Tureng - let's go - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	let's go	gidelim	expr.
	Try it without, our kid, and let's go. Onsuz denesene, bizim oğlan, sonra da gidelim. Let's go somewhere quiet and talk. Sessiz bir yere gidelim ve konuşalım. Let's go to Tom's place. Tom'un evine gidelim. Let's go over there and sit down for a while. Hadi oraya gidelim ve bir süre oturalım. Let's go someplace warm. Sıcak bir yere gidelim. Let's go to Boston. Boston'a gidelim. Let's go indoors. İçeriye gidelim. Let's go as soon as it stops raining. Yağmur durur durmaz gidelim. Let's go to lunch. Öğle yemeğine gidelim. Let's go somewhere nice for our wedding anniversary. Evlilik yıl dönümümüz için güzel bir yere gidelim. Let's go the other way. Diğer tarafa gidelim. Let's go to the aquarium. Akvaryuma gidelim. Let's go camping this coming weekend. Bu önümüzdeki hafta kamp yapmaya gidelim. Let's go talk to them. Onlarla konuşmaya gidelim. Let's go now. Şimdi gidelim. Let's go for a beer. Bir bira içmeye gidelim. Let's go to the garage and see if Tom is there. Garaja gidelim ve Tom'un orada olup olmadığını bakalım. Let's go to the cafe where they serve hookahs. Nargile hizmeti veren bir kafeye gidelim. Let's go this way. Bu yoldan gidelim. Let's go get a beer. Bir bira almaya gidelim. Let's go somewhere. Bir yerlere gidelim. Let's go and take a look. Gidelim ve bakalım. Let's go to my house! Benim evime gidelim! Let's go straight to the beach. Doğruca plaja gidelim. Let's go somewhere warm. Hadi sıcak bir yere gidelim. Let's go out for ice cream. Hadi dondurma yemeye gidelim. Let's go watch a movie. Bir film izlemeye gidelim. Let's go by bus. Otobüsle gidelim. Let's go to your house. Hadi senin evine gidelim. Let's go to the mall tonight. Bu gece alışveriş merkezine gidelim. Well, let's go find out. Peki, öğrenmeye gidelim. Let's go and find her. Gidelim ve onu bulalım. Let's go for a ride in your new car. Yeni arabanla gezmeye gidelim. Let's go someplace and talk. Bir yere gidelim ve konuşalım. Let's go get some food. Biraz yiyecek almaya gidelim. Let's go visit Tom tomorrow. Yarın Tom'u ziyaret etmeye gidelim. Let's go sledding. Kızak kaymaya gidelim. Let's go and watch the Easter parade. Paskalya geçidini izlemeye gidelim. Let's go away this weekend. Bu hafta sonu gidelim. Let's go to Boston instead. Onun yerine Boston'a gidelim. Let's go to a Japanese restaurant! Hadi Japon lokantasına gidelim! Let's go to the park where it isn't noisy. Gürültülü olmayan parka gidelim. Let's go watch a movie. Gidip film izleyelim. Let's go over there; it'll be easier for us to talk. Oraya gidelim, konuşmamız daha kolay olur. Let's go somewhere quiet. Sessiz bir yere gidelim. Let's go for a midnight swim. Hadi gece yarısı yüzmeye gidelim. Let's go in my office. Ofisime gidelim. Let's go into the garden. Bahçeye gidelim. Come on, let's go get some lunch. Hadi, öğle yemeği yemeye gidelim. Let's go by bus. Haydi otobüsle gidelim. Let's go to the pool. Haydi havuza gidelim. Come on, let's go get a drink. Hadi, bir içki almaya gidelim. Let's go on a picnic together. Birlikte pikniğe gidelim. Let's go to the park where it is not noisy. Gürültülü olmayan parka gidelim. Let's go someplace warm. Hadi sıcak bir yere gidelim. Let's go look around. Etrafa bakmaya gidelim. Let's go for a swim. Yüzmeye gidelim. Let's go and get them. Onları almaya gidelim. Let's go see them. Onu görmeye gidelim. Let's go out for a walk. Yürüyüşe gidelim. Let's go to your house. Senin evine gidelim. Let's go to the mountains. Hadi dağlara gidelim. If it's