coming - Turkish English Dictionary
History

coming

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "coming" in Turkish English Dictionary : 24 result(s)

English Turkish
Common Usage
coming n. geliş
General
coming n. gelme
coming n. varış
coming n. yaklaşma
coming n. zuhur
coming adj. gelecek
coming adj. yaklaşan
coming adj. gelen
coming adj. gelecek (ay, yıl)
coming adj. başarılı
coming adj. ümit vadeden
coming adj. geleceği parlak
coming adj. hak edilmiş
coming adj. hak kazanmış
coming adj. yeni moda
coming adj. olgunlaşan
coming adj. başarılara koşan
coming adj. önümüzdeki
Colloquial
coming n. orgazm
coming n. boşalma
Religious
coming n. isa'nın görkemli bir şekilde geri dönüşü
Archaic
coming adj. sunan
coming adj. ileri aktaran
coming adj. ileten

Meanings of "coming" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
home coming n. eve dönüş
coming years n. gelecek yıllar
coming and going n. gidişgeliş
coming months n. gelecek aylar
coming off n. boşalma
coming together n. toplanma
coming out n. toplum önüne çıkma
coming back n. geri gelme
coming to life n. canlanma
jewish coming of age ceremony for girls n. bat mitzvah
coming days n. gelecek günler
short-coming n. noksan
short-coming n. eksik
coming together n. bir araya gelme
snowfall coming down during the evening hours n. akşam saatlerinde bastıran kar yağışı
the coming of summer n. yazın gelişi
the coming of spring n. baharın gelişi
the coming of winter n. kışın gelişi
the coming danger n. yaklaşan tehlike
loud music coming from upstairs n. üst kattan gelen yüksek ses
coming-out party n. sosyeteye tanıtma partisi
coming storm n. yaklaşan fırtına
coming and going n. koşuşturma
coming and going n. hayhuy
coming and going n. iş güç hareketliliği
coming in [obsolete] n. giriş
coming in [obsolete] n. başlangıç
coming in [obsolete] n. girme şekli
coming ins n. gelir
coming ins n. kazanç
coming of age n. önemli bir gelişme aşamasına gelinen an
coming of age n. reşit olunan yaş
coming of age n. reşit olma (töreni)
coming-of-age n. olgunluğa ulaşma
coming-of-age n. reşit olma
coming-of-age n. saygınlık kazanma
coming-of-age n. tanınma
coming-of-age n. şöhret kazanma
coming upon n. gayriresmi buluşma
coming-out n. toplum içine çıkma
coming-out n. cinsel yönelimin ortaya çıkması
coming-out n. cinsel yönelimini açıklama
coming out n. cinsel yönelimin ortaya çıkması
coming out n. cinsel yönelimini açıklama
coming to an end n. tükenme
get what's coming to one v. layığını bulmak
have it coming v. hak etmek
get what's coming to one v. müstahakkını bulmak
get what's coming to one v. hak ettiği cezayı yemek
get what's coming to one v. cezasını bulmak
hit a car coming in the opposite direction v. karşı yönden seyreden arabaya çarpmak
hit a vehicle coming in the opposite direction v. karşı yönden gelen araca çarpmak
hit a car coming in the opposite direction v. karşı yönden gelen arabaya çarpmak
hit a truck coming in the opposite direction v. karşı yönden gelen kamyona çarpmak
hit a vehicle coming in the opposite direction v. karşı yönden seyreden araca çarpmak
hit a truck coming in the opposite direction v. karşı yönden seyreden kamyona çarpmak
crash into a truck coming from the opposite direction v. karşı yönden seyreden bir kamyona çarpmak
crash into a truck coming from the opposite direction v. karşı yönden gelen kamyona çarpmak
hit a truck coming in the opposite direction v. karşı yönden seyreden bir kamyona çarpmak
be coming out v. belirmeye başlamak
herald the coming of spring v. baharın gelişini müjdelemek
look forward to his/her coming/arrival v. gelişini dört gözle beklemek
promote up-and-coming bands v. yeni çıkan grupları desteklemek
stop coming v. gelmekten vazgeçmek
