solid - Turkish English Dictionary
History

solid

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "solid" in Turkish English Dictionary : 185 result(s)

English Turkish
Common Usage
solid adj. sağlam
solid adj. yekpare
solid adj. sert
solid adj. katı
solid adj. katı cisim
General
solid n. üç boyutlu cisim
solid n. sıvı olmayan
solid n. metanet
solid n. katı madde
solid n. tek renk
solid n. sabit renk
solid n. tek renk
solid n. düz renk
solid n. katı (madde)
solid adj. sağlam karakterli
solid adj. eksiksiz
solid adj. kübik
solid adj. som (metal)
solid adj. devamlı
solid adj. tek parça
solid adj. metin
solid adj. bütün
solid adj. türdeş
solid adj. müstahkem
solid adj. birleşik
solid adj. cisimsel
solid adj. masif
solid adj. tam
solid adj. sıkı
solid adj. mücessem
solid adj. fasılasız
solid adj. pek
solid adj. yoğun
solid adj. aralıksız
solid adj. gerçek
solid adj. muteber
solid adj. kunt
solid adj. birlik olan
solid adj. masif (ağaç/tahta)
solid adj. güvenilir
solid adj. katı cisim
solid adj. birbirine bağlı
solid adj. kesintisiz
solid adj. berk
solid adj. esaslı
solid adj. mükemmel
solid adj. som
solid adj. yekpare ve içi dolu (madde)
solid adj. müttefik
solid adj. hemfikir
solid adj. bağlaşık
solid adj. gerekçelendirilmiş
solid adj. sağlam temele dayanan
solid adj. dayanağı olan
solid adj. somut
solid adj. ciddi
solid adj. güvenilir
solid adj. yerleşik
solid adj. maddi olarak güvende
solid adj. kredisi yüksek
solid adj. finansal açıdan iyi
solid adj. gerçek
solid adj. tek renkli
solid adj. sade
solid adj. düz
solid adj. tek tonlu
solid adj. süslenmiş
solid adj. işlenmiş
solid adj. dost canlısı
solid adj. samimi
solid adj. çıkar amaçlı ilişki güden
solid adj. dostane
solid adj. büyük
solid adj. iri
solid adj. devasa
solid adj. kocaman
solid adj. hemfikir
solid adj. oybirliğiyle alınmış
solid adj. muhakeme edebilen
solid adj. mantığa dayalı
solid adj. makul
solid adj. akla yatkın
solid adj. iyice temellendirilmiş
solid adj. ağırbaşlı
solid adj. sağduyulu
solid adj. ihtiyatlı
solid adj. mali açıdan iyi yapılandırılmış
solid adj. kredi geçmişi iyi olan
solid adj. itibarı zedelenmemiş
solid adj. niyetinde ciddi
solid adj. karakteri ciddi olan
solid adj. önemsiz olmayan
solid adj. anlamsız ve boş olmayan
solid adj. tek tonlu
solid adj. yekpare malzemesinin üzerine süslemeler işlenmiş
solid adj. avantajlı koşullarda
solid adj. hoş bir şekilde
solid adj. büyük
solid adj. iri
solid adj. cüsseli
solid adj. (metaller) som
solid adj. tıklım tıklım
solid adj. deliksiz (uyku)
solid adj. zor
solid adj. üç boyutlu cisim
solid adj. üç boyutlu geometrik şekil
solid adv. müttefik olarak
solid adv. oy birliği ile
solid adv. hemfikir olarak
solid adv. iyice
solid adv. sağlamca
solid adv. kırmadan
solid adv. açmadan
solid adv. tamamen
solid adv. tamamıyla
solid adv. sürekli olarak
solid adv. kesintisiz olarak
solid adv. sağlamca
solid adv. iyice
solid adv. emniyetli bir şekilde
solid adv. makul sebeple
solid adv. mantıklı gerekçelere dayanarak
solid adv. koşulsuz
solid adv. hiçbir sınırlama olmaksızın
solid adv. tamamen
solid adv. büsbütün
solid adv. oybirliği ile
solid adv. ittifakla
solid adv. aralıksız olarak
solid adv. boşluksuz şekilde
solid adv. sürekli
solid adv. durmaksızın
Speaking
solid n. iyilik
solid n. yardım
Trade/Economic
solid n. katı cisim
Technical
solid n. som
solid n. üç boyutlu geometrik şekil
solid n. duvar
solid n. yığma taş bloğu
solid n. sütun
solid n. işlenmemiş kömür
solid n. çıkarılmamış kömür
solid n. tek renk baskı yapan baskı plakası
solid n. (yarım ton baskıda) en koyu/yoğun nokta
solid n. tek renkli tekstil malzemesi
solid n. tek renkli ürün
solid n. boşluk veya açıklık içermeyen yapı
