Verlauf

yerinde

Bedeutungen von dem Begriff "yerinde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 89 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yerinde	conformable adj.
2	General	yerinde	sound adj.
3	General	yerinde	fitted adj.
4	General	yerinde	appropriate adj.
5	General	yerinde	congruous adj.
6	General	yerinde	apposite adj.
7	General	yerinde	well adj.
8	General	yerinde	pursuant adj.
9	General	yerinde	snappy adj.
10	General	yerinde	valid adj.
11	General	yerinde	befitting adj.
12	General	yerinde	condign adj.
13	General	yerinde	timely adj.
14	General	yerinde	happy adj.
15	General	yerinde	suitable adj.
16	General	yerinde	expedient adj.
17	General	yerinde	in point adj.
18	General	yerinde	answerable adj.
19	General	yerinde	pertinent adj.
20	General	yerinde	rightful adj.
21	General	yerinde	congruent adj.
22	General	yerinde	pointed adj.
23	General	yerinde	fitting adj.
24	General	yerinde	correct adj.
25	General	yerinde	apropos adj.
26	General	yerinde	good adj.
27	General	yerinde	relevant adj.
28	General	yerinde	calculated adj.
29	General	yerinde	onsite adj.
30	General	yerinde	becoming adj.
31	General	yerinde	pat adj.
32	General	yerinde	apt adj.
33	General	yerinde	legitimate adj.
34	General	yerinde	fit adj.
35	General	yerinde	felicitous adj.
36	General	yerinde	applicable adj.
37	General	yerinde	in adj.
38	General	yerinde	grandiloquent adj.
39	General	yerinde	opportune adj.
40	General	yerinde	on-site adj.
41	General	yerinde	presentable adj.
42	General	yerinde	braw adj.
43	General	yerinde	idoneous adj.
44	General	yerinde	taut adj.
45	General	yerinde	taut adj.
46	General	yerinde	taut adj.
47	General	yerinde	nominal adj.
48	General	yerinde	tidy [obsolete] adj.
49	General	yerinde	made-to-order adj.
50	General	yerinde	happy adj.
51	General	yerinde	home adj.
52	General	yerinde	commode [obsolete] adj.
53	General	yerinde	incident [obsolete] adj.
54	General	yerinde	dueful [obsolete] adj.
55	General	yerinde	feat [dialect] [uk] adj.
56	General	yerinde	pretty adj.
57	General	yerinde	providential adj.
58	General	yerinde	to the purpose adv.
59	General	yerinde	just adv.
60	General	yerinde	fitly adv.
61	General	yerinde	in place adv.
62	General	yerinde	on the premises adv.
63	General	yerinde	instead adv.
64	General	yerinde	on the spot adv.
65	General	yerinde	on site adv.
66	General	yerinde	aptly adv.
67	General	yerinde	in situ adv.
68	General	yerinde	meet [obsolete] adv.
69	General	yerinde	meetly adv.
70	General	yerinde	jump [obsolete] adv.
71	General	yerinde	in-situ adv.
72	General	yerinde	pro prep.
73	General	yerinde	in the person of expr.
Colloquial
74	Colloquial	yerinde	juste adj.
75	Colloquial	yerinde	to the purpose expr.
Idioms
76	Idioms	yerinde	dead on target expr.
Trade/Economic
77	Trade/Economic	yerinde	proper adj.
78	Trade/Economic	yerinde	on-premise adj.
79	Trade/Economic	yerinde	on the premises expr.
Technical
80	Technical	yerinde	in-situ adj.
81	Technical	yerinde	timely adv.
82	Technical	yerinde	in position expr.
Computer
83	Computer	yerinde	on site expr.
Psychology
84	Psychology	yerinde	in situ adv.
Food Engineering
85	Food Engineering	yerinde	in situ adv.
Cinema
86	Cinema	yerinde	on location adv.
Latin
87	Latin	yerinde	in loco adv.
88	Latin	yerinde	loc (loco) abrev.
Archaic
89	Archaic	yerinde	grandiloquous adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yerinde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	keyfi yerinde değil	in low spirits adj.
