kanı - Turkish English Dictionary
History

kanı



Meanings of "kanı" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

Turkish English
Common Usage
kanı view n.
General
kanı view n.
kanı idea n.
kanı esteem n.
kanı sight n.
kanı fancy n.
kanı surmise n.
kanı sense n.
kanı opinion n.
kanı estimation n.
kanı impression n.
kanı conviction n.
kanı judgment n.
kanı eye n.
kanı judgement n.
kanı verdict n.
kanı notion n.
kanı thought n.
kanı image n.
kanı persuasion n.
kanı belief n.
kanı deliverance n.
kanı impressure n.
kanı feeling n.
kanı mind n.
kanı judgement call n.
kanı conclusion n.
kanı opinion n.
kanı eyes n.
Colloquial
kanı vardy [dialect] n.
Idioms
kanı a school of thought n.
Trade/Economic
kanı position n.

Meanings of "kanı" with other terms in English Turkish Dictionary : 238 result(s)

Turkish English
General
yanlış kanı misconception n.
genel kanı general opinion n.
toplardamar kanı venous blood n.
genel kanı general view n.
ortak kanı common view n.
ortak kanı general view n.
ortak kanı general opinion n.
ortak kanı common opinion n.
küresel kanı global view n.
şehit kanı martyrs' blood n.
genel kanı general feeling n.
boş kanı superstition n.
insan kanı human blood n.
köpek kanı dog blood n.
yaygın kanı/inanış/bilgi popular wisdom n.
at kanı horse blood n.
sekizde bir oranında zenci kanı taşıyan kişi octoroon n.
ortak kanı consensus n.
kanı kaynayan genç blood [uk] n.
kurbanlık kanı blood n.
(kurbanlık kanı temsilen) şarap blood n.
sekizde bir oranında siyahı kanı taşıyan kimse métis n.
kanı kaynayan genç buckie n.
anlayamama sonucu oluşan yanlış fikir veya kanı misappreciation n.
yanlış kanı misknowledge n.
yanlış kanı mispersuasion n.
yanlış kanı myth n.
genel kanı idée reçue n.
(bazı kiliselerdeki kabule göre) hz. isa'nın bedeni ve kanı olarak görülen komünyon unsurları presence n.
genel kanı conventional wisdom n.
ortak kanı cry n.
durdurmak (kanı) stanch v.
kanı durdurmak staunch v.
kanı ısınmak warm to v.
kanı dindirmek staunch the flaw of blood v.
kanı donmak be shocked v.
kanı kaynamak cotton to v.
kanı kaynamak be full of beans v.
kanı kaynamak take a shine to somebody v.
akan kanı durdurmak stanch v.
kanı ısınmak take a shine to somebody v.
dolaştırmak (kanı/havayı) circulate v.
kanı kaynamak click v.
kanı kaynamak take to v.
kanı donmak be petrified v.
kanı kaynamak be full of life v.
kanı kaynamak hit it off with somebody v.
kanı çekilmek (the blood) to be drained v.
kanı kaynamak hit it off v.
kanı kaynayıvermek take to v.
kanı kaynamak take a liking to something v.
kanı ısınmak take a liking to someone v.
kanı kaynamak take a liking to someone v.
kanı ısınmak take a fancy to something v.
kanı kaynamak take a fancy to someone v.
kanı kaynamak take a fancy to something v.
kanı ısınmak take a fancy to someone v.
kanı ısınmak take a liking to something v.
kanı boşaltmak let blood v.
akan kanı/katliamı durdurmak limit the bloodshed v.
kanı kaynamak bile [dialect] v.
avcının yüzüne av kanı sürerek avcılığa kabul etmek blood v.
kanı kaynamak conceit [uk] v.
