disappear - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
disappear kaybolmak v.
  • My card has disappeared.
  • Kartım kayboldu.
  • As for the fourth part, though, where has it disappeared to?
  • Dördüncü kısma gelince, o nereye kayboldu?
  • More than 17 000 people have disappeared since the beginning of the Lebanese war.
  • Lübnan savaşının başlangıcından bu yana 17.000'den fazla insan kayboldu.
Show More (128)
disappear ortadan kaybolmak v.
  • He disappeared for five hours because he was being interrogated by the FBI.
  • Beş saat boyunca ortadan kayboldu çünkü FBI tarafından sorgulanıyordu.
  • Some of them were threatened or assaulted before disappearing altogether.
  • Bazıları tamamen ortadan kaybolmadan önce tehdit edilmiş veya saldırıya uğramıştır.
  • The person who had sat in my office and with whom I had talked warmly and companionably about politics had disappeared.
  • Ofisimde oturan ve siyaset hakkında sıcak ve dostça konuştuğum kişi ortadan kaybolmuştu.
Show More (75)
disappear yok olmak v.
  • The strong, broad-based peace camp there has not disappeared, but it has been reduced.
  • Oradaki güçlü, geniş tabanlı barış kampı yok olmadı ama azaldı.
  • If it had been a flesh and blood one, you would have been sorry to see it disappear.
  • Eğer kanlı canlı biri olsaydı, yok olduğunu gördüğünüze üzülürdünüz.
  • Some species, such as sawfish, have disappeared altogether.
  • Testere balığı gibi bazı türler ise tamamen yok olmuştur.
Show More (27)
disappear ortadan kalkmak v.
  • That amendment has now disappeared.
  • Bu değişiklik şimdi ortadan kalktı.
  • Under those conditions, compulsory and non-compulsory expenditure would disappear.
  • Bu koşullar altında zorunlu ve zorunlu olmayan harcamalar ortadan kalkacaktır.
  • Mr Titley, the Iron Curtain is not disappearing.
  • Bay Titley, Demir Perde ortadan kalkmıyor.
Show More (23)
disappear aniden kaybolmak v.
  • Tom suddenly disappeared.
  • Tom aniden kayboldu.
  • Emails have started suddenly disappearing from my inbox.
  • Gelen kutumdaki e-postalar aniden kaybolmaya başladı.
  • He disappeared suddenly under very mysterious circumstances.
  • O, çok gizemli şartlar altında aniden kayboldu.
Show More (1)
disappear ortalıktan kaybolmak v.
  • You have to disappear.
  • Ortalıktan kaybolmalısın.
  • Tom suddenly disappeared.
  • Tom birden ortalıktan kayboldu.
Show More (-1)
disappear ortadan kaldırmak v.
  • We know we shall not be able to make all the difficulties simply disappear by waving a magic wand.
  • Sihirli bir değnek sallayarak tüm zorlukları ortadan kaldıramayacağımızı biliyoruz.
Show More (-2)
disappear kayıplara karışmak v.
  • Tom disappeared into thin air.
  • Tom kayıplara karıştı.
Show More (-2)