aynı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

aynı



Sens de "aynı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 72 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aynı same adj.
aynı identical adj.
General
aynı doublet n.
aynı facsimile n.
aynı one and the same n.
aynı the same n.
aynı same difference n.
aynı equal adj.
aynı one adj.
aynı all of a piece adj.
aynı tantamount adj.
aynı set adj.
aynı double adj.
aynı veritable adj.
aynı very adj.
aynı identic adj.
aynı of a piece adj.
aynı corresponding adj.
aynı of a piece with adj.
aynı parallel adj.
aynı spitting image of adj.
aynı very image of adj.
aynı self adj.
aynı just like adj.
aynı selfsame adj.
aynı similar adj.
aynı duplicate adj.
aynı same adj.
aynı identical adj.
aynı alike adj.
aynı look-alike adj.
aynı uniform adj.
aynı tautoousian adj.
aynı after one adj.
aynı uniformal adj.
aynı identikit adj.
aynı numerically identical adj.
aynı quantitatively identical adj.
aynı ilk [obsolete] adj.
aynı ilke [obsolete] adj.
aynı consimilar adj.
aynı self-same adj.
aynı selve adj.
aynı similary adj.
aynı to a hair adv.
aynı eadem adv.
aynı idem adv.
aynı in rem adv.
aynı ditto adv.
aynı identically adv.
aynı in kind adv.
aynı very adv.
aynı like prep.
aynı ilk [scotland] pron.
aynı tauto- pref.
aynı homeo- pref.
aynı homo- pref.
aynı taut- pref.
aynı taut- pref.
aynı taut- pref.
Colloquial
aynı spitting image n.
aynı yewsh (usual) adv.
aynı same same [thailand] expr.
Speaking
aynı no change expr.
Law
aynı isonomic adj.
Technical
aynı identical adj.
aynı alike adj.
aynı uniform adj.
aynı same adv.
Math
aynı congruous adj.
Geometry
aynı congruent adj.
Literature
aynı id. (idem) abrev.

Sens de "aynı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aynı fikirde olmak agree v.
aynı fikirde olmamak disagree v.
aynı seviyede even (with) adj.
aynı doğrultuda olan parallel adj.
aynı zamanda at the same time adv.
aynı biçimde likewise adv.
aynı şekilde likewise adv.
General
aynı adı taşıyan namesake n.
gönderilen şeyler (mektupla aynı zarf içinde) enclosures n.
aynı kökten türemiş sözcük conjugate n.
bir bölgedeki kuşlara yapılan aynı zamanlı saldırı epornitic n.
aynı yardım public relief n.
aynı fikirde olma agreement n.
aynı cinsten olma congenialness n.
aynı sesi tekrar etme alliteration n.
aynı sınıftan kimseler tribe n.
aynı partiden seçime katılan aday running mate n.
aynı zamanda ve aynı hızla paripassu n.
aynı takımda yarışan at running mate n.
aynı anda olma concurrency n.
aynı olma (fikir) concurrence n.
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ evening primrose oil n.
aynı anda her yerde bulunma ubiquity n.
iki elini de aynı beceriyle kullanabilme ambidexterity n.
aslının aynı nüsha tenor n.
aynı ülkenin vatandaşı compatriot n.
aynı zamanda yer alma conjunction n.
aynı anda yapılan işlem simultaneous operation n.
aynı tür fellow n.
dini aynı olan kimse coreligionist n.
aynı yazar idem n.
başkası ile aynı evde oturan kimse inmate n.
aynı mağazalar zincirine bağlı mağaza chain store n.
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ primrose evening oil n.
aynı gemide hizmet eden shipmate n.
bir yönetim altında bulunan aynı türden bir grup ticari kuruluş syndicate n.
tıpatıp aynı replica n.
aynı gün same day n.
aynı tür same kind n.
aynı şekil kind n.
aynı anda olma simultaneousness n.
soyu aynı olma filiation n.
