kökünden - Turco Inglés Diccionario

kökünden

Significados de "kökünden" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
kökünden radically adv.
His idea will radically alter our way of life.
Onun fikri yaşam tarzımızı kökünden değiştirecektir.

More Sentences
kökünden basically adv.
kökünden rootedly adv.
Trade/Economic
kökünden radical adj.

Significados de "kökünden" con otros términos en diccionario inglés turco: 116 resultado(s)

Turco Inglés
General
kökünden sökmek uproot v.
And sometimes, one manages to uproot a bad tendency completely.
Ve bazen kişi kötü bir eğilimi tamamen kökünden söküp atabilir.

More Sentences
kökünden sökmek pull v.
Pull the plant up by the roots.
Bitkiyi köklerinden sökerek çekiniz.

More Sentences
Idioms
kökünden (yok etmek) root and branch expr.
We must eradicate the drug traffic, root and branch.
Uyuşturucu trafiğini kökünden yok etmeliyiz.

More Sentences
General
kökünden uzaklaştırma deracination n.
kökünden söküp atma eradicating n.
sorunu kökünden çözen tartışma clincher n.
kökünden sökme extirpating n.
manyok kökünden çıkarılan nişasta cassava n.
kökünden sökme avulsing n.
kökünden sökme uprooting n.
hazanbel kökünden parfüm olarak kullanılan karsinojenik yağ calamus oil n.
manyok kökünden meyve suyu yapımında kullanılan, palmiye kabuğundan yapılmış elastik silindir tipiti n.
kökünden sökme uprootal n.
kökünden sökülen şey uprootal n.
kökünden sökme displantation n.
kökünden sökmek (bitkiyi) pull up v.
kökünden sökmek (ağaç) stub v.
kökünden halletmek extirpate v.
kökünden sökmek root away v.
kökünden sökmek disroot v.
kökünden söküp çıkarmak deracinate v.
kökünden sökmek tear up v.
kökünden sökmek pluck up by the root v.
kökünden söküp atmak eradicate v.
kökünden sökmek extirpate v.
kökünden sökmek eradicate v.
kökünden sökmek root out v.
kökünden sökmek root up v.
kökünden halletmek eradicate v.
kökünden halletmek clinch v.
kökünden sökmek displant v.
kökünden sökmek avulse v.
kökünden çıkarmak deracinate v.
kökünden sökmek arace [obsolete] v.
kökünden sökmek averruncate [obsolete] v.
kökünden sökmek unroot v.
kökünden sökülmek unroot v.
kökünden çıkarmak uppluck v.
kökünden sökmek uppluck v.
kökünden koparmak uptear v.
kökünden koparmak lift v.
kökünden sökmek ruin [obsolete] v.
kökünden sökmek outroot v.
kökünden sökmek outweed v.
kökünden sökmek root v.
kökünden sökülmüş extirpated adj.
inançları kökünden sarsan earthshaking adj.
kökünden söküp atılmış eradicated adj.
kökünden sökülmüş avulsed adj.
kökünden koparılmış uprooted adj.
kökünden koparılmış uptorn adj.
inançları kökünden sarsarak earthshakingly adv.
kökünden hallederek clinchingly adv.
kökünden söküp atılabilecek şekilde eradicably adv.
kökünden çıkarılamaz şekilde irradicably adv.
Phrasals
kökünden sökmek pluck up v.
kökünden kesmek cut up v.
bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak root someone or something out of something v.
bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak root something out v.
(ağaç) kökünden çıkmak come out v.
bir bitkiyi kökünden sökmek uproot (someone or something) from (something or some place) v.
(birinden/bir şeyden bir özelliği, eğilimi) kökünden söküp atmak/kökünden halletmek stamp out (something) from (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden bir özelliği, eğilimi) kökünden söküp atmak/kökünden halletmek stamp (something) out of (someone or something) v.
Colloquial
kökünden halletmek set the seal on v.
Idioms
bir meseleyi kökünden halletmek set the seal on something v.
kökünden halletmek set the seal on v.
kökünden (bitirmek) root and branch expr.
Technical
costus bitkisinin kökünden elde edilip parfümlerde kullanılan uçucu bir esansiyel yağ costus oil n.
Dyeing
havacıva kökünden hazırlanan kırmızı boyarmadde alkanet n.
havacıva kökünden hazırlanan kırmızı boyarmadde alkannin n.
