violence - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

violence

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "violence" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
violence n. şiddet
General
violence n. ırza tecavüz
violence n. zorlama
violence n. zecir
violence n. cebir
violence n. hiddet
violence n. bozma
violence n. tecavüz
violence n. şiddet
violence n. sertlik
violence n. zorbalık
violence n. zorla tecavüz
violence n. şiddet olayları
violence n. vahşet
violence n. şiddet eylemi
violence n. hakaret
violence n. ağır söz
Law
violence n. maddi cebir

Bedeutungen, die der Begriff "violence" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 178 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
domestic violence n. aile içi şiddet
General
seizure by violence n. gasp
monopoly of violence n. şiddet tekeli
school violence n. okulda şiddet
violence and children n. şiddet ve çocuklar
violence in the family n. aile içi şiddet
victims of family violence n. aile içi şiddetin kurbanları
symbolic violence n. simgesel şiddet
domestic violence n. ev içi şiddet
violence prone n. şiddet yanlısı
violence prone n. şiddete eğimli
violence on television n. televizyonda şiddet
violence in children n. çocuklarda şiddet
violence in mass media n. kitle iletişim araçlarında şiddet
violence in motion pictures n. sinemada şiddet
violence against women n. kadınlara şiddet
gang violence n. çete dehşeti
violence against children n. çocuklara şiddet
violence in sports n. sporda şiddet
act of violence n. şiddet olayı
act of violence n. şiddet eylemi
violence to women n. kadına şiddet
students exposed to violence n. şiddete maruz kalan öğrenciler
using violence n. şiddet kullanma
inter-ethnic violence n. etnik gruplararası şiddet
inter-communal violence n. halklararası şiddet
gender-based violence n. cinsel şiddet
drug-related violence n. uyuşturucuyla bağlantılı şiddet
porno-violence n. porno-şiddet
spousal violence n. eş dayağı
husband-to-wife violence n. koca dayağı
husband violence n. koca dayağı
husband violence n. koca zulmü
spousal violence n. eş zulmü
spousal violence n. eş şiddeti
violence in the name of honor n. namus adına şiddet
violence in the name of honour n. namus adına şiddet
violence against women n. kadına uygulanan şiddet
violence against women n. kadına karşı şiddet
violence against animals n. hayvanlara uygulanan şiddet
gun violence n. silahlı şiddet
violence shown on television n. televizyonda gösterilen şiddet
victims of family violence n. aile içi şiddet mağdurları
victims of family violence n. aile içi şiddet kurbanları
victims of family violence n. aile içi şiddetin mağdurları
gang violence n. çete şiddeti
violence risk assessment n. şiddet riski değerlendirilmesi
violence victimization n. şiddet mağduriyeti
violence victimization n. gaddarlık mağduriyeti
non-violence n. eylemsiz direniş
non-violence n. pasif direniş
the violence culture n. şiddet kültürü
acts of violence n. şiddet içeren davranışlar
propensity for violence n. şiddet eğilimi
tendency to violence n. şiddet eğilimi
increase of violence against women n. kadınlara yönelik şiddetin artması
fighting domestic violence n. aile içi şiddet ile mücadele
combating domestic violence n. aile içi şiddet ile mücadele
armed violence n. silahlı şiddet
intimate partner violence n. aile içi şiddet
family violence n. aile içi şiddet
violence victim n. şi̇ddet mağduru
acquaintance violence n. tanıdık şiddeti
verbal violence n. sözlü şiddet
blood-chilling violence n. kan dondurucu vahşet
public violence n. kamusal şiddet
public violence n. ayaklanma
public violence n. izdiham
self-violence n. intihar
self-violence n. özkıyım
self-violence n. kendi canına kıyma
self-violence n. kendi hayatına son verme
self-violence n. kendine zarar verme
do violence to v. zorlamak
use violence v. şiddet kullanmak
resort to violence v. şiddet uygulamak
be exposed to violence v. şiddet görmek
be exposed to violence v. şiddete maruz kalmak
resort to violence v. şiddete başvurmak
do violence to v. bozmak
be subjected to violence v. şiddet görmek
be subjected to violence v. şiddete maruz kalmak
use violence v. şiddet uygulamak
turn to violence v. şiddet göstermek
engage in violence v. şiddet göstermek
use violence v. şiddet göstermek
engage in violence v. şiddet uygulamak
turn to violence v. şiddet uygulamak
resort to violence v. şiddet göstermek
perpetrate violence v. şiddet göstermek
inflict violence v. şiddet uygulamak
commit violence v. şiddet uygulamak
inflict violence v. şiddet göstermek
perpetrate violence v. şiddet uygulamak
commit violence v. şiddet göstermek
be exposed to violence v. şiddete uğramak
contain violence v. şiddet içermek
be subject to violence v. şiddete uğramak
