History

bozuk

Meanings of "bozuk" in English Turkish Dictionary : 150 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	bozuk	out of order adj.
2	Common Usage	bozuk	spoilt adj.
3	Common Usage	bozuk	broken adj.
4	Common Usage	bozuk	ruined adj.
5	Common Usage	bozuk	bad adj.
General
6	General	bozuk	disorder n.
7	General	bozuk	change n.
8	General	bozuk	disordered adj.
9	General	bozuk	on the fritz adj.
10	General	bozuk	out of commission adj.
11	General	bozuk	disappointed adj.
12	General	bozuk	vicious adj.
13	General	bozuk	bum adj.
14	General	bozuk	spoilt adj.
15	General	bozuk	broken down adj.
16	General	bozuk	kaput adj.
17	General	bozuk	wrong adj.
18	General	bozuk	off adj.
19	General	bozuk	villainous adj.
20	General	bozuk	tanked adj.
21	General	bozuk	faulty adj.
22	General	bozuk	rancid adj.
23	General	bozuk	dirty adj.
24	General	bozuk	damaged adj.
25	General	bozuk	putrefactive adj.
26	General	bozuk	amiss adj.
27	General	bozuk	hipshot adj.
28	General	bozuk	sinister adj.
29	General	bozuk	tainted adj.
30	General	bozuk	putrid adj.
31	General	bozuk	upset adj.
32	General	bozuk	in bad order adj.
33	General	bozuk	distorted adj.
34	General	bozuk	out of work adj.
35	General	bozuk	perverse adj.
36	General	bozuk	haywire adj.
37	General	bozuk	putrefacient adj.
38	General	bozuk	touched adj.
39	General	bozuk	malfunctioning adj.
40	General	bozuk	disarranged adj.
41	General	bozuk	knackered adj.
42	General	bozuk	gone adj.
43	General	bozuk	doric adj.
44	General	bozuk	stale adj.
45	General	bozuk	flyblown adj.
46	General	bozuk	abusive adj.
47	General	bozuk	ruined adj.
48	General	bozuk	embroiled adj.
49	General	bozuk	dished adj.
50	General	bozuk	unsound adj.
51	General	bozuk	addle adj.
52	General	bozuk	depraved adj.
53	General	bozuk	sick adj.
54	General	bozuk	irregular adj.
55	General	bozuk	heavy adj.
56	General	bozuk	unwholesome adj.
57	General	bozuk	deranged adj.
58	General	bozuk	imperfect adj.
59	General	bozuk	rotten adj.
60	General	bozuk	foul adj.
61	General	bozuk	broken adj.
62	General	bozuk	defective adj.
63	General	bozuk	out of order adj.
64	General	bozuk	nonoperative adj.
65	General	bozuk	nonoperating adj.
66	General	bozuk	bumpy adj.
67	General	bozuk	corrupted adj.
68	General	bozuk	corrupt adj.
69	General	bozuk	decayed adj.
70	General	bozuk	dead adj.
71	General	bozuk	flawy adj.
72	General	bozuk	hard-set adj.
73	General	bozuk	cock-a-hoop adj.
74	General	bozuk	out-of-action adj.
75	General	bozuk	out-of-gear adj.
76	General	bozuk	degenerate adj.
77	General	bozuk	dud adj.
78	General	bozuk	marked-up adj.
79	General	bozuk	kaputt adj.
80	General	bozuk	ragged adj.
