primitive - Turkish English Dictionary
History

primitive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "primitive" in Turkish English Dictionary : 61 result(s)

English Turkish
Common Usage
primitive adj. ilkel
General
primitive n. yapmacıksız ve kendi kendini yetiştirmiş ressam
primitive n. ilk insan
primitive n. ilkel şey
primitive n. ilkel düşünce
primitive n. kök kelime
primitive n. küçük protestan grup üyesi
primitive n. ilkel metodist
primitive n. ilkel dönem sanatçısı
primitive n. ilkel dönem sanat eseri
primitive n. ilkel yöntemlerle yapılan süsleme
primitive n. diferansiyel denklemin türettiği bağıntı
primitive n. bilgisiz kimse
primitive n. kaba kimse
primitive n. erken tarihli posta pulu
primitive n. erken tarihli pullu zarf
primitive n. gelişiminin erken aşamasında olan şey
primitive n. kelimenin kök hali
primitive n. makine öğretimi veya çevirisinin temel aşaması
primitive adj. evvelki
primitive adj. ilk
primitive adj. ilk çağa ait
primitive adj. yabanıl
primitive adj. kaba
primitive adj. primitif
primitive adj. iptidai
primitive adj. basit
primitive adj. eski
primitive adj. ilkel
primitive adj. önceki
primitive adj. aksiyomatik
primitive adj. varsayımsal
primitive adj. uzay örgüsünün en küçük birim hücresine ait veya ilişkin
primitive adj. gelişmemiş
primitive adj. ana dil ile ilgili
primitive adj. ana dile ait
primitive adj. en erken oluşan
primitive adj. medeniyetsiz
primitive adj. kültürsüz
primitive adj. dar kafalı
primitive adj. kendi kendini yetiştirmiş
primitive adj. eğitimsiz
primitive adj. bazı küçük protestan cemaatlerinin doktrinlerine ait veya ilişkin
primitive adj. modası geçmiş
primitive adj. eski moda
primitive adj. erken dönemde yetişmiş
primitive adj. eski oluşumlu
primitive adj. bilinçsiz
primitive adj. kasıtlı yapılmayan
primitive adj. içgüdüsel
Technical
primitive adj. birincil
primitive adj. ilkel
primitive adj. temel
Computer
primitive n. ilkel ad
Math
primitive n. genel çözüm
primitive adj. ilkel
Linguistics
primitive adj. sözcüğün en eski hali olan
Geology
primitive adj. sadece küçük derecelerde fraksiyonel kristalleşme veya kristal kontaminasyonu yaşayan magmalarla ilgili
primitive adj. paleozoyik çağda veya öncesinde oluşan kayalara ait veya ilişkin
Military
primitive n. temel öğe
Art
primitive adj. geç ortaçağ-rönesans öncesi avrupalı ressam ve heykeltraşlarına ait veya ilişkin

Meanings of "primitive" with other terms in English Turkish Dictionary : 67 result(s)

English Turkish
General
primitive plough n. karasaban
primitive religion n. ilkel din
primitive man n. ilk insan
a primitive society n. ilkel bir toplum
primitive reflex n. ilkel refleks
primitive worms n. ilkel solucanlar
primitive area n. doğal yöre
primitive society n. ilkel toplum
primitive language n. anadil
primitive societies n. ilkel toplumlar
primitive object n. ilkel nesne
primitive life n. ilkel yaşam
primitive accumulation n. ilkel birikme
primitive practice n. çağ dışı uygulama
primitive age n. ilkel çağ
primitive drive n. ilkel güdü
primitive tribe n. ilkel kabile
primitive community n. ilkel topluluk
primitive culture n. ilkel kültür
primitive weapon n. ilkel silah
become primitive v. ilkelleşmek
Trade/Economic
primitive capital accumulation n. ilkel sermaye birikimi
primitive production method n. ilkel üretim metodu
primitive capital accumulation n. ilk sermaye birikimi
primitive economy n. ilkel ekonomi
Technical
primitive file n. ilkel kütük
primitive file n. ilkel dosya
primitive circle n. ilkel daire
primitive plane n. ilkel düzlem
Computer
graphics primitive n. çizim temel öğesi
graphics primitive n. grafik temel öğesi
primitive file n. ilkel dosya
primitive constructs n. ilkel yapılar
primitive file n. ilkel kütük
primitive object n. ilkel nesne
Informatics
service primitive n. hizmet öğesi
graphic primitive n. temel çizimsel öğe
graphic primitive n. temel gösterim öğesi
volume primitive n. üç boyutlu imge öğesi
primitive data type n. ilkel veri tipi
Medical
primitive neuroectodermal tumour of chest wall n. göğüs duvarının primitif nöro-ektodermal tümörü
primitive cells n. ilkel gözeler
pnet (primitive neuroectodermal tumor) n. primitif nöroektodermal tümör
primitive neuroectodermal tumour n. primitif nöro-ektodermal tümör
primitive axis n. primitif eksen
primitive meninx n. bazı omurgalıların merkezi sinir sistemini ve bazı embriyoları çevreleyen kuvvetli bir bağdokudan oluşan kılıf
Anatomy
primitive groove n. primitif yarık
Psychology
primitive superego n. ilkel süperego
primitive affect discharge n. ilkel duygulanım boşalımları
primitive reflexes n. ilkel refleksler
Pathology
ppnet (peripheral primitive neuroectodermal tumour) abrev. periferik primitif nöroektodermal tümör
Math
primitive root n. ilkel kök
primitive axes of coordinate n. ilkel koordinat eksenleri
Chemistry
primitive cubic n. basit kübik
Biology
primitive streak n. embriyolojide başlangıç çizgisi
Linguistics
primitive language n. anadil
Archaeology
primitive person n. ilkel insan
Religious
primitive fathers n. iznik konsilinden önce tanınmış hristiyan yazarlar
primitive methodism n. ilkel metodizm
Philosophy
primitive accumulation n. ilk birikim
primitive accumulation n. ilkel birikim
Geology
primitive rocks n. birinci jeolojik zamana ait kayalar
Art
primitive art n. ilkel sanat
Music
primitive chord n. basit akor
Painting
primitive colors n. ana renkler
primitive colours n. ana renkler
Photography
primitive colours n. ilkel renkler