serin - Turkish English Dictionary
History

serin



Meanings of "serin" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
General
serin n. kanarya
serin n. küçük iskete
Zoology
serin n. küçük iskete

Meanings of "serin" in English Turkish Dictionary : 15 result(s)

Turkish English
Common Usage
serin chilly adj.
serin cool adj.
General
serin fresh adj.
serin cool adj.
serin nippy adj.
serin brisk adj.
serin lively adj.
Colloquial
serin airish adj.
Technical
serin serine n.
serin cerin n.
serin chilly adj.
Medical
serin serine n.
Chemistry
serin cerin n.
serin serine n.
Slang
serin nipply adj.

Meanings of "serin" with other terms in English Turkish Dictionary : 71 result(s)

Turkish English
General
fransa'nın güneyinden ve rhone ırmağı vadisinden akdeniz'e doğru esen serin kuzey rüzgarı mistral n.
serin yer cool n.
serin olma durumu draftiness n.
serin yer cool place n.
serin olma durumu draughtiness n.
serin hava cool weather n.
serin vakit the cool n.
serin yer the cool n.
serin veya rutubetli akşam havası serene [obsolete] n.
serin ve ferahlatıcı hava fresco [obsolete] n.
aşırı serin tutmak overcool v.
serin havaya maruz bırakmak vent v.
serin kanlı as cool as a cucumber adj.
insanı serin tutan (giysi) cool adj.
tropikal iklimden biraz daha serin olan (iklim kuşağı) subtropical adj.
serin (hava) fresh adj.
daha serin cooler adj.
serin ve kuru cool and dry adj.
en serin the coolest adj.
normalden serin subtemperate adj.
ılıman coğrafyalarda serin bölgelere ait veya ilgili subtemperate adj.
Phrasals
yukarı bölgelere/daha serin yerlere/kuzeye gitmek/çıkmak go up v.
Phrases
serin yerde tutunuz keep cool expr.
Colloquial
aladağlardan serin loose as a goose adj.
karlı dağlardan serin loose as a goose adj.
serin kalmaya çalışıyorum (I've been) keeping cool expr.
çok serin lovely and quiet [uk] expr.
hoş ve serin lovely and quiet [uk] expr.
hoş bir şekilde serin lovely and quiet [uk] expr.
Idioms
sıcakta serin kalmak beat the heat v.
sıcakta (serin biryer bulup) serinlemek beat the heat v.
serin kalmaya çalışmak been keeping cool v.
soğuk ya da serin a tit bit nipply adj.
meme ucunu belirginleştiren ölçüde serin (hava) a tit bit nipply adj.
aladağ'dan serin (as) cool as a cucumber adj.
mağara serin miydi? what planet are you on? expr.
sepserin/ağaç gibi serin as cool as a tree expr.
mağara serin miydi/serin miymiş? what planet is somebody on? expr.
Trade/Economic
serin mahzen bonded vault n.
Technical
bir dereceye kadar serin coolish adj.
serin yerde tutunuz keep cool expr.
Architecture
(yakın doğu'da) evin bodrum katında yer alan ve yazın serin olan oturma odası serdab n.
Automotive
serin dönüş cool running n.
Medical
koagulasyonun serin proteazları serine proteases of coagulation n.
yarayı serin tutmak için yelpazeleme flabellation n.
Gastronomy
pikniklerde yiyecekleri serin tutan yalıtımlı kap cool bag n.
Marine Biology
kuzeybatı abd'nin ve kanada'nın serin sularında yaşayan alabalığa benzer bir balık bull trout (salvelinus confluentus) n.
kuzey yarım kürenin serin kıyı sularında bulunan bir balık rock eel n.
kuzey yarımkürenin serin sularında yaşayan ve av sporunda tercih edilen uzun burunlu yemeklik bir balık ged [scotland] n.
kuzey yarımkürenin serin sularında yaşayan ve av sporunda tercih edilen uzun burunlu yemeklik bir balık gedd [scotland] n.
kuzeybatı abd'nin ve kanada'nın serin sularında yaşayan alabalığa benzer bir balık scurff n.
Astronomy
çeşitli molekülleri ve içinde yıldızların oluştuğu bir miktar tozu içeren serin ve yoğun yıldızlararası bölge molecular cloud n.
Botanic
ılıman veya serin bölgelere özgü çok yıllık bir ot cinsi tofieldia n.
kuzey yarımkürenin serin bölgelerinde yetişen hanımeli familyasından linnaea cinsi çalı ve meyvesi twin sister n.
kuzey yarımkürenin serin bölgelerinde yaygın yetişen ince yeşil yapraklı küçük bir eğrelti otu green spleenwort (asplenium viride) n.
ılıman ve serin bölgelerde yetişen bir veya çok yıllık çeşitli küçük ve bodur bitkileri içeren bir cins sagina n.
ılıman ve serin bölgelerde yetişen bir veya çok yıllık çeşitli küçük ve bodur bitkileri içeren bir cins genus sagina n.
kolorado'nun güney kesimindeki dağlardan arizona ve meksika'ya kadar uzanan coğrafyada yetişen, eflatun-pembe çiçekleri akşamları ve günün serin vakitlerinde açan bir bitki mountain four o'clock (mirabilis oblongifolia) n.
kuzey amerika ve avrupa'nın serin bölgelerine özgü bir orkide cinsi coeloglossum n.
kuzey amerika ve avrupa'nın serin bölgelerine özgü bir orkide cinsi genus coeloglossum n.
Agriculture
serin mevsim mahsulleri cool-season crops n.
Environment
orman sınırın altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanların tümü montane n.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgeye ait veya ilişkin montane adj.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgede yetişen montane adj.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanlara ait veya ilişkin montane adj.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanlardan oluşan montane adj.
Geography
bazı ülkelerde esen serin deniz rüzgarı doctor n.
Military
serin hava deposu chilled storage n.
Slang
oldukça soğuk/serin nipply adj.
yere serin şunu down with his apple-cart [obsolete] exclam.
Modern Slang
biraz serin a bit nippley adj.