yakında - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yakında



Bedeutungen von dem Begriff "yakında" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 52 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yakında nearby adv.
General
yakında at hand adj.
yakında proximate adj.
yakında immediate adj.
yakında shortly adv.
yakında imminently adv.
yakında before long adv.
yakında anon adv.
yakında around the corner adv.
yakında at an early date adv.
yakında close by adv.
yakında near adv.
yakında recently adv.
yakında presently adv.
yakında in the offing adv.
yakında sometime soon adv.
yakında hard by adv.
yakında round adv.
yakında ere long adv.
yakında incidentally adv.
yakında soon adv.
yakında hereabouts adv.
yakında of late adv.
yakında about adv.
yakında down the line adv.
yakında in one's way [brit] adv.
yakında locally adv.
yakında soonly adv.
yakında by prep.
yakında in the way [uk] expr.
Colloquial
yakında in a little bit expr.
yakında any day now expr.
yakında (at) any minute/moment (now) expr.
yakında any moment now expr.
Idioms
yakında close at the hand expr.
yakında by and by expr.
yakında round the corner expr.
yakında near at the hand expr.
yakında around the corner expr.
yakında not a hundred/thousand/million miles away/from here expr.
yakında near to hand expr.
yakında at fingertips expr.
yakında (close/near) at hand expr.
yakında for the foreseeable future expr.
yakında in the foreseeable future expr.
yakında within grasp expr.
Technical
yakında soon adv.
Archaic
yakında timely adv.
yakında anigh adv.
yakında eftsoons adv.
yakında fast adv.
Slang
yakında within cooee expr.

Bedeutungen, die der Begriff "yakında" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 169 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yakında evlenecek çift soon-to-wed couple n.
yakında olan şey veya kimse neighbor n.
yakında olan şey veya kimse neighbour n.
(yakında ölüp kargalara leş olacak) bir deri bir kemik at crow-bait n.
yakında olmak be at hand v.
yakında tutmak hold close v.
yakında olmuş recent adj.
yakında yanında at hand adj.
yakında tutulmuş held close adj.
yakında olmasından korkulan imminent adj.
yakında olacak imminent adj.
yakında olan recent adj.
yakında çıkacak forthcoming adj.
yakında olacak olan approaching adj.
yakında donacak (olan) soon-to-be-frozen adj.
yakında çok soğuyacak (olan) soon-to-be-frozen adj.
yakında olan unhackneyed adj.
yakında olan latterday adj.
yakında olan latter-day adj.
yakında olmasından korkulan looming adj.
yakında ortadan kaldırılacak olan impermanent adj.
zaman veya sıra olarak yakında olan contiguous adj.
en yakında olan side by side adj.
yakında çıkacak olan provenient adj.
yakında gerçekleşecek olan sudden [obsolete] adj.
çok yakında most recently adv.
çok yakında on door steps adv.
pek yakında soon adv.
çok yakında anytime soon adv.
çok yakında momentarily adv.
çok yakında oversoon adv.
en yakında in front prep.
yakında olmuş anlamını veren bir ön ek fresh- pref.
çok yakında in the wings expr.
Phrasals
çok yakında olmak close in v.
(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek ask someone over v.
(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek ask over v.
Phrases
çok yakında not long in coming adv.
çok yakında pretty soon expr.
çok yakında coming soon expr.
yakında uygulanacak available soon expr.
yakında gelecek available soon expr.
pek yakında in the not-too-distant future expr.
çok yakında in the not-too-distant future expr.
Proverb
yakında kıyamet kopacak fat is in the fire
Colloquial
(bir durum vb) yakında olması kesin olmak stare in the face v.
çok yakında olmak be upon v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way to (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) one's way to (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way towards (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) one's way towards (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way towards something v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on your way towards something v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way to something v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on your way to something v.
çok yakında round the bend adj.
çok yakında around the bend adj.
çok yakında very soon adv.
çok yakında in a couple of shakes expr.
gelecekte/yakında down the road expr.
yakında görüşürüz I'll see you anon expr.
yakında görüşürüz see you anon expr.
yakında alışırsın you'll get onto it expr.
yakında öğrenirsin you'll get onto it expr.
yakında alışırsın you'll get into it expr.
yakında öğrenirsin you'll get into it expr.
(bir şey) çok yakında! roll on (something)! expr.
ödeme yakında gönderilecek/yapılacak cheque is in the mail expr.
ödeme yakında ulaşır cheque is in the mail expr.
yakında döneceğim bbs (be back soon) expr.
çok yakında (at) any moment (now) expr.
çok yakında (at) any minute (now) expr.
çok yakında any second now expr.
pek yakında any second now expr.
