yüzeysel - Turkish English Dictionary
History

yüzeysel



Meanings of "yüzeysel" in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

Turkish English
Common Usage
yüzeysel superficial adj.
General
yüzeysel groundling n.
yüzeysel cosmetic adj.
yüzeysel external adj.
yüzeysel slight adj.
yüzeysel dilettantish adj.
yüzeysel surface adj.
yüzeysel shallow adj.
yüzeysel shallowed adj.
yüzeysel shallowing adj.
yüzeysel shallowest adj.
yüzeysel shallower adj.
yüzeysel superficial adj.
yüzeysel facile adj.
yüzeysel half-read adj.
yüzeysel skin-deep adj.
yüzeysel overbroad adj.
yüzeysel tangental adj.
yüzeysel two-dimensional adj.
yüzeysel hasty adj.
yüzeysel broadbrush adj.
yüzeysel broad-brush adj.
yüzeysel gross adj.
yüzeysel overly [obsolete] adj.
yüzeysel peoplish adj.
yüzeysel outward adj.
yüzeysel shallow-minded adj.
yüzeysel slightish adj.
yüzeysel slighty adj.
yüzeysel superficiary adj.
yüzeysel surface adj.
yüzeysel shallowly adv.
yüzeysel superficially adv.
yüzeysel fleet [dialect] adv.
Colloquial
yüzeysel broad brush n.
Technical
yüzeysel superficial adj.
Informatics
yüzeysel coarse adj.
Construction
yüzeysel planar adj.
Food Engineering
yüzeysel tangential adj.
Physics
yüzeysel surface-level adj.

Meanings of "yüzeysel" with other terms in English Turkish Dictionary : 248 result(s)

Turkish English
General
yüzeysel bilgi sciolism n.
yüzeysel bilgi smattering n.
yüzeysel inceleme superficial investigation n.
yüzeysel inceleme superficial examination n.
yüzeysel ısıtma panel heating n.
yüzeysel soğutma panel cooling n.
yüzeysel toprak erimesi land ablation n.
yüzeysel muayene cursory examination n.
yüzeysel anlayış superficial understanding n.
yüzeysel temel shallow foundation n.
yüzeysel durum external n.
yüzeysel boyut external n.
yüzeysel davranış varnish n.
yüzeysel süsleme gilding n.
yüzeysel güzelleştirme gilding n.
yüzeysel güzellik gilt n.
yüzeysel parlaklık gilt n.
yüzeysel olarak dahil olma dabbling n.
tanelerle kaplı görünümü veren yüzeysel pürüzlülük grain n.
yüzeysel konuşma old talk n.
yüzeysel olarak etkileyici özellikler cosmetic n.
bir konuya yüzeysel ilgi duyan kimse dilettante n.
yüzeysel kusurlardan uzak durma cleanliness n.
yüzeysel olan şey outterm [obsolete] n.
yüzeysel yorum outterm [obsolete] n.
yüzeysel ilgi slight care n.
yüzeysel bilgi smack n.
yüzeysel bilgi smatch n.
yüzeysel bilgi smatter n.
yüzeysel görüntü snapshot n.
yüzeysel iş superficial n.
bir şeyi yüzeysel açıdan ele alan kimse superficialist n.
yüzeysel kimse superficialist n.
yüzeysel iş superficiality n.
yüzeysel iş surface n.
bir şeyin yüzeysel olarak çekici görünmesini sağlamak window-dress v.
yüzeysel olarak bahsetmek glance v.
birkaç kaynaktan elde edilen bilgi parçaları bir araya getirerek yüzeysel bilgi edinmek glean v.
(yüzeysel soğuma ile) gül şeklini almak rosette v.
yüzeysel sohbet etmek old talk v.
yüzeysel bir şekilde geliştirmek prefabricate v.
yüzeysel davranmak scratch v.
yüzeysel işlem uygulamak scratch v.
yüzeysel ilerlemek skate v.
yüzeysel okumak slip v.
yüzeysel yaklaşmak superficialise v.
yüzeysel yaklaşmak superficialize v.
yüzeysel veya temel duygularla karakterize olan visceral adj.
yüzeysel veya temel duygularla hareket eden visceral adj.
kolay ve yüzeysel glassy adj.
yüzeysel (bilgi) sciolistic adj.
yüzeysel olarak bilen sciolous adj.
(fransız gibi) yüzeysel frenchy adj.
yüzeysel ilgilenen smattering adj.
yüzeysel yapılan sportive adj.
yüzeysel ilgi duyan sunday adj.
yüzeysel olarak shallowly adv.
yüzeysel şekilde non-exhaustively adv.
yüzeysel olarak superficially adv.
yüzeysel olarak tangentially adv.
yüzeysel olarak skin-deep adv.
Phrasals
yüzeysel olarak gerçekleştirmek slight off v.
(bir şeyle) yüzeysel olarak ilgilenmek muddle about v.
(bir şeyle) yüzeysel olarak ilgilenmek muddle around v.
yüzeysel olarak ilgilenmek dabble at something v.
yüzeysel olarak araştırmak dip into v.
(birini/bir şeyi) dış görünümüne göre/görüntüsüne bakarak/yüzeysel olarak değerlendirmek take (someone or something) at face value v.
(birini/bir şeyi) yüzeysel olarak değerlendirmek take (someone or something) at face value v.
yüzeysel ilgi göstermek skate over v.
yüzeysel bakmak skimp over v.
Colloquial
yüzeysel şey light stuff n.
Idioms
yüzeysel varılan yargı a horseback opinion n.
yüzeysel konuları işleyen çok kaliteli olmayan film popcorn film n.
yüzeysel değişiklik lipstick on a pig n.
yüzeysel film popcorn movie n.
yüzeysel değişiklik nail polish on a hangnail n.
kusurları örtmeye/sorunları çözmeye yetmeyen yüzeysel değişiklikler nail polish on a hangnail n.
yüzeysel çözüm/yaklaşım band-aid approach n.
yüzeysel yaklaşım band-aid approach n.
yüzeysel konuları işleyen çok kaliteli olmayan film popcorn flick n.
derine inmeden/yüzeysel olarak anlatmak paint something with a broad brush v.
(bir şeyi) dış görünümüne göre/görüntüsüne bakarak/yüzeysel olarak değerlendirmek/ doğru kabul etmek take at face value v.
yüzeysel olarak yapmak hit the high spots v.
yüzeysel değişiklik yapmak put lipstick on a pig v.
(bir şeyi) yüzeysel olarak yapmak skim the surface (of something) v.
(bir şeyi) yüzeysel olarak anlamak skim the surface (of something) v.
(bir şeyle) yüzeysel olarak ilgilenmek skim the surface (of something) v.
(bir şeyin) üzerinden yüzeysel olarak geçmek skim the surface (of something) v.
(bir şeye) yüzeysel olarak değinmek skim the surface (of something) v.
(bir şeye) yüzeysel/üstünkörü bir giriş yapmak skim the surface (of something) v.
yüzeysel olarak değerlendirmek take at face value v.
yüzeysel olarak değerlendirilmek be taken at face value v.
(bir şeye) yüzeysel yaklaşmak gloss over (something) v.
(bir şeyin) üzerinden yüzeysel olarak geçmek scratch the surface (of something) v.
(bir şeyi) yüzeysel olarak yapmak scratch the surface (of something) v.
Technical
ahşabın yüzeysel iyileştirilmesi superficial treatment of timber n.
senelik ortalama yüzeysel akış mean annual runoff n.
yüzeysel ısı surface temperature n.
yüzeysel çatlaklık chap n.
yüzeysel su filmi surface film of the water n.
yüzeysel sulama surface irrigation n.
yüzeysel akış oranı rate of runoff n.
yüzeysel biriktirme surface storage n.
yüzeysel ısı direnci resistance to heat transfer n.
yüzeysel ısı mukavemeti resistance to heat transfer n.
yüzeysel değişme superficial alteration n.
yıllık ortalama yüzeysel akış mean annual runoff n.
yüzeysel buharlaşma surface evaporation n.
yüzeysel sıçrama uzunluğu length of hydraulic jump n.
yüzeysel tarama - okuma skimming n.
yüzeysel erozyon sheet erosion n.
yüzeysel sürükleme kuvveti friction drag n.
yüzeysel yük surface load n.
yüzeysel depolama surface storage n.
yüzeysel sıkıştırma surface compaction n.
yüzeysel akaçlama dizgesi surface drainage system n.
