Historia

hemen hemen

Significados de "hemen hemen" en diccionario inglés turco : 55 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	hemen hemen	almost adv.
2	Common Usage	hemen hemen	about adv.
3	Common Usage	hemen hemen	nearly adv.
General
4	General	hemen hemen	odd adj.
5	General	hemen hemen	virtually adv.
6	General	hemen hemen	half adv.
7	General	hemen hemen	near adv.
8	General	hemen hemen	much adv.
9	General	hemen hemen	barely adv.
10	General	hemen hemen	nigh adv.
11	General	hemen hemen	hardly adv.
12	General	hemen hemen	just about adv.
13	General	hemen hemen	scarcely adv.
14	General	hemen hemen	practically adv.
15	General	hemen hemen	well nigh adv.
16	General	hemen hemen	quasi adv.
17	General	hemen hemen	all but adv.
18	General	hemen hemen	nearly adv.
19	General	hemen hemen	well-nigh adv.
20	General	hemen hemen	at close quarters adv.
21	General	hemen hemen	pretty much adv.
22	General	hemen hemen	pretty well adv.
23	General	hemen hemen	amaist [scottish] adv.
24	General	hemen hemen	fairly [us] adv.
25	General	hemen hemen	mostly [scotland] adv.
26	General	hemen hemen	gain adv.
27	General	hemen hemen	much adv.
28	General	hemen hemen	muchwhat adv.
29	General	hemen hemen	feckly adv.
30	General	hemen hemen	say adv.
31	General	hemen hemen	pushing adv.
32	General	hemen hemen	close to prep.
33	General	hemen hemen	next to prep.
34	General	hemen hemen	as good as prep.
35	General	hemen hemen	umbe [dialect] prep.
36	General	hemen hemen	quasi- pref.
37	General	hemen hemen	sub- pref.
Phrases
38	Phrases	hemen hemen	close to adv.
39	Phrases	hemen hemen	close to adv.
40	Phrases	hemen hemen	close on adv.
Colloquial
41	Colloquial	hemen hemen	more or less adv.
42	Colloquial	hemen hemen	rising adv.
43	Colloquial	hemen hemen	just on expr.
44	Colloquial	hemen hemen	near enough [uk] expr.
45	Colloquial	hemen hemen	at about expr.
46	Colloquial	hemen hemen	at around expr.
47	Colloquial	hemen hemen	plus-minus expr.
48	Colloquial	hemen hemen	plus or minus expr.
Idioms
49	Idioms	hemen hemen	nine times out of ten expr.
Law
50	Law	hemen hemen	quasi expr.
Latin
51	Latin	hemen hemen	prope expr.
Archaic
52	Archaic	hemen hemen	nighly adv.
53	Archaic	hemen hemen	anear adv.
54	Archaic	hemen hemen	anigh adv.
55	Archaic	hemen hemen	had like expr.

Significados de "hemen hemen" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	hemen göze çarpmayan	subtle adj.
2	Common Usage	hemen	at once adv.
3	Common Usage	hemen	immediately adv.
4	Common Usage	hemen	instantly adv.
General
5	General	hemen olan	instantness n.
6	General	sanatçıda sahneye çıkmadan hemen önce başlayan korku ve heyecan	stage fright n.
7	General	çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi	subitizing n.
8	General	hemen yerleşim	immediate settlement n.
9	General	içinde hemen hemen her şeyin satıldığı büyük mağaza	department store n.
10	General	kentin hemen dışındaki banliyöler	immediate suburbs n.
11	General	biriyle tanıştıktan hemen sonra gönderilen arkadaşlık isteği/talebi	post-acquaintance friend request n.
12	General	çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi	subitising n.
13	General	hemen harekete geçilmesi	prompt action n.
14	General	1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel	motor court n.
15	General	abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün	black friday n.
16	General	evlenmeden hemen önce terkedilen gelin	jilted bride n.
17	General	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	makarsakranti n.
18	General	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	maghi n.
19	General	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	mail drop n.
20	General	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	maildrop n.
21	General	kayraktaşı veya padavralardan oluşan bir yolun hemen üstündeki kaplanmamış kısmı	margin of a course n.
22	General	hemen ayırt edilebilen koyun	marker n.
23	General	hemen cevap verebilme	responsiveness n.
24	General	kalçanın hemen altında biten aşırı kısa etek	microskirt n.
25	General	bir binicinin diğerinin hemen arkasından ve belirli bir tarafından giderek üçüncü bir binicinin sarsılmadan geçmesini engelleme taktiği	box n.
