soluk - Turco Inglés Diccionario
Historia

soluk



Significados de "soluk" en diccionario inglés turco : 79 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
soluk breath n.
soluk faded adj.
soluk pale adj.
General
soluk exhalation n.
soluk spiro n.
soluk inspiration n.
soluk puff n.
soluk breathing n.
soluk respiration n.
soluk wind n.
soluk breath n.
soluk air n.
soluk onde [dialect] n.
soluk flatus n.
soluk sickly adj.
soluk washy adj.
soluk ashy adj.
soluk lurid adj.
soluk pasty adj.
soluk green adj.
soluk decoloured adj.
soluk colorless adj.
soluk colourless adj.
soluk wan adj.
soluk thin adj.
soluk cadaverous adj.
soluk sallow adj.
soluk white adj.
soluk pallid adj.
soluk watery adj.
soluk sick adj.
soluk wax adj.
soluk dull adj.
soluk faint adj.
soluk pale adj.
soluk fade adj.
soluk dim adj.
soluk dimmed adj.
soluk dingy adj.
soluk washed-out adj.
soluk lifeless adj.
soluk decolored adj.
soluk limp adj.
soluk livid adj.
soluk blasted adj.
soluk blate [obsolete] adj.
soluk whey-faced adj.
soluk hoar adj.
soluk hoary adj.
soluk dogsick adj.
soluk paly adj.
soluk sanguineless adj.
soluk stanck adj.
soluk muted adj.
Colloquial
soluk beige adj.
Idioms
soluk a bit off adj.
soluk a little off adj.
soluk as pale as death expr.
Technical
soluk breathing n.
soluk breath n.
soluk sallow adj.
soluk colourless adj.
soluk colorless adj.
soluk lifeless adj.
soluk exhalation adj.
soluk faded adj.
soluk pale adj.
soluk faint adj.
soluk ambly- pref.
soluk amblyo- pref.
Computer
soluk dim adj.
soluk dimmed adj.
Textile
soluk pale adj.
Philosophy
soluk prana n.
Military
soluk flat adj.
Archaic
soluk air n.
soluk foul adj.
Slang
soluk peely-wally [scotland] adj.
soluk peelie-wallie [scotland] adj.

Significados de "soluk" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
soluk almak breathe v.
soluk vermek exhale v.
soluk almak inhale v.
General
soluk benizlilik pallor n.
soluk benizli sallow n.
soluk borusu windpipe n.
yeni bir soluk a breath of fresh air n.
soluk verme expiration n.
soluk alma respite n.
soluk benizlilik pastiness n.
soluk çeken inhalant n.
soluk aldırma cihazı inhaler n.
rengi soluk oluş dinginess n.
soluk mavi pale blue n.
soluk soluğa kalan gasper n.
soluk sarı straw yellow n.
soluk alma breathing n.
soluk renk lose colour n.
soluk renk pastel n.
soluk mavimsi gri renk pearl-gray n.
soluk beniz pale skin n.
soluk deri pale skin n.
yeni soluk a new breath n.
yeni bir soluk a new breath n.
uçuk/soluk yeşil renkli çin porseleni celadon n.
uçuk/soluk yeşil (renk) celadon n.
soluk alamama asphyxiation n.
soluk mavimsi gri renk pearl-grey n.
soluk ten pale skin n.
soluk pembe incarnadine n.
soluk yeşil-gri sırlı porselen celadon ware n.
çivit mavisinden daha yeşil ve soluk koyu grimsi mavi night blue n.
soluk bronzluk almond n.
soluk ten anaemia n.
soluk ten anemia n.
soluk alma embreathement n.
hırıltılı soluk wheeziness n.
hırıltılı soluk wheezing n.
bazı köpek ırklarına özgü soluk sarı veya kahverengi renk wheaten n.
soluk benizli kimse whey-face n.
florida'ya özgü olup sayıları azalmış olan bir yengecin soluk renkli ve lezzetli eti stone crab n.
soluk şey wraith n.
soluk, ince ve belli belirsiz şey wraith n.
ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgi faint n.
ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgi feint n.
soluk, dumna mavisi sırlı bir çin porseleni clair de lune n.
soluk alma inflatus n.
soluk yeşil ingenue n.
meksika'ya özgü bir yuka türünün yapraklarından elde edilen soluk ve sert lif palma n.
soluk çekme inhale n.
hızlı ve kısa soluk pant n.
kesik soluk pant n.
soluk soluğa kalan kimse panter n.
maviye çalan soluk grimsi bir renk tonu pearly [dated] n.
soluk sarı port orford cedar n.
soluk mavi skipper n.
soluk almak inhale v.
soluk soluğa olmak be out of breath v.
soluk soluğa söylemek gasp v.
soluk almasını zorlaştırmak stifle v.
soluk soluğa kalmak blow v.
soluk almak take a breath v.
soluk soluğa kalmak gasp v.
soluk almak inspire v.
soluk soluğa (belirli bir yöne doğru) yürümek puff v.
soluk almak catch one's breath v.
soluk almak rest v.
soluk aldırmak respite v.
soluk almak have a rest v.
soluk soluğa bırakmak puff somebody out v.
soluk vermek breathe out v.
soluk almak draw breath v.
soluk aldırmamak give no respite v.
soluk vermek expire v.
soluk almak breathe v.
soluk almak breathe in v.
soluk almasını engellemek stifle v.
soluk alıp vermek breathe v.
soluk almak respire v.
kuvvetle soluk vermek blow away v.
soluk almak take a breather v.
soluk almak inbreathe v.
zorlukla soluk alabilmek gasp for breath v.
boşuna soluk tüketmemek save one's breath v.
soluk soluğa kalmak pant for air v.
soluk alıp vermek ventilate v.
soluk alıp vermek ventilate v.
soluk almasını engellemek querken [dialect] v.
boğuk soluk sesleri çıkarmak wheezle [scotland/uk] v.
soluk şekilde belirmek glimmer v.
soluk hale getirmek dinge v.
nefessiz kalmışçasına soluk almak gulp v.
soluk almak onde [dialect] [obsolete] v.
soluk almak fetch v.
soluk yüzlü sallow adj.
soluk soluğa out of breath adj.
soluk soluğa kalmış breathless adj.
soluk sarı flaxen adj.
en soluk olanı dullest adj.
dışarı verilmiş (soluk vb) exhaled adj.
soluk kesici breathtaking adj.
daha soluk duller adj.
çok soluk ashen adj.
daha soluk sicklier adj.
soluk olmayan unfaded adj.
rengi soluk dingy adj.
soluk gri ashen adj.
(ten) soluk sallow adj.
solgun/soluk ve zayıf peaky adj.
soluk tenli pale-skinned adj.
(soluk) düzensiz catchy adj.
soluk benizli kimse tallow-face adj.
soluk cildi olan kimse tallow-face adj.
soluk benizli tallow-faced adj.
rengi soluk achromatic adj.
soluk renkli achromatic adj.
soluk renkli tinct adj.
soluk aldırmayan unrespited adj.
soluk (renk) light adj.
soluk görünen etiolated adj.
soluk yüzlü (kimse) white-faced adj.
soluk sarı renkli olan wheaten adj.
(belirli bir türden) soluk veya nefesi olan -winded adj.
soluk soluğa olan windless adj.
(alev) soluk blue adj.
unla kaplanmışçasına soluk (ten rengi) mealy adj.
ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgilere ait veya ilişkin faint adj.
ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgilere ait veya ilişkin feint adj.
soluk bej oyster adj.
soluk bej renkli oyster adj.
soluk alan inhalant adj.
arkasındaki parlak ışığın veya soluk renkli fonun oluşturduğu dış hatlara sahip (üç boyutlu şekil) silhouetted adj.
soluk (ışık) flat adj.
soluk benizli sallow adj.
soluk bir şekilde colourlessly adv.
benzi soluk bir biçimde wanly adv.
soluk soluğa breathlessly adv.
soluk bir şekilde dingily adv.
soluk bir şekilde waxily adv.
soluk bir halde lifelessly adv.
soluk bir şekilde cadaverously adv.
soluk soluğa with bated breath adv.
soluk bir şekilde colorlessly adv.
soluk alma anlamı veren son ek -pnea suf.
soluk alma anlamı veren son ek -pnoea suf.