solid n. tıraşlanmamış, alttan kesilmemiş veya dinamitlemeye hazırlanmamış olup yerinden oynatılmamış kömür
solid n. düz renkli baskılar için kullanılan pürüzsüz yüzeyli baskı levhası
solid n. noktalı klişe yapılan alanda koyu olan kısım
solid n. düz renkli malzeme
solid adj. dayanıklı
solid adj. kesiksiz
solid adj. katı
solid adj. rijit
Computer
solid n. düz çizgi
solid n. solid yazılım prensipleri
solid n. solid yazılım geliştirme prensipleri
solid adj. dolu
solid expr. düz
solid abrev. (nesne yönelimli programlamada) tek sorumluluk, açık-kapalılık, liskov ikamesi, arayüz ayrımı ve bağımlılığı tersine çevirme ilkeleri
Automotive
solid adj. katı
Food Engineering
solid adj. katı
Gastronomy
solid n. katı yiyecek
solid n. katı yiyecek
solid adj. (yiyecek veya içecek) önemli
solid adj. çok doyurucu (yemek veya gıda)
solid adj. besleyici (yemek veya gıda)
Biology
solid adj. (bağışıklık) güçlü
solid adj. (bağışıklık) tam
solid adj. dayanıklı (bağışıklık sistemi)
Linguistics
solid n. bitişik yazılan bileşik sözcük
solid n. tire içermeyen bileşik sözcük
Sport
solid n. iyi oyunculardan oluşan takım
Music
solid adj. yoğun ve ritmik
solid adj. etkili ritmi olan
solid adj. (popüler müzik) harika
solid adj. (popüler müzik) olağanüstü
solid adj. (popüler müzik) muhteşem
solid adj. tok sesli ve güçlü ritmik vuruşlu
solid adj. her açıdan mükemmel (pop şarkısı)
Printery
solid adv. boşluk bırakmadan
solid adv. çizgisiz bir şekilde
solid adv. (tipografi) boşluksuz
solid adv. (tipografi) tiresiz

Meanings of "solid" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
solid wood parquets n. masif ahşap parkeler
General
crystalline solid n. kristalin
solid density n. katı yoğunluğu
solid grease n. katıyağ
solid geometry n. katı geometri
solid residue n. katı tortu
solid tyre n. dolma lastik
solid paraffin n. mum
suspended solid content n. askıda madde
solid color n. tek renk
solid state physics n. katı hal fiziği
domestic solid waste n. evsel katı atık
solid load n. rüsup
solid particle n. sert tanecik
solid colour n. düz renk
solid rocket fuel n. katı roket yakıtı
solid propellant n. katı yakıt
solid fuel n. katı yakıt
solid start n. iyi başlangıç
solid start n. sağlam başlangıç
solid foundation n. sabit zemin
solid foundation n. sağlam zemin
solid background n. sağlam altyapı
solid infrastructure n. sağlam altyapı
solid performance n. iyi performans
solid performance n. sağlam performans
solid food n. katı yiyecek
solid basis n. sağlam temeller
solid bases n. sağlam temeller
a solid understanding n. sağlam bir anlayış
solid gold n. som altın
solid steps n. somut adımlar
solid soap n. katı sabun
solid tissue n. sert doku
solid earth n. kara
solid earth n. yeryüzündeki karalar
solid earth n. yeryüzü
solid earth n. kara (yeryüzü)
solid figure n. üç boyutlu şekil
solid proof n. sağlam kanıt
flat solid n. uzunluk ve genişliğine göre ince olan düz eşya
solid body substance n. vücudun katı bölümleri
solid body substance n. vücudun sert bölümleri
solid green n. zümrüt yeşili
solid measure n. bir hacim birimi
become solid v. katılaşmak
make solid v. katılaştırmak
start a baby on solid food v. bebeğe katı mama vermeye başlamak
build on solid basis v. sağlam temeller üzerine kurmak
build on a solid ground v. sağlam bir temele oturtmak
solid colored adj. tek renkli
rock solid adj. taş gibi sağlam
rock solid adj. kırılmaz
rock solid adj. çok sağlam
solid-colored adj. tek renkli
solid-coloured [uk] adj. tek renkli
solid-looking adj. iyi görünümlü
solid-looking adj. kaliteli görünen
solid-looking adj. sağlıklı görünen
solid-coloured [uk] adj. tek renkli
solid-coloured [uk] adj. tümüyle aynı renk olan
solid-looking adj. sağlam görünen
Colloquial
solid [us] n. iyilik
solid [us] n. lütuf
solid [us] n. iyilik
solid [us] n. lütuf
Idioms
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something) v. iyice kavramak
have (solid) grasp of something v. iyice kavramak
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something) v. tam olarak kapmak
have (solid) grasp of something v. tam olarak kapmak
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something) v. tam olarak idrak etmek
have (solid) grasp of something v. tam olarak idrak etmek
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something) v. iyice anlamak
have (solid) grasp of something v. iyice anlamak
have a solid grasp of something v. bir konuyu iyice kavramak
get a solid grasp of something v. bir konuya tam anlamıyla hakim olmak
have a solid grasp of something v. bir konuya tam anlamıyla hakim olmak
get a solid grasp of something v. bir konuyu iyice kavramak
have/get a (solid) grasp of something v. bir şeyi kavramak
have/get a (solid) grasp of something v. bir şeyi iyi anlamak
have/get a (solid) grasp of something v. bir şeyi kapmak (anlamak)
have/get a (solid) grasp of something v. bir şeyi iyi idrak etmek
be (as) solid as a rock v. kaya gibi olmak
be (as) solid as a rock v. kaya gibi sert/sağlam olmak
be (as) solid as a rock v. dayanıklı olmak
be (as) solid as a rock v. güvenilir olmak
be (as) solid as a rock v. sağlam olmak
be (as) solid as a rock v. güçlü kuvvetli olmak
be (as) solid as a rock v. istikrarlı olmak
be (as) solid as a rock v. dağ gibi olmak
get a solid grasp of (something) v. (bir konuyu iyice) kavramak
get a solid grasp of (something) v. (bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak
get a solid grasp of (something) v. (bir şeyi iyi) anlamak
get a solid grasp of (something) v. (bir şeyi) kapmak (anlamak)
get a solid grasp of (something) v. (bir şeyi iyi) idrak etmek
get a solid grasp on (something) v. (bir konuyu iyice) kavramak
get a solid grasp on (something) v. (bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak
get a solid grasp on (something) v. (bir şeyi iyi) anlamak
get a solid grasp on (something) v. (bir şeyi) kapmak (anlamak)
get a solid grasp on (something) v. (bir şeyi iyi) idrak etmek
have a (solid) grasp of something v. bir şeyi iyice kavramak
have a (solid) grasp of something v. bir şeyi tam olarak kapmak
have a (solid) grasp of something v. bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (solid) grasp of something v. bir şeyi iyice anlamak
have a (solid) grasp of something v. bir konuya tam anlamıyla hakim olmak
get a (solid) grasp of something v. bir şeyi iyice kavramak
get a (solid) grasp of something v. bir şeyi tam olarak kapmak
get a (solid) grasp of something v. bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (solid) grasp of something v. bir şeyi iyice anlamak
get a (solid) grasp of something v. bir konuya tam anlamıyla hakim olmak
solid as a rock adj. kaya gibi sert/sağlam
solid as a rock adj. kaya gibi dayanıklı
solid as a rock adj. semsert
solid as a rock adj. güvenilir
as solid as a rock expr. kaya gibi sert
as solid as a rock expr. semsert
Speaking
do me a solid expr. bana bir iyilik/güzellik yap
booked solid expr. tamamıyla dolu
Trade/Economic
solid waste n. katı atıklar
solid fuel cooker n. katı yakıtlı pişirici
solid waste amount n. katı atık miktarı
solid start n. özellikle piyasalarda önemli bir olay sonrasındaki günün sabahında meydana gelen durum
solid structure n. sağlam yapı
solid start n. sert başlangıç
Law
rock solid evidence n. kaya gibi sağlam deliller
solid evidence n. somut kanıt
solid evidence n. somut delil
Industry
solid recovered fuel n. geri kazanılmış katı yakıt
Technical
suspended solid n. askıdaki katı madde
alcohol-insoluble solid matter n. alkolde çözünmeyen katı madde
amorphous solid n. amorf katı
noncrystalline solid n. amorf katı
flammability of solid non-metallic material when exposed to flame source n. alev kaynağına maruz kaldığında metalik olmayan katı malzemenin alevlenebilirliği
intermediate solid solution n. ara katı çözelti
interstitial solid solution n. arayer atomlu katı çözelti
supersaturated solid solution n. aşırı doygun katı çözelti
reinforced concrete solid slab n. betonarme dolu döşeme
solid volume n. boşluksuz hacim
noncrystalline solid n. biçimsiz katı
solid-stem n. blok gövdeli
reinforced concrete solid floor n. betonarme dolu döşeme
solid bifocals n. çift mercekli gözlük camı
double solid brake block n. çift sıralı yekpare sabo
solid flat extruded sheets of impact-modified polystyrene n. darbeye dayanıklı hale getirilmiş tam düz polistiren ekstrüde levhalar
saturated solid solution n. doymuş katı çözelti
disordered solid solution n. düzensiz katı çözelti
sockets produced by forging or machining (from the solid) n. dövme veya talaş kaldırma yoluyla imal edilen soketler
solid line n. düz çizgi
solid bond n. doğrudan bağlama
solid cable n. dolu kablo
ordered solid solution n. düzenli katı çözelti
solid web arch n. dolgu gövdeli kemer
solid brick n. dolu tuğla
extruded solid dielectric insulated power cable n. ekstrüzyonla çekilmiş katı dielektrik yalıtımlı güç kablosu
solid flat extruded sheet n. ekstrüzyonla hazırlanan düz levha
elastic solid-like state n. esnek katı benzeri durum
power cable with extruded solid insulation n. ektrüzyonla çekilmiş katı yalıtımlı güç kablosu
gas-solid reactions n. gaz-katı tepkimeleri
gas-solid separation n. gaz-katı ayırımı
gas-solid separation cyclone n. gaz-katı ayırımı siklonu
apparent solid density n. görünür katı yoğunluk
brittle solid n. gevrek katı
solid tire n. havasız lastik (lastik)
hookean solid n. hooke yasasına uyan katı
hookean solid n. hooke katısı
ideal solid n. ideal katı
solid solution n. ikiden fazla katı maddenin oluşturduğu homojen karışım
solid error n. kalıcı hata
solid ink density n. kalıptakı mürekkep yoğunluğu
drawn solid product supplied in coil or on reel n. kangal veya makara halinde içi dolu çekilmiş mamul
solid state memory n. katıhal bellek
fixed tantalum capacitors with solid electrolyte n. katı elektrolitli sabit tantal Kondansatör
capacitor with non-solid electrolyte n. katı olmayan elektrolitli kondansatör
solid covering n. katı örtü
solid state n. katı durum
solid-state bonding n. katı durum bağlanması
solid-state sintering n. katı durum sinterlemesi
solid-state fusion n. katı durum erimesi
solid fuel-burning heater n. katı yakıtlı ısıtıcı
solid oxide fuel cells n. katı oksit yakıt pilleri
solid carburizing n. katı karbonlama
solid electrolyte capacitors chips n. katı elektrolitli kondansatör kırmıkları
limited solid solubility diagram n. kısıtlı katı çözünürlüklü çizge
solid phase n. katı faz
solid fossil fuels n. katı fosil yakıtlar
solid-state display devices n. katı hal gösterge cihazı
solid insulation material n. katı yalıtım malzemesi
method for coding level of contamination by solid particles n. katı taneciklerle kirlenme seviyesinin kodlama metodu
solid waste burner n. katı atık yakma makinesi
solid electrical insulating material n. katı elektrik yalıtım malzemesi
solid sintering n. katı toplaklama
solid-state diffusion bonding n. katı durumda yayınımlı bağlama
solid-state computer n. katı yapılı bilgisayar
solid content n. katı içeriği
solid state n. katıhal
solid rocket propellant n. katı roket sevkedici
solid state photodiode arrays n. katı hal fotodiyot dizileri
critical surface tension of solid surface n. katı yüzeyin kritik yüzey gerilimi
limited solid solution n. kısıtlı katı çözeltisi
solid-phase extraction method n. katı-faz ekstraksiyon metodu
solid carburizer n. katı karbonlayıcı
solid state physics n. katıhal fiziği
solid state display n. katıhal ekran
solid-phase reaction n. katı evre tepkimesi
solid-state physics n. katı durum fiziği
quantities and units of solid state physics n. katı hal fiziği büyüklük ve birimler
solid state photodiodes n. katı hal fotodiyotları
solid-state display device n. katı hal görüntü cihazı
solid-covering substance n. katı örtü özdeğı
beads in solid glass or vitreous enamel n. katı camda veya vitrifiye emayedeki boncuklar
solid casting n. katı döküm
primary solid solution n. katı çözelti
solid phase n. katı evre
solid fuel burning device n. katı yakıt yakma cihazı
solid wastes n. katı atıklar
solid phase extraction and derivatization n. katı faz özütleme ve türevlendirme
solid-state maser n. katı hal maşeri
solid solubility n. katı çözünürlük
solid state amplifier n. katı hal yükselteci
continuous solid solubility diagram n. kesintisiz katı çözletili çizge
aluminum electrolytic capacitors with solid and non solid electrolyte n. katı ve katı olmayan elektrolitli aluminyum elektrolitik kondansatörler
solid phase condensation n. katı faz yoğuşması
solid solution strengthening n. katı çözelti sertleşmesi
solid state device n. katıhal aygıtı
solid volume n. katı hacim
solid matter/substance n. katılaşmış madde
solid connection n. kaynaklı bağlantı
solid state component n. katı durum bileşeni
electric strength of solid insulating material n. katı yalıtım malzemesinin elektrik dayanımı
continuous solid solubility diagram n. kesintisiz katı çözünürlük çizgesi
solid solution n. katı çözelti
aluminum electrolytic capacitor with non-solid electrolyte n. katı olmayan elektrolitli alüminyum elektrolitik kondansatör
solid state n. katı hal
solid-state transformations n. katı durum dönüşümleri
solid chemicals n. katı kimyasallar
solid shrinkage n. katı çekinti
solid modelling n. katı cisim modellemesi
non-solid electrolyte n. katı olmayan elektrolit
solid phase n. katı form
solid waste compacting machine n. katı atık sıkıştırma makinesi
solid particle content n. katı parçacık muhtevası
solid insulating materials n. katı yalıtkan malzemeler
solid-phase condensation n. katı evre yoğunlaşması
partial solid solubility n. kısmi katı çözünürlük
solid food n. katı yiyecek
solid insulating material n. katı yalıtım malzemesi
room heater fired by solid fuel n. katı yakıt yakan soba
solid-state component n. katı yapılı bileşen
solid insulating material n. katı yalıtkan malzeme
solid carburizing n. katı sementasyon
solid state components n. katıhal bileşenleri
solid solution hardening n. katı çözelti sertleşmesi
solid materials n. katı gereçler
solid matter transport n. katı madde taşınışımı
solid electrolyte n. katı elektrolit
solid in suspension n. katı süspansiyon
solid mineral fuel n. katı mineral yakıt
solid fuel burning device n. katı yakıt yakma ocağı
solid ink density n. katı mürekkep yoğunluğu
solid-fuel rocket n. katı yakıtlı roket
solid sintering n. katı sinterleme
solid electrical insulating material n. katı elektriksel yalıtkan malzeme
continuous solid solubility n. kesintisiz katı çözünürlüğü
solid precipitation n. katı çökelimi
solid contraction n. katı çekmesi
solid waste compactor n. katı atık sıkıştırma makinesi
solid-state bond n. katı durum bağı
solid suspension n. katı süspansiyon
solid glass n. katı cam
solid design n. katı tasarım
fixed tantalum capacitor with non-solid and solid electrolyte n. katı ve katı olmayan elektrolitli sabit tantal kondansatör
solid waste disposal n. katı atık uzaklaştırma