81	General	bozuk	agone adj.
82	General	bozuk	reasty [dialect] adj.
83	General	bozuk	reezed [obsolete] adj.
84	General	bozuk	atwirl [obsolete] adj.
85	General	bozuk	unserviceable adj.
86	General	bozuk	bankrupt adj.
87	General	bozuk	untrim adj.
88	General	bozuk	half-strained adj.
89	General	bozuk	blown adj.
90	General	bozuk	bogus adj.
91	General	bozuk	busted adj.
92	General	bozuk	rickety adj.
93	General	bozuk	off the hooks adj.
94	General	bozuk	rotted adj.
95	General	bozuk	ruffin adj.
96	General	bozuk	ruinate adj.
97	General	bozuk	illegitimate adj.
98	General	bozuk	immoral adj.
99	General	bozuk	disordeined [obsolete] adj.
100	General	bozuk	distemperate adj.
101	General	bozuk	inactive adj.
102	General	bozuk	distort adj.
103	General	bozuk	cranky adj.
104	General	bozuk	fenowed adj.
105	General	bozuk	pecky adj.
106	General	bozuk	sappy [dialect] adj.
107	General	bozuk	dazed [dialect] [uk] adj.
108	General	bozuk	flawed adj.
109	General	bozuk	fly-blown adj.
110	General	bozuk	seke adj.
111	General	bozuk	inoperative adj.
112	General	bozuk	atwirl [obsolete] adv.
113	General	bozuk	imperf (imperfect) abrev.
114	General	bozuk	imperf. (imperfect) abrev.
115	General	bozuk	impf (imperfect) abrev.
Colloquial
116	Colloquial	bozuk	on the bum adj.
117	Colloquial	bozuk	down adj.
118	Colloquial	bozuk	kerflooey adj.
119	Colloquial	bozuk	rustbucket adj.
120	Colloquial	bozuk	gone under adj.
121	Colloquial	bozuk	flotsam and jetsam expr.
Idioms
122	Idioms	bozuk	on the fritz expr.
123	Idioms	bozuk	out of wack expr.
124	Idioms	bozuk	out of whack expr.
125	Idioms	bozuk	on the blink expr.
126	Idioms	bozuk	worse for wear expr.
127	Idioms	bozuk	out of fix expr.
Trade/Economic
128	Trade/Economic	bozuk	defective adj.
Technical
129	Technical	bozuk	dead adj.
130	Technical	bozuk	spurious adj.
Computer
131	Computer	bozuk	down adj.
132	Computer	bozuk	corrupted adj.
133	Computer	bozuk	corrupt adj.
134	Computer	bozuk	wonky adj.
Linguistics
135	Linguistics	bozuk	broken adj.
Archaic
136	Archaic	bozuk	polt adj.
Slang
137	Slang	bozuk	cactus n.
138	Slang	bozuk	on the blink adj.
139	Slang	bozuk	schwill adj.
140	Slang	bozuk	jacked adj.
141	Slang	bozuk	wack adj.
142	Slang	bozuk	rooted [new zealand/australia] adj.
143	Slang	bozuk	beat all to hell expr.
144	Slang	bozuk	lemon expr.
145	Slang	bozuk	tits up expr.
British Slang
146	British Slang	bozuk	nackered adj.
147	British Slang	bozuk	knackered adj.
148	British Slang	bozuk	cattled adj.
149	British Slang	bozuk	knacked adj.
150	British Slang	bozuk	clapped out adj.

Meanings of "bozuk" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	ağzı bozuk	abusive adj.