Phrasals
nefes nefese (soluk soluğa) söylemek pant something out v.
soluk soluğa bir şey söylemek gasp out v.
soluk soluğa bir şey söylemek gasp something out v.
içine nefes/soluk alıp vermek breathe into v.
yeni bir nefes/soluk getirmek breathe into v.
soluk vermek breathe something out v.
soluk borusunu tıkayan bir şeyi öksürerek atmak/çıkarmak choke something up v.
(bir şey) soluk borusunu tıkamak choke on (something) v.
nefes nefese (soluk soluğa) söylemek pant out v.
Proverb
değişiklik yapmak yeni bir soluk getirir a change is as good as a rest
Colloquial
yeni bir soluk a shot in the arm n.
yaşamda yeni bir soluk a new lease of n.
yaşamda yeni bir soluk a new lease on life n.
aşırı soluk tenli kimse moon child n.
soluk soluğa kalmak puff and pant v.
soluk soluğa kalmak puff and blow v.
soluk soluğa kalmak puff and blow v.
biraz soluk olmak be a bit off v.
biraz soluk olmak be a little off v.
bir soluk/nefes aldır get off my bumper! interj.
soluk almadan before you can say knife expr.
Idioms
yeni bir soluk a new slant n.
taze soluk fresh blood n.
yeni bir soluk getiren/katan şey a variation on the theme of (something) n.
yeni bir soluk a new lease of life [uk] n.
yeni bir soluk breath of fresh air n.
soluk alış verişi düzene girme one's second wind n.
(bir şeyin içine) nefes/soluk alıp vermek breathe into (something) v.
yeni bir nefes/soluk getirmek breathe into (something) v.
yeni bir nefes/soluk getirmek breathe something into something v.
(bir şeyin içine) nefes/soluk alıp vermek breathe into something v.
soluk/nefes aldırmak get off (one's) bumper v.
soluk/nefes aldırmak get off (one's) tail v.
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek give somebody a new lease of life v.
birinin hayatına yeni bir soluk getirmek give somebody a new lease of life v.
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek give somebody a new lease on life v.
derin bir soluk almak take a deep breath v.
derin bir soluk almak catch one's breath v.
soluk soluğa kalmak be puffed out v.
soluk soluğa kalmak be out of breath v.
soluk soluğa olmak get out of breath v.
soluk soluğa kalmak be breathless v.
soluk alamamak be short of breath v.
soluk soluğa kalmak be out of whack v.
soluk soluğa olmak be out of wind v.
soluk soluğa kalmak huff and puff v.
soluk alamamak be out of breath v.
soluk soluğa kalmak be gasping for breath v.
soluk soluğa kalmak be out of puff v.
soluk getirmek bring a breath of fresh air v.
soluk soluğa olmak get out of wind v.
soluk soluğa olmak be out of breath v.
soluk bile almamak not to breathe a syllable v.
yeni bir soluk getirmek give a shot in the arm v.
yeni bir soluk katmak bring a breath of fresh air v.
yeni bir soluk getirmek breathe new life into something v.
yeni bir soluk katmak make all the difference v.
yeni bir soluk getirmek give a new impulse to v.
yeni bir soluk getirmek make all the difference v.
yeni bir soluk getirmek bring a breath of fresh air v.
yeni bir soluk katmak/getirmek make all the difference (in the world) v.
(bir şeye) yeni/taze bir soluk getirmek breathe (new) life into (something) v.
soluk almak catch breath v.
derin bir soluk almak catch breath v.
soluk/nefes aldırmak get off tail v.
birinin hayatına yeni bir soluk getirmek give a new lease of life v.
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek give a new lease of life v.
boşuna soluk tüketmemek save breath v.
soluksuz/soluk almadan (konuşma) in one breath expr.
soluksuz/soluk almadan (konuşma) all in one breath expr.
yeni bir soluk/nefes (gibi) (like) a breath of fresh air expr.
Technical
soluk sarı-kahverengi renkli uçucu yağ amber oil n.
soluk borusu trachea n.
soluk alma maskesi breathing mask n.
soluk renk shaded colour n.
soluk renk faint n.
soluk gri ashen n.
soluk alamama apnea n.
soluk alıp verme devre sistemi breathing circuit system n.
soluk alamama apnoea n.
soluk kırmızı renkli doğal nikel arsenid niccolite n.
soluk renkli kadmiyum sarı pigment cadmium yellow pale n.
soluk renk tint n.
soluk platinimsi bir renge sahip altın ve nikel alaşımı white gold n.
soluk vermek exhale v.
soluk dışarı vermek exhale v.
soluk alır capable of breathing adj.
soluk alabilir capable of breathing adj.
