green - Turco Inglés Diccionario
Historia

green

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "green" en diccionario turco inglés : 139 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
green adj. yeşil
General
green n. yeşil renk
green n. golf sahası
green n. zindelik
green n. yelve
green n. yeşil alan
green n. acemi çaylak
green n. para
green n. yeşiller partisi sempatizanı
green n. yeşil
green n. çimenlik
green n. gençlik
green n. yeşillik
green n. yeşiller partisi üyesi
green n. çimen
green n. çayır
green n. yeşil yapraklı sebzeler
green n. yeşil kıyafet
green n. yeşil üniforma
green n. yeşil bitki örtüsü
green n. özellikle süs olarak kullanılan bitki yaprakları
green n. kış süslemelerinde kullanılan herdem yeşil dallar
green n. otlarla kaplı ova
green n. otlarla kaplı arazi
green n. kasaba veya köy merkezindeki meydan veya park
green n. bovling çimenliği
green n. yeşil pigment
green n. yeşil boya
green v. yeşile boyamak
green v. yeşermek
green v. yeşertmek
green v. yeşillendirmek
green v. yeşermek
green v. yeşil renge bürünmek
green v. dalgaya almak
green v. çevre dostu olarak tasarlamak
green v. çevre bilinci kazanmak
green adj. ham (meyve)
green adj. genç
green adj. çiğ
green adj. keriz
green adj. ham
green adj. yeşiller partisine ait
green adj. henüz olgunlaşmamış
green adj. dünkü
green adj. tecrübesiz
green adj. cahil
green adj. solgun
green adj. taze
green adj. rengi atmış
green adj. canlı
green adj. acemi
green adj. yeni
green adj. toy
green adj. soluk
green adj. olmamış
green adj. deneyimsiz
green adj. (meyve) ham
green adj. yeşillikler içinde
green adj. yeşil bitki örtüsü ile kaplı
green adj. yemyeşil
green adj. hoş ve çekici
green adj. son derece engin ve adil
green adj. (mevsim) ılık
green adj. yeşil bitkilerden oluşan
green adj. (bitki) taze
green adj. (yara) taze
green adj. (yara) iyileşmemiş
green adj. tamamen işlenmemiş
green adj. belirli bir durum için uygun olmayan
green adj. (at) belirli bir işlev için tamamen olgunlaşmamış
green adj. (beygir) ehlileştirilmiş ancak eğitilmemiş
green adj. (safkan at) henüz ödüllü yarışlara sokulmamış
green adj. (avcı) toy
green adj. (avcı) daha önce avlanmamış
green adj. kıskanç
green adj. haset
Colloquial
green v. canlandırmak
green adj. naif
green adj. saf
green adj. ağzı süt kokan
green adj. çevreci
green adj. çevreye duyarlı
green adj. çevreye zarar vermeyen
green adj. çevreye olumsuz etkisi olmayan
green adj. çevre dostu
Trade/Economic
green adj. ab ülkelerinin para birimleri arasındaki dalgalanmalara göre ayarlanan bir hesap birimi ile ilgili
Law
green n. (kısaca) grönland
Industry
green adj. (post) tabaklanmamış
green adj. (beton, harç) yeterince sertleşmemiş
green adj. (kağıt) yeterince kurutulmamış
green adj. (mürekkep silindiri) yeni dökülmüş
green adj. (baskı) düzeltilmemiş
green adj. (deri) işlenmemiş
Technical
green adj. (kum) bir kalıba kompakt bir astar oluşturmak için yeterince nemli
green adj. (döküm) kalıptan çıktığı gibi
Aeronautic
green adj. ısıl işlem görmemiş
green adj. sinterlenmemiş
Food Engineering
green adj. (kahve) ham
green adj. (kahve) kavrulmamış
green adj. (et) taze
green adj. (et) işlenmemiş
green adj. (içki) yıllandırılmamış
green adj. (kemik) kurutulmamış ve ilik içeren
Gastronomy
green n. yeşil yapraklı sebzeler
green n. yeşillikler
green adj. (şarap) ham bir tadı olan
Biology
green adj. yeşilimsi renkte
green adj. bazı bölümleri yeşilimsi renkte olan
green adj. (hemolitik streptokok) kanda yeşil pigment üretme eğilimi gösteren
Marine Biology
green adj. (dişi balık) yumurtlamaya hazır olmayan
green adj. (yengeç) kabuk dökmeye tam olarak hazır olmayan
Forestry
green adj. (kereste) yeni kesilmiş
green adj. (kereste) fırınlanmamış