hear the sound of music coming from a passing car v. yoldan geçen bir arabadan gelen müziğin sesini duymak
up and coming adj. girişken
up and coming adj. gelecek vaat eden
up and coming adj. gelecek vadeden
up-and-coming adj. girişken
up and coming adj. geleceği parlak
up and coming adj. açıkgöz
up and coming adj. faal
late-coming adj. geç gelen
home-coming adj. eve dönüş yapan
up-and-coming adj. gelecek vaat eden
up-and-coming adj. geleceği parlak
up-and-coming adj. açıkgöz
up-and-coming adj. faal ve geleceği parlak
up-and coming adj. hırslı ve başarılı
up-and coming adj. çalışkan
up-and coming adj. gayretli
coming from the depth of history adj. tarihin derinlerinden gelen
coming from the depth of history adj. tarihin derinliklerinden gelen
up and coming adj. yeni çıkan
up-and-coming adj. umut/ümit veren/vadeden
up-and-coming adj. önem kazanan
up-and-coming adj. prestij kazanan
in the coming years adv. ileriki yıllarda
in the coming days adv. önümüzdeki günlerde
in the coming months adv. önümüzdeki aylarda
in the coming years adv. önümüzdeki senelerde
in the coming years adv. önümüzdeki yıllarda
in the coming weeks adv. önümüzdeki haftalarda
Phrases
backward about coming forward adj. tutuk
backward about coming forward adj. dili tutuk
backward about coming forward adj. düşüncelerini dile getirmede çekingen
backward about coming forward adj. düşüncelerini dillendirme konusunda ketum
backward about coming forward adj. aklındakileri söylemekte utangaç
backwards about coming forward adj. tutuk
backwards about coming forward adj. dili tutuk
backwards about coming forward adj. düşüncelerini dile getirmede çekingen
backwards about coming forward adj. düşüncelerini dillendirme konusunda ketum
backwards about coming forward adj. aklındakileri söylemekte utangaç
not long in coming adv. çok yakında
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. geleceğini bilseydim bir kek yapardım
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. geleceğini bilseydim börekler açardım sana
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. ne güzel sürpriz anlamında, beklenmedik birinin gelişiyle duyulan heyecanı anlatan bir söz
henry! henry aldrich! coming, mother! expr. henry! henry aldrich! geliyorum anne!
henry! henry aldrich! coming, mother! expr. the aldrich family isimli radyo programında kullanılan söz
coming up next expr. az sonra ekranlarınızda...
coming up next expr. birazdan ekranda...
coming up next expr. birazdan ekranlarınızda...
coming soon expr. çok yakında
what's the world coming to! expr. dünyanın çivisi çıkmış!
coming from the past expr. geçmişten gelen
we're coming in for a landing! expr. inişe geçiyoruz!
I see where you are coming from expr. ne demek istediğini anlıyorum
in the coming days expr. önümüzdeki günler
where one is coming from expr. birinin bakış açısı
where one is coming from expr. birinin görüşü
where one is coming from expr. birinin demek istediği
where one is coming from expr. birinin görüşünün/bakış açısının altında yatan şey
where one is coming from expr. birini bir görüşe/eyleme iten davranış
where one is coming from expr. birinin niyeti/maksadı
where someone is coming from expr. birinin bakış açısı
where someone is coming from expr. birinin görüşü
where someone is coming from expr. birinin demek istediği
where someone is coming from expr. birinin görüşünün/bakış açısının altında yatan şey
where someone is coming from expr. birini bir görüşe/eyleme iten davranış
where someone is coming from expr. birinin niyeti/maksadı
where someone is coming from expr. birinin kişiliği
where someone is coming from expr. birinin karakteri
where somebody is coming from expr. birinin söylediği şeyin altında yatan inançları, fikirleri, kişiliği
