çıplak - Turkish English Dictionary
History

çıplak



Meanings of "çıplak" in English Turkish Dictionary : 81 result(s)

Turkish English
Common Usage
çıplak naked adj.
çıplak bare adj.
General
çıplak uncarpeted adj.
çıplak au naturel adj.
çıplak buff adj.
çıplak undressed adj.
çıplak stark adj.
çıplak unadorned adj.
çıplak bleak adj.
çıplak unclothed adj.
çıplak denuded adj.
çıplak bald adj.
çıplak nude adj.
çıplak uncovered adj.
çıplak innocent of clothes adj.
çıplak unclad adj.
çıplak bare adj.
çıplak naked adj.
çıplak nuddy adj.
çıplak exposed adj.
çıplak in the altogether adj.
çıplak raw adj.
çıplak unappareled adj.
çıplak unattired adj.
çıplak ungarbed adj.
çıplak ungarmented adj.
çıplak unattired adj.
çıplak unappareled adj.
çıplak ungarbed adj.
çıplak ungarmented adj.
çıplak ungarmented adj.
çıplak barish adj.
çıplak boney adj.
çıplak bottomless adj.
çıplak denudate adj.
çıplak in cuerpo [obsolete] adj.
çıplak in the pink adj.
çıplak inornate adj.
çıplak skinny adj.
çıplak skyclad adj.
çıplak in a state of undress adv.
çıplak in the nude adv.
Phrases
çıplak down and dirty adj.
çıplak in your birthday suit expr.
Colloquial
çıplak wearing (one's) birthday suit adj.
çıplak in your birthday suit adj.
çıplak wearing your birthday suit adj.
çıplak mother-naked adj.
çıplak bare-assed adj.
çıplak au naturel adj.
çıplak kaal [south africa] adj.
çıplak in the buff expr.
çıplak naked as the day one was born expr.
çıplak in one's birthday suit expr.
çıplak in the nip [ireland] expr.
Idioms
çıplak wearing (nothing but) a smile adj.
çıplak in the altogether expr.
çıplak not have a stitch of clothes on expr.
çıplak naked as the day you were born expr.
çıplak in the buff expr.
çıplak birthday suit expr.
çıplak in the raw expr.
çıplak in the nude expr.
çıplak in your pelt [irish] expr.
çıplak in birthday suit expr.
çıplak in one's skin expr.
Trade/Economic
çıplak basic adj.
Technical
çıplak bare adj.
Textile
çıplak unapparelled adj.
Marine Biology
çıplak vadigo n.
çıplak derbio n.
çıplak naked adj.
Botanic
çıplak naked (of) adj.
Geography
çıplak bleak adj.
çıplak bleakness adj.
Archaic
çıplak disapparelled adj.
Slang
çıplak assed adj.
çıplak scud [scotland] adj.
çıplak in the nuddy expr.
British Slang
çıplak nuddy adj.
çıplak in the scud expr.

Meanings of "çıplak" with other terms in English Turkish Dictionary : 414 result(s)

Turkish English
General
çıplak kalma denuding n.
çıplak dolaşma merakı nudism n.
çıplak resmi nude n.
çıplak tel bare wire n.
baldırı çıplak ragamuffin n.
çıplak göz naked eye n.
baldırı çıplak tramp n.
çıplak insan vücudu nude n.
baldırı çıplak hobo n.
çıplak göz the naked eye n.
çıplak ayak bare foot n.
çıplak sahne empty stage n.
çıplak alev bare flame n.
çıplak ücret net salary n.
çıplak sahne bare stage n.
çıplak ücret net fee n.
çıplak at unsaddled horse n.
oyuncuların çıplak olduğu film nudie n.
çıplak dolaşan kimse nudist n.
çıplak aktris nudie n.
çıplak yüzme skinnydipping n.
çıplak yüzme swimming naked n.
çıplak tel open wire n.
çıplak gerçek naked truth n.
çıplak gerçek naked fact n.
çıplak gerçek gospel truth n.
çıplak gerçek bare fact n.
çıplak yüz exposed face n.
çıplak yüzme skinny-dipping n.
çıplak ata binen bareback n.
çıplak göz unaided eye n.
çıplak göz bare eye n.
çıplak kimse nude n.
çıplak dağ barren mountain n.
çıplak dağ bare mountain n.