2	Common Usage	morali bozuk	depressed adj.
General
3	General	ağzı bozuk tip	ribald n.
4	General	sağlığı bozuk	broken health n.
5	General	sağlığı bozuk	bad health n.
6	General	bozuk ahlaklı kişi	dissolute person n.
7	General	bozuk şive	jargon n.
8	General	bozuk para çantası	purse n.
9	General	bozuk arazide yapılmış geçit	causeway n.
10	General	düzeni bozuk	out of order n.
11	General	bozuk ahlaklılık	dissoluteness n.
12	General	bozuk para	fractional currency n.
13	General	bozuk para	coin n.
14	General	bozuk para çantası	change purse n.
15	General	sağlığı bozuk	poor in health n.
16	General	bozuk para	bit n.
17	General	dengesi bozuk ya da sapık kişi	sickie n.
18	General	bozuk hat	bad line n.
19	General	bozuk para	change n.
20	General	bozuk para	fractional money n.
21	General	bozuk hat	poor line n.
22	General	bozuk para	loose cash n.
23	General	bozuk yemek	rotten food n.
24	General	bozuk zemin	rough surface n.
25	General	bozuk zemin	uneven ground n.
26	General	bozuk zemin	uneven surface n.
27	General	bozuk kayıt	bad record n.
28	General	bozuk kayıt	poor record n.
29	General	bozuk alan	damaged area n.
30	General	bozuk disk	crashed disk n.
31	General	bozuk mal	culls n.
32	General	bozuk hava	foul air n.
33	General	bozuk para	chicken-feed n.
34	General	başı bozuk	civilian n.
35	General	morali bozuk	doldrums n.
36	General	bozuk para	divisional coin n.
37	General	bozuk ağız	filth n.
38	General	bozuk yumurta	spoiled egg n.
39	General	bozuk yumurta	rotten egg n.
40	General	bozuk araba	a broken down car n.
41	General	bozuk düzen	corrupt system n.
42	General	bozuk düzen	corrupt order n.
43	General	bozuk para	mintage n.
44	General	bozuk para	small change n.
45	General	gümüş bozuk para	silver coinage n.
46	General	tribünlerden sahaya atılan bozuk para	a coin thrown from the stands n.
47	General	bozuk para koleksiyoncusu	coin collector n.
48	General	bozuk para koleksiyonculuğu	coin collecting n.
49	General	bozuk imla	cacography n.
50	General	sütü bozuk adam	bounder n.
51	General	bozuk para	chicken feed n.
52	General	bozuk diyalekt	doric n.
53	General	bozuk latince	dog latin n.
54	General	bozuk süt	spoiled milk n.
55	General	bozuk para çantası	coin purse n.
56	General	pileli bozuk para çantası	pleated coin purse n.
57	General	bozuk para bütünleme makinesi	coin cashing machine n.
58	General	bozuk paralık	coin holder n.
59	General	cepte taşınan bozuk para	pocket change n.
60	General	bozuk ahlaklılık	rakishness n.
61	General	kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol	cart track n.
62	General	kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol	cartroad n.
63	General	kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol	cartway n.
64	General	bozuk şey	a screw loose n.
65	General	bozuk madde	atter [scottish] n.
66	General	sağlığı bozuk olma	unheal n.
67	General	sağlığın bozuk olması	unhealth n.
68	General	sağlığı bozuk olma	unhele [obsolete] n.
69	General	şekli bozuk ayak	baker foot n.
70	General	bir bozuk para atma oyununda kullanılan küçük bir tahta	bat [australia] n.
71	General	karışık ve bozuk durum	malady n.
72	General	bozuk para üzerindeki ince çizgi	hair line n.
73	General	bozuk sinyal	hash n.
74	General	bozuk sinyal kombinasyonu	hash n.
75	General	haddelenmiş eski ingiliz bozuk parası	mill-sixpence [obsolete] n.
76	General	bozuk para	moneyage [obsolete] n.
77	General	şekli bozuk canlı	lusus naturae n.
78	General	şekli bozuk canlı	lusus n.
79	General	bozuk yüz ifadesi	gurn [uk] n.
80	General	(bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinden ayrılan kimse	odd man out n.
81	General	(bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinin içinden seçilen kimse	odd man out n.
82	General	grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle seçildiği bir oyun	odd man out n.
83	General	grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle elendiği bir oyun	odd man out n.
84	General	ağzı bozuk, yaşlı ve çirkin kadın	rudas [scotland] n.
85	General	sağlığın bozuk olması	ill-being n.
86	General	bozuk form	disfigurement n.
87	General	bozuk ahlaklılık	dissolution n.
88	General	bozuk şekil	distorted shape n.