General
2	General	yerinde duramama	wriggling n.
3	General	görev yerinde olmama	absenteeism n.
4	General	yerinde duramama	fidget n.
5	General	iş yerinde takımlar	teams in the workplace n.
6	General	iş yerinde sözsüz iletişim	nonverbal communication in the workplace n.
7	General	yerinde cevap	rejoinder n.
8	General	yerinde söz	mot juste n.
9	General	yerinde söz	grandiloquence n.
10	General	iş yerinde makine	machinery in the workplace n.
11	General	yerinde bulunmayan kimse	defaulter n.
12	General	yerinde kullanma	correct usage n.
13	General	zekice ve yerinde cevap	comeback n.
14	General	karıncalanma (vücudun bir yerinde)	tingle n.
15	General	yerinde bir söz	a pertinent remark n.
16	General	yerinde duramama	restiveness n.
17	General	yerinde duramama	restlessness n.
18	General	yerinde duramama	euphoria n.
19	General	yerinde cevap	repartee n.
20	General	yerinde duramama	fidgetiness n.
21	General	büyük bir satış yerinde kasa yeri	cash point n.
22	General	yerinde duramama	euphory n.
23	General	yerinde rahat oturamama	fidget n.
24	General	yerinde cevap	comeback n.
25	General	yerinde söz	hit n.
26	General	yerinde söz	master touch n.
27	General	yerinde teftiş	site audit n.
28	General	yerinde kararlar	sound decisions n.
29	General	iş yerinde rahat giyim	business casual n.
30	General	yerinde ve doğru karar alma	acumen n.
31	General	yerinde kalmış moloz	eluvium n.
32	General	yerinde duramayan kimse	fidget n.
33	General	yerinde imal	custom-built n.
34	General	yerinde denetim	on-site inspection n.
35	General	yerinde tetkik	on-the-spot investigation n.
36	General	yerinde değerlendirme	in-place evaluation n.
37	General	yerinde özen	proper care n.
38	General	yerinde dikkat	proper care n.
39	General	yerinde adresleme	immediate addressing n.
40	General	yerinde değiştirme	relief in place n.
41	General	yerinde soru	good question n.
42	General	yerinde bir soru	good question n.
43	General	yerinde davranış	appropriate behaviour n.
44	General	yerinde davranış	proper conduct n.
45	General	yerinde çözüm	substantial solution n.
46	General	kaza yerinde durup olanlarını izleyen tipler	gawker n.
47	General	yerinde tetkik	in-situ examination n.
48	General	(olay) yerinde soruşturma	in-situ examination n.
49	General	yerinde koşu	run in place n.
50	General	yerinde koşu	jog in place n.
51	General	yerinde davranış	proper action n.
52	General	yerinde sayma	piaffe n.
53	General	iş yerinde veya iş yerine yakın bir tesiste yapılan bakım	on-site daycare n.
54	General	yerinde günlük bakım	on-site daycare n.
55	General	akli dengesi yerinde	compos mentis n.
56	General	ingilitere'nin pek çok yerinde bilhassa Londra'da çok meşhur bir sandviççi zinciri	Pret A Manger n.
57	General	hali vakti yerinde olan kimse	well-off person n.
58	General	yerinde uygulama	on-site application n.
59	General	iş yerinde gerçekleştirilen aktiviteler	activities at work n.
60	General	park halindeki bir otomobilin yanında, genellikle park yerinde, bir spor etkinliğinden önce gerçekleştirilen piknik	tailgate party n.