Computer
soluk simge dimmed icon n.
soluk komut dimmed command n.
soluk yükselt faded ascend expr.
Textile
keten tarağı flaxen soluk sarı flax comb n.
morumsu kırmızının macentadan daha kırmızı ve soluk bir tonu ruby n.
Woodworking
nyssa cinsi ağaçların hafif ve soluk renkli ahşabı tupelo n.
Dyeing
morun kuvarstan biraz daha kırmızı, menekşe renginden daha soluk bir tonu cattleya n.
mavinin morumsu ya da soluk grimsi tonu celeste n.
soluk yeşilimsi sarı tilleul n.
soluk yeşilimsi sarı tilleul green n.
soluk sarımsı bir pembe tonu tilleul buff n.
soluk sarımsı bir pembe tonu white jade n.
soluk yeşilimsi mavi titmouse blue n.
soluk yeşilimsi mavi mésange n.
soluk ve grimsi bir mavi tonu alice blue n.
soluk bir yeşil tonu aloe n.
soluk bir yeşil tonu aloes n.
soluk bir yeşil tonu aloes green n.
soluk sarıya bakan bir yeşil tonu amber white n.
soluk bir sarı tonu amber yellow n.
soluk bir sarı tonu venetian yellow n.
soluk kırmızımsı bir mor tonu anemone n.
kızılcıktan daha açık ve sarı, şarap renginden daha mavi ve soluk olan koyu kırmızı renk aubusson n.
soluk bir turuncu rengi bath stone n.
soluk bir turuncu rengi freestone n.
soluk bir turuncu rengi caen stone n.
soluk sarı renk jessamine n.
soluk turuncumsu bir sarı ile sarımsı gri arasında değişen bir renk bisque n.
dresden mavisinden daha yeşil ve mat, azurit mavisinden daha soluk ve kırmızımsı olan bir mavi tonu wireless n.
soluk mor wistaria n.
paprika kırmızısından daha sarı ve soluk olan canlı bir kırmızımsı turuncu tonu mandarin porcelain n.
paprika kırmızısından daha sarı ve soluk olan canlı bir kırmızımsı turuncu tonu mandarin red n.
çin mavisinden daha kırmızımsı ve daha mat ve japon mavisinden daha soluk olan koyu bir mavi tonu marine corps n.
macenta pembesinden daha mavimsi ve soluk bir ton maul n.
morun monsenyörlerin tören elbiselerindekinden daha mavi ve soluk olan parlak bir tonu mallow purple n.
morun monsenyörlerin tören elbiselerindekinden daha mavi ve soluk olan parlak bir tonu perkin's purple n.
morun monsenyörlerin tören elbiselerindekinden daha mavi ve soluk olan parlak bir tonu perkin's violet n.
macenta pembesinden daha mavimsi ve daha soluk bir ton mallow red n.
morun monsenyörlerin tören elbiselerindekinden daha mavi ve soluk olan parlak bir tonu mauveine n.
orkide renginden daha kırmızı ve koyu olan soluk bir morumsu pembe mauve-pink n.
kiraz kırmızısından daha sarı ve daha soluk bir kırmızı tonu may flower n.
kiraz kırmızısından daha sarı ve daha soluk bir kırmızı tonu mayflower n.
grimsi sarımsı kahverenginin badem renginden daha sarı ve daha soluk olan açık bir tonu medlar n.
grimsi sarımsı kahverenginin badem renginden daha sarı ve daha soluk olan açık bir tonu meerschaum n.
grimsi sarımsı kahverenginin badem renginden daha sarı ve daha soluk olan açık bir tonu gravel n.
sarımsı yeşilin soluk bir tonu fairy n.
sarımsı yeşilin soluk bir tonu fairy green n.
turuncu sarının soluk bir tonu fakir n.
turuncu sarının soluk bir tonu peachblow n.
deniz mavisinden daha soluk olan bir mavi tonu neuwied blue n.