havacıva kökünden hazırlanan kırmızı boyarmadde anchusin n.
Furniture
ağaç gövdesi veya kökünden dekoratif olarak kullanılmak üzere kesilmiş yumru burr [uk] n.
Medical
turnagagası kökünden elde edilen değerli bir kanama durdurucu geraniine n.
süsen kökünden elde edilen küçük ve yuvarlak tohum benzeri bir nesne orris pea n.
Anatomy
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri anterior horn n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri ventral root n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri ventral horn n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri anterior root n.
Pharmaceutics
doğu hint adaları'nda yetişen bir bitkinin kökünden yapılan müshil ilacı turbeth n.
doğu hint adaları'nda yetişen bir bitkinin kökünden yapılan müshil ilacı turpeth n.
doğu hint adaları'nda yetişen bir bitkinin kökünden yapılan müshil ilacı turbith n.
Gastronomy
manyok kökünden elde edilen talaşa benzer bir tür un woodmeal n.
Physics
füzyon kaynağının kökünden yüzüne olan minimum mesafe throat n.
Chemistry
calumba kökünden çıkarılan beyaz kristal bir madde calumbin n.
iki kakodil kökünden oluşan, sarımsağımsı kokusu olan, zehirli ve yağlı bir sıvı tetramethyldiarsine n.
iki kakodil kökünden oluşan, sarımsağımsı kokusu olan, zehirli ve yağlı bir sıvı dicacodyl n.
manyok kökünden çıkarılan nişasta cassava starch n.
ipekak kökünden elde edilen ve amipli dizanteri tedavisinde kullanılan beyaz bir alkoloid emetine n.
beyaz kırlangıç otu kökünden elde edilen bir glukozit vincetoxin n.
şeytan şalgamı kökünden elde edilen acı bir öz bryonin n.
sarı yılan otu kökünden elde edilen acı, sarı renkli ve amorf bir organik asit columbic acid n.
doğu afrika'ya özgü çok yıllık tırmanıcı bir bitkinin kökünden elde edilen beyaz, kristalli ve acı bir madde columbin n.
kazgagası bitkisinin kökünden elde edilen acı tatlı, kristalimsi bir alkaloit corydaline n.
akırıkarha kökünden elde edilen bir alkaloit pyrethrine [obsolete] n.
Biochemistry
ararot bitkisinin kökünden elde edilen besleyici bir nişasta arrowroot n.
Zoology
larvaları lahana kökünden beslenen bir tür çift kanatlı sinek cabbage root fly n.
Botanic
kılıç şeklinde yaprakları ve tüylü çiçekleri olan, kırmızı kökünden boya elde edilen, doğu abd'ye özgü çok yıllık bir bitki redroot (lachnanthes tinctoria) n.
kökünden çıkan birden fazla dal halinde büyüyen, avustralya'ya özgü bodur bir okaliptüs ağacı red mallee (eucalyptus oleosa) n.
kökünden çıkan birden fazla dal halinde büyüyen, avustralya'ya özgü bodur bir okaliptüs ağacı mallee (eucalyptus socialis) n.
batı hint adaları'na özgü, kökünden ararot nişastası elde edilen beyaz çiçekli bir bitki obedience plant n.
batı hint adaları'na özgü, kökünden ararot nişastası elde edilen beyaz çiçekli bir bitki american arrowroot n.
batı hint adaları'na özgü, kökünden ararot nişastası elde edilen beyaz çiçekli bir bitki maranta arundinaceae n.
batı hint adaları'na özgü, kökünden ararot nişastası elde edilen beyaz çiçekli bir bitki arrowroot n.
karayılan otunun kökünden yapılan bitkisel bir ilaç black cohosh root n.
himalayalar'a özgü, tıbbi amaçlarla kullanılan ve kökünden yağ elde edilen bir ot costus n.
kökünden sökmek extirp v.
asit ve panzehir olarak kullanın bir tür bitki kökünden elde edilen cahincic adj.
güvercin kökünden yapılmış columbic adj.
Agriculture
pancar kökünden elde edilen pekmez beet molasses n.
Tobacco
ağaç fundasının kökünden yapılan pipo brier n.
ağaç fundasının kökünden yapılan pipo briar pipe n.
ağaç fundası kökünden yapılmış pipo brierroot n.
Geography
şeffaflığı, koyuluğu ve dayanıklılığı ile ön plana çıkan ve boya kökünden hazırlanan kırmızı bir boya maddesi maroon lake n.
ağaçların rüzgar nedeniyle kökünden sökülmesi windthrow n.
Meteorology
ağaçların rüzgar nedeniyle kökünden sökülmesi windblow n.
Archaic
kökünden sökmek stock v.