a good day tomorrow, let's go to the river to swim. Yarın hava iyi olursa, nehre yüzmeye gidelim. Since I'm off duty today, let's go to the coast. Bugün izinli olduğuma göre, hadi sahile gidelim. Let's go together. Birlikte gidelim. Instead of eating here, let's go home. Burada yemek yerine, eve gidelim. Let's go, Ken. Gidelim, Ken. OK, people, let's go. Tamam millet, gidelim. Let's go see Tom now. Şimdi Tom'u görmeye gidelim. Let's go to the cinema. Hadi sinemaya gidelim. Let's go for a ride. Gezmeye gidelim. Let's go fishing tomorrow. Yarın balık tutmaya gidelim. Let's go again. Tekrar gidelim. Let's go down the stairs slowly. Yavaşça merdivenlerden aşağı gidelim. Let's go to the vegan restaurant. Vegan restoranına gidelim. Let's go find something to eat. Yiyecek bir şey bulmaya gidelim. Let's go tell Tom. Tom'a söylemeye gidelim. In that case, let's go. Bu durumda, gidelim. Let's go by taxi, OK? Taksiyle gidelim, Tamam mı? Let's go and see as many things as we can. Gidelim ve görebildiğimiz kadar çok şey görelim. Now that we have eaten, let's go. Yemeğimizi yediğimize göre, gidelim. Let's go have lunch. Öğle yemeği yemeye gidelim. Let's go the other way. Diğer yoldan gidelim. Let's go visit her. Gidip onu ziyaret edelim. Let's go for a coffee? Kahve içmeye gidelim mi? Let's go make fun of them. Onlarla alay etmeye gidelim. Let's go and see him. Onu görmeye gidelim. Let's go make fun of him. Onunla alay etmeye gidelim. In this case, let's go. Bu durumda, gidelim. Let's go out for a drink after work. İşten sonra bir şeyler içmeye gidelim. Let's go to the park. Hadi parka gidelim. Let's go to Tom's house. Tom'un evine gidelim. Let's go home, please. Eve gidelim, lütfen. Let's go and see her. Onu görmeye gidelim. Let's go to the park where it's not noisy. Parka gidelim, gürültülü olmayan bir yere. Let's go along this street. Bu sokak boyunca gidelim. Let's go see Jim. Jim'i görmeye gidelim. Let's go to the beach. Hadi, sahile gidelim. Let's go somewhere quiet so we can talk. Sessiz bir yere gidelim de konuşalım. Let's go find Tom. Tom'u bulmaya gidelim. Let's go, Tom. Gidelim, Tom. Let's go to an all-you-can-eat place and have a big dinner. Hadi bir yere gidelim ve büyük bir yemek yiyelim. Let's go to a concert together. Hadi birlikte konsere gidelim. Let's go check on him. Onu kontrol etmeye gidelim. Let's go before I change my mind. Fikrimi değiştirmeden gidelim. Let's go check on them. Onları kontrol etmeye gidelim. Let's go get a burger. Bir hamburger almaya gidelim. Hey, let's go in there. Hey, oraya gidelim. All right, people, let's go. Pekala millet, gidelim. Let's go dancing. Dans etmeye gidelim. Let's go over there and sit down a while. Oraya gidelim ve bir süre oturalım. Let's go at around five. Beş gibi gidelim. Let's go to the cafe where they serve hookahs. Nargile servisi yapılan kafeye gidelim. Let's go drinking together tonight. Bu gece birlikte içmeye gidelim. Let's go to loot the supermarket! Hadi süpermarketi yağmalamaya gidelim! Let's go to the lake this afternoon. Öğleden sonra göle gidelim. Let's go! Gidelim! Let's go to loot the supermarket! Süpermarketi yağmalamaya gidelim! Let's go and find him. Gidelim ve onu bulalım. Let's go to my room. Benim odama gidelim. Let's go skinny-dipping. Çıplak yüzmeye gidelim. Let's go get them. Hadi onları almaya gidelim. Let's go in the other room. Diğer odaya gidelim. Now that we have eaten, let's go. Yediğimize göre, haydi gidelim. Let's go to the club. Hadi kulübe gidelim. Let's go by bicycle. Bisikletle gidelim. On second thought, let's go out