yalnızca da - Turkish English Dictionary
History

yalnızca da



Meanings of "yalnızca da" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Computer
yalnızca da ea only expr.

Meanings of "yalnızca da" with other terms in English Turkish Dictionary : 23 result(s)

Turkish English
General
kuzey afrika'da erkeklerin başlarına sardıkları ve yalnızca gözlerini açıkta bırakan sargı tagelmust n.
kuzey afrika'da erkeklerin başlarına sardıkları ve yalnızca gözlerini açıkta bırakan sargı cheche n.
kuzey afrika'da erkeklerin başlarına sardıkları ve yalnızca gözlerini açıkta bırakan sargı cheich n.
yalnızca telefonla çağırıldığında müşteri taşıma yetkisi olduğu halde yoldan da müşteri alan taksi gypsy n.
yalnızca telefonla çağırıldığında müşteri taşıma yetkisi olduğu halde yoldan da müşteri alan taksi gypsy cab n.
Colloquial
cinsiyetini yalnızca/özellikle erkek ya da yalnızca/özellikle kadın olarak tanımlayan kimse binary n.
Politics
1900'de avrupa'nın başlıca devletleri, abd ve japonya arasında yapılan ve doğu'da yalnızca çin'e karşı ortak hareket edileceğini ifade eden anlaşma concert of the powers n.
Botanic
gül familyasına mensup, yalnızca new hampshire ve nova scotia'da yetişen, yuvarlak yaprakları ve fincan şeklinde sarı çiçekleri olan çok yıllık otsu bir bitki mountain avens (geum peckii) n.
Agriculture
güney asya'da yağmurun az olduğu ve yalnızca sulu bitkilerin yetiştirildiği bir tarım sezonu rabi n.
Education
eton'da yalnızca erkek öğrenciler için hizmet veren bir devlet okulu eton n.
History
antik roma'da yalnızca özgür avam tabakasını bağlayan oy veya karar plebiscite n.
antik roma'da yalnızca özgür avam tabakasını bağlayan oy veya karar plebiscitum n.
Philosophy
fiziksel olayların ya da bilincin yalnızca beynin bir işlevi ya da ürünü olduğunu iddia eden teori cerebralism n.
fiziksel olayların ya da bilincin yalnızca beynin bir işlevi ya da ürünü olduğu teorisini savunan kişi cerebralist n.
yalnızca insanların eylemlerinin değil, tarih ve doğa olaylarının da belirli amaçlarla belirlendiğini ve yönetilegeldiğini savunan doktrin teleology n.
Theatre
yalnızca hareketlerle bir kişiyi ya da olayı gösteren sahne sanatçısı mime artist n.
yalnızca hareketlerle bir kişiyi ya da olayı gösteren sahne sanatçısı mime n.
Reptiles
yeni zelanda'da yalnızca birtakım adacıklarda görülen iguana benzeri dikenli bir sürüngen tuatara (sphenodon punctatus) n.
yeni zelanda'da yalnızca birtakım adacıklarda görülen iguana benzeri dikenli bir sürüngen sphenodon n.
yeni zelanda'da yalnızca birtakım adacıklarda görülen iguana benzeri dikenli bir sürüngen hatteria n.
yeni zelanda'da yalnızca birtakım adacıklarda görülen iguana benzeri dikenli bir sürüngen tuatera n.
yalnızca güney afrika'da görülen bir engerek puff adder n.
yalnızca güney afrika'da görülen bir engerek bitis inornata n.