26	General	yarışı kazananın hemen arkasında bitiren kimse	bridesmaid n.
27	General	nükleer patlama merkezinin hemen altındaki yüzey konumu	hypocenter n.
28	General	belirli bir etkinliğin hemen sonrası	morrow n.
29	General	zihinsel süreçlerin meydana geldikten hemen sonra ilkel hafıza aracılığıyla gözlemlenmesi	retrospection n.
30	General	parayı hemen tüketen şey	lickpenny n.
31	General	ayakkabı tabanının hemen üzerine yağmur veya çamurdan koruma amaçlı eklenen parça	mudguard n.
32	General	ayakkabı tabanının hemen üzerine süs amaçlı eklenen materyal	mudguard n.
33	General	hemen cevaplanması zor soru	good question n.
34	General	hemen güç kaybetme	fatigability n.
35	General	hemen halsiz düşme	fatigableness n.
36	General	(protestan kiliselerinde) günah çıkarmadan hemen önce gelen kısa vaaz	invitement [obsolete] n.
37	General	hemen gaza gelip kolları sıvayan kimse	dabbler n.
38	General	hemen akabinde olma	follow-on n.
39	General	kişinin hemen civar bölgesi	presence n.
40	General	13. yaş gününden hemen önceki yıllar	preteens n.
41	General	hemen oyuna getirilen kimse	smelt [obsolete] n.
42	General	hemen satılamayan emtia	sticker n.
43	General	hemen alıcısı çıkmayan mal	sticker n.
44	General	hemen sinirlenmek	fly into a temper v.
45	General	hemen kabul etmek	snap up v.
46	General	hemen satın almak	snap up v.
47	General	hemen öfkelenmek	fly into a temper v.
48	General	fırsattan hemen faydalanmaya bakmak	jump at v.
49	General	hemen (bir şeyi anlatmaya) başlamak	plunge into v.
50	General	hemen harekete geçirmek	galvanize v.
51	General	hemen gelmek	supervene v.
52	General	durumu hemen kavramak	take in the scene at a glance v.
53	General	-in hemen ardından gelmek	be hard on the heels of v.
54	General	-e hemen gitmek	make a beeline to v.
55	General	-e hemen gitmek	make a beeline for v.
56	General	hemen kabul etmek	jump at v.
57	General	hemen konuya girmek	straight to the point v.
58	General	hemen konuya girmek	get straight to the point v.
59	General	hemen geri bildirim vermek	give prompt feedback v.
60	General	kalkıştan hemen sonra yere çakılmak	crash right after takeoff v.
61	General	birinden hemen hoşlanmak	like someone right off v.
62	General	hemen/çabuk olup bir şeyler yapmak	hurry up and do something v.
63	General	(kapı) hemen merdivene açılmak	swing over stairs v.
64	General	hemen harekete geçirmek	galvanise v.
65	General	hemen hemen emin olmak	all but certain v.
66	General	hemen takip etmek	underfollow v.
67	General	hemen peşinden gitmek	underfollow v.
68	General	hemen içine çekmek	lap v.
69	General	hemen kabul etmek	lap v.
70	General	hemen ödemek	plank down v.
71	General	bir yazıyı başlangıç sayfasından hemen sonra gelmeyen bir sayfada devam ettirmek	break v.
72	General	hemen cevap vermek	obey v.
73	General	hemen gitmek	get v.
74	General	hemen çıkmak	get v.
75	General	hemen bitmek	fleet v.
76	General	(gün) hemen geçmek	fleet v.
77	General	hemen almak	snaffle v.
78	General	hemen meydana gelen	instantaneous adj.
79	General	hemen kullanıma uygun	ready for immediate use adj.
80	General	hemen hemen rüzgara karşı	close to the wind adj.
81	General	hemen şiddete başvurabilen	violent adj.
82	General	hemen ardından gelen	immediate adj.
83	General	hemen yapılan	prompt adj.
84	General	hemen parlayan (kimse)	peppery adj.
85	General	hemen paraya çevrilebilir	liquid adj.
86	General	hemen hemen aynı	much the same adj.
87	General	su katılarak hemen hazırlanan (yiyecek/içecek)	instant adj.
88	General	hemen hemen aynı	pretty much the same adj.
89	General	hemen	instantaneous adj.
90	General	gıdıklanınca hemen ürperen (yer)	ticklish adj.
91	General	hemen hemen periyodik	almost periodical adj.
92	General	işlerini hemen yapan	prompt adj.
