paralel - Turkish English Dictionary
History

paralel



Meanings of "paralel" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
paralel adj. koşut

Meanings of "paralel" in English Turkish Dictionary : 15 result(s)

Turkish English
Common Usage
paralel parallel adj.
General
paralel parallel bars n.
paralel extension n.
paralel latitude n.
paralel parallelism n.
paralel pendant n.
paralel analogous with adj.
paralel analogous adj.
paralel collateral adj.
paralel even adj.
paralel parallelistic adj.
paralel square adj.
Technical
paralel unparalleled adj.
paralel collateral adj.
Geography
paralel parallel of latitude n.

Meanings of "paralel" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
paralel devre shunt n.
yere paralel ateşleme grazing fire n.
fransız riviera'sında, nice'le menton arasındaki yarlardan geçen birbirine paralel üç yol corniche n.
paralel çizgi parallel n.
paralel çizgi parallel line n.
paralel plaka viskometresi parallel plate viscometer n.
paralel telefon extension n.
paralel daire parallel of latitude n.
kanal veya su taşımacılığına uygun ırmağa paralel ve mavnaları halatla çeken atların kullandığı yol tow path n.
gelişmiş haritalarda tepelerin dikliğini göstermek üzere kullanılan paralel çizgiler hachures n.
paralel bilgisayarlar parallel computers n.
paralel operasyon parallel operation n.
paralel hale getirme paralleling n.
paralel telefon hattı party line n.
paralel evren parallel world n.
paralel dünya parallel world n.
paralel dünya parallel universe n.
paralel evren parallel universe n.
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı marie n.
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı marli n.
paralel kenarlı eğe blunt file n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi mensal line n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi line of heart n.
(hanedan armalarında) bir çift paralel şerit gemels n.
müziksel gösterimde çubukları çizmek için kullanılan, aynı anda beş paralel çizgi çizebilen kalem music pen n.
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruşu grain n.
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruş yönü grain n.
diyagonal düzleme paralel çatlak diagonal cleavage n.
birbirine yakın veya paralel yerleştirilen iki küçük parmaklık bars gemel n.
paralel hat parallel n.
paralel eğri parallel n.
paralel yüzey parallel n.
paralel harita çizgisi parallel n.
paralel küre hattı parallel n.
istihkam yüzüne neredeyse paralel uzun siper hattı parallel n.
paralel pozisyon parallel n.
paralel cetvel parallel n.
paralel kenarlı metal blok parallel n.
paralel kenarlı metal şerit parallel n.
zemine paralel yüksek platform parallel n.
paralel kuzen parallel cousin n.
paralel hareket parallel motion n.
paralel hareket yaratan birleşik bağlantı parallel motion n.
paralel hareket yaratan bağlı mekanizma parallel motion n.
paralel ses hareketi parallel motion n.
paralel evrim parallelism n.
paralel çizgiler boyunca hareket eden eşdeğer iki zıt kuvvet couple n.
(hanedan armalarında) ters v şekline paralel duran ince çizgi couple-close n.
paralel çapraz çizgilerle işaretleme crosshatching n.
eşkenar dörtgensel onikiyüzlü biçimindeki mineralin yüzlerine paralel yarık dodecahedral cleavage n.
paralel olarak söylenen polifonik bir şarkı türü organum n.
bir alanın yüzeyi içinde bulunan kenarına paralel sınır orle n.
monoklinal sistemde dikey ve yanal eksenlere paralel iki düzleme verilen ad orthopinacoid n.
caddeye paralel bulunan veya caddenin ortasından geçen, çevre düzenlemesi yapılmış toprak şeridi parkway n.
düşey prizmaya paralel klivaj prismatic cleavage n.
(zarı) hile yapmak amacıyla dönmeyecek şekilde masaya paralel atma slur [obsolete] n.
paralel olarak dizmek echelon v.
paralel yapmak parallel v.
paralel olmak parallel v.
paralel olarak koymak parallel v.
paralel gitmek go parallel with v.
-e paralel olmak be parallel with v.
-e paralel olmak be parallel to v.
paralel veya bitişik olarak uzanmak march v.
ince paralel veya çapraz çizgilerle gölgelendirmek hatch v.
topun ağzını nişan çizgisinin namlu içine paralel olmasını sağlayan metal parça ile teçhiz etmek dispart v.
(bir şeye) paralel göstermek parallel v.
(bir şeye) paralel yerleştirmek parallelize v.
paralel hale getirmek parallelize v.
(iki şey arasına) paralel çizmek parallelize v.
(bir şeye) paralel yerleştirmek parallelise v.
paralel hale getirmek parallelise v.
paralel konuma getirmek parallelise v.
(iki şey arasına) paralel çizmek parallelise v.
kesişen paralel çizgilerle işaretlemek crosshatch v.
kesişen paralel çizgilerle gölgelendirmek crosshatch v.
hava direncini kesmek için küreği su yüzeyine paralel çevirmek feather v.
(bilimsel deneyi) paralel deneyle kontrol etmek control v.
(bir şeye) paralel olmak follow v.
(zarı) dönmeyecek şekilde masaya paralel atmak slur [obsolete] v.
paralel kenarlı rhomboid adj.
paralel olmayan unparallel adj.
paralel olmayan antiparallel adj.
paralel kenarlı rhomboidal adj.
birbirine paralel olmayan skew adj.
birbirine paralel gitmeyen out of sync adj.
yatay paralel çizgilerden oluşan azure adj.
paralel olamayan unequalable adj.
düz ve paralel çizgiler çekilmemiş unruled adj.
paralel eksenli iki silindirik yüzeye sahip bicylindrical adj.
paralel çizgili lineate adj.
ufka paralel horizontal adj.
aynı anda hem dört kenarlı düşey bir prizmanın kenarlarına hem de yatay bir prizmaya paralel olan dilinimleri bulunan diprismatic adj.
paralel bağlı birden fazla kablosu olan (devre) multiple adj.
hem paralel olmayan hem de kesişmeyen offset adj.
paralel olmayıp kesişmeyen offset adj.
paralel olmayan (doğrular) diallel adj.
paralel hale getirilebilir parallelable adj.
paralel olmayan parallelless adj.
paralel olan parallelwise adj.
(kanat veter hattı) uçuş hattına paralel olan feathered adj.
(haç) sivri paralel kenarlı pointed adj.
neredeyse paralel subparallel adj.
paralel olarak parallelly adv.
paralel olarak correspondingly adv.
paralel olarak in parallel adv.
buna paralel olarak concordantly adv.
paralel bir şekilde collaterally adv.
paralel durumda in parallel adv.
bilardo masasında lastikli iç kenarlar ile bu kenarlara paralel çizgiler arasında in baulk adv.
paralel bir şekilde parallel adv.
paralel uzanarak parallel adv.
paralel bir şekilde parallelwise adv.
paralel olmayan cross adv.
paralel olarak in paralel with prep.
-e paralel olarak in parallel with prep.
-e paralel parallel to prep.
ile paralel biçimde in direct proportion to prep.
paralel anlamına gelen ön ek par- pref.
paralel anlamı veren ön ek ortho- pref.
Phrases
(kütüğü) paralel şekilde kesmek saw alive v.
(kütüğü) paralel şekilde kesmek saw through and through v.
kürekler suya paralel oars interj.
bu gelişmelere paralel olarak in parallel with these developments expr.
Idioms
paralel olmak be in line v.
(bir şeyle) paralel gitmek go hand in hand (with something) v.
Trade/Economic
genel geçim koşullarına paralel olarak ücretin ayarlanması hükmü permissive wage-adjustment clause n.
işçilere üretim artışına paralel olarak artan oranlarda prim ödenmesi accelerating premium n.
paralel kredi parallel loan n.
paralel standart parallel standard n.
paralel/eş zamanlı toplantı parallel meeting n.
paralel piyasa parallel market n.
paralel/eş zamanlı toplantı simultaneous meeting n.
paralel krediler back-to-back loans n.
paralel ithalat parallel import n.
paralel ithalat parallel importing n.
(ödemenin yalnızca banka yoluyla yapılabileceğini göstermek için) çeke iki paralel çizgi çizmek cross [uk] v.
Law
kanunlar ile paralel bir şekilde clean adv.
Politics
fethullahçı terör örgütü/paralel devlet yapılanması (fetö/pdy) fethullahist terrorist organization/parallel state structure n.
paralel diplomasi parallel diplomacy n.
paralel yapı parallel structure n.
paralel devlet parallel state n.
karl marx'ın öğretilerine paralel olan veya bu öğretilerden türeyen (ekonomi veya siyaset kuramı) marxist adj.
Industry
işveren ile çalışanlar veya sendikaları arasında yapılan, enflasyon artışına paralel ücret artışı yapılmasını ön gören anlaşma threshold agreement n.
Technical
sac levhanın ana yüzeylerine paralel çatlak lamination n.
çerçeve gibi birbirine paralel elemanlar arasında bulunan enine yatay destek transom n.
çerçeve gibi birbirine paralel elemanlar arasında bulunan enine yatay destek transome n.
üç paralel dişli vida triple screw n.
iki paralel vida içeren tek bir gövdeden oluşan pompa twin-screw pump n.
bant yüzeyinde enine ve boyuna paralel hacim dayanımı longitudinal and transverse volume resistance parallel to belt plane n.
çakma uç için paralel yanaklı sabitleme parallel shank fixing for end-thrust n.
çok büyük ölçekte paralel massively parallel n.
çok katlı paralel sargı multi-layer parallel winding n.
elektrik hatlarına paralel havai optik kablolar aerial optical cables along electrical power lines n.
elektrik devresini diğeri ile paralel bağlama bridging n.
esas paralel principal parallel n.
elyaf yönüne paralel çekme deneyi tensile test parallel to the fibre direction n.
elyaf yönüne paralel bükülme deneyi flexural test parallel to the fibre direction n.
hasır çelikteki paralel çubuklar arasındaki mesafe gage n.
ısıtılmış paralel plakalar heated parallel plates n.
ingiliz paralel boru standardı british parallel pipe standard (bssp) n.
liflere paralel makaslama dayanımı shearing stress parallel to grain n.
paralel akış parallel flow n.
paralel kanatlı damper parallel blade damper n.
paralel geribesleme parallel feedback n.
paralel bellek parallel storage n.
paralel uyarılmış anten shunt-excited antenna n.
paralel beslenme parallel feed n.
paralel kenarlı eğe cantilever bridge n.
paralel levhalı dalga kılavuzu parallel-plate waveguide n.
paralel telli hat parallel-wire line n.
paralel oturma yüzeyi metodu parallel bearing surface method n.
paralel plaka yöntemi parallel plate method n.
paralel akım parallel flow n.
paralel sargı oluğu parallel winding slot n.
paralel aramalı bellek parallel-search memory n.
paralel izleme parallel tracking n.
paralel pim parallel pin n.
paralel bilgisayar parallel computer n.
paralel telli rezonatör parallel-wire resonator n.
paralel akışlı brülör parallel flow burner n.
paralel toplayıcı parallel adder n.
paralel rezonans shunt resonance n.
paralel besleme parallel feed n.
paralel hatlı osilatör parallel-rod oscillator n.
paralel makas flat-chord truss n.
paralel park yeri parallel parking n.
paralel seri dirençler resistors in parallel-series n.
paralel arayüz parallel interface n.
paralel mil parallel shaft n.
paralel bağlama coupling in parallel n.
paralel açma tel halatı guide cable n.
paralel sargı yivi parallel winding slot n.
paralel sargı shunt winding n.
paralel torna parallel lathe n.
paralel sığaç parallel capacitor n.
paralel erişim parallel access n.
paralel rezonans parallel resonance n.
paralel sınırlayıcı parallel limiter n.
paralel bağlantı parallel connection n.
paralel mukayese deneyi paired comparision test n.
paralel ışınlar parallel rays n.
paralel bağlantı connection in parallel n.
paralel ters geribesleme parallel inverse feedback n.
paralel indüktörler parallel inductors n.
paralel bağlantı parallel link n.
paralel akışlı eşanjör parallel flow heat exchanger n.
paralel çalıştırma parallel operation n.
paralel levhalı kondansatör parallel-plate capacitor n.
paralel ışın parallel beam n.
paralel yanaklı sabitleme parallel shank fixing n.
paralel akortlama coincidence tuning n.
paralel gerilim ayarlama shunt voltage regulation n.
paralel bağlama shunt n.
paralel devre parallel circuit n.
paralel devre shunt circuit n.
paralel sargıdan geçen akım shunt current n.
paralel çalışma parallel operation n.
paralel saplı bağlama parallel shank fixing n.
paralel drenaj paterni parallel drainage pattern n.
paralel bağlı kapasitör parallel capacitors n.
paralel demet parallel sheaf n.
paralel yüzlü parallelepiped n.
paralel direnç parallel resistance n.
paralel bağlama connection in parallel n.
paralel hesaplama parallel computing n.
paralel sürgülü vana parallel slide valve n.
paralel kapı kipi parallel port mode n.
paralel gönderme parallel transmission n.
paralel dönüşler parallel turns n.
paralel uzaklık parallel distance n.
paralel-seri indüktörler parallel-series inductors n.
paralel çatıştırma parallel running n.
paralel rezonans devresi parallel-resonant circuit n.
paralel direnç shunt resistance n.
paralel levhalı mercek parallel plate lens n.
paralel sargı tarafından oluşturulan alan shunt field n.
paralel geçiş parallel run n.
paralel alt sistem parallel sub-system n.
paralel kapı arayüzü parallel port interface n.
paralel sistem parallel system n.
paralel taraşlama parallel trimming n.
paralel plaka osilatörlü reometre parallel plate oscillatory rheometer n.
paralel tarla hendek sistemi parallel field ditch system n.
paralel giriş-çıkış portu parallel input/output port n.
paralel-seri kondansatörler parallel-series capacitors n.
paralel çınlamalı devre parallel resonant circuit n.
paralel seri devre parallel-series circuit n.
paralel bobin shunt coil n.
paralel çalışma interconnected operation n.
paralel aktarma parallel transfer n.
paralel iplik eğirme makinesi parallel yarn spinning machine n.
paralel sargılı jeneratör shunt-wound generator n.
paralel dilimleme bıçağı slicer blades n.
paralel sargılı motor shunt-wound motor n.
paralel kalem işleme parallel pencil milling n.
paralel aritmetik parallel arithmetic n.
paralel dönüştürme parallel conversion n.
paralel park parallel parking n.
paralel analiz parallel analysis n.
paralel kama parallel key n.
paralel yürütme parallel run n.
paralel demet regular sheaf n.
paralel kenar parallel edge n.
sabit sıcaklıkta bir gazdaki paralel elektrot çifti için gerilimin bozulması paschen's law n.
rosenfel paralel algoritması rosenfeld’s parallel algorithm n.
seri paralel indüktörler series-parallel inductors n.
seri paralel dirençler resistors in series-parallel n.
seri-paralel devre series-parallel network n.
seri-paralel devre series-parallel circuit n.
seri paralel kondansatörler series-parallel capacitors n.
seri ve paralel bağlı direnç series-parallel resistor n.
seri paralel dirençler series-parallel resistors n.
seri-paralel uyartım compound excitation n.
şebekeyle paralel çalışma interconnected operation n.
standart paralel standard parallel n.
ters paralel inverse parallel n.
yüzeylere paralel çekme mukavemeti tensile strength parallel to faces n.
yüzeye paralel parallel to the surface n.
ana yola paralel olup bir tarafa sapma lateral n.
ana galeriye paralel olup bir tarafa sapma lateral n.
yan levhalara paralel klivaj lateral cleavage n.
kristalin yapısında uzun yatay eksene paralel olan kubbe macrodome n.
paralel ve zıt yönlere giden iki kuvvetin tesir hatları arasındaki düşey mesafe leverage of a couple n.
bir kristalde yüzü daha kısa yanal eksene paralel olan bir kubbe brachydome n.
ortorombik kristalin hem dikey eksene hem de daha kısa yanal eksene paralel düzlemi brachypinacoid n.
kristalin daha kısa yatay eksene paralel olan yanı brachypinakoid n.
kristalin daha kısa yatay eksene paralel olan dört yüzü brachyprism n.
paralel ithalat lump [uk] n.
(ana boru üzerinde paralel) boru rider n.
çarpık bir yüzeydeki doğrusal elemanların tümünün paralel olduğu düzlem directer n.
çarpık bir yüzeydeki doğrusal elemanların tümünün paralel olduğu düzlem directer plane n.
doğru değeri okuyabilmek için cihazdaki değerin sabit bir oranla çarpılması gereken, ampermetreye paralel veya voltmetreye seri bağlı direnç elemanı multiplying coil n.
paralel yüzeyler arasındaki bir santimetre küplük boşluğun direncine eşdeğer bir manyetik direnç birimi oersted [obsolete] n.
strüktürel çelik öğenin birbirine paralel parçaları arasında öğelere esnemezlik kazandırmak için kullanılan ince levha diaphragm n.
