Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
hoş olmayan
Meanings of
"hoş olmayan"
in English Turkish Dictionary : 27 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
hoş olmayan
unpleasant
adj.
2
Common Usage
hoş olmayan
bad
adj.
General
3
General
hoş olmayan
gaudery
n.
4
General
hoş olmayan
unlikable
adj.
5
General
hoş olmayan
unlikeable
adj.
6
General
hoş olmayan
unpalatable
adj.
7
General
hoş olmayan
ungracious
adj.
8
General
hoş olmayan
disagreeable
adj.
9
General
hoş olmayan
objectionable
adj.
10
General
hoş olmayan
scuzzy
adj.
11
General
hoş olmayan
unappealing
adj.
12
General
hoş olmayan
unagreeable
adj.
13
General
hoş olmayan
uncute
adj.
14
General
hoş olmayan
undelightful
adj.
15
General
hoş olmayan
ungain
adj.
16
General
hoş olmayan
ungracious
adj.
17
General
hoş olmayan
unpretty
adj.
18
General
hoş olmayan
delightless
adj.
19
General
hoş olmayan
rotten
adj.
20
General
hoş olmayan
impleasing [obsolete]
adj.
21
General
hoş olmayan
displeasing
adj.
22
General
hoş olmayan
ingrate [obsolete]
adj.
23
General
hoş olmayan
caco-
pref.
Colloquial
24
Colloquial
hoş olmayan
hanging
adj.
25
Colloquial
hoş olmayan
hot
adj.
Technical
26
Technical
hoş olmayan
objectionable
adj.
Slang
27
Slang
hoş olmayan
sucky
adj.
Meanings of
"hoş olmayan"
with other terms in English Turkish Dictionary : 86 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
hoş olmayan durum
unpleasantness
n.
2
General
hoş olmayan tecrübe
bad experience
n.
3
General
hoş olmayan/tatsız şey
beast
n.
4
General
hayvansal ürünler pişerken veya yanarken oluşan güçlü ve hoş olmayan koku
nidor
n.
5
General
hoş olmayan gürültü
nonmusic
n.
6
General
hoş olmayan kimse
unpleasant person
n.
7
General
hoş olmayan kimse
disagreeable person
n.
8
General
hoş olmayan kadın
unpleasant woman
n.
9
General
hoş olmayan kadın
disagreeable woman
n.
10
General
hoş olmayan şey
unpleasantry
n.
11
General
en hoş olmayan nitelik veya durum
(at) worst
n.
12
General
hoş olmayan karışım
hellbroth
n.
13
General
hoş olmayan durumları örten aldatıcı görüntü
gilding
n.
14
General
hoş olmayan söz
infelicity
n.
15
General
hoş olmayan durum
injucundity [obsolete]
n.
16
General
hoş olmayan durum
disagreeableness
n.
17
General
hoş olmayan sonuçlar
shit
n.
18
General
hoş olmayan bir şeyle dolu olmak
bristle with
v.
19
General
(hoş olmayan veya külfetli bir şeyden) kurtulmak
off-load
v.
20
General
(hoş olmayan veya külfetli bir şeyden) başkasına yetki vererek kurtulmak
off-load
v.
21
General
dinlemesi hoş olmayan
tuneless
adj.
22
General
düşünmesi bile hoş olmayan
unthinkable
adj.
23
General
heyecan veren ama hoş olmayan (duygu)
soul-stirring
adj.
24
General
dinlemesi hoş olmayan
unlistenable
adj.
25
General
konunun hoş olmayan yönleriyle ilgili detaylı olan
gritty
adj.
26
General
hoş olmayan bir şekilde
unbeautifully
adv.
27
General
hoş olmayan bir şekilde
unhappily
adv.
28
General
hoş olmayan bir şekilde
unpleasingly
adv.
29
General
hoş olmayan bir şekilde
clammily
adv.
Phrasals
30
Phrasals
hoş olmayan sonuçlar yaratmak
catch up with
v.
31
Phrasals
[zamanla) (çok da hoş olmayan) bir şeyi kabullenmek
reconcile oneself to something
v.
32
Phrasals
(genellikle hoş olmayan) bir şeyin bitmesini beklemek
wait out
v.
33
Phrasals
hoş olmayan bir konuyu deşmek/eşelemek
dredge up
v.
34
Phrasals
hoş olmayan bir konuyu açmak
dredge up
v.
35
Phrasals
hoş olmayan/üzücü bir konunun üstüne gitmek
dredge up
v.
36
Phrasals
hoş olmayan/üzücü bir konuyu tekrar su yüzüne çıkarmak/açmak/hatırlatmak
dredge up
v.
