üretmek - Turco Inglés Diccionario
Historia

üretmek



Significados de "üretmek" en diccionario inglés turco : 68 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
üretmek generate v.
üretmek produce v.
General
üretmek breed v.
üretmek put something out v.
üretmek churn out v.
üretmek produced v.
üretmek reproduce v.
üretmek put out v.
üretmek turn something out v.
üretmek incubate v.
üretmek grow v.
üretmek generating v.
üretmek bring something out v.
üretmek procreate v.
üretmek procure v.
üretmek spawn v.
üretmek come up with v.
üretmek fabricate v.
üretmek bring out v.
üretmek turn out v.
üretmek manufacture v.
üretmek produce v.
üretmek propagate v.
üretmek raise v.
üretmek obtain v.
üretmek throw v.
üretmek effect v.
üretmek elaborate v.
üretmek yield v.
üretmek author v.
üretmek vamp v.
üretmek mean v.
üretmek mother v.
üretmek give v.
üretmek deliver v.
üretmek offer v.
üretmek develop v.
üretmek infant [obsolete] v.
üretmek drive v.
üretmek fangle [obsolete] v.
üretmek outlead v.
üretmek parent v.
üretmek secure v.
üretmek sire v.
üretmek process v.
Phrasals
üretmek fetch up v.
üretmek turn off v.
üretmek fetch up v.
Colloquial
üretmek come to light with [australia] [new zealand] v.
Trade/Economic
üretmek output v.
üretmek generate v.
üretmek make of v.
üretmek manufacture v.
üretmek fabricate v.
üretmek produce v.
üretmek turn out v.
Law
üretmek fabricate v.
Technical
üretmek propagate v.
üretmek produce v.
üretmek manufacture v.
üretmek pro fabricate v.
Telecom
üretmek generate v.
Linguistics
üretmek generate v.
üretmek generate v.
Archaic
üretmek hatch v.
üretmek inbreed v.
Slang
üretmek knock out v.
üretmek make with v.

Significados de "üretmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 292 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yeniden üretmek reproduce v.
General
doğaüstü etkiler üretmek için doğanın güçlerini kullanma sanatı natural magic n.
eylemde bulunmak veya bir şey üretmek için gerekli teçhizat material n.
taş plağın orijinal kaydın kopyalarını seri olarak üretmek için kullanılan elektroform baskısı matrix n.
hurdadan çelik üretmek için elektrik fırınlarını kullanan çelikhane minimill n.
bir taş plağın orijinal kaydının çok sayıda kopyasını üretmek için kullanılan elektroform baskısı mother n.
çok büyük miktarda üretmek overproduce v.
gereğinden fazla üretmek overproduce v.
fazla üretmek overproduce v.
talebi aşan miktarda üretmek overproduce v.
yasadışı alkol üretmek moonshine v.
ham maddeden üretmek create from raw stuff v.
ham maddeden üretmek create from raw material v.
saat üretmek watchmake v.
saat üretmek watchmaking v.
önceden üretmek prefabricate v.
düşünce üretmek come up with ideas v.
düşünce üretmek produce ideas v.
düşünce üretmek create ideas v.
çözüm üretmek generate a solution v.
çözüm üretmek create a solution v.
çözüm üretmek produce a solution v.
çözüm üretmek work towards a solution v.
fikir üretmek think up an idea v.
fikir üretmek produce an idea v.
fikir üretmek generate an idea v.
çözüm üretmek produce solution v.
katalog üretmek produce catalogue v.
teknoloji üretmek produce technology v.
teknoloji üretmek develop technology v.
melez ırk üretmek cross v.
çözüm üretmek solve v.
çözüm üretmek bring a matter to a solution v.
çözüm üretmek find a solution v.
çözüm üretmek work out v.
çözüm üretmek find a way (out) v.