yüzeysel ısıtma panel heating n.
yüzeysel bozulma superficial degradation n.
yüzeysel taşırma surface flooding n.
yüzeysel ölçü superficial dimension n.
yüzeysel kütle hızı superficial mass velocity n.
yüzeysel buğulaşma surface evaporation n.
yüzeysel havalandırıcı surface aerator n.
yüzeysel sıçrama yüksekliği height of hydraulic jump n.
yüzeysel yığın hızı superficial mass velocity n.
yüzeysel drenaj sistemi surface drainage system n.
yüzeysel katman top layer n.
yüzeysel değişim superficial alteration n.
yüzeysel seçme flat tuning n.
yüzeysel kaplama road-surface treatment n.
yüzeysel onarım cosmetic repair n.
yüzeysel su surface water n.
yüzeysel katmanlar surface layers n.
yüzeysel gerilim surface tension n.
yüzeysel sürtünme kuvveti surface drag n.
yüzeysel özdirenç surface resistivity n.
yüzeysel ses dalgası süzgeci surface acoustic wave filter n.
yüzeysel yol kaplaması bituminous road surface treatment n.
yüzeysel jeolojik yük overburden n.
yüzeysel zemin surface soil n.
yüzeysel tabakalar surface layers n.
yüzeysel sulama yöntemi surface irrigation method n.
yüzeysel akış surface flow n.
yüzeysel temel shallow foundation n.
yüzeysel zemin top soil n.
yüzeysel değişim surface change n.
yüzeysel aşınma sheet erosion n.
yüzeysel sulama metodu surface irrigation method n.
yüzeysel kompaksiyon surface compaction n.
yüzeysel ses dalgası surface acoustic wave n.
yüzeysel soğutma panel cooling n.
yüzeysel boşalma surface discharge n.
yüzeysel rockwell sertlik deneyi superficial rockwell hardness test n.
yüzeysel temel natural foundation n.
yüzeysel değişme superficial change n.
yüzeysel bozulma superficial deterioration n.
yüzeysel tabaka top layer n.
yüzeysel oturma surface settlement n.
yüzeysel taşırma irrigation by surface flooding n.
yüzeysel temel spread foundation n.
yüzeysel katman superficial layer n.
yüzeysel sıçramanın göreceli yüksekliği relative height of hydraulic jump n.
yüzeysel genleşme superficial expansion n.
yüzeysel hız surface velocity n.
yüzeysel çatlaklar check cracks n.
yüzeysel nem superficial moisture n.
yüzeysel taşıyıcı orthotropic adj.
Telecom
yüzeysel ışıma etkinliği aperture illumination efficiency n.
yüzeysel ışıma aperture illumination n.
Electric
yüzeysel seçme flat tuning n.
Construction
asfalt yüzeysel kaplama asphalt-grouted surfacing n.
yüzeysel erime veya erozyon ablation n.
yüzeysel ısıtma panel heating n.
Railway
yüzeysel kusur surface defect n.
Aeronautic
yüzeysel radyo kanalı ground based duct n.
Marine
yüzeysel ağırlık dalgaları surface gravity waves n.
yüzeysel rüzgar surface wind n.
yüzeysel gel-git surface tide n.
Mining
(cevher yatağı) yüzeysel supergene adj.
yüzeysel cevher yatağı gelişim sürecine ait veya ilgili supergene adj.
yüzeysel cevher yatağı gelişim sürecine özgü supergene adj.
Medical
dermatofitlerin neden olduğu yüzeysel mantar enfeksiyonları superficial fungal infections caused by dermatophytes n.
yüzeysel analjezi permeation analgesia n.
yüzeysel analjezi surface analgesia n.
yüzeysel fasia ve sübkutan dokuların geniş nekrozu extensive necrosis of superficial fascia and subcutaneous tissue n.
yüzeysel yara enfeksiyonu superficial wound infection n.
yüzeysel anestezi surface analgesia n.
yüzeysel parotidektomi superficial parotidectomy n.
yüzeysel doku superficial tissue n.
yüzeysel kan damarı insizyonu cutdown n.
korneada yüzeysel opaklığa yol açan vasküler doku pannus n.
patlama nedeniyle oluşan yüzeysel cilt yanığı powder burn n.
yüzeysel iltihabı dağıtan revellent adj.
