önyargı - Türkisch Englisch Wörterbuch

önyargı

Bedeutungen von dem Begriff "önyargı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
önyargı bias n.
This abstract technical bias leads to erroneous federalist solutions which have a negative effect on democracy.
Bu soyut teknik önyargı, demokrasi üzerinde olumsuz etkisi olan hatalı federalist çözümlere yol açmaktadır.

More Sentences
önyargı prejudice n.
They should strictly enforce laws against racial prejudice.
Irkçı önyargılara karşı yasaları katı bir şekilde uygulamalılar.

More Sentences
General
önyargı bias n.
These areas of bias are obvious in the current problem regarding indicators.
Bu alanlardaki önyargılar, göstergelerle ilgili mevcut sorunda açıkça görülmektedir.

More Sentences
önyargı prejudice n.
His decisions were affected by personal prejudices.
Kararları şahsi önyargılarından etkileniyordu.

More Sentences
Trade/Economic
önyargı bias n.
The directive drawn up by the Commission contains an obvious bias.
Komisyon tarafından hazırlanan yönerge açık bir önyargı içermektedir.

More Sentences
Law
önyargı prejudice n.
This is a grossly false accusation displaying a regrettable prejudice against the work of the Convention.
Bu, Sözleşme'nin çalışmalarına karşı üzüntü verici bir önyargı sergileyen son derece yanlış bir suçlamadır.

More Sentences
Electric
önyargı bias n.
She has a strong bias against abstract painting.
Onun soyut resme karşı güçlü bir önyargısı var.

More Sentences
General
önyargı prejudgment n.
önyargı preconceived opinion n.
önyargı forejudge n.
önyargı prepossession n.
önyargı prejudgement n.
önyargı jaundice n.
önyargı coloring n.
önyargı colouring n.
önyargı fixed idea n.
önyargı preconceit [obsolete] n.
önyargı preconceived idea n.
önyargı preconceived notion n.
önyargı prejudicacy [obsolete] n.
önyargı prenotion n.
önyargı preopinion n.
önyargı presentiment n.
Colloquial
önyargı prior opinion n.
Law
önyargı prevention [obsolete] n.
Archaic
önyargı anticipation n.

Bedeutungen, die der Begriff "önyargı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 46 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(birine ya da bir şeye) karşı önyargı bias against (someone or something) n.
He's biased against Christianity.
Hıristiyanlığa karşı önyargılı.

More Sentences
Politics
ırkçı önyargı racial prejudice n.
Racial prejudice undermines security and should play no part in our security policy.
Irkçı önyargılar güvenliğe zarar verir ve güvenlik politikamızda hiçbir rol oynamamalıdır.

More Sentences
General
etnik önyargı ethnic prejudice n.
önyargı önleme/bastırma bias suppression n.
önyargı önleme/bastırma bias-suppression n.
gurur ve önyargı pride and prejudice n.
yaygın önyargı widespread prejudice n.
fiziksel engelli insanlara karşı önyargı ableism n.
bilinçsiz önyargı unconscious bias n.
etnik kökenden kaynaklanan önyargı ethnicism n.
birine ya da bir şeye karşı önyargı bias someone against someone or something n.
objektif değerlendirmeyi engelleyen önyargı one-sidedness n.
aşırı önyargı irrational hostility n.
olumlu önyargı prepossession n.
olumsuz önyargı scunner n.
insanlara karşı önyargı prosopolepsy n.
önyargı verdirmek prejudice v.
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak race-bait v.
önyargı oluşturmak preconceit v.
önyargı ile incitmek prejudice v.
önyargı ile dezavantajlı duruma getirmek prejudice v.
olumlu önyargı yaratmak prepossess [obsolete] v.
önyargı ifade eden presentimental adj.
bir özelliğe dayalı önyargı veya ayrımcılık anlamı veren son ek -ism suf.
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı önyargı beslemek slant against (someone or something) v.
(birinde birine/bir şeye) karşı önyargı yaratmak/oluşturmak prejudice (one) against (someone or something) v.
-e karşı önyargı beslemek slant against v.
Phrases
hiçbir önyargı olmaksızın without any prejudice expr.
Colloquial
-e karşı önyargı bias against adj.
önyargı cahilliktir prejudice is ignorance expr.
Idioms
(birisine ya da bir şeye) karşı önyargı bias against (someone or something) n.
-e karşı önyargı prejudice against adj.
Law
önyargı veya taraf tutma olmaksızın without prejudice n.
önyargı olmaksızın wp (without prejudice) n.
Politics
mahalli önyargı local prejudice n.
yerel önyargı local prejudice n.
Psychology
algısal önyargı perceptual bias n.
bilişsel önyargı tadili cognitive bias modification n.
bilişsel önyargı değişimi cognitive bias modification n.
bilişsel önyargı cognitive bias n.
kendine hizmet eden önyargı self-serving bias n.
sosyoekonomik önyargı socioeconomic bias n.
Social Sciences
kültürel önyargı cultural bias n.
dinlerinden ötürü belirli gruplara karşı önyargı faith hate n.
dini önyargı sebebiyle işlenen suç faith hate n.
Archaic
önyargı ile prejudicately adv.