61	General	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	makarsakranti n.
62	General	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	maghi n.
63	General	yerinde sığınak	shelter in place n.
64	General	yerinde erişim	outreach program n.
65	General	bir şeyi yerinde sabit tutan parça	keep n.
66	General	akli dengesi yerinde olmama	unhingement n.
67	General	yerinde duramama	unrestfulness n.
68	General	hali vakti yerinde aileler	affluent families n.
69	General	yerinde duramama	zappiness n.
70	General	yerinde duramama	larkinism n.
71	General	yerinde duramayan kimse	wiggler n.
72	General	yerinde duramayan kimse	squirmer n.
73	General	yerinde duramayan kimse	wriggler n.
74	General	yerinde cevap	metaphrase n.
75	General	hali vakti yerinde olan emekli	woopie n.
76	General	yerinde tutan şey	hold fast n.
77	General	yerinde tutan şey	holdfast n.
78	General	şampanya mantarını yerinde tutan tel	muselet n.
79	General	semeri yerinde tutmak için atın etrafına sarılmış geniş şerit	roller n.
80	General	yerinde bir müdahale	a timely intervention n.
81	General	yerinde bir müdahale	a timely response n.
82	General	yerinde bir müdahale	an appropriate intervention n.
83	General	yerinde müdahale	on-site intervention n.
84	General	ruh sağlığı yerinde olmayanlar	(the) disturbed n.
85	General	akli dengesi yerinde olan kimse	compos-mentis n.
86	General	yerinde sayma	do-nothingism n.
87	General	yerinde duramama	intranquillity n.
88	General	yerinde duramama	itchy feet n.
89	General	new mexico'da bir yerleşim yerinde yaşayan bir yerli halk	san juan n.
90	General	yerinde duramama	fikery n.
91	General	yalancı ek yerinde şeklinde girişi olan, elbiseye verev yerleştirilmiş cep	slash pocket n.
92	General	yerinde verilen cevap	snip-snap n.
93	General	tadı tuzu yerinde yiyecek	sowl n.
94	General	yerinde kalma	stillstand n.
95	General	yerinde saymak	come to a deadlock v.
96	General	yerinde olmak	be in good taste v.
97	General	yerinde duramamak	be unable to contain oneself for v.
98	General	yerinde olmamak (fiilen)	be out of place v.
99	General	yerinde duramamak	shuffle v.
100	General	yerinde duramamak	diddle v.
101	General	keyfi yerinde olmamak	be in the doldrums v.
102	General	yerinde saymak	make no progress v.
103	General	yerinde duramamak	be full of beans v.
104	General	yerinde saymak	mark time v.
105	General	keyfi yerinde olmak	be in high spirits v.
106	General	aklı yerinde olmamak	be out of one's mind v.
107	General	yerinde saymak	deadlock v.
108	General	kafası yerinde olmak	have one's wits about one v.
109	General	sağlığı yerinde olmak	enjoy good health v.
110	General	yerinde olmamak (her zamanki)	be out of place v.
111	General	yerinde duramamak	be full of life v.
112	General	yerinde yeller esmek	be gone for ever v.
113	General	yerinde duramamak	fidget v.
114	General	yerinde kullanmamak	misapply v.
115	General	yerinde saymak	make no headway v.
116	General	yerinde konuşmak	outtalk v.
117	General	neşesi yerinde olmak	be in high spirits v.
118	General	keyfi yerinde olmamak	feel out of sorts v.
119	General	keyfi yerinde olmak	be in a good humor v.
120	General	keyfi yerinde olmak	be in a good mood v.
121	General	yerinde söz söylemek	strike the right note v.
122	General	yerinde kalmak	stay in place v.
123	General	yerinde incelemek	investigate on site v.
124	General	yerinde yeller esmek	be vanished v.
125	General	yerinde yeller esmek	be gone with the wind v.
126	General	yerinde olmak	be to the point v.
127	General	yerinde olmak	be indicated v.
128	General	yerinde olmak	be only just v.
129	General	yerinde tutmak	retain v.
130	General	yerinde inceleme yapmak	examine on-site v.
131	General	yerinde tespit etmek	on-site monitoring v.
132	General	yerinde olmak	belong v.
133	General	yerinde izlemek	watch on site v.
134	General	olay yerinde ölmek	die at the scene v.
135	General	birinin yerinde gözü olmak	have designs on someone's position v.
136	General	birinin yerinde gözü olmak	have designs on someone's job v.
137	General	yerinde görmek	see on site v.
138	General	yerinde tutmak	immobilize v.
139	General	kopan parmağını olay yerinde bırakmak	leave one's severed finger at the scene v.
140	General	birinin yerinde gözü olmak	be after someone’s job v.
141	General	şoförün olay yerinde ölmesine sebep olmak	instantly kill the driver v.
142	General	iş yerinde çok fazla zaman harcamak	spend a lot of time at work v.
143	General	ense kulak yerinde olmak	be amply dimensioned v.