çok yakında any minute now expr.
umarım (yakında) tekrar görüşürüz (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
umarım seni (yakında) tekrar görürüm (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
(yakında) tekrar görüşmek dileğiyle (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
(yakında) yine görüşmek dileğiyle (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
yakında tekrar görüşürüz (I'll) see you (again) (real) soon expr.
yakında tekrar görüşmek üzere (I'll) see you (again) (real) soon expr.
çok yakında görüşürüz (I'll) see you (again) (real) soon expr.
çok yakında tekrar görüşmek üzere (I'll) see you (again) (real) soon expr.
yakında görüşürüz (I'll) see you in church [dated] expr.
yakında tekrar görüşürüz (I'll) smell ya later expr.
yakında tekrar görüşürüz (I'll) smell you later expr.
çok yakında any minute now expr.
çok yakında any minute/moment expr.
çok yakında (at) any minute/moment (now) expr.
çok yakında any moment expr.
çok yakında any moment now expr.
çok yakında any second expr.
pek yakında in the not too distant future expr.
çok yakında in the not too distant future expr.
kokusu çıkar yakında is rotten in denmark expr.
… çok yakında! roll on...! [uk] expr.
yakında görüşürüz sys (see you soon) expr.
yakında görüşürüz cuic (see you in church) abrev.
Idioms
çok yakında olmak/gerçekleşmek be in the wind v.
çok yakında meydana gelecek olmak be in the air v.
yakında ölecek olmak not be long for this world v.
çok yakında olmak be within sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be within sight v.
çok yakında olmak be in sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be in sight v.
yakında öbür dünyaya gidecek olmak be knocking on heaven's door v.
çok yakında olmak be in sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be in sight v.
çok yakında olmak be within sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be within sight v.
yakında ölecek olmak be not long for this world v.
yakında olmak be on hand v.
yakınında/yakında bulundurmak have at fingertips v.
yakında öbür dünyaya gidecek knocking on heaven's door adj.
çok yakında sands are running out expr.
yakında havaya karışacak it will soon blow over expr.
yakında mazide kalacak it will soon blow over expr.
bağırdığında duyulabilecek kadar yakında within calling distance expr.
bağırdığında duyulabilecek kadar yakında within shouting distance expr.
bağırdığında duyulabilecek kadar yakında within hailing distance expr.
çok yakında/yakın just a stone's throw away (from something) expr.
çok yakında in two shakes of a lamb's tail expr.
çok yakında/yakın within a stone's throw (of something) expr.
çok yakında over the short haul expr.
çok yakında near by expr.
çok yakında near at hand expr.
çok yakında in the short run expr.
çok yakında in the short haul expr.
çok yakında around the bend expr.
çok yakında round the bend expr.
çok yakında around the corner expr.
çok yakında round the corner expr.
çok yakında bulunan about the ears expr.
çok yakında/yakın a stone's throw (from something) expr.
kokusu çıkar yakında something is rotten in the state of denmark expr.
kokusu çıkar yakında something is rotten in denmark expr.
çok yakında on (one's) doorstep expr.
çok yakında bir şey olacak there's something in the wind expr.
çok yakında one minute to midnight expr.
çok yakında near to hand expr.
çok yakında a stone's throw away expr.
çok yakında within one's grasp expr.
'-den yakında gidecek/ayrılacak not long for expr.
yakında uykuya dalacak the sandman's coming expr.
Speaking
çok yakında hizmetinizde at your service soon expr.
çok yakında görüşürüz I'll see you real soon expr.
yakında iyileşeceksin you're going to feel better soon expr.
umarım yakında iyileşirsin I hope you feel better soon expr.
yakında çok fazla para kazanacaksın you will earn a lot of money soon expr.
yakında geleceğim I'll be there soon expr.
yakında her şey bitecek this will all be over soon expr.
yakında dönecek back soon expr.
yakında huzura kavuşacaksın you'll be at peace soon expr.
yakında bitecek it will be over soon expr.
yakında görürsün you'll see soon enough expr.
yakında bir park var mı? is there a park near here? expr.
yakında hava kararacak it's gonna be dark soon expr.
yakında görüşürüz see you soon expr.
yakında evleniyor married soon expr.
ne kadar yakında? how soon? exclam.
Chat Usage
çok yakında rsn (real soon now) abrev.
Trade/Economic
vadesi yakında gelecek borçlar current maturity n.
yakında gelecek (mal, ürün) to-arrive adj.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç ex new adj.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç olarak ex new adv.
Mining
(cevher yatağı) yüzeye çok yakında gelişen supergene adj.
Religious
mesih'in yakında dünyaya gelişini bekleyen hristiyan mezhebinin üyesi second adventist n.
Sport
çok yakında sahalara dönebilecek olan day-to-day adj.
Baseball
ayağı sayı kalesinden geri çekilmiş atıcıya en yakında olacak şekilde in the bucket adv.