Geography
green n. kansas eyaletinde şehir
green n. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
green n. ohio eyaletinde şehir
green n. abd'de bir nehir
Hunting
green n. okçuluk poligonu
green n. okçuluk hedef tahtasında puansız bölge
green n. okçulukta puansız bölgeye atılan ok
green n. hedefi ıskalayıp çime düşen ok
Sport
green adj. (kayakta) en kolay pist olan
Card
green n. alman iskambil destesinde sembolü yaprak olan bir kart
Slang
green n. esrar
green n. genç veya deneyimsiz mahkum
green n. marihuana
green n. para
green n. banknot
green n. desteyle para
green n. çok miktarda para
green n. papel
green n. mangır
green n. ucuz marihuana
green n. ucuz esrar
green n. ot
green n. ketamin
green adj. tecrübesiz
green adj. toy

Significados de "green" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
green beans n. taze fasulye
General
green time n. doğada geçirilen zaman
green almond n. çağla
green time n. dışarıda geçirilen süre
green tipped coral n. yeşil mercan
green vegetables n. göğerti
green warbler n. yeşil çıvgın
green pound n. sterlin
green place n. yeşerti
red and green system n. kırmızı yeşil sistemi
green field n. yeşil alan
green bean n. taze fasulye
green pepper n. yeşil biber (olgunlaşmamış biber)
stuffed green peppers n. biber dolması
green bean n. yeşil fasulye
green apple aphid n. yeşil elma biti
green bean n. yeşil fasülye
the green party n. yeşiller partisi
green belt n. yeşil kuşak
green fruit n. gök yemiş
green goods n. yeşil eşya
green corn n. yeşil mısır
green river n. yeşil nehir
green paper n. yeşil kitap
green olive n. yeşil zeytin
green tea n. yeşil çay
green passport n. yeşil pasaport
the green crescent n. yeşilay
green pepper n. yeşil biber
sea green n. mavimsi yeşil
green soybean n. yeşil soya fasülyesi
green card n. yeşil kart
emerald green n. zümrüt yeşili
green space ratio n. yeşil alan oranı
green plover n. yeşil yağmurkuşu
green bean n. ayşekadın
green amaranth n. yeşil kadife çiçeği
green turtle n. yeşil kaplumbağa
dandelion green n. karahindiba yeşili
pea green n. açık yeşil
stuffed green pepper n. biber dolması
long green pepper n. sivribiber
green gill n. yeşil solungaç
bottle green n. koyu yeşil
green salad n. yeşil salata
green peafowl n. yeşil tavus kuşu
green pepper n. dolmalık biber
dark green n. nefti
green blindness n. yeşil körlüğü
paris green n. arsenikli yeşil boya
green light n. yeşil ışık (trafik lambasında)
green turtle soup n. yeşil kaplumbağa çorbası
green algae n. yeşil yosun
green cards n. yeşil kart
coarse green fig n. çiçek inciri
green lizard n. yeşil kertenkele
african green monkey n. afrika yeşil maymunu
green monkey n. yeşil maymun
green belt n. yeşil alan
green plum n. caneriği
green lung n. yeşil alan
green woodpecker n. yeşil ağaçkakan
green vitriol n. demir sülfat
green pea n. bezelye
green frog n. yeşil kurbağa
green paper n. yeşil rapor
green snake n. yeşil yılan
green vegetables n. yeşillik
green sandpiper n. yeşil düdükçün
sea green n. camgöbeği
pickled green pepper n. biber turşusu
green manure n. yeşil gübre
green light n. izin
american green toad n. amerika yeşil kurbağası
green onion n. yeşil soğan
green pea n. yeşil bezelye
pea green n. bezelye yeşili
green mayonnaise n. yeşil mayonez
green area n. yeşillik alan
green tuffs n. yeşil tüfler
green light n. yeşil ışık
sea green n. deniz yeşili
lime green n. misket limonu yeşili
bright green n. limon rengi
bright green n. açık yeşil
dark green n. koyu yeşil
bright green n. parlak yeşil
olive green n. zeytin yeşili
village green n. çim parkı
green roof n. bitkilerle kaplı çatı
putting green n. golf egzersiz sahası
green party n. yeşiller partisi
green space n. yeşil alan