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri spouse n.
aynı dereceden kimse fellow n.
tıpatıp aynı spit n.
aynı zamanda birçok yerde mevcut olma ubiquity n.
aynı soydan gelme cognation n.
aynı zamana rastlama concurrence n.
aynı kıta içinde düzenlenen geziler short haul n.
dolaşıp aynı noktaya gelen yol circuit n.
birlik durumda yaşayan aynı türden organizmaların oluşturduğu topluluk colony n.
bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm race n.
aynı hizaya getirme alignment n.
aynı basım facsimile n.
aynı rota üzerinde yol alan gemi tren gibi taşıtların seferleri arasındaki zaman headway n.
karşı tarafta aynı yeri işgal eden kimse his opposite number n.
aynı masada oturanların hepsi table n.
aynı soydan çiftleştirme inbreeding n.
aynı zaman diliminde olma contemporization n.
aynı türden olan congener n.
aynı kuluçkadan çıkan yavruların tümü covey n.
rüzgar yönünün seyir halindeki araçla aynı olması tail wind n.
aynı yönetim altında bulunan gazeteler grubu a newspaper syndicate n.
aynı kökten türemiş olma durumu conjugateness n.
aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa (gazete) spread n.
aynı anda iki zıt fikre inanma doublethink n.
aynı anda çeşitli meteorolojik olguları kaydeden cihaz meteograph n.
aynı inancı paylaşanlar grubu a group sharing equal belief n.
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen euphemist n.
aynı duyguları paylaşma fellow feeling n.
aynı türden şey congener n.
aynı düşüncede olma communion n.
aynı cins same quality n.
babasıyla aynı adı taşıyan kimsenin adına eklenir junior n.
iki farklı maddeyi aynı anda yakma cofire n.
iki farklı maddeyi aynı anda yakma cofiring n.
aynı anda iki yerde birden olma bilocation n.
aynı ada sahip kimse namesake n.
aynı yaş grubu same age group n.
bir grup insanın aynı sigarayı sırayla içmesi chainsmoke n.
aynı dönem same period n.
aynı şey ditto n.
dönüp dolaşıp aynı noktaya gelinen mesele vicious cycle n.
aslının aynı exact copy of the original n.
aslının aynı true and exact copy of the original document n.
aslının aynı true copy of the original n.
aynı odayı paylaşma chummage n.
aynı anlam same meaning n.
aynı anda olma concurrence n.
aynı birimle ölçülebilme commensurability n.
aynı türden olan şey homogenesis n.
aynı yere geri dönme backtrack n.
aynı zamanda olma coincidence n.
aynı kalite same quality n.
herkes için aynı fiyat flat rate n.
aynı ülkeden olan fellow countryman n.
karşısındaki ile aynı duyguyu paylaşma sympathies n.
aynı adlı namesake n.
aynı adlı homonym n.
aynı isimli homonym n.
aynı isimli namesake n.
sekizi aynı doğumda doğan bebekler octuplet n.
aynı zamanda planlama concurrent planning n.
hepsi aynı same difference n.
aynı okuldan mezun kişilerin geliştirdiği birbirini gözetme ilişkisi old-boy network n.
aynı etkiler same effects n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme bar tour n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme bar crawl n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme bar-hopping n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme pub crawl n.
aynı film the same film n.
aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi double dutch n.
aynı kabileden/gruptan birisiyle yapılan evlilik inmarriage n.
aynı kabileden/gruptan birisiyle yapılan evlilik intermarriage n.
aynı sınıf same class n.
aynı tasarım same design n.
aynı anda hem özne hem de nesne konumunda olma durumu assujetissement n.
aynı soydan gelme filiation n.
aynı şarkı same song n.
aynı yıl ve yerdeki üzümler kullanılarak üretilmiş şarap vintage wine n.
aynı para same money n.
aynı sesin tekrarı alliteration n.
aynı hareketli kaslar congenerous muscles n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması carpooling n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması carpool n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması rideshare n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması covoiturage n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması ride-sharing n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması lift-sharing n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması car-sharing n.
akran/aynı yaşta olan agemate n.
aynı hatta gidiş geliş sefer yapan tren shuttle train n.
aynı nadir kan grubu same rare blood type n.
dini aynı olan kimse co-religionist n.
aynı zaman diliminde olma contemporisation n.
birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi extinction event n.
birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi mass extinction n.
birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi biotic crisis n.
birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi extinction-level event (ele) n.
aynı hızla giden bir sürücünün bir süre sonra hızlı gittiğini algılıyamaması velocitization n.
aynı konu üzerinde düşünüp durma rumination n.
bir kart çekip çıkan kelimeyi aynı gruptaki oyunculara çizerek anlatmaya çalıştığınız bir oyun pictionary n.
aynı evde yaşayan kimse cohabitant n.