deniz mavisinden daha soluk olan bir mavi tonu peligot's blue n.
deniz mavisinden daha soluk olan bir mavi tonu water blue n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi air blue n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi armenian stone n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi blue ashes n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi cendre n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi chessylite blue n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi copper blue n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi hungarian blue n.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi lambert's blue n.
kobalt camı renginden daha yeşil ve daha soluk olan bir orta ton mavi stone blue n.
kırmızımsı turuncunun soluk bir tonu fiery red n.
kırmızımsı turuncunun soluk bir tonu firecracker n.
soluk turuncu sarı veya sarımsı gri bir ton moonlight n.
güderi renginden daha soluk ve biraz daha kırmızı bir grimsi sarı tonu moth gray n.
güderi renginden daha soluk ve biraz daha kırmızı bir grimsi sarı tonu sheepskin n.
duman renginden daha sarımsı ve koyu bir soluk sarı yeşil tonu glaucous n.
sarı yaldız renginden daha soluk bir ton mummy n.
soluk sarımsı bir yeşil tonu oil green n.
soluk bir pembe tonu old rose n.
soluk şartröz rengi oyster n.
sarıya çalan soluk yeşil oyster n.
soluk sarımsı yeşil oyster n.
en soluk ve açık yeşil tonu verditure n.
soluk mavi ile soluk mor arası bir renk iris n.
soluk mavi ile soluk mor arası bir renk iris blue n.
soluk mavi ile soluk mor arası bir renk endive blue n.
soluk sarımsı yeşil parchment n.
soluk kırmızımsı bir mor tonu crocus n.
soluk kırmızı renk peach color n.
turuncuya çalan soluk bir sarı tonu flesh n.
soluk bir pembe tonu rose n.
soluk grimsi bir mavi tonu slate blue n.
soluk grimsi bir mavi tonu blue slate n.
soluk turuncumsu sarı jersey cream n.
soluk turuncumsu sarı polar bear n.
soluk sarımsı bir kahverengi tonu snuff n.
sarı yaldız renginden biraz daha soluk olan grimsi veya sarımsı bir kahverengi snuff brown n.
soluk sarı straw n.
daha soluk renge boyamak tone down v.
soluk ten rengi veya grimsi sarı renkte olan natural adj.
soluk (renk) thin adj.
soluk sarımsı yeşil renkte mosstone adj.
soluk mor lilac-colored adj.
soluk yeşilimsi mavi ice-blue adj.
soluk yeşilimsi mavi ice-blue adj.
soluk kırmızı pink adj.
soluk mavi perse [obsolete] adj.
soluk sarı renkli straw adj.
Automotive
soluk boya dull n.
Mining
kör soluk after damp n.
kör soluk choke damp n.
kör soluk blackdamp n.
uzun çizgili kristaller şeklinde altın bir tellürden oluşan metalik soluk sarı bir mineral calaverite n.
soluk mavi ya da grimsi siyah renkte spinel zeylanite n.
soluk mavi ya da grimsi siyah renkte spinel ceylanite n.
soluk mavi ya da grimsi siyah renkte spinel ceylonite n.
soluk mavi ya da grimsi siyah renkte spinel pleonaste n.
soluk mavi ya da grimsi siyah renkte spinel candite n.
soluk yeşil yeşim taşı feitsui n.
Medical
soluk darlığı air hunger n.
oksijen vermek için burun ve yutaktan soluk borusu içine sokulan tüp nasotracheal tube n.
soluk borusunun optik gereçle muayenesi tracheoscopy n.
hoş olmayan veya konforsuz soluk alma hissi unpleasant or uncomfortable respiratory sensation n.
hoş olmayan veya konforsuz soluk alma hissi unpleasant or uncomfortable sensation of breathing n.
hırıltılı soluk cavernous rale n.
hırıltılı soluk cavernous respiration n.
normalden daha hızlı bir şekilde soluk alıp verme hyperventilation n.
normalden daha yavaş bir şekilde soluk alıp verme hypoventilation n.
normalden daha hızlı bir şekilde soluk alıp verme overbreathing n.
soluk borusunun (trakea) kesilmesi tracheotomy n.
soluk borusu trachea n.
soluk darlığı respiratory disorder n.
soluk borusunu açma ameliyatı tracheotomy n.
