işlenmemiş - Turkish English Dictionary
History

işlenmemiş



Meanings of "işlenmemiş" in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

Turkish English
General
işlenmemiş uncut adj.
işlenmemiş unfinished adj.
işlenmemiş uncultivated adj.
işlenmemiş in the raw adj.
işlenmemiş unimproved adj.
işlenmemiş virgin adj.
işlenmemiş crude adj.
işlenmemiş unreclaimed adj.
işlenmemiş rough adj.
işlenmemiş unbroken adj.
işlenmemiş undressed adj.
işlenmemiş unlaboured adj.
işlenmemiş uncommitted adj.
işlenmemiş rude adj.
işlenmemiş unprocessed adj.
işlenmemiş scurrile adj.
işlenmemiş blank adj.
işlenmemiş raw adj.
işlenmemiş untreated adj.
işlenmemiş unsorted adj.
işlenmemiş unlabored adj.
işlenmemiş chaste adj.
işlenmemiş natural adj.
işlenmemiş unpolished adj.
işlenmemiş uncultivated adj.
işlenmemiş undomesticated adj.
işlenmemiş unexploited adj.
işlenmemiş wild adj.
işlenmemiş lumpy adj.
işlenmemiş roughhewn adj.
işlenmemiş infabricated adj.
işlenmemiş incultivated [obsolete] adj.
işlenmemiş sleaved adj.
işlenmemiş sloven adj.
işlenmemiş unrefined adj.
Idioms
işlenmemiş (as) rough as rawhide adj.
Trade/Economic
işlenmemiş uncommitted adj.
işlenmemiş unwotked adj.
işlenmemiş crude adj.
işlenmemiş unprocessed adj.
işlenmemiş unreclaimed adj.
işlenmemiş raw adj.
işlenmemiş unworked adj.
işlenmemiş primary adj.
Law
işlenmemiş uncommitted adj.
Technical
işlenmemiş raw adj.
işlenmemiş coarse adj.
işlenmemiş crude adj.
işlenmemiş nontreated adj.
işlenmemiş without surface treatment adj.
işlenmemiş unwrought adj.
işlenmemiş unmachined adj.
işlenmemiş virgin adj.
işlenmemiş untreated adj.
Construction
işlenmemiş undressed adj.
işlenmemiş unfinished adj.
Food Engineering
işlenmemiş unprocessed adj.
Agriculture
işlenmemiş uncultivated adj.
işlenmemiş uneared adj.
işlenmemiş unhusbanded adj.
işlenmemiş unmanured [obsolete] adj.
Tobacco
işlenmemiş unmanipulated adj.

Meanings of "işlenmemiş" with other terms in English Turkish Dictionary : 127 result(s)