(genelde nikahsız) aynı evi paylaşan kimse cohabitant n.
aynı derecede yıkıcı etki equally devastating effect n.
bir bölgede birden fazla dilin aynı anda bulunması polyglossia n.
aynı meslekten/topluluktan kimseleri ifade eden bir söz brethren n.
sağdan sola veya soldan sağa aynı okunan kelime palindrome n.
aynı paranın iki yüzü two sides of the same coin n.
aynı paranın iki yüzü two faces of the same coin n.
aynı eski aşk same old love n.
iki tarafın da aynı oranda kazanması veya kaybetmesi zero-sum game n.
aynı anda birçok yerde olma yetisi ubiquity n.
kırık veya diğer dişlerle aynı hizada olmayan diş snaggletooth n.
aynı anda iki aracın yarıştığı bir çeşit araba/motor yarışı drag racing n.
aynı görevi önceden yapmış kimse predecessor n.
aynı görüşteki insanların oluşturduğu topluluk camp n.
aynı ismin hem cins hem de tür adı olarak kullanılması tautonym n.
aynı sesin tekrar edilmesi tautophony n.
aynı sesin ya da hecenin defalarca tekrar edilmesi tautological echo n.
aynı sesin tekrar edilmesi tautophony n.
aynı sesin tekrar edilmesi tautophony n.
soldan sağa ve yukarıdan aşağı aynı kelimelerin okunduğu bir tür bulmaca acrostic n.
aynı zaman diliminde art arda olayların yaşanması rash n.
dergi, gazete vs. ortasında yer alan ve aynı habere ayrılmış karşılıklı sayfa çifti centre spread n.
aynı odayı/bölmeyi kullananların her biri chamber fellow n.
hala aynı rütbede olan gözden düşmüş subay reformade [obsolete] n.
balede hep aynı ayağın önde olduğu süzülme hareketi chassé n.
aynı yerden yeniden sakatlanma reinjury n.
aynı çadırda kalan kimse tentmate n.
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil tetraskele n.
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil tetrascele n.
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil tetraskelion n.
aynı şey the same thing n.
aynı evde oturan kimse inmate n.
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü tom fool knot n.
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü tom fool's knot n.
aynı alanda üç farklı beceriye sahip uzman triple threat n.
aynı anda iki kriteri sağlayan şey twofer n.
aynı eksene getirme alinement n.
aynı düzeye getirme alinement n.
aynı şekilde olma alikeness n.
aynı derecede olma alikeness n.
aynı amacı taşıyan herkes all hands n.
iki elini de aynı beceriyle kullanabilme ambidextrousness n.
metroseksüel ve maskülen, aynı zamanda şefkatli, ilgili, düşünceli erkek ubersexual n.
aynı zamanda her yerde bulunma ubiquitariness n.
aynı anda birden fazla yerde olma ubiquitariness n.
aynı mürettebattan kimse crewmate n.
aynı fikirde olma unanimousness n.
aynı anda aynı şeyleri söyleme unison n.
aynı sesi çıkarma unisonance n.
aynı fikirde olma unisonance n.
grup üyelerinin çıkarlarının, amaçlarının veya görüşlerinin aynı olması unity n.
aynı şekilde davranma equiparation n.
babasıyla aynı isimli erkek çocuk jnr n.
babasıyla aynı isimli erkek çocuk jr n.
özellikle doğu avrupa'da aynı bölge veya şehirden gelen akran yahudi landsman n.
aynı sınıftan diğer değerlerle kıyaslanabilmesi için bir değere verilen sayı magnitude n.
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma malaprop n.
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri sıklıkla karıştıran kimse malapropist n.
aynı bölgede yaşayan insanlar vianage n.
başka biriyle aynı yemini eden kimse vow-fellow n.
aynı anda dört eşi olan kimse quadrigamist n.
aynı veya benzer türden olan şeyler whatnot n.
aynı anda hem iyi bir eş olan hem de profesyonel bir kariyere sahip olabilen bir kadın wonder woman n.
pul ile aynı resmi taşıyan kartpostalları inceleyen alan maximaphily n.
birbirleriyle ilişki yaşayan üç kişinin aynı evde yaşaması ménageàtrois n.
soldan sağa ve yukarıdan aşağı aynı kelimelerle doldurulan bir bulmaca word square n.
birebir aynı kopya fair copy n.
aynı dini inancı paylaşan insan topluluğu faith community n.
hep aynı telden çalan kimse harper n.
bir yüzeyi kaplayan her yeri aynı kalınlıkta materyal herb layer n.
kaplama veya parçayı oluşturan her yeri aynı kalınlıkta materyal herb layer n.
aynı atadan gelen bir soyun alt kolu branch n.