çözüm üretmek suss out v.
seri olarak üretmek mass-produce v.
bilgi üretmek produce information v.
bilgi üretmek produce knowledge v.
enerji üretmek produce energy v.
politika üretmek develop a policy v.
politika üretmek produce a policy v.
proje üretmek devise a project v.
proje üretmek produce a project v.
bahane üretmek allege as a pretext v.
bahane üretmek pretext v.
bahaneler üretmek pretext v.
bahaneler üretmek make excuses v.
daha fazla üretmek outproduce v.
harita üretmek produce map v.
harita bilgisi üretmek produce map information v.
düşünce üretmek generate an idea v.
düşünce üretmek generate ideas v.
fikir üretmek produce ideas v.
madeni parayı eritip yenisini üretmek remint v.
toplu üretmek mass produce v.
hizmet üretmek serve v.
çözüm üretmek deliver solution v.
(alkollü içecek) üretmek vint v.
kopyasını üretmek re-create v.
renk anahtarıyla üretmek key v.
birebir kopyasını üretmek facsimile v.
birbirine geçirerek veya birleştirerek üretmek make up v.
güneş enerjisi üretmek produce solar energy v.
(fikir, plan) üretmek give birth v.
aslını üretmek master v.
resmi olanını üretmek (ses kaydı) master v.
organizmalarda bulunan farklı ve genellikle daha az özelleşmiş maddelerden üretmek manufacture v.
kıl üretmek hair v.
makine ile üretmek veya çoğaltmak mechanize v.
makine ile üretmek veya çoğaltmak mechanise v.
küçük kopyalar üretmek microcopy v.
evde içki üretmek home brew v.
evde içki üretmek home-brew v.
yeni fikir üretmek replan v.
basılan sayfaları grup halinde üretmek gang (up) v.
zamk üretmek gum v.
zamk üretmek gum v.
fikir üretmek ideate v.
iltihap üretmek digest [obsolete] v.
daha küçüğünü üretmek downsize v.
fermantasyonla üretmek ferment v.
(yazarak, kazıyarak) tarihi eser niteliğinde yapıt üretmek inscribe v.
sürekli vurarak üretmek pound v.
sürekli basarak üretmek pound v.
bol miktarda üretmek pour (forth) v.
bol miktarda üretmek pour (out) v.
çeşitli ürünler üretmek diversify v.
floresan üretmek fluoresce v.
fotogravürle yeniden üretmek photogravure v.
(elektronik bileşen) üretmek print v.
önceden üretmek prefab v.
suni olarak üretmek prefabricate v.
sentetik olarak üretmek prefabricate v.
yapay olarak üretmek prefabricate v.
önceden üretmek premanufacture v.
(taş plak) plastikten üretmek press out v.
pay üretmek share out v.
iskelet formunda yeniden üretmek skeletonize [us] v.
iskelet formunda yeniden üretmek skeletonise [uk] v.
vuruş üretmek beat v.
prototip üretmek prototype v.
spor üretmek spore v.
kalıp ile üretmek strike v.
tasarlayıp üretmek create v.
toplu halde üretmek mass-produce v.
kaos çalışmasında fraktal üretmek için kullanılan çeşitli nokta setlerine ilişkin mandelbrot adj.
Phrasals
hızlıca üretmek throw off v.
sahtesini üretmek knock off v.
bolca üretmek churn out v.
eldeki kıt malzeme ile üretmek scare up v.
kalitesine bakmaksızın çok sayıda üretmek crank out v.
kalitesine bakmaksızın çok sayıda üretmek grind out v.
-den üretmek produce from v.
'e için üretmek produce for v.
yeni problemler ya da fikirler üretmek throw up v.
'a amacıyla üretmek produce for v.
bir çırpıda bir şey üretmek/yapmak toss something off v.
bir şeyden başka bir şey üretmek fashion (something) out of (something else) v.
(bir şeyin) kopyasını üretmek reproduce from (something) v.
iki şeyi bir araya getirerek daha iyi bir şey yaratmak/üretmek marry up v.
bir şey hakkında bir teori üretmek theorize on something v.
çok miktarda/sayıda üretmek pump out v.
sürekli ve çok miktarda üretmek pump out v.
bir şeyi seri olarak üretmek churn something out v.
bir şeyden bolca üretmek churn something out v.
büyük sayılarda bir şey üretmek churn something out v.
kalıbı alınması için kilden bir model üretmek clay up v.