çıplak kış olimpiyatları nude winter olympics n.
ateş veya sıcak taşların üzerinde çıplak/yalın ayak yürüme firewalking n.
çıplak fotoğraflar nude photos n.
çıplak gerçekler bare fact n.
çıplak at bareback n.
çıplak kalma denudation n.
çıplak elle dövüş melee n.
güney amerika'da yaşayan çıplak kuyruklu bir tür armadillo cabassous n.
çıplak ya da yarı çıplak kadınların müşterinin masasında yaptığı dans table dancing n.
gazete veya dergide orta sayfayı kaplayacak şekilde çıplak/yarı çıplak model yerleştirme centerfold n.
gazete veya derginin orta sayfasında yer alan çıplak kadın fotoğrafı centrefold n.
çıplak kimse naked n.
eski zamanlarda sıkça rastlanan, içindeki kişinin çıplak yattığı yatak naked bed n.
çıplak bırakma nudation n.
çok açık giysilerle ya da çıplak olarak yapılan erotik dans nude dancing n.
çıplak insan nude person n.
çıplak hale getirme nudification n.
güney amerika'da yaşayan çıplak kuyruklu bir tür armadillo cabassous unicinctus n.
nesneleri çıplak gözle inceleme macrography n.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı matter n.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı mattoir n.
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser megafauna n.
çıplak popo moon n.
çıplak dalış skinny-dip n.
çıplak yüzme skinny-dip n.
çıplak yüzücü skinny-dipper n.
çıplak dalan kimse skinny-dipper n.
(modern cadılık uygulamalarında) çıplak olma sky clad n.
çıplak tekillik naked singularity n.
kamuya açık alanda çıplak gezme streaking n.
bitkisiz çıplak toprak bare soil n.
çıplak bırakmak denude v.
aşındırarak çıplak bırakmak denudate v.
çıplak olmak be naked v.
çıplak olmak be in the nude v.
çıplak olmak be nude v.
çıplak bırakmak denudate v.
çıplak hale getirmek denudate v.
çıplak görünmek appear naked v.
çıplak bırakılmak be left naked v.
çıplak dolaşmak go around naked v.
çıplak gezmek go around naked v.
çıplak yatmak sleep naked v.
çıplak dolaşmak walk around naked v.
çıplak yüzmek skinny-dip v.
çıplak hale getirmek denude v.
güneşe çıplak gözle bakmak look at the sun with bare eyes v.
birini çıplak görmek see someone naked v.
yatak odasında çıplak bir şekilde beklemek wait in the bedroom naked v.
çıplak yüzmek swim naked v.
çıplak uyumak sleep naked v.
çıplak uyumak sleep in the nude v.
çıplak uyumak sleep in the raw v.
çıplak uyumak sleep in the altogether v.
çıplak uyumak sleep in the buff v.
birini duşta çıplak görmek see someone naked in the shower v.
bitkilerin dik saplarını (keserek) çıplak bırakmak breast up a hedge v.
çıplak bırakmak shave v.
çıplak (gerçek) unvarnished adj.
yarı çıplak veya cinsel birleşme içermeyen film vb softcore adj.
baldırı çıplak vagabond adj.
en çıplak barest adj.
baldırı çıplak rowdy adj.
çıplak bacaklı barelegged adj.
tamamen çıplak buck naked adj.
daha çıplak barer adj.
yarı çıplak seminude adj.
tamamen çıplak completely naked adj.
tamamen çıplak entirely naked adj.
çıplak gözle görülebilecek kadar belirgin macroscopical adj.
tamamen çıplak buck-naked adj.
baldırı çıplak bare-legged adj.
anadan doğma çıplak completely unclothed adj.
çıplak ayak barefoot adj.
çıplak bacaklı bare-legged adj.
tamamen çıplak in the altogether adj.
baldırı çıplak barelegged adj.
çıplak ayaklı barefooted adj.
çıplak ayaklı barefoot adj.
yarı çıplak semi-nude adj.
yarı çıplak half-naked adj.
çıplak insanlar içeren nude adj.
çıplak göğüslü bare-breasted adj.
çıplak ayaklı barefit [scotland] adj.
neredeyse çıplak barish adj.
çıplak (mücevher) unset adj.
çıplak hale getirilmemiş unstripped adj.
çıplak gözle görülebilen megascopic adj.