green space n. yeşillik
bottle green n. şişe camı yeşili
green belt cities n. yeşil kuşaklı kentler
green roof n. eko-çatı
green-eyed monster n. kıskançlık
green-field n. yeşil alan
glass-green n. camgöbeği
green fence n. yeşil çit
green algae n. yeşil algler
leaf green n. yaprak yeşili
paris green n. yeşil renkli böcek boyası
paris green n. paris yeşili
green dome n. kibab'ulaktab
green dome n. yeşil kubbe
green eye n. yeşil göz
the bowling green bull n. wallstreet'deki bronz boğa heykeli
grass-green n. çimen yeşili
green sapphire n. yeşil safir
green dot n. yeşil nokta
green wine n. yeşil şarap
sea green n. su yeşili
caribbean green n. karayip yeşili
green house n. yeşil ev
green painted house n. yeşil boyalı ev
green fee n. golf sahası ücreti
lush green valley n. gür bitki örtüsüne sahip vadi
green beans (us) n. taze fasulye
green lemon n. yeşil limon
may green n. mayıs yeşili
reseda green n. küf yeşili
green machine (us) n. çöpçü
green machine (us) n. çöp toplama görevlisi
green machine (us) n. çöp toplama işçisi
green hill n. yeşil tepe
green coffee n. yeşil (çiğ) kahve
green coffee bean n. yeşil kahve çekirdeği
green wall n. yeşil duvar
green wall n. çim duvar
green wall n. yeşilliklerle kaplı duvar
green broke n. yavaş yavaş sahibinin komutlarına uyan eğitimsiz at
the green crescent week n. yeşilay haftası
green grapes n. yeşil üzüm
green board n. yeşil tahta
jade green n. yeşim yeşili
petrol green n. petrol yeşili
jungle green n. orman yeşili
green lantern n. yeşil fener
back green [scotland] n. bir evin arkasında bulunan yeşillik veya bahçe
pistachio green n. fıstık yeşili
jade-green n. yeşim rengi
yellow green n. sarımsı yeşil renk tonu
paris green n. sarımsı yeşil renk tonu
village green [uk] n. köy merkezindeki halka açık arazi parçası
lincoln green n. zeytin yeşili
lincoln green n. parlak yeşil renginde ormancı tulumu
lincoln green n. eskiden ormancılar tarafından giyilen zeytin yeşili yün
lizard green n. kertenkele yeşili
windsor green n. açık krom yeşili bir pigment
green mould n. yeşil küf
green groceries n. taze meyve sebzeler
green hand n. çaylak
green hand n. 19. yüzyılda balina avcılığı gemilerinde deneyimsiz mürettebat üyesi
green hand [dialect] n. bitkilerden anlama
green light district n. hayat kadınlığına izin verilen bölge
green thumb [us] n. bitki yetiştirme yeteneği
green thumb [us] n. becerikli bahçeci
green ware n. henüz fırınlanmamış çanak çömlek
green-stall n. taze sebze meyve standı
the green-eyed monster n. kıskançlık
the green-eyed monster n. imrenme
green bark n. yeşil ağaç kabuğu
solid green n. zümrüt yeşili
become green v. yeşillenmek
turn green v. gövermek
make a place green v. yeşertmek
become green v. yeşermek
be green v. ağzı süt kokmak
become green v. göğermek
turn green v. yeşillenmek
turn green v. yeşermek
give green light v. izin vermek
give green light v. yeşil ışık yakmak
give somebody the green light v. izin vermek
give green light to v. yeşil ışık yakmak
be a green thumb v. bitkilerden iyi anlayan biri olmak
have a green thumb v. bitkilerden iyi anlayan biri olmak
be a green thumb v. bitkileri iyi yetiştirebilen biri olmak
have a green thumb v. bitkileri iyi yetiştirebilen biri olmak
be a green thumb v. çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak
have a green thumb v. çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak
have green fingers v. bitki yetiştirme konusunda becerikli olmak
have green fingers v. çiçek yetiştirme konusunda iyi olmak
have green fingers v. çiçek yetiştirme konusunda becerikli olmak
have green fingers v. bitki yetiştirme konusunda iyi olmak
make green with envy v. imrendirmek
make green with envy v. düşman çatlatmak
go green v. çevreyi/yeşili korumak