(yanık) yüzeysel first-degree adj.
Anatomy
enine yüzeysel kaslar transverse muscle of perineum n.
iç pudendal arterin perine yüzeysel yapılarını besleyen bir kolu arteria perinealis n.
yüzeysel epigastrik ven vena epigastrica superficialis n.
yüzeysel epigastrik ven superficial epigastric vein n.
ön kolun radyal tarafındaki yüzeysel toplardamarlar vena radialis n.
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri vena saphena n.
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri saphenous vein n.
klitorisin yüzeysel sırt toplardamarları venae dorsales clitoridis superficiales n.
penisin yüzeysel sırt toplardamarları venae dorsales penis superficiales n.
yüzeysel epigastrik artere eşlik eden toplardamarlar venae epigastricae superiores n.
yüzeysel epigastrik artere eşlik eden toplardamarlar superior epigastric veins n.
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri saphena n.
(boynun yan tarafında yer alan) kalın yüzeysel kasa ait veya ilgili sternocleidomastoid adj.
(boynun yan tarafında yer alan) kalın yüzeysel kası oluşturan sternocleidomastoid adj.
Psychology
yüzeysel kişilik özellikleri surface traits n.
yüzeysel disleksi surface dyslexia n.
yüzeysel korelasyon spurious correlation n.
yüzeysel geçerlilik face validity n.
yüzeysel arkadaşlık teorisi superficial friendship theory n.
yüzeysel vücut bölümlerini yolma/yeme bağımlılığı phaneromania n.
Pathology
boynun birden fazla yüzeysel yaralanmaları multiple superficial injuries of neck n.
lohusalıkta yüzeysel trombofilebit superficial thrombophlebitis in puerperium n.
yüzeysel trombofilebit superficial thrombophlebitis n.
yüzeysel mikoz superficial mycosis n.
yüzeysel mikozlar superficial mycoses n.
derideki yüzeysel kılcal damarların genişlemesi nedeniyle oluşan örümceğe benzeyen damarlanma vascular spider n.
derideki yüzeysel kılcal damarların genişlemesi nedeniyle oluşan örümceğe benzeyen damarlanma spider angioma n.
derideki yüzeysel kılcal damarların genişlemesi nedeniyle oluşan örümceğe benzeyen damarlanma spider nevus n.
dilde düzensiz kırmızı yaralar ve baharatlı veya sıcak yiyeceklere duyarlılıkla karakterize bir tür yüzeysel dil iltihabı moeller's glossitis n.
Dermatology
dilde meydana gelen yüzeysel bir tür yangı glossodynia exfoliativa n.
Gastronomy
rengini değiştirmek için hafifçe ve yüzeysel bir şekilde yakmak blacken v.
Biology
türler arasındaki doğal ve gerçek ilişkilerden ziyade yüzeysel verilere dayanan sınıflandırma artificial classification n.
bir başkasıyla yüzeysel benzerlik taşıyan birey homeomorph n.
Botanic
türler arasındaki doğal ve gerçek ilişkilerden ziyade yüzeysel verilere dayanan sınıflandırma artificial order n.
Agriculture
yüzeysel toprak işleme shallow tillage n.
yüzeysel pullukla işleme shallow ploughing n.
yüzeysel ısıtıcı surface heater n.
yüzeysel kabuk yanıklığı superficial scald n.
yüzeysel kararma superficial scald n.
Social Sciences
çok fazla miktarda ancak yüzeysel bilgilere sahip olan internet kullanıcıları pancake people n.
Literature
sınırlı ve yüzeysel one-dimensional adj.
Linguistics
yüzeysel yapı surface structure n.
Environment
kentsel yüzeysel akış urban runoff n.
yüzeysel akış surface runoff n.
Geography
yüzeysel akış runoff n.
yüzeysel akış erozyonu runoff erosion n.
Geology
yüzeysel bozunma supergene alteration n.
yüzeysel bozunma zonu weathering zone n.
yüzeysel toprak kayması cover slide n.
kupa şeklinde, yüzeysel çukurları olan cuppy adj.
Archaic
yüzeysel olarak from the teeth forward adv.
yüzeysel olarak from the teeth outward adv.
yüzeysel olarak overly adv.
British Slang
(konuyu ele alış) yüzeysel potted adj.