to eat. Düşündüm de, dışarı yemek yemeye gidelim. Let's go visit them. Gidip onları ziyaret edelim. Let's go horseback riding. Hadi ata binmeye gidelim. Let's go to dinner. Yemeğe gidelim. Let's go to a Japanese restaurant. Bir Japon restoranına gidelim. Let's go to the park where it's not noisy. Gürültülü olmayan parka gidelim. Let's go to bed. Hadi yatağa gidelim. Let's go to lunch together. Birlikte öğle yemeğine gidelim. Let's go check on her. Onu kontrol etmeye gidelim. Let's go to Boston again. Tekrar Boston'a gidelim. Let's go somewhere nice. Güzel bir yere gidelim. Let's go to my office. Ofisime gidelim. Let's go camping. Kamp yapmaya gidelim. Whether you pass the Chinese exam or not, let's go to the bar to drink beer. Çince sınavını geçsen de geçmesen de bara bira içmeye gidelim. Let's go home early. Eve erken gidelim. Let's go to the beach. Haydi plaja gidelim. Let's go somewhere tonight. Bu gece bir yere gidelim. Let's go tell Tom the good news. Tom'a iyi haberi söylemeye gidelim. In that case, let's go. O zaman gidelim. OK, let's go now. Tamam, şimdi gidelim. Let's go somewhere nice for our wedding anniversary. Evlilik yıldönümümüz için hoş bir yere gidelim. Let's go see for ourselves. Hadi bizim için görmeye gidelim. Let's go home. Eve gidelim. Let's go to Tom's place. Tom'un yerine gidelim. Let's go grab a burger. Bir burger almaya gidelim. Let's go see what's happening outside. Dışarıda ne olduğunu görmeye gidelim. Weather permitting, let's go on a picnic. Hava izin verirse, pikniğe gidelim. Let's go as soon as John comes. John gelir gelmez gidelim. Whether you pass the Chinese exam or not, let's go to the bar to drink beer. Çince sınavını geçsen de geçmesen de bira içmeye bara gidelim. Let's go over there; it'll be easier for us to talk. Oraya gidelim; konuşmamız daha kolay olacak. Let's go eat. Hadi yemeğe gidelim. Let's go along this street. Bu cadde boyunca gidelim. Let's go and tell the others. Gidelim ve diğerlerine söyleyelim. Let's go to the mountains. Dağlara gidelim. Let's go horseback riding. Ata binmeye gidelim. Okay, let's go. Tamam, gidelim. Let's go to the lake this afternoon. Bu öğleden sonra göle gidelim. Tom can't afford to eat at that kind of restaurant so let's go somewhere else. Tom'un o tür bir restoranda yemek yemeye parası yetmez, o yüzden başka bir yere gidelim. Let's go talk to her. Onunla konuşmaya gidelim. Let's go visit Tom tomorrow. Yarın Tom'u ziyarete gidelim. Let's go rowing. Hadi kürek çekmeye gidelim. Let's go fishing together sometime. Bir ara beraber balık tutmaya gidelim. Let's go to the park where it isn't noisy. Hadi gürültü olmayan bir parka gidelim. Let's go to the flea market tomorrow. Yarın bitpazarına gidelim. Let's go to Tom's office. Tom'un ofisine gidelim. Let's go to Boston first. Önce Boston'a gidelim. Let's go to your room. Senin odana gidelim. Let's go to the club. Kulübe gidelim. Let's go to Shinjuku tomorrow morning. Yarın sabah Shinjuku'ya gidelim. Let's go to a concert together. Birlikte bir konsere gidelim. Let's go somewhere, Tom. Bir yere gidelim, Tom. Let's go and ask Tom. Gidelim ve Tom'a soralım. Let's go for a ride in my car. Arabamla gezmeye gidelim. Let's go see Tom. Tom'u görmeye gidelim. Let's go to the garage and see if Tom is there. Garaja gidip Tom'un orada olup olmadığına bakalım. Let's go to the movies. Sinemaya gidelim. Let's go somewhere private so we can talk. Özel bir yere gidelim de konuşalım. Let's go straight to the beach. Doğruca sahile gidelim. Let's go a little further. Biraz daha ileri gidelim. Let's go