93	General	hemen	immediate adj.
94	General	çabuk kavrayıp hemen gerekeni yapan (durumu)	quick-witted adj.
95	General	hemen parlayan	short-tempered adj.
96	General	çabuk kavrayıp gerekeni hemen yapan	quick-witted adj.
97	General	hemen olan	instant adj.
98	General	hemen hemen aynı	almost the same adj.
99	General	hemen teslim edilebilir	off-the-shelf adj.
100	General	hemen samimi olup duygularını dokunarak vb. dışa vuran yılışık kimse	touchy-feely adj.
101	General	hemen kullanılabilir	ready adj.
102	General	hemen tüketilen	non-durable adj.
103	General	hemen tüketilmezse bozulan tüketim maddeleriyle ilgili	non-durable adj.
104	General	hemen yapılması gereken	necessitous adj.
105	General	hemen hemen her	just about any adj.
106	General	hemen	tite [obsolete] adj.
107	General	hemen göze çarpmayan	understated adj.
108	General	hemen fark edilmeyen	undistinct adj.
109	General	hemen heyecanlanmayan	unexcitable adj.
110	General	hemen solan	evanescent adj.
111	General	hemen hemen imkansız	nigh on impossible adj.
112	General	hemen değişen	light adj.
113	General	hemen cevap	responsive adj.
114	General	kalçanın hemen üzerinde olan	hiplength adj.
115	General	hemen fark edilen	observant adj.
116	General	hemen algılanan	observant adj.
117	General	hemen olmayan	imprompt adj.
118	General	ölümden hemen önce söylenen	dying adj.
119	General	hemen hemen çözülmüş	good adj.
120	General	hemen coşan	combustible adj.
121	General	takılıp hemen kullanılabilen	drop-in adj.
122	General	bir tarihin veya olayın hemen öncesi	immediately preceding (something) adj.
123	General	kenarının hemen iç tarafı olukla çevrili olan	contorniate adj.
124	General	hemen göze çarpmayan	inward adj.
125	General	kimyasal işlem gördüğü için hemen veya kolayca tutuşmayan	flame-retardant adj.
126	General	etkisini hemen gösteren	presentaneous [obsolete] adj.
127	General	neredeyse hemen sağlanan	short-term adj.
128	General	hemen yanında biten	side by side adj.
129	General	hemen etki altına giren	skinless adj.
130	General	hemen parlayan	snippy adj.
131	General	hemen sonrasında	proximate adj.
132	General	hemen öncesinde	proxime [obsolete] adj.
133	General	hemen sonrasında	proxime [obsolete] adj.
134	General	hemen keyfi kaçan	snuffy adj.
135	General	hemen büyüyen	subitaneous adj.
136	General	hemen büyüyen	subitany adj.
137	General	(karakter) bir harfin hemen altına eklenen	subscript adj.
138	General	hemen üzerinde yer alan	superjacent adj.
139	General	hemen üste yazılan	superscript adj.
140	General	hemen gerçekleştirilen	upon the spot adj.
141	General	hemen	prompt adj.
142	General	hemen hiç	scarcely ever adv.
143	General	hemen şimdi	this moment adv.
144	General	hemen	right after adv.
145	General	hemen	like a shot adv.
146	General	hemen	promptly adv.
147	General	hemen hiç	almost no adv.
148	General	hemen	on the nail adv.
149	General	hemen şimdi	but just now adv.
150	General	hemen oracıkta	there and then adv.
151	General	hemen hemen aynı	closely adv.
152	General	hemen	on the spot adv.
153	General	hemen	anon adv.
154	General	hemen	instantly adv.
155	General	hemen hemen hiç	little or nothing adv.
156	General	hemen	almost adv.
157	General	hemen	in a snap adv.
158	General	hemen	nearly adv.
159	General	hemen	right away adv.
160	General	hemen anında	readily adv.
161	General	hemen hemen hiç	scarcely adv.
162	General	hemen	this very moment adv.
163	General	hemen şimdi	at once adv.
164	General	hemen	straight off adv.
165	General	hemen	the moment adv.
166	General	hemen	in a minute adv.
167	General	hemen	in a jiffy adv.
168	General	hemen yakınında	at one's foot adv.
169	General	hemen ardından	with this adv.
170	General	hemen	in an instant adv.
