yayılmak - Turkish English Dictionary
History

yayılmak



Meanings of "yayılmak" in English Turkish Dictionary : 112 result(s)

Turkish English
Common Usage
yayılmak sprawl v.
yayılmak expand v.
yayılmak spread v.
General
yayılmak pervade v.
yayılmak splay v.
yayılmak fan v.
yayılmak mushroom v.
yayılmak get round v.
yayılmak ramble v.
yayılmak permeate v.
yayılmak get around v.
yayılmak multiply v.
yayılmak go v.
yayılmak spread oneself v.
yayılmak catch v.
yayılmak range v.
yayılmak spread v.
yayılmak sweep v.
yayılmak be spread v.
yayılmak lounge v.
yayılmak unfold v.
yayılmak encroach on v.
yayılmak run v.
yayılmak exude  v.
yayılmak emanate v.
yayılmak branch v.
yayılmak become suffused v.
yayılmak stretch v.
yayılmak radiate v.
yayılmak be rife v.
yayılmak spread out v.
yayılmak fan out v.
yayılmak resound v.
yayılmak overspread v.
yayılmak be out at grass v.
yayılmak disperse v.
yayılmak effuse v.
yayılmak spread over v.
yayılmak diffuse v.
yayılmak get about v.
yayılmak loll v.
yayılmak grow rife v.
yayılmak scatter v.
yayılmak beam v.
yayılmak distend v.
yayılmak circulate v.
yayılmak outstretch v.
yayılmak unroll v.
yayılmak get out v.
yayılmak exude v.
yayılmak fill v.
yayılmak become current v.
yayılmak diverge v.
yayılmak release v.
yayılmak make v.
yayılmak walk [obsolete] v.
yayılmak undouble v.
yayılmak boil v.
yayılmak grabble [dialect] v.
yayılmak overcast v.
yayılmak roll v.
yayılmak impregnate v.
yayılmak dissipate v.
yayılmak inform v.
yayılmak drape v.
yayılmak fan v.
yayılmak populate v.
yayılmak invade v.
yayılmak involve v.
yayılmak sally v.
yayılmak flange v.
yayılmak outspread v.
yayılmak percolate v.
yayılmak scale [scotland] v.
yayılmak seep v.
yayılmak shed v.
yayılmak sprad [obsolete] v.
yayılmak spraddle v.
yayılmak sprangle v.
yayılmak spread-eagle v.
yayılmak substrate [obsolete] v.
yayılmak phase v.
Phrasals
yayılmak ripple through something v.
yayılmak branch out v.
yayılmak get around v.
yayılmak get around v.
yayılmak get around v.
yayılmak splay out v.
yayılmak bounce around v.
yayılmak carry over v.
yayılmak flare out v.
yayılmak go forth v.
yayılmak go out v.
yayılmak ripple through v.
Colloquial
yayılmak chill v.
yayılmak chiz v.
Idioms
yayılmak strike root v.
yayılmak grow apace v.
yayılmak go round v.
yayılmak go around v.
Politics
yayılmak come out v.
Technical
yayılmak radiate v.
yayılmak interpenetrate v.
yayılmak span v.
yayılmak smash v.
yayılmak exude v.
Construction
yayılmak propagate v.
Botanic
yayılmak bourgeon v.
Military
yayılmak deploy v.
Archaic
yayılmak overcome v.
yayılmak ingender v.
yayılmak spuddle v.

Meanings of "yayılmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 246 result(s)

Turkish English
General
geniş kitlelere yayılmak için ucuza satılan ciltsiz kitap pocket edition n.
yayılmak (koku) pervade v.
hafifçe havaya yayılmak tinge with v.
ağızdan ağıza yayılmak spread by word of mouth v.
her tarafına yayılmak pervade v.
kokusu hafifçe havaya yayılmak tinge with v.
yayılmak (sıcaklık) radiate v.
büyük bir hızla yayılmak spread like wildfire v.
yayılmak (haber) get around v.
ağızdan ağıza yayılmak spread by rumour v.
ağızdan ağıza yayılmak be circulated as a rumour v.
geniş bir kitleye yayılmak be widely disseminated v.
bir merkezden yayılmak radiate v.
her tarafa yayılmak run rampant v.
hafifçe havaya yayılmak (koku vs) tinge with v.
azıp çok yayılmak (bitki) run wild v.
dalgalar halinde yayılmak surge v.
yayılmak (haber) come out v.
içine geçip yayılmak saturate v.
yayılmak (söylenti) get around v.
yayılmak (söylenti) get about v.
