head - Turkish English Dictionary
History

head

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "head" in Turkish English Dictionary : 283 result(s)

English Turkish
Common Usage
head n. kelle
head n. kafa
head n. baş
head n. başkan
General
head n. fıkra
head n. memba
head n. şapka
head n. manşet
head n. yüznumara
head n. madde
head n. su irtifası
head n. başucu
head n. cephe
head n. kafa (ses aygıtında manyetik)
head n. adet
head n. konu başlığı
head n. tarz
head n. tepe
head n. kaymak
head n. önder
head n. doruk
head n. ön taraf
head n. baş yer
head n. zeka
head n. göbek
head n. ser
head n. başak
head n. kaynak
head n. kapı
head n. akıl
head n. uç kısım
head n. şef
head n. şahika
head n. saksı
head n. fasıl
head n. müdür
head n. baş (sebzede)
head n. zirve
head n. ana
head n. köpük
head n. pınar başı
head n. lider
head n. üst kısım
head n. beyin
head n. tura
head n. baş taraf
head n. kişi
head n. reis
head n. yönetici
head n. kafa
head n. konu
head n. başkan
head n. köpük (bira vb)
head n. baş
head n. başlık
head n. insan veya hayvan başına göre uzunluk veya yükseklik
head n. istidat
head n. beceri
head n. irade
head n. bir şeyin meraklısı olan kimse
head n. aptal kimse
head n. adi kimse
head n. kafa resmi
head n. portre
head n. yalnız hayvan
head n. öne doğru hareket
head n. doğuştan gelen yetenek
head n. dağlık burun
head n. şef garson
head n. dönüm noktası
head n. (uzun nesnelerin ucundaki) çıkıntı
head n. alet başlığı
head n. en önemli uç
head n. davul derisi
head n. ilerleme
head n. ana fikir
head n. yuvarlak kompakt kütle
head n. zor mafsal
head n. ok ucundaki v şeklinde işaret
head n. kabiliyet
head n. tolerans
head n. denge
head n. ağız
head n. saç
head n. girişin en uzağındaki kısım
head n. yangının merkezi
head n. süzgeç başlığı
head n. spor aletlerinin topa vurulan kısmı
head n. keman kafası
head n. puronun ağza konulan ucu
head n. rulo kağıt için koruyucu kapaklar
head n. at arası örtüsü
head n. fıçı veya varilin en üst kısmı
head n. davul derisi
head n. kafaya benzeyen şey
head n. kafa şeklindeki şey
head n. kafa temsili
head n. düşünme
head n. kafası iyi
head n. baş (uzunluğu)
head n. burun
head v. geçmek
head v. yollanmak
head v. kullanmak
head v. başı çekmek
head v. baş vermek
head v. kafa ile vurmak
head v. kafa vurmak
head v. yönetmek
head v. baş olmak
head v. sorumlu olmak
head v. gitmek
head v. yönelmek
head v. bir yöne doğru hareket etmek/ettirmek
head v. yönlendirmek
head v. başına geçmek (şirket vb)
head v. başında olmak
head v. olgunlaşmak
head v. başına geçmek
head v. -in birincisi olmak
head v. (topa) kafa vurmak
head v. başkanı olmak
head v. başkanlığını yapmak
head v. başını almak
head v. başını çıkarmak
head v. baş çıkarmak
head v. kellesini uçurmak
head v. önüne atılmak
head v. yöneltmek
head v. baş vermek
head v. karşı karşıya gelmek
head v. başı çekmek
head v. kaynağı olmak
head v. aralıklı olarak akmak
head v. yola çıkmak
head v. başlığını taşımak
head v. kafa vuruşu yapmak
head v. başında bulunmak
head v. önderlik etmek
head adj. başta olan
head adj. meraklı
head adj. başa ait
head adj. baş ile ilgili
head adj. baştaki
head adj. önden gelen
head adj. önden hareket eden
head suf. zihni bir şey ile dolu olan kimse
head suf. baş
head suf. ilki
head suf. kafa
head suf. kaynak
head suf. kök
head suf. tepe
Colloquial
head n. akşamdan kalmışlık
head n. içki sersemliği
head n. akşamdan kalmalık
head n. uyuşturucu kültürüne dahil kimse
head n. hippi
head n. uyuşturucu kullanımı sebebiyle toplumdan ayrışmış kimse
head n. akıllı kimse
head n. entelektüel kimse
head n. kafalı kimse
head n. kafası çalışan kimse
head n. baş ağrısı
head n. okul müdürü
Politics
head n. baş
head n. reis
head n. şef
head n. unvan