be green thumbed v. çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak
be green thumbed v. bitkilerden iyi anlamak
green [scotland] v. özlemek
green [scotland] v. hasretini çekmek
green-light v. yeşil ışık yakmak
green-light v. ilerleme izni vermek
green eyed adj. yeşil gözlü
bluish green adj. limonküfü (rengi)
green blind adj. yeşil körü
bright green adj. filizi
as green as adj. kadar yeşil
light green adj. fıstıki
very green adj. yemyeşil
green-eyed adj. kıskanç
green friendly adj. çevre dostu
jade-green adj. yeşim renginde
yellow-green adj. sarı ve yeşil arası bir renkte olan
green [obsolete] adj. yeni gömülmüş
green-eyed adj. yeşil gözlü
olive green adj. zeytin yeşili renginde (kıyafet)
paris green adj. paris yeşili olan
silver-green adj. rengi açık parlak yeşil olan
silvery-green adj. rengi açık parlak yeşil olan
in the green tree adv. gençlik veya zindelik çağında
rg (red-green) abrev. kırmızı ve yeşil renklerinin birbirine karıştırılması ile karakterize edilen daltonizm veya döteranopiden birine dair
Phrases
moon (is) made of green cheese, (and) the expr. ay da yeşil peynirden oluşuyor
moon (is) made of green cheese, (and) the expr. kişinin cahilliğini alaylı bir şekilde yüzüne vurmak için kullanılan söz
don’t be mean, go green expr. duyarsız olma, çevreci ol
Proverb
a hedge between keeps friendship green çok yakın arkadaşlıklarda bile arada mesafe olmalı
a hedge between keeps friendship green karşılıklı birbirinin mahremiyetine saygı duyulduğunda arkadaşlıklar daha güzel ilerler
a hedge between keeps friendship green herkesin birbirinin mahremiyetine saygı duyduğu arkadaşlıklarda sorun yaşanmaz
Colloquial
green indigo n. yeşil indigo
green indigo n. çin kökenli yeşil bitkisel boya
green indigo n. yeşil çin boyası
green paper n. banknot
green paper n. desteyle para
green paper n. çok miktarda para
green paper n. papel
green paper n. mangır
green shoots n. canlanma belirtisi
green shoots n. canlılık belirtisi
green shoots n. filizlenme
green stamps n. mağazaların müşterilere harcadıkları paraya göre verdikleri ve sonradan paraya çevrilebilen pullar
green stamps n. indirim kuponu/pulu
green stamps n. para
green stamps n. kar pulu
green stamps n. pay kuponu
green stamps n. mal alım pulu
long green [us] n. çok miktarda para
long green [us] n. desteyle para
long green [us] n. çok para
green goddess n. ot
green goddess n. esrar
green goddess n. mal
green goods n. sahte banknot
green goods n. taze sebzeler
green mountain state n. abd'nin vermont eyaleti
be green with envy v. aşırı derecede kıskanmak
be green with envy v. çok kıskanmak
be green with envy v. gıpta etmek
be green with envy v. hasetten çatlamak
green with envy v. hasetten çatlamak
get the green light v. ışık almak
give the green light v. izin vermek
be green with envy v. kıskançlıktan çatlamak
green with envy v. kıskançlıktan çatlamak
green with envy v. kıskançlıktan çatlayacak gibi olmak
give the green light v. yeşil ışık yakmak
get the green light v. yeşil ışık görmek
green around the gills adj. sarhoş
green around the gills adj. zom
green around the gills adj. leyla olmuş
green around the gills adj. pilot olmuş
green around the gills adj. hasta
green around the gills adj. rahatsız
green around the gills adj. kırgın
green around the gills adj. midesi bulanmış
god's green earth expr. dünyada
god's green earth expr. hiçbir/her yerde
god's green earth expr. dünyanın hiçbir/her yerinde
god's green earth expr. dünyanın herhangi bir yerinde
god's green earth expr. nereye gidersen git
Idioms
a little green n. tecrübesiz
a little green n. deneyimiz
a little green n. toy
a little green n. acemi
a little green n. çaylak
green fingers n. bitki yetiştirme becerisi