(dama) aralarında boş bir kare bırakılmış aynı renkte iki taş bridge n.
aynı dağılım fonksiyonları veya değerlerine sahip olma homogeneity n.
başkasıyla aynı isme sahip kimse homonym n.
aynı cinsiyetten birine cinsel çekim duyma homosex n.
aynı cinsiyetten biriyle yaşanan cinsellik homosex n.
aynı cinsiyete duyulan cinsel çekim homosexualism n.
aynı cinsiyetten biriyle ilişkiye girme homosexuality n.
aynı anda tek bir karısı olma monogyny n.
bir oyuncunun rakibiyle aynı anda ellerini açarak aynı sayıda parmaklarını uzattığı bir italyan oyunu mora n.
bir oyuncunun rakibiyle aynı anda ellerini açarak aynı sayıda parmaklarını uzattığı bir italyan oyunu morra n.
(pamuk, yün) kordonları aynı anda çekip kıvırarak ipliğe dönüştürüp masuraya saran makine mule n.
(nümizmatik) aynı parçada görülmeyen ön ve arka tasarımlarla basılmış madeni para veya madalya mule n.
müziksel gösterimde çubukları çizmek için kullanılan, aynı anda beş paralel çizgi çizebilen kalem music pen n.
kutsal görülen bir şeyin adıyla aynı olan, ondan türetilmiş veya o şeyin adını içeren ifade oath n.
aynı kalitede çay chop of tea n.
aynı kalitede çay yaprağı chop of tea n.
(bütün çanların aynı anda çalınması ile elde edilen) şıngırtı clam n.
(kar veya artan masraf nedeniyle) aynı mülkün karşılıklı anlaşma yolu ile birinden diğerine devredilmesi demise and redemise n.
aynı sınıfa ait veya benzer çıkarları ve hedefleri olan kimselerden oluşan birlik guild n.
aynı denklem identical equation n.
birbiriyle aynı tür olan sekiz şeyden sekizincisi octuplicate n.
aynı kategorideki diğerlerinden farklı olan şey odd bod n.
(grup üyelerine aynı anda ikram edilen) likör round n.
her yıl aynı tarihte yapılan dini bayram immovable feast n.
(pul koleksiyonculuğunda) birkaç ülkede aynı anda genellikle hatıra amaçlı basılan pul omnibus n.
(aynı anda) her yerde bulunma omnipresency n.
aynı kurumda çalışan kimse confrier n.
aynı endüstride yer alan firma congeneric n.
(birden fazla şey) aynı anda doğum connascence n.
(birden fazla şey) aynı anda doğum connascency n.
aynı şekle sahip eşit aralıklı desen diapering n.
düzenli olarak gübrelenen ve aynı mahsul için kullanılan tarla infield n.
(aynı arkadaş grubu arasında çıkan) tartışma in-fighting n.
aynı tarafta olunan kimse good guy n.
aynı rota üzerinde giden iki ardışık eleman arasındaki boşluk column gap n.
genellikle aynı ailenin üyelerinin sahip olduğu ayrı ev topluluğu compound n.
başkasıyla aynı yatakhanede uyuyan kimse comrade [obsolete] n.
birden fazla cesedin aynı anda yakılması concremation n.
birden fazla şeyin aynı anda yakılması concremation n.
aynı zamana rastlama concurrency n.
aynı zamana rastlama concurrentness n.
bir başkasıyla aynı zamanda yaşamış kimse cotemporary n.
aynı yuvada yaşayan bir grup çayır köpeği coterie n.
iki kişinin normalde aynı olan eşyalarını ayırt etmek için armaya yapılan ilave ya da değişiklik difference n.
birisi ile aynı ada sahip kimse doppelganger n.
aynı kaynaktan elde edilen iki gelir double dipping n.
aynı pulla art arda iki hamle yaparak rakibin iki pulunu yeme double jump n.
iki tarafında da aynı rakam olan domino taşı doublet n.
aynı postaneden gönderilip teslim alınan mektup drop letter n.