37
Phrasals
hoş olmayan bir duruma/soruna karşı durmak
face up
v.
38
Phrasals
hoş olmayan bir duruma/soruna göğüs germek
face up
v.
39
Phrasals
birine/bir şeye karşı hoş olmayan hisler beslemek
have something against someone or something
v.
40
Phrasals
(birinde) kötü/hoş olmayan bir his yaratmak
jar on (one)
v.
41
Phrasals
hoş olmayan bir izlenim vermek
reek of something
v.
42
Phrasals
(biri için) hoş olmayan sonuçlar yaratmak
catch up with (someone)
v.
Colloquial
43
Colloquial
hoş olmayan bir şey
the pits
n.
44
Colloquial
hiç hoş olmayan bir yer veya görüntü
hellscape
n.
45
Colloquial
hoş olmayan bir gerçek/bilgi
the pill
n.
46
Colloquial
hoş olmayan bir hal almak
get nasty
v.
47
Colloquial
hoş olmayan bir hal almak
get/turn nasty
v.
48
Colloquial
hoş olmayan (koku)
funky
adj.
49
Colloquial
hiç hoş olmayan
phat-phree
adj.
50
Colloquial
hiç hoş olmayan
phree
adj.
Idioms
51
Idioms
bir şeyin hoş olmayan temel özellikleri
the nature of the beast
n.
52
Idioms
hoş olmayan gerçek
a home truth
n.
53
Idioms
her ikisinin de sonu aynı derecede hoş olmayan iki seçeneğin olduğu bir durum
morton's fork
n.
54
Idioms
hoş olmayan/rahatsız edici bir emri veya işi yerine getirmesi için tutulmuş kişi
hatchet man
n.
55
Idioms
hiç hoş olmayan bir olay
a kick in the pants
n.
56
Idioms
hiç hoş olmayan bir olay
kick in the rear
n.
57
Idioms
hiç hoş olmayan bir olay
kick in the seat of the pants
n.
58
Idioms
hoş olmayan ama kabul edilmesi gereken şey
a fact of life
n.
59
Idioms
çok hoş olmayan sonuçlar
hell to pay
n.
60
Idioms
hoş olmayan bir şey/durum
tears before bedtime
n.
61
Idioms
hoş olmayan bir şekilde ölmek
meet a sticky end
v.
62
Idioms
hoş olmayan bir şekilde ölmek
come to a sticky end
v.
63
Idioms
(hoş olmayan bir şeyi) gün yüzüne çıkarmak/gündeme getirmek
rake something up
v.
64
Idioms
hoş olmayan şekilde devam etmek
hang heavy
v.
65
Idioms
hoş olmayan şekilde uzayıp gitmek
hang heavy
v.
66
Idioms
hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in one's cupboard [uk]
v.
67
Idioms
hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in the cupboard [uk]
v.
68
Idioms
hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in one's cupboard [uk]
v.
69
Idioms
hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in the cupboard [uk]
v.
70
Idioms
hoş olmayan bir şeyin üzerinde durmak
be raking over the coals [uk]
v.
71
Idioms
hoş olmayan bir şeyi deşmek/vurgulamak
be raking over the coals [uk]
v.
72
Idioms
birinin yapmak istemediği zor/hoş olmayan/tehlikeli bir işi yapmak
pull (one's) chestnuts out of the fire
v.
73
Idioms
birinin yapmak istemediği zor/hoş olmayan/tehlikeli bir görevi üstlenmek
pull (one's) chestnuts out of the fire
v.
74
Idioms
hiç hoş olmayan
no good to gundy [obsolete] [australia]
adj.
75
Idioms
hoş olmayan bir durum
fine how do you do
expr.
Medical
76
Medical
hoş olmayan veya konforsuz soluk alma hissi
unpleasant or uncomfortable respiratory sensation
n.
77
Medical
hoş olmayan veya konforsuz soluk alma hissi
unpleasant or uncomfortable sensation of breathing
n.
Botanic
78
Botanic
arka plandaki hoş olmayan görüntüleri saklamak için kullanılan bodur bitkiler
facer
n.
Music
79
Music
hoş sesli olmayan
untunable
adj.
80
Music
hoş sesli olmayan
untuneful
adj.
Slang
81
Slang
hoş olmayan şey
bummer
n.
82
Slang
hoş olmayan şey
greldge
n.
83
Slang
hoş olmayan şey
gunk
n.
84
Slang
hoş olmayan kişi/şey
harsh toke
n.
85
Slang
hoş olmayan haber
pill
n.
86
Slang
hiç hoş olmayan
phat phree
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hoş olmayan
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy