düzenleyen - Turkish English Dictionary
History

düzenleyen



Meanings of "düzenleyen" in English Turkish Dictionary : 13 result(s)

Turkish English
General
düzenleyen embodier n.
düzenleyen editor n.
düzenleyen arranger n.
düzenleyen coordinating adj.
düzenleyen original adj.
düzenleyen regulating adj.
düzenleyen regulative adj.
düzenleyen ordinant adj.
Technical
düzenleyen check adj.
Computer
düzenleyen originator n.
düzenleyen organiser n.
düzenleyen organizer n.
düzenleyen organized by expr.

Meanings of "düzenleyen" with other terms in English Turkish Dictionary : 189 result(s)

Turkish English
General
düzenleyen kimse organizer n.
düzenleyen kişi disponer n.
temsil düzenleyen kişi impresario n.
kanunla düzenleyen enactor n.
su akışını düzenleyen araç sluice n.
düzenleyen kişi trimmer n.
bahçeyi düzenleyen kimse landscape gardener n.
rezervasyon alan veya organizasyon düzenleyen kişi booker n.
bahis düzenleyen kimse bookmaker n.
bahis düzenleyen kimse bookie n.
kendi kendini düzenleyen self-regulation n.
düzenleyen veterinerlik makamı issuing veterinary authority n.
düzenleyen veterinerlik otoritesi issuing veterinary authority n.
market geceleri kapalıyken rafları düzenleyen/dolduran görevli nightfill assistant n.
düzenleyen kimse organiser n.
münazaralar düzenleyen kurum debating society n.
stresi düzenleyen ve vücuda canlılık veren bitki adaptogen n.
direktuvar sistemini yok etmek ve komünist düzeni kurmak için komplo düzenleyen fakat başarısız olan fransız politik provokatör babeuf n.
piyangoyu düzenleyen kişi raffler n.
yeniden düzenleyen kimse readjuster n.
yeniden düzenleyen kimse recomposer n.
yeniden düzenleyen kimse redrawer n.
birimleri partiler halinde düzenleyen kimse unitizer n.
birimleri partiler halinde düzenleyen şey unitizer n.
sahte belge düzenleyen memur jarkman [obsolete] n.
komplo düzenleyen bir grup nüfuzlu kimse magic circle n.
postaları adresine göre düzenleyen tasnifçi mailsorter n.
ambalajlamak için ayakkabıları veya çorapları çift halinde düzenleyen işçi mater n.
evlilik merasimi düzenleyen memur veya din adamı marrier n.
toplantıların törensel kısımlarını düzenleyen ve yöneten kimse marshall n.
dükkan vitrinlerini düzenleyen kimse window trimmer n.
düzenleyen kimse methodizer n.
düzenleyen kimse methodiser n.
yeniden düzenleyen kimse reorganizer n.
yeniden düzenleyen kimse reorganiser n.
(yel değirmenlerinde) yelkenleri ayarlayarak hızı düzenleyen amir lift tenter n.
konferans düzenleyen kimse imparter n.
düzenleyen kimse imposer n.
düzenleyen kimse impresario n.
mafya ailesinin anlaşmazlıklarını halleden ve ailenin faaliyetlerini düzenleyen yönetici konsey commission n.
horoz dövüşü düzenleyen kimse cocker n.
(sahnede) kumaşları düzenleyen kimse draper n.
kağıtları düzenleyen kimse paperer n.
gizli veya yasa dışı evlilik düzenleyen kimse couple-beggar [obsolete] n.
(bowling sektöründe) masaları temizleyerek oyun alanını düzenleyen kimse porter n.
karşı protesto düzenleyen kimse contraremonstrant n.
düzenleyen kimse finer n.
düzenleyen kimse organizer n.
düzenleyen kimse organiser n.
güncel tartışmalar için halka açık toplantı düzenleyen organizasyon forum n.
kuruluşun sosyal etkinliklerini düzenleyen üyesi social secretary n.
yeniden düzenleyen rearranging adj.
sindirimi düzenleyen digestive adj.
ditramb düzenleyen dithyrambic adj.
kendi kendine düzenleyen self-activating adj.
kendi kendini düzenleyen self-governed adj.
kendi kendini düzenleyen self-regulating adj.
kendi kendine düzenleyen self-regulative adj.
kendi kendini düzenleyen self-regulative adj.
kendi kendine düzenleyen self-regulatory adj.
kendi kendini düzenleyen self-regulatory adj.
konsil düzenleyen synodal adj.
konsil düzenleyen synodic adj.
konsil düzenleyen synodical adj.
kendi kendini düzenleyen anlamı veren ön ek automat- pref.
bayındırlık işlerini düzenleyen kuruluş bw (board of works) abrev.
