisyon heights n.
(bulunulan ortama, kişilere göre) farklı durum veya pozisyon lone hand n.
(bale, modern dans veya caz dansında) ayakların birbirinden ayrı durduğu bir pozisyon open position n.
paralel pozisyon parallel n.
üstün pozisyon favorable position n.
elverişli pozisyon favourable position n.
üstün pozisyon favourable position n.
makineli tüfek ve birlikten oluşan bir askeri pozisyon pepperbox n.
(yogada) pozisyon pose n.
pozisyon değişikliği fleet n.
önderlik eden pozisyon forefront n.
ön pozisyon forehand n.
mızrağın saldırı için aldığı pozisyon present n.
fetüsün doğum sırasında rahim ağzına göre aldığı pozisyon presentation n.
yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge pressure point n.
dönme sonrası pozisyon slue n.
yamuk pozisyon slump n.
esnek pozisyon soft line n.
yarışmacının yarışta diğerleri tarafından kuşatıldığı pozisyon pocket n.
sabit pozisyon stall [obsolete] n.
sağlam pozisyon standfast n.
yerleşik pozisyon standfast n.
sıkı pozisyon standfast n.
pozisyon almak have position v.
pozisyon değiştirmek change position v.
belirli bir pozisyon için manevra yapmak jockey v.
embriyolojik gelişim sırasında pozisyon değiştirmek migrate v.
organik süreç sırasında pozisyon değiştirmek migrate v.
(bir konuya yönelik) resmi pozisyon almak posture v.
belirli bir pozisyon aldırmak scourge v.
(gemi) hazır olunca kullanılmak üzere pozisyon almak ship v.
supin pozisyon almak supinate v.
kendinden pozisyon alan self-positioning adj.
bir iş, pozisyon ya da kariyerle ilgili olmayan noncareer adj.
pozisyon olarak positionally adv.
balede ikinci pozisyon à la seconde adv.
(rütbe/pozisyon) altında after prep.
(iki karbon atomu tarafından ayrılan) benzen halkasının iki zıt pozisyon ilişkisi anlamına gelen ön ek par- pref.
pozisyon anlamına gelen bir ön ek stasi- pref.
pozisyon, konum anlamı veren son ek -topy suf.
Phrasals
(ata/bisiklete) pozisyon aldırmak jockey something into position v.
pozisyon almak take up v.
birini bir pozisyon, rol, ödül için önermek suggest for (something) v.
kesin bir şekilde görev/pozisyon dışı bırakmak sweep out of (something or some place) v.
(birini bir iş/pozisyon) için hazırlamak groom (someone) for (something) v.
bir iş/pozisyon için hazırlamak groom for v.
(birini bir pozisyon, iş) için önermek put (one) up for (something) v.
(birini bir pozisyon, iş) için aday göstermek put (one) up for (something) v.
(birini bir pozisyon, iş) için sunmak/öne sürmek put (one) up for (something) v.
(birini bir şey/bir pozisyon) için seçmek tap (one) for (something) v.
birine şirketinde bir pozisyon teklif etmek tap up v.
Colloquial
bir pozisyon için düşünülmek be up for (something) v.
(beysbolda) koşucu veya atıcı olarak pozisyon kaybetmek/oyun dışı kalmak be out v.
birini (bir pozisyon) için seçmek/atamak tap someone (for something) v.
(bir pozisyon) için planlanan/düşünülen up for (something) [australia] expr.
Idioms
çok yüksek bir pozisyon the stratosphere n.
(şirkette) pozisyon değişimi a game of musical chairs n.
en üst pozisyon the first/top rung on the ladder n.
en tepedeki pozisyon the first/top rung on the ladder n.
en alt basamaktaki pozisyon the lowest rung of the ladder n.
en az otoriteye/etkiye sahip pozisyon the lowest rung of the ladder n.
birinin ölümüyle devrolan yer/pozisyon dead men's shoes n.
daha iyi/uygun bir yer/konum/pozisyon olmak be better placed v.
doğru bir yer/konum/pozisyon olmak be ideally placed v.
bir pozisyon için (birini) önermek bring (one) up for (something) v.
bir pozisyon için (birini) aday göstermek bring (one) up for (something) v.
bir pozisyon için (birini) önermek bring someone up for something v.
bir pozisyon için (birini) aday göstermek bring someone up for something v.
pozisyon almak/aldırmak jockey into position v.
bir pozisyon için rekabet etmek jockey into position v.
bir pozisyon için yarışmak jockey into position v.
yer/pozisyon değiştirip durmak play musical chairs v.
oradan oraya yer/pozisyon değiştirmek play musical chairs v.
yarışta atına iyi bir pozisyon aldırmak jockey into position v.