144	General	kaza yerinde nefes alışverişi durmak	stop breathing at the site of the accident v.
145	General	yerinde görmek	see in situ v.
146	General	yerinde tutmak	immobilise v.
147	General	yerinde bulmak	find proper v.
148	General	yerinde bulmak	find something in/on its place v.
149	General	yerinde rahat oturamamak	tiddle v.
150	General	blokla yerinde tutmak	block v.
151	General	yerinde duramamak	hirsle v.
152	General	kurtlu gibi yerinde duramamak	crawl v.
153	General	yerinde tutmak	peg v.
154	General	yerinde duramamak	firk v.
155	General	yerinde duramamak	fissle [scotland] v.
156	General	yerinde duramamak	fitch [dialect] [uk] v.
157	General	ülkenin başka yerinde yaşamak için bulunduğu yeri terk etmek	out-migrate v.
158	General	yerinde duramamak	shaffle [dialect] [uk] v.
159	General	yerinde duramamak	shale v.
160	General	(ürünü) yerinde sergilemek	showroom v.
161	General	(sıvı) yerinde durmak	stand v.
162	General	yerinde kalmak	stillstand v.
163	General	yerinde seyretmek	stillstand v.
164	General	(yerinde olsa) di/dı	would v.
165	General	tam yerinde ve zamanında yapılan	seasonable adj.
166	General	asıl yerinde bulunan	autochthonous adj.
167	General	yerinde duramayan	restive adj.
168	General	yerinde duramayan	beany adj.
169	General	bilinci yerinde	conscious adj.
170	General	giyimi kuşamı yerinde	smartly dressed adj.
171	General	şuuru yerinde	conscious adj.
172	General	yerinde duramayan	frisky adj.
173	General	keyfi yerinde değil	out of form adj.
174	General	yerinde değil	out of position adj.
175	General	sağlığı yerinde	as fit as a fiddle adj.
176	General	tam yerinde	seasonable adj.
177	General	yerinde duramayan	fidgety adj.
178	General	zaman açısından yerinde	timely adj.
179	General	yerinde olmayan	untimely adj.
180	General	hali vakti yerinde	affluent adj.
181	General	kısa ve yerinde	short and sweet adj.
182	General	yerinde duramayan	full of life adj.
183	General	yerinde duramayan	restless adj.
184	General	keyfi yerinde	in good spirits adj.
185	General	hali vakti yerinde	well situated adj.
186	General	keyfi yerinde	in good form adj.
187	General	keyfi yerinde	in fine fettle adj.
188	General	yerinde duramayan	twittery adj.
189	General	en yerinde	optimum adj.
190	General	en yerinde	optimal adj.
191	General	en yerinde	the most appropriate adj.
192	General	en yerinde	the best adj.
193	General	yerinde ve uygun	fit and proper adj.
194	General	yerinde duramayan	antsy adj.
195	General	itibarı yerinde	good standing adj.
196	General	yerinde duramayan	frolicsome adj.
197	General	akli melekeleri yerinde	able-minded adj.
198	General	yerinde olmayan	uncalled-for adj.
199	General	boyu bosu yerinde	well-built adj.
200	General	yerinde söylenmiş	well-said adj.
201	General	hali vakti yerinde	well-off adj.
202	General	hali vakti yerinde	well-endowed adj.
203	General	yerinde duramayan	bouncy adj.
204	General	keyfi yerinde	complacent adj.
205	General	sağlığı yerinde	whole adj.
206	General	sağlığı yerinde	well adj.
207	General	yerinde harcanmış	well-spent adj.
208	General	yerinde durmaz	quicksilver adj.
209	General	bilinci yerinde	self conscious adj.
210	General	yerinde onarılan	fixed-in-place adj.
211	General	yerli yerinde	nice adj.
212	General	yerinde duramayacak kadar hayat dolu ve neşeli	tiggerish adj.
213	General	yerinde duramayan	zappy adj.
214	General	yerli yerinde	copacetic adj.
215	General	yerinde durmayan	jumpy adj.
216	General	yerinde duran	unmoving adj.
217	General	yerinde duramayan	excited adj.
218	General	yerinde duramayan	unstill adj.
219	General	yerinde duramayan	jiggy adj.
220	General	yerinde duramayan	wiggly adj.
221	General	hali vakti yerinde	bein adj.
222	General	hali vakti yerinde	bien [scotland] adj.
223	General	yerinde duramayan	jouncy adj.
224	General	sıhhati yerinde olmayan	sadly adj.
225	General	dünyanın birçok yerinde yetişen	widely distributed adj.
226	General	dünyanın birçok yerinde olan	widely distributed adj.
227	General	muhafazakar görüşlü, bakımlı, aktif ve hali vakti yerinde yaşlı kadınlara özgü	blue rinse adj.
228	General	akli dengesi yerinde olmayan	brainish [scotland] adj.
229	General	keyfi yerinde	lusty adj.
230	General	yerinde duramayan	hectic adj.
231	General	aklı yerinde olmayan	idleheaded [obsolete] adj.
232	General	akli dengesi yerinde olmayan	off adj.
233	General	iş yerinde olmayan	off-the-clock adj.
234	General	olay yerinde bulunan	onsite adj.
235	General	olay yerinde bulunan	on-site adj.
