fellow ... - Turco Inglés Diccionario

fellow ...

Significados de "fellow ..." con otros términos en diccionario inglés turco: 244 resultado(s)

Inglés Turco
General
poor fellow n. zavallı adam
I feel very sorry for Tom, poor fellow.
Tom için çok üzülüyorum, zavallı adam.

More Sentences
fellow n. arkadaş
I would first like to thank all fellow MEPs and rapporteurs.
Öncelikle tüm milletvekili ve raportör arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.

More Sentences
fellow n. kardeş
We cannot and will not live with a system which condones stoning fellow human beings, wherever this may be.
Her nerede olursa olsun, insan kardeşlerimizin taşlanmasına göz yuman bir sistemle yaşayamayız ve yaşamayacağız.

More Sentences
fellow n. adam
He is a good fellow, to be sure, but he isn't reliable.
Şüphesiz o iyi bir adam ama güvenilir değil.

More Sentences
fellow citizen n. vatandaş
Otherwise, we are putting the lives of our fellow citizens at risk.
Aksi takdirde vatandaşlarımızın hayatını riske atmış oluruz.

More Sentences
fellow n. üye (bilim kurumunda)
He is a Fellow of the Royal Society of Arts.
Kraliyet Sanat Derneği'nin bir üyesidir.

More Sentences
fellow citizen n. yurttaş
We cannot be content with the precarious situation being experienced by an increasing number of our fellow citizens.
Giderek artan sayıda yurttaşımızın yaşadığı istikrarsız durumla yetinemeyiz.

More Sentences
fellow n. insan
Whoever appropriates water, takes possession of their fellow people.
Suya el koyan kişi, diğer insanların mülkiyetine de el koymuş olur.

More Sentences
fellow student n. okul arkadaşı
The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.
Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.

More Sentences
fellow n. herif
He is a good-looking fellow, isn't he?
Yakışıklı bir herifmiş, değil mi ama?

More Sentences
fellow n. hemcins
The world would be a beautiful place if everyone was a bit kinder towards their fellow men.
Herkes hemcinslerine karşı biraz daha nazik olsa dünya çok güzel bir yer olurdu.

More Sentences
fellow man n. ahbap
The world would be a beautiful place if everyone was a bit kinder towards their fellow men.
Eğer herkes ahbaplarına biraz daha kibar olursa dünya güzel bir yer olur.

More Sentences
fellow n. dost
We hear a great deal about this from our Finnish fellow MEPs in particular.
Özellikle Finlandiyalı Parlamenter dostlarımızdan bu konuda çok şey duyuyoruz.

More Sentences
fellow worker n. çalışma arkadaşı
I think that, in general, we must look at the position of our fellow workers.
Genel olarak çalışma arkadaşlarımızın konumuna bakmamız gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
fellow n. öğretim üyesi
Oliver became a fellow at Cambridge.
Oliver, Cambridge'de öğretim üyesi oldu.

More Sentences
fellow adj. arkadaş
Agreed, my fellow MEPs, but then please on the basis of a clear strategic plan.
Katılıyorum, değerli Parlamenter arkadaşlarım, ancak lütfen net bir stratejik plan temelinde hareket edelim.

More Sentences
fellow adj. insanımız
We are dependent on our fellow men.
İnsanımıza bağlıyız.

More Sentences
Trade/Economic
fellow worker n. iş arkadaşı
He is always isolated from his fellow workers.
Her zaman iş arkadaşlarından izole yaşar.