head v. yönetmek
Advertising
head n. başlık
head n. büyük manşet
head n. serlevha
Technical
head n. başlık
head n. basma yüksekliği
head n. bodoslama
head n. çengel
head n. düşü yüksekliği
head n. düşü
head n. hed
head n. pruva
head n. silindir kapağı
head n. yükseklik
head n. lakros sopasının yuvarlak ucu
head n. savaş başlığı
head n. uygulama başlığı
head n. metal başlık
head n. ağla desteklenen demiryolu rayı
head v. başta olmak
head v. önde gelmek
head v. yöneltmek
Mechanic
head n. mesnet
head n. torna başı
Construction
head n. kısa kenar
Automotive
head n. silindir kapağı
Aeronautic
head v. yola çıkmak
Marine
head n. gemi tuvaleti
head n. geminin baş tarafı
head n. gemi tuvaletlerine verilen isim
head n. seren yakası
head n. yük
head n. geminin başı
head n. yelkenin üst kısmı
head n. dikme tepesi
head n. direğin üst ucundaki katlama
head n. serenlerin demirin bedeniyle birleştiği kısım
head v. başı bir tarafa doğru olmak
head v. başı çevrili olmak
head v. (gemiyi) bir yöne çevirmek
Mining
head n. kömür ocağı geçidi
head n. kömür madeni galerisi
Anatomy
head n. baş
Pathology
head n. sivilce ucu
head n. çıban başı
Gastronomy
head n. kaymak
Physics
head n. sıvının iki farklı noktasındaki derinlik farkı
head n. sıvı veya gaz tarafından uygulanan basınç
head n. basınç
head n. basınç uygulayan sıvı veya gaz
Zoology
head n. skoleks
Botanic
head n. yoğun çiçekli görünüm
head n. bitki başı
head n. bitki tepesi
head n. yoğun bitki kümesi
head n. yoğun çiçek kümesi
head v. (ağacın veya bitkinin) üst dallarını kesmek
head v. üst sürgünlerini kesmek
head v. baş vermek
Agriculture
head n. baş damıtma işleminde önden alınan baş mahsul
head n. tarla sulamada kullanılan su
head n. toprak akmasıyla sürüklenen materyal
head v. (ekinin) başlarını keserek biçmek
Breeding
head n. geyiğin boynuzları
head n. hayvan sayma birimi
Education
head n. üniversite müdürü
head n. üniversite binası müdürü
Linguistics
head n. baş sözcük
head n. tamlayan
Geography
head n. nehir kaynağı
head n. dere kaynağı
head n. dağlık burun
head n. sürülmemiş arazi
head n. doğal yükselti
head n. baraj
head n. set
head n. akıntı
head v. doğmak
Geology
head n. basınç yüksekliği
head n. büyük kristal kayaçların kırılmasının en zor olduğu pozisyon
Military
head n. askeri düzenin önü
head n. askeri alayın önü
Hunting
head v. (tilkiyi) yolundan saptırmak
Sport
head n. at kafası
head n. zafere olan kıl payı mesafe
head n. (körling) kafa
head n. sıra
head n. tur
head n. round
Music
head n. gitar kafası
head n. telli enstrümanda tellerin sarılı olduğu akort etme bölgesi
head n. flüt başı
head n. notanın ucundaki oval kısım
Photography
head n. tripod başlığı
head n. agrandisör başlığı
Printery
head n. kitap başı
head n. sayfa başı
head n. kategori
head n. sayfa başı boşluğu
Archaic
head n. toplu kuvvet
head n. toplu kuvvet
Engineering
head n. içten yanmalı cihazdaki kapalı silindir ucu
head n. torna veya delme makinesindeki kesici alet(ler)in bulunduğu cihaz
Slang
head n. oral seks
head n. tuvalet
head n. fanatik
head n. hayran
head adj. uyuşturucular ile ilgili
head adj. uyuşturucu kullananlar ile ilgili
head adj. uyuşturuculara ait
head adj. uyuşturucu kullananlara ait
head adj. uyuşturucu kullananlar için
head adj. uyuşturucular için
head adj. uyuşturucu madde kullanım araçlarıyla ilgili

Meanings of "head" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
head nurse n. başhemşire
head scarf n. baş örtüsü
head teacher n. okul müdürü
the head church n. başkilise
General
head of decoration n. dekorasyon şefi
head of the finance office n. mal müdürü
provincial head n. il başkanı
head clerk n. başkatip
mace head n. topuz başı
head cook n. aşçı başı
loss of head n. yük kaybı