89	General	bozuk şekil	distortion n.
90	General	bozuk görsel	distortion n.
91	General	bozuk biçim	distortion n.
92	General	bozuk bir işi saklamak için kullanılan mekanizma	dutchman n.
93	General	morali bozuk olma	dumpishness n.
94	General	bozuk biçimli ayak	pot foot n.
95	General	çamaşır ve kurutma makinelerinin bozuk parayla çalıştırılıp kullanıldığı bir işletme	coin laundry n.
96	General	jetonla veya bozuk parayla çalışan makine	coin machine n.
97	General	bozuk para yuvası	coin slot n.
98	General	güneydoğu asya'da yağ sürülmüş cilde bozuk para sürülerek yapılan bir alternatif tıp uygulaması	coining n.
99	General	kırık veya bozuk şeyleri tamir eden kimse	doctor n.
100	General	bozuk ağız	filth n.
101	General	bozuk para	shinplaster n.
102	General	bozuk para mührü	sicca n.
103	General	elektrik ücretini ödemek için içine önceden bozuk para atılan sayaç	slot meter n.
104	General	bozuk para	smash n.
105	General	arası bozuk olmak	be in bad with v.
106	General	morali bozuk olmak	feel low v.
107	General	bozuk çalmak	be angry v.
108	General	bozuk çalmak	be displeased v.
109	General	morali bozuk olmak	be at a low ebb v.
110	General	bozuk olmak (mide)	be upset v.
111	General	ile araları bozuk olmak	be at variance with v.
112	General	bozuk olmak (makine/aygıt)	be out of order v.
113	General	morali çok bozuk olmak	be at rock bottom v.
114	General	morali bozuk olmak	feel down v.
115	General	morali bozuk olmak	feel depressed v.
116	General	akordu bozuk olmak	be out of tune v.
117	General	akordu bozuk olmak	be out of key v.
118	General	çeşmeye bozuk para atmak	throw a coin into the fountain v.
119	General	keyfi bozuk olmak	be in a bad mood v.
120	General	ağzı bozuk bir şekilde konuşmak	belowt v.
121	General	bozuk olmak	halt v.
122	General	morali bozuk ve üzgün olmak	dump [obsolete] v.
123	General	falcının eline bozuk para koymak	cross v.
124	General	morali bozuk	dejected adj.
125	General	sağlığı bozuk	unhealthy adj.
126	General	bozuk (hava)	intemperate adj.
127	General	ağzı bozuk	ribald adj.
128	General	morali bozuk	blue adj.
129	General	morali bozuk	in the doldrums adj.
130	General	sütü bozuk	base adj.
131	General	morali bozuk	demoralized adj.
132	General	ahlakı bozuk	vicious adj.
133	General	bozuk (mide)	upset adj.
134	General	daha bozuk	wonkier adj.
135	General	künyesi bozuk	disreputable adj.
136	General	bozuk (yiyecek vb)	spoilt adj.
137	General	sütü bozuk	ignoble adj.
138	General	morali bozuk	downcast adj.
139	General	ayarı bozuk	out of order adj.
140	General	morali bozuk	downhearted adj.
141	General	sinirleri bozuk	overwrought adj.
142	General	morali bozuk	depressed adj.
143	General	bozuk ahlaklı	dissolute adj.
144	General	imlası bozuk	misspelled adj.
145	General	sathı bozuk	unsurfaced adj.
146	General	sinirleri bozuk	nervy adj.
147	General	morali bozuk	down adj.
148	General	en bozuk	wonkiest adj.
149	General	morali bozuk	desponding adj.
150	General	morali bozuk	on the downbeat adj.
151	General	ağzı bozuk	foulmouthed adj.
152	General	düzeni bozuk	off-key adj.
153	General	akordu bozuk	out of tune adj.
154	General	akli dengesi bozuk	unbalanced adj.
155	General	sinirleri bozuk	unstrung adj.
156	General	ahlakı bozuk	morally corrupt adj.
157	General	bozuk (yol/kaldırım)	rough adj.
158	General	ağzı bozuk	blackguardly adj.
159	General	ağzı bozuk	scurrilous adj.
160	General	façası bozuk	seamy adj.
161	General	morali bozuk	teed off adj.
162	General	ağzı bozuk	vituperative adj.
163	General	ahlakı bozuk	depraved adj.
164	General	bozuk (yiyecek/içecek)	spoiled adj.
165	General	niyeti bozuk	having an evil intention adj.
166	General	morali bozuk	despondent adj.
167	General	façası bozuk	seamier adj.
168	General	façası bozuk	seamiest adj.
169	General	morali bozuk	dispirited adj.
170	General	bozuk plak gibi	like a broken record adj.
171	General	kalitesi bozuk	poor quality adj.
172	General	bozuk ve düzensiz	herky jerky adj.
173	General	(hava) bozuk	dirty adj.
174	General	morali bozuk	low-spirited adj.
175	General	ağzı bozuk	loud-mouthed adj.
176	General	ağzı bozuk	coarse-mouthed adj.
177	General	ağzı bozuk	foul-spoken adj.
178	General	ağzı bozuk	foul-mouthed adj.
