issue - Turkish English Dictionary
History

issue

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "issue" in Turkish English Dictionary : 124 result(s)

English Turkish
Common Usage
issue n. (dergi/gazete) nüsha
issue n. konu
issue n. mesele
issue n. sayı
issue n. (dergi/gazete) sayı
issue n. sorun
General
issue n. gazete sayısı
issue n. son
issue n. çıkış
issue n. nesil
issue n. boşalma
issue n. çocuklar
issue n. netice
issue n. dağıtım
issue n. sonuç
issue n. donatma
issue n. emisyon
issue n. akıntı
issue n. tevzi
issue n. yayımlama
issue n. iltihap
issue n. yayınlama
issue n. dergi sayısı
issue n. boşalma yeri
issue n. piyasaya sürme
issue n. yayım
issue n. çıkarma
issue n. piyasaya çıkarma
issue n. baskı
issue n. akma
issue n. mülkten elde edilen gelir
issue n. çıkış kuvveti
issue n. dışarı akma kuvveti
issue n. boşaltım amacıyla açılan kesi
issue n. eylem
issue n. menkul kıymet ihracı
issue n. ödünç verme
issue n. kütüphaneden ödünç alınan toplam kitap sayısı
issue n. ciro edilebilir evrakın eksiksiz halde hamiline ilk teslimi
issue n. dışarı çıkan şey
issue n. dışarı akan şey
issue n. yayma
issue n. gönderme
issue n. (dergi, mecmua) sayı
issue n. teslim etmek
issue v. çıkmak
issue v. sadır olmak
issue v. tedavüle çıkarmak
issue v. tevzi etmek
issue v. neşet etmek
issue v. akmak
issue v. ihraç etmek
issue v. sonuçlanmak
issue v. dışarı çıkmak
issue v. yayınlanmak
issue v. doğmak
issue v. vermek
issue v. dağıtmak
issue v. piyasaya çıkarmak
issue v. bildirmek
issue v. neşretmek
issue v. tebliğ etmek
issue v. donatmak
issue v. yayımlamak
issue v. tahakkuk etmek
issue v. soyundan gelmek
issue v. göndermek
issue v. piyasaya sürmek
Trade/Economic
issue n. basım
issue n. çıkış yeri
issue n. çıkarma
issue n. dağıtım
issue n. emisyon
issue n. füru
issue n. hisse senedi ve tahvil ihracı
issue n. ihraç
issue n. ihtilaflı nokta
issue n. konu
issue n. nüsha
issue n. neşretme
issue n. tevzi
issue n. yayınlama
issue n. zürriyet
issue n. belirli bir zamanda kullanılabilen birbirine eş finansal ürün sayısı
issue n. finansal araç
issue n. finansal aracın piyasaya çıkarılması
issue v. çıkarmak
issue v. dışarı çıkartmak
issue v. dağıtmak
issue v. düzenlemek
issue v. hazırlamak
issue v. ihraç etmek
issue v. neşretmek
issue v. piyasaya çıkarmak
issue v. tahvil veya hisse senedi ihraç etmek
issue v. tevzi etmek
issue v. tanzim etmek
issue v. yayınlamak
Law
issue n. düzenlemek (belge)
issue n. füru
issue n. mal
issue n. sayı (dergi, gazete)
issue n. savunma sonrası davanın tarafları arasında ihtilafta kalan husus
issue n. (savunmada) bir taraf kabul edip diğeri reddettiği için karara sunulan madde
issue v. düzenlemek
issue v. ihraç etmek
issue v. tedavüle çıkarmak
issue v. mülk geliri olarak gelmek
issue v. (savunmada) tarafların anlaştığı bir karara varmak
Technical
issue n. emisyon
issue v. çıkarmak
issue v. yayınlamak
Computer
issue n. basım sayısı
issue n. sorun
issue n. yayın
issue expr. ver
Medical
issue n. irin/iltihap gibi yaradan çıkan sıvı
Pathology
issue n. kol veya bacağın etli kısmında görülen bir tür ülser
Biology
issue n. soy
Social Sciences
issue n. monaka kızılderilisi
Military
issue n. gıda, giyim ve mühimmat gibi malzemelerin tahsisi
issue v. (birine) resmen tahsis etmek
Librarianship
issue n. ödünç verilen kitapların girildiği sistem
Archaic
issue v. (belirli bir) netice vermek

Meanings of "issue" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
sore issue n. hassas durum
object at issue n. iddia olunan şey
side issue n. ikincil mesele
life or death issue n. ölüm kalım meselesi
manual issue n. bilgisayar çıktısından alınan değil de elle yazılan dokümanlar için kullanılan ifade
critical issue n. nazik konu
manual issue n. el yazısı nüshası