Idioms
sahte çek düzenleyen kimse paper pusher n.
Trade/Economic
abd'de borsa ve sermaye piyasalarını denetleyen düzenleyen kurum securities and exchange commission n.
beyannameyi düzenleyen mükellefin ünvanı title of declarer n.
bir işçinin değeriyle kendisine ödenen ücretler arasındaki ilişkileri düzenleyen bir sistem wage curve n.
ipotek düzenleyen kurum mortgage originator n.
kendi kendini düzenleyen piyasa self-regulating market n.
mektup düzenleyen letter writer n.
temlikname düzenleyen conveyancer n.
kefalet senedi düzenleyen garantör obligor n.
perakende mağazalarında teşhir ürünlerini düzenleyen kimse decorator n.
britanya'da şirket satın alım tekliflerini ve şirket birleşmelerini düzenleyen bir kanun city code n.
britanya'da şirket satın alım tekliflerini ve şirket birleşmelerini düzenleyen bir kanun city code on takeovers and mergers n.
satış işlerini düzenleyen kimse doorman n.
düzenli seferler düzenleyen şirket sealine n.
londra yatırım piyasalarına ilişkin faaliyetlerini düzenleyen bir ingiliz kuruluşu sro (self-regulating organization) abrev.
Law
hukuki belge düzenleyen kişi draftsman n.
hukuki belge düzenleyen kişi draughtsman n.
işçi ücretlerinin ve kaza halinde işçi veya yakınlarına ödenecek tazminatın miktarını tespit eden ve işçi sigortaları ve diğer işçi sorunlarını düzenleyen kanun workman's compensation act n.
oyuncu statüsü komitesinin ve uyuşmazlık çözüm dairesinin prosedürlerini düzenleyen kurallar rules governing the procedures of the players' status committee and the dispute resolution chamber (fifa) n.
ticareti düzenleyen kanunlar jure gestionis n.
Politics
düzenleyen makam issuing authority n.
düzenleyen (yetkili) makam issuing authority n.
düzenleyen merci issuing authority n.
kişilerin avrupa konseyine üye ülkeler arasında dolaşımını düzenleyen kurallara dair avrupa sözleşmesi european agreement on regulations governing the movement of persons between member states of the council of europe n.
mülkiyet rejimini düzenleyen kurallar rules governing the system of property ownership n.
yerel yönetim düzeyinde hayvan mülkiyetini düzenleyen yönetmelikleri uygulayan ve hayvanların dahil olduğu olaylarla ilgilenen bir memur animal control officer n.
kilise uygulamalarını düzenleyen hükümet sistemi discipline n.
Institutes
alkol, tütün ürünleri, ateşli silahlar ve patlayıcılar ile ilgili federal yasaları düzenleyen hazine bakanlığı birimi bureau of alcohol tobacco and firearms n.
meteorolojik bilgileri derleyen, düzenleyen ve yayan özel bir kuruluş weather central n.
eyaletler ve uluslararası iletişimi düzenleyen bağımsız bir devlet kuruluşu federal communications commission n.
londra yatırım piyasalarına ilişkin faaliyetlerini düzenleyen bir ingiliz kuruluşu self-regulating organization n.
londra yatırım piyasalarına ilişkin faaliyetlerini düzenleyen bir ingiliz kuruluşu self-regulating organisation n.
Industry
ürünleri teslimat adreslerine göre düzenleyen görevli router n.
elektrik güç sisteminin yük ve üretim kapasitesini düzenleyen araç dispatcher n.
Insurance
dispeçi düzenleyen kişi average adjuster n.
dispeçi düzenleyen kişi average stater n.
poliçeyi düzenleyen şirket acting company n.
sigorta poliçesini düzenleyen ve riski yüklenen taraf insurance carrier n.
sigorta düzenleyen kimse writer n.
Tourism
liman turu düzenleyen acenta shore excursion agent n.
paket turlar düzenleyen firma tour operator n.
tarifeli sefer düzenleyen taşıyıcı scheduled carrier n.