solid electrolyte sensors n. katı elektrolit algılayıcılar
method for shake extraction of solid waste with water n. katı atıkların su ile çalkalanarak ekstraksiyon yöntemi
solid mineral fuels n. katı fosil yakıtlar
plastics in solid state/form n. katı haldeki plastikler
solid fuel n. katı yakıt
unit weight of the solid constituents n. katı bileşenlerin birim ağırlığı
solid waste disposal n. katı atıkları yok etme
solid matter n. katı madde
solid model n. katı model
limited solid solubility n. kısıtlı katı çözünürlüğü
unlimited solid solubility n. kısıtsız katı çözünürlüğü
solid mineral fuels n. katı mineral yakıtlar
solid paste adhesive n. katı yapıştırıcı
ignitability of solid electrical insulating material n. katı elektrik yalıtım malzemesinin ateşlenebilirliği
solid lubricants n. katı yağlayıcılar
solid state physics n. katıların fiziği
conventional solid n. konvansiyonel katı
crystalline solid n. kristalin katı
crystalline solid n. kristalin
noncrystalline solid n. kristalsiz katı
crystalline solid n. kristal katı
solid stone n. masif taş
solid drum turbine rotor n. masif türbin rotoru
solid wood poles n. masif ağaç tel direkleri
solid shaft n. masif şaft
solid drum rotor n. masif rotor
solid type raiding n. masif tip korkuluk
solid steel n. masif çelik
solid rotor n. masif rotor
nominal total solid matter percentage n. nominal toplam katı madde yüzdesi
eutectic solid n. ötektik solid
non-fluxed solid solder n. pastasız katı lehim
constant mass solid n. sabit kütleli katı
solid ground n. sağlam zemin
solid coupling n. sabit kavrama
solid coupling n. sabit kaplin
solid material n. sağlam malzeme
liquid-to-solid transformation n. sıvı-katı dönüşümü
liquid solid reactions n. sıvı-katı tepkimeleri
solid and corrugated fibre-board n. sert ve oluklu mukavva
solid bronze n. sert bronz
resistivity of solid planar material n. sert düzlemsel malzemenin direnci
liquid crystal and solid-state display devices n. sıvı kristal ve katı hal- görüntü cihazları
solid abrasive n. sert aşındırıcı
solid planar material n. sert düzlemsel malzeme
solid asphalt n. sert asfalt
liquid aerosols and solid particles n. sıvı aerosoller ve katı parçacıklar
liquid and solid chemicals n. sıvı ve katı kimyasal maddeler
random solid solution n. seçkisiz katı çözelti
ceramic solid solutions n. seramik katı çözeltiler
solid bituminous materials n. sert bitümlü malzemeler
liquid crystal and solid-state display devices n. sıvı kristal ve katı hal gösterge cihazları
liquid in glass solid-stem thermometer n. sıvılı cam çubuk termometre
solid material n. sedimanlar
solid pipe n. sert boru
solid body n. sert kısım
liquid-to-solid transition sivik su n. sıvıdan katıya geçiş
solid particle concentration in compressed air n. sıkıştırılmış havadaki katı parçacık derişimi
liquid crystal and solid-state display devices n. sıvı kristal ve katıhal gösterme cihazları
liquid crystal and solid-state display device n. sıvı kristal ve katı hal gösterge cihazı
solid cable n. som kablo
water-solid ratio n. su-katı oranı
solid rock n. som kayaç
solid-state excitation unit n. statik ikaz ünitesi
solid rod n. som çubuk
solid conductor n. som iletken
solid plain bearing n. som kaymalı yatak
water solid ratio n. su-katı oranı
solid coupling n. solit kavrama
solid die n. tek parça kalıp
solid conductor n. tek parça iletken
solid pattern n. tek parça model
solid flat extruded sheet n. tam düz polistiren ekstrüde levha
total solid matter n. toplam katı madde
solid propeller n. tek parça pervane
solid angle n. tam açı
total suspended solid matter n. toplam askıda katı madde
solid wire n. tek telli direnç
complete solid solution n. tam katı çözelti
solid cutters n. tek parça kesiciler
