nazikçe - Turco Inglés Diccionario

nazikçe

Significados de "nazikçe" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
nazikçe gently adv.
Tom gently nudged Mary.
Tom nazikçe Mary'yi dürttü.

More Sentences
General
nazikçe kindly adv.
You kindly referred to my report on terrorism, adopted on 6 September last year.
Geçen yıl 6 Eylül'de kabul edilen terörizm raporuma nazikçe atıfta bulundunuz.

More Sentences
nazikçe politely adv.
Tom politely accepted the drink.
Tom nazikçe içeceği kabul etti.

More Sentences
nazikçe gingerly adv.
The opera singer tested her voice gingerly after recovering from throat surgery.
Opera sanatçısı boğaz ameliyatından sonra sesini nazikçe test etti.

More Sentences
nazikçe in style adv.
nazikçe debonairly adv.
nazikçe thoughtfully adv.
nazikçe tenderly adv.
nazikçe nattily adv.
nazikçe sweetly adv.
nazikçe complaisantly adv.
nazikçe elegantly adv.
nazikçe civilly adv.
nazikçe agre adv.
nazikçe bein adv.
nazikçe fairly [obsolete] adv.
nazikçe homely [obsolete] adv.
nazikçe hooly [scotland] adv.
nazikçe gentilly [obsolete] adv.
nazikçe dolcemente adv.
nazikçe fine adv.
nazikçe finely adv.

Significados de "nazikçe" con otros términos en diccionario inglés turco: 36 resultado(s)

Turco Inglés
General
(nazikçe teklif amaçlı) er/ar will v.
Will you have wine or whiskey?
Şarap ya da viski alır mısınız?

More Sentences
nazikçe reddetme declinature n.
nazikçe kurulama pat dry n.
nazikçe yapılan hatırlatma nudge n.
nazikçe, tatlı dille ikna etme coaxing n.
felemenkçe konuşulan bölgelerde bir erkeğe nazikçe seslenmek için kullanılan hitap mynheer n.
nazikçe reddetme declension n.
nazikçe reddetme declinal n.
nazikçe kontrol altında tutma snaffle n.
nazikçe talep etmek kindly request v.
nazikçe istemek kindly request v.
nazikçe dokunmak tickle v.
(ilacı, kremi) nazikçe uygulamak touch v.
nazikçe okşamak gentle v.
nazikçe ilerlemek gentle v.
hafif şırıltı ile nazikçe vurmak lap v.
nazikçe ovmak strike [obsolete] v.
nazikçe sürtmek strike [obsolete] v.
nazikçe reddeden declinatory adj.
Phrasals
nazikçe alıştırmak ease in v.
Proverb
nazikçe sorulan sorulara aynı şekilde karşılık verilmelidir a civil question deserves a civil answer
Colloquial
bu çok nazikçe that's sweet expr.
Idioms
(birini) nazikçe dürtmek give (someone) a nudge v.
(birine) nazikçe bir talimat vermek give (someone) a nudge v.
(birini) nazikçe cesaretlendirmek/yüreklendirmek give (someone) a nudge v.
(birine) kötü bir haberi nazikçe/sakince/yumuşak bir şekilde vermek break it (to one) gently v.
Speaking
nazikçe sormaktan sıkıldım I'm tired of asking nicely expr.
Law
nazikçe iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma insinuation n.
Marine
nazikçe gevşetmek come up v.
yavaşça ve nazikçe kürek çekmek paddle v.
Printing
gravür levhasının ters yüzeyini nazikçe döverek boşlukları düzleme repoussage n.
Music
nazikçe çalınarak soave adv.
nazikçe çalınarak soavemente adv.
Archaic
dişleri çok az kullanarak nazikçe çiğnemek mumble v.
nazikçe ve iyi niyetle anmak commend v.
Slang
birbirine sevgiyle/nazikçe yaklaşarak sevişme honey fuck n.