head of the state n. devlet başkanı
office of a head clerk n. başkatiplik
head teacher n. baş öğretmen
head of reception n. resepsiyon şefi
light in the head n. ahmak
head clerk n. baş katip
running head n. dizi başlık
head of the family n. aile reisi
head office location n. merkez ofis mahalli
a roof over one's head n. başını sokacak bir yer
axe head n. balta başı
artesian head n. artezyen yükü
head ache n. baş ağrısı
head waiter n. baş hizmetçi
head loss n. irtifa kaybı
head guard n. başgardiyan
capstan head n. palamar babası
silk head scarf n. poşu
hammer head n. çekiç başı
head of the registry office n. nüfus müdürü
ax head n. balta başı
head cook n. aşçıbaşı
department head n. bölüm başı
head official of a district n. kaymakam
head office n. merkez
head hunter n. insan başı avlayıcı
corporate head n. şirketin yöneticisi
head cold n. ingin
nail head n. çivi başı
head of the financial department n. defterdar
magnetic recording head n. manyetik kayıt kafası
magnetic head n. manyetik kafa
head of security n. güvenlik şefi
golf club head n. golf kulübü başkanı
wig as head scarf n. başörtü peruka
head nurse n. baş hemşire
head scarf n. başörtü
head mechanic n. makine ustası
unit head n. şube müdürü
head wind n. pruva rüzgarı
head of departments n. daire başkanı
head scarf n. baş bağlama
head scarf n. börk
swimming of the head n. baş dönmesi
head start n. avans
head start n. üstünlük
head lice n. saç biti
head workman n. ustabaşı
radio head n. bir ingiliz rock grubu
rudder head n. dümen başı
flower head n. çiçeklik
countersunk head n. gömme baş
head of department n. daire başkanlığı
mutton head n. ahmak
head of female servants n. kalfa
head of a boil n. çıban başı
back of the head n. ense
letter head n. mektup başlığı
head band n. saç bandı
head technician n. başteknisyen
head actor n. başaktör
head nursing n. başhemşirelik
head of company n. şirket yöneticisi
head of provincial treasury n. defterdar
optical sound head n. optik ses kayıt kafası
panning head n. panorama başlığı
optical sound head n. optik seslendirme kafası
panning head n. çevrinme başlığı
panning head n. pan başlığı
razor with a movable (shaving) head n. oynar başlıklı
head office n. yönetim merkezi
head physician n. başhekimlik
arrow head n. ok ucu
cutting head n. kesme kafası
a roof over one's head n. başını sokacak bir dam
head gate n. set
head gate n. bent kapağı
head level n. baş hizası
drum head n. ırgat başlığı
drum head n. davul derisi
a head-on collision n. kafa kafaya çarpışma
head-dress n. başlık
hand-printed head scarve maker n. yemenici
hand-printed head scarve seller n. yemenici
hand-printed head scarve selling n. yemenicilik
fat-head n. mankafa
co-head the department of n. ... bölümü başkan yardımcılığı
bullet-head n. inatçı
fat-head n. aptal
fork-head n. ön çatal (bisiklet)
hand-printed head scarve making n. yemenicilik
head-hunting n. kafa avcılığı
head-on collision n. kafa kafaya çarpışma
co-head of department n. bölüm başkan yardımcısı
death's-head n. ölümü simgeleyen kafatası
pan-and-tilt head n. panorama başlığı
pudding-head n. ahmak
pudding-head n. mankafa
shock-head n. gür saçlı
head office n. genel merkez
head piece n. başlık
head piece n. üst başlık
head start n. avantaj
lost-head nail n. çok küçük başlı çivi
playback head n. yeniden oynatma kafası
playback head n. okuma kafası
crowned head n. hükümdar
head end business n. eşya taşıma işi
running head n. her sayfaya yazılan başlık
bobbing head doll n. baş kısmı büyük oyuncak biblo
big head n. kendini birşey sanan kişi
big head n. kendini beğenmiş
big head n. ukala
head shot n. sabıka fotoğrafı
head hunter n. insan avcısı
running head n. sayfa başlığı
running head n. kitabın her sayfasına yazılan başlığı