üzerine yayılmak suffuse v.
yayılmak (haber/söylenti) get about v.
her tarafına yayılmak overrun v.
hafifçe yayılmak tinge with v.
ağızdan ağıza yayılmak be rumoured v.
kadar yayılmak (bir yere) spill over into v.
ışın halinde yayılmak radiate v.
yayılmak (haber) circulate v.
her tarafa yayılmak pervade v.
hızla yayılmak sweep v.
çok geniş bir alana yayılmak sprawl v.
yayılmak (söylenti) get round v.
pazara yayılmak spread to the market v.
pazara yayılmak extend to the market v.
pazara yayılmak spread to the market place v.
pazara yayılmak extend out to the market v.
çevreye yayılmak diffuse around v.
çevreye yayılmak spread around v.
çevreye yayılmak scatter around v.
düzensiz bir biçimde yayılmak straggle v.
virüs yayılmak (virus) spread v.
(haber vb) yayılmak get out v.
dilden dile yayılmak get about v.
kulaktan kulağa yayılmak get about v.
her yanına yayılmak get into v.
merkezi bir noktadan yayılmak radiate v.
(düşünce vb) yayılmak pervade v.
(haber vb) yayılmak fly about v.
geniş alana yayılmak spread on a large area v.
dalga dalga yayılmak spread in waves v.
bütün ülke sathına yayılmak spread country-wide v.
bütün ülkeye yayılmak spread country-wide v.
ülkenin bütününe yayılmak spread country-wide v.
-de hızla yayılmak sweep through v.
ağaç gibi dal şeklinde yayılmak arborise v.
ağaç gibi dal şeklinde yayılmak arborize v.
-e yayılmak spread to v.
her yere/yana dağılmak/yayılmak go everywhere v.
zamana yayılmak extend over time v.
zamana yayılmak spread over time v.
yayılmak (mürekkep) puddle v.
insandan insana yayılmak spread from person to person v.
dünyaya yayılmak spread to the world v.
dünyaya yayılmak spread around the world v.
dünyaya yayılmak widespread the world v.
dünyaya yayılmak widespread around the world v.
ışın halinde yayılmak radiate v.
merkezden çevreye doğru yayılmak radiate v.
ağ gibi yayılmak network v.
tüm vücuda yayılmak generalise v.
tüm vücuda yayılmak generalize v.
kontrolsüzce yayılmak escape v.
bir yüzeye yayılmak mantle v.
her tarafa yayılmak hant [dialect] v.
her tarafa yayılmak haunt v.
(fikir, duygu) yayılmak breathe v.
okuyucular tarafından ödünç alınarak yayılmak move v.
çalı gibi yayılmak bush v.
mantar şeklinde yayılmak mushroom v.
her yere yayılmak riddle v.
kompakt bir halden yayılmak open out v.
akılsızca yayılmak overexpand v.
mantıklı sınırın ötesine yayılmak overextend v.
her tarafa yayılmak overhang v.
hızla yayılmak overrun v.
yankılı alçak bir ses gibi yayılmak rumble v.
kenarlara doğru seyrelip yayılmak feather (away) v.
kenarlara doğru seyrelip yayılmak feather (out) v.
(boya) yayılmak flow v.
osmozla yayılmak osmose v.
daha çok yayılmak outrange v.
düzenli yayılmak outray [obsolete] v.
sıralı bir şekilde yayılmak outray [obsolete] v.
gelişigüzel yayılmak scramble v.
hafifçe yerleşip yayılmak slump v.
kaşla göz arasında yayılmak smear v.
duman gibi yayılmak smoke v.
içine yayılmak sog [dialect] v.
düzensizce ve hızla yayılmak spill v.
düzensiz yayılmak sprawl v.
(içine, boyunca) yayılmak interpenetrate v.
havada yayılmak float v.
Phrasals
aşağıya doğru yayılmak filter down v.
insandan insana yayılmak go around v.
insandan insana yayılmak go round v.
kulaktan kulağa yayılmak bandy about v.
kulaktan kulağa yayılmak spread abroad v.