236	General	olay yerinde olan	on-the-scene adj.
237	General	faaliyet yerinde olan	on-the-spot adj.
238	General	(endüstriyel ilişkilerde) iş yerinde çalışanlarla konuşmaya her zaman açık olan	open-door adj.
239	General	tam yerinde olan	in adj.
240	General	akli dengesi yerinde olmayan	diswitted adj.
241	General	yerinde sayan	dormant adj.
242	General	dünyanın birçok yerinde görülen	cosmopolitan adj.
243	General	olay yerinde vuku bulan	drumhead adj.
244	General	yerinde duramayan	itchy adj.
245	General	dünyanın birçok yerinde bulunan	pandemic adj.
246	General	hevesinden yerinde duramayan	possessed adj.
247	General	yerinde duramayan	fikish adj.
248	General	yerinde tutan	fixit adj.
249	General	yerinde tutan	fixive adj.
250	General	akli dengesi yerinde	perfect [obsolete] adj.
251	General	yerinde duran	situate adj.
252	General	yerinde durmayan	skittery adj.
253	General	iş yerinde yatan	sleep-in adj.
254	General	keyfi yerinde	sorrowless adj.
255	General	yerinde sayan	sticky adj.
256	General	her yerinde bir şey olan	stocked with adj.
257	General	bilinci yerinde olan	supraliminal adj.
258	General	olay yerinde bulunan	upon the spot adj.
259	General	her yerinde	all about adv.
260	General	birinin yerinde	in one's stead adv.
261	General	kendi yerinde	locally adv.
262	General	yerli yerinde	in its proper place adv.
263	General	her yerinde	about adv.
264	General	her yerinde	all over adv.
265	General	tam yerinde isabetli	to the point adv.
266	General	köyün uzak bir yerinde	in the sticks adv.
267	General	her yerinde	passim adv.
268	General	tam yerinde	in position adv.
269	General	olay yerinde	on the spot adv.
270	General	dünyanın her yerinde	all over the world adv.
271	General	hali vakti yerinde	in easy circumstances adv.
272	General	tam yerinde	to the point adv.
273	General	yerinde bir şekilde	befittingly adv.
274	General	dünyanın her yerinde	throughout the world adv.
275	General	tam yerinde	on the spot adv.
276	General	olay yerinde	on the ground adv.
277	General	yerli yerinde	in the proper place adv.
278	General	yerli yerinde	in the original position adv.
279	General	eski yerinde	back adv.
280	General	asıl yerinde	in situ adv.
281	General	iş yerinde	at workplace adv.
282	General	başkasının iş yerinde	al desko adv.
283	General	her yerinde	ubique adv.
284	General	yerinde duramayarak	excitedly adv.
285	General	menşe ülkede veya yerinde	home adv.
286	General	iş yerinde	in adv.
287	General	tam yerinde	in adv.
288	General	keyfi yerinde	in stride adv.
289	General	yerli yerinde	featly adv.
290	General	tam yerinde olan	dead-on adv.
291	General	şehrin her yerinde	all around the town adv.
292	General	ilin her yerinde	provincewide adv.
293	General	olay yerinde	upon the spot adv.
294	General	orta yerinde	in the midst of prep.
295	General	-in (her) yerinde	over prep.
296	General	her yerinde	throughout prep.
297	General	---'ın birçok yerinde	in much of prep.
298	General	sağlığı yerinde	in good case expr.
299	General	hali vakti yerinde yaşlılar	woof (well off older folks) abrev.
Phrasals
300	Phrasals	yerinde olmak	stand for v.
301	Phrasals	yerinde duramamak	fidget around v.
302	Phrasals	yerinde rahat oturamamak	fidget around v.
303	Phrasals	yerinde duramamak	fidget about v.
304	Phrasals	bir şeyi yerinde tutmak	keep something down v.
305	Phrasals	bir şeyi ağırlık uygulayarak yerinde/sabit tutmak	keep something down v.
306	Phrasals	(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek	superimpose (someone or oneself) on (someone or something) v.
307	Phrasals	(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek	superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) v.
308	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde kutlanmak	resound through (something or some place) v.
309	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde konuşulmak	resound through (something or some place) v.
310	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde ses getirmek	resound through (something or some place) v.
311	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde bilinmek/duyulmak	resound through (something or some place) v.
312	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde çınlamak	resound throughout (something or some place) v.
313	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde yankılanmak	resound throughout (something or some place) v.
314	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde duyulmak	resound throughout (something or some place) v.