where somebody is coming from expr. birinin bir görüşe nereden vardığı
where somebody is coming from expr. birinin bir görüşe nereden geldiği
Proverb
coming events cast their shadows before perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
the chickens are coming home to roost ne ekersen onu biçersin
the chickens are coming home to roost ektiğini biçersin
the chickens are coming home to roost bugün yediğin hurmalar yarın götünü tırmalar
Colloquial
a rejected woman coming after someone n. birinin peşini bırakmayan reddedilmiş kadın
get what's coming to one v. hak ettiği cezayı almak
have it coming v. hak etmek
get what's coming to one v. ettiğini bulmak
have it coming v. müstahak olmak
have someone coming and going v. birini kararsız bırakmak
have someone coming and going v. birine uygun bir seçenek bırakmamak
have someone coming and going v. birini çıkmaza/açmaza sokmak
have someone coming and going v. birine çıkış yolu bırakmamak
have someone coming and going v. birini iki arada bir derede bırakmak
have someone coming and going v. birine çıkar yol bırakmamak
have it coming (to you) v. hak ettiğini bulmak
have it coming (to you) v. gününü görmek
have it coming (to you) v. cezasını bulmak/çekmek
have that coming (to you) v. hak ettiğini bulmak
have that coming (to you) v. gününü görmek
have that coming (to you) v. cezasını bulmak/çekmek
have coming v. hak etmek
have coming v. müstahak olmak
have coming v. hak ettiğini bulmak
have it coming to you v. hak etmek
have it coming to you v. müstahak olmak
have it/that coming v. etmek
have it/that coming v. müstahak olmak
have it/that coming v. hak ettiğini bulmak
know where someone is coming from v. birinin maksadını bilmek
know where someone is coming from v. birinin ne demek istediğini bilmek
know where someone is coming from v. birinin niyetini bilmek
know where someone is coming from v. birini bir görüşe/eyleme iten davranışı bilmek
know where someone is coming from v. birinin bakış açısını bilmek
coming through expr. geliyor!
coming through expr. yol açın!
coming through expr. yol verin!
coming through expr. pardon
coming through expr. geçebilir miyim
coming through expr. müsaade!
henry! henry aldrich! coming, mother! expr. henry! henry aldrich! geliyorum anne!
henry! henry aldrich! coming, mother! expr. popüler bir radyo programının insanların ağzına dolanmış seslenme ve cevap verme sözü
hen-ree! henry aldrich! coming, mother! expr. henry! henry aldrich! geliyorum anne!
hen-ree! henry aldrich! coming, mother! expr. popüler bir radyo programının insanların ağzına dolanmış seslenme ve cevap verme sözü
you've got another thing coming expr. yanılıyorsun
you've got another thing coming expr. bir daha düşünsen iyi edersin
you've got another thing coming expr. bir kez daha düşünsen iyi edersin
you've got another thing coming expr. sen öyle san
a noise is coming expr. bir ses geliyor
see it coming expr. böyle olacağı belliydi
see it coming expr. bunun olacağı belliydi
someone's coming expr. birisi geliyor
keep'em coming expr. gönder gelsin
keep them coming expr. gönder gelsin
winter is coming expr. kış geliyor
coming now expr. şimdi geliyor
coming up next expr. şimdi sırada (..) var
coming up a cloud expr. yağmur yağacak
coming up a cloud expr. yağmur yağmak üzere
coming right up expr. (sipariş vb) hemen geliyor
winter is coming expr. yaklaşıyor yaklaşmakta olan
keep them coming expr. yolla gelsin
keep'em coming expr. yolla gelsin
coming through(, please). expr. geçebilir miyim(, lütfen)
coming through(, please). expr. izin verir misin/verir misiniz(, lütfen)
coming through(, please). expr. yol verir misin/verir misiniz(, lütfen)
coming through(, please). expr. müsaade eder misin/eder misiniz(, lütfen)
coming up! expr. (yemek) birazdan geliyor!