solid block n. tek parça yan blok
terminal solid solution n. uçsal katı çözelti
solid angle n. üçten fazla düzlemin bir nokta üzerinde oluşturdukları açı
long solid-stem thermometer n. uzun çubuk termometre
solid geometry n. uzay geometri
solid-state detector n. yarıiletkenli algılayıcı
solid conductor n. yekpare iletken
solid roller bucket dissipater n. yekpare yuvarlak uçlu enerji kırıcı
half-hard drawn solid round aluminium wire n. yarı sert çekilmiş som alüminyum tel
solid stem mercury in glass clinical thermometer n. yekpare cam gövdeli cıvalı klinik termometresi
solid-forged rotor n. yekpare dövme rotor
semi-solid bituminous material n. yarı katı bitümlü malzeme
substitutional solid solution n. yer değişimli katı çözelti
semi-solid bituminous material n. yarı katı bitümlü madde
semi-solid coating materials n. yarı katı kaplama malzemeleri
solid stem mercury-in-glass n. yekpare cam gövdeli ve cıvalı
solid constituents of soil n. zeminin katı bileşenleri
solid measure n. bir hacim ölçüsü
solid of least resistance n. eşleniği diğer katı cisimlere nazaran daha az direnç gösteren katı cisim
solid of least resistance n. akışkanda hareket ederken nispeten az dirençle karşılaşan katı madde
filtrate solid particles v. katı partikülleri filtre etmek
solid webbed adj. dolu gövdeli
solid fuelled adj. katı yakıtlı
solid-mounted adj. sabit monte edilmiş
solid-mount adj. sabit monte edilmiş
semi-solid adj. yarı katı
solid-drawn adj. ıslah çeliğinden çıkarılan
solid-drawn adj. ıslah çeliğinden alınan
solid-state adj. (katı cisim kaynaklı) elektrik/manyetik özellikleri kullanan
solid-state adj. (katı cisim kaynaklı) optik özelliklerden faydalanan
solid-state adj. yarı iletken cihazlar kullanan
solid-drawn adj. spiral haddeleme işlemi ile ısıtılmış katı bir çubuktan elde edilen (kaynaksız boru)
Computer
solid bond n. doğrudan bağlama kablo
solid color n. düz renk
solid diamond n. düz elmas
solid bar n. kalın çubuk
solid frame n. kalın çerçeve
solid b/w n. kesin s/b
solid black and white n. kesin siyah ve beyaz
solid state disk n. katı hal diski
solid-state device n. katıhal aygıtı
solid-state physics n. katıhal fiziği
solid-state drive n. katı hal diski
pantone solid n. pantone temel renkleri
solid-state drive (ssd) n. katı hal sürücüsü
double solid adj. çift kalın
solid-state adj. katıhal
inkjet solid expr. inkjet katı
Informatics
solid bond n. doğrudan bağlama
solid-state physics n. katıhal fiziği
solid-state relay n. katıhal röle
solid-state camera n. katıhal kamerası
solid angle n. katı açı
solid-state device n. katıhal aygıtı
solid state n. katı durum
solid-state laser n. katıhal lazer
solid error n. onulmaz hata
solid modeling n. üç boyutlu modelleme
solid-state memory n. yarıiletken bellek
Telecom
solid bond n. doğrudan bağlama
solid state data recorder n. katı hal veri deposu
solid-state scanning n. katı hal taraması
solid-state device n. yarı iletkenli cihaz
Electric
solid dielectric insulated power cable n. katı dieletrik yalıtımlı güç kablosu
solid tantalum electrolyte capacitor n. katı tantal elektrolitli çip kondansatör
solid state electronics n. katı hal elektroniği
Mechanic
solid tools n. yekpare takımlar
Textile
solid down coat n. anorak kaban
friction coefficient of yarn to solid material n. ipliğin katı maddeye sürtünme katsayısı
moving yarn in contact with a solid material n. katı madde ile temas ve hareket halindeki iplik
solid ring n. yekpare bilezik
Architecture
solid newel n. sarmal merdiven kenarlarının birleştirildiği merdiven direği
solid newel n. döner merdiven direği
solid newel n. merdiven kovasından farklı olarak döner merdivenlerin uç bölümlerinin içine inşa edildiği merdiven direği
Construction