and say hello. Gidelim ve selam verelim. Let's go see a movie. Bir film görmeye gidelim. Let's go to the waterpark. Su parkına gidelim. Let's go have a beer. Bir bira almaya gidelim. Let's go visit him. Gidip onu ziyaret edelim. Weather permitting, let's go on a picnic. Hava güzel olursa, pikniğe gidelim. Let's go as soon as Tom gets here. Tom buraya gelir gelmez gidelim. Let's go to the aquarium tomorrow. Yarın akvaryuma gidelim. Let's go on a picnic together. Hadi birlikte pikniğe gidelim. Let's go home, Tom. Eve gidelim, Tom. Let's go to a Japanese restaurant! Japon restoranına gidelim. Let's go say hi to Tom. Tom'a selam vermeye gidelim. gidelim. Let's go to the car wash. Araba yıkamaya gidelim. Let's go and sit down. Gidelim ve oturalım. Let's go away this weekend. Bu hafta sonu bir yerlere gidelim. Let's go and talk to them. Onlarla konuşmaya gidelim. If the weather's good tomorrow, let's go to the river to swim. Yarın hava güzel olursa, yüzmek için nehre gidelim. Let's go before anyone sees us. Kimsecikler görmeden gidelim. Let's go where no one can find us. Kimsenin bizi bulamayacağı yerlere gidelim. Let's go to an all-you-can-eat place and have a big dinner. Bir açık büfeye gidelim ve büyük bir akşam yemeği yiyelim. Hit the lights and let's go. Işıkları yak da gidelim. Let's go visit Tom. Gidip Tom'u ziyaret edelim. Let's go to the toy store. Hadi oyuncak mağazasına gidelim. Let's go somewhere private so we can talk. Konuşabilmemiz için özel bir yere gidelim. Let's go to your apartment. Senin dairene gidelim. Let's go to Paul's Diner. Paul's Diner'a gidelim. Let's go find out. Öğrenmeye gidelim. Let's go fishing. Balık tutmaya gidelim. Let's go to the theater together. Tiyatroya birlikte gidelim. Let's go to Tom's. Tom'a gidelim. If the weather's good tomorrow, let's go to the river to swim. Yarın hava iyi olursa, nehre yüzmeye gidelim. Let's go to the park where it's not noisy. Hadi gürültü olmayan bir parka gidelim. Let's go visit the Jacksons. Jacksonları ziyarete gidelim. Let's go to the garage and see if Jamal is there. Garaja gidip Jamal orada mı bakalım. Let's go and get her. Onu almaya gidelim. Let's go and get him. Onu almaya gidelim. Let's go to Boston next month. Gelecek ay Boston'a gidelim. Let's go talk to him. Onunla konuşmaya gidelim. Let's go by bicycle. Hadi bisikletle gidelim. Let's go right away. Hemen gidelim. Let's go to the vegan restaurant. Hadi vegan restoranına gidelim. Let's go visit Tom in Boston. Gidip Tom'u Boston'da ziyaret edelim. Let's go and surprise her. Gidelim ve ona sürpriz yapalım. Let's go for a coffee? Bir kahve içmeye gidelim mi? Let's go to my house! Hadi benim evime gidelim! Let's go to your room. Hadi odana gidelim. Let's go and see what's happening. Gidelim ve ne olduğunu görelim. Let's go at around five. Yaklaşık beşte gidelim. Let's go over there. Hadi oraya gidelim. Let's go to Boston with Tom. Hadi Tom'la Boston'a gidelim. Well, let's go. Pekala, gidelim. Let's go to your office. Hadi ofisine gidelim. Come on, let's go to the market together. Hadi, birlikte pazara gidelim. Let's go see how Tom is doing. Tom'un nasıl olduğunu görmeye gidelim. Let's go to the circus tomorrow. Yarın sirke gidelim. Let's go and see. Gidelim ve görelim. Let's go to the aquarium. Hadi akvaryuma gidelim. Let's go where no one can find us. Kimsenin bizi bulamayacağı bir yere gidelim. Let's go to the pool. Hadi havuza gidelim. Let's go tell the others. Diğerlerine söylemeye gidelim. Let's go to Boston again. Yine Boston'a gidelim. Let's go to lunch. Hadi yemeğe gidelim. Since