tooth brush with removable head n. üstü açılabilir kapaklı diş fırçası
sneaker head n. ayakkabı tutkunu
sneaker head n. ayakkabı koleksiyoncusu
head of IT department n. bilgi işlem daire başkanı
head of facility n. tesis başkanı
shower head n. duş başlığı
head waiter n. baş garson
the head n. en tepedeki insan
head of the department of n. anabilim dalı başkanı
head of fire brigade department n. itfaiye daire başkanı
damaged head n. başıbozuk
head guard n. kask
head guard n. koruyucu başlık
head of land registry office n. tapu sicil müdürü
deer head n. geyik başı
deer head n. geyik kafası
bobbing head doll n. genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak
head of the department n. bölümün başkanı
head manager n. başmüdür
head nurse n. servis sorumlusu/baş hemşire
head shot n. vesikalık fotoğraf
head shot n. vesikalık çekim
head director n. baş direktör
head noun n. asıl isim
cabbage head n. bir baş lahana
head of household n. evin direği
bullet head n. inatçı
bullet head n. küçük yuvarlak baş
death's head n. kurukafa şekli
death's head n. kurukafa
head cheerleader n. amigo kızların lideri
head-hunter n. insan başı avlayıcı
head lettuce n. göbek marul
seed head n. tohum kafası
seed head n. tohum başı
penis head n. penis başı
head of the penis n. penis kafası
head physician n. baş hekim
head of committee n. heyet başkanı
head of research n. araştırma başkanı
co-head n. eş başkan
former head n. eski başkan
deputy head teacher n. (okulda) müdür yardımcısı
head master n. okul müdürü
assistant to the head n. başyardımcı
head assistant n. başyardımcı
shaved head n. dazlak baş
shaved head n. sıfıra vurulmuş kafa
shaved head n. jiletle kazınmış baş
bald head n. kel kafa
golf club head n. golf sopası ucu
golf club head n. golf sopası başı
head cleaner n. kaset kafası temizleyici
head of clinic n. klinik başkanı
head of clinic n. klinik sorumlusu
head position n. baş duruşu
head posture n. baş duruşu
tooth brush with removable head n. çıkarılabilir başlıklı diş fırçası
bird head n. kuş kafası
bullet in the head n. kafadaki kurşun
harbor head n. liman başkanı
mop head n. paspas başlığı
bonus head n. bonus kafa
mop head n. paspas başlığı
grass head n. çim adam
a buck of the first head n. olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu
talking head n. ekranda vücudunun sadece omuzundan üstü görünen program sunucusu
addle-head n. aptal
addle-head n. sersem
addle-head n. kuş beyinli
head cloth n. başörtüsü
wooden/block head n. tahta kafa
head butler n. baş kahya
chapter head n. bölüm başlığı
trail head n. patika başlangıcı
turk's head n. küçük bir sarığı andıran süs düğümü
turk's-head n. küçük bir sarığı andıran süs düğümü
turks-head n. küçük bir sarığı andıran süs düğümü
head scarf n. başlık
head scarf n. külah
horse head n. at kafası
horse head mask n. at kafası maskesi
bed-head [uk] n. yatak başlığı
white-head n. bir soyadı
hash head n. esrarkeş
head ache n. gelincik
head ache n. rahatsız edici durum
head ache n. endişe kaynağı
head count n. yoklama
head count n. yoklamada çıkan kişi sayısı
head count n. destek toplamı
head count n. güç toplamı
head count n. nüfus sayımı
head game n. manipüle etmek veya küçümsemek için kullanılan psikolojik taktik
head game n. akıl oyunu
head gardener n. baş bahçıvan
head gear n. koruyucu başlık
head gear n. miğfer
head gear n. at başlığı
head mic n. kafa mikrofonu
head of hair n. saç
head start n. iyi başlangıç
head start n. avantajlı başlangıç
head start n. erken başlama
head trip n. birinin duygularını ve fikirlerini keşfetme
head trip n. ilginç deneyim
head trip n. heyecan verici deneyim
head-banger n. heavy metal müzik hayranı
head-banger n. çılgın kimse
head-banger n. aptal kimse
head-butt n. kafa atma
