| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | turn (something) upside down v. | (bir şeyi) tersine döndürmek/çevirmek | ||
|
Fadil's life turned upside down one fall day. Fadıl'ın hayatı bir sonbahar günü tersine döndü. More Sentences |
||||
| Phrasals | turn (someone or something) upside down v. | (birini/bir şeyi) ters çevirmek | ||
| Phrasals | turn (someone or something) upside down v. | (birinin/bir şeyin) altını üstüne getirmek | ||
| Phrasals | turn (someone or something) upside down v. | (birini/bir şeyi) ters döndürmek | ||
| Phrasals | turn (something) upside down v. | (bir şeyi) tamamen değiştirmek | ||
| Phrasals | turn (something) upside down v. | (bir şeyde) önemli değişiklikler yaparak geliştirmek | ||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | turn (something) upside down v. | (mecaz anlamıyla) alt üst etmek | ||
| Colloquial | turn (something) upside down v. | darmadağın etmek | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | turn (something) upside down v. | (bir şeyi) altını üstüne getirecek şekilde çevirmek | ||