green-eyed monster n. kıskançlık
green person n. tecrübesiz kimse
green-eyed monster n. yeşil gözlü canavar
green state [us] n. amerikan yeşiller partisi'nin güçlü olduğu eyalet
green state [us] n. amerikan yeşiller partisi'nden yana olan eyalet
green state [us] n. çevreci eyalet
green state [us] n. çevre dostu eyalet
green state n. politikasında çevresel konuların etkin rol oynadığı ülke/devlet
green state n. politikasında çevresel konulara son derece önem veren ülke/devlet
green state n. çevreci ülke/devlet
green state n. çevreye önem veren ülke/devlet
green state n. politikasında çevresel konuları gözeten ülke/devlet
chinese green n. çin'de üretilen parlak yeşil bir bitkisel boya
green folding n. para
green folding n. banknot
green folding n. çok para
green folding stuff n. para
green folding stuff n. banknot
green folding stuff n. çok para
green folding money n. para
green folding money n. banknot
green folding money n. çok para
green thumb n. bitkilerden iyi anlama
green thumb n. iyi bitki yetiştirme
green thumb n. bitki yetiştirmekten anlama
green-eyed monster n. kıskançlık
green-eyed monster n. haset
green with envy n. kıskançlık
green with envy n. haset
the rub of the green n. (sporda) iyi şans
be (as) green as a gooseberry v. acemi çaylak olmak
be (as) green as a gooseberry v. acemi çaylak/toy/deneyimsiz/tecrübesiz olmak
be (as) green as a gooseberry v. toy/deneyimsiz/tecrübesiz olmak
be (as) green as a gooseberry v. ağzı süt kokmak
be (as) green as a gooseberry v. dünkü çocuk olmak
be green about the gills v. yüzü gözü sararmak
be green about the gills v. hasta gibi görünmek
be green about the gills v. solgun görünmek
be green about the gills v. rengi atmak
be green about the gills v. beti benzi atmak
be green about the gills v. midesi kalkmış olmak
have a green thumb v. bitkilerden anlamak
have green fingers v. bitkilerden anlamak
give something the green light v. bir şeye yeşil ışık yakmak
have a green thumb v. bitki yetiştirmekten anlamak
have green fingers v. bitki yetiştirmekten anlamak
give somebody the green light v. birine yeşil ışık yakmak
look green v. hasta görünmek
green about the gills v. görünüşte rahatsızlık hissetmek
green around the gills v. hasta görünmek
get the green light v. izin almak
turn green with envy v. kıskançlıktan çatlamak
be green with envy v. kıskançlıktan çatlamak
have the rub of the green v. şanslı olmak
be green around the gills v. solgun görünmek
have the rub of the green v. şansı yaver gitmek
green about the gills v. rahatsız görünmek
give a green light v. yeşil ışık yakmak
give the green light v. yeşil ışık yakmak
flourish like a green bay tree v. çiçek gibi açmak
flourish like a green bay tree v. iyi bir gelişim göstermek
flourish like a green bay tree v. canlanmak
flourish like a green bay tree v. hızla gelişmek
be (as) green as a gooseberry v. çok genç olmak
go green on someone v. birine sırtını dönmek
go green on someone v. birine düşman olmak
go green on someone v. birinden uzaklaşmak
go green on someone v. birine karşı olmak
go green on someone v. birine sinirlenmek
go green on someone v. birine kızmak
wear the green willow v. karalar bağlamak
wear the green willow v. bir kaybın matemini tutmak
wear the green willow v. yas tutmak
wear the green willow v. karşılıksız aşkın ıstırabını çekmek
wear the green willow v. aşk acısı çekmek
wear the green willow v. karşılıksız aşk acısı çekmek
elope to gretna green v. evlilik yasalarındaki özgürlükten faydalanmak için bir bölgeye gitmek
give (one) the green light v. (birine) izin vermek
give (one) the green light v. (birine) yeşil ışık yakmak
give somebody the green light v. birine yeşil ışık yakmak
