olmamış - Turco Inglés Diccionario
Historia

olmamış



Significados de "olmamış" en diccionario inglés turco : 8 resultado(s)

Turco Inglés
General
olmamış raw adj.
olmamış immature adj.
olmamış ragged adj.
olmamış unripe adj.
olmamış green adj.
olmamış rear adj.
Idioms
olmamış a bit off adj.
olmamış a little off go to a bit adj.

Significados de "olmamış" con otros términos en diccionario inglés turco: 152 resultado(s)

Turco Inglés
General
henüz yahudi olmamış kadın ya da kız shiksa n.
olmamış vakalar/gerçekleşmemiş olaylar never events n.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak put something to rest v.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak lay something to rest v.
şok olmamış unshoe v.
dahil olmamış uninvolved adj.
tatmin olmamış dissatisfied adj.
pişman olmamış unrepented adj.
ikna olmamış unconvinced adj.
ıslah olmamış unregenerated adj.
organize olmamış unorganized adj.
taraf olmamış uninvolved adj.
tatmin olmamış unsatisfied adj.
sonu henüz belli olmamış up in the air adj.
reşit olmamış under age adj.
yeterince motive olmamış underchallenged adj.
enfekte olmamış noninfected adj.
deforme olmamış unstrained adj.
olmamış (meyve) underripe adj.
koordine olmamış uncoordinated adj.
organize olmamış uncoordinated adj.
motive olmamış unmotivated adj.
organize olmamış unorganised adj.
deforme olmamış undeformed adj.
ifşa olmamış undivulged adj.
zorla olmamış uncoerced adj.
zorla olmamış unforced adj.
motive olmamış nonmotivated adj.
(aids/hepatit vb) tedavisi olmamış treatment-naive adj.
(aids/hepatit vb) tedavisi olmamış drug-naive adj.
polarize olmamış unpolarized adj.
fermente olmamış (ekmek) therf [obsolete] adj.
mağlup olmamış unbeaten adj.
rahatsız olmamış unannoyed adj.
gıcık olmamış unannoyed adj.
tahrik olmamış unaroused adj.
hiç banka hesabı olmamış unbanked adj.
tıraş olmamış unbarbed adj.
devridaim olmamış uncirculated adj.
deforme olmamış uncrippled adj.
mahkum olmamış undampned [obsolete] adj.
yeterince memnun olmamış underfulfilled adj.
yeterince tatmin olmamış underfulfilled adj.
mağlup olmamış undiscomfited adj.
motive olmamış undriven adj.
mutlu olmamış unelated adj.
bir noktaya konsantre olmamış unfocussed adj.
bir nesneye konsantre olmamış unfocussed adj.
tahriş olmamış ungalled adj.
yara olmamış ungalled adj.
baba olmamış ungot [obsolete] adj.
baba olmamış ungotten [obsolete] adj.
mest olmamış uninchanted [obsolete] adj.
yok olmamış unperished adj.
helak olmamış unperished adj.
perişan olmamış unperished adj.
telef olmamış unperished adj.
tıraş olmamış unrazored adj.
ıslah olmamış unreformed adj.
ıslah olmamış unregeneracy adj.
rahatsız olmamış unroused adj.
(fiziksel olarak) rahatsız olmamış unruffled adj.
cinsel olarak tahrik olmamış unsexy adj.
rahatsız olmamış unsmitten adj.
aşık olmamış unsmitten adj.
tatmin olmamış unstanched adj.
memnun olmamış unstanched adj.
hoşnut olmamış unstanched adj.
rahatsız olmamış unstirred adj.
kat kat olmamış unstratified adj.
stres olmamış unstressed adj.
abone olmamış unsubscribed adj.
tatmin olmamış unsupplied adj.
memnun olmamış unsupplied adj.
hoşnut olmamış unsupplied adj.
karman çorman olmamış untangled adj.
heba olmamış unwasted adj.
mağlup olmamış unwhipped adj.
tam ikna olmamış half-convinced adj.
olmamış meyveye ait omphacine adj.
olmamış meyve ile ilişkili omphacine adj.
olmamış meyveden sıkılan omphacine adj.
koordine olmamış incoherent adj.
tatmin olmamış insatiate adj.
tatmin olmamış insatiated adj.
ikna olmamış bir şekilde unconvincedly adv.
Phrasals
olmamış saymak put behind v.
Phrases
daha önce hiç olmamış gibi as never before expr.
hiçbir şey olmamış gibi as if nothing happened expr.
çok etkisi olmamış to little avail expr.