More Sentences
General
fellow n. sevgili
brave fellow n. babayiğit
fellow feeling n. aynı duyguları paylaşma
fellow sufferer n. hemdert
clumsy fellow n. acemi çaylak
fellow townsman n. hemşehri
fellow n. ahbap
fellow countryman n. yurttaş
fellow n. koca
fellow n.
fellow soldier n. silah arkadaşı
fellow worker n. mesai arkadaşı
fellow n. üniversite öğretmeni
fellow sufferer n. dert ortağı
fellow n. herifçioğlu
tricky fellow n. dalgacı
fellow n. kişi
fellow traveller n. yol arkadaşı
cunning fellow n. tilki
odd fellow n. tuhaf tip
fellow countrywoman n. vatandaş
malicious fellow n. hınzır
odd fellow n. acayip tip
crafty fellow n. tilki
fellow n. yakın arkadaş
fellow n. emsal
fellow creature n. hemcins
fellow n. aynı tür
fellow n. bir bilim kurumunun üyesi
fellow traveller n. yoldaş
fellow n. aynı dereceden kimse
fellow townsman n. hemşehri
a whale of a fellow n. çam yarması
fellow feeling n. ortak his
hail fellow n. samimi dost
fellow n. ortak
fellow n. akran
fellow n. tek
fellow wife n. kuma
idle fellow n. tembel
fellow citizen n. hemşehri
very cunning fellow n. hinoğluhin
fellow countryman n. hemşehri
fellow man n. adam
sly fellow n. tilki
fellow sufferer n. acıdaş
fellow countryman n. vatandaş
fellow n. yoldaş
fellow worker n. görevdaş
fellow worker n. görevdeş
fellow worker n. meslektaş
fellow n. akademi üyesi
fellow-citizen n. vatandaş
poor-fellow n. gariban
fellow n. burslu yüksek okul öğrenc
fellow countrymen association n. hemşehri derneği
fellow countrymen association n. hemşehri örgütü
class fellow n. okul arkadaşı
class fellow n. sınıf arkadaşı
fellow countryman n. aynı ülkeden olan
religious fellow n. din kardeşi
poor fellow n. zavallı adamcağız
image of an aggressive fellow countryman n. agresif memleket delikanlısı imajı
fellow actor n. oyuncu arkadaş
fellow actor n. rol/oyun arkadaşı
senior fellow n. kıdemli
senior fellow n. deneyimli
a good fellow n. iyi dost/arkadaş
fellow-townsmenship n. hemşehrilik
chamber fellow n. oda arkadaşı
chamber fellow n. aynı odayı/bölmeyi kullananların her biri
traveling fellow n. seyahat bursu sahibi
vow-fellow n. başka biriyle aynı yemini eden kimse
hail-fellow n. samimiyet
hail-fellow n. dostluk
hail-fellow-well-met n. samimiyet
hail-fellow-well-met n. dostluk
odd fellow n. 18. yüzyılda ingiltere'de kurulan gizli bir yardımlaşma derneğinin üyesi
fellow n. bilim insanlarına verilen bir ünvan
fellow n. eğitimli toplum üyesi
fellow n. eğitimli kimse
fellow n. profesyonel bir kuruluşun üyesi
fellow n. yandalcı hekim
fellow n. yandal yapan hekim
fellow [uk] n. kıdemli üniversite personeli
fellow [uk] n. üniversite yönetim kurulu üyesi
fellow n. çağdaş kimse
fellow n. modern kimse
fellow n. çağdaş şey
fellow n. modern şey
fellow n. nesne
fellow n. yaratık
fellow n. oluşum
fellow n. şey
fellow n. varlık
fellow n. mahluk
fellow citizen n. memleketli
fellow feeling n. uyum
fellow feeling n. dayanışma
fellow feeling n. uygunluk
fellow feeling n. dostane ilişki
fellow feeling n. ilgi grubu
fellow feeling n. dayanışma grubu
fellow man n. akraba
fellow man n. hısım
fellow member n. grup üyesi
fellow servant n. iş arkadaşı
fellow servant n. (üst kademe olmayan) çalışma arkadaşı
fellow traveler n. destekçi
fellow traveler n. taraftar
fellow traveler n. başkasının davasını savunan kimse
fellow worker n. mesai arkadaşı
fellow-creature n. soydaş
fellow-creature n. aynı ırktan kimse
fellow-creature n. aynı yaratıcının yarattığı kimse
fellow-feeling n. sempati
fellow-feeling n. anlayış
fellow-feeling n. dayanışma hissi
fellow-feeling n. birlik hissi
hail fellow well met adj. samimi dost
hail fellow well met adj. yakın arkadaş
hail fellow well met adj. herkesle çabuk ahbap olan kimse
hail-fellow-well-met adj. içten
hail-fellow-well-met adj. cana yakın
fellow adj. akran
hail-fellow-well-met adj. candan
hail-fellow-well-met adj. teklifsiz
fellow adj. aynı gruba ait olan
fellow adj. aynı sınıfta yer alan
fellow adj. meslektaş olan
fellow adj. kader ortağı olan
fellow adj. aynı zayıflıkları paylaşan
fellow adj. aynı güçlü yanları paylaşan
fellow adj. aynı hükümete tabi
fellow adj. aynı yükümlülüklere tabi
fellow adj. hemşeri olan
fellow adj. eşlik eden