get the green light v. geçiş veya başlama izni almak
give someone/something the green light v. birine/bir şeye yeşil ışık yakmak
give someone/something the green light v. birine/bir şeye geçiş veya başlama izni vermek
give someone/something the green light v. birine/bir şeye izin/onay vermek
give the green light to someone/something v. birine/bir şeye yeşil ışık yakmak
give the green light to someone/something v. birine/bir şeye geçiş veya başlama izni vermek
give the green light to someone/something v. birine/bir şeye izin/onay vermek
a little green adj. rengi sararmış/atmış/solmuş
a little green adj. solgun
a little green adj. yüzü gözü sararmış/solmuş
green as a gooseberry adj. çaylak
green as a gooseberry adj. acemi çaylak
green as a gooseberry adj. toy
green as a gooseberry adj. deneyimsiz
green as a gooseberry adj. tecrübesiz
green as a gooseberry adj. ağzı süt kokma
green as a gooseberry adj. dünkü çocuk
a little green adj. acemi
a little green adj. deneyimsiz
a little green adj. tecrübesiz
a little green adj. toy
a little green adj. ham
a little green adj. beti benzi solmuş
a little green adj. yüzü sararmış
green about the gills adj. yüzü gözü sararmış
green about the gills adj. hasta gibi görünen
green about the gills adj. solgun
green about the gills adj. midesi kalkmış
green about the gills adj. rengi atmış
green about the gills adj. beti benzi atmış
green around the gills adj. yüzü gözü sararmış
green around the gills adj. hasta gibi görünen
green around the gills adj. solgun
green around the gills adj. midesi kalkmış
green around the gills adj. rengi atmış
green around the gills adj. beti benzi atmış
green about the gills adj. korkmuş
green as a gooseberry adj. çok genç
(as) green as grass adj. acemi
(as) green as grass adj. çaylak
(as) green as grass adj. toy
green about the gills adj. rahatsızlanmış
green about the gills adj. solgun
green about the gills adj. yüzü gözü sararmış
green about the gills adj. midesi kalkmış
green about the gills adj. hasta görünen/hisseden
green about the gills adj. beti benzi atmış
green around the gills adj. rahatsızlanmış
green around the gills adj. solgun
green around the gills adj. yüzü gözü sararmış
green around the gills adj. midesi kalkmış
green around the gills adj. hasta görünen/hisseden
green around the gills adj. beti benzi atmış
green at the gills adj. rahatsızlanmış
green at the gills adj. solgun
green at the gills adj. yüzü gözü sararmış
green at the gills adj. midesi kalkmış
green at the gills adj. hasta görünen/hisseden
green at the gills adj. beti benzi atmış
green as grass adj. yemyeşil
green as grass [uk] adj. acemi
green as grass [uk] adj. çaylak
green as grass [uk] adj. toy
green as grass [uk] adj. naif
green as grass [uk] adj. saf
green-thumbed adj. çiçek yetiştirme yeteneğine sahip
green-thumbed adj. bitkilerden iyi anlayan
green-thumbed adj. iyi bitki yetiştiren
green-thumbed adj. bitki yetiştirmekten anlayan
(someone) as green as grass expr. acemi çaylak
not as green as one is cabbage looking expr. göründüğü kadar toy değil
not as green as one is cabbage looking expr. göründüğü kadar çaylak değil
not as green as one is cabbage looking expr. göründüğü kadar deneyimsiz değil
not as green as one is cabbage looking expr. göründüğü kadar acemi değil
green about the gills expr. hasta
sure as god made little green apples expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar
sure as god made little green apples expr. kesin
sure as god made little green apples expr. şüphe götürmez
as green as grass expr. yemyeşil
(as) sure as god made little green apples expr. şüphesiz
(as) sure as god made little green apples expr. şüphe götürmez