(buhar motorunda) paralel hareketli çubuk parallel bar n.
paralel hareketli mil parallel bar n.
paralel kuvvetler parallel forces n.
birbirine paralel hareket eden kuvvetler parallel forces n.
paralel cetvel parallel ruler n.
iki eş paralel bağlantı ile bağlanan cetvel çifti parallel ruler n.
paralel mastar çifti parallel ruler n.
paralel cetvel parallel rule n.
iki eş paralel bağlantı ile bağlanan cetvel çifti parallel rule n.
paralel mastar çifti parallel rule n.
paralel mengene parallel vise n.
paralel ağızlı mengene parallel vise n.
köpeklerin çektiği arabada vagon dingiline paralel duran bir tür destek levhası sandboard n.
24 mil mesafeli enleme ait paralel dizisi correction line n.
eşit uzaklıkta paralel çizgiler çizmeye yardımcı olan bir araç section liner n.
bitişik parçalarda temas yüzeylerine paralel kuvvetler sonucu oluşan gerilim shear n.
(dikdörtgen paralel yüz şeklinde) kuvars kristal zemin crystal n.
stadya dürbününde kullanılan paralel hatlar stadia n.
paralel bağlamak shunt v.
(metal levha gibi malzemeyi) düz, paralel, düzenli ve eşit derecede kavisli sırtlar ve oyuklar halinde şekillendirmek corrugate v.
(akımın bir bölümünü) devre elemanlarını paralel bağlayarak aktarmak shunt v.
paralel devre bağlamak shunt v.
paralel tabakalar halinde düzenlemek superstrate v.
zemine paralel yarılımı olan acrotomous adj.
boydan boya paralel yivli full-length parallel grooved adj.
paralel bağlanmış connected in parallel adj.
paralel sargılı shunt-wound adj.
seri-paralel serial-parallel adj.
paralel damarlı parallel-nerved adj.
paralel beslemeli shunt fed adj.
paralel sarılı parallel-wound adj.
paralel girinti ve çıkıntıları olan corrugated adj.
paralel biçilmiş plain-sawn adj.
ana klivaj düzlemlerinin doğrultusuna paralel olan end on adj.
ince paralel veya çapraz çizgilerle gölgelendirilmiş hatched adj.
paralel anlamı veren ön ek orth- pref.
Computer
bilgisayarın ana bileşenlerini birbirine bağlayan paralel devre channel n.
paralel gönderme parallel transmission n.
paralel çınlamalı devre parallel resonant circuit n.
paralel bağlantı noktası parallel port n.
paralel kaydırma parallel shifting n.
paralel çubuklar parallel bars n.
paralel sütunlar parallel columns n.
paralel aktarma parallel transfer n.
paralel arayüz parallel interface n.
paralel port parallel port n.
paralel modem parallel modem n.
paralel işleme parallel processing n.
paralel arabirim parallel interface n.
paralel kapı parallel port n.
paralel bellek parallel storage n.
paralel dönüştürme parallel conversion n.
paralel toplayıcı parallel adder n.
paralel yürütme parallel run n.
paralel aktarım parallel transfer n.
paralel çalıştırma parallel running n.
paralel mimari parallel architecture n.
paralel erişim parallel access n.
paralel aritmetik parallel arithmetic n.
paralel programlama  parallel programming  n.
paralel bilgisayar parallel computer n.
paralel bağlantı parallel connection n.
paralel iletişim parallel communication n.
paralel bağlantı noktasını elde etme hatası error aquiring the parallel port n.
paralel geçiş parallel run n.
paralel levhalı mercek parallel plate lens n.
paralel işlem  parallel processing  n.
paralel/seri yazıcı parallel/serial printer n.
tercih edilen paralel kip preferred parallel mode n.
belirtilmiş paralel komutlarla hesaplama epic n.
eşzamanlı işlemleri yönetmek için geliştirilen erken bir paralel işleme dili occam n.
donanım veya yazılımda paralel yöntem kullanımı parallelism n.