head-hunting n. sebepsizce işten atma
head-load n. baş yükü
head-load n. afrikalı hamalların başında taşıyacağı şekilde ayarlamış yük
head-shrinker n. düşmanlarının kafasını kesip zafer hatırası olarak saklayan vahşi kimse
head-to-head n. iki taraf arasındaki mücadele
mop head n. kalın veya gür saç
mop head n. kalın veya gür saçlı kimse
mop head n. paspasın saçaklarını veya bezini tutmak için kullanılan kelepçe
mop head n. 1960'ların başında the beatles'ın saç stiline benzer kesim
department head n. kısım şefi
department head n. bölüm şefi
giddy-head n. aklına estiği gibi hareket eden kimse
head chef n. aşçıbaşı
head hugger n. bebek kafa yastığı
the head church n. başkilise
cittern-head [obsolete] n. mankafa
cittern-head [obsolete] n. dangalak
pill head n. hapçı
pudding head n. aptal kimse
pudding head n. ahmak kimse
pudding head n. mankafa
pudden-head n. aptal kimse
pudden-head n. ahmak kimse
pudden-head n. mankafa
pope's head n. (genellikle toz alma veya pencere yıkamada kullanılan) uzun saplı fırça
the voice inside your head n. iç sesim
the voice inside your head n. iç ses
the voice inside your head n. içimdeki ses
feather-head n. mankafa kimse
feather-head n. beyinsiz kimse
feather-head n. aklı bir karış havada kimse
feather-head n. havai kimse
fiddle head n. geminin pruvasındaki sarmal süs
fiddle head n. eğreltiotu gibi bitkilerin ucunda bulunan kıvrık kısım
shrunken head n. kesik insan kafası
shrunken head n. küçültülmüş kafa
head on a spike n. kazığa oturtulmuş kelle
head writer n. baş yazar
head on a spike n. kazığa oturtulmuş kafa
spread head n. birbirine bakan iki kitap sayfası
strap head n. kaymalı yatağı destek için kullanılan metal yuva
strap head n. metal mil kovanı yuvası
strap head n. şaft kovanı yuvası
go off one's head v. çıldırmak
lose one's head v. zıvanadan çıkmak
be unable to make head or tail of v. akıl erdirememek
head for v. gitmek
turn somebody's head v. başını döndürmek
get something through someone's head v. bir şeyi birine anlatmak
incline one's head v. başını eğmek
have no roof over one's head v. başını sokacak bir yeri olmamak
lose one's head v. paniğe kapılmak
get it into one's head that ... v. kafasına koymak
turn one's head v. başını döndürmek
head something off v. bir şeyin ilerlemesini engellemek
come to a head v. son noktaya varmak
come to a head v. sona ermek
knock one's head against the wall v. başını taştan taşa vurmak
come to a head v. dönüm noktasına varmak
shake one's head v. başını sallamak
be off one's head v. kafayı üşütmek
not to touch a hair of someone's head v. kılına dokunmamak
drum something into somebody's head v. kafasına sokmak
eye from head to foot v. baştan aşağı süzmek
lose one's head v. aklı başından gitmek
come to a head v. doruğa ulaşmak
hold one's head high v. başını dik tutmak
head off v. yönünü değiştirmek
come to a head v. çıkmak
come to a head v. baş vermek
keep one's head v. kendine hakim olmak
set a price on someone's head v. aranılan bir kimsenin kellesine fiyat biçmek
go to one's head v. başına vurmak (içki)
head off v. yolunu kesmek
go off one's head v. cinnet getirmek
hammer an idea into someone's head v. bir fikri birinin kafasına sokmak
bring to a head v. karar noktasına getirmek
be at the head of v. başında bulunmak
have a good head on one's shoulders v. çok zeki olmak
go off one's head v. sapıtmak
suffer from a swollen head v. küçük dağları ben yarattım demek
be over one's head v. boyunu aşmak (su)
cut off one's head v. kellesini uçurmak
head for v. yönelmek
be over one's head v. boyunu geçmek (su)
go to one's head v. kendini bir şey zannetmesine sebep olmak
head off v. savmak
lose one's head v. cinleri başına toplanmak
go to somebody's head v. çarpmak
