mono - Turkish English Dictionary
History

mono

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "mono" in Turkish English Dictionary : 23 result(s)

English Turkish
General
mono n. arena görevlisi
mono n. boğa güreşi alanı görevlisi
mono n. dizgi makinesi
mono adj. mono
mono adj. tekli
mono adj. tek
mono adj. stereo
mono pref. tek
Media
mono adj. tek iletim yolu sağlayan tekniklerle ses iletimi, kaydı veya üretilmesine ait
mono adj. tek iletim yolu sağlayan tekniklerle ses iletimi, kaydı veya üretilmesiyle ilgili
Technical
mono n. tek sesli üretim
mono n. monofonik üretim
mono n. tek kanallı üretim
Pathology
mono n. enfeksiyöz mononükleoz
mono n. beze humması
Chemistry
mono adj. molekülde belirli türden atom, radikal veya grup içeren
Marine Biology
mono n. bir
Social Sciences
mono n. güneydoğu kaliforniya'da yaşayan bir şoşoni halkı
mono n. güneydoğu kaliforniya'da yaşayan bir şoşoni halkının üyesi
Linguistics
mono n. güneydoğu kaliforniya'da yaşayan bir şoşoni halkının konuştuğu dil
Geography
mono n. kaliforniya'da bir ilçe
mono n. kaliforniya'daki mono ilçesinde bulunan bir alkali çöl gölü
mono n. ontario'da bir kasaba

Meanings of "mono" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
mono mono adj.

Meanings of "mono" with other terms in English Turkish Dictionary : 56 result(s)

English Turkish
General
mono-modal adj. tek mod
mono- pref. her seferinde yalnızca bir kez anlamı veren ön ek
mono- pref. teker teker anlamı veren ön ek
mono- pref. yalnız anlamı veren ön ek
mono- pref. bir atom, radikal veya grup içerme anlamı veren ön ek
mono- pref. monomoleküler anlamı veren ön ek
mono- pref. tek bir parçayı etkileme anlamı veren ön ek
mono- pref. tek bir nedenden dolayı olma anlamı veren ön ek
mono- pref. tek parçalı anlamı veren ön ek
mono- pref. monomerik anlamı veren ön ek
Technical
mono-filament n. monofilament
mono-crystalline n. monokristal
mono-cable ropeway n. tek kablolu hava hattı
mono-tube boiler n. tek borulu kazan
mono-component elastomeric liquid adhesive n. tek bileşenli sıvı elastomerik yapıştırıcı
mono-crystalline n. tek kristal
mono-crystalline adj. tek kristal yapılı
mono-edge adj. tek kenarlı
mono-crystalline adj. tek kristalli
mono-directional adj. tek yönlü
Computer
mix mono n. kar mono
mono mix n. mono karıştırıcı
mono out volume n. mono çıkış sesi
mono mix volume n. mono kar sesi
mono out select n. mono çıkış seçimi
mono volume n. mono ses
mono volume n. mono ses ayarı
mono mixer n. mono karıştırıcı
mono-mix vol n. tek-miks sesi
att 14 in mono expr. att 14 in tek renkli
mono out mute expr. mono çıkış sessiz
mono mute expr. mono sessiz
mono out expr. mono çıkış
mono in expr. mono giriş
mono bypass expr. mono geç
mono mix mute expr. mono kar sessiz
Telecom
mono mode fiber n. tek modlu lif
Mechanic
mono bearing adj. tek yataklı (mekanik)
Automotive
mono-jetronic n. mono jetronik
mono-ply tire n. tek katlı lastik
Marine
mono-hull adj. tek tekneli
Medical
fancd2 mono-ubiquitination test n. fancd2 mono-ubikitinasyon testi
mono-follicular development n. monofoliküler gelişim
mono-diet n. tek besin grubu kullanılarak yapılan diet (perhiz)
Chemistry
mono-iodotyrosine n. monoiyodotirozin
mono-iodotyrosine n. bir iyot atomu eklenmiş tirozin
Biology
mono alkyl esters of long chain fatty acids n. uzun zincirli yağ asitlerinin mono alkil esterleri
Biochemistry
mono- prep. bir
mono- pref. tek
Marine Biology
mono- pref. mono-
Zoology
mono (alouatta villosa) n. orta amerika'ya özgü bir siyah uluyan maymun
Linguistics
mono-reflexive adj. biril dönüşlü
mono-reflexive adj. tekil-dönüşlü
Military
mono-fuel propulsion n. tek yakıtla tahrik
Slang
mono [uk/australia] n. sürüş esnasında ön tekerleğin havaya kaldırıldığı bir bisiklet numarası
mono [uk/australia] n. sürüş esnasında ön tekerleğin havaya kaldırıldığı bir motosiklet numarası