171	General	hemen hemen yan yana	at close quarters adv.
172	General	hemen ertesi gün	very next day adv.
173	General	hemen	straight adv.
174	General	hemen	then and there adv.
175	General	hemen	now adv.
176	General	hemen	drop adv.
177	General	hemen şimdi	right now adv.
178	General	hemen	in two ticks adv.
179	General	hemen	soon adv.
180	General	hemen	forthright adv.
181	General	hemen hemen hiç	barely adv.
182	General	bir dakikada hemen	in a minute adv.
183	General	hemen	in two shakes adv.
184	General	hemen	pronto adv.
185	General	hemen	in short order adv.
186	General	hemen hemen hiçbir zaman	scarcely ever adv.
187	General	hemen	at a word adv.
188	General	hemen	right now adv.
189	General	hemen	straight away adv.
190	General	hemen	instanter adv.
191	General	hemen	on the very spot adv.
192	General	hemen	in no time adv.
193	General	hemen	in a twinkling adv.
194	General	hemen sonra	next adv.
195	General	hemen	straightaway adv.
196	General	hemen oracıkta	on the spot adv.
197	General	hemen	direct adv.
198	General	hemen	directly adv.
199	General	hemen	forthwith adv.
200	General	hemen	prompt adv.
201	General	hemen	once adv.
202	General	hemen	erelong adv.
203	General	hemen hemen hiç	hardly adv.
204	General	hemen istekle	at the drop of a hat adv.
205	General	hemen	at no time adv.
206	General	hemen	right off the bat adv.
207	General	hemen	incontinently adv.
208	General	hemen	right off adv.
209	General	hemen hemen hiç	hardly ever adv.
210	General	hemen	just adv.
211	General	hemen şimdi	in a moment adv.
212	General	hemen şimdi	just now adv.
213	General	hemen	outright adv.
214	General	hemen	right adv.
215	General	hemen hepsi	almost all adv.
216	General	hemen	away adv.
217	General	hemen	first thing adv.
218	General	hemen	presently adv.
219	General	hemen	thereupon adv.
220	General	hemen	instantaneously adv.
221	General	hemen	out of hand adv.
222	General	hemen hiç	scarcely adv.
223	General	hemen	as soon as possible adv.
224	General	hemen	on the spur of the moment adv.
225	General	hemen	on-the-spot adv.
226	General	hemen hiç	hardly adv.
227	General	hemen	soonish adv.
228	General	hemen ardından	right after adv.
229	General	hemen sonra	after a bit adv.
230	General	hemen hemen her durumda	in almost all cases adv.
231	General	hemen	straightway adv.
232	General	hemen sonrasında	immediately after adv.
233	General	hemen akabinde	immediately after adv.
234	General	hemen sonrasında	immediately afterwards adv.
235	General	hemen akabinde	immediately afterwards adv.
236	General	hemen şimdi	for the present adv.
237	General	hemen hemen aynı zamanlarda	at about the same time adv.
238	General	-den hemen önce	shortly before adv.
239	General	hemen hemen her zaman	almost always adv.
240	General	hemen hemen her yerde	almost everywhere adv.
241	General	hemen	so readily adv.
242	General	-den hemen sonra	soon after adv.
243	General	-den hemen sonra	immediately adv.
244	General	hemen	as immediate as possible adv.
245	General	hemen	at short notice adv.
246	General	hemen	on short notice adv.
247	General	hemen derhal	promptly adv.
248	General	hemen derhal	readily adv.
249	General	hemen derhal	without delay adv.
250	General	hemen öncesinde	immediately before adv.
251	General	hemen hemen her zaman	almost invariably adv.
252	General	hemen	tout de suite (french) adv.
253	General	hemen sonrasında	post adv.
254	General	gece yarısından hemen önce	just before midnight adv.
255	General	hemen	almost immediately adv.
256	General	hemen	just adv.
257	General	hemen sinirlenerek	techily adv.
258	General	hemen	i̇n no time adv.
259	General	hemen şimdi	nowthe [obsolete] adv.
260	General	hemen hemen aynı şey	nearly adv.
261	General	hemen	thereright [dialect] adv.