go off one's head v. fıttırmak
head the poll v. seçimde kazanmak
turn somebody's head v. sarhoş etmek
put one's head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
head someone off v. birinin yolunu kesmek
have a good head on one's shoulders v. aklı başında biri olmak
eye from head to foot v. süzmek
have one's head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
go to somebody's head v. başını döndürmek
head off v. önüne geçmek
go to one's head v. başını döndürmek
swing one's head v. gerdan kırmak
put a price on somebody's head v. başına ödül koymak
lose one's head v. kendinden geçmek
head towards v. yönelmek
bring matters to a head v. çıbanın başını koparmak
head someone off v. birinin ilerlemesini engellemek
enter one's head v. aklına gelmek
head something off v. bir şeyin yolunu kesmek
have one's head screwed on right v. aklı başında biri olmak
lose one's head/temper v. zıvanadan çıkmak
get to somebody's head v. başına vurmak
head for v. bir yere doğru ilerlemek
get something through someone's head v. bir şeyi birinin kafasına sokmak
have a swollen head v. burnu büyümek
head someone off v. birini kösteklemek
head for v. koyulmak
talk somebody's head off v. kafasını şişirmek
have a good head on one's shoulders v. sağduyu sahibi olmak
puzzle one's head v. kafa yormak
head off v. önlemek
turn one's head v. gururlandırmak
put one's head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
puzzle one's head v. kafa patlatmak
head something off v. bir şeyi engellemek
turn someone's head v. birinin başını döndürmek
go off one's head v. oynatmak
head the company v. şirketi yönetmek
head the company v. şirketin başına geçmek
head the company after someone v. birisinden sonra şirketin başına geçmek
compete head to head v. başa baş yarışmak
compete head to head v. başa baş rekabet etmek
beat something into somebody's head v. kafasına sokmak
give somebody his head v. serbest bırakmak
talk off the top of one's head v. ezbere konuşmak
be in over one's head v. haddini bilmemek
be in over one's head v. haddini aşmak
be in over one's head v. çizmeyi aşmak
get one's head screwed on right v. akıllanmak
duck the head v. şaşırtmak
hold one's head high v. başı dik durmak
bend one's head v. başını eğmek
can't get one's head round something v. kabullenememek
can't get one's head round something v. anlayamamak
lift one's head v. kafasını kaldırmak
bend head v. baş eğmek
bury one's head in the pillow v. kafasını yastığa gömmek
tilt head v. baş eğmek
put something into one's head v. aklına sokmak
raise one's head v. kafasını kaldırmak
fall head over heels v. tepetaklak düşmek
shoot in the head v. başından vurmak
cut off one's head v. kafasını koparmak
drop one's head v. başını öne eğmek
duck one's head v. başını öne eğmek
bow one's head v. başını öne eğmek
lower one's head v. başını öne eğmek
hang one's head v. başını eğmek
bend one's head v. başını öne eğmek
hang one's head v. başını öne eğmek
bow one's head v. başını eğmek
lower one's head v. başını eğmek
duck one's head v. başını eğmek
drop one's head v. başını eğmek
(an idea) come into someone's head v. fikir gelmek
(an idea) pop into someone's head v. aklına bir fikir gelmek
(an idea) come into someone's head v. aklına bir fikir gelmek
give a head start v. avantaj vermek
(an idea) pop into someone's head v. fikir gelmek
sever the head from v. baş kesmek
chop off someone's head v. baş kesmek
take off the head of v. baş kesmek
turn one's head v. başını çevirmek
win by a head v. bir baş farkıyla kazanmak
win by a head v. bir baş farkı ile kazanmak
be head to head v. başabaş gitmek
be head to head v. kafa kafaya gitmek
be head to head v. başa baş gitmek
come to a head v. doruk noktasına ulaşmak