(kanı) keserek akıtmak shed v.
kanı durduran astringent adj.
kanı sıcak friendly adj.
kanı donmuş petrified adj.
kanı sulandırıcı (nitelikte) blood diluent adj.
kanı bozuk of bad stock/family adj.
kanı bozuk base adj.
kanı bozuk mean adj.
kanı durduran adstringent adj.
kanı akıtılmamış ungored adj.
kanı etkileyen hematic adj.
kanı kaynayan brawling adj.
neşeli ve kanı kaynayan bully adj.
kanı pahasına at the cost of one's life adv.
kanı donmuş bir şekilde petrifiedly adv.
kanı donduracak şekilde shockingly adv.
kanı beynine sıçratarak infuriatingly adv.
Phrases
yerleşik kanı olarak kabul edilen accepted as given expr.
Colloquial
kanı desteklediği takım renginde akmak bleed v.
bu kimin kanı? whose blood is that? expr.
Idioms
içinde tavuk kanı olan torba cackle-bladder n.
kendiyle aynı kanı taşıyan kimse flesh and blood n.
kanı donmak/çekilmek look as if (one) has seen a ghost v.
ilk kanı akıtmak draw first blood v.
(birisinin) kanı eline bulaşmak have (someone's) blood on (one's) head v.
(birisinin) kanı ellerinde olmak have (someone's) blood on (one's) head v.
kanı donmak a chill runs/goes down (one's) spine v.
kanı donmak a chill runs/goes down somebody’s spine v.
kanı donmak (one's) blood runs cold v.
kanı ısınmak get on like a house afire v.
birbirine anında kanı kaynamak get on like a house afire v.
birine kanı ısınmak take a shine to someone v.
birine kanı ısınmak take someone into one's heart v.
birine kanı ısınmak hit it off with somebody v.
birinin kanı eline bulaşmış olmak have someone's blood on one's hands v.
birine kanı ısınmak hit it off with someone v.
birisine kanı kaynamak take a shine to someone v.
birisine kanı ısınmak take a shine to someone v.
kanı başına sıçramak see red v.
kanı kaynamak take a shine to someone v.
kanı kaynamak take a shine to v.
kanı kaynamak develop liking v.
kanı kaynamak take a fancy to v.
kanı başına sıçramak blow one's top v.
kanı kaynamak hit it off v.
kanı donmak curdle the blood v.
kanı donmak/çekilmek look as though (one) has seen a ghost v.
(birinin) kanı donmak (one's) hair stands on end v.
kanı donmak/çekilmek look as if you have seen a ghost v.
kanı donmak/çekilmek look like (one) has seen a ghost v.
(birine/bir şeye) kanı ısınmak take (someone or something) into (one's) heart v.
(birine/bir şeye) kanı kaynamak take a shine to (someone or something) v.
kanı ısınmak take into heart v.
kanı donmuş/çekilmiş white around the gills adj.
(birinin) kanı (birinin) ellerinde (someone's) blood is on (one's) hands expr.
(birinin) kanı (birinin) ellerine bulaştı (someone's) blood is on (one's) hands expr.
Trade/Economic
genel kanı accepted opinion n.
kanı faydası image utility n.
Law
dava hakkında varılan kesin kanı abiding conviction n.
kanı bozukluk corruption of blood n.
önceden varılan kanı presurmise n.
Technical
ejderha kanı dragon's blood n.
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek air out v.
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek aerate v.
Medical
kanı durdurmak için sarılan sargı torcular n.
kanı durdurmak için sarılan sargı torniquet n.
arter kanı örnekleri arterial blood samples n.
akan kanı kolay dinmeyen kimse bleeder n.
anne kanı ile fetal kan arasında rh uyuşmazlığı nedeniyle yeni doğan çocukta ortaya çıkan patolojik durum erythroblastosis fetalis n.
bombay kanı bombay blood group n.
bombay kanı bombay blood n.
bombay kanı hh antigen system n.
dana kanı tedavisi calf-blood treatment n.
ekstrakorporal kanı temizleme prosedürü extracorporeal blood cleansing procedure n.
fetüs kanı fetal blood n.
