işe yaramaz - Turkish English Dictionary
History

işe yaramaz



Meanings of "işe yaramaz" in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

Turkish English
Common Usage
işe yaramaz useless adj.
General
işe yaramaz reject n.
işe yaramaz offscouring n.
işe yaramaz otiose adj.
işe yaramaz null adj.
işe yaramaz played out adj.
işe yaramaz weedy adj.
işe yaramaz worthless adj.
işe yaramaz good for nothing adj.
işe yaramaz offcast adj.
işe yaramaz noneffective adj.
işe yaramaz fiddling adj.
işe yaramaz trifling adj.
işe yaramaz out adj.
işe yaramaz unserviceable adj.
işe yaramaz refuse adj.
işe yaramaz unfit adj.
işe yaramaz dud adj.
işe yaramaz idle adj.
işe yaramaz of no avail adj.
işe yaramaz of no use adj.
işe yaramaz waste adj.
işe yaramaz half-assed adj.
işe yaramaz good-for-nothing adj.
işe yaramaz no-good adj.
işe yaramaz non-effective adj.
işe yaramaz obsolete adj.
işe yaramaz poxy adj.
işe yaramaz cheesy adj.
işe yaramaz unhelpful adj.
işe yaramaz aidless adj.
işe yaramaz thirdhand adj.
işe yaramaz trashy adj.
işe yaramaz awkward adj.
işe yaramaz empty adj.
işe yaramaz untrim adj.
işe yaramaz unuseful adj.
işe yaramaz mickey mouse adj.
işe yaramaz helpless adj.
işe yaramaz riffraff adj.
işe yaramaz riff-raff adj.
işe yaramaz overworn [obsolete] adj.
işe yaramaz run-down adj.
işe yaramaz infecundous [obsolete] adj.
işe yaramaz good-for-naught adj.
işe yaramaz goodless adj.
işe yaramaz do-nothing adj.
işe yaramaz drasty adj.
işe yaramaz drossy adj.
işe yaramaz continental adj.
işe yaramaz feckless adj.
işe yaramaz feeble adj.
işe yaramaz serviceless adj.
işe yaramaz shand [dialect] [uk/scotland] adj.
işe yaramaz shotten [dialect] adj.
işe yaramaz silly adj.
işe yaramaz sisyphean adj.
işe yaramaz fribble adj.
işe yaramaz fribbling adj.
işe yaramaz slender adj.
işe yaramaz sodding adj.
işe yaramaz superfluous adj.
işe yaramaz supervacaneous adj.
Colloquial
işe yaramaz clinker n.
işe yaramaz drippy adj.
işe yaramaz next to useless adj.
işe yaramaz rustbucket adj.
Idioms
işe yaramaz waste of space n.
işe yaramaz no-account adj.
işe yaramaz not worth a cracker adj.
işe yaramaz a nasty piece of work expr.
işe yaramaz not worth a straw expr.
işe yaramaz not worth a whistle expr.
işe yaramaz no earthly use expr.
işe yaramaz not worth a plug nickel [obsolete] expr.
işe yaramaz will never fly expr.
Speaking
işe yaramaz no good expr.
işe yaramaz not any good expr.
Technical
işe yaramaz impractical n.
Automotive
işe yaramaz unserviceable adj.
Archaic
işe yaramaz effectless adj.
Slang
işe yaramaz schwill n.
işe yaramaz gomer n.
işe yaramaz tits on a boar hog adj.
işe yaramaz diddly-shit adj.
işe yaramaz doodly-shit adj.
işe yaramaz gronk adj.
işe yaramaz queer adj.
işe yaramaz half-ass adj.
işe yaramaz scrungy adj.
işe yaramaz shlocky adj.
işe yaramaz (as) useful as tits on a bull expr.
işe yaramaz not worth a brass farthing [uk] expr.
British Slang
işe yaramaz all to cock expr.
işe yaramaz all to pot expr.