(jonglörlük) aynı anda iki topun atılması duplex n.
aynı çatı altında yaşayan tüm aile üyeleri family [obsolete] n.
(develerde ve atlarda) vücudun aynı tarafındaki iki bacağın ayın anda kaldırılıp indirilmesi pace n.
aynı ülke vatandaşı paesano n.
tamamen aynı unsurlar parallel n.
aynı gerilim farkının iki veya daha fazla rezistansa uygulandığı elektrik cihazı devresi parallel n.
iki sesin aynı yönde kaydettiği melodik ilerleme parallel motion n.
aynı anda gerçekleşen birbiri ile alakasız durumları birbiri ile ilişkilendirme parataxis n.
kökü aynı sözcüklerin yan yana sıralanması paregmenon n.
aynı üç taştan oluşan set pong n.
planlanmışçasına aynı zamana rastlama conspiracy n.
isa'nın bedeni ve kanının komünyondaki ekmek ve şarabın özüyle aynı anda var olduğu öğretisini benimsemiş kimse consubstantialist n.
ilişkileri aynı kıtada bulunan ülkelerle sınırlama politikası continentalism n.
aynı kurumda çalışmak üzere işe alınan karı koca couple n.
aynı anda birden fazla özelliğe göre sınıflandırma cross-division n.
aynı ırktan kimse fellow-creature n.
aynı yaratıcının yarattığı kimse fellow-creature n.
aynı aile evinin bölünmesiyle elde edilen ayrı alan in-law apartment n.
aynı ülkenin farklı bölgesinden gelen kimse inmigrant n.
aynı ülkenin farklı bölgesinden gelen kimse in-migrant n.
aynı mısradaki kelimeler arasındaki kafiye internal rhyme n.
bir diğeri ile aynı yasal statüde olan kimse peer n.
aynı vardiyada çalışan itfaiye ekibi platoon n.
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup platoon n.
aynı anda tek bir alıcıya yönlendirilen posta postbag n.
aynı çağdan kimse coetanean n.
aynı dönemden olma coeval n.
aynı zamandan olma coeval n.
aynı yaşta olma coevalneity n.
aynı dönemde yaşama coevalneity n.
aynı zamanda yaşayan kimseler coevals n.
aynı türden olan şey cogener n.
aynı ev sakini cohabiter n.
aynı duyguları paylaşma coherence [obsolete] n.
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri coholder n.
bir diğeriyle aynı fikirde olan kimse coincider n.
aynı vakayı gösteren birkaç semptomdan her biri coindication n.
başkasıyla aynı yerde yaşayan kimse coinhabitant n.
aynı anda gerçekleşme coinstantaneity n.
aynı zamanda olma co-occurrence n.
bir diğeriyle aynı rütbede olan kimse coordinate n.
partneriyle nikah bağı olmaksızın aynı evi paylaşan kimse de facto [australia] n.
aynı fikirde olmayan kimse disagreer n.
aynı sülaleden insanlar folk n.
aynı sülaleden insanlar folks n.
aynı cinsiyetten iki kardeşin çocukları orthocousins n.
aynı enlemde yaşayanlar periecians n.
değişen fenotipi gen kaynaklı fenotipi ile aynı olan canlı phenocopy n.
aynı anda birden fazla makamda görev alma pluralism n.
(ses üretiminde) dinleyiciye orijinal ses kaynağı ile aynı odada olduğu yanılsamasını verme presence n.
aynı bankta oturulan kimse puefellow [obsolete] n.
aynı fikirde olan kimse seconder n.
aynı türün yedincisi septuplicate n.
birden fazla insanın aynı katil tarafından öldürülmesi olayı serial killing n.
aynı kumaştan dikilmiş düz kemerli bluz ve etekten oluşan giysi shirt-waist suit n.
aynı atalardan gelenler sib n.
tüm odaları aynı katta bulunan daire simplex n.
aynı anda doğan dört çocuktan biri fourling n.
bir şey için aynı anda birden fazla isim/eş anlamlı sözcük kullanılması poecilonymy n.
jeolojik geçmişin her noktada yaklaşık aynı olduğu bölge province n.
aynı türden iki nesne span n.
(sahibinin aynı zamanda ingiliz kilisesi rahibi olduğu araziye ait) mesken squarsonage [uk] n.
