kontrol - Turkish English Dictionary
History

kontrol



Meanings of "kontrol" in English Turkish Dictionary : 58 result(s)

Turkish English
Common Usage
kontrol check n.
kontrol control n.
General
kontrol countenance n.
kontrol checkout n.
kontrol grip n.
kontrol superintendence n.
kontrol governance n.
kontrol composure n.
kontrol wire n.
kontrol overhaul n.
kontrol examination n.
kontrol clutch n.
kontrol helm n.
kontrol rein n.
kontrol command n.
kontrol control n.
kontrol disposal n.
kontrol hand n.
kontrol curb n.
kontrol controlling n.
kontrol metering n.
kontrol rounds n.
kontrol supervision n.
kontrol kerb n.
kontrol reiglement [obsolete] n.
kontrol bandon n.
kontrol episcopy n.
kontrol leash n.
kontrol jurisdiction n.
kontrol gripe n.
kontrol rule n.
kontrol containment n.
kontrol cognisance n.
kontrol cognizance n.
kontrol orchestration n.
kontrol subjection [obsolete] n.
kontrol supervisal n.
kontrol pilot adj.
kontrol diagnostic adj.
Trade/Economic
kontrol supervision n.
kontrol checking n.
kontrol visitation n.
kontrol audit n.
Law
kontrol control n.
Politics
kontrol controlling n.
Technical
kontrol inspection n.
kontrol direction n.
kontrol check n.
kontrol supervision n.
kontrol checking n.
Automotive
kontrol control n.
Aeronautic
kontrol controlling n.
Medical
kontrol control n.
Food Engineering
kontrol controlling n.
Statistics
kontrol control n.
Religious
kontrol obedience n.
Military
kontrol command n.
British Slang
kontrol once-over n.

Meanings of "kontrol" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
kontrol kalemi test light n.
kontrol altına almak bring under control v.
kontrol etmek control v.
kontrol etmek check v.
kontrol edilmiş controlled adj.
General
kontrol uçuşu check flight n.
kontrol mühendisliği control engineering n.
doğum kontrol hapı birth control pill n.
sosyal kontrol social control n.
kontrol paneli desk n.
hava trafik kontrol air traffic control n.
doğum kontrol hapı contraceptive pill n.
kontrol çubuğu absorbing rod n.
kontrol edilebilir rüya lucid dreaming n.
biyolojik kontrol sistemleri biological control systems n.
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet satellite state n.
kontrol alevi pilot burner n.
doğum kontrol hapı contraceptive n.
kontrol deliği manhole n.
ihracat kontrol export control n.
manuel vc kontrol ayarı man vc control setting n.
koruma ve kontrol genel müdürlüğü general directorate for protection and control n.
kontrol belgesi check n.
çoklu silah kontrol panel multiple weapon control panel n.
kontrol hayvanı control animal n.
kontrol teorisi control theory n.
biletleri kontrol eden veya yer gösteren görevli theater attendant n.
kendini kontrol etme self control n.
akıllı kontrol sistemleri intelligent control systems n.
doğum kontrol hapı the pill n.
giriş kontrol noktası access control point n.
kontrol programı monitoring program n.
kontrol aleti survey instrument n.
kontrol grafiği control chart n.
kontrol aygıtı tester n.
kontrol etme controlling n.
kendini kontrol edebilirlik assuredness n.
dijital kontrol sistemleri digital control systems n.
kontrol paneli instrument panel n.
kontrol işareti check n.
trafik kontrol noktası traffic control point n.
tartı kontrol memuru check weighman n.
kontrol edilemeyen seks düşkünlüğü satyriases n.
sıkı kontrol strict control n.
kontrol kapsamı span of control n.
kontrol sistemleri controls systems n.
çekirge kontrol locust control n.
kontrol listesi checklist n.
uyarlanabilir kontrol sistemleri adaptive control systems n.
kontrol paneli panel n.
ihraç kontrol bilgisi export controlled information n.
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet protectorate n.
sayısal kontrol sistemleri digital control systems n.
kontrol edilebilir rüya lucid dream n.
hücresel kontrol mekanizması cellular control mechanisms n.
genel kontrol general overview n.
kontrol tablosu instrument panel n.
kontrol aygıtı control apparatus n.
kontrol programı monitor program n.
kontrol kuponu auditor's coupon n.
doğrusal olmayan kontrol teorisi nonlinear control theory n.
doğum kontrol aleti contraceptive n.