çıplak gözle yapılan gözlemlere dayanan megascopic adj.
çıplak gözle yapılan gözlemler ile ilişkili megascopic adj.
yarı çıplak half-nude adj.
altı çıplak breechless adj.
çıplak gözle görülebilen gross adj.
üst kısmı çıplak olan bare-breasted adj.
çıplak ve sarp kaya çıkıntılarıyla nitelenen scarry adj.
çıplak gözle görülmeyen subgross adj.
çıplak gözle görülmeyecek kadar küçük subgross adj.
çıplak olarak in the nude adv.
çıplak bir şekilde nudely adv.
çıplak gözle by naked eye adv.
çıplak olarak nakedly adv.
çıplak olarak nudely adv.
çıplak elle with bare hands adv.
çıplak ayakla barefoot adv.
çıplak halde in cuerpo [obsolete] adv.
çıplak gözle tespit edilebilen meg- pref.
çıplak gözle tespit edilebilen mega- pref.
çıplak anlamı veren ön ek gymno- pref.
çıplak anlamı veren ön ek gymn- pref.
Phrasals
etrafta çıplak koşmak streak across v.
Phrases
çıplak gözle with the unaided eye expr.
çıplak gözle with the naked eye expr.
kral çıplak the emperor has no clothes expr.
Colloquial
yarı çıplak kadın fotoğrafları cheesecake n.
baldırı çıplak crumb bum n.
baldırı çıplak crumbum n.
tamamen çıplak görüntüler frontal nudity n.
dergi ve gazete eklerinde çıplak pozlar veren kadın page three girl n.
gazete magazin ekinde çıplak/yarı çıplak pozları çıkan model page three girl n.
çıplak kadınların dans edip şarkı söylediği ettiği gösteri girlie show n.
çıplak kadın gösterisi girlie show n.
çıplak kadın şovu girlie show n.
çıplak cilt buff n.
çıplak ve seksi kadın fotoğrafı pin-up n.
çıplak olmak not have anything on v.
soyunup çıplak kalmak get naked v.
tamamen çıplak wearing (one's) birthday suit adj.
tamamen çıplak in your birthday suit adj.
tamamen çıplak wearing your birthday suit adj.
baldırı çıplak on the bum adj.
tamamen çıplak bare-assed adj.
üstü çıplak shirtless adj.
üstü çıplak (belden yukarısı) stripped to the waist adj.
üstü çıplak barechested adj.
çıplak bir şekilde in the buff adv.
Idioms
çıplak gerçek stark reality n.
çıplak iskeleti bare bones n.
çıplak gözle görmek see with naked eye v.
çıplak yüzmek swim in the raw v.
çıplak gözle bakmak look to naked eye v.
tamamen çıplak olmak wear nothing but a smile v.
anadan doğma çıplak olmak wear nothing but a smile v.
tamamen çıplak olmak be wearing a smile v.
anadan doğma çıplak olmak be wearing a smile v.
çıplak olmak not have a stitch of clothes v.
çıplak olmak not have a stitch of clothes (one) v.
çıplak olmak not have a stitch of clothing (one) v.
çıplak elle with one's bare hands adv.
çıplak gerçek the stark truth expr.
çıplak gözle with the naked eye expr.
iki çıplak bir hamamda yakışır when two hungry people lie together, a beggar is born expr.
kral çıplak the emperor's new clothes expr.
kral çıplak the emperor has no clothes expr.
tamamen çıplak in (one's) pelt [old-fashioned] expr.
tamamen çıplak wearing a smile expr.
anadan doğma çıplak wearing a smile expr.
tamamen çıplak wearing nothing but a smile expr.
anadan doğma çıplak wearing nothing but a smile expr.
çıplak elle with one's bare hands expr.
çıplak gerçek unvarnished truth expr.
çıplak elle with your bare hands expr.
Speaking
çıplak ayakla balkona çıkma don't go out on the balcony in bare feet expr.
çıplak gözle göremeyiz we can't see with bare eyes expr.
çıplak ayakla balkona çıkmayın don't go out on the balcony in bare feet expr.
duşta çıplak birini gördüm I saw someone naked in the shower expr.
kral çıplak the king is naked expr.
Trade/Economic
çıplak opsiyon satıcısı naked writer n.
çıplak maaş basic salary n.
çıplak mülkiyet bare ownership n.