soluk borusu yangısı tracheitis n.
soluk almanın dinmesi apnoea n.
soluk borusu ameliyatı tracheotomy n.
soluk borusunu açma ameliyatı tracheostomy n.
soluk frekansı respiratory frequency n.
soluk havası tidal air n.
soluk darlığı dyspnea n.
soluk borusu weasand n.
soluk borusu windpipe n.
soluk sonu karbon dioksit basıncı end-tidal carbon dioxide pressure n.
soluk infarkt pale infarct n.
soluk borusunu cilde açma ameliyatı tracheostomy n.
soluk darlığı shortness of breath n.
soluk durması apnea n.
soluk sonu halotan yoğunluğu end tidal halothane concentration n.
soluk alma respiration n.
soluk borusunu yarma operasyonu tracheotomy n.
soluk darlığı dyspnoea n.
soluk borusu açımı tracheotomy n.
soluk borusu ameliyatı tracheostomy n.
soluk borusu iltihabı tracheitis n.
soluk almanın dinmesi apnea n.
soluk durması apnoea n.
ağız veya burundan soluk borusuna yerleştirilerek hava yolunun açık tutulmasını sağlayan katater endotracheal tube n.
soluk, sarkık ve cansız granülasyonlarla kaplı yara weak sore n.
boğulan kişinin soluk borusundaki yiyecek gibi nesneyi çıkarmak için kullanılan bir acil müdahale tekniği heimlich maneuver n.
boğulan kişinin soluk borusundaki yiyecek gibi nesneyi çıkarmak için kullanılan bir acil müdahale tekniği heimlich manoeuvere n.
(radyografi, bilgisayarlı tomografi ve benzeri tetkik uygulamalarında) soluk bölge lucency n.
soluk yollarını açmak decongest v.
soluk havasına ait tidal adj.
soluk havası ile ilgili tidal adj.
soluk havasını içeren tidal adj.
nefes ya da soluk almaya ait inspiratory adj.
soluk borusunun ağzına ait glottal adj.
soluk borusu içinde endotracheal adj.
soluk borusuna ait tracheal adj.
soluk almaya ait inhalational adj.
soluk almayı gerektiren inhalational adj.
Anatomy
kalbin dış zarında bulunan soluk, sarı renkli, serumlu sıvı pericardial fluid n.
soluk borusu thrapple [scottish] n.
soluk borusu throat pipe n.
soluk borusu thropple [dialect] n.
soluk borusundaki çeşitli küçük damarlar tracheal vein n.
soluk borusundaki çeşitli küçük damarlar vena trachealis n.
soluk borusu trachea n.
el bileği, ayak bileği veya soluk borusu gibi kısımları çevreleyen bağlar annular ligament n.
soluk borusu ve bronşlara ait tracheobronchial adj.
soluk borusu ve bronşlarla ilgili tracheobronchial adj.
soluk borusu ve bronşlardan tracheobronchial adj.
soluk borusu ve bronşları etkileyen tracheobronchial adj.
soluk borusu ve yemek borusu ile ilgili tracheoesophageal adj.
soluk borusu ve yemek borusundan tracheoesophageal adj.
soluk borusuna ait arteriac adj.
soluk borusuyla ilgili arteriac adj.
soluk borusunda yer alan endotracheal adj.
soluk borusundan geçen endotracheal adj.
soluk borusu anlamı veren ön ek tracheo- pref.
soluk borusu anlamı veren ön ek trache- pref.
Physiology
soluk kapasitesi vital capacity n.
soluk alma ve soluk verme süreci ventilation n.
soluk alıp verme süreci ventilation n.
mümkün olan en derin soluma yapıldığında soluk havasına ek olarak ciğerlere çekilebilen hava complemental air n.
tekrar soluk almak rebreathe v.
Pathology
soluk borusu ve bronş iltihabı ile karakterize yaygın bir solunum yolu enfeksiyonu tracheobronchitis n.
soluk borusu iltihabı trachitis n.
soluk alma güçlüğüne neden olan nefes darlığı anhelation n.
anormal derecede yavaş soluk alma bradypnoea [uk] n.
irisi soluk, beyazımsı veya renksiz olan göz glass eye n.
gözünün irisi soluk, beyazımsı veya renksiz olan kimse glass eye n.
soluk kesilmesi ile ilgili apneic adj.