I'm off duty today, let's go to the coast. Bugün görevden izinli olduğum için, sahile gidelim. Let's go see him. Onu görmeye gidelim. Let's go skating now. Şimdi kaymaya gidelim. Let's go to the hospital now. Şimdi hastaneye gidelim. If it's a good day tomorrow, let's go to the river to swim. Yarın hava güzel olursa, yüzmek için nehre gidelim. Let's go meet Tom. Tom'u karşılamaya gidelim. Let's go to my place. Benim evime gidelim. Let's go and investigate. Gidelim ve araştıralım. Let's go early, shall we? Erken gidelim, olur mu? Now that we've finished eating, let's go. Mademki yemek yemeyi bitirdik, gidelim. Let's go to the park. Parka gidelim. Let's go this way. Bu taraftan gidelim. Let's go when you're ready. Hazır olduğunda gidelim. Let's go to my place. Benim yerime gidelim. Let's go by taxi, shall we? Taksiyle gidelim, olur mu? Let's go find the Jacksons. Jackson'ları bulmaya gidelim. Let's go somewhere quiet. Sakin bir yere gidelim. Let's go for a walk to the mountains. Dağlara yürüyüşe gidelim. Let's go somewhere warm. Sıcak bir yere gidelim. Let's go to Boston together. Birlikte Boston'a gidelim. Let's go to the bar now. Şimdi bara gidelim. Let's go to the mall. Hadi alışveriş merkezine gidelim. Let's go do what we have to do. Yapmak zorunda olduğumuz şeyi yapmaya gidelim. Let's go somewhere else and talk. Başka bir yere gidelim ve konuşalım. Let's go skating. Hadi paten kaymaya gidelim. Let's go make fun of her. Onunla alay etmeye gidelim. Let's go to a Chinese restaurant. Bir Çin restoranına gidelim. Let's go somewhere. Bir yere gidelim. Let's go home before it gets dark. Hava kararmadan eve gidelim. Let's go visit them. Hadi onları ziyarete gidelim. Let's go to your office. Ofisine gidelim. Let's go to the beach; it's a great day out. Sahile gidelim, dışarıda harika bir gün var. Let's go have a look. Bakmaya gidelim. Let's go for a coffee. Hadi kahve içmeye gidelim. Let's go get a Christmas tree. Bir Noel ağacı almaya gidelim. Let's go by taxi. Taksiyle gidelim. Let's go up. Üst kata gidelim. Let's go down to the river. Hadi nehre gidelim. Let's go to the car wash. Hadi araba yıkamaya gidelim. Let's go the extra mile. Hadi biraz daha ileri gidelim. Let's go and see as many things as we can. Gidip, görebildiğimiz kadar çok şey görelim. Let's go a bit slower. Biraz daha yavaş gidelim. Let's go to the toy store. Hadi oyuncakçıya gidelim. Let's go for a drink. Bir şeyler içmeye gidelim. Let's go eat. Yemek yemeye gidelim. Let's go to the theater together. Birlikte tiyatroya gidelim. Let's go wake him up. Gidip onu uyandıralım. Let's go somewhere tonight, OK? Bu gece bir yere gidelim, Tamam mı? Let's go to the picnic. Pikniğe gidelim. Come on, let's go far a walk. Hadi, yürüyüşe gidelim. Let's go early. Erken gidelim. Let's go and surprise them. Gidelim ve onlara sürpriz yapalım. Let's go to a massage parlor. Bir masaj salonuna gidelim. Let's go to Tom's house right now. Hemen Tom'un evine gidelim. He's very generous, so let's go with him. Çok cömerttir, o yüzden onunla gidelim. Come on, let's go to the market together. Hadi, beraber pazara gidelim. Let's go somewhere where it's quiet. Sessiz bir yere gidelim. Let's go, Jamal. Gidelim, Jamal. Let's go somewhere where it's quiet. Hadi sessiz bir yerlere gidelim. Let's go to the party. Partiye gidelim. Let's go to the field and fly kites, what do you say? Sahaya gidelim ve uçurtma uçuralım, ne dersin? Let's go wake her up. Gidip onu uyandıralım. Let's go say hi to them. Onlara selam vermeye gidelim. Let's go to the zoo. Hayvanat bahçesine