a live issue n. günün önemli sorunu
election issue n. seçim kampanyası konusu
object at issue n. anlaşmazlık konusu
issue management n. sorun yönetimi
consumption issue n. tüketim maddesi dağıtımı
object at issue n. tartışma konusu
issue date n. veriliş tarihi (belge vb)
another issue n. diğer bir nokta
current issue n. güncel konu
date of issue n. yayım tarihi
social issue n. sosyal mesele
social issue n. sosyal konu
issue of a documentary credit n. itibar kredisi belgesi
issue of concern n. endişe konusu
issue of concern n. merak konusu
current issue n. güncel olay
back issue newspaper n. geçmiş tarihli gazete
back issue n. geçmiş tarihli dergi/gazete/yayın
reason of issue n. veriliş nedeni
key issue n. anahtar mesele
key issue n. ana mesele
key issue n. temel mesele
place of issue n. verildiği yer
issue number n. (mecmua gibi süreli yayınlar için) sayı
issue number n. (evrak vb) düzenlenme numarası
soft security issue n. yumuşak güvenlik konusu
delicate issue n. hassas konu
delicate issue n. hassas mevzu
issue of conflict n. tartışma/çatışma konusu
first issue n. (dergi vb) ilk sayı
a general outlook on the issue of slavery n. kölelik konusuna genel bir bakış
debatable issue n. tartışmaya açık konu
a federal issue n. federal bir mesele
point at issue n. tartışma konusu/söz konusu mesele/konu
issue of trust n. güven sorunu
top issue n. en önemli mesele
important issue n. önemli husus
central issue n. temel sorun
central issue n. ana mesele
psychological issue n. psikolojik sorun
single-issue politics n. tek sorun siyaseti
single-issue politics n. tek bir alana yoğunlaşmış politika
national issue n. ulusal sorun
major issue n. ana konu
major issue n. temel sorun
major issue n. ana sorun
may issue n. mayıs sayısı
burning issue n. acil çözüm veya ilgi bekleyen bir konu
burning issue n. gündemdeki sorun
place of issue n. veriliş yeri
special issue n. özel sayı
non-issue n. alakasız ya da önemsiz mevzu
standard-issue rifle n. beylik silahı
standard-issue rifle n. beylik tabancası
domestic issue n. yerel mesele
domestic issue n. iç sorun
gut issue n. güçlü duygusal tepkilere neden olan konu
paramount issue n. ivedilikle çözülmesi gereken sorun
paramount issue n. en önemli mesele
paramount issue n. en önemli sorun
paramount issue n. ilk olarak çözülmesi gereken sorun
issue [obsolete] n. nihai sonuç
issue [obsolete] n. nihai karar
issue pea n. eskiden apse veya ülser üzerine konan küçük yuvarlak nesne
become a current issue v. gündeme gelmek
face the issue v. bir durumu olduğu gibi kabul edip ona göre davranmak
make something a current issue v. gündeme getirmek
bring to an issue v. sonuçlandırmak
take issue with somebody v. tartışmak
issue guarantee v. garanti vermek
issue invitations for tender v. ihale açmak
take issue with somebody v. münakaşa etmek
issue money v. para çıkarmak
issue a constitution v. anayasa çıkarmak
take issue with v. itiraz etmek
become a very hot issue v. gündeme bomba gibi düşmek
issue a statement v. beyanat vermek
issue a statement v. beyanatta bulunmak
join issue with somebody v. tartışmak
join issue with somebody v. münakaşa etmek
issue a statement to the press v. basına açıklama yapmak
issue a bylaw v. yönetmelik çıkarmak
issue an invoice on behalf of v. adına fatura düzenlemek
issue assessments v. değerlendirmelerde bulunmak
issue statements v. açıklamalarda bulunmak (basına vb)
issue a periodical v. dergi çıkarmak
issue a magazine v. dergi çıkarmak
issue a press statement v. basın açıklaması yapmak
issue a directive v. yönerge çıkartmak
issue a license v. lisans vermek
issue a certificate v. tasdikname vermek
issue a work order v. iş emri çıkarmak
issue a warning v. uyarı yayınlamak
raise an issue v. bir konu ortaya atmak