315	Phrasals	(bir şeyin/yerin) her yerinde konuşulmak	resound throughout (something or some place) v.
316	Phrasals	(birini) evinde/iş yerinde bulmak	find (one) in v.
317	Phrasals	(birini) yerinde (ofisinde, evinde) bulmak	find (one) in v.
318	Phrasals	(bir hisle dolup) yerinde duramamak	jump with (something) v.
319	Phrasals	(birinin) arabasını park yerinde kitlemek	park (one) in v.
320	Phrasals	(bir iş yerinde, şirkette) kalmak	remain at (something or some place) v.
321	Phrasals	(bir iş yerinde, şirkette) çalışmaya devam etmek	remain at (something or some place) v.
322	Phrasals	her yerinde kutlanmak	resound through v.
323	Phrasals	her yerinde ses getirmek	resound through v.
324	Phrasals	her yerinde bilinmek/duyulmak	resound through v.
325	Phrasals	(bir şeyin) içinde yerinde duramamak	squirm in v.
326	Phrasals	(bir şeyden dolayı) yerinde rahat duramamak	squirm with (something) v.
Phrases
327	Phrases	senin yerinde olmak istemezdim	better you than me expr.
328	Phrases	aklı yerinde değil	out of one's mind expr.
329	Phrases	akli dengesi yerinde	in full possession of all your faculties expr.
330	Phrases	dünyanın her yerinde	all over the earth expr.
331	Phrases	hali vakti yerinde	in comparative comfort expr.
332	Phrases	kafası yerinde değil	out of one's mind expr.
333	Phrases	yerinde söylemek gerekirse	in a manner of speaking expr.
334	Phrases	birinin/bir şeyin yerinde/yerine	in (someone's or something's) place expr.
335	Phrases	başkasının yerinde/konumunda	in someone else's place expr.
336	Phrases	başkasının yerinde olduğunu hayal etmiş/düşünen	in someone else's place expr.
337	Phrases	istanbul'un birçok yerinde	in much of istanbul expr.
338	Phrases	(bir şeyin veya bir yerin) orta yerinde	in the middle of (something or some place) expr.
339	Phrases	orta yerinde	in the midst expr.
340	Phrases	orta yerinde	in one's midst expr.
341	Phrases	(bir şeyin) orta yerinde	in the midst of (something) expr.
Proverb
342	Proverb	her şey yerli yerinde; olması gerektiği gibi	god's in his heaven; all's right with the world
343	Proverb	her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerinde olmalı	a place for everything, and everything in its place
344	Proverb	yerinde oturarak tarihe iz bırakamazsın	footprints on the sands of time are not made by sitting down
345	Proverb	yerinde oturan tarih yazamaz	footprints on the sands of time are not made by sitting down
Colloquial
346	Colloquial	morali ve sağlığı yerinde olan kimse	the thing [brit] n.
347	Colloquial	yerinde duramayan/fıldır fıldır kişi	world-beater n.
348	Colloquial	yerinde duramayan	bundle of energy n.
349	Colloquial	her şey yerli yerinde olması ve o şekilde bırakılması	a place for everything and everything in its place n.