Pharmaceutics
acı ve soluk sarı renkli, kristalli bir tüberkülostatik ilaç tibione n.
acı ve soluk sarı renkli, kristalli bir tüberkülostatik ilaç tibion n.
acı ve soluk sarı renkli, kristalli bir tüberkülostatik ilaç thiacetazone n.
soluk yollarını açan decongestant adj.
Veterinary
at frengisinin genital bölgede meydana getirdiği soluk benekler toad spot n.
Gastronomy
soluk rengi ile bilinen bir tür fransız patatesi amandine n.
genellikle soluk sarı renkli sert bir italyan peyniri asiago n.
Chemistry
özellikle fünye olarak kullanılan soluk sarı renkli bir kristal patlayıcı trinitrophenylmethylnitramine n.
özellikle fünye olarak kullanılan soluk sarı renkli bir kristal patlayıcı tetryl n.
soluk yeşil renkteki kalsiyum demirli sulu bir fosfat anapaite n.
deniz mavisinden daha soluk olan bir mavi tonu soluble blue n.
soluk sarı renkli çözünebilir kristal bir katı brezilin n.
gümüş klorür içeren ve ışığa maruz kalması ile kararan beyaz-soluk sarı veya gri mineral horn silver n.
soluk sarı renkli zehirli ve aşındırıcı bir element fluorine n.
Biology
soluk deliği stigmate n.
soluk renkli şapkası ve sapına doğru büyüyen yapısı olan bir çayır mantarı american parasol (lepiota americana) n.
büyük sarımsı kahverengi şapkaları, soluk kahverengi lamelleri ve gövdesinin etrafında kırmızı çizgisi olan bir mantar cortinarius armillatus n.
soluk sarımsı renkte etli bir mantar cinsi clitocybe n.
soluk sarımsı renkte etli bir mantar cinsi genus clitocybe n.
gençken soluk turuncu-sarı olup olgunlaştığında kırmızımsı kahverengiye dönen bir mantar scleroderma bovista n.
gençken soluk turuncu-sarı olup olgunlaştığında kırmızımsı kahverengiye dönen bir mantar smooth earthball n.
soluk renkli organizma shadow n.
Biochemistry
soluk alma inspiration n.
soluk alma inhalation n.
Marine Biology
genellikle beyaz veya soluk gri renkli, uzun spiral kabuğu olan bir karındanbacaklı deniz salyangozu ladder shell (epitonium) n.
soluk veriş expiration n.
soluk yeşil gözlü ince bir balık greeneye n.
büyük okyanus'a özgü olup soluk pembe eti bulunan somon balıklarına verilen ad pink salmon n.
oncorhynchus cinsi somonun soluk pembe eti pink salmon n.
Astronomy
soluk mavi nokta pale blue dot n.
Astrology
ufukta görülen soluk bir ışık kuşağı zodiacal light n.
ufukta görülen soluk bir ışık kuşağı zodiacal band n.
Zoology
soluk borusu benzeri bir yapıyla solunum yapan mayt, kene, sahte akrep ve uzunbacaklı örümceklerin de dahil olduğu bir örümcekgiller takımı trachearia n.
beyaz ipeksi tüyleri ve üzerinde soluk pembe plakaları olan çok küçük bir arjantin armadillosu fairy armadillo (chlamyphorus truncatus) n.
beyaz ipeksi tüyleri ve üzerinde soluk pembe plakaları olan çok küçük bir arjantin armadillosu pichiciago n.
beyaz ipeksi tüyleri ve üzerinde soluk pembe plakaları olan çok küçük bir arjantin armadillosu pichiciego n.
beyaz ipeksi tüyleri ve üzerinde soluk pembe plakaları olan çok küçük bir arjantin armadillosu chlamyphore n.
soluk gri kürklü bir kutup tilkisi blue fox n.
kutup tilkisinin soluk gri renkli kürkü blue fox n.
soluk kahverengimsi gri renkli at hoddy n.
soluk gümüşi gri renkli hoar adj.