Turkish English
General
hiç işlenmemiş toprak virgin soil n.
güneybatı amerika'da özellikle alkali topraklarda hayvanları yemlemek için kullanılan işlenmemiş bir bitki sacaton n.
işlenmemiş şey rough n.
yerleşim yerleri dışında açık ve işlenmemiş arazi moor n.
hiç işlenmemiş topraklar virgin soil n.
işlenmemiş metal parçası slug n.
işlenmemiş (toprak) lea n.
işlenmemiş parça blank n.
işlenmemiş deri pelt n.
boş ve işlenmemiş arazi waste n.
işlenmemiş yüzeyli taşduvar rockwork n.
işlenmemiş kereste untreated timber n.
işlenmemiş topraklarda yaşayan kimseler için kullanılan bir soyadı wild n.
işlenmemiş toprak alanı brisé [obsolete] n.
işlenmemiş deriden yapılan ayakkabı rullion [scotland] n.
işlenmemiş lifli sert kumaş felt n.
işlenmemiş olma primitivism n.
işlenmemiş mahsul standing crop n.
işlenmemiş deriden yapılan kamçıyla vurmak rawhide v.
işlenmemiş (deri) undressed adj.
işlenmemiş (toprak) undeveloped adj.
işlenmemiş (toprak) uncultivated adj.
hiç işlenmemiş virgin adj.
işlenmemiş (tarla) unploughed adj.
işlenmemiş (toprak) untilled adj.
işlenmemiş (tarla) unplowed adj.
bilgisayarla işlenmemiş uncomputerized adj.
özel olarak işlenmemiş undressed adj.
ince işlenmemiş unelaborated adj.
işlenmemiş (suç) unperpetrated adj.
tamamen işlenmemiş green adj.
işlenmemiş (maden) primary adj.
işlenmemiş durumda in the rough adv.
Colloquial
işlenmemiş elmas diamond in the rough n.
işlenmemiş cevher a diamond in the rough n.
işlenmemiş cevher a rough diamond n.
işlenmemiş elmas a rough diamond n.
işlenmemiş elmas a diamond in the rough n.
işlenmemiş cevher diamond in the rough n.
Idioms
işlenmemiş/yontulmamış halde in a state of nature expr.
işlenmemiş durumda in rough expr.
Trade/Economic
işlenmemiş ürünler unprocessed raw materials n.
işlenmemiş bilgiler raw data n.
işlenmemiş tarım ürünü unprocessed agricultural product n.
işlenmemiş veri raw data n.
Industry
düzenekle hareket edip işlenmemiş demiri cürufundan ayıran ağır çekiç shingling hammer n.
işlenmemiş demirin cürufundan ayrıldığı ocak shingling mill n.
işlenmemiş elmasın en dış katmanı skin n.
(deri) işlenmemiş green adj.
Technical
işlenmemiş deriden yapılan kamçı ya da ip rawhide n.
işlenmemiş optik cam blank n.
işlenmemiş taş rough stone n.
işlenmemiş pamuk raw cotton n.
işlenmemiş su untreated water n.
işlenmemiş yün virgin wool n.
işlenmemiş kenar sharp edge n.
işlenmemiş ham demir puddleiron n.
işlenmemiş veri raw data n.
işlenmemiş optik cam parçaları selected chunks n.
işlenmemiş ahşap untreated timber n.
işlenmemiş metal rough metal n.
işlenmemiş dişli gear blank n.
işlenmemiş gereç virgin material n.
işlenmemiş su raw water n.
işlenmemiş sert toprak hardpan n.
işlenmemiş deri rawhide n.
işlenmemiş metal virgin metal n.
işlenmemiş - işlenmiş sinyal wet-dry signal n.
işlenmemiş gereç raw material n.
işlenmemiş deri whang n.
işlenmemiş değerli bir taşın yüzeyindeki iç kısmın incelenmesini sağlayan cilalı yüzey window n.
işlenmemiş elmas rough diamond n.
işlenmemiş kereste roughstrings n.
işlenmemiş kömür solid n.
oksi asetilin alevi veya aşındırıcı toz ile işlenmemiş çeliğin yüzeyindeki kusurları gidermek scarf v.
(et ve yağını ayırarak) işlenmemiş deriyi hazırlamak scrape v.
yüzeyi işlenmemiş undressed surface adj.
döverek işlenmemiş (demir) unshingled adj.
(çelik) işlenmemiş black adj.
Computer
işlenmemiş veri raw data n.
Telecom
işlenmemiş veri coarse data n.
Textile
silindir kumaş baskısında fazla boyayı emmesi için kullanılan işlenmemiş bez backcloth n.
işlenmemiş yün new wool n.
işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı velskoene n.
işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı veldskoen n.
işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı veldskoene n.
işlenmemiş kenar raw edge n.
kumaşın işlenmemiş kenarlarını sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle dikme overcasting n.
kumaşın işlenmemiş kenarlarının sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle yapılan dikiş overcasting n.
16. yüzyılda alt tabakanın kullandığı ratine benzeri işlenmemiş ve ince bir kumaş cogware n.
yolunup boyanarak giysi yapımında kullanılan işlenmemiş fok derisi seal n.
(kumaşın işlenmemiş kenarlarını) üç iğneli dikiş makinesi ile sürfile yapmak serge v.
işlenmemiş (kumaş) unfinished adj.
işlenmemiş (dokuma) gray adj.
(kumaş) işlenmemiş grey adj.
Architecture
yüzeyi işlenmemiş blank adj.
Construction
işlenmemiş taş field stone n.
Woodworking
işlenmemiş kereste undressed lumber n.
işlenmemiş ağaç undressed timber n.
kereste fabrikasında işlenmemiş unmilled adj.
hızarhanede işlenmemiş unmilled adj.
bıçkıhanede işlenmemiş unmilled adj.
Mining
işlenmemiş töz mine run n.
işlenmemiş töz run-of-mine n.
işlenmemiş cevher work n.
Medical
işlenmemiş yığın unprocessed bulk n.
Food Engineering
işlenmemiş hamsi yağı unprocessed anchovy oil n.
işlenmemiş gıda whole food n.
tam ve işlenmemiş tahıl taneleri wholegrains n.
ruşeym ve kepek içeren doğal veya işlenmemiş tahıla ait whole-grain adj.
ruşeym ve kepek içeren doğal veya işlenmemiş tahılla ilgili whole-grain adj.
(et) işlenmemiş green adj.
Chemistry
işlenmemiş su raw water n.
Botanic
işlenmemiş kenevir yaprağı bang n.
Agriculture
işlenmemiş arazi undeveloped land n.
değirmende işlenmemiş (tohum, tahıl) unmilled adj.
Apiculture
işlenmemiş bal virgin honey n.
işlenmemiş bal unprocessed honey n.
işlenmemiş balmumu virgin wax n.
Archaeology
çeşitli prehistorik anıtlarda kullanılan işlenmemiş devasa taşlar megalith n.
işlenmemiş (alet) unworked adj.
işlenmemiş devasa taşlarla inşa edilmiş megalithic adj.
Philosophy
deneyimle elde edilen ve varsayımsal olan işlenmemiş bilgi given n.
Military
işlenmemiş not raw score n.
Photography
işlenmemiş görüntü stock n.
Slang
(kaba davranışlı iyi kimse için) işlenmemiş cevher rough diamond n.
Metallurgy
işlenmemiş ham çelik puddled steel n.