(bir şey) üretmek come up with (something) v.
-den başka bir şey üretmek fashion out of v.
mekanik olarak üretmek grind something out v.
seri halde üretmek grind something out v.
fabrikasyon olarak üretmek grind something out v.
(bir şey) üretmek make for (something) v.
(bir şeyden bir şey) üretmek/yapmak produce (something) from (something) v.
hakkında bir teori üretmek theorize on v.
Colloquial
hızla ve kalitesizce üretmek crank out v.
motor gibi üretmek crank out v.
hızla ve kalitesizce üretmek crank out v.
motor gibi üretmek crank out v.
bir şeyden çokça üretmek crank something out v.
bir şey üretmek crank something out v.
delicesine üretmek crank something out v.
çok sayıda üretmek knock out v.
bolca üretmek knock out v.
bir şeyin korsanını/sahtesini üretmek bootleg v.
(arıza, yazılım hatası) yeniden üretmek repro v.
birden bire üretmek rip v.
Idioms
sahte görüntü üretmek için kullanılan sistem ya da yöntem deepfake n.
geçici bir çözüm üretmek kick the can down the road v.
siparişe göre üretmek build something to order v.
sipariş geldikçe üretmek build something to order v.
geçici çözümler üretmek kick the can down the road v.
(bir şeyi) kendi eşsiz tarzında üretmek put (one's) seal on (something) v.
(bir şeyi) kendi eşsiz tarzında üretmek set (one's) seal to (something) v.
ancak geçimini sağlayacak eserler üretmek boil the pot v.
siparişe göre üretmek build to order v.
isteğe göre üretmek build to order v.
sipariş/istek üzerine üretmek build to order v.
isteğe/siparişe özel üretmek build to order v.
bir şeyi isteğe göre üretmek build something to order v.
bir şeyi özel olarak üretmek build something to order v.
bir şeyi siparişe/isteğe özel üretmek build something to order v.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek pluck (something) out of the air v.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek pluck (something) out of the thin air v.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek pull (something) out of the/thin air v.
birden bir çözüm üretmek pull something out of the hat v.
birden bir çözüm üretmek pull a rabbit out of the hat v.
kendi alanında çalışmak/iş üretmek stick to (one's) last v.
kendi alanında çalışmak/iş üretmek stick to your last [old-fashioned] [uk] v.
Trade/Economic
bir siparişin ilk bölümünü üretmek için gereken süre first piece time n.
tarımsal üretim faaliyetlerinde belli bir ürün miktarını üretmek üzere yoğun biçimde makine kullanılarak işgücü miktarının azaltılması annuity method n.
eski madeni paraları eritip yeni paralar üretmek recoin v.
-den üretmek make of v.
yeniden üretmek remanufacture v.
yeniden üretmek reproduce v.
az üretmek underproduce v.
az miktarda üretmek underproduce v.
gerekenden az üretmek underproduce v.
talepten az üretmek underproduce v.
tam kapasitenin altında üretmek underproduce v.
kitle pazar ürünü veya hizmeti üretmek mass-market v.
Law
sahte delil üretmek fabricate evidence v.
sahte kanıt üretmek fabricate evidence v.
Politics
ulusal düzeyde yönetilebilir sayıda önerge üretmek için yerel dallardan gelen önergeleri birleştirmek composite v.
Institutes
abd bilgi sistemlerini korumak ve yabancı istihbarat bilgisi üretmek için çalışan kriptoloji organizasyonu national security agency n.
Industry
daha büyüğünü üretmek upsize v.
