hücrede - Turco Inglés Diccionario

hücrede

Significados de "hücrede" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
hücrede in solitary adv.
Sami is in solitary.
Sami tek kişilik hücrede.

More Sentences

Significados de "hücrede" con otros términos en diccionario inglés turco: 24 resultado(s)

Turco Inglés
Law
hücrede tecrit solitary confinement n.
He's in solitary confinement.
Hücrede tecritte tutuluyor.

More Sentences
hücrede tecrit cell isolation n.
hücrede kalan bir suçlunun topluma dönüş için hazırlık olarak dışarıda geçirmesine izin verilen süre mobility n.
hücrede tecrit solitary n.
Technical
elektrolitik hücrede elektrolitin katodu çevreleyen kısmı catolyte n.
Computer
hücrede ortala cell center n.
Medical
hormonaların hücrede etki göstermek için yapıştığı algaçlara verilen isim hormonal receptor n.
Pathology
bir hücrede (iki yerine) üç kez meydana gelen kromozom trisome n.
hücrede normal kromozom sayısının bir fazlasına neden olan kromozomal bozukluk trisomy n.
hücrede bozukluk cytopathy n.
bir hücrede üç kez meydana gelen (kromozom) trisomic adj.
Biology
hücrede çekirdek zarının içinde protein liflerinden oluşan ince tabaka lamina n.
mitoz bölünme sırasında hücrede meydana gelen bir yapı amphiaster n.
bölünen hücrede metafaz sırasında kromozomların hizalandığı hayali düzlem metaphase plate n.
hücrede çekirdeğe benzeyen cisim paranucleus n.
(organ, organizma veya hücrede) eksenin farklı uçlarında gelişen morfolojik farklılık pole n.
(organ, organizma veya hücrede) kutbun farklı uçlarında gelişen fizyolojik farklılık pole n.
hücrede yapısal farklılaşma kaybı içeren anaplastic adj.
konak hücrede oluşmuş endobiotic adj.
Biochemistry
tüm mesajcı rna'ların belirli bir hücrede toplanması transcriptome n.
bir hücrede yüksek potasyum iyon ve düşük sodyum iyon konsantrasyonunu tutan moleküler bir mekanizma sodium pump n.
(hücrede) potasyum iyonlarını içeri ve sodyum iyonlarını dışarı taşıyan bir mekanizma sodium-potassium pump n.
Slang
(bir süreliğine) hücrede/hücreye in the hole for (something) expr.
(bir şey) yüzünden hücrede/hücreye in the hole for (something) expr.