raise an issue v. bir tartışma maddesi yaratmak
issue a decree v. kararname çıkarmak
issue a notice v. genelge çıkarmak
bring up an issue v. bir konu ileri sürmek
bring up an issue v. bir konu ortaya atmak
raise an issue v. bir konu ileri sürmek
become a current issue v. gündemi oluşturmak
become a current issue v. gündemi işgal etmek
issue certificate v. sertifika vermek
issue share v. hisse senedi çıkarmak
issue a decision v. karar çıkarmak
issue passport v. pasaport vermek
issue a circular v. genelge yayınlamak
issue a circular letter v. genelge yayınlamak
issue an invoice v. fatura hazırlamak
issue share v. hisse çıkarmak
issue an apology v. özür sunmak
issue a command v. komut vermek
issue a notification v. ihbarname çekmek
die without issue v. çocuğu olmadan ölmek
die without issue v. çocuksuz ölmek
die without issue v. çocuk yapamadan ölmek
issue a reconstruction permit v. imar izni çıkarmak
become more of an issue v. önem kazanmak
become more of an issue v. önem arz etmek
approach (an issue) from the right angle v. doğru açıdan yaklaşmak
take something as a primary issue v. öncelikli tutmak
issue a credit v. kredi açmak
issue a bill v. bir poliçe keşide etmek
issue banknotes v. banknot çıkarmak
issue a writ v. hukuki bir müzekkere çıkarmak
issue a loan v. tahvil çıkarmak
issue an arrest warrant for v. hakkında tutuklama kararı vermek
issue an insurance policy v. poliçe tanzim etmek
address an issue v. bir konuyu ele almak
have an issue v. bir sorunu olmak
issue an all-points bulletin v. arama emri çıkarmak
issue a death certificate v. ölüm belgesi çıkartmak
issue a share certificate v. hisse senedi çıkarmak
tackle an issue v. sorunu ele almak
issue an invoice in the name of v. adına fatura düzenlemek
issue a traffic ticket v. trafik cezası kesmek
issue a parking/speeding ticket v. trafik cezası kesmek
issue a warrant for the arrest of someone v. yakalama emri çıkartmak
issue a warrant for the arrest of someone v. tutuklama emri çıkartmak
issue an opinion v. görüş vermek
issue a red notice for v. kırmızı bülten çıkarmak
be sought by interpol under issue of a red notice v. interpol tarafından kırımızı bültenle aranmak
issue a red notice for v. kırmızı bülten yayınlamak
assess the issue v. konuyu değerlendirmek
consider the issue v. konuyu değerlendirmek
evaluate the issue v. konuyu değerlendirmek
fix an issue v. sorunu düzeltmek
issue a fatwa v. fetva vermek
settle an issue v. sorunu çözüme kavuşturmak
issue [obsolete] v. çocuk dünyaya getirmek
issue [obsolete] v. bitirmek
issue [obsolete] v. son vermek
issue [obsolete] v. sonlandırmak
issue [obsolete] v. sonuçlandırmak
issue [uk] v. hüküm koymak
issue [uk] v. şart koymak
issue [uk] v. tedarik etmek
issue a diagnosis v. teşhis koymak
at issue adj. söz konusu olan
at issue adj. üzerinde konuşulan
at issue adj. ortadaki mesele
at issue adj. tartışılan
concerning this issue adj. bu konuyla alakalı
regarding this issue adj. bu konuyla alakalı
regarding this issue adj. bu konu ile ilgili
concerning this issue adj. bu konu ile ilgili
regarding this issue adj. bu konu ile alakalı
regarding this issue adj. bu konuyla ilgili
issue-specific adj. konu bazlı
standard-issue adj. ulaşılabilir
standard-issue adj. her yerde olan
standard-issue adj. bir numarası olmayan
standard-issue adj. sıradan
standard-issue adj. kolayca bulunabilen
standard-issue adj. bayağı
standard-issue adj. özelliği olmayan
standard-issue adj. düz
Phrasals
issue someone with something v. birine bir şey vermek/dağıtmak
issue forth v. çıkmak
issue to v. dağıtmak
issue as something v. olarak yayınlamak/dağıtmak
issue to v. vermek
issue from something v. -den çıkmak/yayılmak
issue (forth) from (some thing or place) v. (bir şeyden/bir yerden) çıkmak