Media
kendi yayımı için süreli yayınları inceleyip düzenleyen editör exchange editor n.
Technical
sistemin fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan parça ve elemanların etkileşimi ve birbirine bağlılığını düzenleyen asgari kurallar kümesi tecnical architecture n.
arıtıcılardan gaz geçişini düzenleyen hidrolik valf center seal n.
manyetik teypleri kaydeden veya düzenleyen kişi taper n.
kendi kendini düzenleyen sistem self-regulating system n.
trafikteki diğer araçların hızına uyan ve aradaki mesafeyi düzenleyen sistem adaptive cruise control n.
motor hızını düzenleyen mekanizma idle n.
aracı akışkan dağılımını düzenleyen işlemler distribution n.
hava sirkülasyonunu düzenleyen alet draft n.
(huniden akan tahıl miktarını düzenleyen) sürgülü panel paddle n.
saatlerin içinde bulunan ve saat vuruş sayısını düzenleyen çark count-wheel n.
besleyici faaliyetini düzenleyen cihaz feed regulator n.
motorun hızını havada dönen kanatlarının direnci ile düzenleyen regülatör fly governor n.
kendi kendini düzenleyen geri bildirim mekanizması servomechanism n.
Computer
düzenleyen bilgileri originator info n.
kendi kendini düzenleyen ağ self-organizing network n.
verileri düzenleyen mekanizma marshaler n.
son düzenleyen last edit by expr.
Mechanic
hareketi düzenleyen mekanik alet escapement n.
Textile
eğirmeden önce lifleri veya iplikleri paralel olarak tarayıp düzenleyen parça gill n.
Construction
bahçeyi düzenleyen bahçıvan landscape gardener n.
kanal havuzu veya setteki suyu düzenleyen sürgülü panel paddle n.
Lighting
floresan ve boşalmalı lambaları açıp düzenleyen elektrikli cihaz light ballast n.
Traffic
suyun akış yönünü düzenleyen duvar guide bank n.
Railway
ingiltere'de demiryolu seferi düzenleyen şirketlerin her biri train operating company n.
Marine
bir yatın amerika kupası müsabakalarına katılma hakkını düzenleyen karmaşık formül twelve-meter formula n.
avarya düzenleyen eksper average adjuster n.
Medical
ölüm ve ölmek üzerine akademik çalışmalar düzenleyen kimse thanatologist n.
beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasını düzenleyen önlemlere şeffaflık getirilmesi ve bunların ulusal sağlık sigorta sistemleri kapsamına alınması the transparency of measures regulating the pricing of medicinal products for human use and their inclusion in the scope of national health insurance systems n.
damar genişliğini düzenleyen vasomotor n.
kalp atışlarını düzenleyen aygıt pacesetter n.
kalp atışlarını düzenleyen aygıt pacemaker n.
kalp atışlarını düzenleyen aygıt kullanmadan unpaced adj.
Anatomy
beyinde hipotalamus bölgesinde bulunan, açlık ve tokluk hissini düzenleyen nöral kontrol merkezi appestat n.
intraventriküler basıncı düzenleyen beyin karıncıklarında bulunan damar ağı plexus choroideus n.
hipotalamusun biyolojik saati düzenleyen bölümü ile ilgili suprachiasmic adj.
Physiology
hipofiz bezinden salgılanan, insan ve diğer omurgalılarda cilt rengini düzenleyen hormon melanocyte-stimulating hormone n.
iştahı düzenleyen hormon bombesin n.
hipotalamustan salgılanıp hipofiz bezi ön lobunun adrenokortikotropik hormon salınımını düzenleyen bir madde corticotropin releasing factor n.
hipotalamustan salgılanıp hipofiz bezi ön lobunun adrenokortikotropik hormon salınımını düzenleyen bir madde corticotropin-releasing hormone n.
Pathology
kalp atışını düzenleyen dürtü iletiminin bozukluğundan kaynaklı ani bilinç kaybı atakları atrioventricular block n.
Printing
kopyalanacak malzemeyi düzenleyen işçi duplicator n.
Physics
ısıyı artırarak veya durdurarak sıcaklığı otomatik düzenleyen aygıt thermoregulator n.
ısıyı artırarak veya durdurarak sıcaklığı otomatik düzenleyen aygıt thermostat n.