350	Colloquial	hali vakti yerinde olma	easy street n.
351	Colloquial	hali vakti yerinde olma	fat city n.
352	Colloquial	yerinde duramayan kimse	hyper n.
353	Colloquial	yerinde cevap	comeback n.
354	Colloquial	olay yerinde olmak	be in at the death v.
355	Colloquial	kafası yerinde olmak	be in one's right mind v.
356	Colloquial	olay yerinde bulunmak	be in at the death v.
357	Colloquial	olay yerinde bulunmak	be in at the kill v.
358	Colloquial	olay yerinde olmak	be in at the kill v.
359	Colloquial	yerinde duramamak	strain at the leash v.
360	Colloquial	heyecandan/sinirden yerinde duramamak	be jumping up and down v.
361	Colloquial	rahatı yerinde olmak	be laughing v.
362	Colloquial	yerinde saymak	be chasing tail v.
363	Colloquial	sağlığı yerinde olmak	be doing well v.
364	Colloquial	yerinde olmak	trade places v.
365	Colloquial	kaidesi yerinde	broad across the beam adj.
366	Colloquial	kafası yerinde değil	far gone adj.
367	Colloquial	aklı yerinde değil	far gone adj.
368	Colloquial	yerinde duramayan	full of it adj.
369	Colloquial	yerinde duramayan	full of it adj.
370	Colloquial	aklı yerinde olmayan	off your head [uk] adj.
371	Colloquial	sevinçten/mutluluktan yerinde duramayan	on a high adj.
372	Colloquial	bir şeyden dolayı yerinde duramayan	jacked up on (something) adj.
373	Colloquial	akli dengesi yerinde	with-it adj.
374	Colloquial	yerinde duramayan	up to high doh [scotland] adv.
375	Colloquial	çok yerinde	bang up expr.
376	Colloquial	hali vakti yerinde	in clover expr.
377	Colloquial	olay yerinde	on the spot expr.
378	Colloquial	sağlığı yerinde	in the pink expr.
379	Colloquial	ruh ve beden sağlığı yerinde	being of sound mind and body expr.
380	Colloquial	yerinde olmak istemezdim	I don't envy you expr.
381	Colloquial	yerinde olmak istemem	I don't envy you expr.
382	Colloquial	dünyanın hiçbir/her yerinde	god's green earth expr.
383	Colloquial	dünyanın herhangi bir yerinde	god's green earth expr.
384	Colloquial	yer yerinde oynadı (orgazm olmak)	the earth moved (or did the earth move for you?) expr.
385	Colloquial	-in her yerinde	from here to sunday expr.
386	Colloquial	yerinde bir hareket/hamle/espri	well played expr.
387	Colloquial	yerinde olsam (bir şeyi) yapmazdım	(I) wouldn't (do something) if I were you expr.
388	Colloquial	(birinin) yerinde olmak istemezdim	(I) wouldn't want to be in (someone's) shoes expr.
389	Colloquial	iyi/yerinde bir karar	we, you can/could/might do worse (than...) expr.
390	Colloquial	şehrin/kasabanın her yerinde/yerine	all around town expr.
391	Colloquial	her yerinde	all over (some place) expr.
392	Colloquial	şehrin/kasabanın her yerinde/yerine	all around town expr.
393	Colloquial	her yerinde	all over (some place) expr.
394	Colloquial	yerinde olmak istemezdim	rather you than me expr.
395	Colloquial	yerinde olsam yapmazdım	wouldn't if i were you expr.
396	Colloquial	yerinde laf ettin	you said a mouthful expr.
397	Colloquial	yerinde laf ettin	you've said a mouthful expr.
398	Colloquial	giyimi kuşamı yerinde	like a dog's dinner expr.
Idioms
399	Idioms	yerinde duramayan kimse	a live wire n.
400	Idioms	kısa ve yerinde	short, sharp shock [brit] n.
401	Idioms	yerinde duramayan kimse	live wire n.
402	Idioms	insanı yerinde (ter ter) tepindiren şey	a red flag before a bull [us] n.
403	Idioms	gücü kuvveti yerinde herkes	all able-bodied people n.
404	Idioms	bir iş yerinde her işe bakan kız	a girl friday n.
405	Idioms	bir iş yerinde her işe bakan kimse	a girl/man/person friday n.
406	Idioms	yerinde söz	the operative word n.
407	Idioms	yerinde duramayan	fireball n.
408	Idioms	yerinde duramayan	ball of fire n.
409	Idioms	akla sonradan gelen sert/yerinde cevap	l'esprit de l'escalier (the wit of staircase) n.
410	Idioms	yatma saatinden hemen önce çocukların huzursuzlandığı/yerinde duramadığı zaman	the witching hour n.
411	Idioms	kafası yerinde olan herkes/herhangi biri	anyone in their right mind n.
412	Idioms	yerinde duramayan kimse	a ball of fire n.
413	Idioms	yerinde duramayan kimse	a cat on a hot tin roof n.
414	Idioms	keyfi hep yerinde kimse	a ray of sunshine n.
415	Idioms	yerinde duramayan kimse	cat on a hot tin roof n.
416	Idioms	yerinde sayma	holding pattern n.
417	Idioms	yerinde duramama	piss and vinegar n.
418	Idioms	yerinde duramayan kimse/şey	ringtailed snorter n.
419	Idioms	yerinde hizmet/yardım	yeoman's service n.
420	Idioms	heyecandan yerinde duramamak	tingle with excitement v.
421	Idioms	kafası yerinde/burada olmamak	not with it v.
422	Idioms	kafası yerinde olduğunda düşünmek	appeal from philip drunk to philip sober v.
423	Idioms	tam yerinde olmak	be ideally placed v.
424	Idioms	kafası yerinde olmak	have all (one's) buttons v.
425	Idioms	aklı/akıl sağlığı yerinde olmak	have all (one's) buttons v.
426	Idioms	muhakeme yeteneği yerinde olmak	have all (one's) buttons v.
427	Idioms	sağduyusu yerinde olmak	have all (one's) buttons v.
428	Idioms	kafası yerinde olmak	have all one's buttons v.
429	Idioms	aklı/akıl sağlığı yerinde olmak	have all one's buttons v.
430	Idioms	muhakeme yeteneği yerinde olmak	have all one's buttons v.
431	Idioms	sağduyusu yerinde olmak	have all one's buttons v.
432	Idioms	boş/yerinde duramamak/oturamamak	not let the grass grow beneath (one's) feet v.
433	Idioms	(birinin) yerinde olmak	trade places with (someone) v.
434	Idioms	yerinde duramamak	go bush v.
435	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all (one's) buttons v.
436	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all one's buttons v.
437	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all one's marbles v.
