öylece - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

öylece



Sens de "öylece" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
General
öylece thus and so adv.
öylece so adv.
öylece thus adv.
öylece accordingly adv.
öylece thereby adv.
öylece simply adv.
Colloquial
öylece just like that expr.

Sens de "öylece" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 36 résultat(s)

Turc Anglais
General
ortalıkta öylece durmak hang v.
öylece atıvermek cob [dialect] [uk] v.
öylece koyuvermek drape v.
yanından öylece geçip gitmek fly-by v.
öylece yerleştirivermek slap v.
ayakta dikilerek öylece durmak stand about v.
öylece kalmak sull v.
yetim gibi öylece kalmış orphan adj.
öylece bekleyen standing adj.
Phrasals
bir şeyden öylece durmak slide by v.
öylece atmak pitch on v.
öylece bırakmak pitch on v.
öylece açığa koyulmak lay about v.
öylece bir kenara atmak kick aside v.
(olan bir şeyi) öylece durup seyretmek look on as (something happens) v.
(birini/bir şeyi/kendini) bir yere yığıp bırakmak/öylece yığmak plonk (someone, something, or oneself) down v.
(birini/bir şeyi) öylece bırakıp gitmek walk away from (someone or something) v.
Phrases
öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek you can't be a little bit pregnant expr.
öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek you can't be half pregnant expr.
Colloquial
öylece salınıp hayatına normal devam etmesine izin verilemeyecek kadar fazla şey bilmek know too much v.
Idioms
hiçbir şeye karışmadan öylece oturmak be sitting on the sidelines v.
uzun süre öylece kalmak lie doggo v.
bir yere habersiz/hazırlıksız/öylece çıkıp gitmek do something on spec [uk] v.
(birini) öylece terk etmek leave (one) flat v.
bir kenarda öylece like cheese at four pence [uk] adv.
Speaking
buraya öylece giremezsin you can't just come in here expr.
buraya öylece giremezsiniz you can't just walk in here expr.
buraya öylece giremezsiniz you can't just come in here expr.
oturup öylece bekleyemeyiz we can't just sit and wait expr.
öylece mi çıkıvermiş it just came off expr.
öylece gidiverdin you just took off expr.
öylece bırakamazsın you can't just quit expr.
öylece izleyip boş duramayız we can't just sit back and do nothing expr.
mesele öylece kaldı there the matter dropped expr.
Slang
(herkes çalışırken) öylece oturmak sit on one's ass v.
(herkes çalışırken) öylece oturmak sit on one's arse v.