Chemistry
kandaki kalsiyum seviyelerini düzenleyen bir tiroid hormon thyrocalcitonin n.
Biology
hücrelerde oksitlenme oranını kontrol ederek metabolizmayı düzenleyen, tiroit bezlerinin salgıladığı bir hormon tetraiodothyronine n.
aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal madde pheromone n.
kandaki kalsiyum seviyelerini düzenleyen bir tiroid hormon calcitonin n.
transkripsiyonun sonlandırılmasını düzenleyen nükleotid dizisi attenuator n.
dna'ya bağlanıp transkripsiyonu düzenleyen spesifik bir amino asit dizisini kodlayan tüm homeobox genlerinde bulunan kısa bir dna dizisi homeobox n.
dna'nın kalıt bölgedeki yapısal genlerin faaliyetlerini düzenleyen kromozomal segmenti operator n.
normal hücre büyümesini düzenleyen bir protein p53 n.
proteinlerin hücre içine ve dışına geçişini düzenleyen yol protein channel n.
Biochemistry
biyokimyasal reaksiyonun ilerlemesini veya ürün miktarını düzenleyen madde regulator n.
fermantasyon süreçlerini düzenleyen maya organizması zymogenic organism n.
memelilerde anjiyogenez ve kan pıhtılaşması gibi birçok biyolojik süreci düzenleyen bir glikozaminoglikan heparan sulfate n.
mide ve böbrek sağlığı için önemli prostaglandinleri düzenleyen bir enzim cyclooxygenase-1 n.
ilişkili reaksiyon serilerini düzenleyen bir madde pacemaker n.
Astrology
başka bir gezegenin bulunduğu işareti düzenleyen gezegen dispositor n.
Botanic
bitki gelişimini düzenleyen bir hormon jasmonate n.
Social Sciences
(sosyal yardım kurumunda) çocuklara dair panel oturumları düzenleyen ve vakaları inceleyip atılacak adımlara karar verme yetkisine sahip görevli reporter [scotland] n.
Education
ölüm ve ölmek üzerine akademik çalışmalar düzenleyen kimse thanatologist n.
ingiltere'deki sınavları, değerlendirmeleri ve yeterlilikleri ve kuzey irlanda'daki mesleki yeterlilikleri düzenleyen bir devlet kurumu ofqual (office of qualifications and examinations regulation) [uk] abrev.
Linguistics
sözcüklerin biçim ve kullanımlarını düzenleyen ilke rule n.
History
ikinci dünya savaşı'nda askeri kuvvetler için eğlenceler düzenleyen bir ingiliz derneği ensa (entertainments national service association) n.
Religious
(protestan ve reform kilisesi'nde) düzenli buluşup dayanışmayı artırmak ve ortak sorunları konuşmak için toplantı düzenleyen papaz grubu ministerium n.
tevrat'ın beşinci kitabını yazan veya düzenleyen kimse deuteronomist n.
Geology
vücut ısısını düzenleyen iç mekanizma endotherm n.
Military
askeri hatlarda organize olup düşman eline geçmiş, düşmancıl veya yasak bölgelerde askeri ve yarı askeri harekatlar düzenleyen, genellikle yerlilerden oluşan düzensiz grup guerrilla force n.
özel harekatı düzenleyen ordu mensubu operator n.
(deniz mayınında) mayın devresinin patlama faaliyetini düzenleyen bölümü firing circuit n.
Hunting
tazıların yapay oluşturulmuş koku izini takip ettiği avları düzenleyen topluluk drag hunt n.
Sport
triod düzenleyen hormon thyroid regulating hormone (trh) n.
Music
bale düzenleyen kimse choreograph n.
orkestra müziği besteleyen veya düzenleyen kimse orchestralist [obsolete] n.
orkestra için müzik düzenleyen kimse orchestrater n.
orkestra için müzik düzenleyen kimse orchestrator n.
Librarianship
birden fazla kütüphanenin içeriğini alfabetik sırada düzenleyen kütüphane kataloğu union catalog n.
Printery
(monotip üzerindeki işlemi düzenleyen) devamlı kağıt rulosu ribbon n.
Engineering
kendi kendini düzenleyen sistemlerin süreç kontrolü için incelenmesi autonomics n.
su akışını düzenleyen araç koker (parika scaber) n.