-den yayılmak/saçılmak radiate from v.
-den çıkmak/yayılmak issue from something v.
(oturup) yayılmak sprawl about v.
(sıvı) alt bölümlere doğru yayılmak filter down v.
(araziye/alana/bölgeye) yayılmak range over something v.
-den yayılmak spread from v.
-e yayılmak spread into v.
(oturup) yayılmak sprawl around v.
(ışık, sis) yavaşça yayılmak creep across something v.
(ışık, sis) yavaşça yayılmak creep over someone or something v.
bir şeyden bir şeye genişlemek/yayılmak extend from (something) v.
bir yerden bir yere genişlemek/yayılmak extend from (something) v.
(bir noktadan diğer noktaya) yayılmak extend (from something) (to something) v.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter into (some place) v.
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey yükselmek/yayılmak rise from (something) v.
bir şeyin her yanına yayılmak/dağılmak diffuse through something v.
bir şeye tamamen yayılmak/nüfuz etmek diffuse through something v.
insanlar arasında yayılmak get around v.
ünü yayılmak get around v.
(ışık, renk) yayılmak bathe in v.
büyüyüp (bir şeyin) içine yayılmak grow into (something) v.
herkese yayılmak/ulaşmak send round v.
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak spread all over (something or some place) v.
bir bilgi (bir şeyde/yerde) yayılmak spread all over (something or some place) v.
bir bilgi (bir şeyde/yerde) herkese yayılmak spread all over (something or some place) v.
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak spread all over (something or some place) v.
her yere yayılmak spread all over v.
üzerinden yayılmak spread on v.
üzerine doğru yayılmak spread on v.
'-de yayılmak spread on v.
bilgi bir şey üzerinden yayılmak spread on v.
'-de yayılmak spread on v.
(bir şeyin/yerin) üzerinden yayılmak spread onto (something or some place) v.
(bir şeyin/yerin) üzerine doğru yayılmak spread onto (something or some place) v.
(bir şeyde/yerde) yayılmak spread onto (something or some place) v.
(ışık, sis) yavaşça yayılmak creep across something v.
düşüp yayılmak drop across (someone or something) v.
(bir yere) tümüyle yayılmak spread across (something or some place) v.
(bilgi, haber bir yere) tümüyle yayılmak spread across (something or some place) v.
bir grup içerisinde yayılmak/dönmek swirl about v.
bir grup içerisinde yayılmak/dönmek swirl around v.
hızla yayılmak lance through v.
yoğun bir şekilde yayılmak lance through v.
tamamen yayılmak lance through v.
(bir yerde) yayılmak loll about (some place) v.
(bir şeyden) yayılmak rise out of (something) v.
(birinden/bir şeyden) etrafa yayılmak surge off (of) (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) etrafa yayılmak surge out of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yayılmak spill over on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yayılmak spill over onto (someone or something) v.
sınırları aşıp (bir şeye/yere) yayılmak spill over on (something) v.
sınırları aşıp (bir şeye/yere) yayılmak spill over onto (something) v.
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak resound throughout (something or some place) v.
(bir şeyde/yerde) ağızdan ağıza yayılmak/dolaşmak resound throughout (something or some place) v.
ses yayılmak carry up v.
ortama yayılmak brood above v.
ortama yayılmak brood over v.
(birileri/bir şeyler) arasında yayılmak circulate among (someone or something) v.
(bir şey) içerisinde hızlıca yayılmak course through (something) v.
(bir şeyde) hızlıca yayılmak course through (something) v.
yavaşça yayılmak creep across v.
(bir şeyin) üzerine yaymak/yayılmak drape (something or oneself) over (something) v.
(bir şeye) yayılmak extend across (something) v.
(biri/bir şey) boyunca yayılmak extend over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak extend over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) kadar yayılmak extend to (someone or something) v.
(bir yerden) yayılmak fan out (from some place) v.
ateş/alev dışarı yayılmak flick out v.
(bir şeyden/bir yerden) yayılmak issue (forth) from (some thing or place) v.
-den çıkmak/yayılmak issue from v.
bir yerden çıkmak/yayılmak issue from some place v.