179	General	endazesi bozuk	ill-proportioned adj.
180	General	akidesi bozuk	unbelieving adj.
181	General	biçimi bozuk	out of shape adj.
182	General	şekli bozuk	deformed adj.
183	General	senkronizasyonu bozuk/bozulmuş	out of synch adj.
184	General	ağzı bozuk	abusive adj.
185	General	bozuk/kirli hale gelmiş (düzen vb)	defiled adj.
186	General	morali bozuk	demoralised adj.
187	General	kanı bozuk	base adj.
188	General	kanı bozuk	of bad stock/family adj.
189	General	kanı bozuk	mean adj.
190	General	ağzı bozuk	sweary adj.
191	General	akli dengesi bozuk	mentally unstable adj.
192	General	ağzı bozuk	abuseful adj.
193	General	ağzı bozuk	abuseful adj.
194	General	morali bozuk	abattu adj.
195	General	tadı bozuk	rankish adj.
196	General	ahlakı bozuk	nice [obsolete] adj.
197	General	gözü bozuk	near-blind adj.
198	General	sinirleri bozuk	nervous adj.
199	General	sağlığı bozuk	tender [dialect] adj.
200	General	akli dengesi bozuk	twisted adj.
201	General	bozuk (mide)	upset adj.
202	General	morali bozuk olmayan	undepressed adj.
203	General	bozuk olmayan	unfaulty adj.
204	General	ahlakı bozuk	unholy adj.
205	General	ağzı bozuk	viled adj.
206	General	sağlığı bozuk	sadly adj.
207	General	bozuk (yiyecek vb)	spoiled adj.
208	General	tadı bozuk	manky adj.
209	General	akli dengesi bozuk (kimse)	wood adj.
210	General	(yiyecek) bozuk	blown adj.
211	General	akli dengesi bozuk	woolly adj.
212	General	akli dengesi bozuk	wooly adj.
213	General	akli dengesi bozuk	wrong adj.
214	General	akli dengesi bozuk	moonstricken adj.
215	General	ağzı bozuk	reproachable adj.
216	General	bozuk dil kullanımı hakkında konuşulan	reviled adj.
217	General	bozuk dil kullanımı hakkında yazılan	reviled adj.
218	General	ahlakı bozuk	gamey adj.
219	General	ahlakı bozuk	gamy adj.
220	General	morali bozuk	damp adj.
221	General	karakteri bozuk	debased adj.
222	General	bozuk ahlaklı	desolate [obsolete] adj.
223	General	gözleri bozuk	gravel-blind adj.
224	General	akli dengesi bozuk	odd adj.
225	General	sağlığı bozuk	offish adj.
226	General	kalitesi bozuk	offish adj.
227	General	akordu bozuk	off-key adj.
228	General	ağzı bozuk	opprobrious adj.
229	General	sağlığı bozuk	rotten adj.
230	General	bozuk yapılı görülmeyen	compact adj.
231	General	sağlığı bozuk	diseaseful adj.
232	General	bozuk biçimli	dishonest [obsolete] adj.
233	General	morali bozuk	disjaskit [scotland] adj.
234	General	akli dengesi bozuk	disordered adj.
235	General	morali bozuk	downlooked [obsolete] adj.
236	General	gözü bozuk	dull-sighted adj.
237	General	morali bozuk	dumpy adj.
238	General	simetrisi bozuk	interrupted adj.
239	General	ağzı bozuk	invective adj.
240	General	bozuk renkli taneler içeren	pecky adj.
241	General	(bozuk anlamında) geçmiş	pecky adj.
242	General	bozuk parayla çalışan (makine)	coin-operated adj.
243	General	sütü bozuk	scullion adj.
244	General	sütü bozuk	scullionly adj.
245	General	ağzı bozuk	scurril adj.
246	General	morali bozuk	shotten [dialect] adj.
247	General	akli dengesi bozuk	sick-brained adj.
248	General	daha bozuk	fouler adj.
249	General	morali bozuk	subtrist adj.
250	General	morali bozuk	sunk adj.
251	General	(yabancı dilde konuşma) bozuk telaffuzlu	broken adj.
252	General	şekli bozuk	malformed adj.
253	General	morali bozuk bir şekilde	despondingly adv.
254	General	morali bozuk bir şekilde	despondently adv.
255	General	bozuk bir biçimde	distortedly adv.
256	General	bozuk bir şekilde	corruptly adv.
257	General	bozuk bir şekilde	defectingly adv.
258	General	ağzı bozuk bir şekilde	ribaldly adv.
259	General	bozuk düzenli olarak	uncoordinatedly adv.
260	General	bozuk düzenle	incoordinately adv.
261	General	morali bozuk bir şekilde	depressedly adv.
262	General	düzeni bozuk	in disorder adv.
263	General	ağzı bozuk bir şekilde	abusively adv.
264	General	bozuk olarak	unperfectly [obsolete] adv.
265	General	bozuk bir şekilde	off-key adv.
266	General	bozuk şekilde	rottenly adv.
267	General	bozuk bir şekilde	corruptedly adv.
268	General	kötü el yazısı, bozuk imla	cac- pref.
269	General	bozuk anlamı veren ön ek	dys- pref.
270	General	bozuk durum anlamına gelen ön ek	par- pref.
271	General	taksimetre bozuk	the meter is broken expr.