gidelim. Let's go to a Japanese restaurant! Bir Japon restoranına gidelim! Let's go someplace else. Başka bir yere gidelim. Let's go somewhere else. Başka bir yere gidelim. Let's go get a cup of coffee and talk. Bir fincan kahve almaya gidelim ve konuşalım. Let's go to Tom's. Tom'lara gidelim. Let's go to the waterpark. Hadi su parkına gidelim. Let's go one at a time. Hadi birer birer gidelim. Let's go there together. Oraya birlikte gidelim. Let's go and meet them. Onları karşılamaya gidelim. Hit the lights and let's go. Işıkları aç ve gidelim. Let's go to Boston together. Boston'a birlikte gidelim. Let's go check on Tom. Tom'u kontrol etmeye gidelim. Let's go and see what we can find out. Gidelim ve ne bulabileceğimize bakalım. Let's go to that fancy restaurant for dinner instead of lunch. O gösterişli lokantaya öğlen değil, akşam yemeği için gidelim. Let's go to lunch together. Birlikte öğlen yemeğe gidelim. Let's go visit the Jacksons. Gidip Jackson'ları ziyaret edelim. Let's go and swim in the river. Gidelim ve nehirde yüzelim. First things first, let's go to the girl with her head in the clouds. İlk olarak, kafası bulutlarda olan kıza gidelim. Let's go down. Aşağı gidelim. Let's go to the park where it is not noisy. Gürültülü olmayan bir parka gidelim. Let's go and surprise him. Gidelim ve ona sürpriz yapalım. Let's go to the party. Hadi partiye gidelim. Let's go for a drink. İçmeye gidelim. Let's go to the hospital. Hastaneye gidelim. Let's go to a store with lower prices. Daha düşük fiyatlı bir mağazaya gidelim. Let's go and see him there. Gidelim ve onu orada görelim. Let's go and talk to him. Onunla konuşmaya gidelim. Let's go as soon as Tom gets here. Tom gelir gelmez gidelim. Let's go to the beach; it's a great day out. Hadi sahile gidelim; harika bir gün. Let's go for a pint. Bira içmeye gidelim. Let's go into my office. Ofisime gidelim. Let's go get drunk. Kafayı bulmaya gidelim. Let's go listen. Dinlemeye gidelim. Let's go do something fun. Eğlenceli bir şey yapmaya gidelim. Let's go to a massage parlor. Hadi bir masaj salonuna gidelim. Let's go and sit in the shade. Gidelim ve gölgede oturalım. Let's go somewhere private. Özel bir yere gidelim. Let's go by bus to see more of the city. Şehri daha fazla görmek için otobüsle gidelim. Let's go to the kitchen. Mutfağa gidelim. Let's go shopping together. Alışverişe beraber gidelim. Let's go somewhere far away. Uzak bir yere gidelim. Come on, let's go. Haydi gidelim. Let's go to the picnic. Hadi pikniğe gidelim. Let's go see a movie. Hadi sinemaya gidelim. Let's go on a picnic. Hadi pikniğe gidelim. Let's go to Boston next summer. Gelecek yaz Boston'a gidelim. Let's go sledding. Kızakla kaymaya gidelim. Let's go before anyone sees us. Kimse bizi görmeden gidelim. Let's go celebrate your promotion. Terfini kutlamaya gidelim. Let's go to the mall. Alışveriş merkezine gidelim. Let's go to that fancy restaurant for dinner instead of lunch. Öğle yemeği yerine akşam yemeği için o lüks restorana gidelim. All right, people, let's go. Pekala, millet, gidelim. Let's go somewhere, Tom. Bir yerlere gidelim, Tom. Let's go to a Japanese restaurant! Hadi bir Japon restoranına gidelim! Now let's go. Şimdi gidelim. Let's go for a pint. Hadi bira içmeye gidelim. Let's go to the park where it isn't noisy. Parka gidelim, gürültülü olmayan bir yere. Let's go home before it gets dark. Hava kararmadan önce eve gidelim. Let's go to the factory. Fabrikaya gidelim. Let's go to a store with lower prices. Daha düşük fiyatları olan bir mağazaya gidelim. Let's go and find