Botanic
deriye benzer saplı soluk sarı spor keseli bir mantar calostoma lustescens n.
abd'nin güneydoğusunda yetişen soluk mavi çiçekli çançiçeği southern harebell (campanula divaricata) n.
abd'nin güneyinde ve meksika'da yetişen tüylü yapraklı soluk sarı çiçekli bitki camphor daisy (haplopappus phyllocephalus) n.
colombia ve peru'da yetişen soluk pembe çiçekli çan çiçeği canterbury bell (gloxinia perennis) n.
çin'in kuzeyinde yetişen koyu yeşil parlak yapraklı ve soluk sarı çiçekli çalı türü chinese pea tree (caragana sinica) n.
yüksek ovalarda yetişen, kümeler halinde soluk sarı çiçekleri olan bitki sulfur paintbrush (castilleja sulphurea) n.
tüylü ve soluk yeşil yaprakları olan, kuzey ılıman bölgelerde yetişen çok yıllık yabani bir ot chafeweed (gnaphalium sylvaticum) n.
tüylü ve soluk yeşil yaprakları olan, kuzey ılıman bölgelerde yetişen çok yıllık yabani bir ot wood cudweed n.
soluk mavimsi çiçekleri olan ve salatalarda yeşillik olarak kullanılan bir bitki lamb's lettuce (valerianella locusta) n.
soluk mavimsi çiçekleri olan ve salatalarda yeşillik olarak kullanılan bir bitki valerianella olitoria n.
soluk mavimsi çiçekleri olan ve salatalarda yeşillik olarak kullanılan bir bitki common corn salad n.
soluk mavimsi çiçekleri olan ve salatalarda yeşillik olarak kullanılan bir bitki mache n.
yeni zelanda'ya özgü, soluk gümüşi kabuğu olan bir kayın ağacı silver beech (nothofagus menziesii) n.
soluk sarı çiçekleri ve yenilebilen ceviz tadında tohumları olan bir kuzey amerika nilüferi american lotus (nelumbo lutea) n.
soluk sarı çiçekleri ve yenilebilen ceviz tadında tohumları olan bir kuzey amerika nilüferi water chinquapin n.
soluk sarı çiçekleri ve yenilebilen ceviz tadında tohumları olan bir kuzey amerika nilüferi yanquapin n.
soluk şeytanayağı thoroughwax (bupleurum rotundifolium) n.
uçlarında soluk sarı çiçekleri olan içi boş, uzun, dar ve konik yaprakları olan çok yıllık bir ot yellow salsify (tragopogon dubius) n.
ince gri renkli lifçikleri ve soluk renkli bir şapkası olan zehirli bir çayır mantarı spotted tricholoma (tricholoma pardinum) n.
ince gri renkli lifçikleri ve soluk renkli bir şapkası olan zehirli bir çayır mantarı tiger tricholoma n.
ince gri renkli lifçikleri ve soluk renkli bir şapkası olan zehirli bir çayır mantarı tigertop n.
ince gri renkli lifçikleri ve soluk renkli bir şapkası olan zehirli bir çayır mantarı leopard knight n.
ince gri renkli lifçikleri ve soluk renkli bir şapkası olan zehirli bir çayır mantarı dirty trich n.
abd'nin kuzeydoğusuna özgü, soluk renkli kokusuz büyük çiçekleri ve yumrulu kök sapları olan bir nilüfer tuberous water lily (nymphaea tuberosa) n.
soluk sarı çiçekleri ve yenebilen ceviz benzeri tohumları olan bir kuzey amerika nilüferi alligator button (nelumbo lutea) n.
kuzey amerika nilüferinin soluk sarı renkli çiçekleri alligator button n.
soluk mavimsi-mor çiçekleri olan çok dikenli küçük bir bitki alpine besseya (besseya alpina) n.
soluk mavimsi-mor çiçekleri olan çok dikenli küçük bir bitki synthyris alpina n.
soluk mavimsi-mor çiçekleri olan çok dikenli küçük bir bitki veronica besseya n.
renksiz suyu olan soluk kırmızı meyve veren bir vişne ağacı amarelle (prunus cerasus caproniana) n.
renksiz suyu olan soluk kırmızı meyve veren bir vişne ağacı prunus cerasus caproniana n.
kuzey amerika'da yetişen, bileşik yapraklarının alt kısımları soluk yeşil veya gümüş-beyaz olan dişbudak ağacı american ash n.