272	General	arası bozuk	at square [obsolete] expr.
Phrasals
273	Phrasals	(yanlış, bozuk, hatalı) çıkmak	come out v.
274	Phrasals	morali bozuk olmak	bum about someone/something v.
275	Phrasals	bozuk bir yolda ilerlemek	bump along v.
Phrases
276	Phrases	(bu) bozuk	this is broken expr.
277	Phrases	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a stopped watch is right twice a day expr.
278	Phrases	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a broken watch is right twice a day expr.
279	Phrases	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a broken watch is right twice a day expr.
280	Phrases	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir	even a broken watch is right twice a day expr.
281	Phrases	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a stopped watch is right twice a day expr.
282	Phrases	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir	even a stopped watch is right twice a day expr.
283	Phrases	bozuk değil	in working order expr.
Proverb
284	Proverb	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a blind pig can find an acorn once in a while
285	Proverb	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	a dead clock is correct twice a day
286	Proverb	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	a dead clock is right twice a day
287	Proverb	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a blind pig can find an acorn once in a while
288	Proverb	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a blind pig can find an acorn once in a while
289	Proverb	bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir	even a blind hog finds an acorn every now and then
290	Proverb	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a blind squirrel finds a nut once in a while
291	Proverb	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir	a stopped clock is right twice a day
292	Proverb	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a stopped/broken clock is right twice a day
Colloquial
293	Colloquial	yanlış ya da bozuk adres sebebiyle gönderilemeyen posta	nix n.
294	Colloquial	satın alınıp bozuk çıkan şey	a lemon n.
295	Colloquial	satın alınıp bozuk çıkan şey	a real lemon n.
296	Colloquial	bozuk para	chump change n.
297	Colloquial	bozuk ingilizce	broken english n.
298	Colloquial	bozuk para	chickenfeed n.
299	Colloquial	bozuk para	small change n.
300	Colloquial	sinirleri bozuk	bad case of nerves n.
301	Colloquial	ağzı bozuk kişi	foul mouth n.
302	Colloquial	ağzı bozuk kişi	dirty-mouth n.
303	Colloquial	bozuk/çürük yiyecekler satan mekan	ptomaine domain n.
304	Colloquial	bozuk/çürük yiyecekler satan mekan	ptomaine palace n.
305	Colloquial	ağzı bozuk	bad-mouth n.
306	Colloquial	ağzı bozuk olmak	bite v.
307	Colloquial	araları çok bozuk olmak	be at loggerheads v.
308	Colloquial	bozuk para gibi harcamak	wipe the floor with v.
309	Colloquial	bozuk olmak	be off v.
310	Colloquial	(biraz) morali bozuk görünmek	look (a little/bit) off v.
311	Colloquial	(biraz) bozuk gibi görünmek	look (a little/bit) off v.
312	Colloquial	(biraz) bozuk/bozulmuş gibi durmak	look (a little/bit) off v.
313	Colloquial	biraz bozuk olmak	be a bit off v.
314	Colloquial	biraz bozuk olmak	be a little off v.
315	Colloquial	depresif/morali bozuk görünen	down at the mouth adj.
316	Colloquial	morali bozuk	way down adj.
317	Colloquial	ağzı bozuk	foul mouth adj.
318	Colloquial	akli dengesi bozuk	funny in the head adj.
319	Colloquial	morali bozuk	bumming adj.
320	Colloquial	araları bozuk	at loggerheads expr.
321	Colloquial	aramız bozuk	we are on the outs expr.
322	Colloquial	arası bozuk	at odds expr.
323	Colloquial	morali bozuk	down in the mouth expr.
324	Colloquial	morali bozuk	in low spirits expr.
325	Colloquial	(bana vereceğin) bozuk paran var mı?	can you spare a dime? expr.
326	Colloquial	morali bozuk	down in the doldrums expr.
327	Colloquial	moralin mi bozuk?	(is) life getting you down? expr.
328	Colloquial	bozuk değilse kurcalama	if it ain't broke expr.
329	Colloquial	bozuk değilse kurcalama	if it ain't broken, don't fix it expr.
330	Colloquial	bozuk değilse kurcalama	if it isn't broke, don't fix it expr.
