bright - Turkish English Dictionary
History

bright

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "bright" in Turkish English Dictionary : 57 result(s)

English Turkish
Common Usage
bright adj. parlak
bright adj. aydınlık
General
bright n. doğaüstü unsurlara inanmayan kimse
bright adj. ayna gibi
bright adj. uyanık
bright adj. şeffaf
bright adj. parlayan
bright adj. aydın
bright adj. canlı
bright adj. akıllı
bright adj. celi
bright adj. şaşaalı
bright adj. neşeli
bright adj. muhteşem
bright adj. ışıltılı
bright adj. pırıl pırıl
bright adj. şanlı
bright adj. mücella
bright adj. mutlu
bright adj. ışıl ışıl
bright adj. ışıklı
bright adj. zeki
bright adj. renkli
bright adj. berrak
bright adj. nurlu
bright adj. görkemli
bright adj. hareketli
bright adj. parlak
bright adj. umut dolu
bright adj. umut vaat eden
bright adj. elverişli
bright adj. hayırlı
bright adj. (ses) yüksek ve net
bright adj. temiz ve parlak
bright adj. parıldayan
bright adv. parlak bir şekilde
Technical
bright adj. (çelik halat) kaplanmamış
bright adj. baca havası ile tütsülenmiş
Television
bright n. parlaklık ayarı
Textile
bright adj. (iplik) parlayan
bright adj. (ipek) rafine edilmiş
bright adj. (yün veya pamuk) açık renkli
Lighting
bright adj. parıltılı
Woodworking
bright adj. yeni üretilmiş (kereste)
bright adj. temiz ve pürüzsüz (kereste)
bright adj. temizlenmiş ancak boyanmamış (ağaç işi)
Mining
bright adj. parlak ve damarlı (kömür)
Tobacco
bright n. baca havası ile tütsülenmiş tütün
Literature
bright n. görkem
bright n. şaşaa
Art
bright n. ince ve düz bir resim fırçası
Ottoman Turkish
bright adj. ruşen
Archaic
bright n. parlaklık
bright n. ihtişam
bright adj. açık
bright adj. bariz
bright adj. ortada olan

Meanings of "bright" with other terms in English Turkish Dictionary : 292 result(s)

English Turkish
General
a very bright shade of pink n. çingene pembesi
bright line spectrum n. parlak çizgi spekturumu
bright color n. parlak renk
bright plating n. parlak kaplama
array of bright colours n. renk cümbüşü
bright light n. parlak ışık
bright scarlet colour n. galibarda
bright lights n. otomobil farlarına ait uzunlar
bright green n. limon rengi
bright green n. açık yeşil
bright green n. parlak yeşil
bright future n. parlak gelecek
bright era n. parlak dönem
array of bright colors n. renk cümbüşü
bright colour n. parlak renk
bright colors n. parlak renkler
the bright lights n. parlak ışıklar
bright leather n. parlak deri
bright moon n. parlak ay
bright line n. sınır
bright line n. yetki sınırı
bright side n. zor durumun iyi yanı
bright generations n. aydınlık nesiller
bright generations n. aydınlık kuşaklar
eyes be bright with desire v. gözleri parlamak
make bright v. parlatmak
look bright v. gelecek vaat etmek
look on the bright side v. iyimser olmaya çalışmak
take a bright view of v. olumlu bakmak
paint a bright picture v. pembe tablolar çizmek
look on the bright side v. polyannacılık oynamak
bright enough adj. yeterince aydınlık
bright red adj. tavşankanı
very bright adj. apaydın
bright and breezy adj. canlı ve neşeli
soft and bright adj. kadife gibi
bright red adj. kıpkırmızı
bright green adj. filizi
as bright as adj. kadar parlak
having many bright colours adj. alacalı bulacalı
bright yellow adj. sapsarı
bright colour adj. parlak renkli
mirror-bright adj. ayna gibi
mirror-bright adj. ayna parlaklığında
bright-line adj. kanunda açıkça belirtilmiş
bright spark adj. sivri akıllı
bright [obsolete] adj. (siyahi kimse) açık tenli
bright blue adj. morumsu mavi renkte
bright-eyed adj. parlak gözlü
bright-eyed adj. gözü açık
bright-eyed adj. uyanık
bright-eyed adj. tetikte
bright-harnessed adj. parlak zırhlı
bright and clearly adv. sabahleyin erkenden
Phrases
but on the bright side expr. fakat iyi tarafından bakarsak
looking on the bright side expr. iyi tarafından bakarsak
on the bright side expr. işin iyi tarafı
on the bright side expr. işin iyi yanı
Colloquial
bright spark n. çabucak anlayabilen insan
a bright spark n. sivri akıllı
bright spark n. zeki insan
a bright idea n. parlak bir fikir
a bright idea n. akıllıca bir fikir
a bright idea n. zekice bir fikir
one's future looks bright v. geleceği parlak görünmek
look at the bright side expr. bir de iyi tarafından bak
look on the bright side expr. iyi tarafından bak
look at the bright side expr. iyi tarafından bak
bright and early expr. sabahın çok erken saatinde
bright and early expr. sabahın köründe
tomorrow morning bright and early expr. yarın sabah erkenden
Idioms
bright shiny object n. dışı güzel ama içi boş şey
bright shiny object n. işe yaramaz/dayanıksız süslü/parlak şey
bright shiny object n. kısa süreli dikkat çekici şey
bright shiny object n. (geçici) heves gösterilen parlak/süslü şey
bright shiny object n. bir sonrakini görene kadar insanı oyalayan/vaktini alan şey
bright young thing n. güzel
bright young thing n. alımlı bir parça
bright young thing n. canlı/hareketli
bright young thing n. uçarı bir genç
bright young thing n. başarılı
bright young thing n. şık bir genç
bright young thing n. parlak bir genç
bright young thing n. pırıl pırıl/ışıl ışıl (parlayan) bir genç
bright young thing n. güzel
bright young thing n. alımlı bir parça
bright young thing n. canlı/hareketli
bright young thing n. uçarı bir kadın
bright young thing n. başarılı
bright young thing n. şık bir kadın
bright young thing n. parlak bir kadın
bright young thing n. pırıl pırıl/ışıl ışıl (parlayan) bir kadın
a bright spark n. akıl küpü
as bright as a button n. akıl küpü
bright side of something n. birşeyin iyi tarafı
a bright spot n. olumlu/güzel/iyi tek şey
the bright lights n. parlak ışıklar
bright idea n. parlak fikir
the bright lights n. renkli ışıklar
the bright lights n. şehir ışıkları
the bright lights n. şehrin parlak ışıkları
a bright spark n. zeki
a bright spot n. iyi taraf
a bright spot n. iyi yön
a bright spot n. iyi yan
the bright spot n. iyi taraf
the bright spot n. iyi yön
the bright spot n. iyi yan
bright shiny object n. göz boyayan şey
bright shiny object n. geçici heves
bright shiny object n. güzel ama uzun ömürlü olmayan şey
bright shiny object n. kısa süreli heves/heyecan yaratan şey
bright side n. iyi taraf
bright side n. olumlu taraf
bright side n. iyi/olumlu yan
bright side n. bardağın dolu tarafı
bright side n. iyi/olumlu yön
bright side n. iyi/olumlu yan
bright spot n. olumlu/güzel/iyi şey
bright spot n. iyi taraf
bright spot n. iyi yön
bright spot n. iyi yan
bright spot n. olumlu taraf/yön/yan
bright line n. kesin çizgi
bright line n. kesin ayrım
bright line n. belirgin çizgi/ayrım
bright line n. net çizgi/ayrım
the bright side n. iyi yön
the bright side n. olumlu taraf
the bright side n. iyi taraf
look on the bright side v. olaya iyi yönünden bakmak
look at the bright side v. bardağın dolu tarafına bakmak
look at the bright side v. bardağın dolu tarafından bakmak
one's future looks bright v. gelecek vaat etmek
have a bright future ahead (of one) v. geleceği parlak olmak
one's future looks bright v. gelecek vadetmek
one's future looks bright v. geleceği parlak olmak
look at the bright side v. iyi tarafından bakmak
look on the bright side of things v. işi iyi tarafından almak
look at the bright side of things v. işi iyi tarafından almak
look at the bright side of things v. konuya iyi tarafından bakmak
look on the bright side of things v. konuya iyi tarafından bakmak
be bright-eyed and bushy-tailed v. mutluluktan havalarda uçmak
be bright-eyed and bushy-tailed v. neşeden gözleri pırıl pırıl olmak
look on the bright side v. olumlu tarafından bakmak
be bright-eyed and bushy-tailed v. keyfinden yerinde duramamak
one's future looks bright v. parlak bir geleceği olmak
have a bright idea v. parlak bir fikri olmak
get a bright idea v. parlak bir fikri olmak
be as bright as a button v. akıl küpü olmak
be as bright as a button v. parlak zekalı olmak
be as bright as a button v. kıvrak zekalı olmak
be as bright as a button v. cin gibi olmak
be bright and breezy v. tasasız olmak
be bright and breezy v. gamsız olmak
be bright and breezy v. yaşam/hayat dolu olmak
be bright and breezy v. kendinden emin ve neşeli olmak
be bright and breezy v. neşeli ve hareketli olmak
be bright and breezy v. şen şakrak olmak
be bright and breezy v. cıvıl cıvıl olmak
be bright-eyed and bushy-tailed v. enerjik ve hevesli olmak
be bright-eyed and bushy-tailed v. gayretli ve istekli olmak
get a bright idea v. parlak bir fikri olmak
get a bright idea v. aklına iyi/parlak bir fikir gelmek
get the bright idea v. parlak bir fikri olmak
get the bright idea v. aklına iyi/parlak bir fikir gelmek
bright and breezy adj. tasasız
bright and breezy adj. yaşam dolu
bright as a button adj. parlak zekalı
bright as a button adj. kıvrak zekalı
bright as a button adj. cin gibi
bright as a button adj. akıl küpü
bright as a new penny adj. parlak zekalı
bright as a new penny adj. kıvrak zekalı
bright as a new penny adj. cin gibi
bright as a new penny adj. akıl küpü
bright and breezy adj. kendinden emin ve neşeli
bright and breezy adj. neşeli ve hareketli
bright and breezy adj. şen şakrak
bright and breezy adj. cıvıl cıvıl
bright as a button/new penny adj. parlak zekalı
bright as a button/new penny adj. kıvrak zekalı
bright as a button/new penny adj. cin gibi
bright as a button/new penny adj. akıl küpü
(as) bright as a (new) penny adj. parlak zekalı
(as) bright as a (new) penny adj. kıvrak zekalı
(as) bright as a (new) penny adj. cin gibi
(as) bright as a (new) penny adj. akıl küpü
bright-eyed and bushy-tailed adj. enerjik ve hevesli
bright-eyed and bushy-tailed adj. keyfinden yerinde duramayan
bright-eyed and bushy-tailed adj. neşeli ve canlı
bright-eyed and bushy-tailed adj. keyifli
bright-eyed and bushy-tailed adj. istekli
bright-eyed and bushy-tailed adj. hayat dolu
bright-line adj. kanunda açıkça/kesin olarak belirtilmiş
bright and early adv. sabahın köründe
as bright as a button expr. akıl küpü gibi
bright-eyed and bushy tailed expr. çok neşeli ve canlı
bright as a new pin expr. gıcır gıcır
as bright as a new pin expr. gıcır gıcır
bright and breezy expr. gamsız
bright and breezy expr. hayat dolu
bright as a new pin expr. pırıl pırıl
bright as a button expr. parlak zekalı
as bright as a button expr. parlak zekalı
bright and early expr. sabah erkenden
as bright as a new pin expr. pırıl pırıl
bright as a new pin expr. tiril tiril
as bright as a new pin expr. tertemiz
bright as a new pin expr. tertemiz
bright-eyed and bushy-tailed expr. tam formunda
as bright as a new pin expr. tiril tiril
bright as a new pin expr. yepyeni
as bright as a new pin expr. yepyeni
as bright as a button expr. yaşam dolu