interstitial solid solution n. arayer katı eriyiği
casting solid n. dolu döküm
gypsum solid partition block n. dolu gövdeli alçı bölme blok
ordered solid solution n. düzenli katı çözelti
solid brick n. fabrika tuğlası
solid content n. katı madde oranı
solid vulcanized material n. katı vulkanize malzeme
solid solubility n. katı çözünürlük
residential independent boilers fired by solid fuel n. katı yakıtlı konut tipi kat kaloriferi
solid putty n. som macun
substituional solid solution n. yeralan katı eriyiği
Lighting
colour solid n. renk katısı
Woodworking
preservative-treated solid wood n. emprenye edilmiş masif ahşap
preservative-treated solid wood n. koruyucu ile emprenye edilmiş masif ahşap
solid wood panels n. masif ahşap levhalar
solid lamparquet products n. masif laminat parke ürünleri
solid timber and glued laminated timber n. masif ahşap ve yapıştırılmış tabakalı ahşap
solid wood overlay flooring elements n. masif ahşap yer döşeme elemanları
solid wood parquet n. masif ahşap parke
natural durability of solid wood n. masif ahşabın doğal dayanıklılığı
solid oak n. masif meşe
oak solid hardwood n. meşe masif parke
solid pre-assembled hardwood board n. önceden birleştirilmiş (masif) sert ahşap tahta/pano
solid pre-assembled hardwood board n. önceden hazırlanmış sert ağaç levha
solid wood overlay flooring elements with an interlocking system n. rabıtalı (bindirmeli-geçmeli) masif ahşap yer döşemesi elemanları
solid wood n. sert ahşap
Dyeing
solid green n. zümrüt yeşili
Automotive
solid copper chg n. bakır silindir kapak contası
solid tire n. dolgu lastik
solid rivet n. dolu gövdeli perçin
solid pushrod n. dolu tip itici çubuk
solid brake drum n. döküm demir fren kampanası
solid brake disc n. düz fren diski
solid tire n. dolgu lastik
solid tyre n. dolgu teker
solid section type seal n. dolu kesitli keçe
industrial solid tire n. endüstriyel dolgu lastik
solid injection n. havasız püskürtme
solid injection n. havasız püskürtme
conical base solid tire n. janta konik oturan dolgu lastik
solid dome piston n. içi dolu bombe başlı piston
secondary air solid state relay n. ikincil hava püskürtme düzeni rölesi
cylindrical base solid tire n. janta düz oturan dolgu lastik
solid double white line n. kesintisiz çift beyaz çizgi
single solid white line n. kesintisiz tek beyaz çizgi
solid state ignition n. katı halli ateşleme
solid state controller n. katı halli kontrolör
solid state regulator n. katı halli regülatör
solid propellant n. katı itici yakıt
solid oxide fuel cell n. katı oksit yakıt hücresi
solid phase pressure forming n. katı hal basınçlı şekillendirme
rubber solid tire n. kauçuk dolgu lastik
solid state electronics n. katı hal elektroniği
non-rubber solid tire n. kauçuk olmayan dolgu lastik
crystalline solid electrolyte n. kristal katı elektrolit
solid paint n. mat boya
solid paint n. opak boya
solid paint n. opak boya
explosive solid n. patlayıcı madde
solid state electronics n. sabit durum elektroniği
solid blow n. sert vuruş
cylindrical and conical base rubber solid tyres n. silindirik ve konik tabanlı kauçuk dolgu lastikler
solid height n. yay sıkışma yüksekliği
solid-state adj. katı halli
Traffic
solid yellow line n. devamlı (kesintisiz/fasılasız) sarı yol çizgisi
double solid yellow line n. yan yana iki devamlı sarı yol çizgisi
solid double yellow line n. kesintisiz çift sarı çizgi
single solid yellow line n. kesintisiz tek sarı çizgi
Railway
solid wheel n. monoblok tekerlek
solid core insulator n. som nüveli izolatör
Aeronautic
solid fuel n. katı roket yakıtı
solid fuel n. katı roket yakıtı
Marine
total mass of suspended solid n. asılı malzemenin toplam kütlesi
suspended solid n. asılı haldeki katı madde