262	General	hemen sonra	then adv.
263	General	hemen	titely [obsolete] adv.
264	General	hemen şimdi	already adv.
265	General	hemen	anon right adv.
266	General	bir önceki yorumdan hemen sonra	in the (very) next breath adv.
267	General	hemen göze çarpmayan bir şekilde	understatedly adv.
268	General	hemen	blive adv.
269	General	hemen anında	glib adv.
270	General	hemen anında	glibly adv.
271	General	hemen hemen rüzgara karşı	on a wind adv.
272	General	bundan hemen sonra	on that adv.
273	General	(başkasının) hemen ardından	on the coattails adv.
274	General	hemen	on the line adv.
275	General	hemen cevap vermek durumunda	on the spot adv.
276	General	hemen	instant adv.
277	General	(hanedan armalarında) enseyi göstermeyecek şekilde kulağın hemen arkasında	close adv.
278	General	hemen	downright adv.
279	General	hemen	incontinent adv.
280	General	hemen sonra	directly [uk] adv.
281	General	hemen	directly adv.
282	General	hemen hemen rüzgara karşı	sharp adv.
283	General	hemen hemen aynı şekilde	pressly [obsolete] adv.
284	General	hemen	presto adv.
285	General	hemen	proximally adv.
286	General	hemen, derhal	proximately adv.
287	General	hemen	soon at adv.
288	General	hemen	standby adv.
289	General	hemen	upon the spot adv.
290	General	hemen (önce/sonra)	immediately adv.
291	General	hemen yanında	next to prep.
292	General	hemen yanındaki	next to prep.
293	General	hemen hemen aynı	no better than prep.
294	General	hemen sonrasında	right after (that) prep.
295	General	hemen sonrasında	just after (that) prep.
296	General	hemen akabinde	just after (that) prep.
297	General	hemen akabinde	right after (that) prep.
298	General	biraz/hemen önce	shy of prep.
299	General	-den hemen önce	toward prep.
300	General	-den hemen önce	towards prep.
301	General	hemen	in present [obsolete] prep.
302	General	hemen sonra	whereupon conj.
303	General	hemen	instantly conj.
304	General	hemen hemen anlamına gelen ön ek	pen- pref.
305	General	hemen hemen anlamına gelen ön ek	pene- pref.
306	General	hemen üzerinde anlamına gelen bir ön ek	super- pref.
307	General	hemen yukarısında anlamına gelen bir ön ek	super- pref.
308	General	hemen karşısında	in the teeth expr.
Phrasals
309	Phrasals	hemen ödemek	tell down [scottish] v.
310	Phrasals	hemen göndermek/yollamak	bundle off v.
311	Phrasals	hemen bir şeyler hazırlayıvermek	toss something together v.
312	Phrasals	hemen dönmek	hurry back v.
313	Phrasals	hemen ödemek	pay down v.
314	Phrasals	hemen geri aramak	call right back v.
315	Phrasals	hemen yiyip bitirmek	get down v.
316	Phrasals	hemen gidip gelmek	scoot down v.
317	Phrasals	(birini) hemen soymak	shuck down [us/canada] v.
318	Phrasals	çabucak/hızlıca/hemen yapmak	toss off v.
319	Phrasals	(kötü bir şeyi/durumu) hemen atlatmak	rebound from (someone or something) v.
320	Phrasals	(kötü bir şeyin/durumun) hemen üstesinden gelmek	rebound from (someone or something) v.
321	Phrasals	(kötü bir durumdan) hemen çıkmak/sıyrılıp çıkmak	rebound from (someone or something) v.
322	Phrasals	(kötü bir şeyi/durumu) hemen toparlamak	rebound from (someone or something) v.
323	Phrasals	hemen başlamak	dive in v.
324	Phrasals	hemen başlamak	jump on v.
325	Phrasals	hemen dahil olmak	jump on v.
326	Phrasals	hemen/acilen dalmak	jump on v.
327	Phrasals	hemen yazmak	knock something out v.
328	Phrasals	hemen yazmak	knock something off v.
329	Phrasals	hemen (birine/bir şeye) gitmek	run over to (someone or something) v.
330	Phrasals	hemen (bir pozisyona, duruma) geçmek	snap into (something) v.
331	Phrasals	hemen (bir pozisyona, duruma) geçirmek	snap into (something) v.
332	Phrasals	(bir şeye) hemen geri dönmek	sweep back into (something) v.
333	Phrasals	hemen geriye dönmek	wheel around v.