çevre kirliliğini önleme ve kontrol genel müdürlüğü general directorate of environmental pollution prevention and control n.
trafik kontrol traffic control n.
gıda kontrol food control n.
shewart kalite kontrol grafiği shewart quality control charts n.
roket kontrol devresi missile control circuit n.
kontrol eden wielder n.
elle basılmış biletin kontrol kuponlarını taklit etme cardboarding n.
kontrol altına alma pacification n.
kontrol hanesi check digit n.
kontrol düğmesi knob n.
talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman sailing ticket n.
kalite kontrol quality control n.
yer ölçme kontrol noktası placemark n.
intihara eğilimli tutukluların gardiyanlarca sık sık kontrol edilmesi suicide watch n.
ara kontrol intermediate control n.
komuta ve kontrol sistemleri command and control systems n.
kirlenme kontrol donanımı pollution control equipment n.
kirlenme kontrol endüstrisi pollution control industry n.
taşıyıcı kontrol sistemleri carrier control systems n.
pnömatik kontrol pneumatic control n.
mimari kontrol architectural control n.
kalite kontrol sertifikası quality control certificate n.
kalite kontrol belgesi quality control certificate n.
kontrol mühendisi control engineer n.
optimal kontrol optimal control n.
bilgisayarlı kontrol computerized control n.
planlama ve kontrol planning and control n.
kendini kontrol edememe nonrestraint n.
kontrol edilemeyen yangın grass fire n.
kontrol edilemeyen yangın wild fire n.
kontrol edilemeyen yangın wildland fire n.
kontrol edilemeyen yangın wildfire n.
kontrol edilemeyen yangın vegetation fire n.
kontrol edilemeyen yangın hill fire n.
kontrol edilemeyen yangın gambut n.
kontrol edilemeyen yangın peat fire n.
kontrol edilemeyen yangın forest fire n.
kontrol edilemeyen yangın bushfire n.
erkekleri kontrol edebilen kadın ballbreaker n.
doğum kontrol yöntemleri birth control methods n.
periyodik stok kontrol periodical stock control n.
bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol walk through n.
bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol walkthrough n.
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme mind over matter n.
önceden sezme yoluyla kontrol anticipating control n.
sistem ve kontrol system and control n.
yeniden kontrol reinspection n.
kontrol etme checking n.
kontrol birimi controller n.
kontrol aygıtı controller n.
kontrol eden controller n.
tekrar kontrol counter check n.
kapı kontrol ünitesi door control unit n.
su kirliliği kontrol yönetmeliği water pollution control regulations n.
uzaktan kontrol remote control n.
kapı kontrol yapısı gatehouse n.
vaka-kontrol çalışmaları case-control studies n.
hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgah check-in desk n.
gerçek zamanlı sayısal kontrol real-time numerical control n.
bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol walk-through n.
kendi kendini kontrol self-test n.
kendini kontrol etme self-control n.
gerçek zamanlı kontrol real-time control n.
gerçek zamanlı kontrol sistemleri real-time control systems n.
nbc kontrol merkezi nuclear-biological-chemical control center n.
kontrol etme inspection n.
trafik kontrol noktası checkpoint n.
kontrol altına alınamayan büyük yangın conflagration n.
kontrol grubu control group n.
tatminkar kontrol satisfactory control n.
limit kontrol limit control n.
mal sahibinin kontrol elemanı owner's inspector n.
doğum kontrol hapı pill n.
kontrol deliği peep hole n.
tatmin edici kontrol satisfactory control n.
tek dokunma ile kontrol one touch control n.
tek tuş kontrol one touch control n.
deney sonuçlarının doğruluğunu kontrol etme validation n.
son derece hızlı biçimde yayılan ve kontrol altına alınamayan orman yangını crown fire n.
kontrol tarihi control date n.
kontrol tarihi date of control n.
etkin kontrol effective control n.
aşırı kontrol over-monitoring n.
kredi kontrol credit control n.
sıkı kontrol tight control n.
doğum kontrol hapı morning after pill n.
kontrol felsefesi control philosophy n.
kontrol etme supervising n.
istatistiki kontrol statistical control n.
kontrol hastası control nut n.
kontrol noktası checkpoint n.
kontrol noktaları checkpoints n.
iç kontrol bileşenleri components of internal control n.
kalite kontrol qc (quality control) n.
kontrol tarihi time horizon n.
doğum kontrol hapı anti-baby pill n.
kontrol paneli control board n.