(one) has a bright future ahead (of one) expr. (birinin) geleceği parlak
(one) has a bright future ahead (of one) expr. (birinin) önünde parlak bir gelecek var
(one) has a bright future ahead (of one) expr. (birinin) önü açık
Law
bright line test n. hukuk kurallarının yoruma yer bırakmayan açıklığı
bright line rule n. hukuk kurallarının yoruma yer bırakmayan açıklığı
honor bright n. haysiyet divanı
Technical
bright etching bath n. asitli parlatma yunağı
bright field illumination n. aydınlık alan aydınlatması
bright field n. aydınlık alan
bright field image n. aydınlık alan görüntüsü
bright field microscopy n. aydınlık alan mikroskopisi
vertical bright annealing line n. dikey parlak tavlama hattı
bright dipping n. parlak daldırma
bright electrodeposition n. parlak elektrikli bırakım
bright soft wire n. parlak yumuşak tel
bright steel products n. parlak çelik mamuller
bright silver n. parlak gümüş yaldız
bright range n. parlaklık aralığı
bright plating additive n. parlak kaplama katığı
bright plating n. parlak kaplama
bright steel wire n. parlak çelik tel
bright nitriding n. parlak nitrürleme
bright hard wire n. parlak sert tel
bright tempered spring steel n. parlak menevişli yay çeliği
bright annealing line n. parlak tavlama hattı
bright steel bars n. parlak çelik çubuklar
bright dip n. parlaklaştırma çözeltisi
bright drawn steel wire n. parlak çekilmiş çelik tel
bright glaze n. parlak sır
bright etching n. parlak dağlama
bright annealing n. parlak tavlama
bright annealed tubing n. parlak tavlı boru
bright annealed steel n. parlak tavlı çelik
bright plate n. parlak levha
bright signal light n. parlak işaret ışığı
bright plating additive n. parlaklaştırıcı
bright bessemer wire n. parlak bessemer teli
bright finish n. parlak bitirme
bright gold n. parlak altın yaldız
bright annealing plant n. parlak tavlama tesisi
liquid bright gold n. sıvı parlatma altını
liquid bright gold n. sıvı parlak altın
oil bright n. yağ parlaklığında
bright annealed adj. parlak tavlı
Construction
bright field n. aydınlık alan
bright field image n. parlak alan görüntüsü
bright field tem n. parlak alan geçirmeli elektron mikroskopi
bright field n. parlak alan
Dyeing
bright lemon yellow n. canlı bir yeşilimsi sarı renk tonu
bright-red adj. taze ahududu kırmızısı
Aeronautic
bright annealing n. parlak ısıl işleme
Mining
bright coal n. parlak kömür
bright coal n. bir tür bitümlü kömür
Medical
bright yellow lipomatous plaques n. parlak sarı lipomatöz plaklar
Veterinary
bright-blindness n. koyunlarda görülen bir tür körlük
Food Engineering
bright field microscope n. aydınlık saha mikroskobu
bright field microscope n. basit ışık mikroskobu
Physics
bright-line spectrum n. parlak çizgili spektrum
bright-line spectrum n. parlak çizgili izge
Chemistry
bright stock n. parlak stok
bright stock n. yüksek viskoziteli yağlama yağı
Marine Biology
bright lapina n. parlak lapina
Botanic
meadow bright n. bataklık nergisi
meadow bright n. lilpar
meadow bright n. altıntopu
meadow bright n. çuhaçiçeği
meadow bright n. su nergisi
meadow bright n. avrupa ve kuzey amerika'ya özgü, düğün çiçeğine benzer parlak sarı çiçekleri olan bir bataklık bitkisi
Geography
sea bright n. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
Meteorology
bright bands n. parlak bölge
Painting
bright color n. sıcak renk
Modern Slang
ain't that bright adj. beyinsiz
ain't that bright adj. akılsız
ain't that bright adj. pek akıllı değil
ain't that bright adj. pek zeki değil
Star Wars
bright jewel cluster n. parlak mücevher kümesi
bright tree village n. parlak ağaç köyü