334	Phrasals	hemen geriye döndürmek	wheel around v.
335	Phrasals	hemen kaldırmak	whisk away v.
336	Phrasals	hemen başka yere götürmek	whisk away v.
337	Phrasals	hemen/derhal başlamak	lay to v.
338	Phrasals	bir şeyi hızlıca/hemen (birine/bir şeye) götürmek	run down to (someone or something) v.
339	Phrasals	hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) v.
340	Phrasals	hızlıca/hemen birine/bir şeye gitmek	run down to someone or something v.
341	Phrasals	hızlıca/hemen birine/bir şeye gelmek	run down to someone or something v.
342	Phrasals	hızlıca/hemen gitmek	run down to v.
343	Phrasals	bir şeyden hemen iyileşmek	snap out of something v.
344	Phrasals	hemen iyileşmek	snap out of v.
345	Phrasals	hemen başlamak	jump off v.
346	Phrasals	hemen bitirmek/tamamlamak	whip through v.
347	Phrasals	hemen bitirmek/tamamlamak	whip through something v.
348	Phrasals	hemen yola koyulmak	waltz off v.
349	Phrasals	hemen alıp götürmek	whisk off v.
350	Phrasals	(birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek	run back (to someone or something) v.
351	Phrasals	hemen çıkmak	zip along v.
352	Phrasals	(bir şeyi) hızla/hemen tüketmek	burn through (something) v.
353	Phrasals	(bir şeyi) hızla/hemen harcamak	burn through (something) v.
354	Phrasals	(bir şeyi) hemen harcayıp bitirmek	burn through (something) v.
355	Phrasals	(bir şeyi) hemen bitirmek	burn through (something) v.
356	Phrasals	belirli bir seviyenin hemen altında kalmak	bubble under v.
357	Phrasals	(biriyle) hemen anlaşmak	connect (up) with (someone) v.
358	Phrasals	hemen okuyuvermek	cruise through v.
359	Phrasals	hemen (birinin/bir şeyin) yanına gitmek	cut out for (someone or something) v.
360	Phrasals	hemen gitmek	dash down v.
361	Phrasals	bir şeyi hemen yapmak	dash something off v.
362	Phrasals	(bir şey için) hemen çıkmak	dash out (for something) v.
363	Phrasals	(bir şey için) hemen gidivermek	dash out (for something) v.
364	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek	fire back at (someone or something) v.
365	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak	fire back at (someone or something) v.
366	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek	fire back to (someone or something) v.
367	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak	fire back to (someone or something) v.
368	Phrasals	'-den hemen ayrılmak	fly out v.
369	Phrasals	(bir yerden) hemen ayrılmak	fly out of (some place) v.
370	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen gitmek	fly to (someone or something) v.
371	Phrasals	hemen tüketmek	run through v.
372	Phrasals	(bir şeyi birinin) elinden hemen/zorla almak	grab (something) off (of) (one) v.
373	Phrasals	birini/bir şeyi (birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak	grab someone or something away (from someone or something) v.
374	Phrasals	(birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak	grab away from (someone or something) v.
375	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek	hurry back to (someone or something) v.
376	Phrasals	hızlıca/hemen (bir yere) inmek	hurry down (to some place) v.
377	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden/durumdan) hızla/hemen çıkmasına neden olmak/çıkmasını sağlamak	jerk (someone or something) out of (something or some place) v.
378	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir şeyi/yeri) hemen/derhal terk etmesine sebep olmak/terk etmesini sağlamak	jerk (someone or something) out of (something or some place) v.
379	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden/durumdan) hemen/hızlıca çıkarmak	jerk (someone or something) out of (something or some place) v.