(as) sure as god made little green apples expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar açık
(as) sure as god made little green apples expr. kesin
(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr. (biri) göründüğü kadar deneyimsiz değil
(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr. (biri) göründüğü kadar toy değil
(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr. (biri) göründüğü kadar çaylak değil
(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr. (biri) göründüğü kadar acemi değil
(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr. (biri) göründüğü kadar saf değil
(one) is not as green as (one) is cabbage-looking expr. (biri) göründüğünden daha akıllı
I don't buy green bananas expr. sonucunu uzun süre sonra alacağım yatırımlar yapmam/bir şeye başlamam
I don't buy green bananas expr. uzun süreli yatırım yapmam
I don't buy green bananas expr. uzun sürecek bir şeye başlamam/girişmem
I'm not as green as I am cabbage-looking expr. göründüğüm kadar deneyimsiz değilim
I'm not as green as I am cabbage-looking expr. göründüğüm kadar çaylak değilim
I'm not as green as I am cabbage-looking expr. göründüğüm kadar acemi değilim
I'm not as green as I am cabbage-looking expr. göründüğüm kadar toy değilim
Speaking
I got quite a little green thumb expr. bitki yetiştirmekten çok iyi anlıyorum
my eyes are green expr. benim gözlerim yeşil
keep our forests green expr. ormanlarımızı yeşil tutalım
where on god's green earth? expr. (şimdi durup dururken) nereden
where on (god's green) earth? expr. (vurgulu anlamda) nerede/nereden
Trade/Economic
green procurement n. ab'nin çevre ile dost ürün ya da hizmetin sağlanmasını zorunlu hale getireceği çevre projesi
green tax n. çevreye uygun olmayan ürünlerden veya servislerden alınan vergi
green taxation n. çevrenin korunması amacına yönelik yatırım yapan yükümlülere tanınan vergi ödünleri veya çevreyi kirleten işletmelerden alınan özel vergiler
green shoe n. ek satış hakkı
green shoe n. ilk satış fiyatından hisse senedi alımı
green stamp n. indirim damgası
green clause credit n. sevkiyattan önce lehtara avans ödeme yapılabilen akreditif
green procurement n. yeşil tedarik
green management n. yeşil yönetim
green revolution n. yeşil devrim
green marketing n. yeşil pazarlama
green card policy n. yeşil kart poliçesi
green clause letter of credit n. yeşil şartlı akreditif
green consumerism n. yeşil tüketicilik
green market n. çiftlik ürünleri pazarı
green pound n. yeşil sterlin
Law
gretna green n. iskoçya'nın gretna green kasabasında nalbant huzurunda yapılan evlilik
gretna green adj. evlenme törenine ait
Politics
g20 dialogue platform on inclusive green investments n. g20 kapsayıcı yeşil yatırımlar diyalog platformu
green paper n. genel bir tartışma oluşturmak için belirli bir konuda yetkililerin hazırladığı rapor
green paper n. içinde teklifler bulunan belge
inclusive green growth n. kapsayıcı yeşil büyüme
green lobby n. yeşil lobi
green passport n. yeşil pasaport
green lobby n. yeşiller lobisi
green bond n. yeşil tahvil
green national income accounting n. yeşil ulusal gelir muhasebesi
green parties n. yeşil partiler
green card policy n. yeşil kart politikası
green growth n. yeşil büyüme
green economy n. yeşil ekonomi
green recovery n. yeşil toparlanma
green innovation n. yeşil yenilik
green climate fund (gfc) n. yeşil iklim fonu
green cloth n. britanya kraliyet sarayında adaletten sorumlu bölüm
green finance n. yeşil finansman
green finance n. yeşil finans
Institutes
european unitarian left -nordic green left n. avrupa birleşik solu -kuzey yeşil solu
nordic green left n. kuzey yeşil solu
turkish green crescent society n. türkiye yeşilay cemiyeti
green building council n. yeşil bina konseyi