çıplak tahvil naked debenture n.
çıplak opsiyon naked option n.
çıplak mülkiyet simple ownership n.
çıplak ücret bare wage n.
Law
çıplak gemi mukavelesi bareboat charter n.
çıplak fotoğraflarla şantaj blackmail over nude pictures n.
çıplak bırakma stripping naked n.
çıplak mülkiyet bare ownership n.
çıplak gözle tespit edilemeyip ancak toz veya dumanla görünür hale gelen, kimlik tespiti için kullanılan parmak izi latent n.
Media
çıplak kadın fotoğrafları içerdiğinden çocukların erişemeyeceği raflarda saklanan (dergi) top-shelf [uk] adj.
Technical
çıplak disk sürücü bare drive n.
çıplak tekne bare hull n.
çıplak metal stent bare metal stent n.
çıplak mil bare blade n.
çıplak boru bare pipe n.
cam elyaf sarılmış çıplak bakır tel glass-fibre wound bare copper wire n.
çıplak kablo bare cable n.
çıplak hat bare line n.
çıplak örgülü bakır iletken bare stranded copper conductor n.
çıplak makine bare engine n.
çıplak nakil hat bare transmission line n.
çıplak sac bare metal n.
çıplak kaplama desert pavement n.
çıplak gemi bareboat n.
çıplak derece bare grade n.
çıplak çelik bare steel n.
çıplak veya emay kaplı dikdörtgen kesitli bakır tel bare or enamelled rectangular copper wire n.
çıplak alev naked flame n.
çıplak iletken bare conductor n.
çıplak hava hattı iletkenleri bare overhead line conductors n.
çıplak elektrot bare electrode n.
çıplak bırakma denudation n.
çıplak tel open wire n.
çıplak gözle üç boyutlu görüntü izleme autostereoscopy n.
çıplak numune unmounted specimen n.
çıplak bakır iletken plain copper conductor n.
çıplak tel bare wire n.
çıplak gözle görülebilir macroscopical n.
çıplak iletken plain conductor n.
çıplak göz naked eye n.
çıplak veya emay kaplı dikdörtgen kesitli bakır tel bare or enameled rectangular copper wire n.
küçük çıplak alev small open flame n.
reçine veya vernikle emprenye edilmiş çıplak yuvarlak kesitli bakır tel resin or varnish-impregnated bare round copper wire n.
çıplak alan bare area n.
aşındırmayla çıplak bırakmak denude v.
çıplak bırakmak denude v.
çıplak veya emay kaplı bare or enamelled adj.
çıplak gözle görülebilir visible to the naked eye adj.
çıplak gözle görülebilen macroscopic adj.
çıplak veya yalın anlamı veren ön ek nudi- pref.
Computer
çıplak iletken plain conductor n.
çıplak tel live wire n.
çıplak disk sürücü bare drive n.
çıplak tel open wire n.
çıplak kasa bare metal n.
Informatics
çıplak hat open wire n.
Telecom
çıplak göz unaided eye n.
çıplak lif adaptörü coupler-bare fiber adapter n.
çıplak veri akışı naked bit stream n.
Electric
çıplak iletken bare conductor n.
çıplak nakil hat bare transmission line n.
çıplak elektrik iletkeni bare conductor n.
çıplak kablo bare cable n.
çıplak hat bare line n.
Textile
küçük bir çıplak alevle tutuşabilirlik ignitability by a small open flame n.
Construction
çıplak beton bare concrete n.
çıplak beton exposed concrete n.
çıplak beton kalıbı exposed concrete form n.
çıplak yüzey exposed surface n.
çıplak beton kafes bare concrete cage n.
çıplak tuğla işi fair-faced brickwork n.
çıplak döşeme naked flooring n.
çıplak duvar naked wall n.
çıplak tavan exposed ceiling n.
çıplak gözle görülebilen macroscopic adj.
Automotive
çıplak gövde body tub n.
çıplak gövde bare shell n.
Aeronautic
çıplak uçak kiralama dry lease n.
çıplak uçak kiralama dry leasing n.
Marine
çıplak gemi sözleşmesi bare-hull charter n.
çıplak gemi sözleşmesi bareboat charter n.
çıplak gemi kiralama anlaşması demise charter n.
çıplak karst bare karst n.
çıplak gemi kiralama sözleşmesi bareboat charter n.