331	Colloquial	ile arası kötü/bozuk	in bad with expr.
332	Colloquial	(biriyle) arası kötü/bozuk	in bad with (one) expr.
Idioms
333	Idioms	bozuk latince	apothecary's latin n.
334	Idioms	bozuk (para)	piece of change n.
335	Idioms	bozuk para	piece of change n.
336	Idioms	sütü bozuk	dirty dog n.
337	Idioms	ağzı bozuk kimse	latrine lips n.
338	Idioms	bozuk konuşma	monkey talk n.
339	Idioms	ekonomik durumu oldukça bozuk/kötü ülke	a basket case n.
340	Idioms	sütü bozuk kimse	a rotten egg n.
341	Idioms	bozuk plak	broken record n.
342	Idioms	bozuk para	coin of the realm n.
343	Idioms	kötü/bozuk niyet	dirty mind n.
344	Idioms	zihniyeti kötü/bozuk olma	dirty mind n.
345	Idioms	kötü/bozuk niyetli kimse	dirty mind n.
346	Idioms	zihniyeti kötü/bozuk kimse	dirty mind n.
347	Idioms	morali bozuk olma	a heavy heart n.
348	Idioms	engebeli/bozuk yol	jumble-gut lane [obsolete] n.
349	Idioms	ağzı bozuk	mouth of a sailor n.
350	Idioms	bozuk/arızalı olmak	be on the bum v.
351	Idioms	araları bozuk olmak	be at loggerheads v.
352	Idioms	arası açık/bozuk olmak	be in bad odour with somebody (british) v.
353	Idioms	arası açık/bozuk olmak	be in bad odor with somebody (american) v.
354	Idioms	arası bozuk olmak	be in bad odour with v.
355	Idioms	arası bozuk olmak	be estranged from v.
356	Idioms	arası bozuk olmak	be in bad odour with somebody v.
357	Idioms	arası bozuk olmak	be in bad odor with somebody v.
358	Idioms	biriyle arası bozuk olmak	have a run-in with someone v.
359	Idioms	bozuk plak gibi hep aynı şeyleri tekrarlamak	sound like a broken record v.
360	Idioms	bozuk çalmak	be out of sorts v.
361	Idioms	bozuk para gibi harcanmak	get chewed up and spit out v.
362	Idioms	bozuk aksanla konuşmak	murder the queen's english v.
363	Idioms	morali bozuk olmak	feel blue v.
364	Idioms	morali bozuk olmak	have one's tail down v.
365	Idioms	keyfi bozuk olmak	feel under the weather v.
366	Idioms	morali bozuk olmak	feel cheap v.
367	Idioms	morali bozuk olmak	be under the weather v.
368	Idioms	morali bozuk	cast down v.
369	Idioms	(makine) bozuk olmak	be on the blink v.
370	Idioms	(biriyle) arası bozuk olmak	be at loggerheads with someone v.
371	Idioms	(makine) bozuk olmak	be on the fritz v.
372	Idioms	ağzı bozuk olmak	have the mouth of a sailor v.
373	Idioms	morali bozuk olmak	have a heavy heart v.
374	Idioms	(biriyle/bir şeyle) arası bozuk olmak	run foul of (someone or something) v.
375	Idioms	ile arası bozuk olmak	run foul of v.
376	Idioms	gönyesi bozuk olmak	be out of square v.
377	Idioms	açısı bozuk/kayık olmak	be out of square v.
378	Idioms	bozuk olmak	be out of square v.
379	Idioms	bozuk olmak	be out of fix v.
380	Idioms	arası bozuk olmak	be at loggerheads v.
381	Idioms	(biriyle bir konuda) arası bozuk olmak	be at loggerheads with (one) (over something) v.
382	Idioms	gözü bozuk olmak	be (as) blind as a bat v.
383	Idioms	(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
384	Idioms	bozuk olmak	be in bad shape v.
385	Idioms	bozuk olmak	be out of use v.
386	Idioms	mayası bozuk olmak	be rotten to the core v.
387	Idioms	niyeti kötü/bozuk olmak	be rotten to the core v.
388	Idioms	morali bozuk olmak	be out of sorts v.
389	Idioms	morali bozuk hissetmek	feel out of sorts v.
390	Idioms	bozuk olmak/bozulmak	be up the spout [uk] v.
391	Idioms	bozuk olmak/bozulmak	go up the spout [uk] v.
392	Idioms	bozuk bir şey satın almak	buy a lemon v.
393	Idioms	ağzı çok bozuk olmak	curse like a sailor v.
394	Idioms	ağzı çok bozuk olmak	curse like a trooper v.
395	Idioms	ağzı çok bozuk olmak	cuss like a sailor v.
396	Idioms	ağzı çok bozuk olmak	cuss like a trooper v.
397	Idioms	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak	go into a song and dance (about something) v.
398	Idioms	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi başa sarmak	go into a song and dance (about something) v.
399	Idioms	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak	go into the same old song and dance (about something) v.
400	Idioms	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi başa sarmak	go into the same old song and dance (about something) v.