380	Phrasals	hemen inmek	jump out v.
381	Phrasals	hemen harekete geçmemek	lay back v.
382	Phrasals	(bir şeye) hemen/derhal başlamak	light into (something) v.
383	Phrasals	hemen bir yere koşmak	make for somewhere v.
384	Phrasals	hemen (bir yere/bir şeye) gitmek/yönelmek	make out for (somewhere or something) v.
385	Phrasals	'-in hemen yanında/bitişiğinde/dibinde olmak	neighbor on v.
386	Phrasals	-e hemen/hızla geri dönmek	run back to v.
387	Phrasals	(bir şeyin) hepsini hemen/hızlıca bitirmek	run through (something) v.
388	Phrasals	(bir şeyin) hepsini hemen/hızlıca tüketmek	run through (something) v.
389	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) hemen çıkmasını sağlamak	rush out of (something or some place) v.
390	Phrasals	(bir şey) yapmak için hemen koşmak	rush to (something) v.
391	Phrasals	(bir şeyi) hemen bitirmek	sail through (something) v.
392	Phrasals	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scooch over to (something or some place) v.
393	Phrasals	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scoot down to (something or some place) v.
394	Phrasals	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scoot over to (something or some place) v.
395	Phrasals	(birinin/bir şeyin) hemen üzerine atlamak	spring at (someone or something) v.
396	Phrasals	(görevi) hemen yapmak	fire off v.
Phrases
397	Phrases	hemen aşağıda	immediately below n.
398	Phrases	hemen hemen her zaman	nearly always adv.
399	Phrases	hemen oracıkta	upon the place [obsolete] adv.
400	Phrases	hemen dibinde	if it was a snake, it would've bit you expr.
401	Phrases	bir güçlük karşısında kimi zorlanır kimi hemen ayağa kalkar	the same fire that melts the butter hardens the egg expr.
402	Phrases	derhal/hemen olacak	no sooner said than done expr.
403	Phrases	hemen/acil/aniden verilen karar	on the spot decision expr.
404	Phrases	hemen hemen kesin	as good as expr.
405	Phrases	hemen	on the instant expr.
406	Phrases	hemen sokağın altında	down the street expr.
407	Phrases	hemen sokağın aşağısında	down the street expr.
408	Phrases	hemen	without any delay expr.
409	Phrases	hemen	from the off expr.
410	Phrases	hemen başlangıçta	right from the start expr.
411	Phrases	hemen herkes kadar	as much as the next person expr.
412	Phrases	hemen herkes gibi	as much as the next person expr.
413	Phrases	hemen hemen hiç	little to no expr.
414	Phrases	hemen sadede	straight to the point expr.
415	Phrases	hemen önceki	next but one expr.
416	Phrases	hemen	real quick expr.
417	Phrases	hemen hemen hiç	next to nothing expr.
418	Phrases	hemen fark edeceğin bir şey	something you notice right away expr.
419	Phrases	iş mektubunun sonunda imzadan hemen önce yazılır	very truly yours, expr.
420	Phrases	hemen hemen herkesin bildiği bir his	that feel when expr.
421	Phrases	hemen hemen herkesin bildiği bir his	that feeling when expr.
422	Phrases	hemen hemen doğru	not far off expr.
423	Phrases	hemen/anında kullanılabilir	close to hand expr.
424	Phrases	hemen arkasından	upon the heels of expr.
425	Phrases	'-den hemen sonra	upon the heels of expr.
426	Phrases	(birinin) hemen arkasından	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
427	Phrases	(bir şeyin) hemen arkasından/ardından	in the wake of (something) expr.
428	Phrases	(bir şeyden) hemen sonra	in the wake of (something) expr.
Proverb
429	Proverb	zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır	difficult is done at once; the impossible takes a little longer
430	Proverb	yakın dostlardan alınan borçların hemen ödenmesi gerektiğini aksi halde dostlukların bozulabileceğini ifade eden bir atasözü	short reckonings make long friends