Modern Slang
işe yaramaz all to buggery adj.
işe yaramaz about as much use as a chocolate teapot expr.
işe yaramaz about as useful as a screen-door on a submarine expr.
işe yaramaz about as useless as a hat full of busted assholes [australia] expr.
işe yaramaz ain't worth a fuck exclam.
işe yaramaz ain't worth shit exclam.

Meanings of "işe yaramaz" with other terms in English Turkish Dictionary : 205 result(s)

Turkish English
General
işe yaramaz adam wastrel n.
işe yaramaz şey rubbish n.
işe yaramaz kimse basket case n.
işe yaramaz kimse lemon n.
işe yaramaz kimse wastrel n.
bunalımda ve çöküntüde olduğundan işe yaramaz kimse basket case n.
işe yaramaz şey trash n.
işe yaramaz şey garbage n.
işe yaramaz kişi wally n.
işe yaramaz kimse loon n.
yaşlı ve işe yaramaz at jade n.
işe yaramaz adam louse n.
işe yaramaz hastabakıcı gamp n.
işe yaramaz kimse dud n.
işe yaramaz bayt garbage byte n.
işe yaramaz kimse non-effective n.
işe yaramaz kimse never-do-well n.
işe yaramaz şey dud n.
işe yaramaz tip tearaway n.
işe yaramaz, yaşlı at jade n.
işe yaramaz şey kelter n.
işe yaramaz gereksiz tip bauchle n.
yıpranmış, kötü halde veya işe yaramaz artık fag end n.
işe yaramaz at hack n.
işe yaramaz kimse hallion n.
işe yaramaz kimse meff n.
işe yaramaz fikir revery n.
işe yaramaz adam lorel n.
işe yaramaz kimse lusk n.
işe yaramaz at rip n.
işe yaramaz kimse gubbings [uk] n.
işe yaramaz tip dorr n.
işe yaramaz kimse do-naught n.
işe yaramaz kimse donnat n.
işe yaramaz kimse donnot [dialect] n.
yaşlı ve işe yaramaz adam duffer n.
işe yaramaz nesne fangle n.
işe yaramaz şey paltry [obsolete] n.
işe yaramaz şey paultry [obsolete] n.
işe yaramaz kimse piker [australia/new zealand] n.
işe yaramaz kimse poop n.
işe yaramaz eşya inutility n.
işe yaramaz kimse inutility n.
işe yaramaz kimse pelf [dialect] [uk] n.
işe yaramaz tipler scaff-raff [scotland] n.
işe yaramaz hayvan scalawag n.
işe yaramaz hayvan scallywag n.
işe yaramaz hayvan scallawag n.
işe yaramaz hayvan skalawag n.
işe yaramaz süs pretty-pretty n.
işe yaramaz madde sordes n.
işe yaramaz kimse space cadet n.
işe yaramaz kimse space case n.
işe yaramaz hareket spuddle [dialect] n.
işe yaramaz kimse staniel n.
işe yaramaz şey surplusage n.
işe yaramaz olmak be through v.
işe yaramaz şeyleri çıkarmak crap out v.
bir şeyin işe yaramaz olduğuna karar vermek write something off v.
birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek write someone off v.
işe yaramaz hale getirmek unfit v.
kendini işe yaramaz hissetmek feel useless v.
işe yaramaz hale getirmek unfit v.
işe yaramaz hale getirmek destroy v.
işe yaramaz olmak sloth [obsolete] v.
hiçbir işe yaramaz fit for nothing adj.
bir işe yaramaz good-for-nothing adj.
hiçbir işe yaramaz good-for-nothing adj.
çok kullanılmaktan işe yaramaz duruma gelmiş worn-out adj.
işe yaramaz hale gelinceye kadar kullanılan raddled adj.
işe yaramaz (kimse) losel adj.
işe yaramaz hayır işi yapan do-gooding adj.
işe yaramaz bir şekilde unfitly adv.
işe yaramaz bir şekilde unfittingly adv.
işe yaramaz bir halde idly adv.
işe yaramaz bir halde fecklessly adv.