issue (forth) from (some thing or place) v. (bir şeyden/bir yerden) sızmak
issue (forth) from (some thing or place) v. (bir şeyden/bir yerden) akmak
issue (forth) from (some thing or place) v. (bir şeyden/bir yerden) yayılmak
issue (something) as (something) v. (bir şeyi bir şey) olarak yayınlamak
issue (something) as (something) v. (bir şeyi bir şey) şeklinde/formatında yayınlamak
issue (something) to (one) v. (birine bir şey) vermek
issue (something) to (one) v. (birine bir şey) tertip etmek/düzenlemek
issue (something) to (one) v. (birilerine bir şey) dağıtmak
issue as v. olarak yayınlamak/dağıtmak
issue from v. -den çıkmak/yayılmak
issue from some place v. bir yerden çıkmak/yayılmak
issue from some place v. bir yerden sızmak
issue from some place v. bir yerden akmak
issue with v. (bir şey) vermek
issue with v. (bir şey) tertip etmek/düzenlemek
issue with v. (bir şey) dağıtmak
issue with (something) v. (bir şey) vermek
issue with (something) v. (bir şey) tertip etmek/düzenlemek
issue with (something) v. (bir şey) dağıtmak
Phrases
see you in the next issue expr. bir sonraki sayıda görüşmek üzere
relevant to this issue expr. bu konu ile alakalı
concerning this issue expr. bu konu ile alakalı
relevant to this issue expr. bu konuyla alakalı
concerning this issue expr. bu konuyla ilgili
relevant to this issue expr. bu konu ile ilgili
relevant to this issue expr. bu konuyla ilgili
Colloquial
issue du jour n. günün sonu
issue du jour n. nihai mesele
dead issue n. bitmiş gitmiş mesele
dead issue n. kapanmış mesele
dead issue n. artık bir önemi/etkisi kalmamış şey/mesele
take issue v. anlaşmazlığa düşmek
join issue v. anlaşmazlığa düşmek
join issue v. aynı fikirde olmamak
take issue v. aynı fikirde olmamak
an issue to come up v. bir sorun çıkmak
force an issue v. gündemi zorlamak
confuse the issue v. gündemi konusunu saptırmak
confuse the issue v. karmaşık hale getirmek
force an issue v. konuyu zorlamak
join issue v. tartışmaya girmek
take issue v. tartışmaya girmek
at issue expr. gündemde
at issue expr. çelişkili
at issue expr. anlaşmazlıkta
Idioms
vexed issue n. baş edilmesi zor problem
vexed issue n. çetin sorun
vexed issue n. ciddi sorun
vexed issue n. zor problem
the root of the issue n. sorunun/meselenin özü
the root of the issue n. sorunun/meselenin can alıcı noktası
the root of the issue n. sorunun/meselenin altında yatan neden
the root of the issue n. sorunun/meselenin asıl nedeni
the root of the issue n. sorunun/meselenin kaynağı
take issue v. karşı çıkmak
take issue v. muhalefet etmek
cloud the issue v. meseleyi bulanıklaştırmak
cloud the issue v. konuyu saptırmak
cloud the issue v. meselenin etrafında dolaşmak
cloud the issue v. laf kalabalığı yapmak
cloud the issue v. laf cambazlığı yaparak esas meseleden uzaklaşmak
evade the issue v. boğuntuya getirmek
make an issue of someone or something v. bir şeyi büyütmek/abartmak
duck the issue v. boğuntuya getirmek
issue a call for something v. çağrıda bulunmak
take issue with v. hoşuna gitmemek
not to make an issue out of it v. mesele etmemek
make an issue of v. mesele haline getirmek
not to make an issue of v. mesele etmemek
take issue with v. karşı çıkmak
skirt the issue v. konuşulan konudan kaçmak
skirt the issue v. konudan kaçınmak
not to make an issue out of it v. problem etmemek
evade the issue v. sorunlardan kaçmak
not to make an issue of v. problem etmemek
duck the issue v. sorunlardan kaçmak
not to make an issue of v. sorun etmemek
not to make an issue out of it v. sorun etmemek
issue a call for something v. 'a çağrısında bulunmak
press the issue v. (bir sorunun) üstüne gitmek
make an issue of someone or something v. (bir şeyi) mesele haline getirmek
press the issue v. (bir sorunu çözmede) ısrarcı olmak