431	Proverb	şanslı bir durumun hemen arkasından bir şanssızlık gelebilir	the lord giveth and the lord taketh away
Colloquial
432	Colloquial	beyzbolda topu iç sahanın hemen dışına gönderen hafif vuruş	blooper n.
433	Colloquial	hemen oracıkta	on the spot n.
434	Colloquial	hemen hemen her şey	almost everything n.
435	Colloquial	hemen öğrenen	quick study n.
436	Colloquial	hemen inanan/ikna olan kimse	easy game n.
437	Colloquial	hemen ardından tekrar oynatma	instant replay n.
438	Colloquial	hemen	a hot minute n.
439	Colloquial	şafaktan hemen sonraki zaman	day-clean n.
440	Colloquial	birinden hemen hoşlanmak	take an immediate liking to someone v.
441	Colloquial	birini hemen hatırlamak	remember someone right away v.
442	Colloquial	yorgunluktan dolayı hemen uyuyup kalmak	crash out v.
443	Colloquial	yeterince düşünmeden hemen harekete geçmek	go off half-cocked v.
444	Colloquial	hemen çıkıp gitmek	drag (one's) tail v.
445	Colloquial	bir şeyi hemen çözmek	get something in one v.
446	Colloquial	bir şeyi hemen anlamak	get something in one v.
447	Colloquial	hemen asıp kesmek	do not pass go v.
448	Colloquial	hemen defterini dürmek	do not pass go v.
449	Colloquial	bir işe, göreve hemen başlamak	go to it v.
450	Colloquial	bir işe, göreve hemen girişmek	go to it v.
451	Colloquial	hemen gitmek	hump (along) v.
452	Colloquial	hemen (bir yere) hareket etmek	hump it (to somewhere) v.
453	Colloquial	hemen öldürmek	kill outright v.
454	Colloquial	(bir şeyi) hemen vermek	make with the (something) v.
455	Colloquial	(bir şeyi) hemen söylemek	make with the (something) v.
456	Colloquial	(bir şeyi) hemen yapmak	make with the (something) v.
457	Colloquial	(bir şeyi) hemen teslim etmek	make with the (something) v.
458	Colloquial	(bir şeyi) hemen temin etmek	make with the (something) v.
459	Colloquial	hemen hemen aynı olmak	be much of a muchness v.
460	Colloquial	hemen/hızlıca gitmek	blow v.
461	Colloquial	(bir yeri) hemen/hızla terk etmek	hotfoot it out of (some place) v.
462	Colloquial	hemen çıkmak/gitmek	peg it v.
463	Colloquial	hemen/direkt reddetmek	poopoo v.
464	Colloquial	(bir şeyi) hemen bulabilmek	scare v.
465	Colloquial	hemen razı gelen	easy adj.
466	Colloquial	hemen ardından gelen	next in line adj.
467	Colloquial	(hemen) oracıkta (anında) ölmüş/can vermiş	killed outright adj.
468	Colloquial	hemen	now-now adv.
469	Colloquial	maçlarda devre veya oyunun bitiş düdüğünden hemen öncesi	at the buzzer [us] adv.
470	Colloquial	hemen	one-time [caribbean] adv.
471	Colloquial	hemen	in (just) a minute adv.
472	Colloquial	(genelde verilen siparişe cevaben) tabii, olur, hemen geliyor	right you are! [brit] expr.
473	Colloquial	hemen yan odada/evde	right next door expr.
474	Colloquial	hemen hemen doğru	close to the mark expr.
475	Colloquial	hemen	here and now expr.
476	Colloquial	hemen akabinde	following expr.
477	Colloquial	hemen döneceğim	brb expr.
478	Colloquial	hemen akabinde	right after expr.
479	Colloquial	hemen akabinde	immediately after expr.
480	Colloquial	hemen	in just a moment expr.
481	Colloquial	hemen	in (just) a minute expr.
482	Colloquial	hemen akabinde/sonrasında	immediately after expr.
483	Colloquial	hemen	off the bat expr.
484	Colloquial	hemen sonra	shortly after expr.
485	Colloquial	hemen şurada	right over there expr.
486	Colloquial	hemen önünde	right in front of him expr.
487	Colloquial	hemen peşi sıra	hot on one's heels expr.
488	Colloquial	hemen	in the heat of the moment expr.
489	Colloquial	hemen şimdi burada	right now right here expr.
490	Colloquial	hemen	in a jiffy expr.
491	Colloquial	hemen dön	hurry back expr.
492	Colloquial	hemen	on the heels of expr.
493	Colloquial	hemen	on the point of expr.
494	Colloquial	hemen önünde	right in front of her expr.
495	Colloquial	hemen arkasından	on the heels of expr.
496	Colloquial	hemen	in a couple of shakes expr.
497	Colloquial	hemen	on the nail expr.
498	Colloquial	hemen	in (just) a second expr.
499	Colloquial	hemen hemen doğru	near to the mark expr.
500	Colloquial	hemen ardından	on the heels of expr.