Idioms
coming-of-age n. karakterin yetişkinliğe geçiş evresine odaklanan film ya da kitap
coming-of-age n. erginlik çağı filmi ya da kitabı
where (one) is coming from n. (birinin) maksadı
where (one) is coming from n. ne demek istediği
where (one) is coming from n. niyeti
where (one) is coming from n. (birini) bir görüşe/eyleme iten davranış
where someone is coming from n. birinin maksadı
where someone is coming from n. ne demek istediği
where someone is coming from n. niyeti
where someone is coming from n. birini bir görüşe/eyleme iten davranış
coming events n. gelecek olaylar
coming events n. gelecekte olacak olaylar
coming events n. olacak olaylar
coming straight to the point n. sadede gelme
not backward at coming forward n. sadede gelme
coming events n. yapılacak şeyler
be backward about coming forward v. tutuk davranmak
be backward about coming forward v. utanmak
be backward about coming forward v. utanıp sıkılmak
be backward about coming forward v. geri durmak
be backward about coming forward v. aklındakini söyleyememek
be backward about coming forward v. çekingen davranmak
be backward about coming forward v. öne atılamamak
be backward about coming forward v. düşüncesini söylemekten imtina etmek
be backward about coming forward v. fikrini açık açık beyan edememek
be backwards about coming forward v. tutuk davranmak
be backwards about coming forward v. utanmak
be backwards about coming forward v. utanıp sıkılmak
be backwards about coming forward v. geri durmak
be backwards about coming forward v. aklındakini söyleyememek
be backwards about coming forward v. çekingen davranmak
be backwards about coming forward v. öne atılamamak
be backwards about coming forward v. düşüncesini söylemekten imtina etmek
be backwards about coming forward v. fikrini açık açık beyan edememek
have (someone) coming and going v. iki arada bir derede bırakmak
have (someone) coming and going v. kararsız kalmak
have (someone) coming and going v. iki seçenek arasında gidip gelmek
have (something) coming out of (one's) ears v. (bir şeye) gırtlağına kadar batmak
have (something) coming out of (one's) ears v. her yanı (bir şeyle) çevrili olmak
have something coming out of your ears v. (bir şeye) gırtlağına kadar batmak
have something coming out of your ears v. her yanı (bir şeyle) çevrili olmak
have steam coming out of (one's) ears v. ateş püskürmek
have steam coming out of (one's) ears v. nevri dönmek
have steam coming out of (one's) ears v. tepesi atmak
have steam coming out of (one's) ears v. küplere binmek
have steam coming out of (one's) ears v. tepesinin tası atmak
have steam coming out of (one's) ears v. gözü dönmek
have steam coming out of (one's) ears v. kan beynine çıkmak
have steam coming out of (one's) ears v. cinleri başına toplanmak
have steam coming out of (one's) ears v. kan beynin sıçramak
have steam coming out of your ears v. ateş püskürmek
have steam coming out of your ears v. nevri dönmek
have steam coming out of your ears v. tepesi atmak
have steam coming out of your ears v. küplere binmek
have steam coming out of your ears v. tepesinin tası atmak
have steam coming out of your ears v. gözü dönmek
have steam coming out of your ears v. kan beynine çıkmak
have steam coming out of your ears v. cinleri başına toplanmak
have steam coming out of your ears v. kan beynin sıçramak
know where (one) is coming from v. birinin maksadını bilmek
know where (one) is coming from v. ne demek istediğini bilmek
know where (one) is coming from v. niyetini bilmek
know where (one) is coming from v. birini bir görüşe/eyleme iten davranışı bilmek
know where (one) is coming from v. bakış açısını bilmek
know where one is coming from v. birinin maksadını bilmek
know where one is coming from v. ne demek istediğini bilmek
know where one is coming from v. niyetini bilmek
know where one is coming from v. birini bir görüşe/eyleme iten davranışı bilmek
know where one is coming from v. bakış açısını bilmek
see (one) coming v. enayiyi sezmek
see (one) coming v. kerizi önceden fark etmek
see (one) coming v. aranıyor olduğunu anlamak
see (one) coming v. safın teki olduğunu anlamak
see (one) coming v. enayi/saf/keriz addetmek
see someone coming v. enayiyi sezmek
see someone coming v. kerizi önceden fark etmek
see someone coming v. aranıyor olduğunu anlamak
see someone coming v. safın teki olduğunu anlamak
see someone coming v. enayi/saf/keriz addetmek
be coming apart at the seams v. altüst olmak
not be backward in coming forward v. bir şeyi yapmaktan geri durmamak
see it coming v. bir şeyin olacağını önceden tahmin etmek/ hissetmek
see it coming v. bir şeyin olacağını önceden tahmin etmek/hissetmek
understand where someone is coming from v. birini bir görüşe/eyleme/söze iten şeyi anlamak
understand where someone is coming from v. birini bir görüşe/eyleme/söze iten şeyleri anlamak
not be backward in coming forward v. çekingen davranmamak
have money coming out of one's ears v. çok parası olmak