tekrar kontrol etme countercheck n.
hız kontrol düzeni cruise control n.
kontrol mekanizması detent n.
kontrol edilemezlik unmanageableness n.
kontrol edilemezlik refractoriness n.
kontrol edilemezlik recalcitrance n.
diyafram (bir doğum kontrol yöntemi) dutch cap n.
son kontrol final check n.
polis sınır kontrol noktası border checkpoint n.
makul kontrol reasonable control n.
insan davranışının yalnızca bireyin genleri ve bir takım psikolojik faktörlerin etkisiyle oluştuğuna ve kontrol edildiğine inanan görüş biodeterminism n.
proses kontrol mühendisi process control engineering n.
kontrol edilemeyen yangın raging fire n.
kontrol edi̇lebi̇li̇rli̇k inspectability n.
ses kontrol sound control n.
ses kontrol sound check n.
kontrol tarihi date of inspection n.
kontrol tarihi date of control n.
kontrol illüzyonu illusion of control n.
bilet kontrol ticket control n.
bir insanın kötü bir ruh tarafından ele geçirilip kontrol edildiğine inanması cacodemonia n.
doğum kontrol takvim yöntemi calendar method of birth control n.
meditasyon ile zihnin enerjisini kontrol etmeye ve kullanmaya dayalı bir yoga çeşidi raja yoga n.
hava trafik kontrol air-traffic control n.
sıkı kontrol yapan kimse ramrod n.
rastgele kontrol testi random control test n.
kontrol etme back-checking n.
kontrol (listedeki bir ismin veya ögenin) checkage n.
hesapları kontrol etmekten sorumlu katip checkclerk [usa] n.
kontrol işlemi check-out procedure n.
çalışma saatlerini kontrol eden görevli time clerk n.
kontrol, durdurma allay [obsolete] n.
kontrol etme egis n.
kontrol edilemez olma uncontrollability n.
kontrol edilemezlik uncontrollability n.
kontrol edilemez olma uncontrollability n.
kontrol edilemez olma ungovernableness n.
kontrol edilemez olma unmanageability n.
kontrol edilemez olma untowardness n.
kontrol edilemez olma ungovernableness n.
kontrol edilemez olma untowardness n.
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücü bathmism n.
kontrol etmek için gerekli araç key n.
dağcının güvenlik halatını kontrol eden kimse belayer n.
özel çıkar elde ettikleri mevcut bir sistemi sürdürmeyi veya kontrol etmeyi amaçlayan gruplar vested interest n.
yüzerlik kontrol ceketi (ykc) buoyancy control device (bcd) n.
doğum kontrol savunucusu birth-control campaigner n.
doğum kontrol hapı birth-control pill n.
doğum kontrol savunucusu birth-control reformer n.
kontrol eden şey bit n.
başkalarının eylemleri üzerinde kontrol sahibi olan kimse master n.
yönetme, kontrol etme veya üstesinden gelme bilimi management n.
bir evin vb. kaynaklarını ve giderlerini kontrol eden kimse manager n.
eskrimde kılıcın hareketini kontrol eden başparmak ve işaret parmağı manipulator n.
kontrol etme manning n.
kontrol dışı unsur wildcard n.
her yeri kasıp kavuran kontrol edilemez durum wildfire n.
1970'lerden 1993'te liderleri öldürülene kadar kokain üretimini kontrol etmiş kolombiyalı bir uyuşturucu karteli medellin cartel n.
işi kontrol eden kadın workmistress n.
kontrol edilemeyen kayıp veya yayılma hemorrhage n.
tam kontrol hold n.
mutlak kontrol hold n.
kontrol eden kuvvet hold n.
kontrol eden etki hold n.
holding tarafından kontrol edilen şirket veya girişim holding n.
atların yürüyüşünü kontrol etmek için kullanılan deri koşum takımı hopple n.
kontrol edilemeyen gülme veya ağlama nöbeti hysteric n.
zihni, gölgeleri ve karanlığı kontrol etmek için kullanma umbrakinesis n.
su akışını kontrol etmek için suya daldırılmış gabyonlar gabionnade n.
atın boyunluğunda dizgini kontrol eden halka gag runner n.
kontrol alanı lurch [obsolete] n.
yönetim/kontrol sway n.
tarihi eserler, sanat hazineleri gibi objelerin satıldığı pazarları kontrol eden kartele mensup kimse ringster n.
başkalarını kontrol gücü olan kimse god n.
belirli bir durumu kontrol ettiği düşünülen hayali güç veya varlık god n.
halkı kontrol etmek için terörist yöntemleri kullanan polis teşkilatı gestapo n.
kontrol etme gücü governance n.