fellow adj. eşlikçi
fellow adj. refakatçi
fellow adj. sempatik
fellow adj. anlayışlı
fellow adj. başkasının duygularını anlayan
poor fellow! interj. vah zavallı!
Colloquial
regular fellow n. güvenilir kimse
regular fellow n. dürüst kimse
regular fellow n. iyi biri
regular fellow n. düzgün biri
regular fellow n. iyi huylu kimse
Idioms
fellow feeling n. halden anlama
idle fellow n. işi gücü olmayan kimse
idle fellow n. kaldırım mühendisi
big fellow n. koca adam
a brazenfaced fellow n. pişkin herif
hale-fellow-well-met n. yalandan samimi
a fellow traveler n. resmi bir üyesi olmadığı halde siyasi bir hareketle/kuruluşla özdeşleşen veya fikirlerini/amaçlarını destekleyen kimse
a fellow traveler n. yandaş
a fellow traveler n. sempatizan
a fellow traveler n. yoldaş
a fellow traveller n. resmi bir üyesi olmadığı halde siyasi bir hareketle/kuruluşla özdeşleşen veya fikirlerini/amaçlarını destekleyen kimse
a fellow traveller n. yandaş
a fellow traveller n. sempatizan
a fellow traveller n. yoldaş
hale-fellow-well-met adj. samimi
hail-fellow-well-met adj. sıcak
hail-fellow-well-met adj. samimi
hail-fellow-well-met adj. yakın
hail-fellow-well-met expr. arkadaşça
hail-fellow-well-met expr. dostça
hail-fellow-well-met expr. dostane
hale-fellow-well-met expr. dostane
hail-fellow-well-met expr. içten
hail-fellow-well-met expr. içli dışlı
hale-fellow-well-met expr. içten
hail-fellow-well-met expr. sıkı fıkı
hail-fellow-well-met expr. senli benli
hale-fellow-well-met expr. sıkı fıkı
Speaking
he is a grand fellow expr. bulunmaz adamdır
my dear fellow expr. iki gözüm
Trade/Economic
fellow subsidiary n. aynı daldaki bağlı ortaklık
fellow worker n. işdaş
fellow employee n. iş arkadaşı
fellow employee n. memur arkadaş
fca (fellow of the institute of chartered accountants) n. yeminli mali müşavirler enstitüsü üyesi
fia (fellow of the institute of actuaries) abrev. aktüerler enstitüsü üyesi
Law
fellow-servant rule n. çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa
Politics
fellow traveler n. üyesi olmadığı halde bir partinin ideolojisini benimseyen ve destekleyen kimse
fellow traveller n. komünist olmayıp komünizmi destekleyen kimse
Institutes
fcca (fellow of the chartered association of certified accountants) n. (birleşik krallık) yeminli mali müşavirler enstitüsü üyesi
fcii (fellow of the chartered insurance institute) n. (birleşik krallık) ingiliz sigorta enstitüsü üyesi
frics (fellow of the royal institution of chartered surveyors) [uk] n. çeşitli gayri menkul ve mülk tiplerini değerlemek, işletmek ve geliştirmek için standartlar koyup uygulatan küresel bir kurum
Social Sciences
fassa (fellow of the academy of social sciences in australia) n. avustralya sosyal bilimler akademisi üyesi
Education
research fellow n. araştırma görevlisi
visiting fellow n. konuk araştırmacı
visiting fellow n. misafir araştırmacı
teaching fellow n. öğretim üyesi
fellow-commoner n. (öğretim üyeleriyle birlikte yemek yiyebilen) cambridge öğrencisi
fellow-commoner n. oxford öğrencisi
fellow-commoner n. trinity college öğrencisi
faha (fellow of the australian academy of the humanities) abrev. avustralya beşeri bilimler akademisi üyesi
Geography
frgs (fellow of the royal geographical society) [uk] n. kraliyet coğrafya topluluğu üyesi
Military
fellow fighters n. silah arkadaşları
Sport
fellow competitors n. yarışmacı arkadaşlar
Art
fba (fellow of the british academy) n. british academy üyesi
Ottoman Turkish
fellow traveller n. hemrah (farsça)
fellow traveller n. hemrâh (farsça)
fellow n. refik
Archaic
good fellow n. içki arkadaşı
good fellow n. gürültücü kimse
good fellow n. şamatacı kimse
good fellow n. zevk ve sefaya düşkün tip
good fellow n. neşeli ve uyumlu kimse
good fellow n. iyi kalpli neşeli kimse
good fellow n. hırsız
good fellow n. soyguncu
fellow v. eşleştirmek
fellow v. dengini bulmak
fellow v. dengini oluşturmak
fellow v. eş olmak
Slang
odd fellow n. çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip
a staunch fellow n. çok uyumlu arkadaş
odd fellow n. dışlanan insan
fellow n. delikanlı
odd fellow n. garip insan
fellow n. genç adam
odd fellow n. tuhaf tip
British Slang
old fellow n. penis