sıra dışı - Turco Inglés Diccionario
Historia

sıra dışı



Significados de "sıra dışı" en diccionario inglés turco : 28 resultado(s)

Turco Inglés
General
sıra dışı avant–garde n.
sıra dışı etypic n.
sıra dışı extraordinary adj.
sıra dışı uncommon adj.
sıra dışı freaky adj.
sıra dışı marginal adj.
sıra dışı way-out adj.
sıra dışı outstanding adj.
sıra dışı raging adj.
sıra dışı atypic adj.
sıra dışı out of one's way adj.
sıra dışı unusual adj.
sıra dışı bold adj.
sıra dışı loopy adj.
sıra dışı dainty [obsolete] adj.
sıra dışı geason adj.
sıra dışı premiere adj.
sıra dışı unique adj.
sıra dışı out of turn adv.
Colloquial
sıra dışı killer-diller adj.
sıra dışı funky adj.
sıra dışı phunky adj.
sıra dışı the glassy [australia] expr.
sıra dışı just the glassy expr.
Computer
sıra dışı out of sequence n.
Military
sıra dışı out of ranks n.
Slang
sıra dışı out of sight adj.
sıra dışı hellacious adj.

Significados de "sıra dışı" con otros términos en diccionario inglés turco: 89 resultado(s)

Turco Inglés
General
sıra dışı olay bildirimi notification of unusual event n.
sıra dışı tedbirler extraordinary measures n.
sıra dışı önlemler extraordinary measures n.
sıra dışı şeyler extraordinaries n.
sıra dışı faaliyet glamor n.
sıra dışı faaliyet glamour n.
sıra dışı kimse one n.
sıra dışı ürün piece of work n.
sıra dışı başarı succès fou n.
sıra dışı başarı succèsfou n.
sıra dışı tasarımlı vitrin supercabinet n.
sıra dışı/aykırı olanı seçmek choose the odd one out v.
oldukça sıra dışı highly unusual adj.
bir hayli sıra dışı highly unusual adj.
son derece sıra dışı tonitruous adj.
son derece sıra dışı tonitruant adj.
sıra dışı faaliyetlerle dolu glamorous adj.
sıra dışı faaliyetlerle dolu glamourous adj.
sıra dışı ve düzensiz görünen disharmonic adj.
tamamen sıra dışı flakey adj.
sıra dışı özellikleri olan gee-whiz adj.
sıra dışı olarak inordinately adv.
sıra dışı durum exc (exception) abrev.
Phrases
sıra dışı/aykırı olanı seç choose the odd one out expr.
Colloquial
sıra dışı biri a piece of work [us] n.
sıra dışı/tuhaf/acayip kişi strange duck n.
sıra dışı biri/şey killer-diller n.
olağanüstü/sıra dışı şey lollapalooza n.
sıra dışı bir şey a doozy n.
sıra dışı bir şekilde aydınlanmış olduklarını iddia edenler illuminati n.
sıra dışı ve şahane weird and wonderful adj.
sıra dışı (bir şey) quite a (something) expr.
sıra dışı bir şey quite something expr.
Idioms
(birinin) marifeti/komik/sıra dışı becerisi somebody's party piece n.
sıra dışı özellikler/nitelikler sterling qualities n.
mucizevi ve sıra dışı bir şey olacağının habercisi bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something n.
sıra dışı/mucizevi bir şey olacağına dair bir işaret bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something n.
(birinin) komik/sıra dışı becerisi (one's) party piece n.
sıra dışı bir isim a name to conjure with [uk] n.
sıra dışı tip a piece of work [us] n.
sıra dışı kimse/şey a rare bird n.
sıra dışı bir şey a real doozy n.
sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek march to a different beat v.
sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek march to a different drummer v.
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar belief v.
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar belief v.
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar belief v.
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar description v.
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar description v.
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar description v.
sıra dışı düşünmek think out of the box v.
sıra dışı bir hayat/yaşam tarzı seçmek march to (the beat of) a different drum v.
sıra dışı bir şey yapmak walk on water v.
sıra dışı olmak be in left field v.
sıra dışı olmak be off the wall v.
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak have an eyeful (of something) [uk] v.
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak get an eyeful (of something) [uk] v.
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek hit (something) out of the ballpark v.
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek hit (something) out of the park v.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel (just) crazy enough to work [cliché] expr.
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir crazy enough (that) it just might work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel crazy enough (that) it just might work [cliché] expr.
o kadar sıra dışı bir fikir ki aslında işe yarayabilir crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr.
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir crazy enough (that) it might just work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel crazy enough (that) it might just work [cliché] expr.
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir so crazy (that) it just might work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel so crazy (that) it just might work [cliché] expr.
o kadar sıra dışı bir fikir ki aslında işe yarayabilir so crazy (that) it might actually work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel so crazy (that) it might actually work [cliché] expr.
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir so crazy (that) it might just work [cliché] expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel so crazy (that) it might just work [cliché] expr.
Botanic
etli yumru veya anaçları ve sıra dışı çiçekleri olan çok yıllık karasal veya epifitik bitkileri içeren bir familya orchid family n.
etli yumru veya anaçları ve sıra dışı çiçekleri olan çok yıllık karasal veya epifitik bitkileri içeren bir familya family orchidaceae n.
Literature
bir hikayede önemli rol oynayan, sıra dışı fiziksel özelliklere sahip, gereksiz bir şekilde aşırı yetenekli ve aşırı idealize edilmiş kadın karakter mary sue n.
Linguistics
çin'in ticaret şehirlerinde kullanılan sıra dışı bir lehçe pigeon english n.
Geology
sıra dışı hiçbir özelliği olmayan haplic adj.
Military
sıra dışı hizmet extra duty n.
Ornithology
(kuş) sıra dışı tüy rengi ile öne çıkmak foul v.
Slang
sıra dışı yetenek game n.
sıra dışı şey the berries n.
sıra dışı kimse the greatest n.
çok sıra dışı mondo bizarro adj.
sıra dışı ve muzip pixolated adj.
çok kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey a/one hell of a... expr.
son derece kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey a/one hell of a... expr.
sıra dışı (biri/bir şey) one hell of a (something or someone) expr.
Modern Slang
sıra dışı maceralar yaşamak için dünyayı gezen kimse adventure junkie n.
sıra dışı pirsing aggressive piercing n.