(orta çağ'da) britanya'nın bazı bölümlerinde yerel ticareti kontrol eden ve bazen yerel yönetimde rol alan tüccar birliği guild n.
bir şeyin hareketini kontrol için kullanılan halat veya kablo guyline n.
ateş kontrol etme gücü ignipotence [rare] n.
yangın kontrol gücü ignipotence [rare] n.
çok sayıda güçlü ve merkezi olarak kontrol edilen şubeleri olan kuruluş (çok uluslu şirket) octopus n.
doğum kontrol aracı olarak geri çekilme metodunu kullanan erkek onanist n.
aracı kontrol eden kimse operator n.
ek kontrol override n.
ilave manuel kontrol override n.
birebir kontrol rundown n.
tek tek kontrol rundown n.
kontrol altına alınabilen kimse impressionable n.
kontrol edilebilir olma impressionableness n.
ayrıcalıklı bir azınlığın kontrol ettiği grup oligarchy n.
ayrıcalıklı azınlığın kontrol ettiği kuruluş oligarchy n.
kontrol delisi control freak n.
üretim ve dağıtımı kontrol ederek rekabeti sınırlayan bağımsız kuruluş konsorsiyumu combine n.
kontrol yetkisine sahip olma command n.
kontrol yetkisini kullanma command n.
gümrük kontrol bölgesi customs n.
gümrük kontrol prosedürü customs n.
saatin vurma mekanizmasını kontrol eden pervanemsi çark fan n.
despotça kontrol iron fist n.
despotça kontrol iron hand n.
trafik kontrol cihazı policer n.
ağ trafiği kontrol yazılımı policer n.
pedal kontrol düğmesi pop n.
insan davranışının yalnızca bireyin genleri ve birtakım psikolojik faktörlerin etkisiyle oluştuğuna ve kontrol edildiğine inanan görüş biological determinism n.
çapraz kontrol yapma cross-check n.
çapraz kontrol aracı cross-check n.
insan kalabalıklarını kontrol edip yönlendirme crowd control n.
(köpek eğitiminde) köpek üzerinde kontrol sahibi olma positive correlation n.
kontrol deneyi control n.
kontrol eden kimse control n.
her şeyi kontrol etme takıntısı control freakery n.
kontrol edilebilirlik controllableness n.
üzerine hak veya kontrol sahibi olunan şey fief n.
yangın kontrol şeridi fireguard n.
kontrol etme ordinance n.
denetleme veya kontrol presidency n.
kontrol kabini pulpit n.
yeni kesilmiş hayvanların musevilik standartlarına göre caiz olup olmadığını kontrol eden görevli searcher n.
öz kontrol self-mastery n.
hava gemisinden bırakılan bir çeşit kontrol aracı sidecar n.
doğum kontrol aracı preventative n.
nazikçe kontrol altında tutma snaffle n.
birinin zihnini kontrol etme mind controlling n.
habersiz kontrol spot check n.
doğum kontrol süngeri spunge n.
kontrol altına alma squelch n.
envanter kontrol sorumlusu stocktaker n.
envanter kontrol sorumlusu stock-taker n.
duygularını kontrol edebilen kimse stoic n.
kontrol altına alma suggestion n.
demir yolu yol kontrol görevlisi supervisor n.
kereste kalitesini kontrol eden kimse surveyor n.
kontrol etme hold n.
kontrol etmek manage v.
zor kullanarak kontrol altına almak (bir yeri/halkı) subdue v.
kontrol etmek check out v.
kontrol etmek audit v.
kontrol etmek check on v.
kontrol etmek go over v.
kontrol altında tutmak stake in v.
kontrol etmek (kontrolden geçirilmiş bir şeyi) crosscheck v.
suyun derinliği ve dibin niteliğini kontrol etmek sound v.
kontrol etmek go through v.
kontrol altında tutmak keep down v.
kontrol etmek check up v.
kontrol altında tutmak keep a tight rein on v.
kontrol etmek discipline v.
sikkelerin ayarını kontrol etmek pyx v.
kontrol altına almak contain v.
kontrol etmek see over v.
stok kayıtlarını kontrol etmek take stock v.
kontrol altına almak smother v.
kontrol etmek examine v.
bakmak (kontrol etmek amacıyla) check on v.