(birinden/bir şeyden) yayılmak/açığa çıkmak radiate from (someone or something) v.
-e yayılmak rage through v.
-e yoğun bir şekilde yayılmak rage through v.
(tartışma) yayılmak rage through v.
(bir yere) yayılmak rage through (something) v.
(bir yere) yoğun bir şekilde yayılmak rage through (something) v.
(tartışma/anlaşmazlık bir yere) yayılmak rage through (something) v.
(bir şeye/bir yere) yayılmak range over (something or some place) v.
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her yanına yayılmak reverberate through (something or some place) v.
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her yanına yayılmak reverberate throughout (something or some place) v.
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) dalga dalga yayılmak ripple through (something) v.
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) söylentilerle/mırıldanmalarla yayılmak ripple through (something) v.
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) küçük küçük/kulaktan kulağa yayılmak ripple through (something) v.
(birinin) içine dalga dalga yayılmak ripple through (someone) v.
(bir şey) boyunca yayılmak run through (something) v.
(bir şeyin) her tarafına yayılmak run through (something) v.
yayılmak/yığılmak slouch over v.
(bir şeye) yayılmak/yığılmak slump down in (something) v.
(bir şeye) yayılmak/yığılmak slump down into (something) v.
-e sıçramak/yayılmak spill into v.
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak spill into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak spill out into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak spill over into (something or some place) v.
(birinin/bir şeyin) tepesinde yayılmak spread over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerinde yayılmak/üzerini kaplamak spread over (someone or something) v.
(bir şeye/bir yere) yayılmak spread to (something, or some place) v.
(bir yere) sıçramak/yayılmak spread to (some place) v.
dışarı yayılmak surge out v.
alt tabakadaki kişilere yayılmak/geçmek trickle down v.
(bir şeyden/bir yerden) yayılmak trickle out (of something or some place) v.
yavaş yavaş yayılmak trickle through v.
'-den yayılmak waft off v.
Idioms
daha geniş bir alana yayılmak cast/spread your net wide v.
dört bir yana yayılmak be all over the lot v.
dört bir yana yayılmak be all over the shop v.
hızla yayılmak spread like wildfire v.
hızla yayılmak spread far and wide v.
kontrolsüz ve hızlı bir biçimde yayılmak run rife v.
virüs gibi yayılmak go viral v.
(dedikodu vb) çok çabuk yayılmak spread like wildfire v.
(koltuğun/yatağın vb) üzerine yayılmak drape oneself over something v.
ünü yayılmak set the woods on fire v.
ünü yayılmak set the heather on fire v.
-in üzerine yayılmak drape oneself over v.
hızlı bir şekilde yayılmak burn the wind v.
kontrolsüzce yayılmak rage uncontrollably v.
kontrolden çıkmış bir şekilde yayılmak rage uncontrollably v.
(birileri/bir şeyler arasında)/(bir yerde) aniden çok başarılı olmak/yayılmak take (someone, something, or some place) by storm v.
dedikodu yayılmak tongues wag v.
yıldırım hızıyla (her yere yayılmak) like wildfire expr.
Trade/Economic
alana yayılmak spread (the area) v.
Technical
içine girip yayılmak penetrate v.
ışınlar biçiminde yayılmak radiate v.
yayılmak (sıvı gaz) diffuse v.
yayılmak (sıvı) suffuse v.
Computer
bilgisayar ağlarına yayılmak yerine yerel bilgisayarda kalıp kendi kendini kopyalayan program wabbit n.
yayılma alanı yayılmak span v.
Medical
hızlı ve kontrol edilemez bir şekilde yayılmak (hastalık, salgın) rage v.
tüm bedeni etkileyip vücuda yayılmak generalise v.
tüm bedeni etkileyip vücuda yayılmak generalize v.
Physics
(ısı) yayılmak convect v.
Biology
yeni habitatlara yayılmak radiate v.
(yeni embriyo hücreleri) tabaka oluşturacak şekilde yayılmak delaminate v.
(bakteri veya kanser hücresi uzak dokulara) ana kaynaktan dağılarak yayılmak seed v.
Environment
(bitkiler, özellikle yabani otlar) ortaya çıktıkları yerden farklı yere yayılmak invade v.
Slang
internette yayılmak go viral v.