(bir şey, iş, pozisyon, konum için) aklında biri/bir şey olmak have something in mind (for something) v.
Trade/Economic
açılan pozisyon değeri open position value n.
açık pozisyon open interest n.
açık pozisyon open position n.
açık pozisyon open position n.
açık pozisyon short position n.
açık pozisyon job opening n.
açılan kapatılan pozisyon sayısı positions n.
çalışılan pozisyon position held n.
cari pozisyon current position n.
endüstriyel pozisyon industrial position n.
eksik pozisyon short position n.
fazla pozisyon long position n.
güvenceli pozisyon covered position n.
idari pozisyon administrative position n.
istenen pozisyon situation vacant n.
istenen pozisyon situation wanted n.
kaldıraçlı pozisyon varlıklarının toplam değeri notional value n.
kısa pozisyon short position n.
kilit pozisyon key position n.
kısa pozisyon short position n.
koruma amaçlı pozisyon hedge position n.
mevcut pozisyon current position n.
net parasal pozisyon karı net monetary position profit n.
net parasal pozisyon zararı net monetary position loss n.
net parasal pozisyon net monetary position n.
net parasal pozisyon kar-zararı net monetary gain/loss n.
pozisyon limiti limit position n.
pozisyon alınmayan toplam birim sayısı total bars out n.
pozisyon yenileme rollover n.
pozisyon alınmayan en uzun periyod longest out period n.
personel kadrosunda boş bulunan pozisyon vacancy n.
pozisyon muhasebesi position bookkeeping n.
pozisyon yenileme faizi rollover interest n.
pozisyon işlemcileri position trader n.
pozisyon alma position trading n.
pozisyon fazlası long position n.
pozisyon fazlası long position n.
tam pozisyon square position n.
uzun pozisyon long position n.
yabancı para net genel pozisyon foreign exchange net general position n.
kısa pozisyon sıkıştırması squeeze n.
eksik pozisyon almak go short v.
fazla pozisyon almak go long v.
pozisyon kapatmak close out position v.
uzun pozisyon almak long v.
(daha yüksek kazanç sağlamak için) çok sayıda kısa pozisyon açmak squeeze the shorts v.
Law
münhal pozisyon vacancy n.
Politics
alt pozisyon subheading n.
alt pozisyon sub-heading n.
ogt pozisyon ve alt pozisyonları headings and subheadings of the cct n.
Technical
dümen pozisyon sensörü rudder position sensor n.
dişli pozisyon kilidi gear position detent n.
eğrisel pozisyon kordinatları curvilinear position coordinates n.
gaz kelebeği pozisyon sensörü throttle position sensor n.
izin verilebilir pozisyon sapması position tolerance n.
kam mili pozisyon sensörü camshaft position sensor n.
krank mili pozisyon sensörü crankshaft pos. sensor n.
merkezi pozisyon central position n.
nötr pozisyon kontağı neutral position contact n.
pozisyon göstergesi position indicator n.
pozisyon sivici limit switch n.
pozisyon lambası position marker n.
pozisyon sensörü position sensor n.
pozisyon işaretçisi position marker n.
pozisyon lambası position lamp n.
pozisyon şalteri position switch n.
pozisyon kamı cam nose n.
pozisyon lambası day running lamp n.
pozisyon değiştirici mekanizma position changing mechanism n.
sis pozisyon lambası fog position lamp n.
şaft pozisyon transmiteri shaft-position transmitter n.
şaft pozisyon koruması thrust bearing trip n.
şaft pozisyon monitörü shaft-position monitor n.
uç pozisyon sivici limit switch n.
yan pozisyon lambası side/marker lamp n.
yatay pozisyon horizontal position n.
pulluklarda bulunan bir pozisyon ayarlama aparatı automatic jointer n.
(ekvatoryal kundaklı teleskopta) pozisyon açısı ölçümünde kullanılan bir ölçüm merceği bağlantısı position micrometer n.
Telecom
pozisyon denetimi position monitoring n.
pozisyon belirleme varlığı position determining entity n.
trafik hizmet pozisyon sistemi traffic service position system n.