force the issue v. gündemi zorlamak
force the issue v. konuyu zorlamak
force the issue v. konunun üstüne gitmek
force the issue v. bir konuda karar vermeye zorlamak
force the issue v. zorla konuyu gündeme getirmek
force the issue v. bir konuda yüzleşmek
force the issue v. bir konuda meydan okumak
force the issue v. karar vermek zorunda bırakmak
force the issue v. hızlıca bir karar vermeye zorlamak
force the issue v. hızlıca karar vermeye mecbur etmek
force the issue v. konuyu karara bağlamak zorunda bırakmak
force the issue v. konuyu gündeme getirmek
force the issue v. konunun üstüne gitmek
force the issue v. bir konuda insanları acele ettirmek
force the issue v. bir konuda insanları acele karar vermeye zorlamak
fudge the issue v. kaytarmak
fudge the issue v. bir işten/konudan kaçmak
fudge the issue v. bir işten/konudan kaytarmak
fudge the issue v. bir işi/konuyu geçiştirmek
fudge the issue v. bir işi yarım yamalak yapmak
fudge the issue v. bir işi/konuyu baştan savmak
issue a call for v. çağrıda bulunmak
issue a call for v. (bir şey) çağrısında bulunmak
issue a call for v. için çağrıda bulunmak
join issue with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) anlaşmazlığa düşmek
join issue with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmamak
join issue with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) tartışmaya girmek
make an issue (out) of (something) v. (bir şeyi) büyütmek/abartmak
make an issue (out) of (something) v. (bir şeyi) mesele haline getirmek
make an issue (out) of (something) v. (bir şeyi) sorun haline getirmek
make an issue of of something v. bir şeyi büyütmek/abartmak
make an issue of of something v. bir şeyi mesele haline getirmek
make an issue of of something v. bir şeyi sorun haline getirmek
make an issue out of something v. bir şeyi büyütmek/abartmak
make an issue out of something v. bir şeyi mesele haline getirmek
make an issue out of something v. bir şeyi sorun haline getirmek
take issue with (someone or something) v. (birine/bir şeye) gücenmek
take issue with (someone or something) v. (birine/bir şeye) itiraz etmek
take issue with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kabul etmemek
take issue with (someone or something) v. (birine/bir şeye) kızmak
take issue with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) onaylamamak
take issue with (someone or something) v. (biri/bir şey) hoşuna gitmemek
Speaking
to get back to the issue at hand expr. asıl konuya gelecek olursak
if it's a money issue expr. eğer mesele paraysa
Trade/Economic
capitalization issue n. bedelli hisse ihracı
capitalization issue n. rüçhan hakkı sağlayan hisse senedi çıkarma
material issue note n. ambardan imalata malzeme verme belgesi
material issue note n. ambar çıkış belgesi
issue otherwise than for cash n. ayni olarak konulan sermaye
rights issue n. bedelli hisse ihracı
scrip issue n. bedelsiz hisse senedi
capitalization issue n. bedelsiz sermaye artırımı
rights issue n. bedelli hisse ihracı
free issue material n. bedelsiz malzeme
security issue at par n. başa baş emisyon
bonus issue n. bedelsiz sermaye artışı
capitalization issue n. bedelsiz sermaye artışı
capital increase by bonus issue n. bedelsiz sermaye artışı
capital increase by bonus issue n. bedelsiz sermaye artırımı
scrip issue n. bedelsiz sermaye artırımı
bonus issue n. bedelsiz sermaye artırımı
note issue n. banknot ihracı
bonus issue n. bedelsiz hisse senedi verilmesi
scrip issue n. bedelsiz sermaye artışı
issue of bill n. bono çıkarma
issue price n. çıkış fiyatı
issue price n. çıkarma fiyatı
date of issue n. çıkarma tarihi
loose issue stock n. dağıtıma hazır stok
overhanging issue of convertible securities n. değiştirilebilir menkul kıymetlerin askıda olma hali