them. Gidelim ve onları bulalım. Let's go to a movie. Hadi sinemaya gidelim. Let's go to dinner. Akşam yemeğine gidelim. Let's go if it's not raining. Yağmur yağmıyorsa gidelim. Let's go rowing. Kürek çekmeye gidelim. Let's go and talk to her. Onunla konuşmaya gidelim. Let's go to Boston with Tom. Tom'la Boston'a gidelim. Let's go to the garage and see if Jamal is there. Garaja gidip Jamal'ın orada olup olmadığına bakalım. Let's go to the theater early so that we can get good seats. İyi koltuklar bulabilmek için tiyatroya erken gidelim. Let's go hiking this weekend. Bu hafta sonu yürüyüşe gidelim. First things first, let's go to the girl with her head in the clouds. Her şeyden önce ayakları yere basmayan kızın yanına gidelim. Let's go get lunch. Öğle yemeği almaya gidelim. Let's go for a beer. Hadi bira içmeye gidelim. Let's go hiking next weekend. Gelecek hafta sonu yürüyüşe gidelim. Let's go one at a time. Teker teker gidelim. Let's go get a drink. İçki almaya gidelim. Let's go by car. Araba ile gidelim. Let's go tomorrow afternoon. Yarın öğleden sonra gidelim. Let's go someplace where we can talk. Konuşabileceğimiz bir yere gidelim. Let's go see her. Onu görmeye gidelim. Show More (388)
2	let's go	hadi gidelim	expr.
	Come on, let's go and eat some delicious hot dogs! Hadi, gidip biraz lezzetli sosisli yiyelim! Let's go away. Hadi gidelim. Let's go see her now. Hadi gidip onu görelim. Let's go have some fun. Hadi gidip biraz eğlenelim. Come on, let's go! Hadi, gidelim! Well, let's go. Hadi gidelim. Let's go get drunk. Hadi gidip sarhoş olalım. Let's go and swim in the river. Hadi gidip nehirde yüzelim. Let's go find something to eat. Hadi gidip yiyecek bir şeyler bulalım. Let's go talk somewhere quiet. Hadi gidip sessiz bir yerde konuşalım. Come on, let's go get some lunch. Hadi, gidip yemek yiyelim. Let's go wake them up. Hadi gidip onları uyandıralım. Let's go do what we have to do. Hadi gidip yapmamız gerekeni yapalım. Okay, let's go. Tamam, hadi gidelim. Now that we've finished eating, let's go. Yemeğimizi bitirdiğimize göre, hadi gidelim. Let's go make fun of him. Hadi gidip onunla dalga geçelim. Let's go drink a cup of coffee at that coffee shop over there. Hadi gidip şuradaki kafede bir kahve içelim. Let's go and find Tom. Hadi gidelim ve Tom'u bulalım. Let's go fly a kite. Hadi gidip uçurtma uçuralım. Let's go. Hadi gidelim. Let's go make fun of Tom. Hadi gidip Tom'la dalga geçelim. Let's go see what's inside the cave. Hadi gidip mağaranın içinde ne olduğuna bakalım. Come on, let's go. Hadi, gidelim. Let's go talk in the other room. Hadi gidip diğer odada konuşalım. Let's go ahead and eat. Hadi gidip yiyelim. Let's go see him now. Hadi gidip onu görelim. Let's go get some coffee. Hadi gidip kahve alalım. Let's go and talk to Tom. Hadi gidip Tom'la konuşalım. Let's go do something fun. Hadi gidip eğlenceli bir şeyler yapalım. Let's go grab a cup of coffee. Hadi gidip bir fincan kahve içelim. Let's go see them now. Hadi gidip onları görelim. Let's go get some ice cream. Hadi gidip biraz dondurma alalım. Let's go eat together. Hadi gidip birlikte yiyelim. Well, let's go find out. Hadi gidip öğrenelim. Come on, let's go get a drink. Hadi, gidip bir içki alalım. Yeah, let's go! Evet, hadi gidelim! Let's go and take a look. Hadi gidip bir bakalım. Let's go make fun of them. Hadi gidip onlarla dalga geçelim. Let's go for it. Hadi gidelim. Let's go! Hadi gidelim! Let's go meet some of my friends. Hadi gidip arkadaşlarımla tanışalım. Let's go and sit in the shade. Hadi gidip gölgede oturalım. Show More (39)