Phrases
şikayet etmen bir işe yaramaz no use complaining expr.
Proverb
bir işe umutla başlamak iyidir ama çalışmayıp/çaba göstermeyip umut ettiklerini gerçekleştirmezsen bir işe yaramaz hope is a good breakfast but a bad supper
Colloquial
işe yaramaz değersiz kimse a dead duck n.
işe yaramaz olma knacker's yard n.
beceriksiz, işe yaramaz, etkisiz eleman keystone kops n.
işe yaramaz herif/tip pond scum n.
işe yaramaz şeyler kacks n.
işe yaramaz bilgisayar programları yazmak hack v.
işe yaramaz olmak be no good v.
işe yaramaz olmak not be any/much good v.
bir işe yaramaz cruddie adj.
bir işe yaramaz crudy adj.
hiçbir işe yaramaz fit for nothing expr.
yağcılık bir işe yaramaz/bana sökmez flattery will get you nowhere expr.
(bu) işe yaramaz it/that will never do expr.
(bu) işe yaramaz it/that won't do expr.
(bu) işe yaramaz it/that (just) won’t do expr.
(bu) işe yaramaz it/that will never do [uk] expr.
yağcılık bir işe yaramaz/bana sökmez flattery will get you nowhere expr.
özür dilemek bir işe yaramaz it's too late for sorry expr.
bir işe yaramaz that and (some amount of money) will get you a cup of coffee [uk] expr.
Idioms
beceriksiz ve işe yaramaz kimse ne’er-do-well n.
işe yaramaz bilgisayar boat anchor n.
işe yaramaz/dayanıksız süslü/parlak şey bright shiny object n.
işe yaramaz/değersiz kimse veya şey a wooden nickel [us] n.
bir işe yaramaz good for nothing n.
bir grubun işe yaramaz üyesi dead wood n.
heyetler, boşa zaman harcamaktan başka bir işe yaramaz a committee is a group of men who keep minutes and waste hours n.
işe yaramaz şey nothing burger n.
işe yaramaz şey boat anchor n.
bir işe yaramaz (şey) a fat lot of good n.
bir işe yaramaz a fat lot of good/help/use n.
bir işe yaramaz a fat lot of use n.
işe yaramaz kimse a waste of space [uk] n.
masrafları çok ve elden çıkarması zor olan işe yaramaz/kullanışsız mülk a white elephant n.
işe yaramaz kimse bad penny n.
işe yaramaz kimse bit player n.
işe yaramaz olduğundan atmak give to the dogs v.
iş göremez/işe yaramaz/çabuk yorulur olmak pass (one's) sell-by date v.
iş göremez/işe yaramaz/çabuk yorulur olmak pass your sell-by date v.
işe yaramaz olandan kurtulmak cut the deadwood out v.
işe yaramaz olmak be no good to man or beast v.
işe yaramaz olmak be no use to man or beast v.
kendini işe yaramaz hissetmek feel like a penny waiting for change v.
(biri/bir şey) olmadan kendini işlevsiz/işe yaramaz hissetmek feel lost without (someone or something) v.
işe yaramaz hissetmek feel like two cents v.
işe yaramaz hale gelmek have seen (one's) day v.
artık işe yaramaz biri olmak have passed your sell-by date [uk] v.
hala ayakta fakat işe yaramaz olmak be dead on (one's) feet v.
işe yaramaz olmak be (of) no use to man or beast v.
işe yaramaz/değersiz olmak be a dead duck v.
işe yaramaz bir avuntu/teselli olmak be cold comfort v.
işe yaramaz olmak be no good to man or beast v.
işe yaramaz olmak be nouse to man or beast v.
işe yaramaz olmak be not worth a plug nickel [obsolete] v.
işe yaramaz olmak be not worth the paper it's printed on v.
işe yaramaz/boş şeylerden bahsetmek talk to hear (the sound of) (one's) own voice v.
işe yaramaz/boş şeylerden bahsetmek talk to hear own voice v.