not to be backward in coming forward v. gözünü daldan budaktan sakınmamak
not to be backward in coming forward v. gözünü daldan budaktan esirgememek
not know whether you are coming or going v. ne yapacağını bilmemek
be coming apart at the seams v. kötü durumda olmak
not know whether one is coming or going v. ne yapacağını şaşırmak
not know if you are coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not be backward in coming forward v. lafını sakınmamak
be coming apart at the seams v. kontrolden çıkmış olmak
not know whether one is coming or going v. kafası karmakarışık olmak
understand where someone is coming from v. ne demeye/anlatmaya çalıştığını anlamak
not know whether one is coming or going v. ne yapacağını bilememek
not know if one is coming or going v. ne yapacağını bilememek
not be backward in coming forward v. lafını esirgememek
not know whether one is coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know if one is coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know whether one is coming or going v. paniklemek
have another think coming v. tekrar düşünmesi gerekmek
have another guess coming v. tekrar düşünmesi gerekmek
had it coming v. (olumsuz bir şeyi) hak etmiş olmak
have something coming to one v. (cezalandırılmayı vb) hak etmek
have another think coming v. yeniden düşünmesi gerekmek
have another guess coming v. yeniden düşünmesi gerekmek
have another think coming v. yeniden düşünmek durumunda olmak
have another guess coming v. yeniden düşünmek durumunda olmak
have (something) coming out of (one's) ears v. (bir şey) çok büyük miktarda olmak
have something coming out of your ears v. bir şeye bol miktarda sahip olmak
have something coming out of your ears v. bir şeyden zibil gibi/bir sürü olmak
have something coming out of your ears v. her yanından bir şey fışkırmak
have something coming out of your ears v. bir şeye tatmin edici oranda sahip olmak
have something coming out of your ears v. bir şeye lüzumsuz/aşırı oranda sahip olmak
have steam coming out of (one's) ears v. aşırı sinirlenmek
have steam coming out of (one's) ears v. kulaklarından duman çıkmak
have steam coming out of (one's) ears v. cinleri tepesine çıkmak
be (not) backward in coming forward v. çekinmek
be (not) backward in coming forward v. fikrini söylemeye çekinmek
be (not) backward in coming forward v. fikirlerini rahatça dile getirememek
know (something) is coming v. (bir şeyin) yaklaştığının farkında olmak
know (something) is coming v. (bir şeyin) yaklaştığını bilmek
know (something) is coming v. (bir şeyin) yaklaştığını önceden hissetmek
know (something) is coming v. (bir şeyin) olacağının farkında olmak
know (something) is coming v. (bir şeyin) olacağını önceden bilmek/hissetmek
be coming apart at the seams v. işler bozulmak
be coming apart at the seams v. işler başarısızlığa doğru gitmek
be coming apart at the seams v. dağılmak
be coming apart at the seams v. çok duygusallaşmak
be coming apart at the seams v. kontrolünü kaybetmek
give (one) what's coming (to one) v. (birine) hak ettiğini yaşatmak/vermek
have (something) coming v. (bir şeyi) hak etmek
have (got) another think coming v. tekrar düşünmesi gerekmek
have (got) another think coming v. yeniden düşünmesi gerekmek
have (got) another think coming v. yeniden düşünmek durumunda olmak
not know whether you're coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know whether you're coming or going v. ne yaptığını bilmemek
not know whether you're coming or going v. ne yaptığı belli olmamak
see (something) coming v. (bir şeyin) geldiğini/yaklaştığını görmek
see (something) coming v. (bir şeyi) önceden tahmin etmek
see (something) coming v. (bir şeyin) geldiğini/yaklaştığını hissetmek
see (something) coming v. (bir şeyin) olacağını öngörmek
see (something) coming v. (bir şeyin) olacağını önceden sezmek
see (something) coming v. (bir şeyin) olmasını beklemek
coming out of ears adj. bir sürü
coming out of ears adj. çok sayıda
coming out of ears adj. sürüsüne bereket
coming out of ears adj. haddinden fazla
have another thing coming expr. yanılıyorsun
have another thing coming expr. bir daha düşünsen iyi edersin
have another thing coming expr. sen öyle san
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. geleceğini bilseydim kek yapardım
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. seni gördüğüme çok şaşırdım
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. nerden çıktın sen
If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr. a nerden çıktınız siz
what (one) has coming expr. olacağı belliydi
what (one) has coming expr. ne bekliyordu ki
what (one) has coming expr. elbette böyle olacaktı
backward about coming forward expr. düşüncelerini kendine saklayan
backward about coming forward expr. suskun kalan
coming out of one's ears expr. bir sürü
what's the world coming to expr. bir yaşıma daha girdim
what's the world coming to expr. dünya ne hale geldi
coming out of one's ears expr. çok sayıda
what's the world coming to? expr. dünyaya ne oldu böyle?