kontrol altında tutmak kept down v.
biletini kontrol etmek (havaalanında) check in v.
kontrol etmek govern v.
kontrol etmek command v.
belirli bir şeyi arayarak bir şeyi kontrol etmek check for v.
kontrol altında tutmak keep under control v.
kontrol etmek superintend v.
kontrol etmek check up on v.
kontrol etmek explore v.
kontrol etmek make sure something is ok v.
kontrol işareti koymak check v.
kontrol etmek overhaul v.
kontrol etmek choke down v.
biletini kontrol ettirmek (havaalanında) check in v.
kontrol etmek choke back v.
kontrol altına almak check v.
kontrol altına almak curb v.
kontrol etmek check v.
kontrol altına alınmak be brought under control v.
yangını kontrol altına almak keep the fire under control v.
kontrol sağlamak assume control v.
yangını kontrol altına almak bring a fire under control v.
saati kontrol etmek check one's watch v.
zamanı kontrol etmek check one's watch v.
kontrol sağlamak gain control v.
saatini kontrol etmek check one's watch v.
kontrol sağlamak establish control v.
müsaitlik durumunu kontrol etmek check availability v.
kontrol altında tutmak keep something in check v.
kontrol yapmak perform control v.
kontrol altında olmak be under control v.
kontrol dışına çıkmak get out of control v.
kontrol yapmak exercise control v.
kontrol dışına çıkmak go out of control v.
kontrol edilmek be controlled v.
kontrol yapmak control v.
kontrol etmek make check v.
kendini kontrol etmek check oneself v.
kontrol etmek control v.
kontrol altında tutmak discipline v.
çifte kontrol yapmak double-check v.
-i kontrol etmek go over v.
çifte kontrol etmek double-check v.
tekrar kontrol etmek double-check v.
rasgele kontrol etmek spot-check v.
kontrol etmek guard v.
kontrol altına almak hold in v.
kontrol altına almak get under control v.
kontrol altında tutmak get under control v.
doğru olup olmadığını kontrol etmek check v.
kontrol etmek supervise v.
kontrol altına almak keep down v.
kontrol etmek monitor v.
kontrol etmek police v.
yeniden kontrol etmek recheck v.
kontrol etmek test v.
(sinirini vb) kontrol altında tutmak choke-down v.
(sinirini vb) kontrol altında tutmak choke back v.
(sinirini vb) kontrol altında tutmak choke off v.
kontrol etmek check over v.
kontrol etmek check through v.
kontrol etmek take something in hand v.
durumu kontrol altına almak get a grip on the situation v.
kontrol etmek inspect v.
uygunluğunu kontrol etmek screen out v.
kontrol altına almak bring someone under control v.
kontrol edilemez hale gelmek become uncontrollable v.
sonradan kontrol etmek control later v.
sonra kontrol etmek control later v.
yeniden kontrol etmek check again v.
tekrar kontrol etmek recontrol v.
tekrar kontrol etmek reexamine v.
yeniden kontrol etmek recontrol v.
yeniden kontrol etmek control again v.
tekrar kontrol etmek check again v.
yeniden kontrol etmek reexamine v.
tekrar kontrol etmek reinspect v.
tekrar kontrol etmek recheck v.
tekrar kontrol etmek control again v.
yeniden kontrol etmek reinspect v.
durumu kontrol altında tutmak handle the situation v.
durumu kontrol etmek handle the situation v.
hislerini kontrol etmek control one's feelings v.
kontrol altına almak restrain v.
kanamayı kontrol etmek control the bleeding v.
kontrol altında-olmamak not be under control v.
birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak try to control one’s life v.
çevreyi kontrol etmek check the perimeter v.
bir havaleyi kontrol etmek check on a wire transfer v.
arka tarafı kontrol etmek check the back v.
kontrol/denetim altına almak harness v.
tekrar kontrol etmek take another look v.
yönünü idare/kontrol etmek control the direction of v.
arabaları kontrol etmek check the cars v.
doğum kontrol hapı kullanmak be on the birth control pills v.
her şeyi kontrol altına almak have everything under control v.
numarayı kontrol etmek check the number v.
kimliğini kontrol etmek perform an identity check on someone v.
kontrol işareti koymak check off v.
kontrol altında tutmak control v.
tekrar kontrol etmek re-examine v.
yeniden kontrol etmek re-examine v.
kontrol etmek review v.
kontrol altına almak accoy v.