lose a friend to gang violence v. bir arkadaşını çete kavgasında kaybetmek
do violence on v. saldırmak
do violence to v. tecavüz etmek
do violence on v. öldürmek
do violence to v. yaralamak
do violence to v. incitmek
do violence to v. zarar vermek
containing violence adj. şiddet içeren
prone to violence adj. şiddete eğilimli
prone to violence adj. şiddete meyilli
by violence and trickery adv. cebren ve hile ile
by violence and ruse adv. cebren ve hile ile
through violence adv. şiddet yoluyla
by violence adv. şiddet yoluyla
by way of violence adv. şiddet yoluyla
Colloquial
a wave of violence n. şiddet dalgası
violence breeds violence expr. şiddet şiddeti besler
violence breeds violence expr. şiddet şiddeti doğurur
Speaking
there's violence in it expr. içinde şiddet barındırıyor
Law
acquaintance violence n. tanıdık şiddeti
police violence n. polis şiddeti
family violence n. aile içi şiddet
domestic abuse, stalking and honour based violence n. aile içi istismar, takiple taciz ve namus gerekçesiyle şiddet
domestic violence n. aile içi şiddet
sexual violence n. cinsel şiddet
gang violence n. çete dehşeti
sexual and gender based violence n. cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet
physical violence n. cebir
(domestic) violence against men n. erkeğe karşı şiddet
physical violence n. fiziksel şiddet
dating violence n. flört şiddeti
family violence n. fena muamele
violence against government forces n. hükümet güçlerine karşı şiddet
violence against government n. hükümete karşı şiddet
violence against or resistance to government forces and opposition to the laws n. hükümete karşı şiddet veya mukavemet ve kanunlara muhalefet
convention on preventing and combating violence against women and domestic violence n. kadına karşı ve aile i̇çi şiddetle mücadele ve bunların önlenmesine dair anlaşma
physical violence n. müessir fiil
police violence n. polis şiddeti
non-violence n. şiddete başvurmama
crime of violence n. şiddet suçu
non-violence n. şiddet yoluna başvurmama
non-violence n. şiddet uygulamama
non-violence n. tecavüz etmeme
by use of violence expr. şiddetle
Politics
domestic violence n. ev içinde şiddet
sectarian violence n. mezhep çatışması
political violence n. siyasal şiddet
european convention on spectator violence and misbehaviour at sports events and in particular at football matches n. sportif karşılaşmalarda ve özellikle futbol maçlarında seyircilerin şiddet gösterilerine ve taşkınlıklarına dair avrupa sözleşmesi
european convention on spectator violence and misbehaviour at sports events n. sporda seyirci şiddeti ve taşkınlıklarını önlemeye ilişkin avrupa sözleşmesi
it may be that, by violence and ruse, all the fortresses of your beloved fatherland may be captured, all its shipyards occupied, all its armies dispersed and every part of the country invaded. n. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir
Institutes
violence prevention and monitoring center n. şiddet önleme ve izleme merkezi (şöni̇m)
Technical
graphic violence n. sansürlenmemiş şiddet
graphic violence n. tüm ayrıntısıyla ekrana yansıtılan şiddet görüntüsü
Computer
no violence expr. şiddet unsuru içermiyor
Medical
physical violence n. fiziki şiddet
Psychology
sexual violence n. cinsel şiddet
male violence n. erkek şiddeti
physical violence n. fiziksel şiddet
subculture of violence hypothesis n. şiddet altkültürü hipotezi
Social Sciences
victim of domestic violence n. aile içi şiddet kurbanı
victim of domestic violence n. aile içi şiddet mağduru
sexual and gender based violence (sgbv) n. cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet
intimate partner violence n. eş şiddeti
spouse violence n. eş şiddeti
marital violence n. evlilik içi şiddet
international day for the elimination of violence against women n. kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü
international day for the elimination of violence against women n. kadına yönelik şiddetle mücadele günü
combating domestic violence against women national action plan n. kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planı
domestic violence against women n. kadına yönelik aile içi şiddet
international day for the elimination of violence against women n. kadına şiddetle mücadele günü
the national action plan to combat violence n. şiddet ile mücadelede ulusal eylem planı
community violence n. topluluk şiddeti
horizontal violence n. yatay şiddet
intimate partner violence n. yakın partner şiddeti
patriarchal violence n. ataerkil şiddet
patriarchal violence n. erkek egemen şiddet
gender-based violence n. toplumsal cinsiyete dayalı şiddet
no to violence against women expr. kadına şiddete hayır de
Military
urban violence n. şehir zorbalığı
Cinema
gratuitous violence n. gereksiz şiddet