overhanging issue n. dönüştürme tehdidi
date of issue n. düzenlenme tarihi
bank of issue n. emisyon bankası
rate of issue n. emisyon kuru
price of issue n. emisyon değeri
rate of issue n. emisyon oranı
issue price n. emisyon kuru
price of issue n. emisyon fiyatı
issue market n. emisyon piyasası
issue-of bank-notes n. emisyon
issue of commercial paper n. finansman bonosu ihracı
over issue n. fazla emisyon
authorise financial statements for issue n. finansal tabloların yayınlanması için yetkilendirme
over issue n. fazla ihraç
public issue n. halka açık ihraç
share issue n. hisse senedi ihracı
issue of shares n. hisse senetleri ihracı
original issue stock ilk n. hisse senetleri
cost of a share issue n. hisse senedi çıkarmanın maliyeti
issue of share n. hisse senedi ihracı
rate of issue n. hisse senedi ve tahvillerin ihraç değeri
issue of stocks n. hisse senedi çıkarma
issue of shares n. hisse senedi ihracı
seasoned issue n. halen piyasada mevcut olan bir menkul değerin ihracı
equity issue n. hisse senedi ihracı
registration of an issue n. hisse senedinin borsaya kaydettirilmesi
stock issue n. hisse senedi ihracı
equity issue n. hisse senedi
share issue n. hisse senedi çıkarma
unseasoned issue n. halen mevcut bir piyasası bulunmayan menkul değer ihracı
issue limit n. ihraç limiti
price of issue n. ihraç değeri
date of issue n. ihraç günü
public issue advertising n. iletişim araçlarında yer alan ve belli bir kişi veya kurumun bir kamusal sorun hakkındaki görüşlerini yansıtan reklam
date of issue n. ihraç tarihi
issue market n. ihraç piyasası
place of issue n. ihraç yeri
issue prospectus n. ihraç prospektüsü
original issue discount debt n. ilk ihraç ıskontolu borç
price of issue n. ihraç fiyatı
issue, sell, pledge, dispose of, grant, transfer, lease, license, guarantee, encumber n. ihracı, satışı, rehine verilmesi, elden çıkarılması, devredilmesi, kiralanması, lisansının verilmesi, teminat gösterilmesi, ipotek edilmesi
issue value n. ihraç değeri
issue price n. ihraç fiyatı
bank of issue n. ihraç bankası
issue size n. ihraç edilen miktar (hisse senedi vb)
terms of issue n. ihraç şartları
issue expenses n. ihraç masrafları
rate of issue n. ihraç değeri
issue par n. ihraç değeri
direct issue n. ihracatçı kuruluş tarafından menkul kıymetlerin doğrudan yatırımcılara satılması
public issue n. kamusal sorun
issue in law n. kanun konusu
place of issue n. keşide yeri
date of issue n. keşide günü
date of issue n. keşide tarihi
issue credit rating n. kredi derecesinin verilmesi
loan issue expenses and reimbursement premiums n. kredi verme masrafları ve geri ödeme primleri
depreciation of loan issue expenses and reimbursement premiums n. kredi (borç) verme giderlerinin ve geri ödeme primlerinin amortismanı
goods issue n. mal çıkışı
product-related ethical issue n. malla ilgili ahlaki sorun
issue of securities n. menkul kıymetler ihracı
bank of issue n. merkez bankası
security issue at par n. nominal değeri üzerinden menkul değer ihracı
corporate bond issue n. özel sektör borçlanma senedi
corporate bond issue n. özel kesim borçlanma senedi
issue of policy n. poliçe tanzimi
secondary issue n. piyasada mevcut menkullerin blok satış süreci
cross-cutting issue n. projenin her etabında göz önünde bulundurulması gereken çok önemli konu
rights issue n. rüçhan hakkı sağlayan hisse senedi çıkartma
bank note issue for rediscount n. reeskont karşılığı para basma
security issue n. senet ihracı
date of issue n. senet düzenlenme tarihi
rights issue n. sermaye artırımı ile rüçhan hakkı sunma
serial bond issue n. seri tahvil ihracı
commitment of mediation for security issue n. senet ihracına aracılık taahhütleri
date of issue n. senedin verildiği tarih
date of issue n. senet veriliş tarihi