come to a head v. son haddine varmak
(not) harm a hair of somebody's head v. birinin kılına bile dokunmamak
head for the hills v. sıvışmak
use one's head v. kafayı kullanmak
go to one's head v. sersem etmek
go to one's head v. başına vurmak
head towards v. -e doğru yöneltmek
be head-in-the-clouds v. aklı bir karış havada olmak
head for v. -e doğru gitmek
head for v. -in istikametini tutmak
be head and shoulders above v. -den çok üstün olmak
head for v. -e gitmek
be head-in-the-clouds v. aklı havada olmak
collide head-on v. kafa kafaya çarpışmak
get out of one's head v. beyninden kazımak
get out of one's head v. akıldan çıkarmak
get out of one's head v. kafasından atmak
be over one's head v. yeteneği dışında olmak
have one's head screwed on the right way v. aklı başında biri olmak
be over one's head v. bilgisi dışında olmak
keep one's head v. soğukkanlılığını yitirmemek
lose one's head v. pusulayı şaşırmak
lose one's head v. kafası karışmak
come into one's head v. aklına gelmek
rest one's head v. kafasını dinlemek
cover one's head v. başını kapatmak
cover one's head v. başını örtmek
head for silver screen v. gözünü beyazperdeye dikmek
rest one's head v. kafa dinlemek
lift one's head v. başını kaldırmak
raise one's head v. başını kaldırmak
head for disaster v. baştan kara gitmek
hold one's head up high v. başını dik tutmak
scratch one's head v. kafasını kaşımak
hit the nail right on the head v. kafasına çivi çakmak
throw a hood over one’s head v. başına çuval geçirmek
throw a hood over one’s head v. kafasına çuval geçirmek
head butt v. kafa atmak
head something at something v. bir şeyin rotasını bir yere doğru yöneltmek
head back home v. (geri) eve yönelmek
head back home v. eve (geri) yönelmek
cover one's head v. türban/başörtüsü takmak
hold a gun against one's head v. birinin kafasına silah dayamak
be in over head v. (su) boyu/boyunu aşmak
get in over head v. (su) boyu/boyunu aşmak
nod one's head yes v. başını evet anlamında sallamak
nod one's head yes v. evet anlamında başını sallamak
become the head of the v. (şirket/kulüp) başına geçmek
reah a head v. iyice kızışmak
reah a head v. doruk noktasına gelmek/ulaşmak
be in a head-on collision v. bir araçla kafa kafaya çarpışmak
head on crash v. (araç) kafa kafaya çarpışmak
stand on one's head v. amuda kalkıp durmak
hold a gun to somebody's head v. birinin kafasına tabanca dayamak
put a gun to somebody's head v. birinin kafasına tabanca dayamak
get shot in the head v. kafasından vurulmak
caress someone's head v. başını okşamak
caress someone's head v. kafasını okşamak
get head together v. kafayı toplamak
head up v. başına geçmek
head up v. başına geçirilmek
fall asleep the minute one's head hits the pillow v. başını yastığa koyar koymaz uyumak
fall asleep the minute one's head hits the pillow v. kafasını yastığa koyar koymaz uyumak
cracked your head open v. başını yarmak
cracked your head open v. kafasını yarmak
head straight for the top v. zirveye çıkmak
head straight for the top v. zirveye doğru yol almak
put one's head on someone's shoulder v. başını omzuna yaslamak
put one's head on someone's shoulder v. başını omuzuna yaslamak
tilt one's head v. başını yana yatırmak
tilt one's head v. başını yana eğmek
go over the head of a person v. üst makamdan birine itiraz etmek
knock in the head v. kafaya sert bir darbeyle yaşamına son vermek
show one's head v. görünmek
turn head v. yüzünü dönmek
show one's head v. baş göstermek
lift up one's head v. başını kaldırmak
turn head v. önünü dönmek
take (one's) head off v. (birinin) başını kesmek
take (one's) head off v. (birinin) kellesini vurmak/uçurmak
take (one's) head off v. (birinin) kafasını koparmak
head [australia] v. yazı tura atmak
head for v. kaderinde olmak