hiçbir işe yaramaz (as) useful as a chocolate teapot adv.
hiçbir işe yaramaz as much use as a chocolate fireguard adv.
bir işe yaramaz not amount to much expr.
işe yaramaz hale gelmiş up to putty [australia] expr.
bu asla çalışmaz/işe yaramaz it will never fly expr.
tamamen işe yaramaz neither use nor ornament expr.
bu fikir işe yaramaz/çalışmaz that cock won't fight [old-fashioned] expr.
bu öneri işe yaramaz that cock won't fight [old-fashioned] expr.
bu fikir işe yaramaz/çalışmaz that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.
bu öneri işe yaramaz that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.
bu işe yaramaz that won't cut it expr.
Speaking
ama bu işe yaramaz but that won't help expr.
bu asla çalışmaz/işe yaramaz It'll never fly expr.
bende işe yaramaz o that would not work on me expr.
eskisi kadar işe yaramaz it has seen better days expr.
Computer
geçersiz/işe yaramaz/garanti kapsamında iade edilmiş/ıskartaya ayrılmış ürün dead on arrival n.
işe yaramaz bayt garbage byte n.
bir diğer işe yaramaz ana sayfa yauh (yet another useless homepage) n.
(internet forumlarında) bir diğer işe yaramaz ileti dizisi yaut (yet another useless thread) n.
Marine
acemi ya da işe yaramaz denizci waister n.
gemide işe yaramaz kişi landlubber n.
Archaic
işe yaramaz şey dirt n.
işe yaramaz hale getirmek spill v.
Slang
işe yaramaz/kullanılamaz durumda buzzard meat n.
işe yaramaz bir beyaz (kişi) caucasian waste n.
işe yaramaz tip crow bait n.
işe yaramaz boş adam bodger n.
işe yaramaz/kalitesiz mal/eşya sorry-ass n.
işe yaramaz serseri punk ass n.
işe yaramaz tip fuckdog n.
işe yaramaz kimse scally n.
işe yaramaz ayyaş rumdum n.
işe yaramaz ayyaş rum-dum n.
tamamen işe yaramaz şey french-fried-fuck n.
işe yaramaz bilgi gubbish (combination of garbage and rubbish) n.
işe yaramaz tip assmunch n.
işe yaramaz eller meathooks n.
işe yaramaz kimse jack-off n.
işe yaramaz kimse jerk-off n.
işe yaramaz kimse jork n.
işe yaramaz şey cack n.
işe yaramaz şey kack n.
işe yaramaz konuşma kafooster [dated] n.
işe yaramaz şey kak n.
işe yaramaz konuşma kaka n.
işe yaramaz insanları çeken/cezbeden kimse nerd magnet n.
işe yaramaz kimse meat puppet n.
(pokerde) işe yaramaz kart brick n.
işe yaramaz herif bug-fucker n.
bir işe yaramaz tembel kimse schloomp n.
bir işe yaramaz tembel kimse schlump n.
bir işe yaramaz tembel kimse shlump n.
işe yaramaz kimse dorb n.
işe yaramaz kimse dorba [australia] n.
işe yaramaz kimse shit rag n.
işe yaramaz kimse shit stick n.
işe yaramaz tedaviler/çözümler/ilaçlar satan/pazarlayan kimse snake oil salesman n.
işe yaramaz tip zob [obsolete] n.
işe yaramaz tip zod n.
işe yaramaz şey schmuck n.
işe yaramaz birini işe almak buy a pup v.
işe yaramaz olmak be not worth a brass farthing [uk] v.
işe yaramaz olmak be a waste of space v.
hiçbir işe yaramaz (as) useless as tits on a boar hog adj.
işe yaramaz/yaramayan diddly-shit adj.
işe yaramaz kimse pissant adj.
işe yaramaz kimse piss-ant adj.
bu fikir işe yaramaz that dog won't hunt expr.
British Slang
bir işe yaramaz cruddy adj.
Modern Slang
işe yaramaz kimse air thief n.
işe yaramaz kimse air waster n.