fetal kordon kanı karyotip incelemesi cordocentesis n.
fetal kordon kanı karyotip incelemesi umbilical cord blood sampling n.
göbek kordon kanı umbilical cord blood n.
insan kanı ve kan bileşenleri human blood and blood components n.
insan kanı türevi human blood derivative n.
insan kanı türevleri human blood derivatives n.
kanı pıhtılaştıran lipoprotein thromboplastin n.
kanı sulandırıcı attenuant n.
kordon kanı umbilical cord blood n.
kordon kanı cord blood n.
toplardamar kanı venous blood n.
topuk kanı alınması heel lance n.
uterus mukozasının besleyici kanı trophema n.
yeni doğan kanı neonatal blood n.
pis kanda bulunan atıkları diyalizle süzdükten sonra temiz kanı vücuda geri aktaran bir makine artificial kidney n.
pis kanda bulunan atıkları diyalizle süzdükten sonra temiz kanı vücuda geri aktaran bir makine hemodialyzer n.
pankreastaki kanı boşaltan ve üst mezenterik ve dalak damarlarına açılan damarlar venae pancreatica n.
pankreastaki kanı boşaltan ve üst mezenterik ve dalak damarlarına açılan damarlar pancreatic vein n.
böbrekteki kanı böbrek toplardamarına boşaltan damarlar venae renis n.
göz akındaki kanı boşaltan ön kirpiksi venin dalları venae sclerales n.
göz akındaki kanı boşaltan ön kirpiksi venin dalları scleral veins n.
kanı sulandıran madde diluent n.
ciğerlere hava alarak kirli kanı temiz kana dönüştürmek arterialise v.
ciğerlere hava alarak kirli kanı temiz kana dönüştürmek arterialize v.
etki gücünü kaybetmiş bağışık kanı tekrar eski durumuna getirmek reactivate v.
(kanı) şant takarak aktarmak shunt v.
kanı pıhtılaşmayan hemophilic adj.
kanı azalmış anhydremic adj.
kanı oksijensiz anoxaemic adj.
kanı oksijensiz anoxemic adj.
kanı pıhtılaşmayan haemophilic adj.
kanı durduran apocrustic adj.
kanı etkileyen hemic adj.
kanı pıhtılaşmayan hemophile adj.
kanı analiz ederek serologically adv.
Anatomy
hepatik lobüllerde yer alan ve kanı karaciğer sinüzoitlerinden alan venler central veins of liver n.
göğüs duvarlarından kanı boşaltan damarlar thoracic vein n.
göğüs duvarlarından kanı boşaltan damarlar vena thoracica n.
kirli kanı kalbin sağ odacığından alıp sağ ve sol akciğer atardamarlarına dağıtan arter truncus pulmonalis n.
kirli kanı kalbin sağ odacığından alıp sağ ve sol akciğer atardamarlarına dağıtan arter pulmonary trunk n.
vücudun baş kısmından kanı boşaltan büyük damar anterior cardinal vein n.
çene altında bulunan ve alt yüzdeki kanı boşaltan damar anterior jugular vein n.
apandis arteriyle birleşerek kanı ileokolik damara boşaltan bir toplardamar appendicular vein n.
apandis arteriyle birleşerek kanı ileokolik damara boşaltan bir toplardamar vena appendicularis n.
kulağa temiz kanı getiren atardamar arteria auricularis n.
damarlardan kanı alarak ventriküle pompalayan kalp odacığı atrium n.
gırtlaktaki kanı tahliye eden iki toplardamardan biri laryngeal vein n.
gırtlaktaki kanı tahliye eden iki toplardamardan biri vena laryngea n.
safra kesesinden venöz kanı boşaltan toplardamar vena cystica n.
safra kesesinden venöz kanı boşaltan toplardamar cystic vein n.
sertzardaki sinüslerdeki kanı kafatasının dışındaki damarlara boşaltan kafa derisi ile kafa arasındaki bağlantıyı sağlayan damarlardan biri vena emissaria n.
yüzdeki kanı drene eden toplardamarlardan her biri vena facialis n.
yüzdeki kanı drene eden toplardamarlardan her biri facial vein n.
mide duvarındaki venöz kanı boşaltan damarlardan biri vena gastrica n.
mide kardiyasındaki venöz kanı boşaltan damar vena gastrica sinistra n.
mide kardiyasındaki venöz kanı boşaltan damar left gastric vein n.
diz çevresindeki yapılardan kanı drene eden ve dizardı toplardamarına açılan damarlar vena genus n.
diz çevresindeki yapılardan kanı drene eden ve dizardı toplardamarına açılan damarlar genicular vein n.
vücudun her iki tarafındaki gluteal kaslardaki venöz kanı boşaltan damarlar vena gluteus n.
vücudun her iki tarafındaki gluteal kaslardaki venöz kanı boşaltan damarlar gluteal vein n.
dil ve ağız tabanından kanı alan ve iç boyun toplardamarı ve fasiyel damara boşaltan bir damar vena lingualis n.
dil ve ağız tabanından kanı alan ve iç boyun toplardamarı ve fasiyel damara boşaltan bir damar lingual vein n.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri vena pulmanalis inferior n.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri inferior pulmonary vein n.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri vena pulmonalis superior n.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri superior pulmonary vein n.
fasiyel toplardamar ile bu damarın arka kolunun birleşiminden oluşarak kanı şahdamarına boşaltan damar common facial vein n.
elin arkası ile ön koldaki kanı toplayıp koltukaltı toplardamarına boşaltan damar basilic vein n.
elin arkası ile ön koldaki kanı toplayıp koltukaltı toplardamarına boşaltan damar vena basilica n.
bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan iki venden her biri saphenous n.
bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan venler saphenous veins n.
bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan saphenous adj.
Physiology
kanı pıhtılaştıran lipoprotein thrombokinase n.
kanı pıhtılaştıran lipoprotein factor III n.
kanı damarlara ileten kalp hareketleri ballistics n.
kanı sert zardaki boşluklardan kafatasının dışındaki damarlara boşaltan emissary adj.
Pathology
böbreğin nefronunun kanı filtreleyici bileşeni renal corpuscle n.
kanı pıhtılaşmayan hemophiliac adj.
Pharmaceutics
kanı sulandıran anticoagulative adj.
Parasitology
trombiculidae ya da trombidiidae familyasına ait, larvaları insan ve hayvan kanı emen akarlara verilen ad chegoe n.
Gastronomy
domuz kanından yapılan sosise benzeyen ancak domuz kanı içeremeyen bir tür sosis white pudding [uk] n.
Math
çarpan çizgesine eşdeğer markov rasgele alanı üstüdeki kanı yayılma algoritması the sum-product algorithm n.
çarpan çizgesine eşdeğer markov rasgele alanı üstüdeki kanı yayılma algoritması belief propagation n.
kanı yayılma algoritması the sum-product algorithm n.
kanı yayılma algoritması belief propagation n.
Zoology
kanı soğuk haematocryal adj.
Botanic
kardeş kanı dracaena marginata n.
ejderha kanı ağacı dracaena draco n.
ejderha kanı ağacı dragon tree n.
History
(eski ingiltere orman yasalarında) geyik kanı bulaşmış el bloody hand n.
Religious
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığını, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağını savunan dini öğreti receptionism n.
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığına, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağına inanan kimse receptionist n.
(isa'nın bedeni ve kanı ile komünyondaki ekmek ve şarabın özü) aynı anda var olmak consubstantiate v.
Mythology
tanrı kanı ichor n.
Slang
kanı kaynama no chill n.
sekizde bir beyaz sekizde yedi zenci kanı taşıyan kimse sacatra n.
vampir kanı v-juice n.
boksör kanı tomato juice n.
kanı donmak piss (oneself) n.
kanı kaynamış switched on adj.