issue while in stock n. stok halinde iken dağıtım
original issue stock n. şirketin ilk ortaklarına verilen hisse senedi
original issue stock n. şirket hissedarlarına verilen ilk hisse senetleri
trustee for a bond issue n. tahvil ihracı mutemedi
bond issue n. tahvil çıkarma
bank of issue n. tedavül bankası
bonus issue n. temettü olarak hisse senedi verilmesi
issue of bill n. tahvil ihracı
date of issue n. tanzim tarihi
bond issue n. tahvil ihracı
reason for issue n. veriliş nedeni
procedural issue n. usul hukuku sorunu
new issue n. yeni menkul değer ihracı
rights issue n. yeni haklar içeren ihraç
new issue n. yeni ihraç edilen menkul kıymet
new issue n. yeni çıkartılan (tahvil, hisse senedi, kağıt para vb)
floating an issue n. yeni bir ihracın borsaya sürülmesi
new issue n. yeni menkul kıymet ihracı
reason for issue n. (belge vb) veriliş nedeni
bread-and-butter issue n. çözülmesi mali kaynakları etkileyecek sorun
government issue n. devlet tahvilleri
fiduciary issue n. altın karşılığı olmadan basılan banknotlar
privatization issue n. kamuya ait bir kuruluş özele devredildiğinde kamu tarafından satın alınabilen hisse ihracı
privatization issue n. özelleştirme ihracı
privatisation issue n. kamuya ait bir kuruluş özele devredildiğinde kamu tarafından satın alınabilen hisse ihracı
privatisation issue n. özelleştirme ihracı
free issue n. bedelsiz malzeme
free issue n. gönderildiği faaliyetin bedelini karşılayan fona ücretsiz kullanım için temin edilen malzeme
pocketbook issue n. mali sorun
pocketbook issue n. çözümü mali kaynakları etkileyen sorun
issue a policy to v. adına poliçe düzenlemek
escalate an issue v. bir konuyu üst düzeydeki kişilere taşımak
issue banknotes v. banknot çıkarmak
issue a check v. çek yazmak
issue money v. emisyonda bulunmak
issue securities v. menkul kıymet çıkarmak
issue money v. para basmak
issue licence v. ruhsat vermek
issue a policy v. poliçe düzenlemek
issue a bill v. senet düzenlemek
issue a bill v. poliçe keşide etmek
issue a communique v. tebliğ çıkarmak
issue bond v. tahvil ihraç etmek
issue bond v. tahvil çıkarmak
issue a communication v. tebliğ çıkarmak
Law
tender of issue n. davalının kararı kabul etmeyip mahkemeye ve jüriye tekrar değerlendirme için sunması
general issue n. genel itiraz sonucu yapılan ihraç
object at issue n. anlaşmazlık konusu
preliminary issue n. bekletici mesele
collateral issue n. bir davanın esasını ilgilendirmeyen ihtilaf
object at issue n. davalı konu
joinder in issue n. davacı ve davalının aynı davada birleştirilmesi
plea of the general issue n. davaya konuyu olan bir suçun tamamen inkarı
collateral issue n. dolaylı ihtilaf
collateral issue n. dolaylı ehemmiyetteki konu
bank of issue n. emisyon bankası
want of issue n. füruun bulunmaması
lawful issue n. füru
issue of law n. hukuki mesele
joinder in issue n. hükümden önce son murafaa
issue of law n. hukuk sorunu
joinder in issue n. hükümden önce son duruşma
bank of issue n. ihraç bankası
object at issue n. ihtilaf konusu
object at issue n. ihtilaflı mesele
request to issue enforcement proceedings n. icra takip talebi
collateral issue n. ikinci derecede önemli konu
lawful issue n. meşru evlatlar
bank of issue n. merkez bankası
object at issue n. münazaa konusu
bank of issue n. para yerine geçen banknot çıkaran banka
bond issue n. tahvil çıkarma
issue of stay order n. yürütmenin durdurulması
joinder of issue n. tarafların birleştirilmesi
general issue n. genel itiraz
general issue n. dava
feigned issue n. dava sürecindeki değerlendirmeyi jüriye taşımak için uydurulmuş hukuki mesele
issue an arrest warrant in absentia v. gıyabında tutuklama kararı vermek
issue a summons v. mahkeme çağrısı yollamak
issue a decree v. kararname çıkarmak