doom - Turkish English Dictionary
History

doom

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "doom" in Turkish English Dictionary : 44 result(s)

English Turkish
General
doom n. kıyamet
doom n. karar
doom n. hüküm
doom n. kader
doom n. zeval
doom n. yazgı
doom n. ölüm
doom n. kötü son (talihin belirlediği)
doom n. kaçınılmaz son
doom n. korkunç son
doom n. kör talih
doom n. alın yazısı
doom n. ölüm cezası
doom n. kötü haber
doom n. akıbet
doom n. kötü talih
doom n. lanet
doom n. bela
doom n. kaçınılmaz ceza
doom n. kaçınılmaz son
doom n. kara talih
doom n. makus kader
doom v. kaderi kötü olmak
doom v. son bulmak
doom v. mahkum etmek
doom v. hüküm vermek
doom v. (olumsuz anlam) sonunu getirmek
Trade/Economic
doom v. vergilendirmek
doom v. vergi koymak
doom v. vergi değerlendirmesi yapmak
Law
doom n. hüküm
doom n. ilam
doom n. karar
doom n. mahkeme kararı
doom n. kanun
doom n. yasa
doom n. kınama cezası
doom n. ceza kararnamesi
doom n. cezaya çarptırılma
doom n. ceza
Archaic
doom n. duruşma
doom n. dava
doom n. yargılama süreci
doom n. yargı süreci

Meanings of "doom" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

English Turkish
General
crack of doom n. mahşer günü
crack of doom n. kıyamet günü
signs of doom n. kıyamet alametleri
harbinger of doom n. kötülük alameti
impending sense of doom n. kötü bir şeyler olacağına dair içinde bir his olma
doom mongering n. felaket tellallığı
doom-monger n. felaket tellalı
sense of impending doom n. kötü bir şeyler olacağına dair içinde bir his olma
the impending doom n. yaklaşan kıyamet
doom fire n. kıyamet ateşi
doom [obsolete] n. namus
doom [obsolete] n. dürüstlük
doom [obsolete] n. fazilet
doom [obsolete] n. adil yaklaşım
doom-laden adj. yaklaşmakta olan bir felaketi haber veren
Phrasals
doom to v. -a mahkum etmek
doom to v. ...cezasına çarptırmak
doom (someone or something) to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) mahkum etmek
Colloquial
prophet of doom n. felaket habercisi
prophet of doom n. felaket tellalı
a prophet of doom n. felaket tellalı
prophet of doom n. kıyamet habercisi
a merchant of doom n. şom ağızlı
impending doom n. yaklaşan kötü şey
Idioms
a merchant of doom n. felaket tellalı
day of doom n. kıyamet günü
a prophet of doom n. şom ağızlı
doom and gloom n. vahim durum
gloom and doom n. vahim durum
seal someone's doom v. birinin kaderini çizmek
seal someone's doom v. kaderini çizmek
meet one's doom v. kaderine boyun eğmek
doom and gloom adj. pesimist
doom and gloom adj. karamsar
doom and gloom adj. umutsuz
doom and gloom adj. biçare
doom and gloom adj. çaresiz hisseden
doom and gloom adj. ümidi olmayan
doom and gloom adj. kederli
Speaking
it is not all doom and gloom expr. durum o kadar vahim değil
Computer
blue screen of doom n. mavi ekran
Botanic
doom palm n. afrika'ya özgü, çöl bölgelerinde toprak stabilize edici görevi olup lifli yaprak sapları ip yapımında kullanılan ve zencefil aromalı meyvesi olan büyük bir ağaç
Education
the crack of doom n. dünyanın sonunu işaret eden fırtına
Literature
mount doom n. hüküm dağı