Automotive
pozisyon değişikliğini belirleme odometry n.
boğaz pozisyon anahtarı/sensörü throttle position switch/sensor n.
dış dikiz aynası pozisyon kontrolleri ve hafıza devreleri outside mirror position controls and memory circuits n.
debriyaj pedalı pozisyon anahtarı clutch pedal position switch n.
egr valfı pozisyon sensörü egr valve position sensor n.
eksantrik mili pozisyon sensörü camshaft position sensors n.
gaz kelebeği pozisyon dönüştürücü throttle position transducer n.
gaz kelebeği pozisyon sensörü throttle position sensor n.
gaz kelebeği pozisyon sensörü konnektörü throttle position sensor connector n.
gaz pedalı pozisyon sensörü accelerator pedal sensor n.
kapalı gaz kelebeği pozisyon sensörü closed throttle position sensor n.
krankmili pozisyon muhafazası crankshaft position shield n.
krank mili pozisyon sensörü crankshaft position sensors n.
krankmili pozisyon koruma tertibatı crankshaft position shield n.
krank mili pozisyon sensörü crankshaft position sensor n.
krankmili pozisyon işareti crankshaft position shield n.
krankmili pozisyon sensörü crankshaft position sensor n.
motor pozisyon anahtarı/sensörü motor position switch/sensor n.
ön ve arka pozisyon yan lambaları front and rear position side lamps n.
pozisyon kaynağı position welding n.
park-nötr pozisyon anahtarı pnp switch n.
silindir pozisyon sensörü cylinder position sensor n.
tavan pozisyon kaynağı overhead position welding n.
yatay pozisyon horizontal position n.
vites kolu pozisyon anahtarı shift position switch n.
Aeronautic
dme cihazı ile belirlenmiş pozisyon dme fix n.
küresel pozisyon belirleme sistemi global positioning system n.
nominal pozisyon nominal position n.
pozisyon raporu position report n.
pozisyon sembolü position symbol n.
pozisyon ve yön belirlenmesinde kullanılan yardımcı alet beacon n.
uçağın bir kanadının diğer kanada göre alçak ya da daha yüksek olduğu pozisyon bank n.
Marine
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali distress beacons n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali emergency beacons n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali emergency position indicating radio beacons n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali distress radiobeacons n.
başka bir geminin rüzgaraltı yönüne doğru olan pozisyon lee gauge n.
kısa pozisyon hesabı flemish accounts n.
Medical
cerrahi pozisyon komplikasyonları complications caused by surgical positions n.
doğru/uygun pozisyon optimal position n.
eklem pozisyon hissi joint position sense n.
maternal pozisyon maternal position n.
lateral dekubit pozisyon lateral decubitus position n.
nöroşirurjide oturur pozisyon sitting position in neurosurgery n.
oksipitoanteriyor pozisyon occipitoanterior position n.
sabit pozisyon sağlayan cihazlar immobilization devices n.
sırtüstü pozisyon supine position n.
supin pozisyon supine position n.
yan pozisyon lateral position n.
yanlış pozisyon malposition n.
kusurlu pozisyon malposition n.
hatalı pozisyon malposition n.
anormal pozisyon malposition n.
Anatomy
(simfizi oluşturan bölümlerde) orta pozisyon ile ilgili symphyseal adj.
Pathology
transvers ve oblik pozisyon transverse and oblique lie n.
Biology
pozisyon etkisi position effect n.
Botanic
geceleri kendine özgü pozisyon alma nyctitropism n.
Social Sciences
cinsel ilişki sırasında aktif pozisyon üstlenen ve genital bölgesinin doğrudan uyarılmasından çok cinsel partnerinin vasıtasıyla haz yaşamayı önceleyen lezbiyen kimliği stone butch n.
pozisyon dağılımı classification n.
Education
okulda ek ödeme yapılan bir hizmet için özel sorumluluk gerektiren pozisyon graded post [uk] n.
Religious
manastırda resmi pozisyon obedience n.
Meteorology
plan pozisyon göstergesi plan position indicator n.
Geology
büyük kristal kayaçların kırılmasının en zor olduğu pozisyon head n.
fosillerin yer aldığı kaya tabakasına ait spesifik pozisyon horizon n.
Military
saldırıya karşı savunmasız pozisyon line of fire n.
istilacı birliklerin teslim olmasını gerektiren pozisyon coupe-gorge n.
düşmanı yok etme avantajı veren pozisyon coupe-gorge n.
askeri birliğin pozisyon değiştirirken belirlediği referans unsuru pivot n.
düşmanın kanadının döndürülmesi veya ordunun yeni bir pozisyon alması için ilerlemede yapılan değişiklik flank movement n.
yağışlı havalarda ateşli silahı ıslanmaktan korumak için alınan bir pozisyon secure arms n.
ön cephedeki askerin konuşlandığı pozisyon forward post n.
(ingiltere) askeri törende silah omza durulan pozisyon slope n.
(kare taktiği ile pozisyon alan) piyade alayı square n.
düşman ordusunun etrafından dolaşıp arkasında ya da yanında pozisyon almak turn a hostile army v.
pozisyon almak establish v.
Hunting
tazının avını fark ettiğinde aldığı pozisyon point n.