everything's coming up roses expr. her şey yolunda/mükemmel
everything's coming up roses expr. işler tıkırında
chickens coming home to roost expr. ne ekersen onu biçersin
what's the world coming to expr. ne günlere kaldık
coming events cast their shadows before expr. perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
coming events cast their shadows before expr. perşembenin gelişi çarşambadan belli olur
they must have seen you coming expr. sazan/enayi olduğunu hemen anlamışlar
coming out of one's ears expr. sürüsüne bereket
what's the world coming to expr. (şaşkınlık ifade eder) dünyaya neler oluyor böyle
everything is coming up roses expr. her şey yolunda/mükemmel
everything is coming up roses expr. işler tıkırında
everything is coming up roses expr. her şey güllük gülistanlık
the british are coming [cliché] expr. ingilizler geliyor
the british are coming [cliché] expr. düşman geliyor/yaklaşıyor
the british are coming [cliché] expr. felaket geliyor/yaklaşıyor
the sandman's coming expr. yakında uykuya dalacak
the sandman's coming expr. birazdan uyuyacak
what's coming (to one) expr. (birinin) hak ettiği
what's coming (to one) expr. (birinin) layığı
coming and going expr. çıkışı olmayan
coming and going expr. kaçış olmayan
coming and going expr. aciz
coming and going expr. çaresiz
coming and going expr. savunmasız
coming and going expr. korumasız
Speaking
give (someone) what he has coming to him v. dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
I'm coming from germany expr. almanya'dan geliyorum
I thought you were coming home for dinner expr. akşam yemeğe geleceksin sanmıştım
thanks for coming expr. ayağına sağlık
thanks for coming expr. ayağınıza sağlık
thanks for coming expr. ayaklarınıza sağlık
somebody's coming up expr. birisi geliyor
how about coming with us? expr. bizimle gelmeye ne dersin?
that's funny coming from you expr. bunu senden duymak ne kadar komik
a storm was coming expr. bir fırtına geliyordu
I didn't see that coming expr. bunu beklemiyordum
thanks for coming on such short notice expr. böyle kısa bir sürede geldiğiniz için teşekkürler
are you coming on to me? expr. bana mı asılıyorsun?
that's funny coming from you expr. bunu senden duymak ne kadar da komik
you've got another think coming expr. bir daha düşün (derim)
I saw it coming expr. bunun olacağını biliyordum
It’s coming towards us expr. bize doğru geliyor
you could see it coming expr. bunun olacağı belliydi
where's all this hostility coming from? expr. bu düşmanca tavırların sebebi nedir?
somebody's coming up expr. biri geliyor
had known it was coming expr. bunun/böyle olacağı belliydi
are you coming on to me? expr. bana asılıyor musun?
did you tell anyone you were coming here? expr. buraya geldiğini kimseye söyledin mi?
somebody's coming expr. biri geliyor
you could see it coming expr. böyle olacağı belliydi
my dad doesn't like me coming in here expr. babam buraya gelmemden hoşlanmaz
thank you for coming so early expr. bu kadar erkenden geldiğiniz için teşekkürler
it was a long time coming expr. bunun olacağı belliydi
somebody's coming expr. birisi geliyor
knew it was coming expr. bunun/böyle olacağı belliydi
what is the world coming to? expr. dünya ne hale geldi!