çok büyük ölçekte paralel massively parallel adj.
icl tarafından üretilmiş dünyanın ilk ticari büyük ölçekte paralel bilgisayarı dap (distributed array processor) abrev.
Informatics
paralel sunucu parallel server n.
paralel veri iletimi parallel data transmission n.
paralel devre parallel circuit n.
paralel sığaç shunt capacitor n.
paralel veritabanı parallel database n.
paralel işlemci vector processor n.
paralel işleme vector processing n.
paralel erişim simultaneous access n.
paralel toplayıcı parallel adder n.
paralel kapı parallel port n.
paralel mimari parallel architecture n.
paralel aktarım parallel transfer n.
paralel arayüz parallel interface n.
paralel işlemci parallel processor n.
paralel bilgisayar parallel computer n.
paralel mantık programlama dili parallel logic programming language n.
paralel devre shunt n.
paralel dağıtımlı işleme parallel distributed processing n.
paralel dengeleme parallel compensation n.
paralel erişim parallel access n.
paralel işletim parallel operation n.
paralel düzlemler parallel planes n.
paralel bağlantı parallel connection n.
paralel işleme parallel processing n.
paralel aygıt parallel device n.
parçalı paralel iletim multistreaming n.
paralel bilgisayar vector computer n.
paralel mantık programlama parallel logic programming n.
seri paralel devre series parallel network n.
seri paralel anahtar series parallel switch n.
Telecom
otomatik paralel işlem auto-paralel operation n.
paralel kapı parallel port n.
paralel iletişim parallel communication n.
paralel veri iletimi parallel data transmission n.
paralel kutuplaşma parallel polarization n.
paralel ağ serileri series parallel network n.
paralel sunucu parallel server n.
paralel işleme parallel processing n.
paralel kapı kipi parallel port mode n.
paralel veri tabanı parallel database n.
paralel iletim parallel transmission n.
yeni altyapının mevcut olana paralel şekilde yerleştirilmesi overlay n.
(telefon hatlarını) paralel bağlamak cross v.
Electric
paralel direnç parallel resistance n.
paralel sınırlayıcı parallel limiter n.
paralel rezonans parallel resonance n.
paralel çalıştırma parallel operation n.
paralel kapasitans parallel capacitance n.
paralel dirençler parallel resistors n.
paralel devre parallel circuit n.
paralel indüktörler parallel inductors n.
paralel izleme parallel tracking n.
paralel ters geribesleme parallel inverse feedback n.
paralel devre electrical shunt n.
paralel bağlantı parallel connection n.
paralel bağlantı connect in parallel n.
paralel direnç parallel resistor n.
paralel akortlama coincidence tuning n.
paralel devre bridge n.
iki paralel uç ve bir dizi küçük anahtarı içeren devrenin yerleştirildiği küçük dikdörtgen kap dip n.
birinci devreye çoklu şekilde veya paralel bağlanmış olan transformatör multiple transformer n.
paralel trafo parallel transformer n.
paralel bağlantılı trafo parallel transformer n.
paralel bağlamak bridge v.
Mechanic
paralel kenar parallel land n.
birbirine paralel iki adet demir çenesi ve altında bir açıklığı bulunan mengene machinist's vise n.
iki adet paralel demir çenesi ve altta geniş açıklığı olan mengene metalworking vise n.
birbirine paralel olmayan şaftlar arasında hareketi iletici kayışı yönlendiren avara kasnağı mule pulley n.
dink makinesinin dingiline paralel olarak üzerinden uzanıp dingili destekleyen kol overarm n.
paralel dönüş eksenli dişliler sistemi spur gearing n.
(motor ve mekanik cihazlar) ufka paralel düzlemde çalışan horizontal adj.
Radio
birbirine paralel olarak bağlanmış bir bobin ve bir kondansatör vasıtasıyla gerçekleştirilen ve elemanların değerine bağlı olarak belirli bir frekansta salınım yapan elektronik devre tank circuit n.
paralel kondansatör ve bobinden oluş devre tank circuit n.
Textile
üst üste kumaşların iki paralel dikiş çizgisiyle dikilmesinden oluşan, içine çubuk veya ip yerleştirilebilen boşluk casing n.
tekstil işleme için oluşturulan bir dizi seri veya paralel iplik örgü chain n.