438	Idioms	yerinde saymak	chase (one's) tail v.
439	Idioms	yerinde yaşlanmak	age in place v.
440	Idioms	aklı yerinde olmak	have all one's marbles v.
441	Idioms	aklı/kafası yerinde olmamak	not have all one's marbles v.
442	Idioms	birinin yerinde olmak	be in someone`s shoes v.
443	Idioms	birini yerinde/mevkisinde/görevinde tutmak	keep one in one's place v.
444	Idioms	hali vakti yerinde olmak	be comfortably off v.
445	Idioms	heyecandan yerinde duramamak	climb the walls v.
446	Idioms	heyecandan yerinde duramamak	be climbing the walls v.
447	Idioms	heyecandan yerinde duramamak	be on the edge of your seat v.
448	Idioms	heyecandan yerinde duramayarak	all agog v.
449	Idioms	heyecandan yerinde duramamak	be bouncing off the walls v.
450	Idioms	hali vakti yerinde olmak	be well off v.
451	Idioms	iş yerinde yoğun bir gün geçirmek	put in a hard day's work v.
452	Idioms	iş yerinde yoğun bir gün geçirmek	put in a hard day at work v.
453	Idioms	kafası yerinde olmak	have all one's marbles v.
454	Idioms	meşru/münasip/ uygun ve yerinde olmak	pass the smell test v.
455	Idioms	kurtlu kaşar gibi yerinde duramamak	have ants in the pants v.
456	Idioms	kafası yerinde olmak	play with a full deck v.
457	Idioms	meraktan yerinde duramamak	get ants in one's pants v.
458	Idioms	kafası yerinde olmak	have got it all together to v.
459	Idioms	keyfi yerinde olmamak	be in a bad mood v.
460	Idioms	keyfi yerinde olmak	be in fine fettle v.
461	Idioms	keyfinden yerinde duramamak	be bright-eyed and bushy-tailed v.
462	Idioms	keyfi yerinde olmak	have one's tail up v.
463	Idioms	keyfi yerinde olmamak	get in a bad mood v.
464	Idioms	kafası yerinde olmamak	not be right in the head v.
465	Idioms	meraktan yerinde duramamak	have ants in one's pants v.
466	Idioms	kafası yerinde olmak	have it all together v.
467	Idioms	olay yerinde olmak	be in on the kill v.
468	Idioms	olay yerinde bulunmak	be in on the kill v.
469	Idioms	rahatı yerinde olmak	be in clover v.
470	Idioms	rahatı yerinde olmak	be cushy v.
471	Idioms	rahatı yerinde olmak	be on easy street v.
472	Idioms	ruhi dengesi yerinde olmak	be in the right frame of mind v.
473	Idioms	rahatı yerinde olmak	be comfy v.
474	Idioms	yerinde duramamak	be champing at the bit v.
475	Idioms	yerinde duramamak	climb the walls v.
476	Idioms	yerinde laf etmek	say a mouthful v.
477	Idioms	yerinde olmamak	be away from one's desk v.
478	Idioms	yerinde saymak	make no headway v.
479	Idioms	yerinde zor durmak	be straining at the leash v.
480	Idioms	yerinde duramamak	be full of piss and vinegar v.
481	Idioms	yerinde oturamamak	champ at the bit v.
482	Idioms	yerinde duramamak	champ at the bit v.
483	Idioms	(maddi anlamda) rahatı yerinde olmak	be sitting pretty v.
484	Idioms	yerinde saymak	go round in circles v.
485	Idioms	yerinde duramamak	be chafing at the bit v.
486	Idioms	yerinde saymak	run around in circles v.
487	Idioms	yerinde saymak	run round in circles v.
488	Idioms	yerinde duramamak	be chomping at the bit v.
489	Idioms	yerinde duramamak	have ants in one's pants v.
490	Idioms	yerinde saymak	get nowhere fast v.
491	Idioms	yerinde saymak	be treading water v.
492	Idioms	yerinde söz söylemek	hit the right note v.
493	Idioms	yerinde duramamak	be climbing the walls v.
494	Idioms	yerinde saymak	go around in circles v.
495	Idioms	olay yerinde olmak	be in at the death/finish v.
496	Idioms	heyecandan/sinirden yerinde duramamak	jump up and down v.
497	Idioms	heyecandan/sinirden/mutluluktan yerinde duramamak	jump up and down v.
498	Idioms	sağlığı tamamen/son derece yerinde olmak	be the picture of health v.
499	Idioms	yerinde olmamak	be out of pocket v.
500	Idioms	bilinci/şuuru tam yerinde olmamak	go out of (one's) senses v.