Technical
basınçlı hava üretmek amacıyla kullanılan su ile çalışan pompa trompe n.
gerilim üretmek için bir elektrolit içinde etki yapan benzer olmayan iki metal levha veya elektrot voltaic couple n.
sofra takımı üretmek için kullanılan yatay torna tezgahı jigger n.
fırında kömür gazı üretmek için kullanılan imbikler bench n.
değirmeni çalıştıracak su yükünü üretmek için dereye baraj yapılarak oluşturulan gölet mill pond n.
kalsiyum alüminat tozuna çimento üretmek için su ekleme hydration n.
ses dalgaları üretmek için titreşen metal disk diaphragm n.
ses üretmek için diyaframlı hoparlörü çalıştıran manyetik cihaz driver n.
buhar üretmek steam v.
elektrik üretmek generate power v.
elektrik üretmek produce power v.
elektrik üretmek produce electricity v.
elektrik üretmek generate electricity v.
fotoğrafçılık ile klişe üretmek photoengrave v.
polarizasyon üretmek polarize v.
rezonans üretmek resonate v.
polarizasyon üretmek polarise v.
tekrar üretmek reproduce v.
(bir nesneyi) elektrokaplama ile üretmek electroform v.
elektro kaplama ile yeniden üretmek electroform v.
(özel kalıp ve zımbalar kullanarak) metal levhadan kaplar üretmek dap v.
(sinyali) hatalı üretmek distort v.
serigrafi ile üretmek silk-screen v.
Computer
bilgisayar animasyonu üretmek için gerçek zamanlı üç boyutlu grafiklerin kullanımı machinima n.
yeniden üretmek regenerate v.
rastgele sayı üretmek roll v.
okunaklı alfanümerik veya grafik formatta (veri) üretmek print v.
(yazılı bilgi) üretmek print out v.
Electric
çok küçük bir versiyonunu üretmek (aksam) microminiaturize v.
çok küçük bir versiyonunu üretmek (aksam) microminiaturise v.
(elektrik yükseltici sistem) istenmeyen ve kendi kendine süren bir salınım üretmek sing v.
Mechanic
ayırıcı ile üretmek jig v.
Television
renk anahtarı ile üretmek chromakey v.
Radio
heterodin efekt üretmek heterodyne v.
Textile
kumaş üretmek için bez parça (çaput) kullanılması ragwork n.
Construction
parçalarını önceden üretmek prefabricate v.
Aeronautic
(uçak yüzeyini) katmanlı olacak şekilde üretmek veya tasarlamak laminarize v.
(uçak yüzeyini) katmanlı olacak şekilde üretmek veya tasarlamak laminarise v.
Marine
dalga enerjisi üretmek için yapılan dalgakıran wave power extracting breakwater n.
Petrol
daha kaliteli yakıt üretmek için hidrokarbonları kırılma işlemine tabi tutan aparat reformer n.
Medical
aşırı üretmek overexpress v.
sarkom üretmek sarcomagenic v.
proteoglikanlar üretmek produce proteoglycans v.
(kanserli hücrelerin yaptığı gibi) gereğinden fazla üretmek overexpress v.
Optics
fotolüminesans üretmek photoluminesce v.
Printing
sulu boyaya benzer etki üretmek için bakırın asitle oyulması aquatinta n.
sulu boyaya benzer etki üretmek için bakırın asitle oyulması aquatint n.
fotolitografi ile yeniden üretmek photolithograph v.
fototip kullanarak yeniden üretmek phototype v.
fotozinkografi ile üretmek photozincograph v.
Food Engineering
peynir mayası üretmek için hazırlanan buzağı midesi keslop n.
fermantasyon ile (şarap) üretmek vinify v.
Statistics
mevcut veri setinden çok büyük veri setleri üretmek üzere yeniden örnekleme yapmada kullanılan bir örnekleme yöntemi bootstrap method n.
Physics
üretim reaktöründe üretmek breed v.
keskin girdi tranzisyonu uygulayıp sönük salınımlı dalga üretmek ring v.
(enerjik foton veya parçacık) bir fosfora çarparak ışık parlaması üretmek scintillate v.
Chemistry
amonyak içeren bileşik üretmek ammoniate v.
parçalanmaya maruz bırakarak (hidrokarbon) üretmek crack v.
Biology
farklı genetik özelliklere sahip çeşitli melezler üretmek için tasarlanmış seçili bir ebeveyn grubu içindeki melezleme şeması diallel n.