örgü makineleri ve jakar dokuma tezgahlarındaki paralel tellerin her biri needle n.
ipliklerin paralel olarak çekildiği ve açıkta kalan ipliklerin gruplar halinde bir araya getirildiği bir dikiş türü hemstitching n.
eğirmeden önce lifleri veya iplikleri paralel olarak tarayıp düzenleyen parça gill n.
keten lifini daha az paralel ipliklere ayıran çelik dişli tarak gill n.
yünü daha az paralel ipliklere ayıran tarak gill n.
kumaş çözgü ipliklerini kaldırmak için kullanılan paralel çubuk düzeni griff n.
kumaş çözgü ipliklerini kaldırmak için kullanılan paralel çubuk düzeni griffe n.
paralel iplikleri çekip açıkta kalan iplikleri çeşitli desenler oluşturacak şekilde dikerek nakış işlemek hemstitch v.
paralel çizgili (kürk) let-out adj.
Architecture
paralel mimari parallel architecture n.
taban veya çatıda paralel kirişlerin başına çakılı kiriş header n.
iki paralel dış yüzeyin birbirine baktığı dış siperli bir savunma hattı lunette n.
yarım ay şeklinde kemer oluşturan bir sıra paralel yarım tuğla veya küçük kemer taşı ring n.
paralel sütunlu yapı systyle n.
(yapı taşının yüzünü) çapraz, paralel oluklar yaparak bitirmek boast v.
paralel sütunlu systyle adj.
Construction
paralel kızak menteşe suportu hinged operating rod bracket n.
paralel çizikli yüzey furrowed surface n.
paralel olmayan kenarları daha uzun olmak üzere, biri çok kısa olan iki paralel kenarı bulunan dörtgen (bina şekli) flatiron n.
Lighting
paralel elektrot ön ısınması parallel cathode preheating n.
paralel elektrot ısınması parallel cathode heating n.
Woodworking
paralel çizgi çekmeye yarayan marangoz aleti gage n.
Automotive
marş motoru paralel bağlantı rölesi double-starting relay n.
paralel makaralı rulman parallel roller bearing n.
paralel kenarlı direksiyon mafsal bağlantısı parallel edged steering linkage n.
paralel çeneli mengene parallel jaw clamp n.
paralel ayaklı kriko articulated jack n.
paralel ağızlı ayarlı pense parallel action locking pliers n.
paralel bağlantı parallel connection n.
paralel bağlantılı devre parallel circuit n.
paralel çatlaklar line checking n.
paralel çift turbo parallel twin-turbo n.
paralel kontrol kollu süspansiyon parallel trailing link suspension n.
paralel olmayan akslar slewed axles n.
paralel sarım shunt winding n.
paralel supaplar parallel valves n.
paralel tip hibrit araç parallel hybrid vehicle n.
seri-paralel hibrit araç series-parallel hybrid vehicle n.
(aracı) paralel park etme parallel-parking n.
uzunlamasına yerleştirilmiş krank milinin arka tekerlekleri sırayla debriyaj, hız dişlisi, grup mili ve paralel iki yan halka aracılığıyla hareket ettirdiği vites düzeni continental drive n.
(aracı) paralel park etmek parallel-park v.
Traffic
boyuna paralel devamlı iki çizgi longitudinal double continuous line n.
eksenel veya paralel yolları birleştiren yol connecting route n.
Railway
lokomotifleri bir raydan diğerine paralel olarak kaydırmaya yarayan paletli platform traverse table n.
ray ile paralel demiryolu traversi longitudinal n.
ray ile paralel demiryolu traversine çivilenmiş basit yassı çubuktan oluşan ray flat rail n.
Aeronautic
ramjet motorunun akış geçişinde iki paralel taraf olan uçak tahrik sistemi two-dimensional ramjet engine n.
astronomik paralel astronomical parallel n.
ayrılmış paralel operasyonlar segregated parallel operations n.
bağımsız paralel yaklaşmalar independent parallel approaches n.
bağımsız paralel yaklaşma independent parallel approach n.
bağımlı paralel yaklaşma dependent parallel approach n.
bağımlı paralel yaklaşmalar dependant parallel approaches n.
çift paralel taksirut dual-parallel taxiway n.
gök küresinde ufka paralel küçük çember almucantar n.
paralel ils yaklaşması parallel ils approaches n.