401	Idioms	asabı bozuk olmak	have (got) (one's) nose out of joint v.
402	Idioms	siniri bozuk olmak	have (got) (one's) nose out of joint v.
403	Idioms	arası bozuk olmak	have a run-in v.
404	Idioms	biriyle arası bozuk olmak	have a run-in with somebody v.
405	Idioms	morali bozuk olmak	have the cockroach v.
406	Idioms	uyku saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak	keep (some kind of) hours v.
407	Idioms	çalışma saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak	keep (some kind of) hours v.
408	Idioms	kağıt parayı bozuk parayla değiştirmek	make change (for something) v.
409	Idioms	morali bozuk	a peg too low adj.
410	Idioms	morali bozuk/keyifsiz	all-a-mort adj.
411	Idioms	morali bozuk	out of sorts adj.
412	Idioms	morali bozuk	down adj.
413	Idioms	mayası bozuk	rotten to the core adj.
414	Idioms	bozuk gören	blind as a bat adj.
415	Idioms	morali bozuk	down in the mouth adj.
416	Idioms	morali bozuk	down at the mouth adj.
417	Idioms	aşırı morali bozuk	as sick as a parrot expr.
418	Idioms	aşırı morali bozuk	sick as a parrot expr.
419	Idioms	aşırı morali bozuk	sick as a pig expr.
420	Idioms	aşırı morali bozuk	as sick as a pig expr.
421	Idioms	bozuk para gibi harcanmış	up the spout expr.
422	Idioms	hamuru bozuk	dirty dog expr.
423	Idioms	morali bozuk	down in the dumps expr.
424	Idioms	morali bozuk	in low cotton expr.
425	Idioms	morali bozuk	at a low ebb expr.
426	Idioms	(biriyle bir konuda) arası bozuk	at loggerheads (with somebody) (over something) expr.
427	Idioms	(bir konuda) arası bozuk	at loggerheads over (something) expr.
428	Idioms	(biriyle) arası bozuk	at loggerheads with (someone) expr.
429	Idioms	(biriyle/bir şeyle) arası bozuk	at odds with (someone or something) expr.
430	Idioms	biriyle arası bozuk	at odds with someone expr.
431	Idioms	arası bozuk	at outs expr.
432	Idioms	arası bozuk/açık	in bad odor expr.
433	Idioms	arası bozuk/açık	in bad odour [old-fashioned] expr.
434	Idioms	akli dengesi bozuk	not right in the head expr.
435	Idioms	(biriyle) arası bozuk	on (one's) wrong side expr.
436	Idioms	(biriyle) arası bozuk	on (someone's) wrong side expr.
437	Idioms	arası/araları bozuk	on bad terms expr.
438	Idioms	ile arası bozuk	on the wrong side of expr.
439	Idioms	(biriyle) arası bozuk	on the wrong side of (someone) expr.
Speaking
440	Speaking	bozuk değilse kurcalama	if it's not broke don't fix it expr.
441	Speaking	bozuk paranız var mı?	do you have any change? expr.
442	Speaking	bozuk paran var mı?	do you have any change? expr.
443	Speaking	biraz moralim bozuk	I'm a bit down expr.
444	Speaking	bozuk değilse kurcalama	if it ain't broke don't fix it expr.
445	Speaking	morali bozuk gibiydi	she looked kind of sad expr.
446	Speaking	moralim bozuk	I feel blue expr.
447	Speaking	telefonum bozuk	my phone is broken expr.
448	Speaking	üzerimde hiç bozuk yok	I don't have any change on me expr.
Trade/Economic
449	Trade/Economic	ayarı bozuk sikke	light coin n.
450	Trade/Economic	bozuk ürün	spoilage n.
451	Trade/Economic	bozuk para	fractional money n.
452	Trade/Economic	bozuk çapraz kurlar	broken cross rates n.
453	Trade/Economic	bozuk para	small change n.
454	Trade/Economic	bozuk ürün	defective product n.
455	Trade/Economic	1971 öncesine ait ingiliz bozuk parası	sixpence n.
456	Trade/Economic	küçük bozuk para	dodkin n.
Law
457	Law	kalitesi bozuk	bad adj.
Industry
458	Industry	bozuk para kırpıcı	clipper n.
Technical
459	Technical	aşırı bozuk ayna	over weathered face n.
460	Technical	ayarı bozuk	out of adjustment n.
461	Technical	bozuk baltalık	unproductive coppice n.
462	Technical	bozuk kesim adresleme	bad-sector mapping n.
463	Technical	bozuk blok adresleme	bad-block map n.
464	Technical	bozuk sıvı	imperfect fluid n.
465	Technical	bozuk sac	defective sheet n.
466	Technical	bozuk teker izi	defective disk track n.
467	Technical	bozuk alan	damaged area n.
468	Technical	bozuk yüzey	disturbed metal n.
469	Technical	bozuk kalma süresi	down time n.
470	Technical	bozuk iş	defective work n.
471	Technical	bozuk tel	cuppy wire n.
472	Technical	gönyesi bozuk	out of square n.
473	Technical	bozuk üflenmiş	badly blown adj.
474	Technical	biçimi bozuk	deformed adj.
475	Technical	dengesi bozuk	unbalanced adj.
476	Technical	işlemeyen bozuk	inoperative adj.
477	Technical	iç bükeyliği bozuk	shallow adj.
478	Technical	kenarları tırtıklı olmayan (bozuk para)	unmilled adj.
Computer
479	Computer	bozuk ek önyükleme kaydı	bad extended boot record n.
480	Computer	bozuk akış türü	bad stream type n.
481	Computer	bozuk bağlantı	bad connection n.
482	Computer	bozuk yerpaylaşım	bad overlay n.
483	Computer	bozuk hyperlink	broken hyperlink n.
484	Computer	bozuk ortam	bad media n.
485	Computer	bozuk klasör	bad folder n.
486	Computer	bozuk sütun	bad column n.
487	Computer	bozuk veritabanı	bad database n.
488	Computer	bozuk veri paketi	bad data packet n.
489	Computer	bozuk kapsam	bad scope n.
490	Computer	bozuk link	dead link n.
491	Computer	bozuk onay değeri	bad check value n.
492	Computer	bozuk os türü	bad os type n.
493	Computer	bozuk tablo sütunu	bad table column n.
494	Computer	bozuk disk	crashed disk n.
495	Computer	bozuk şema	bad schema n.
496	Computer	bilgisayarın bozuk olmadığı süre	uptime n.
497	Computer	bozuk nesne	bad object n.
498	Computer	bozuk kesim	bad sector n.
499	Computer	bozuk akış verisi	bad stream data n.
500	Computer	bozuk tür	bad type n.