çok etkisi olmamış of little avail expr.
Proverb
henüz olmamış bir şey için canını sıkma don't cross that bridge till you come to it
Colloquial
posta ücretinden muaf olmamış (mektup, posta) unfranked adj.
tepetaklak olmamış untumbled adj.
-den tatmin olmamış dissatisfied with adj.
(birinden/bir şeyden) tatmin olmamış dissatisfied with (someone or something) adj.
hiç olmamış gibi like it never happened expr.
bir süre aktif olmamış down for the count expr.
(biri) için zor değil/olmamış not a bother on (someone) [ireland] expr.
(biri) için sıkıntı/sorun değil/olmamış not a bother on (someone) [ireland] expr.
Idioms
olmamış gibi davranılan olay (the) elephant in the corner n.
olmamış gibi davranılan olay the elephant in the corner n.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak lay something to rest v.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak put something to rest v.
tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak put something to rest v.
tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak lay something to rest v.
(hiçbir şey olmamış gibi) işine devam etmek go about one's business v.
(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak have no part in (something) v.
(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak have no part of (something) v.
henüz olmamış bir şeye üzülmek cry before one is hurt v.
henüz olmamış bir şeyle ilgili sızlanmak cry before one is hurt v.
sarhoş olmamış (as) sober as a judge adj.
hangi gün vardır ki akşam olmamış the longest day must have an end expr.
olmamış bir şey için endişelenmeyelim let's cross that bridge when we come to it expr.
henüz olmamış bir şey için endişelenme/telaş yapma don't meet trouble halfway expr.
henüz olmamış bir şey için stres olma/sıkıntıya girme don't meet trouble halfway expr.
Speaking
sanırım birbirlerini görme şansları bile olmamış they probably didn't even see each other expr.
Trade/Economic
borsada kote olmamış hisse senedi unlisted stock n.
borsada kote olmamış senetler unlisted securities n.
borsada kote olmamış hisse senedi over the counter stock n.
kote olmamış hisse senedi unlisted stock n.
realize olmamış kar anticipatory profit n.
realize olmamış kar anticipated profit n.
tasfiye olmamış borç unliquidated encumbrance n.
tasfiye olmamış borçlar unliquidated encumbrance n.
borsada kote olmamış unlisted adj.
likide olmamış unliquidated adj.
konvertibl olmamış unconverted adj.
tasfiye olmamış unliquidated adj.
Law
reşit olmamış kişi minor n.
Politics
başkanlık seçimlerini kazanmış olan ama henüz başkan olmamış aday president-elect n.
başkanlık seçimlerini kazanmış olup henüz başkan olmamış aday president elect n.
(siyasi veya sosyal olarak) organize olmamış unpolicied [obsolete] adj.
Technical
polarize olmamış non-polarized adj.
Psychology
olmamış kılma undoing n.
Pathology
rüptüre olmamış serebral anevrizma nonruptured cerebral aneurysm n.
Chemistry
kül olmamış uncalcined adj.
Social Sciences
entegre olmamış (kimse veya topluluk) unintegrated adj.
History
yunan-roma kültürüne entegre olmamış kimse barbarian n.
Religious
ıslah olmamış unsaved adj.
Environment
yok olmamış unextinct adj.
Archaic
alabora olmamış unkeeled adj.
lord olmamış unlorded adj.
yok olmamış inextinct adj.
Slang
milli olmamış erkek cherry boy n.
milli olmamış erkek cherry-boy n.
British Slang
sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı smegma n.
sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı cheese n.
Modern Slang
covid olmamış kimse covid virgin n.
inkar ederek yokmuş/öyle bir şey olmamış gibi davranma adaptive denial n.
bir şey olmamış gibi davranmak act natural v.
bir şey olmamış gibi davran act natural exclam.