Sport
balede bir pozisyon tendu n.
krikette bir pozisyon third slip n.
ragbide bir pozisyon three-quarter n.
ragbide bir pozisyon three–quarter back n.
güreşte bir güreşçinin diğerinin ayağını sıktığı kural dışı pozisyon toehold n.
tehlikeli pozisyon position of danger n.
vücut pozisyon durumu body position n.
turnuva grubundaki pozisyon berth n.
bir oyundaki pozisyon berth n.
kayakçının öne doğru eğilirken topuklarının kayaklarla temas halinde kaldığı bir pozisyon vorlage n.
jimnastiğin halka dalında, jimnastikçinin kollarını yanlara açarak dümdüz ve yatay şekilde durduğu pozisyon maltese cross n.
düz pozisyon layout n.
takım oyununda forvet hattının kanadındaki pozisyon wing-forward n.
kaykaycının normalin tersi yönüne dönük olduğu bir pozisyon fakey n.
kaykaycının normalin tersi yönüne dönük olduğu bir pozisyon fakie n.
(kriket) sahanın vurucunun sopasını salladığı kısmındaki pozisyon off n.
krikette bir pozisyon cover n.
krikette bir pozisyon covers n.
(bilardo) isteka topuyla başka topun vurulabileceği pozisyon plant n.
oyuncunun bulunduğu belirli pozisyon point n.
(lakrosta) golün sağ tarafındaki pozisyon point n.
(buz hokeyinde) defans oyuncusunun topu hücum alanında tutmak için golün sağ veya sol tarafında yer aldığı pozisyon point n.
(kürek sporu) hamle öncesi ve sonrasında kürek ucunun su yüzeyinde aldığı kare pozisyon square n.
(ragbi) altı numaralı oyuncunun oynadığı bir pozisyon standoff n.
normal pozisyonundan hareket ederek başka bir pozisyon almak release v.
krikette yuvarlanan topu karşılamak için pozisyon almak take guard v.
koşum takımı ile yapılan at yarışında tercih avantajı olan (bir pozisyon) two-hole adj.
Basketball
pozisyon alma getting position n.
rakip sahada potaya yakın bölümde oynanan bir pozisyon point n.
pozisyon almak get position v.
ribaunt için avantaj sağlamak amacıyla vücudunu kullanarak rakiple pota arasında pozisyon almak box out v.
Football
pozisyon oluşumu package n.
kilit pozisyon pivot n.
(ragbide) oyuncu barajının ortasında ve iç merkezde pozisyon alan oyuncu five-eighth [australia/new zealand] n.
(ragbide) orta sahada pozisyon alan oyuncu five-eighth [australia/new zealand] n.
ragbide bir pozisyon fly half n.
ragbide bir pozisyon fly-half n.
top kapma sonucu gerçekleşen eş zamanlı pozisyon değişimi shift n.
(ragbi) altı numaralı oyuncunun oynadığı bir pozisyon stand-off half n.
Volleyball
alçak pozisyon low body position n.
hatalı pozisyon position fault n.
orta pozisyon middle position n.
pozisyon hatası position fault n.
pozisyon feyki position fake n.
yüksek pozisyon high position n.
Baseball
ilk kale yanında pozisyon alan iç saha oyuncusu first n.
ilk kale yanında pozisyon alan iç saha oyuncusu first baseman n.
oyuncuların özellikle bir vurucuya karşı savunma amaçlı yaptığı pozisyon değişimi shift n.
pozisyon almadan (vuruş yapma) from the stretch expr.
Card
masada kuzeye karşılık gelen yöndeki oyuncu veya pozisyon north n.
Art
balede seyirci tarafındaki bacağın yana açık durduğu pozisyon écarté n.
balede ayak parmaklarının kökünde durulan pozisyon half-point n.
dansta heykel gibi yavaş pozisyon değişiklikleri plastic n.
dansta heykel gibi yavaş pozisyon değişiklikleri plastique n.
Theatre
(tiyatro oyunu) temel pozisyon ve hareketlerin planlanması blocking n.
(oyuncu) temel pozisyon ve hareketlere çalışmak block (out) v.
(oyun) temel pozisyon ve hareketleri belirlemek block (out) v.
Archaic
(yeryüzü veya gökyüzünde) yatay pozisyon degree n.
üstün pozisyon forehand n.
Slang
erkek erkeğe cinsel ilişki sırasında sırayla pozisyon değiştirilmesi flip flop n.
(lezbiyen ilişkide) makas gibi pozisyon alıp vulvalarını birbirine sürtmek scissor v.
askeri birlikler içerisinde muvazzaf hizmet yapmayı gerektirecek ve istenen pozisyon ve lokasyonlarda uzun görev atamalarını önleyecek şekilde tasarlanmış olan manchu adj.