çıplak gemi kiralama sözleşmesi bare-hull charter n.
çıplak gemi kira sözleşmesi bareboat charter n.
Medical
çıplak bir bölgede epitel çoğalması epithelialising n.
çıplak bir bölgede epitel çoğalması epithelialisation n.
çıplak fare nude mouse n.
Psychology
çıplak görünmekten haz duyma nudomania n.
çıplak ayaktan korkma veya iğrenme podophobia n.
Physics
çıplak parçacık bare particle n.
görüntünün optik cihaz vasıtasıyla göze geldiği açıyla çıplak gözle göründüğü açının oranı angular magnification n.
Biology
belirli bir alandaki çıplak gözle görülebilen canlı macrobiota n.
çıplak gözle görülebilen hayvan macrofauna n.
belirli bir bölgede veya dönemde yaşamış, özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde bulunup çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar ile ilişkili megafaunal adj.
Marine Biology
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir cins tubularia n.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir bölüm tubulariae n.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir bölüm tubularida n.
tubulariidae familyasından olan büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroit tubularian n.
çıplak balığı leerfish n.
çıplak isim nomen nudum n.
zooitlerin çıplak olduğu bir hydroidea grubu athecata n.
deniz veya göl tabanı faunasının kurt veya ufak kabuklu hayvanlar gibi çıplak gözle görülebilen küçük canlıları meiofauna n.
arktik okyanusu'nda bol olan bir çıplak yumuşakça cinsi clione n.
tubulariidae familyasından olup büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan tubularian adj.
Astronomy
andromeda takımyıldızında bulunan çıplak gözle görülebilen sarmal bir galaksi andromeda galaxy n.
ülker takımyıldızı'nın çıplak gözle görünmesi zor olan yıldızı merope n.
çıplak gezegen çekirdeği exposed planetary core n.
Zoology
güney amerika'nın tropikal bölgesinde yaşayan çıplak kuyruklu armadillo cabassous n.
güney amerika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan çıplak kuyruklu tatu cabassous n.
çıplak kör fare rat mole (heterocephalus glaber) n.
çıplak kuyruklu armadillo tatouay n.
güney amerika'nın tropikal bölgesinde yaşayan çıplak kuyruklu armadillo cabassous unicinctus n.
güney amerika'da yaşayan çıplak kuyruklu bir tür armadillo kabassou [obsolete] n.
altay dağları'na özgü, çıplak kör fareye benzer bir kemirgen zokor (siphneus aspalax) n.
altay dağları'na özgü, çıplak kör fareye benzer bir kemirgen zokor (myotalpa aspalax) n.
kraliçe çıplak kör fare queen n.
kraliçe çıplak kör fare queen mole rat n.
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare queen n.
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare queen mole rat n.
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlara verilen ad megafauna n.
çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük hayvanlar microfauna n.
çıplak kör fare slepez n.
çıplak kör fare mole rat n.
çıplak kör fare zemmi n.
Botanic
çıplak gövdeli papatya nakedstem sunray (enceliopsis nudicaulis) n.
çıplak selvi bald cypress (taxodium distichum) n.
çıplak selvi swamp cypress (taxodium distichum) n.
çıplak selvi pond bald cypress (taxodium distichum) n.
çıplak selvi southern cypress (taxodium distichum) n.
çıplak gözle görülebilen bitki macroflora n.
çıplak gözle görülebilen bitki macrophyte n.
çıplak gözle görülebilen deniz bitkisi macrophyte n.
çıplak gözle görülebilecek büyüklükteki bitkiler megaflora n.
serbest veya yalnızca fasiküle iplikçikler üzerinde taşınan çıplak sporlara sahip türleri içeren büyük bir mantar şubesi hyphomycetes n.
çıplak gövdeli nudicaul adj.
çıplak gövdeli nudicaulous adj.
kurak ve çıplak arazide yetişen glareal adj.
çıplak meyveli gymnocarpous adj.
Agriculture
çıplak nadas bare fallow n.
çıplak köklü bare-root adj.
Breeding
çiftlik hayvanlarını besleyip semirtmek için kullanılan, etrafı çevrili çıplak arazi drylot n.
Forestry
çıplak köklü fidan dikimi naked root planting n.
Linguistics
çıplak nesne bare object n.