I don't see any chance of it coming back expr. düzeleceğine dair herhangi bir ışık göremiyorum
wait my favorite's coming expr. dur en sevdiğim kısmı geliyor
thanks for coming expr. geldiğiniz için teşekkürler
thank you so much for coming expr. geldiğiniz için çok teşekkür ederim
had known it was coming expr. eninde sonunda olacağını biliyordu
thanks for coming in expr. geldiğin için teşekkürler
I'm coming to your house expr. evine geliyorum
thanks for coming expr. geldiğin için teşekkürler
text me before coming expr. gelmeden önce mesaj at
I didn't know you were coming expr. geleceğini bilmiyordum
thanks for coming expr. geldiğiniz için teşekkür ederim
are you coming? expr. geliyor musun?
thank you for coming back expr. geri geldiğin için teşekkür ederim
I am coming expr. geliyorum
I'm coming expr. geliyorum
when are you coming home? expr. eve ne zaman dönüyorsun?
thanks for coming expr. geldiğin/geldiğiniz için teşekkürler
thank you for coming expr. geldiğiniz için teşekkür ederiz
I was worried you weren't coming expr. gelmeyeceksin diye endişeleniyordum
text me before coming expr. gelmeden mesaj at
they're coming expr. geliyorlar
what high school are you coming from? expr. hangi liseden geliyorsun?
I'm not coming back expr. geri dönmeyeceğim
I'm so excited for your coming expr. geleceğiniz için çok heyecanlıyım
thanks for your coming expr. geldiğiniz için teşekkürler
thanks for coming in expr. geldiğiniz için teşekkür ederim
knew it was coming expr. eninde sonunda olacağını biliyordu
what day are you coming? expr. hangi gün geliyorsun?
thanks for coming expr. geldiğin için sağ ol
good days are coming expr. güzel günler yakın
I'm coming back expr. geri geliyorum
we heard you were coming expr. geleceğini haber almıştık
the first thing coming to mind expr. ilk akla gelen şey
the first thing coming to mind expr. ilk akla gelen
I have a book coming out expr. kitabım çıkacak
I don't think he's coming back expr. onun döneceğini sanmıyorum
the water in the sink is coming out brown expr. lavabodaki su kahverengi akıyor
luckily I saw this coming expr. neyse ki ileri görüşlülük edip
how's it coming in there? expr. orada durumlar nasıl?
where are you coming from expr. nereden geliyorsun
are you coming to easter? expr. paskalya'da gelecek misin?
I'm coming with you expr. sizinle geliyorum
I'm coming with you expr. seninle geliyorum
I walked towards the direction where the sound was coming expr. sesin geldiği yöne doğru yürüdüm
I'm coming to get you expr. seni almaya geliyorum
cops are coming expr. polisler geliyor
I'm coming to take you expr. seni almaya geliyorum
are you thinking about coming to turkey? expr. türkiye'ye gelmeyi düşünüyor musun?
are you coming alone? expr. tek mi geliyorsun?
are you coming on your own? expr. tek başına mı geliyorsun?
are you coming on your own? expr. tek mi geliyorsun?
thank you for coming by! expr. uğradığın için teşekkürler!
thank you for coming by! expr. uğradığınız için teşekkürler!
are you coming to the party tomorrow? expr. yarın partiye geliyor musun?
are you coming to the party tomorrow? expr. yarın partiye gelecek misin?
are you coming alone? expr. yalnız mı geliyorsun?
new year is coming expr. yılbaşı geliyor
new year is coming expr. yeni yıl geliyor
summer is coming expr. yaz geliyor
christmas is coming expr. noel geliyor
is there anyone else coming? expr. başka gelen var mı?
I can't come over my cousin is coming expr. gelemiyorum kuzenim geliyor
I can't come over my cousin is coming expr. gelemem kuzenim geliyor
Trade/Economic
the coming crisis n. gelen kriz
income accruals for coming years n. gelecek yıllara ait gelir tahakkukları
revenue collected in advance relevant to coming months n. gelecek aylara ait gelirler
the coming crisis n. yaklaşan kriz
Law
coming into court n. tarafların (mahkemede) hazır bulunması
Media
coming up next n. sıradaki
coming up next expr. az sonra
coming up next expr. şimdi sırada
Advertising
coming attraction n. müşteri çekmek için reklamı yapılan film
Technical
short-coming n. kusur