çekinik mutant gene sahip iki kromozomun normal fenotip üretmek için birleşmesi complementation n.
belirli bir yanıt üretmek için gerekli biyolojik aktif madde miktarı international unit n.
belirli bir yanıt üretmek için gerekli aktif maddelere yönelik potens birimi international unit n.
mikroorganizmaları uygun ortamda üretmek cultivate v.
laboratuvarda mikrop üretmek culture v.
sporlar üretmek sporulate v.
klon hücresinden organizma üretmek clone v.
Biochemistry
(birey) antikor üretmek seroconvert v.
Botanic
un üretmek üzere öğütülen tef (tahılının) tohumları teff n.
(bitki veya yumru kök) yara üzerinde kuru doku üretmek cork v.
Agriculture
un üretmek için öğütülen buğday taneleri wheat n.
Breeding
çiftleşerek daha iyi nesil üretmek nick v.
Linguistics
basit sözcüklerin bileşik sözcükler üretmek için birleştirilmesini inceleyen dilbilgisi dalı compound morphology n.
(bir bilim dalının parçası olarak) terminolojik içerik üretmek terminize v.
(bir bilim dalının parçası olarak) terminolojik içerik üretmek terminise v.
(konuşma sesi) üretmek hold v.
belirli fonemleri üretmek için (dilin) yüzeyini içbükey yapmak sulcalise [uk] v.
belirli fonemleri üretmek için (dilin) yüzeyini içbükey yapmak sulcalize [us] v.
Military
ateş üretmek için ağaç yüzeye sürtülen çubuk fire plough n.
şifreli konuşma üretmek için ses bilgilerini şifreleme ciphered telephony n.
(kimyasal veya biyolojik harp maddesini) silah olarak kullanılmak üzere üretmek veya rafine etmek weaponize v.
(kimyasal veya biyolojik harp maddesini) silah olarak kullanılmak üzere üretmek veya rafine etmek weaponise v.
Sport
(hokeyde, futbolda) rakipten daha fazla skor üretmek outshoot [us] v.
skor üretmek score v.
Art
(japon sanatında) süs eşyası yapmak ve tasarım üretmek amaçlı kağıt katlama ve kesme kirigami n.
olgusal veya nesnel bir temsil üretmek transcribe v.
(eser) üretmek build v.
donuklaştırılmış veya çizgileri yumuşatılmış şekilde üretmek scumble v.
Music
akordu ile oynayarak ses üretmek chord v.
(telli çalgıda) aynı anda birkaç ses üretmek double stop v.
müzik aleti çalarak üretmek strike v.
Theatre
tiyatroda sahne efektleri üretmek içim kullanılan makine düzeneği machinery [obsolete] n.
Photography
gölgesiz ışık üretmek için ışık kaynağının objektifin etrafına halka şeklinde yerleştirildiği elektronik flaş tipi ring flash n.
fotoğrafçılık ile klişe üretmek engrave v.
Bookbindery
sekiz yaprak üretmek için sayfaları üç kez katlanan yapraklardan oluşan kitap formatı octavo n.
Printery
sekiz yaprak üretmek için sayfaları üç kez katlanan yapraklardan oluşan kitap formatı oct n.
sekiz yaprak üretmek için sayfaları üç kez katlanan yapraklardan oluşan (kitap formatı) octavo adj.
sekiz yaprak üretmek için üç kez katlanan (sayfa) octavo adj.
sekiz yaprak üretmek için sayfaları üç kez katlanan yapraklardan oluşan kitap formatı oct. (octavo) abrev.
Engineering
genetik mühendisliğiyle üretmek engineer v.
Slang
yasa dışı alkol üretmek make moonshine v.
hızlı/seri üretmek bust out v.
(meth üretmek için) alabildiği kadar psödoefedrin satın almak smurf v.
(erkekler için) var olan bir ürünün küçüğünü ve pembesini üretmek suretiyle bir kadın ürününe dönüştürüp pazarlama yöntemi pink it and shrink it expr.
(erkekler için) var olan bir ürünün küçüğünü ve pembesini üretmek suretiyle bir kadın ürününe dönüştürüp pazarlama shrink it and pink it expr.