History
antik yunanistan'da çıplak gençlerin yaptığı dini bir dans gymnopaedia n.
antik yunanistan'da çıplak gençlerin yaptığı dini bir dans gymnopedia n.
Philosophy
bir yaşam felsefesi olarak sosyal hayatta çıplak dolaşma nudism n.
doğayla bütünleşik bir yaşam felsefesi olarak çıplak dolaşma naturism n.
yaşam felsefesi olarak çıplak dolaşan kimse naturist n.
jimnosofist/çıplak filozof gymnosophist n.
Environment
(ekolojide) çıplak toprak aşamasından klimaks toplum aşamasına uzanan birincil gelişim evresi prisere n.
Geography
çıkıntılı çıplak kaya kitlesi scalp [scotland] n.
kayalık ve çıplak (arazi) rugged adj.
Geology
çıplak gözle görülemeyecek kadar ince bileşenlere sahip yoğun, homojen kaya aphanite n.
kaya dokusunun çıplak gözle görülemeyecek kadar ince olması aphanitism n.
çıplak gözle görülebilen fosil macrofossil n.
Military
çıplak uçak clean aircraft n.
çıplak tepe bare knob n.
Sport
çıplak ayak su kayağı bare-foot water skiing n.
çıplak ayakla yapılan su kayağı barefoot water skiing n.
çıplak ayak su kayağı barefoot water skiing n.
çıplak ayakla yapılan su kayağı bare-foot water skiing n.
çıplak el boksu fisticuffs n.
Baseball
(topu) eldivensiz çıplak elle yakalamak barehand v.
(topu) eldivensiz çıplak elle yakalamak bare-hand v.
Art
çıplak heykel/resim nude n.
çıplak insan heykeli/resmi nude n.
çıplak insan heykeli nude sculpture n.
çıplak insan heykeli nude statue n.
çıplak vücut veya figür çalışmalarını destekleyen kimse nuditarian n.
sanatta çıplak figür nudity [rare] n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amoretto n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amorino n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi putto n.
arkaik dönem yunan sanatında ayakta duran çıplak genç erkek heykeli kouros n.
çıplak veya yarı çıplak dansçının yelpaze tutarak yaptığı solo dans fan dance n.
Painting
çıplak insan figürü çizme nude painting n.
çıplak figür naked figure n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amor n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi cherub n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimleri amors n.
Photography
çıplak gözle with the naked eye expr.
Latin
çıplak mülkiyet hakkı nuda proprietas n.
Ornithology
avustralya'ya özgü, çıplak yeşilimsi başlı ve boynunda kırmızı şerit olan, gösterişli kur dansıyla bilinen büyük bir turna native companion (grus rubicunda) n.
kuşların tüyleri arasındaki çıplak (tüysüz) alanlar apteria n.
kuşların tüyleri arasındaki çıplak (tüysüz) alan apterium n.
yavruları çıplak doğan gymnopaedic adj.
Entomology
kabuklu hayvan, yumuşakça ve su böceği gibi çıplak gözle görülebilen omurgasız macroinvertebrate n.
Slang
çıplak fotolarla yapılan mesajlaşma sexting nude photos n.
çıplak kıç ba (bare ass) n.
çıplak popo ba (bare ass) n.
kıçı çıplak ba (bare ass) n.
poposu çıplak ba (bare ass) n.
çıplak fahişelerle yapılan dans balum rancum [obsolete] n.
resmi postere basılmış çıplak model pin-up n.
çıplak kalmak get naked v.
anadan doğma çıplak in the buff adj.
anadan doğma çıplak naked as a jaybird adj.
anadan doğma çıplak bare-assed adj.
anadan doğma çıplak in the raw adj.
anadan doğma çıplak stark naked adj.
anadan doğma çıplak bare-ass adj.
anadan doğma çıplak peeled adj.
anadan doğma çıplak in the altogether expr.
British Slang
çıplak fotoğraf gönder send nudes n.
Modern Slang
erkeklerin eşlerinin çıplak veya onlarla cinsel ilişkiye girerken fotoğraflarını eşlerinin izni olmadan paylaşması amsterdam syndrome n.
çıplak ayakla ayağında topuklu ayakkabı varmış gibi yürümek air-heel v.
çıplak ayakla topuğu havada yürümek air-heel v.
çıplak ayakla parmak ucunda yürümek air-heel v.