(nabız vb) kontrol etmek take v.
(bir merkezden) kontrol veya kumanda etmek tame v.
sıkı kontrol uygulamak ramrod v.
kimliğe bakarak yaş kontrol etmek card v.
kontrol etmek regle [obsolete] v.
kontrol etmek reigle [obsolete] v.
kontrol etmek rein v.
tılsımlar, müzik ya da tatlı sözle (hayvanı) yönlendirip kontrol etmek charm v.
kontrol altında tutmak check v.
kontrol etmek check into v.
kontrol listesine eklemek checklist v.
kontrol etmek haw and gee v.
gidişatını kontrol etmek turn v.
(kontrol edilen bir şeyi) serbest bırakmak unsubject v.
kontrol altında tutmak leash v.
valf aracılığı ile kontrol etmek valve v.
kapakçık aracılığı ile kontrol etmek valve v.
kontrol etmek man [dialect] v.
kontrol altında tutmak bind v.
bir şeyin ucuyla kontrol etmek bit v.
(yangını) köpük veya gaz örtüsü ile kontrol altına almak veya söndürmek blanket v.
yularla kontrol etmek halter v.
elle kontrol etmeye çalışmak wrestle v.
kontrol etmek brake v.
(bir şey) üzerinde kontrol sahibi olmak hold v.
(içki) etkilerini kontrol edebilmek hold v.
yönlendirmek veya kontrol etmek için tutmak (dizgin, silah) hold [obsolete] v.
kontrol altına almak hold up v.
kontrol altına almak hold up v.
(at) yürüyüşünü kontrol etmek için ön ve arka bacağı bandajlamak hopple v.
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek hypnotise v.
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek hypnotize v.
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek hypnotise v.
kayıt hazırlığında veya kayıt sırasında (ses) seviyesini veya kalitesini kontrol etmek monitor v.
(bir yerden çıkması gereken şeyi) kontrol altında tutmak hush v.
basılan malzemeyi kontrol edip düzeltmek line up v.
boşluğun boyutunu kontrol etmek gap v.
(fırındaki) ateşi yanarken kontrol etmek damp v.
titreşimini kontrol etmek damp v.
salınımını kontrol etmek damp v.
kontrol etmek gubernate v.
çok fazla kontrol etmek overcontrol v.
aşırı derecede kontrol etmek overgovern v.
kontrol etmek rule v.
kumandayla (cihazı) kontrol etmek dial v.
ilahi etkiyle kontrol etmek inspire v.
yangını kontrol altına almak contain a fire v.
koşullarla kontrol etmek circumstance [obsolete] v.
kontrol etmek coact v.
sıkıca kontrol etmek corset v.
kontrol altında tutmak contain v.
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek countercheck v.
(verilere, raporlara) çapraz kontrol uygulamak cross-check v.
(bir şeyle) kontrol altına almak fasten v.
(madeni paranın) ayarını kontrol etmek pix v.
(bilimsel deneyi) paralel deneyle kontrol etmek control v.
(makineyi) kontrol etmek control v.
kontrol altına almak cork v.
(kumaşı) kontrol tepsisinden geçirerek kusurlarını incelemek perch v.
ön kontrol yapmak precheck v.
önceden kontrol etmek precheck v.
kontrol etmek sneb [dialect] [uk] v.
kontrol altında tutmak sneb [dialect] [uk] v.
kontrol etmek snib [dialect] [uk] v.
kontrol altında tutmak snib [dialect] [uk] v.
bir ortamın ve kişinin havasını kontrol etmek vibe check v.
büyüyle kontrol etmek becharm v.
işletmeleri kontrol için gereken yatırımı azaltmak amacıyla holding şirketlerini üst üste dizmek pyramid v.
habersiz kontrol gerçekleştirmek spot check v.
(araç hareketini) tek yönlü kavrama ile kontrol etmek sprag v.
sapma miktarını kontrol etmek square v.
(gücünü kontrol altında tutmak için) var gücü ile yarışmamak stall [obsolete] v.
kontrol altında tutmak still v.
kontrol altına almak strangle v.
kontrol etmek sue [obsolete] v.
telkin yolu ile kontrol altına almak suggestionise [uk] v.
telkin yolu ile kontrol altına almak suggestionize [us] v.
kontrol etmek superinspect v.
kontrol eden controlling adj.
kontrol edilemez unmanageable adj.
kontrol edilmemiş unchecked adj.
kontrol edilemeyen uncurbed adj.