(aynı satıcı için çalışan) hayat kadınları stable n.
baskı harfi ile aynı ebat stickful n.
domino taşlarındaki tüm kemiklerin aynı sayıyı taşıması suit n.
oyundaki tüm işaretlerin aynı isim veya sembolde olması suit n.
bir şeyin aynı anda meydana gelmesini sağlayan uyarlama synchronising n.
bir şeyin aynı anda meydana gelmesini sağlayan uyarlama synchronizing n.
aynı anda görülen şeyler bütünü syndrome n.
aynı ölçüde yazılmış mısralar grubu system n.
aynı çizgide yer alma alignment n.
aynı düzeyde olmak equal v.
aynı boyunduruğa koşmak yoke with v.
aynı zamana rastlamak coincide with v.
aynı fikirde olmamak differ from v.
aynı çatı altında toplamak assemble under the same roof v.
aynı düşüncede olmamak disagree with v.
aynı görüşte olmamak disagree with v.
aynı şeyi tekrar tekrar söylemek ring the changes on v.
ile aynı fikirde olmak hold with v.
tamamen aynı fikirde olmak see eye to eye v.
aynı zamana rastlamak coincide v.
aynı frekansta olmak be on the same wavelength v.
hep aynı tür rolleri vermek typecast v.
aynı görüşlerde olmak be eye to eye v.
aynı fikirde olmak see eye to eye v.
aynı ayarda olmak (birisiyle) be in step with somebody v.
aynı hizada olmak be in alignment v.
birini başkalarıyla aynı kefeye koymak lump someone together with v.
hep aynı telden çalmak harp on something v.
aynı fikirde olmak see eye to eye with v.
aynı fikirde olmak agree with v.
aynı zamana rastlamak concur v.
aynı anda olmak synchronize v.
aynı yoldan geri dönmek double back v.
birini başkalarıyla aynı tutmak lump someone together with v.
aynı sesi tekrar etmek alliterate v.
aynı yönetim altında birleştirmek syndicate v.
ile aynı fikirde olmak be one with v.
aynı pota içinde eritmek melt in the same pot v.
aynı görüşte olmamak be inconsistent with v.
ile aynı fikirde olmamak differ with v.
aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak constantly make something the main topic of conversation v.
aynı yapmak unify v.
aynı fikirde olmak subscribe to v.
aynı hızla uzunca bir süre gitmek cruise v.
aynı şeyleri tekrarlayıp durmak harp on v.
aynı şeyi yapmak follow suit v.
aynı kalmak remain the same v.
aynı yemeğe talim etmek have to eat the same food v.
aynı masanın çevresinde toplanmak gather around the same table v.
aynı hizaya getirmek align v.
aynı fikirde olmamak differ v.
aynı olmak be the same v.
aynı düşüncelere sahip olmak be on the same wavelength v.
aynı fikirde olmak agree v.
aynı zamana rastlamak clash v.
aynı anda yapmak accompany v.
aynı fikirde olmak concur v.
aynı şeyi söylemek tell the same thing v.
ile aynı hızda gitmek keep up with v.
aynı zamana denk gelmek coinciding v.
aynı yapmak uniform v.
sürekli aynı rolü vermek typecast v.
aynı düşüncede olmak go along with somebody v.
aynı düşüncede olmamak disagree v.
aynı kalmak remain same v.
aynı şeye sahip olmak own something in common v.
aynı bedende birleşmek coalite v.
ile aynı odayı paylaşmak double up with v.
aynı saymak consider same v.
aynı fikirde olmamak dissent v.
tamamen aynı görüşte olmak be solidly for v.
aynı odayı paylaşmak chum v.
aynı görüşte olmamak have a different opinion v.
iskambilde aynı renkten oynamak follow the suit v.
aynı dalga boyunda sinyal göndererek yayını anlaşılmaz hale getirmek jam v.
çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak hold a child back a year v.
aynı şeyi yapmak follow the suit v.
aynı masada toplanmak gather around the same table v.
aynı kefeye koymak equate v.
aynı görüşleri paylaşmak share the same views v.
aynı saymak identify v.
ile aynı görüşte olmamak disagree with v.
aynı kağıttan oynamak return v.
aynı acıyı hissetmek sympathize v.
aynı yerde bulunmak exist or stand in the same place v.
aynı çatı altında toplamak bring together under the same roof v.
aynı yoldan geri gitmek retrace one's steps v.
ile aynı olmak be tantamount to v.
aynı görevi görmek serve the same purpose v.
aynı işi görmek have the same function v.
aynı işleve sahip olmak have the same function v.
aynı işi görmek serve the same purpose v.
aynı görevi görmek have the same function v.
aynı işleve sahip olmak serve the same purpose v.
aynı fikirde olmamak disagree v.
aynı ana denk gelmek coincide v.
aynı ayarda olmak be in step with something v.
iki farklı maddeyi aynı anda yakmak cofire v.
aynı fikirde olmak weigh in with v.
aynı kafada olmak be of the same opinion v.
biriyle aynı fikirde olmak hold opinion with v.
aynı düzeye gelmek catch up with v.
aynı alanda farklı tarım ürünleri yetiştirmek intercrop v.
aynı anda söze karışmak intercede with v.
aynı anda söze başlamak intercede with v.
aynı anda dikmek interplant v.
aynı amaca hizmet etmemek serve at cross purposes v.
aynı ortamı paylaşmak share the same environment v.
aynı ortamı paylaşmak share the same ambiance v.
aynı çatı altında yaşamak live under the same roof v.
aynı bırakmak leave something same v.
aynı bırakmak leave untouched v.
aynı bırakmak leave unchanged v.
aynı yönde hareket etmek move in the same direction v.
aynı olmamak not be the same v.
aynı görüşü paylaşmak share the same opinion v.
aynı anlamı taşımak have the same meaning v.
aynı anlamı taşımak carry the same meaning v.
aynı kalmak remain unchanged v.
aynı anlamı taşımak bear the same meaning v.
aynı şekilde karşılık verilmek retaliate v.
aynı dili konuşmak talk the same language v.
aynı dili konuşmak speak the same language v.
aynı görüşte olmamak dissent v.
aynı düzeye getirmek catch up v.
aynı evde hep beraber yaşamak cohabitate v.
aynı yola çıkmak lead to the same result as another v.
aynı kurallara uymamak not to play by the same rules v.
aynı tarlada farklı bitkileri yetiştirmek intercrop v.
aynı soydan çiftleştirmek inbreed v.
aynı fikirde olmamaya razı olmak agree to disagree v.
aynı hareketi yapmak follow suit v.
aynı renkten oynamak follow suit v.
aynı zamanda olmak concur v.
aynı düşüncede olmak go along with v.
aynı düşüncede olmak go along v.
aynı fikirde olmak go along v.
aynı görüşte olmak go along with v.
ile aynı tempoda gitmek keep up with v.
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak harp on v.
aynı düşüncede olmak hold with v.
aynı tutmak identify v.
aynı düzeye gelerek uyum sağlamak get abreast v.
aynı düzeye gelmek get abreast v.
aynı zamanda rastlamak coincide with v.
aynı anda olmak concur v.
koymak (bir mektupla aynı zarf içine) enclose v.
aynı kuvvetle karşı koymak countervail v.
aynı anlama gelmek have the same meaning v.
aynı anlamda olmak have the same meaning v.
aynı düzeyde kalmak keep up with v.
aynı kaderi paylaşmak have a similar fate v.
aynı kaderi paylaşmak share the same fate v.
aynı zamana ayarlamak synchronize v.
aynı düzeye ulaşmak come up to someone's shoulder v.
aynı anlamda olmak have same meaning v.
aynı şekilde hareket etmek fall into line with v.
aynı görüşlere sahip olmak hold similar views v.
aynı görüşü paylaşmak carry along v.
dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmek come full circle v.
aynı anda iki eşe birden sahip olmak have two spouses at the same time v.
aynı problemle karşılaşmak face the same problem v.
aynı problemle karşılaşmak encounter the same problem v.
aynı problem ile karşılaşmak encounter the same problem v.
aynı problem ile karşılaşmak face the same problem v.
aynı durum ile karşılaşmak face with the same situation v.
aynı noktaya değinmek make similar point v.
aynı koşulların var olduğunu kabul etmek would assume the same conditions v.
aynı anda var olmak coexist v.
aynı kulvarda olmak be on a par with someone v.
beklenenle aynı oranda olmak be in the right ballpark v.
aynı zamanda oluşturmak concreate v.
aynı anda yaratmak concreate v.
aynı şekilde karşılık vermek give somebody a taste of their own medicine v.